• Sonuç bulunamadı

Haydar Gündüz. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Haydar Gündüz. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat"

Copied!
72
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Haydar Gündüz

- şiirler -

Yayın Tarihi:

01.12.2020

Yayınlayan:

Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti

(2)

Haydar Gündüz

15 Temmuz 1981 İzmir doğumluyum. Açık öğretim öğrencisiyim. Şiirle tanışmam ortaokul sıralarına dayanır.

Şiirlerimin çoğunluğu yaşanmış hikâyelere dair kesitler taşır.

Birazda karamsar olması bu yüzdendir. Haziran ayında çıkmış olan 'umuda ezgili şiirler' adı altında birde şiir kitabım vardır.

(3)

....Çığlık Sussan,

Dinlesem senden arta kalan yalnızlığı.

Gözüm kapıya takılsa, Dalsam,

Sen gelsen, Pişman olsan, Bir hataydı, Affet desen.

Silsen, yüzümdeki acıları, Çiçeklerimi toplasan.

Saçlarımı okşayıp.

Ellerimi tutsan.

Bakıp gözlerime utansan, Konuşamasan,

Sana acısam.

Gençliğime,

Cahilliğime yansam.

Vazgeçsem, Uyansam,

Görsem gerçekleri.

Gitmiş olsan,

Kalsam kırık dökük, Vazom, çiçeklerim.

Acısa yüzüm,

Yüzümün acıdığıyla kalabilsem…

-Kadına şiddete hayır…

21.01.2009 Haydar Gündüz

(4)

Adettendir Adettendir ya, Her gidenin,

Ayrılanın arkasından bir kup takarlar.

Şimdiki gençler burnu havada, Ne anlarlar aşkdan sevgiden.

Ya yok mu o kız "şirrettin önde gideni"

Hele oğlan, oda az değil "serserinin teki"

Ben kalan olduğumdan,

Sense hem cinsleri olduğundan, Daha çok dillendirilirsin.

Olan sana olur anlayacağın, Ne kahpeliğin kalır,

Ne adiliğin.

Oysa ben bilirim.

Bu oyunun tek kaybedeni sen değilsin..

Haydar Gündüz

(5)

Adım Ali I.

Bir karanlık sokaktı.

Dört bir yanım hain, İt sürüsü.

Kaçmadım, Susmadım,

Görmezden gelmedim.

Söyleyecek sözlerim vardı, Uğrunda öldüm.

II.

Adım Ali,

19'zunda bir fidanım.

Korkuturmu sandın ölüm;

Ben susarsam ölürüm.

Haydar Gündüz

(6)

Aklımdasın Senki aklımdasın, Fikrimdesin her daim.

Ekmekte ki tuz,

Çaydaki şeker gibi belirginsin.

Senki kalbimdesin, Dua misali dilimde, Hastaya derman,

Mahkuma özgürlüksün.

O denli zor, O denli uzaksın.

Ama bana yinede, En çok sen lazımsın.

Haydar Gündüz

(7)

Babasızlık

Ben bilirim babasızlığı,

Kimse anlatmasın bana acısını, Saçında dolanmayan eli,

Avucunda tutunmayan nasırlı eli.

Nicesi.

Bende babayım,

Ayrı düşmüşüm evlatlarımdan.

Kimse anlamaz beni, Renk vermez yüzüm.

Günü, ayı geçmişim, Yıllar olmuş.

Sol yanımı boşa koyalı.

Gözüm görmemiş,

Yüreğim çarpmamış hayli zaman.

Bir yol tutturmuşum, Birde yanık bir türkü.

İçmişim, Kör kütük, Zil zurna,

Unutayım istemişim.

Adımı sanımı.

Her kimsem, Hatalarımı, Günahlarımı, Sevaplarımı,

Yitip gitsem istemişim.

Denize atılmış bir taş misali.

Kimse bilmesin yerimi yurdumu, Arayıp soranım olmasın.

Neyim var sanki, Acıdan,

İntizardan başka.

Üçte çocuk,

Arada çok şey var,

Yol, şehir kilometre mesafesi değil yaptığım.

Kin, nefret, hırs.

Ne kötülük ararsan.

Oysa kısa bu ömür, Hataları deşmek,

Kapanan yarayı kanatmak, Kazandırmıyor kimseye bir şey.

Yok telafisi yılların,

Ödenmiyor hataların bedeli, Ne çektiğim ceza,

Ne yaşadığım kar.

Bir telafisi olmalı oysa, Bu ülkede,

Adam öldürmenin cezası bile, Yıllarla sayılı.

(8)

Bir yol gösterin, Nedir bu işin izahı.

Nedir çektiğim azabın bedeli.

Haydar Gündüz

(9)

Bahsedilecek Güzel Şeyler

Güzel şeylerden bahsedelim sevgilim, Gözlerinden mesela,

Yaşanılacak bir dünyanın,

Olduğunun müjdecisi benim için.

Dahasıda var, Kokun mesela,

Ele avuca gelmeyen, Ama varlığıyla,

Bir çok dermansız hastalığıma şifa olan.

Güzel şeylerden bahsedelim sevgilim, İçersinde adlarımızın bolca geçtiği, Hayallerimiz olsun,

Yarına dair.

Haydar Gündüz

(10)

Bakışın Kafi Su örter,

Ama gizlemez, İçinde olanı.

Bakarsan görürsün, Üzerinde yansımanı, Bende öyleyim, Ayna misali,

Nasıl bakarsan, öyle görürsün, Yüzümde kendini.

Haydar Gündüz

(11)

Bana Dair Doğmuşum,

Sebep neden sormadan, Memnunmusun desen, Hemen cevap veremem.

Düşünmem gerek.

Ne yaşadım?

Ne gördüm?

Anlayacağın, romanlara konu olmadı hayatım.

Ama azımsanacak bir ömürde yaşamadım.

Gıptayla bakınıp,

Hüsrana sebep olmadım.

Bir sözdüm,

Yeri geldi bir mısra.

Zaman zaman anı, Öyle ya,

Ne kaldı ki,

Giden zamandan, Soluk resimler dışında.

Onlara kanıpta,

Gitmeyi hiç düşünmedim.

Yada hep aynı yerde kalmayı.

Parmaklarımla günleri sayıp, Ayırmadım pazartesiyi.

Ben her günü olduğu gibi sevdim.

İçmedim,

İçsemde kaybolmadım şişelerde.

Aklımın bir yerinde oldu hep, İşgale karşı savunma.

Yapamazdım,

Esirliğe alışkın değildim.

Bünye meselesiydi bir yerde, Sarf etmedim zamanı.

Aradım yalan yok, Otobüsün iç camından, Dışarıdaki dünyayı.

Hep düşünce modundaydım.

Umursamadım insanları, Bir yerde ben oldum, Girmedim kılıflara.

Karşımdakilere şirin görünmek adına, Yapmadım soytarılık

Ben buydum,

Seviyorum demeyi,

Yahut içimden geldi diyerek sarılmayı beceremedim, Yüreğimdeydi sevdiklerim,

Oyuncak hesabı oynamadım.

Bildiğimi yaptım,

En kutsal yerimde muhafaza ettim.

Biliyorum ki,

(12)

Yapmacık gülücükler.

El kol şakaları,

Yoktu kendini beğenmişliğim.

Aksine,

Kendimi hiç ön plana çıkarmadım.

Tek zaafım,

Haksızlığı tahammülsüzlüğümdü.

Onu da kim olsa savundum.

Aslında ne salladım,

Nede tutturmak gibi bir gayretim oldu.

Şans oyunlarından bile uzak kaçtım.

Çabam fark yaratmak değildi.

Kulvarım buydu.

Çıkamadım dışına,

Yahut etmedim teşebbüs.

