• Sonuç bulunamadı

Sünbül Bulgu. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Sünbül Bulgu. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat"

Copied!
87
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sünbül Bulgu

- şiirler -

Yayın Tarihi:

21.05.2017

Yayınlayan:

Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.

(2)

Ağla Gözlerim

Ağla gözlerim, durmadan ağla, Kırılmış kalplerde sel olup çağla, Rabbin huzurunda ellerin bağla, Kin, haset ve öfkene ağla,

Ağla haline, günahın dağla, Dilini ısırıp, tatlılık sağla, Hile verilir insana bal ve yağla Mani değilsen, buğz edip ağla Ağlamak rahmettir, gidişata ağla Gözleri sarmış yalan, örümcek ağla Düzelte kendini iyilik sağla

Ellerin duada gönülden ağla Sünbül Bulgu

(3)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ahmak

Dermanı bulunmayan bir dert, Yaşamın kâbus hep hakaret, Ahmak dostuna gel de sabret, Hiç anlamaz hayret ki hayret.

Hedef kişi, gelen gideni dişler.

Fikir sermayesi yok, ama fişler.

Lafını bilmez, dayanılmaz tipler.

Amaçsız, cahillikle yürür işler.

Hatada ısrar eder, kahreder gider.

Güzellikler bir anda olur da heder.

Kendisi çalar, hem oynar ruhen beter.

'Ahmak’a dostsan, yaşamı zehir eder.

Bir ahmak dostun olacağına, Bin düşmanın olsun, ocağına, Oturtma bir ahmak kucağına, Adım, adım kaç düşme ağına.

Ayşenur BULĞU 11.02.2009

.

Sünbül Bulgu

(4)

Anam

Beyaz örtü olsam örtsem başını Hak yolunda aklanmış kömür saçını Yumuşaktın, dökmedin de kaşını İlim ile yaşadın güzel yaşını Ayağına giydiğin terlik olaydım Başımı önüne koyup, ayak basaydın Soramadım seni her gün hastaydın Biçare kızın için neden yastaydın Dertlenme bizler için mübarek anam Sağlıcakla kal, hep derdimi yanam Yüzünü görmesem de sesine kanam Cennete giden yolun anahtarı anam Yaşamım, mutluluğum dualarında Duan olmazsa yaşarım zindanda Olmak isterdim hep yanı başında Kader böyleymiş neylersin anam Ayşenur BULĞU

Sünbül Bulgu

(5)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anne Güneştir

Dünyayı aydınlatıp ısıtan güneş, Gece olunca inzivaya çekilecek.

Bir evlada sahip, anne güneş, Yedi yirmi dört evladını sevecek.

Dünyadan kat be kat büyük güneş, Yaşadığı âlemde ki bir anneye eş.

Hizmetçidir yavrusuna, sevgiden ateş.

Annenin fedakârlığı beleş mi beleş, Güneş dünyaya gülümseye dursun.

Anne acılar içinde mutluluk bulsun.

Evladı için gelecek hayali kursun.

Cennete götüren ne güzel yolsun.

Annelik yaşamda en güzel meslek, Eşler sahiplenmeli olmalı destek.

Evladın mutluluğu için oda bir elek.

En güzel çiçek annedir bir tek.

Annelerin kıymeti bilinmeli.

Akıbeti viran olup inlememeli.

Sevgi ve saygıda dize gelmeli.

Ah ile cehenneme yol vermemeli.

Ayşenur (Yiğitbaş)BULĞU

08.05.2017

Sünbül Bulgu

(6)

Anneler

Anne Sözcüğü ne güzel vurgu Bundan daha güzel olur mu duygu Annedir aileyi saran kumru

Sorulacak anneden sual ve sorgu Anneler, değeriniz bilinmiyor Verdiğiniz emekler boşa gidiyor Sanmayın bunlar heder oluyor Rabbim size bunları sevap yazıyor Bir gece kalkıp süt vermeni

Ağlamasına 'canım' demeni Yavrum deyip bellemeni

Rahmetiyle koruyacak Rabbim seni Anneler ne olur ağlamayın

Yüreklerinize taş bağlamayın

Yavrularınızı günahlarla dağlamayın Bunlardan fayda sağlamayın

Gece gündüz eğit evladını Hayır ile ansın her adını

Dökmesin,döktürmesin kanını Çok sevsin dinini hem vatanını

Böyle olursa her anne,hüzünle dolmaz sene Dönecektir yavrun, kazanacaksın sen gene Doğruları öğret ki gerisi hep boş çene İyilik ektin mi ayrılır tohumdan tane Anneler ellerinizden öperim

Bunu böyle bilir söylerim Hepinize iyilikler dilerim

Gözlerimden akan yaşı silerim.

Ayşenur BULĞU 08.03.2007 Ümraniye Sünbül Bulgu

(7)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Annem

Annem yaşamımda sevgili hecem, Hayalin karşımda gündüzüm gecem.

Verdiğin terbiye yüzümde peçem.

Cennetin yolu sevgili annem.

İlim pınarında akarsın annem.

Koca dünyada sensiz zor alem.

Duygumu yazamaz biçare kalem.

Es rüzgar anneme sunmada elem.

Olmaz hayatında hiç şikayet.

Kucaklar insanı dilinde davet.

Kırmaz,kırılsa da der sabret.

Değer bilmeli,bilmezsen ah et.

Annem duygularımda büyük bir yara Merhem olamadım, yüzümde kara Hak derman olsun düşmesin dara.

Dua et annem, Rabbim atmasın beni nara.

Ayşenur (Yiğitbaş)Bulğu 14.05.2017

Sünbül Bulgu

(8)

Aynalar

Neler anlatıyor baktığımız aynalar Saf gönüllerde yer bağlamış karalar Ağlama,ağlat diye haykırıyor yalanlar Uyanma vakti gaflet uykusuna dalanlar Körpecik yüreklerde neler ekilmiş meğer Başlar başlıktan çıkmış ayaklara değer Konuşma fazlasını susmassan eğer Pul kadar bulumazsın bu düzende değer Hakikatler kör,zulüm padişah olmuş Güzellikler elemde kötüler ise coşmuş Yalan riya zamanda en iyisi olmuş Nefisler kuş olup pisliklere konmuş Baktığın aynalar camdan ibaret İç dünyan,dışına etmiş sirayet Ahlakın sevdiklerine eder eziyet