Memnumdum hayatımdan, Yada deyiminizle dünyamdan.

Ben diğerleri gibi,

Otuz iki dişimi göstererek gülemedim, Gizledim aksine,

Ayıpmıydı, günahmıydı bilmiyorum Ama ne yapsam gülüyor oluyordum.

Tanrının vergisi gamzelerim, Kas gevşekliğim bir yerde, Beni hep ele veriyordu.

Şimdi desen ki,

Memnunmusun doğduğuna?

Susar, oluruna bırakırım.

Haydar Gündüz

(13)

Beklemem

Sen,Geçmişsin benden, Bense sendeyim,

Bilemediğim bir sebepten, Amaçsız değil yaşamam.

Nefes almam.

Bir şeyler için çarpıyor kalbim.

Beklemem ondan.

O yüzdendir,

Sana karşı zaafım.

Yoksa beklemem.

Karanlıkta,

Görmeden ötesini.

Beklemem,

Otobüs durağında,

Sağanak yağmur altında, Sensiz,

Şemsiyesiz, Nedensiz...

30.01.2009 Haydar Gündüz

(14)

Ben Bir Taşeron İşçiyim Ben bir taşeron işçiyim.

Yabancılaştırır, Korkutur adı beni.

Bir varım, bir yokumdur.

Beden işçisiyimdir.

Kimse itibar etmez.

O yüzdendir, Ne bakkalına,

Ne devletine borcum biter.

Yirmi dört saat çalışsam,

Hiçtir.

Bir kâğıtta yazmadıkça adım.

Ben bir taşeron işçiyim.

Kiracıyım işimde, Evimde,

Vatanımda.

Yoktur hakkım, Hastalanmaya,

Yorulmaya.

Yetmezse gücüm, Kor kapıya.

Patron, ağa, paşa.

Yoktur bir güvencem.

Bir imzaya bakar hakkım.

Ya kaşım vardır.

Ya gözüm.

Güçlüdür ya bilir.

Hakkı hukuku.

O yüzdendir,

Razıyımdır verilene.

Ben bilirim, veren el alır.

Mayıs 2012 Haydar Gündüz

(15)

Benzemez Kimseye Herkes bakarda, Sen gibi değil.

Herkes konuşurda, Sen gibi değil.

Susman bile,

Diğerlerine benzemez.

Kokun,

Hele o kokun varya, Başlı başına bela zati.

Seni sevmek,

Diğerlerini sevmeye benzemez.

Sana konuşmak, Cümle kirliliğidir.

Sana karşı susmak, En güzeli,

İsrafsız,

Solurken kokunu..

Haydar Gündüz

(16)

Bilen Varmı Bilirmiydi Berkin,

Eni sonu ondört yıl yaşayacağını.

Rüyasını görse hayra yorarmıydı, Kimbilir, belki suya anlatırdı.

İnanmazdı, düşünmezdi dahi, Nede olsa çocuktu.

Elleri senden benden küçük, Lakin çıkmıştı evden,

Veresiye alacaktı ekmeği, Acından ölmemek için.

Nerededir şimdi Berkin?

Bilen varmı...

Haydar Gündüz

(17)

Bir Küçük Çocuk Baba dedi çocuk.

Yaşı henüz küçük,

Gösterdi yerde buldu şeyi, Bu ne dedi baba.

Adam döndü arkasını, Aldı çocuğun elinden, Yerde buldu şeyi.

Baktı sağına soluna.

Sonra buruşturup dudaklarını, Nebilem oğul,

Benzemiyor hiçbir şeye.

Çocuk meraklanmıştı bir kere.

Babası at dediği halde aldı koydu cebine.

Bir eli sıkıca cebindeydi.

Güvenememişti babasına.

Ya çok değerliyse, Ya çok parası olursa, Kurtulursa bu hastalıktan, Ne hastalığımı?

Bilmiyorlardı.

Yeter ki iğne olmasın.

Çocuk çok korkuyordu iğneden.

Söyleyemiyordu doğruları.

Basit bir şey dedi doktor.

Basit mi?

Evet, evet dedi doktor.

Mikrop kapmış.

Bu ilaçları kullanın,

Bir haftada hiçbir şeyi kalmaz.

Oysa nasıl olur, Hasta çocuk.

Hem onca saat,

Bunu duymak için mi yürüdük dedi babası.

İçinden.

İyice baksaydınız doktor bey.

Uyutmuyor sancısından gece bizleri.

Yok, canım abartmaya gerek.

Kapmıştır hayvanın birinden mikrop, Bu yaşta normal böyle şeyler.

Kabullendi mecburen.

Kasaba uzaktı ya biraz şehre.

Zoruna gidiyordu onca saat boşuna yürümek.

Döndüler geri,

Söyleniyordu babası.

Kızıyordu kendine.

Çıkarsan karı lafıyla yola,

Çekersin kafasızlığını cezasının böyle.

Oysa söylemişti anası.

Kaynat ısırgan otunu,

(18)

Bunca ilaca bu kadar para vermekten, Daha iyi değil mi sanki?

Sıka sıka dişlerini, Ağrıtmıştı canını

Yürüdüler epey bir süre.

Çocuk susadı,

Çeşme önünde durup, Su içmek istedi.

Baba durmadı,

Ağır ağır devam etti.

Elini cebinden çıkarmıyordu çocuk.

Babası git gide uzaklaşıyordu.

Dayadı ağzını çeşmeye.

İçti suyu kana kana.

Bir süre koştu,

Uzaklaşan babasının ardından.

Karnı ağrımaya başladı.

İnceden geliyor,

Kıvrandırıyordu çocuğu.

Babasına bir şey demedi çocuk.

İğne geldi aklına.

Sıktı bir süre dişini.

Derken geldiler eve.

Koştu anasının yanına.

Sarıldı boğazına.

Çok yorulmuştu bugün.

Canı çıkmıştı yürümekten Sancılandı yine karnı, Ekşiyince yüzü,

Telaşlandı anası.

Ne oldu oğul? Dedi.

Çocuk yok bir şey, Geçer ana dedi.

Rahatladı anası.

Git elin yüzün yıka, Otur sofraya.

Koştu çocuk, Nede olsa küçük, Eli hala cebinde,

Zengindi belkim, kimbilir.

Babası kızdı anasına,

Yürüttün bizi bunca yol boşuna.

Yok, hiçbir şeyi Allaha şükürler olsun.

Mikrop kapmış biraz.

İçir şu ilaçları,

Kalmaz haftaya bir şey.

Sevindi çocuğun anası.

Yese de zılgıtı,

Çocuksa elini yüzünü yıkayıp, Koştu dedesini yanına.

Çıkardı cebinden,

Yoldayken yerde bulduğu şeyi,

(19)

Bak dede,

Ben buldum dedi.

Büyük bir adam edasıyla.

Dedesi aldı çocuğun elinden, Yolda bulduğu şeyi,

Neymiş bu böyle,

Benzemiyor hiç bir şeye.

Kaptı çocuk dedesinin elinde, Anladı dedesinin ne yapacağını.

Kızdı dedesi,

Sizin yaşınızdayken ben, Diye söylenmeye başladı.

Kaçtı çocuk odadan, Yemeden yemeği.

İştahı da yoktu zaten, Hâlâ sancıyordu karnı.

Ateşlenmişti de.

Uzandı yatağa,

Toplayıp dizlerini kasıklarında, Bastırmaya çalışıyordu acısını.

Terler boşalıyordu alnında.

Ninesi görünce çocuğu o halde, Kızdı gelinine,

Bir sirkeli bez koysana çocuğun alnına.

Taş olmayacasıca.

Bıraktı anası elindeki işi.

Koştu çocuğunun yanına, Baktı yanıyor ciğerparesi, Çağırdı erini.

Ses etmeden, usulca.