Düzeltmesen kendini çarpar bu nimet Ayşenur BULĞU

02/04/2008 Sünbül Bulgu

(9)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bahar

Geldi bak İlkbahar

Nisan yağmurları da var

Güneş gülümsüyor ağlıyor da kar

İnsan bahar misali yaşayacak sonbahar Açmış ağaçlar çiçeklerini

Bürünmüş nazende yeşilliğini Ölüp de dirilmenin gerçekliliğini Anlatır,anlayan tanır benliğini Ayşenur BULĞU

Sünbül Bulgu

(10)

Başımın Örtüsü

Başımın örtüsü ruhumun süsü Dinimden aldığım edep örtüsü İlim okulunda feyzimin süsü Gönül ilacım başımın örtüsü Bu güzellik kalsın olur mu bende Ekmek su gibi dermansın derde Başımın örtüsü sevgin bende Ben ağaç iken yaprağım sende Gonca idim beni eyledin deste

Ummanlarda buldum hem de aheste Duygularım sana yazıyor beste Uçurtmam benim huzurda seste Yaşamımda benim örnek ifadem Yaratıldık balçıktan dedemiz Adem Ayrılamam benim güllü sadem Dolacaksa dolsun seninle vadem Ayşenur BULĞU

02.02.2008 Sünbül Bulgu

(11)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bayram Bu Bayram

Sevgiden yoksul, garip kimsesizleri bul Aç kesenin ağzını gözet fakir ve dul

Okşa yetim başını, olmasın rengârenk çul İşte bayram bu bayram, bayramın kutlu ola Kardeşinin sevinci olmalı asıl meşalen

Sevindirdiğin fert varsa, sende neşelen Öyle sevinmelisin rahmettir bu gelen

İşte bayram bu bayram, bayramın kutlu ola Günlerden ayrı güzellik sunar insana

Yüklü bulutlar misali koşturur hayrâta Kıymetli özün ile küçük büyük bil ata

İşte bayram bu bayram, bayramın kutlu ola Merhamet ve muhabbete yer verirsen Vicdanında muhasebeden gülü derlersen Şefkat hisleriyle çemberden vefayı örsen İşte bayram bu bayram, bayramın kutlu ola Ayşenur BULĞU

24.09.2008 Sünbül Bulgu

(12)

Bencilim Bencil

Düşünüyorum ağrıyan sızlayan yaramı Günler geçiyor ak mı kara mı

Sarmış her yanı açlık dramı Bencilim sararım kendi yaramı Yaşamın pürüzsüz yolunu ararım Elimde tarağım,saçım tararım

Kendi halime yanar,hem de ağlarım Bencilim bencil kime fayda sağlarım Bir yetim başı okşayamadım

Dermansız ayaklara baş olamadım Sefil hayatlara koşturamadım

Bencilim bencil bir kulu hoş tutamadım Kendime arkadaş edinmişim ben

Bencillik suyunda yıkanmış da ten Bekleme bu acizden yolun çiz de sen Bencilim bencil yoksunum histen Ayşenur BULĞU

18.03.2008 Sünbül Bulgu

(13)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Benim Annem

Rabbine gönül bağlamış yoldan şaşmamış Sabır ile durmuş bir gün taşmamış

Sevilmekten çok, sevmiş hiç kızmamış Gönül, sanki derya herkesi kucaklamış.

Tükenmez hoşgörü bu ne güzellik İlhamı Rabbinden ruhunda derinlik Aracı ilimdir,insana verir serinlik Bilgiden donanmış giymiş gelinlik Annem girmiş yetmiş dört yaşına Karışmaz kimsenin sütlü aşına Okur Kur'an kılar namaz tek başına Başının örtüsü gelir kaşına

Anneciğim seni nasıl tasvir edeyim O gülen yüzüne cennet ehli diyeyim Nurlu ellerinle gözyaşımı sileyim Duaların ile biraz ben de güleyim Nasihatin var bize gelin hep tatlı söze Evet biliyorum annem geliriz elbet öze Pişecek bu yürek gelecektir köze

Yürek pasını ancak imandır çöze Ayşenur (Yiğitbaş) BULĞU

(26.02.2007) Çekmeköy Sünbül Bulgu

(14)

Benliğim

Ey benliğim ben deme sakın.

Kibrinde nice ruhlar karardı bakın.

İşlerinde ol Hakka yakın.

Doğru yolu bul, tevazu ile takın.

Halk içinde, hak için yaşa.

Nefsinde deme bey paşa.

Kul ayrımı, olmaz hâşâ.

Bak teneşirdeki naaş’a.

Biri doğarken biri ölür.

Yaşamın kervanı yürür.

Ne sömürül nede sömür.

İyilikle geçsin ömür.

17.02.2009 Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(15)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bilmece

Bir bilmeceden, oluşturalım hece, Uyalım gündüz ve gece,

İnsanlığımız olsun da nice, Hayat bu, yaşanır güzelliğince.

Davranışlarımız onda saklı, O olmayınca çok farklı, Zindan eder siyahı ve akı, Yaşamımızda var hakkı.

İki heceden oluşur, Herkes onu konuşur,

Olmazsa, insanlar tokuşur, Varlığında ise okuşur, Bilinmez mi? cevabı, Kapatır her ayıbı, Olmaz kimsenin kaybı, Ahlak bilmecenin cevabı.

Ayşenur BULĞU 05.06.2008 Sünbül Bulgu

(16)

Bingöl

Bir değil, bin gölü olan Bingöl'üm Ne olursun saklama koynunda ölüm Berrak sularda yıkanmışsın be gülüm Hasretiz gurbette sana bülbülüm Gönül ateşi ile pişmiş tandır ekmeğin Yoğurmuş hamuru yorulmuş bileğin İhlas katmış aşına olsun dileğin Sevgiden dik al bayrak direğin Küçücük bir ilde doğal insanlar Saygıdan ayağa çabuk kalkanlar Bingöl'ümü göründe ağıt yakanlar İnsanlık orda var kulpu takanlar Temiz hava ve su insanlığın çoşkusu Kimsede yok konu komşu korkusu Hasretim sana yanarım doğrusu Bingöl'üm benim Türkiye'min doğusu Ayşenur BULĞU

Sünbül Bulgu

(17)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Canım Peygamberim

Peygamberim benim şefaat et bana nasıl derim Yiyip içmekle,yatıp kalkmakla günlerim

Sıkıntıya gelmez bitmez derdim, kederim, Sünnetinden çok uzağız onun için çok beterim.