Gördü eri,anladı.

Fakat kalkamadı atasının yanından.

Bekledi bir işaret.

Dedeyse kızgındı çocuğa, İnadına müsaade etmedi.

Çocuğun ateşi yükseldi git gide.

Kuş gibi kalbi, Yoruldu.

Anası bir oyana, Bir buyana derken, Çocuk,

Susmuştu,

Cebinde sıkıca tuttuğu umuduyla...

03.01.2009

Korkularımıza ve yitik umutlarımıza.

Haydar Gündüz

(20)

Bir Masalmış Anlayacağın Bir masalmış anlatılan,

İçinde pembe panjurlu çiçekleri olan bir ev.

Beyaz perdeleri camın dışında dalgalanan.

Kapının eşiğinde hoş geldin paspası, Üzerinde bir noel ağacı figürü.

Sen açıyorsun kapıyı,

Elinde ellerini kuruladığın bir bez.

Gözüm önlüğüne takılıyor, Koca bir gülümseme işareti.

Gülüyor yüzün.

Gülüyor yüzüm.

Yerle yeksan oluyor tüm her şey.

Kıyametim oluyor gülüşün.

....Güzel olan herşey çabuk tükenir.

Beklemez yerini zamanını, Seni ortada yetim kor, Alınmaz üstüne.

Benimde gitme zamanım gelmiş.

Çekiyor beni dışarı bir ses.

Sonra bir bakmışsın masal bitmiş.

Bulut kapatmış güneşimi.

Kimsecikler kalmamış

Soluvermiş pembe panjurlu evimin çiçekleri.

26.06.2013 Haydar GÜNDÜZ Haydar Gündüz

(21)

Bir Senden İbaret Değil Dünya Güneşe dönmüş yüzünü,

Parıl parıl parlıyor.

Dersin olmuş afet,

Sürüklüyor asalakları arkasından.

Öyle ki akmış gözler,

Salyalardan geçinmiyor ortalık.

Diyorum,

Oturduğum yerden.

Bir bulut geçse, Yağmasa da olur.

Şöyle bir dursa,

Kesse şunun güneşini.

Soluklansa herkes.

Oda anlasa,

Kendinden ibaret bir dünyada yaşamadığını.

Haydar Gündüz

(22)

Birde Bana Sor Basıp geçme üstüme, Sussam çığlık olur.

Gitsem usulsüzlük.

Ne bir dert, Ne bir korku,

Aramadım bu işe sebep.

Anlayacağın eski bir hesap, Altüst etti beni.

Şimdi sanırsınki,

Ben olduğu gibi görünen, Güllük gülistanlık bir adam.

Ah birde bana sorsan, Eskisi gibi yine.

Ve ben her şeyi unutup, Sana,

Parmağına ölü yeşil otlardan yüzük yapsam..!

Haydar Gündüz

(23)

Birde Sen Anlat Bir şiir yaz bana,

İçinde senle benim geçtiğim.

Oturup iki sözün belini kırdığımız, Bardağımızdan çay yudumladığımız.

Burnumuzda lale sümbül kokusu.

Ben saçlarının kokusundan aşırıyorum az biraz, Olsun yaz,

Ne görürsen onu yaz, Bırakma eksik bir şey.

Ben bunca yıldır yazıyorum, Yer etmiyor.

Eksik hep bir şeyler..

Belki sen yazarsan, içime siner..

Haydar Gündüz

(24)

Bu Yolda Bir sızıdır,

Yeşerir yüreğimde, Dilimde dolanır durur, Kurarım yersiz bir hayal, Düşünki bir sokak,

Zifiri karanlık,

Üstüne sokak lambası kırık, Kaldırım üstü sere serpe,

Su giderinde gençliğini bırakanlar, Ağır bir koku,

Bu yolda,

Her yol sana çıkar, Yasaklarım,

Arzularım, Günahlarım.

Duysan neler söylüyor gözlerim, Bakman gerek,

İçine dalman,

Senin dünyan orası, Olabildiğince büyük, Alabildiğince özgür.

Haydar Gündüz

(25)

Çelişki I

Bahar gelmiş memleketime, Rengârenk çiçekler,

Cıvıl cıvıl insanlar.

Her şey bu denli güzelken, Olmuyor boş bir kalbi taşımak.

Hamal hesabı.

II

Yanık bir sevda,

Çöreklenmiş yüreğime.

Düğümlüyor soluklarımı.

O Mahallenin güzel kızı, Başımın belası.

Ama bi haber benden.

Tanımaz yolda görse,

Üstüme basar geçer, O denli.

III

Sanırsın dünya etrafında döner.

Bir karış surat,

Gülse sanırsın ölecek, Küçülüp yok olacak.

Yoksa bu güzellik,

Bu denlimi kötü…

Haydar Gündüz

(26)

Çocuğum Ya..

Çocuğum ya,

Hayal edersiniz beni,

Elinde bir külah dondurmayla, Pembe panjurlu bir evim vardır, Oyuncaklarla dolu birde odam!

Çocuğum ya, Aklınıza ilk,

Güzel elbiselerle gelirim.

Beyaz çoraplarımı tamamlayan ayakkabılarımla, Çocuğum nede olsa,

Bunlar en doğal haklarımdır.

Oysa öyle değil işin aslı.

Buralarda ben çocuk olduğum için, İlk benden feragat edilir.

İlk benim ihtiyaçlarım görmezden gelinir.

Çocuğum nede olsa,

Unutacak çok zamanım olur.

Çocuğum ya, Bana nerelisin,

Nerde yaşıyorsun dersen, Cevap veremem,

Bir Ülke, Bir şehir, Bir kasaba,

Bir mahalleyle sınırlı değilim, Ben her yerdeyim.

Çocuğum ya nede olsa,

Fazla uzaklaşamam gözünüzden...

Haydar Gündüz

(27)

Eksiğim Sana Karşı Bugün geçmişe döndüm, Okul sıralarında,

Aşk kazınmış masalarında ellerimi gezdirdim.

Arka sıradaki seni aradı gözüm.

Yoktun,

Yerinde yeller esiyordu..

Zil sesi bekliyordu kulağım, Koridorunda koşturan çocukları.

Senin tost ekmeğini, Bir köşede,

Ufak ufak yemeni arıyordu gözlerim.

Sendeki para,

Bende emaresi yoktu.

Eksimdi sana karşı,

Parçalarımın bini bir yerdeydi.

Adaleti yoktu dünyanın,

En azından ben öyle bir yerde yaşıyordum.

Bizim buralarda Adalet, İyi bir kız ismi olurdu.

Üstelik benimde akrabam, Halamın kızı olurdu...

Haydar Gündüz

(28)

Evsizin Biri Mevsim kış,

Üşüyorum bir hayli.

Montumda gitti,

Bir köpeğin hışmından.

Bu ara ölende yok ki, Hayrına kabanını giyeyim.

Bakan yok,

Görmezden gelen çok.

Ölüyorum ulan,

Bir tas yemek verende yok.

Oysa, böylemiydi eskiden.

İnsanlıkda can çekişiyor, Bu milletin elinden.

Orhan abi, Nebahat teyze, Rasim amca, Yuh ulan yuh,

Kafasını çeviren dahi yok.

Sanırsın ben ağustos böceği, Bunlar çalışkan karınca.

Ölüyorum ulan, Anlasanız ya.

Cumaya da var iki gün,

Cemaat te gelmiyor hafta içi, Yaksam gazeteleri,

Buradan da olacağım.

Saat iki,

Olmasa gece, ne var sanki.

Korkum yok geceden, Tek derdim,

Yatıp da uyanamamaktan.