Peygamberimsin benim inandım himmet et bana Duaların ile yaşayayım İslamı kana kana

Ahlaki vasıfların can versin damarımdaki kana Daha ne ister bu aciz bedenindeki cana

Kötülük diyarında almışım kendime hisse Nefsime hoş gelmeyen, düşürür beni yeise Neden, niçin, ne oldu zaman budur ne ise Ver kulağını hakikatteki sese de dinle Sensin benim önderim ya resulullah En güzel yol sana varmaktır gerisi günah Yaşamaz isek sünneti iki cihanda ah Dizlerimize vurup demeyelim vah.

Sünbül BULGU 19.04.2007 Ümraniye Sünbül Bulgu

(18)

Cehalet

Büyük düşman, cehalettir cehalet Başıboşluğundan yaptığı kehanet Her türlü şiddete en büyük alet Dost olamazsın, istersen kahret, Mesleği tembellik ve inat,

Gerçeği görmez, kapını kapat, Algılamaz, çalar durmadan saat, Umurunda değil, oldukça rahat, Duymaz ki seni, tanır kendini.

Bilime düşman batırır da dikeni.

Öldürür körpe fidan ekeni, Yenemezsin fitne olan fendini.

Cahilin elinden tas su içilmez.

Bahçesine tek bir gül dikilmez.

O hep haklı, gönül eğlenmez.

Doğrusu olmaz, beli bükülmez.

Kapanmıyor ruhlar gerçeğe, Ne diyeyim ben bu feleğe, Avucum açık dua ile dileğe, Koymalı bunları ince eleğe.

Sünbül Bulgu

(19)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cehennem

Cehennem kişinin zulmettiği an.

Evrenin ölümü,kıyamet koptu san.

Hesabın çok derin çekilirde kan.

Ebedi yaşar sandın ceset ayrıldı ruhtan.

Nasıl, niçin demeden yan haline yan.

Namaza kalkmadın, ağarmadan tan.

Emeklerimiz boşuna, ettiğimiz suizan.

Melek olmak var iken olmuşuz şeytan.

05.11.2008 Sünbül Bulgu

(20)

Cuma

Bayramın ola günlerden Cuma Gaflettedir, gönüller ama Düşüncelerle çıkmışta cama

Boş İnsanlar kafayı gömerde kuma Giyinme sakın,soyunda gel

Zihniyeti bozuk,Medyaya bağla da bel Ahlaki faziletin süpürür oldu da sel İşleyecek sana imansızlığı tel,tel Bütün odalarda baş köşede Ruh ve mide ilacı işte şişede İsteklerin karşılanır gişede

Televizyon dermanın, hem de neşede Ruhun ve gözün başka yerlerde

Üzülme sakın gelen derde de Kulağın açıp,sorarsın kim nerede Kötülüğün bulaşır tek ve tek ferde Geçen gün geçti oldu da dün Ne hazırladın ruhuna gün gün İyilik ektiysen duyulur öldüğün Bayramın olur işte bugün 18/01/2008

Ayşenur BULGU Sünbül Bulgu

(21)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cuma günü

Cuma günlerin efendisi, Umutların duada müjdecisi, Makamı ilahide girişlerin bekçisi, Amaca varmada kulların elçisi.

Günler içinde tek ve güzide, Ümit ile cennete vardır, bizi de,

Namazı sevdir, alnımıza kondur izi de, Üşüten beyinlere hidayet ver bu çizgide.

Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(22)

Çanakkale

Çanakkale maneviyatla kuşatılmış kale Çocuk yaşta savaşırlar, hayat bahane, Bahaneleri oyun değil, ruhlar şahane, Kalmamıştı şehidi olmayan hane, Vatan, millet sevgisi toplanmıştı hepsi Ana ve yar dışında siperdedir gerisi Korkunç zırhlara karşı imanlarının sesi Titretir yeri göğü korkutur da herkesi Oluk oluk kan akar, analar ağıt yakar.

Saçını kınaladım, bu vatan sana bakar.

Toprağımı çiğnetme, gözümün yaşı akar, Peygamberin emri ile şahadete bakar.

Fransız otağ kurmuş, burası benim demiş İngiliz’le beraber bir yalan da uydurmuş Türkler barbardır! diye dünya buna uymuş Çanakkale onların toprağı ve soyuymuş Onlar halen bu kinle eğitirler çocuğu Okutup güçlendirerek ders alır kızı oğlu Uyan artık gençliğim bırak sağı ve solu Tek millet tek bayrak koru bu güzel yurdu Kendine ateş açanın canını kurtardı

Ateş çemberinde yaralarını sardı

İman nur’ları saçtı, gavurun gözü karardı Tarihe altın harfle Türk’ün adını yazdı.

İşte budur senin atan ve ceddin Toparlan, güçlen bırakma kendin İnsan kökü ile gürler, nedir de derdin?

Akl-ı selim ile düşmana bildir de haddin!

Ayşenur BULĞU

22/05/2008 Sünbül Bulgu

(23)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çiçekler

Rengârenk çiçek, ruhlara ahenk,

Balkonlarda çiçekten oluşmuş kepenk, Pembe şefkat, yeşil ümit yapalım da ek, Sarı sevinci, beyaz saflığı, güzeller de pek.

Gri melankoli, siyah'ta var üzüntü, Kırmızıda arar insan, sıcak bir dürtü, Mavi ufuk açar yumuşak olsun örtü, Çiçekte bul ferahlık, aranmaz üçü dördü, Dalları kahverengi açmış yaprak mor, Sevmesini bilirsen gönlün olmaz kor, Yol yordamını bilmezsen bilene sor, Oku öğren, arada dinlen, kendini de yor, İmrendim güzelliğine kokuda ve rengine, Rabbim herkesi yazsın dengi dengine, İlim de derya olsun, açılsın da engine, Amacın değer bulur, güvenirsin sezgine.

Ayşenur BULĞU

02/07/2008 Sünbül Bulgu

(24)

Dikkat Bizi Gözetleyen Var Kimyası bozulmuş insanlığın.

Felsefe yapar kurmalı beyin.

Sömürülmeyi bıraksın deyin.

Dikkat bizi gözetleyen var.

Sözü ve hareketi yazılıyor her dem.

Yaşamında adalete uymalı âdem.

Yaradılışa uygun yürümeli kadem.

Dikkat bizi gözetleyen var.

Yapılan kötülük kayıt altında.

Sanırsın kâr kalır senin yanında.

Kontrolsüz yapılan günahları da.

Dikkat bizi gözetleyen var.

Yaptıklarımız çarpar yüzümüze.