Haydar Gündüz

(29)

Gece

Dışarıda bir sarhoşun narası, Köpeğin uluması,

Saatin tik takı,

Akıtan çeşmenin şırıltısı, Her şey uyumama karşı, Yatağın gıcırdayan yayı, Koridorda ayak sesi, Üzerine söylenmesi,

Her şey ondan nefret etmeme kafi, Bakıyor yüzüme boş boş,

Konuş diyor,

Dilim ağzımda büyüyor, Neleri yutuyorum,

Bir bilse,

Bu sessizliğe şükrederdi.

Ey zatı muhterem,

Senin gördüğün kadar sandığın dünyam, Benim yüreğime sığmıyor,

Zor,Bir ben bilirim, Birde...

Haydar Gündüz

(30)

Gel, Gitme Gıcırdar kapı,

Söker kalbimin tellerini yerinden.

Sallanır lamba,

Duvarlarımda oynaşır gölgen..

Lavanta kokun,

Uzaklaşır yastığımdan.

Demli çayın

Soğur bardağında.

Bu gidiş niye,

Özlemişim onca zaman seni.

Gel,Gitme,

Yakamozlardan meze yapayım sana.

Sen anlat, Ben dinleyeyim

Razıyım sarhoş cümlelerinle, Devrilmeye..

Haydar Gündüz

(31)

Gönüle Söz Geçermi?

Yağmur yağsa şemsiyemi açar, Rüzgar esse gözümü kapatırım.

Güneş biraz yaksa, gölgeye atarım kendimi.

Su birikintisinin üstüne gitmez, Kuru yeri tercih ederim.

Düz yol varken, Yokuşa çıkmam.

Bu kadar basittir yaşamım.

Kurallı kaideli., Gel gör ki,

Gönül başka bir perdede, Elindekinin değil,

Kaçanın peşinde..

Haydar Gündüz

(32)

Gülsek Gülsek,

Ağlamayacakmış gibi.

Sonra baksak,

Gözlerimizi dikip birbirimize, Susasak,

İçsek bir şeyler.

Sarhoş olsak,

Devrilsek köşe başında,

Acınacak halimize bakıp gülsek, Konuşsak birbirimizle,

Söksek dilimizden, En güzel sözleri.

Sen aşk olsan, Bense meşk.

Sonra bakıp birbirimize gülsek, Doya doya,

Hiç acıkmayacakmış gibi..

16.01.2009 Haydar Gündüz

(33)

Hasretlik Hasretki,

Adama duvar dövdürür, Saç ağrıtır,

Geceyi gündüze bağlatır, İçsen,

Sarhoşsundur, Ayık gezsen, Ruhsuz.

Hasretki,

İçinde boğar adamı, Sussan çıldırırsın, Bağırsan deli.

Kendini kendinle ıslah edersin.

Ya ölür kurtulursun, Yada bu dertle çürürsün.

Haydar Gündüz

(34)

Hayal ya...

Düşsem yollara,

Hesap kitap tutmadan, Her yer yeşil,

Kır çiçekleri dize kadar.

Bir yavru kedi dolanmış ayaklarıma, Yalın bir rüzgâr eriyor yüzümde.

Kuş cıvıltıları, Dalgaların sesi,

Ve gökyüzünün bir yerinde asılı gökkuşağı…

Hayal ya,

Sende yanımdasın, Aynı yolda,

Aynı rüzgârı paylaşmaktayız.

Bir elin kır çiçeklerinde, Bir elin bende,

Bense kapılmışım sana.

Sana bakıpta,

İki cümle konuşmak istiyorum.

Yetmiyor nefesim, Düğümlenmiş hesabı.

Ben sende yitiğim, Aç avuçlarını, Topla parçalarımı.

Yalanım,

Sönmüş bir mum misali, Nefesinde paralanmışım.

Bakma bana, Korkularımsın, Ecelim olursun.

Uğraştırmam, Çabuk kanarım.

Oysa ne güzeldi başta.

Her yer yeşil,

Kır çiçekleri dize kadar.

Neden böyle oluyor, Senin olduğun,

Seninle paylaştığım her şey, Neden ıstıraba dönüşüyor.

Kabullenmişliğimden mi?

Yetersizliğimdenmidir bu dert?

Uyansam yiteceksin,

Yatsam yakacaksın canımı.

Yok acından yana bir korkum.

Benim derdim gözlerin.

Bakıpta çözemediğim, Beni boşa çıkaran,

Her baktığımda sen olan…

26.02.2009 Haydar Gündüz

(35)

Hikaye Tadında Şiir Formatında Bir akşamüstü,

İliklerime kadar üşümüşken, Geçiyordum evinizin önünden.

Ayağımdaki kurşun aksattığı denli, Yakıyordu da canımı.

İçmiştim haylice,

Arkadaşımın Mahir’in düğünü vardı.

Sende tanırdın onu, Elif’in sözlüsüydü, Şimdi eri.

Askerde iken çokça konuşurduk, Hayallerimizden bahsederdik.

Çocuklarımıza isim seçer, Hangimize benzesin diye, Hararetli hararetli konuşurduk.

En son,

Telefonda konuştuğumuz günün o gece, Operasyonda

O malum olaydan sonra Bir daha duyamadım sesini.

Söylemişti anam, Çokça uğramış,

Halımı hatırımı sormuşsun

Sonrası sesin soluğun çıkmadı bir daha, Anamın dediği gibi,

Babanın topal damat istemem narası, Yaramıştı sanırım işe.

Herkesin saygı duyduğu Gazilik mertebesi, Bende büyük bir enkaza yol açmıştı.

Hikâyem uzundu, Anlatması zaruri.

Az çok tahmin edebileceğiniz gibi.

O yüzden, Dönelim başa;

Bir akşamüstüydü

İliklerime kadar üşümüşken, Geçiyordum evinizin önünden.

İçeride soba yanıyordu, Bacası tüten dumandan, Mahallede zehir hükümdü.

Genzimde acıyla,

Gözüm döndü pencerenize, Kapalı perdenin ardında, Gülüşmelerin gölgesi gezindi.

Kestane kokusu, Çay demi,

(36)

Booozzzzzaaaaa

Perdenin altında bir el belirdi, Yırtıldı sanırsın perde,

Göz göze geldik,

Ben gözlerine ışık tutulmuş gibi kalakaldım.

Sense alelacele girdin içeri, Yutkunmamı görmeye Zamanın bile olmadı.

Döndüm sonra,

Ellerim montumda gezindi.

Boştu paket,

Gözüm bozacı dayıya takıldı, Gözüme baktı,

Halden anlayan bir adamdı, Çıkarttı bir dal uzattı

Bende ona çakmağımı, O tek dal sigara,

Bana yol boyu teselli verdi.

Sonra gözleri geldi aklıma, Umduğunuz gibi değil, Ne deniz mavisi,

Ne çağla yeşili,

Sıradan bir kahverengi, Çoğunluğunda olan, Alelade bir göz, Ama kaşı kirpiği, İşte o kimsede yoktu.

Çok sevmiştim çok,

Öyle ki adı kalbimde sancı, Yokluğu yara oldu.

Ölmedim,

Sürünmem gerekti sanırım Kafanız karıştı biliyorum, Oysa bir akşamüstüydü, İliklerime kadar üşümüştüm.

Yolum evlerinin önünden geçiyordu.

Ben kalakaldım, O geçti benden,

Bunda topal ayağımın, Babasının payı büyüktü Ölmedim,

Sanırım sürünmem gerekti Haydar Gündüz

(37)

İçgüdüsel

Yolun başındayım henüz, Korkularım yeşermemiş,

Cesaretsizliğimin olgunlaşmamış.

Özgürüm sanıyorum,

Burada kalmamı zayıf bacaklarıma, Daha ötesini göremeyişi mi zekama Yetinmeyi dürüstlüğüme bağlıyorum.