Fesat zulüm bürünmüş gözümüze.

Edepsizlik taht kurmuş sözümüze.

Dikkat bizi gözetleyen var.

Kendimize etmeliyiz Kur an’ı rehber.

Peygamberimiz cümle mümine önder.

Maneviyata sarıl şeytanı gönder.

Dikkat bizi gözetleyen var.

07.05.2009 Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(25)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dileniyorum

İçimde yangın var söndüremiyorum.

Vicdanım, su serper nefsim körükler.

Bu ben miyim? Yarab tanıyamıyorum.

Gözyaşlarım, nedamete sürükler.

İşe yaramaz halimden utanıyorum.

İlmek, ilmek örülmüş kötülükler.

Bir türlü bunları kovamıyorum.

Ruhuma yerleşmiş kocaman kirler.

Yıkıyor, ama silemiyorum.

Nasırlaşmış, işe yaramaz eller.

Bunlar benim mi? Yarab bilemiyorum.

Boş lakırdıya prim veren diller.

Benim mi ki acıtıp ısıramıyorum.

Kulağım kendinden geçmiş neleri dinler.

Hatalardan, doğruyu duyamıyorum.

Ayaklar baş olmuş durmadan gezer.

Geriye çekip durduramıyorum.

Hayırda yokum, koştuğum şerler.

Koştur beni Yarab, her niyazda dileniyorum Ayşenur BULĞU

Sünbül Bulgu

(26)

Dünya Okulu

Bir okul ki her şey var insanlık yok.

Doymuyor gözler olmuyor da tok.

Sevgisizlikten cümleler sivri ok.

Vurulmuş kalplerde kırgınlar çok.

Kocaman alanlar, sığmaz insanlar.

Bölümlere ayrılmış bu mekânlar.

Kimi mutlu diğerinde ağlıyor canlar.

Merhamet su olmuş, akıyor kanlar.

Uygulamalı eğitim dünya okulu.

Yaptığımız işte yakalar kolu.

Sanma ki kâr kalır, cebinde dolu.

Elbette vardır bu yolun sonu.

Yaratıldık elbet sebepsiz değil.

Yaradan için secdede eğil.

Dünyada insan kalıcı değil.

Üzme, sev gönülden sevil.

02.04.2009 Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(27)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dünya otobüsü

Dünya otobüsüne binmiş, gidiyoruz.

Oturmuşuz, bir yere sorulmuyor da nere, Dert ve sevinçlerin buluştuğu yere,

Bir arayış içinde bulunur mu? Çare, Yaşantılar ayrı, bağlanılmış bir yâre, Yaradılışları aynı, kimlikte farklı, Kimi çok şeffaf, kimi içinde saklı, Parası olan da var olmayan da,

Kanayan yarayı soran olur, sormayanda.

Mide doyurma çabasında olanlar, Vardır, ruhları doyurmaya çalışanlar, Çirkinlikleri demetleyip sunanlar, Yok, mu sanırsın? İyilik için koşanlar, Güne açılan gül, yıpranıp solanda var, İşte yolculuk bu ilâhi kaderde,

Nerede, niçin ve nasıl dolarda vade, Bu otobüste işte böyle gidiyoruz.

Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(28)

Dünyalık Fani

Dostların oldu,odalar doldu Omuzuna şans kuşu kondu Hastalığında doktorun oldu

Kışa davetin mi var dünyalık fani Çalışıp,çabaladın yol almak için Sormadın kendine acaba niçin Hediyelerim var,haydi bol seçin Kışa davetin mi var dünyalık fani Çekemez ayaklar,yorgun bedenin Yaşlandın ama yok,yardım edenin Otur da o köşe ölen dedenin Kışa davetin mi var dünyalık fani Kazandıkların fayda vermiyor Mevsimi geldi çare etmiyor Gidenler gitti geri gelmiyor

Kışa davetin mi var dünyalık fani Yapraklar döküldü hazan mevsimi Güzelim yeşillik,verimlik hani İnsana sıkıntı veriyor yani

Kışa davetin mi var dünyalık fani Ayşenur BULĞU

11/08/2008 Sünbül Bulgu

(29)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Düşme

Her günün akşamı hüzünlendirir Ne yapıldı söyle, iyilik adına Vicdanda bir his seslendirir Melekler ne yazdı düştü kaydına Yine doğdu seher, kalktın mı ki er Bismillah deyip başladı mı sabah Sakınma sakın eldekini ver

Düştüğün an edersin ki ah

Nedenini sormadan, çekinme yoldan Götürecek bu iman, seni selamete Sakınacaksan sakın dünyadaki kordan İlim irfan ile ilerle de rahmete

Bu beden yalnızca kulluk içindir Amacın hakka varış, yaşamla yarış Böyle yaşam, hayatta örnek biçimdir Küçük görme ilerle çapın da karış Ne söylese de aciz bu kul

Yapmak ister ama nefsine esaret Düşmüşüz derde hayatımız çul Düşme, imanla bul da cesaret

04/02/2008 Sünbül Bulgu

(30)

Düşünce Tarlası

Düşünce tarlasında durdum.

Zamanı avare nasıl suladım.

Sordum kendime, kendim utandım.

Zihnimi meğer ne hor kullandım.

Olanı olmazı durmadan kurdum.

Ayrık ot misali günümü yoldum.

Basit uğraşlar içinde kendimi buldum.

Kaygıdan zihnimi tüketir oldum.

İzlettim kavga gürültüyü.

Keyfine uydum yastığım kuş tüyü.

Benliğim kötülüğe kapı aralayan büyü.

Ruhumdaki kirlilik andırır da ölüyü.

Geçmiş koca seneler büyümüş benler.

Geriye döndüm ki bomboş kalmış eller.

Yeni sayfa açmak isterim kaybolmaz izler.

Rabbim affet gönül yalnızca seni özler.

14.04.2009 Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(31)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Düşünmeye Davettir

Amel niyetlere göredir, nice güzellikte saklıdır riya.

Sırf iyi bilinsin gelsin tatlı söze görülsün tatlı rüya.

Aldatıcı zevklerle günler geçiyor, yaşamak bu ya.

Benzer süslü kadına ardı sıra koştuğumuz dünya.

Nefis hep okşanma çabasında noksanlıklar bilinmez.

Bal misali tatlı, zarar veriyorsa cana, tatlı yenilmez.

İnsan övülmedi mi sabreder, ama tenkide gelmez.

İlaç acı ama şifadır cana bu ilaçtan vazgeçilmez.

Yalanlar hoş olmuş yaşamda yaşanır loş.

Boş güzelliklerle gözler kararmış ruhlar sarhoş.

Samimiyet, ihlâs yok gittikçe halimiz nahoş.

Bu kadar çaba niye? Emeklerlerde boş.

Adalet kavramı yok haram yeme çok.

Lafla gemi yürütür, ruh nasihate tok.

Rabbim hidayet versin ders alanda yok.

Amel kapı aralar, yaşamayalım şok.

Yer üstünde nazende gezindik kral gibi.

Ayakaltındaki toprak düşündürmedi bizi.

Düşünmeye davettir. Ölüm bozar sessizliği.

Yandığımız o zaman aranmaz rütbe kimliği.

27.04.2009 Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(32)

Eski Çorap

Vaktin birinde zengin baba, helâlinden kazanır.

Yardım ederdi fakir’e iman üzere tanınır.

Göç zamanı geldiğini anlayınca, seslendi oğluna, Oğlum! Yolculuğumun geldim sonuna,

Servetimi bıraktım sana dinle beni canla, Öldüğümde cenazemi yıkayan Hocaya, Söyle cenazemi tabuta koyduğunda.

Giydirsin eski çorap bir ayağıma,

Çok geçmeden rahatsızlandı düştü yatağa, Kısa bir zamanda ruhunu teslim etti Allah’a, Suyu ısıtılır yatırırlar teneşir denen tahtaya, Oğul eğilir vasiyeti; fısıldar hocanın kulağına, Hoca böyle bir âdet mi olur iş çıkar açığa, Akseder Müftüye varılır, söylenir dava, Dinde yoktur böyle adet uzanır da kavga, Evlat feryat ile yırtar yaka paça,

Baba dostu koşar gelir, su serpilir cana, Oğlum baban ölmeden verdi nâmeyi bana, Sesle okuman gerek nâme bizatihi, sana, Oğlum! Bu kadar mal mülk benim daha,

Bir çorabı giydirmeye müsaade etmezler sana, Mevla’m geçinden versin, ölürsen sen de bir gün, İki metre kefenden başkasını vermezler.

Çok zengindi malı için bunu sevelim demezler.

Allah’ı sev fakiri doyur, mazlumu kayır, biter söz.

Oğul kendine yeteni alır gerisini verir fakir yetime, Kıssadan hisseyi alıp, karar, kılmış kanaatle geçime, Korkar oldu yüreğim, nefsim zorlar beni seçime, Avare yaşamda kırk yaşını aştım hüzün düştü içime, Eski çoraba lâyık, değilken neden? Düştüm mal peşine, Mal için koşarken benzerim akbabaya mal da leşine, İki cihan güneşi Peygamberimin kulak verelim sesine, Der ki, hiç ölmeyecek gibi dünyada rızkın teminine, Amel defterin için, ölecek gibi çalış da ahirete.

Sünbül Bulgu

(33)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ey Nefsim!

Ey nefsim! bırak da Allah desin sesim, Huzur versin güzellik bulsun nefesim.

Öfkeme zemin hazırlayıp dövündürme, Çıktığım yol hakkın sesi sakın döndürme, Sözümde durdur, insanlığı böldürme, Kucak aç insana umutları söndürme.

Ey nefsim! hakkı görsün gözlerim, İncitmesin, sevindirsin sözlerim.

Büyüklerini saymayı, sevgiye doymayı, Küçüğü severek, koruyup, okşamayı, Ağlayan ile beraber oturup ağlamayı, Ayıpları örtücü, sırları saklamayı, Ey nefsim! Yapar mısın? Bunları;

Dedikodu illetinden kurtar da kulakları.

İstikamet üzere gidilecek güzele, Zengin, fakir demeden uzatılacak ele, Yaratılanı sevecek benzeteceksin güle, Müminin vasfını yaşayacaksın böyle.

Ey nefsim! Olur mu? Söyle,

Zamanı iyi bil; geçirme boş sözle.

Ayşenur BULĞU 04/06/2008 Sünbül Bulgu

(34)

Ey Sevgili

Seni seven diller umutlar eker İnsanlık adına durmadan diker Sevgiden yeşerir, acı da çeker Aç kalır yedirir, olmaz da beter Seni seven gönül iman ışığı ile, Çevresine yararlı söylenmez bile Aydınlatır ama getirmez dile Lime lime çekse de çile

Seni sevmek sünnetine uymaktır Saygı ile insanlığa bakmaktır Merhameti, güzelliğe akmaktır Gönüllerde nur olarak doğmaktır Seni kalemler anlatmaya dayanmaz İnsanlık alemi seninle duydu haz Rabbim Resulün ismini kalbimize kaz Seninle fani dünya mümine olur da yaz Sevgililer sevgilisi unutma bizi

Günahtan oluşmuş gözyaşı dizi Nurunla nurlansın alnımın izi

Yansın tutuşsun kalbim bilsin de sizi 14/03/2007

Sünbül Bulgu

(35)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ezan

Beş vakit okunur gönül sultanım.

Rabbime vardıran ruhu felahım.

Bedenim secde eder, rabbe salahım.

Allahu Ekber, nidaları ilacım şahım.

Gerçek özgürlüğe giden yoldur bilirim.

Onunla can bulur, ruhumda dirilirim.

Vesveseye taviz vermez hemen irkilirim.

Boynumu eğmek için huzura dikilirim.

Beş kez gönlümde açan ilahi gülüm.

Sen hatırlatmaz isen kuruyan çölüm.

Maneviyata koşturan önemli bölüm, Allahu Ekber nidaları ile bulsunda ölüm.

Bu güzel çağrının adı ezan’dır ezan.

Saygın yoksa vay haline de yan.

Dünya kelamını kes okunduğu an.

Yeşerir ruhun, edersin hüsnü zan.

03/09/2008 Sünbül Bulgu

(36)

Fatih Sultan

Çağ açıp çağ kapatan devrin uleması.

Yedi dil konuşur, siler yürekten pası.

Bizans’ı çökertip tutturdu büyük yası.

Peygamberim övmüştü insanlığın hası.

Yirmi yaşında genç padişah, yapmadı hata.

Cennetle müjdelendi, vardı güzelim bahta.

Yıktı imparatorluğu, otuz yıl oturdu tahta.

Azınlık hakkı tanıyan bulunmaz hiçbir çağda.

Âlime sanatkâra önem verir, sohbet ederdi.

Çok okuyan, aydını seven takdir edendi.

Açık görüşlü, azimli, idareci olarak sertti.