Ne verseler alıyorum, Biriktiriyorum.

Yetmiyor,

Git gide açılıyor aradaki fark.

Senlik, benlik giriyor araya.

Anlıyorsun ki, Sözün bittiği yer,

Yolun bittiği yerle bağdaşıyor.

Çözümleniyor düğüm.

Verdikleri kadar özgür,

Söyleyebildiklerim kadar varım, Yazabildiklerim kadar cesur.

Haydar Gündüz

(38)

İhtarname...

Ey güzel,

Sanadır bu sözler.

Zaman öğütüyor bizleri.

O yüzden ağır gelir sözlerim, Şimdiden söyleyeyim.

Şımarıklılığa yer yok.

Sen ki güzelsin, Yüreğin,

İnsanlığın,

Hak ediyorsun bu dizeleri.

Gözlerinle okyanus, Sözlerinle fırtınasın, Ama bilmediğin,

Nice şey var biliyormusun, Aç gözlerini bak,

Görmen gerek.

Sen kendine bir dünya kurmuşsun, İçindeki tüm boşlukları,

Kadermiş, Umutmuş, Ümitmiş,

Denen zırvalarla,

Tıka basa doldurmuşsun.

Biliyormusun,

Aslında hepsi kocaman bir yalan.

Sen kendini kandırıyorsun.

Bilemediğin,

Bakıp ta göremediğin neler var.

Geçiyor zaman,

Yitiyor en değer verdiğimiz şeyler.

Çabalamaz,

Gelir diye beklersen, Ekilirsin.

Ve kalınca bir başına, Ellerini avuçlayacak bir el,

Gözlerine doyasıya bakan bir göz,

Nefesini nefesiyle sarmalayan biri olmayınca, Yüzleşirsin kendinle.

İşte o zaman, Sözün bittiği yer.

Issızlığın kol kanat gerdiği bu evde, Bakıp ta göremediğin,

Arayıp ta bulamadığın,

Sevdanın üzerine çöreklenir gölgen.

Sonra

Aynaya bakar, Boş ellerinin, Gözlerinin, Saçlarının,

Mahrum dudaklarının, Vebalini çekersin,unutma..!

(39)

Haydar Gündüz

(40)

İlk Gece

Korkarım, nazar ederim.

Ne çok yakışmış beyaz.

Güneşi kıskandırırsın sen.

Ayı, dolunayı, Akan nehri.

Yollar çatlar, Aynalar kırılır.

Gözler kararır seni görünce.

Tansiyonum düşer, Kalp hızlanır,

Tenine el değince!

Dualar edilir, Kulağımız çınlar.

Susar dil, Çatlar dudak,

Boğazımız düğümlenir.

Şaha kalkar kısrak.

Kapanır kapılar, Söner lambalar, İnler odalar.

Sokak lambasının ışığı, Avizelerden yansır.

Bir ıslık duyulur, Sokağın birinde.

İt ürür,

Kervan yürür.

Sarhoşun biri devrilir köşe başında.

Şamatalıdır gece,

Sahiplenmiştir herkesi.

Ne kurşun sesi, Ne bıçak yarası,

Kana bulanmıştır çarşaf.

Biri bizi düşler, Söver hayâsızca.

Bitmez bu gece, Lakin, ömür kısa...

Haydar Gündüz

(41)

İnsanlık Üzerine Biliyorum,

Gözümün kayık, Saçımın kirli,

Üstümdekinlerin kısa olması.

Pek şirin göstermiyor beni.

Ama yanıltmasın sizi, Terliğimin plaj,

Yüzümün ayaz rengi yanığı, Ben seçmedim bu durumu, Ben bir insanım,

Yedisinde de, Yetmişinde de.

Haydar Gündüz

(42)

İsimsiz Anlatsam, Uzun uzun.

Solusam senle aynı nefesi,

Sense, dinlesen hiç konuşmadan, Bu tatlı rüyayı bozmadan,

Başını yaslasan dizlerime, Koklasam,

___Okşasam uzun saçlarını, Sonra fısıldasam kulağına, Bir değil, binlerce kez.

Seni seviyorum, ___Seni seviyorum, __________Şuursuzca.

Haydar Gündüz

(43)

İşçidir Benim Babam İşçidir benim babam.

Sabahın altısı yavan ekmeğe uyanır.

İşçidir benim babam.

Sarılsam derin derin koklayamam.

Sularımız soğuk,

____Tüpteyse aş kaynayacak.

İşçidr benim babam.

Vasıfsız işçi sıfatında sayılır.

Ben ne demek anlamam, ___Onunsa çok ağrına gider.

İşçidir benim babam.

Efkarlanır,

____İçer bazı zaman.

Alır beni karşısına, öğüt verir.

İçmezse,

___Konuşmaz, zati çoğu zaman.

İşçidir benim babam.

Alnında durulmaz teriyle, Bizim,

__Geleceğimizin,

Kaygısındadır çoğu zaman.

Haydar Gündüz

(44)

İtiraf..!

Sen geçmişimsin,

Unutmak öyle kolay değil.

Bir taş gibi fırlatıp atılacak.

Yada öylece çürümeye terk edilecek.

Seni gördükçe, Büyüyor yaram,

Ne kadar uzak kalsamda,

Silinsende yer yer hafızamda anıların, Bir görüşümle,

Güncelleniyor tüm acılarım.

Beni sende çeken bir şey var.

Kavuşamadığım içinmidir, Hayalini kurduğum şeylere,

Hasretliğimden midir bilmiyorum.

Ben hep sana dair yaşıyorum.

Oysa haksızım,

İşlediğim suçun farkındayım.

Kusuruma bakma,

Ben olmayacak hayallerin sürgününde, Canım pahasına yol almaktayım..

Şimdi nerden çıktı deme, Bu söylemlerin.

Bakma sen aslında, Her şeyin sebebi, Susmam,

Seni unutmaya çalışmam.

Bunun tek sebebi,

İnsanların güvenini kaybetmekten korktuğum içindi.

Oysa seni kaybetmek, Hepsine eş değer oldu.

Ben bunu hesap etmemiştim.

Ey sevgili.

Şimdi susmam ve gitmem gerek.

Yoksa bu bakışlarım, Beni ele verecek.

14.04.09

Haydar Gündüz

(45)

İyiki Unutmuşum Unutmuşum adını, Yüzünün şeklini, Gözlerinin rengini..!

Nelerden korkup,

Nelerden vazgeçemediğini.

Gülerken gamzelerinin olup olmadığını, Nasıl koktuğunu,

Hangi çiçeği sevdiğini,

Hangi yemekten vazgeçemediğini.

Bana seslenirken nasıl bağırdığını.

En çok hangi giysini sevdiğini, Hangi içkiyi içtiğini,

Kızsamda bırakamadığın sigaranı, Her şeyi öylesine unutmuşum ki, Kendimi bile çıkaramıyorum uzaktan, Sahi sen sevmişmiydin beni.

Hadi canım sende, İnanmıyorum sana, İnandırsana beni..

Yalanında bir adabı var, İnsan biraz usturuplu atar.

Konuşamam mı sanıyorsun, Dökemem mi eteğimdeki taşları.

Madem seviyordun, Be aşağılık,

Be işe yaramaz malukat,

Kalbimin orta yerine açıp gittiğin, Bu yara neyin nesi.

Oluşturduğun bu boşluk, Neyle dolacak,

C 20 betonlamı.

......

Şimdi diyorum ki, İyiki unutmuşum seni.

Adını, şanını, kim olduğunu.

Haydar Gündüz

(46)

İzmiri Seyrediyorum İzmiri seyrediyorum;

Denizini gözüm kesmiş, Işıkları beni aşmış.

İzmiri seyrediyorum;

Ucsuz bucaksız bir yalnızlık, Dört bir yanımı sarmış.

İzmiri seyrediyorum;

Kaldırım derzlerinde son sigaram, Hüznümü örtünmüş rüzgar

Haydar Gündüz

(47)

Kalbim

Tepemdeki güneş kara olmadığı halde, Karartıyor tenimi.

Esen rüzgarın tozu ıslatmasada gözlerimi, Islanıyor gözlerim.

Sen beni sevmesende, Yinede seni seviyor, Kahrolası gönlüm Haydar Gündüz

(48)

Kalp Ağrısı Severken,

Kimi metrekare hesabı yapar, Kimi evren,

Ben aşkı metrekarelere, Evrenlere sığdıramam.

Benim kalbim,

Topu topu zaten bir avuç, Onunla yetinmen gerek.

Yoksa uğraştırma beni, Kalp ağrısıyla.

Girip dağıtıp gitme, Depozitosu yok bunun, Harfiyatını temizleteyim.

Haydar GÜNDÜZ

www.facebook.com/hyrgndz Haydar Gündüz

(49)

Kayıp...

Bilmem kaç bahar önce,

Saat umursamadığım bir zaman, Üstümde,

Anlam veremediğim bir ağırlık.

Gece güzel, Bense çirkin.

Sarhoşum zil zurna.

Dökülüyor kelimeler,

Yağmur gibi akıyor avuçlarımın arasından.

Her cümlem sana dair.

Yalnızlığım külfetli, Taşıması ağır, Mecra bir sokak, Işıklar uzak, Unutulmuşum, Suretim kayıp.

Geçmişim çoğu şeyden.

Karatmışım gözümü.

Seyrediyorum İzmir’i, Hava soğuk,

Hüznümü örtünmüş rüzgâr,

Kaldırım derzlerinde son sigaram, Gitmekti ayıp,

Ama bu saatten sonra,

...Onun da yolu kayıp…

21.02.2009 Haydar Gündüz

(50)

Kızım Sen Geldin Sen geldin.

Değişti yüzümün coğrafyası.

Daha bir ağırlaştı hayat.

Yarınlarının telaşı sardı beni.

Sen büyüdükçe,

Küçüldüm bende.

Oysa neler istemezdim ki senin için.

Sana yaşayacağın bir saray, İçi dolu oyuncaklar.

Bir yanında pempişin.

Bir yanında aslan memon.

Daha nicesi.

Kızım benim.

Sen geldin Değişti her şey.

Hayallerim, ___İsteklerim.

Mutlu olmam için bir sebep.

Kızım benim.

Uykusuz gecelerimin güzel yanı, Bak sen geldin.

Kokunla doldu ciğerlerim.

Uzadı ömrüm.

Senin yanındayken yetmedi zaman, Hep daha fazlasını istedim.

Yetinmemeyi seninle öğrendim.

Sen bana kendimi keşfetmemi öğrettin.

Özler oldum her an seni.

Arar oldu gözlerim,

____İnsanlarda siluetini.

Sen geldin

Değişti her şeyim.

Duruşum, ___Bakışım, _____Tavırlarım.

Şimdi sevmediğim yemekleri bile arıyorum.

Nedendir bilmiyorum

Sana bakıp ta büyüyorum.

Bebeğim

Ellerinde soluğum, Biliyorum,

__Durmayacaksın.

______Büyüyeceksin.

Saçların uzayacak.

Üzüleceksin.

Ağladığında bir meme susturamayacak seni.

Değişecek her şey.

Kızacaksın,

___Sorgulayacaksın, _________Düşüneceksin Her şey çok hızlı olacak.

Anlayamayacaksın.

(51)

Kızım.

Bak sen geldin ya.

Değişti her şey.

Sana şiirler yazan baban büyüdü.

Haydar Gündüz

(52)

Kimseler Bilmez Gölgesi yüzümdedir, Nere dönse yüzüm, Karanlıkta kalır.

Bir bıçaktır elinde taşımaz, Gözüyle görür işini,

İz desen,

Kan desen gözükmez, O yüzdendir,

Kimseler bilmez, yaralı olduğumu.

Haydar Gündüz

(53)

Korkutur Bizi Mutluluk Bakarsın yağmur yağar,

Tüm günahlarımızdan arınırız.

Ayaklarımız tutar, Koşuveririz yeniden.

Öğrenebilirsek susmayı, Kırmayız birbirimizi.

Ne yapalım,

Bizim elimizde değil ki mutluluk.

Elimizde olsaydı,

Düşürüpte kırıveririz diye, Yine koyardık bir kenara…

Haydar Gündüz

(54)

Kurşun Asker Oynardım,

Mahalle arasında bilye, Mıçı,

Yakalamaç Saklambaç.

Ne çabuk büyüdüm, Geçtim çocukluğumdan.

Düne kadar kurşun askerlerim vardı oysa, Tepelerini yağmaladığım harp meydanları.

Anam, Babam, Bacım,

Eşim, Çoluğum çocuğum, dostlarım.

Bitiyorum,

Soba üzerinde unutulmuş çaydanlık misali, Suyum çekiliyor yavaş yavaş,

Buharlaşıp karışıyorum havaya, Solunuyorum nefes niyetine.

Paralanmış bir türk parası kadar değersizim.

Bir yer paspası kadar düşmüşüm gözünüzden.

Bir dilenci elinde, Bulanmışım günaha.

Bir dalgın bakkalın çekmecesinde, Karışmışım,

Aklanmışım kendimce.

Şimdi,

Bir gece kondu avlusunda, İkindiye yetişme telaşı, Kaynıyor kara kazan.

Bekleniyor Gassal....

Haydar Gündüz

(55)

Ölmek İçin Kışımı Bekler İnsan Yürüdüm uzunca zaman,

Loş ışıklı birahaneler önünde.

Bir kadın, Uzunca boylu, Kahkahaları geniş, Şenlendiriyordu sokağı.

Beyaz alacalı baldırlarını seren, Kısa mor bir etek vardı üstünde.

Gözleri kara,

Kirpikleri ok gibiydi.

Gamzeleri mezar yuvası, Göğsü kuş kafesiydi.

Takılmıştı aklıma,

Düşmüştüm olmayacak bir sevdaya.

Sığınmıştı sözlerim, Bahanelerimin arkasına.

Beceremedim usulca sevmeyi.

Hep böyle olmuştu,

Ulu orta yaşamayı sevmiştim.

Günahında, sevabı da benimdi.

Kitabına uygun yaşayamadım belki, Oysa bir kitapta okumuştum,

Ölürken bir tuhaf olurmuş insan, Daha bir hissiyatlaşırmış,

Bütün duyu organların daha bir güçlenirmiş, Asfalttaki gidere akan kanı şırıltısını,

Üst katın radyosunda ki yanık türküyü, Duyman gibi.

Türkü demişken, Bir sevda türküsü,

Çalıyor olayımı izah edecek şekilde.

Pencerenin camı açık,

Alıyor bana düşen oksijenin tümünü içeriye.

Aklımda yine o var,

Umrumda değil hiçbir şey.

Acımıyor canım,

Çoktan işlevini yitirmiş zihnim.

Boşalıyor bedenimden kan, Sıcağından eriyor sanki asfalt.

Ölümün zamanımıydı şimdi.

Yirmisinde bir delikanlıydım sanırsın, Saçımı sola yatırır,

Sağ elimi cebimde tutardım.

Soğuk,

Yağmurlu bir akşamı hayal ederdim, Ölmek için.

Günahlarımdan arınarak.

www.facebook.com/hyrgndz

(56)

Paylaşmak Bır parça kırıntı, Bulunur cebimde.

Yaşamak adına inanç,

Sevmek adına çektiğim cefadan olacak.

Hey gözleri elam, Kaşları karam.