Dinine bağlı hoşgörülü komutan ve şairdi.

Boynu bükük Ayasofya görmedi böyle hünkâr.

Dünya incisi İstanbul fethedildi ağladı küffâr.

Gemileri karadan yürüttü cesur hükümdar.

Fatih Sultan tarihe yazıldı, oldu pâyidar.

Kırk dokuz yaşında hayatının baharında, Venedikli Yahudi doktor zehirledi anında.

Kilisede bayram yaptılar papaların zatında.

Şehitlik şerbeti içerek yürüdü Rabbin katına.

12.03.2009 Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(37)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Fikirde Zaman

Uzaktan geliyor gerçeğin sesi.

Örneğe giydirmişler kötülük fesi.

İyilik tanınmaz bu neyin nesi.

Artık veriliyor modanın dersi.

Yeni planda var paranın adı.

Zayıfa eylediler kuvveti kadı.

Hoşuna giden her şeyi aldı.

Yaşamın yeni adı damağın tadı.

Mide'den geçiyor düşünce ve fikir.

Yenilik,para,makam dildeki zikir.

Bunlar yoksa olursun hakir.

Düzende yerin yok süründe fakir.

Beyin ve mide yer değiştirdiler Kalplerde vicdanın ismin sildiler Gerçeği söylersen suçlu bilirler Aklın yolu mideden geçer dediler Sünbül Bulgu

(38)

Geçmeyin Seneler

Geçiyor seneler, ayakta durmaya çalışır, müsvette bedenim.

Gaflet içinde dolanırım, elbisem olmuş dünyalık kefenim.

Mana âleminde çok, maneviyatta var mı? Gerçek sevenim.

Zaman katili ruhum, gönlüm biçare bomboş hederim.

Damak lezzetine dalmış bundan başka yok kederim.

İnsanım amma bilinmez girdapta ne çok beterim.

Hezeyan doludur yaşam çarkım, beli belirsiz giderim.

Nefsim güzelden yana iyisini kaçırmadan seçerim.

Bakan gözler kör olmuş görmek istediğini görür.

Beden denilen değirmen gördüğünü öğütür.

Maneviyatı taşıyan ruhu, bu her yediği çürütür.

Geçmeyin seneler ilahi rızasız beden zaten ölüdür.

23.12.2008

(Sünbül) Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(39)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gençlik

İşlenmiş ruhlara türlü pislikler.

Bağrı açık iliklenmez işlikler.

Bu kini topluma nasıl ektiler.

Robottan, gençliği böyle diktiler.

Saygısız amaçsız insan yığını, Yiyip içip uzatmaktır ayağını.

Aciz, bağlayamaz ayak bağını.

Kötülüğe örmüş gençlik ağını.

Söylediği ve giydiği çağdaşlık adı, Hoşuna giderse ağzının tadı,

Hükmetmeye gelince sanırsın kadı.

Gençliğin, avare anılır adı.

Yaşamıyor böylece gençlik çağını.

İlim irfan ile donatmazsa bağını.

Yanan bir mum gibi bitirir de yağını.

Kendine gel kaybetme gençlik çağını.

Yanarım, yanarım şu gençliğe.

Vicdanlar sus pus nerde terbiye.

Söylenmiyor sözler kime ne diye.

Edep, verilmesi gereken büyük hediye.

Ayşenur BULĞU 01.05.2008 Sünbül Bulgu

(40)

Gönül

Benim ki benim diyen avareler.

Yaşamı şikayet dolu bahaneler.

Rahmanın adı geçmeyen haneler.

Fark etmeden,toprak senide eler.

Korkunun ecele faydası olmaz.

Vakti gelen, burada durmaz.

Fani dünyaya gönül bağlanmaz.

Hak, diyen pişman olup ağlamaz.

29.01.2016 Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(41)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Günlerden Cuma

Bu gün günlerden cuma.

Nefsim,ruhuma kuma.

Rabbime koşacam amma.

Nefis oynuyor benimle dama.

Düşünceler akıyor, gönlüme ılık.

Dünya nimeti ile olmuşum alık.

Çırpındıkça karada misali balık.

Sevap ötede günahlar kalabalık.

Ne yapsam da dertlerime yansam.

Hüzünlerimi alıp kuyuya salsam.

Ağlasam,derya kendim olsam.

Allah diye uyusam huzurla kalksam.

Ayşenur BULĞU

01.01.2016 Sünbül Bulgu

(42)

Hasret

Ağlatmayı meziyet sayan gülmeyi bilen Mutluluğu bilipte mutlu olmayan

Bu ne biçim dünya

Ağlatıp da gülmeye hasret

Sevgiyi veren sevgiden mahrum Yapacağın diyen yapmaktan yoksun Bu ne biçim dünya

Vermeye hasret

Bunların hepsi hasrete yanmış Sevgiyi sevenden almış

Bu ne biçim dünya

Mutluluğu bir heves saymış Sünbül Bulgu

(43)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İlim

Yaşam bir okuldur hocası ilim.

Allaha vardıran yol, varan da âlim.

Sabır ile öğrenerek yapa can talim.

İnsanı insan eden surette halim.

Tevazu bahçesinde geceleyerek, Bilmediğini söyleyip öğrenerek, Hazinendekini paylaşıp söyleyerek, İlim pınarından suna can ilim.

Aklın ışığı, gidilen yola rehber.

Kurtarıcı tek miras sağlıkta nefer, Hayra koşturur, ne güzel sefer.

Cehaletin düşmanı, doğrudan haber, Şerefli dosttur terk etmez seni.

Yeter ki oku der bil de beni.

Ayşenur sende ol, ilim zengini.

İlim, amellerin en faziletlisi Sünbül Bulgu

(44)

İnsan

Edep mi o da ne söyleme emi, Duygular tatilde kocaman gemi.

Merhametsizlik andırır da veremi, Bu ruh hali ile insan sever mi?

İhlas insanlık için olmuş da iflas.

İnanan gönül değil, şerefsizi has.

Doğruyu yaşayanlar tutuyor yas.

Kendine gel de ey biçare nas.

Nasıl? çıkılır bu sokak.

Gören gözle dön bir bak.

Hesap günü sorar Hak, Alınlar o zaman olur pak.

Bu yolun çıkışı iman iledir.

Güzellikler burada çiledir.

Almakla değil verme iledir.

Sorarım insanlık nerededir.