Hep aynı dem, Hep aynı yalan.

Unutmamışım ne varsa anlattığın.

Gerçek sanıp boğulmuşum, Günah derzlerinde.

Bir gidere tutulmuşum, Ne rüzgar ararım, Ne meyil.

Yeterli hayalin,

Kalbimde bir parça kırıntın.

Susmuşsun,

Hissediyorum buradan.

Rüyandayım her gece, Umudum o yönde.

Nede olsa öğrenmişiz bir şekilde, Yılanın korkusundan, paylaşmayı!

Şimdi çocukça bir fikir, Dolaşır beynimin surlarında,

Senin yaşayıp ta bana tattırmadığın o mutluluk, Başına bela..

Haydar Gündüz

(57)

Sen Gittin Sen gittin,

Sahipsiz kaldım.

Ne arandım, Ne sorgulandım.

Yabancılaştım.

Ahmaklaştım.

Bırakmıştım ya sigarayı, Yeniden başladım.

Şarabımla dost oldum, Kadehimle yoldaş.

Baktıkça sarhoşum, İçtikçe şaşkın.

İtirafım,

Kayba mealim.

Sen gittin.

Ters yüz oldum.

Karalandım.

Buruşturulup bir kenara atıldım.

Çok şey kaybettim,

Çok şey çekti elini ayağını benden.

İnan ki zordu,

Olmadığın odada nefes almak, Anılarınla mahsur kalmak,

Sensizliğin ağırlığı altında ezilmek, Zordu,

Sensiz yaşamak zorunda kalmam.

Gittin ya zamansız bir anda, Hesapsız kitapsız.

Türlü söylemler dolandı.

Adına ve bana dair.

Ben suçluydum, Sense masum.

Mesele neydi,

Soramadım kendime.

Düşünmedim değil, Beni sevmediğini.

Ama bu konuda da,

Dürüst olamadım kendime.

Haydar Gündüz

(58)

Seni Düşlemek I

Karışma,

Durayım şöyle bir köşede.

Varsın olsun,

Bir bibloymuşum san,

Deysen, düşüp kırılcak denli hassas.

Aldırış etme, Umursama,

Öyle ki şuursuzum şuan.

II

Bir şarkıydı,

Tınısı kulağımda küpe, Ne vakit duysam,

Sen düşüverirsin aklıma.

Jetonu atılmış bir makine olurum, İplerim senin eline geçer.

III Umut,

Tükenmez derler, Mantar gibi,

Yağmur görmeyle biter.

Oysa tüm bu insani verilere karşın, Bir tezattır,

Benim toprağımda,

Sana dair umut yetişmez.

Haydar Gündüz

(59)

Senin Adına

Acı çekmekse sevmek.

Yıkılıp,

Kalkamamaksa,

Göğsünde taşıdığın yaraysa,

Hayallerini yaşayamamaksa sevmek..

Koşup ta yetişememekse Gülememekse,

Kâbuslarla uyanmaksa sevmek, Sevipte, sevilememekse,

Yememek, içmemekse, Yaşamı bir kenara koyup, Unutmaksa kendini.

Tümünü yaptım bunların.

Seni sevmek adına…

Haydar Gündüz

(60)

Seyyar Mutluluk

Olup olmadık şeyler takılıyor kafama.

Tabiki, bilim adamı olmak değil gayem.

Ama düşünmekte gerekli bazen.

Yemek, içmek gibi.

Uzadı biliyorum bahsini edeceğim konu.

Ama ne yapayım,

Kızacağından korkuyorum.

Nedenmi kızacaksın?

Bir yerde seni suçlayacağım çünkü.

Dur hemen celallenme, Çatma kaşlarını.

Hem sen böyle yaparsan,

Unutuveririm söyleyeceklerimi.

İşte böyle gül,

Gülmek sana çok yakışıyor biliyormusun.

Sen gülünce bana karşı,

Bende bir kalp çarpıntısı baş gösteriyor, Gögüs kafesim kuruyor barikatını,

Bir harp başlıyor içerde,

Kalbim avuçlarına akmak istiyor, Bedenimse sana karşı dik durabilmek.

Tamam tamam,

Hayli uzadı biliyorum.

İşinde var senin, Gideceksin şimdi.

İşte bende bundan bahsedeceğim sana.

Bende mutluluk bildiğin seyyar gibi, Nasılmı?

Sana endeksli, Seninle gelip, Seninle gidiyor.

22.06.2013 Haydar Gündüz

(61)

Sizle Ben

Yorulmuşum açık açık,

Soluklarım yetişmez olmuş düşlerime.

Oysa daha gidecek çok yol, Açacak çok kapı var.

Neden böyle anlamıyorum, Anlayamıyorum,

Bu bıkkınlığın, bu doymuşluğun sebebini.

Oysa gerek yok hayallere zincir vurmaya.

Hep daha fazlasını hayal etmek varken.

Öyle böyle değil,

Görüp yaşamakla alakalı, Hey be dizlerim,

Sen gibi bükülmemeli hayallerim.

Yaşamalıyım:

Koşmalıyım sana inat.

Güzel belki de dokunmamak, Yanan sobaya.

İdare etmeli, yetinmelisin.

Ama olmuyor,

Ne kadar yansa da canım,

Her acıda yeni bir şeyler öğrenmek, Haz katıyor bana.

Öyle böyle değil yaşamak, Sizler gibi olamam ben.

Ot gibi yani,

Durup rüzgârı bekleyemem, Sağa sola yatmak için.

Basıp geçilmemeliyim, Göstermeliyim yaşadığımı, Sende göstermelisin, Nefes aldığını.

Haydar Gündüz

(62)

Soğuktur Ölüm

Ölürüm bir duvar köşesinde, Yüzüm duvara dönük olur, Kimse tanımaz.

Derler ayyaşın tekiydi, Berduşun, avarenin biriydi.

İyi olsaydı böyle ölürmüydü sanki?

Vs vs..

Bense susarım.

Ölmüşümdür.

Soğumuştur cesedim, Bitmiştir,

Sana dair hasretim..

Haydar Gündüz

(63)

Sonbahar

Sonbaharda bir çay bahçesi

Soğumaya yüz tutmuş bir bardak çay, Umrumda değil,

Gözlerinden başka hiç bir şey.

Çekiniyorsun,

Dün gecenin muhasebesi yüzünde, Boğazında düğümleniyor sözcükler, Küçülmüş gözlerin,

Kötü bir his,

Çömelmiş oturuyor yüreğime, Sonbahardı ya mevsim,

Ağaçlar çıplak,

Sızlıyordu nasırlı avuçlarım, Birde kalp ağrısı

Haydar Gündüz

(64)

Tamamlanmamış Sözler Bilmelisin,

Susunca ne tatlı gelir, Kalabalığın sesi

Konuşmamalısın,

Büyüyü bozmamak için.

Dinlemelisin,

İki kızın bitmeyen dertlerini.

Çocukların çekişmelerini.

İki aşığın hasretini, Bakarsan,

Görürsün ne fırtınalar, Arbedeler atlattığını.

Bir gül misali,

Nice zaman açıp solduğunu, Kaç elde kana bulandığını, Ben zamanla öğrendim,

Sevmenin bir ur gibi içinde barınıp, Gitgide büyüdüğünü.

Bırakmalıyım aslında, Bu edebi sözleri,

Bir park taburesi bulup, Susmalıyım,

Dinlemek için yarım kalan sözleri.

Haydar Gündüz

(65)

Tırnak İçinde Dönüyor ya dünya,

Birileri hala iddaa ediyor,

Dönse biz ayakta nasıl duruyoruz.

Cevap vericek değilim, Yormucam sizi.

Üstünden "mal" deyip geçicem.

Benim sözüm, Kalp dediği şeyi,

Yaşamaktan ibaret sayanlara,

Sizinde tırnak içindekinden pek farkınız yok gözümde.

Haydar Gündüz

(66)

Unutmak Kolay Olsa Kolay değilmiş unutmak, Sen gideli

Bunu daha iyi anladım,

Kızınca unutursun gibi geliyor.

Ama işin aslı öyle değil.

Birde,

Gözden uzak olan,

Gönülden de uzakda olur diyorlar, Buda koca bir yalan.

Gözleri olmasada, Gözünün çarptığı, Her hatıra, anı,

Onu canlandırıyor hafızanda.

Yüreğimde istemsiz bir acı, Boğuluyor gibi oluyorum.

Anladım,

Unutmak benim gibi adamın işi değil.

Ne yapmalıyım şimdi, İçmekde çözüm değil, Sabahına,

Gönül sızızı yanına, Birde baş ağrısı.

Ooof ooff,

Ne zor sevmek,

Sonra unutmaya çalışmak.

Olacak,

Unutucam elbet, Böyle olması gerek, Acılar,

Acılarımız bizi olgunlaştıracak.

Haydar Gündüz

(67)

Uyma Rüzgara Hay deli gönlüm,

Ak, kara nedir bilmedi.

Yalın ayak yürüdü peşinden.

Deliydi, doluydu, benimdi.

Avuçları terlerdi elimde.

Rüzgardı sanki, yıkıp gitti beni.

Haydar Gündüz

(68)

Yağma

Yangın yeri yüreğim, Talana müsait,

Kimi parmaklarımı eziyor,

Kimi gözüme gözüme sokuyor hayırsızlığını.

Kimi sessizce görüyor işini,

Kimi alanen ulu orta yağmalıyor kalbimi.

Bana adaletten, hukuktan bahsetme, Yardımıma gelecek itfaiye arabaları dahi, Dar sokaklarından geçmiyor....

Haydar Gündüz

(69)

Yalansız Küçüğüm, Ellerindeyim.

Savurursan toza karışırım.

Sıkarsan ölür.

Bana sevgi lazım.

Baharın yeşiline, Kışın karına nazır.

Çok şey istemem senden.

Nazın tadında olsun, Bakınca gülümse yeter.

Birde,

Sıcak bir çayı, Karşında,

İnsan nüfusunun en yoğun olduğu saatte, Tüm göz istismarına karşın,

Hiçbir şeyi sorun etmeden içebilmeliyim.

Severim, Yalan yok,

Günün her saati olsa,

Hayır diyemediğim alışkanlıklarımı.

Öyle değil mi?

Korkmamalı yaşamaktan insan.

Hasta olacağını bile bile.

Dolaşmalı yağmurda.

Yoksa kolay,

Herkes gibi aynı sabaha uyanmak, Aynı akşama yatmak,

Ama bir anlamı olmalı yaşamanın, Acı olsa da,

Bir nebze koksa da katlanılmalı, Unutma ki;

Yeri gelince aşk bile, İnsan ömrüyle orantılı…

30.01.2009 Eşime itafen.

Haydar Gündüz

(70)

Yaradanda Ötürü Seni ne vakit görsem, Yanında ki malum şahısla, Bir sancı dolanır içimde,

Düğümlenir kursağımda soluğum, Ölüm yoklar,

Şeytan kurulur pazarlığa.

Sık der,

Allah ne verdiyse,

Böyle yaşadığını mı sanıyorsun.

Baksana şu haline,

Yoldaki it bile sende şerefli.

Haysiyetsizliği mi gözüme gözüme sokar.

Ar damarı çatlamış olan ben, Dinlerim.

İtiraf edemem, Konuştururum onu.

Kabullenmem,

Bir başkasını sevdiğini.

Kusurumu görmem.

Bence hakkımdır, Seni sevmek.

Yaradandan ötürü..

Haydar Gündüz

(71)

Yolun Başındayım Yolun başındayım henüz, Korkularım yeşermemiş,

Cesaretsizliğimin olgunlaşmamış.

Özgürüm sanıyorum,

Burada kalmamı zayıf bacaklarıma, Daha ötesini göremeyişi mi zekama Yetinmeyi dürüstlüğüme bağlıyorum.

Ne verseler alıyorum, Biriktiriyorum.

Yetmiyor,

Git gide açılıyor aradaki fark.

Senlik, benlik giriyor araya.

Anlıyorsun ki, Sözün bittiği yer,

Yolun bittiği yerle bağdaşıyor.

Çözümleniyor düğüm.

Verdikleri kadar özgür,

Söyleyebildiklerim kadar varım, Yazabildiklerim kadar cesur.

Haydar Gündüz

(72)

Zengin Kızı - Çöpçü Kızın Dıramı Açlıktan bahset bana,

Bilirmisin hissini.

Gerçi sen prenses din,

Kapısından imrenerek geçtiğimiz, Pembe panjurlu bir eviniz vardı.

Çöplerinde yarı yenmiş pirzola kemikleri.

Tek kızıydın evin,

Bir Ananın Babanın varı yoğu, Gözlerinin nuruydun.

Yaşamamışsın dır eminim.,

Midende oluşan bıçak yarası acıyı, Fazlamı abartıyorum,

Hava bedava, Su bedava,

Dışardaki arabanın sesi, Sinemanın kapısı..

Ya içtiğin bedava suyun, Boş midende,

Nasıl bir uğultuyla döndüğünü bilirmisin.

Su baş etmez,

Açlıkla sırt sırta verirler bu savaşta.

Ben yoklukla yoğrulmuşum, Bilirim her birşeyi.

Ayırt edilmez kızlığım, Rahatça söverler yanımda.

Seni gördüklerinde imrenerek okşadıkları saçların, Bende kıvırdıkları buruna dönüşür.

Çöplerde ne aradığımı yadırgarlar, Ama düşünmezler..

Yani diyeceğim,

Sen bildiğin zengin kızı,

Okuduklarınızla öğrendiğiniz garibanlık, Yetmez burda,

Onlar güzel cümlelerle, Anlatırlar acıyı,

Bizim yaşadıklarımızsa rezilliğin daniskası..

Haydar Gündüz

Referanslar

Benzer Belgeler

Yine dönemin büyük nazariyatçılarından ve bestekâr Necdet VAROL ise, Onur AKAY’ın konservatuvarlar için yazdığı “Türk Mûsıkîsinde Makamların Oluşması ve

Zaman ayağımın altından kayan bir cevher, Hayatı algılamak sevmekten geçer. Yağmurun sesini dinle bak, Sana anlatır

İğdebelen'deki ihtiyar ahlat ağacının yeri olsun gömütlüğüm Ramazan Topoğlu.. www.antoloji.com - kültür

Bir iki saatlik sikici bir yolculuk sonra daha uzun daha sikici biri daha ve en sonunda dayanilmaz bir tane. Elde bir iki valiz validenin doldurdugu bir kac nevi gida, havlu

Yaradan niyazım duam var sana Affet beni ahu zara düşürme Yardım et ne olur yardım et bana Sevda bilmez gafil yara düşürme - Çaresiz çileler gördüm başımda Hastalık

Gözlerin hedefe dönük namlu Sözlerin zehir zem belek mermi Kopuyor ellerin ellerimden Dipçikler içinde bir ihtilal gibi Kafeslerim ardına dek açık Uçuyor kuşlar özgürlük

Anam ağlar kara kara Benim yüregimde yara Dökülmüş göz yaşı yollara Gelemem gurbetten sılaya Yavrum deyip figan etme ana Gönülden ırak kaldım sana Dönem gayri yurduma

Bazen de kendin gibi sin Durmadan beni isteyen Ben ise hep senim Durmadan seni isteyen Volkan Kaya.. www.Antoloji.Com - kültür