Ayşenur BULGU 05/12/2007 ÜMRANİYE Sünbül Bulgu

(45)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

insanı Sev

Sevgisizlik, hoşgörü olmuş birer kör düğüm İnsanlar can pazarında kan kokuyor da ölüm Eğitim ve edepte ne, paylaşım parada bölüm

İnsan gibi sevmek var iken, şiddette ne, ah gülüm Anasız yavrular,evlat anaya bakmaz.

Merhamet kalmamış kimse kimseyi takmaz.

Umursamazlıktan sevgi pınarı akmaz.

Örümcekleşmiş beyinler ilgi ışığı yakmaz.

Bu düşünceler var oldukça dertlerin olacak bolca.

Deme bana ne sakın,seni de bulacak olgunluğunca.

Dünya kimseye kalmaz,ötede bir ipin hesabı sorulunca.

Varlık var iken koş iyiliğe koşamazsın sağlığın da solunca.

Sev ve sevil bu dünya kötü değil.

İnsanlar kirletir, kemiği yok da dil.

Hoşgörü göster insana yaradanı bil.

Kini husumeti kalbinden de sil Sevgi hoşgörü gönüllere ilaç.

Kimileri tok kimileri de aç.

Elindeki ile bunları fakire saç.

Almazsan bu dünyada, alırsın Rabbimden taç.

Ayşenur BULĞU Ümraniye

23.05.2007 Sünbül Bulgu

(46)

İnsanlık

İçimizdeki güzellik, ruhumuzu resmeder.

Vicdanına danış ki insan olmayı, emreder.

Ahlak olgun oturunca kötülüklerde gider.

Öz varlığımız o zaman insanüstü seyreder.

Varlık bu varlık meleke tül âleme yakın.

Mahlûkatın şerefi insanlıktadır bakın.

İman cana can, olursun hakka yakın.

İşte yaşam bu, gönlünce yaşa hakkın.

19.02.2009 Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(47)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İslam

Bir güneş ki doğmuştur, ufuktan bize.

İnsanoğlu kıymet bilmez, gelmez de dize.

Adını anmakta kimliğin de geçmekte.

Yolunu takip etmez inancı sözde.

Ey İnsanoğlu gözünü açta bir bak tam.

Hesap verirken, kazınır alnına İslam.

Dünyayı verdi sana imtihan için.

Oynadın durdun gelişine, sormadın niçin.

Parayı buldun yaşamda sözün geçkin, Sıratı geçtiğinde olacak halin pişkin, Ey insanoğlu kulağın açta bir dinle.

Huzurda tutulur diller söylemez bile.

Ne işle meşguldün verdiğim bedenle.

Teşekkürün böylemiydi söyle.

Rızam için ne yaptın getir de dile.

Dün oyalandın, şimdiki çile.

Ey İnsanoğlu pür vücut olup koş rabbine.

Nedamet edipte sığın yüce rahmetine.

Ağlamazsan haline kimse ağlamaz.

Hakka varmak için, çokça kıl namaz.

Kuruluk kış ta’dır, yeşillik ise yaz.

Bu yol tevazu yolu olmuyor da naz.

Ey İnsanoğlu dönüşün yok mu?

Senedin varda garantin çok mu?

Kurtuluş simgesi la ilahe illallah, Doğruluk bundadır inanda vallah.

İyiliğe koşarsan silinir günah.

Mazine baktığında etmezsin sen ah.

Ayşenur BULĞU 25/09/1990 Sünbül Bulgu

(48)

İSrail Zulmü

Her yer karanlık kol geziyor zulüm.

Biçare yavrular yok oluyor gülüm.

Adaletsiz ülkeler yok mudur? Çözüm.

Zulme sessiz kalanı bulacaktır ölüm.

Hakkı hoşnut etmenin yolu adalettir.

Filistin savunmasız kemik ve ettir.

Bu insanlık için, büyük zillettir.

Silkelen kendine gel, İsrail illettir.

Mazlumun ahı alınıyor, açıktır bağrı.

Duaya kalkmış ellerim, Rabbime çağrı.

Soysuzun yaptığına ağlar, Filistin dağları.

Viran olmuş yuvaları,kan ağlıyor sağları Sünbül Bulgu

(49)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İstİyorum

Ağlamak istiyorum, çokça ağlamak.

Ağlasam acaba derdi ne derler.

Gülmeyi sevmem tebessüm yeter.

Zaten çok gülene delidir derler.

Tevekülle düşünmek,düşünmek isterim.

Bunu da yapamazsın hocasın derler.

Gönül konuşup da mecaz-i eğlenmek ister.

Bu sefer de sana geveze derler.

Gidişatı bilmek istiyorum, bilemiyorum.

Yaşam denen bilmeceyi çözemiyorum.

Sevmek isterim,bunu da başaramıyorum.

Gönül arar erdem bir türlü bulamıyorum.

Ayşenur BULĞU 12/07/1985 Sünbül Bulgu

(50)

Kabir Taşları

Ölürken elleri açık, gözü kapalı, Bıraktı yaşam, denen topalı, Ameli tam ise kabri, havalı, Çal sevdiği o zaman acı kavalı.

İki yaşamda köprü, kabir taşları, Ölürken, sevenlerin gözyaşları, Sevimli yüzlerin, çatık kaşları, Ürpertir insanı soğuk kabir taşları.

Kabir taşları, bizlere neler anlatır.

Kendini tanımayana ölümü hatırlatır.

Belki de olacak ona ocak ve yatır.

İnsana kıymet verir sayarda hatır.

Sünbül Bulgu

(51)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kadir Gecesi

İndi bu gecede Kutsal Kitabım, Kur’an-ı Kerim.

Melekler inecek yeryüzüne, Rabbe kalksın ellerim.

Bin aydan hayırlı gecede sıralansın dileklerim.

Saklıdır son on gecede uyuma mahmur gözlerim.

Ayların sultanı ramazan da saklıdır, kadir gecesi.

Seksen seneye bedel feyizli nur dolu sesi,

Basireti açık mümine gösterilir cennet penceresi.

Uyanda ey kalbim iman ile bul hak tecellisi.

22.09.2008 Sünbül Bulgu

(52)

Kalem

Kalemler ok olmuş doğruyu vurur Günahına alkış tutar yoludur gurur Türlü türlü pislik var ne gezer onur Mürekkebinde kan damlası yazar da olur Oku da cehalete savaş açalım dendi İlim ve bilgi ile olur iyilikte efendi

Kalemler yalan yazıyor beğenenler kendi Kalemler ışığında millet boynunu eğdi Hakkın ilk emri okudur evet

Bu vatan bizimdir bizim kalacak elbet İyilik bakidir kötülüğe kesilir bilet Kendine gel yoksa bulursun zillet Kardeşini sev koru zedeleme onuru El ele vererek vatanını da koru Felaket tellalı olup çalmada boru

Milletin yuvasını yıkmak için sormada soru Okur yazar çizersin aydınlatmak için

Bu hırs kötülük acaba kim için

Sormaz mısın kendine neden ve niçin Yalvarıyorum sizlere bu kinden geçin Ayşenur BULĞU

Sünbül Bulgu

(53)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kâlp

Kalp, bedenin saltanatı, Yaşar, elem, sevinç can atı, İnanç ilacı, yoksa çok katı, Basiretle, bakılırsa yücelir zâtı.

Vesvese oluşturur kara bulutlar, İlim irfan yoksa söner umutlar, Şeytana kapı açıp, oynar da kurtlar, İman ancak kalpten iblis'i şutlar.

Bunun için akl-ı selim olmak.

İlâhi rızâyı kalplerde bulmak, Çabamız gönüllere sultan olmak.

Sevgiyle gerçek, kulluğu bulmak Sünbül Bulgu

(54)

Kar

Bak işte tatlı tatlı kar yağıyor.

Toprak,kuçak açmış nasılda sağıyor.

Çocuklar sevinçten el çırpıyor.

Diril diril diye yeşili çağırıyor.

Misali kefen giymiş,ölüme benzer.

Hayat sayfasında ders çıkaran ne gezer.

Hayvanlar alemi etmiş de ezber.

Bizde güçlü olan,zayıfı ezer.

Rabbim, bu güzellik gerçek temizlik.

Tüm müslümanlara nasip et birlik.

Yuvalarımızda rızan ile bulalım dirlik.

İyilik sofralarında yapalım erlik, Ayşenur BULĞU

13/02/2008 Sünbül Bulgu

(55)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kardeş

Kardeşi olmayanın eksiktir yanı.

Sevgisi coşkun anılır sanı.

Aynı damarda akar da kanı.

Dünyaya bedeldir tatlıdır canı.

Kardeşlik duygusu güzeldir ama.

Gitmese maddiyat çukurunda ava.

Dünyevi işler kardeşlerde oluşturdu yama.

Maneviyatla kazanılır,kardeşlikteki dava.

Rabbim; kardeşi kardeşe düşman eyleme.

Yalnız sevgiden yer versinler siteme.

'Kardeş' sözü bile dermandır, derdime.

Kötü olan ne varsa kardeşime sevdirme.

Ayşenur BULĞU 18/02/2008 Sünbül Bulgu

(56)

Kardeşlik

Soframızdaki yemeği paylaşmak Okul yolunda beraber koşmak Askerde aynı safta savaşmak

Bu yaşamın adı kardeşliktir, kardeşlik Güler iken, ağladı diye ağlamak

Derdini derdin bilip çağlamak Merhem olup, yaraları dağlamak Bu ilacın adı kardeşliktir, kardeşlik Onun yok, benim var diye üzülmek Ne yapabilirim diye çözülmek

Varlıkta değil de yoklukta bilmek Bu çözümün adı kardeşliktir, kardeşlik Gül kardeşine gülleri sunmak

Oturup onunla yarenlik yapmak Elini tutup, göz göze bakmak

Bu güzelliğin adı kardeşliktir, kardeşlik Kardeş kardeşin yürek bağıdır

Aynı damarda akan kanıdır

Acı da sevinç de,dayanacak dağıdır Bu insanlığın adı kardeşliktir, kardeşlik Sünbül Bulgu

(57)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Karnem

Kulaklarım dinliyor müzik misali.

Dedikodu illeti yaşamımın emsali, Kurtuluş yok mu? Kötünün timsali, Öyle ol ki kırılmasın senden ahali Karnemde olacak dedikodu zayıfı.

Dizlerine vurup boşa, çekme hayıfı.

Gözlerim uzak kelam-ı Kadimden.

Okur her gördüğü yerden, güzelden.

Ulema olsa ne yazar, ne gelir elden.

Zaman uçuyor, nefis dinlemez telden.

Karnemde olacak körlük zayıfı.

Dizlerine vurup boşa çekme hayıfı.

Ağzım konuşur oldu akla geleni.

Gelenden sana ne? Konuşma gideni.

Rabbim verdin, bana emanet bedeni.

Mevla'm, mühürler kapat çeneni.

Karnemde olacak dil çilesi zayıfı.

Dizlerine vurup boşa çekme hayıfı.

Ne güzel ten vermiş korur pislikten.

Abdest suyu ile birleşir olur nurlu ten.

Örtüsü etten güzelliklere gül ten.

Can bulsun manada iman ile bu ten.

Karnemde olacak can-ı ten zayıfı.

Dizlerine vurup boşa çekme hayıfı.

Fussilet ve Yasin Süresi bildirir bize.

İşlediğimiz her fiil şahitlik yapacak bize.

Kör olası nefise uyma, gel artık dize.

Debdebeyi bırak, dönmelisin öze!

Dünya gözü ile baktım, zayıftır karnem, Allah beni af etsin dua et ne olur annem, Saniye başı yazar defterime, görevli meleğim, Rabbimin rızasını kazanmaktır tek dileğim.

10/06/2008 Sünbül Bulgu

(58)

Kibir

Hakkı görüp inkâr edersen, Nefsine negatif hissi yüklersen, Nankörlükle kâlbi mühürlersen, Kibirdir bu hastalık, olursun alık, Cahil kibir, âlimde tevazu var,

Tevazu yağmur, kibir, dolu olup, yağar, Sevgiden nasip alamazsın yar,

Bu hastalık dünyayı eder de dar, Şeytan bir melekti, meleklerin hocası, Ateş topraktan üstün diyerek gocunması, Âdem’e secde etmem, verdiği savunması Kibrinin cezası rahmetten kovulması Bunlara sebep kendini beğenmişlik, Kibir büyük günah etmeyelim bönlük, Haklara saygı, budur güzellik,

Gönüllerde sevgiden bulalım dirlik Sünbül Bulgu

(59)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Koltuğum

Çabaladım, senin için çok koştum,

Yemedim yedirdim, rüyalarımda coştum, El etek öptüm, yalan dolanla hoştum.

Söyle koltuğum söyle benim için ağlar mısın?

Gün oldu sevdiklerimin hayatını karartım.

Seni güzel bulsunlar diye olayları abarttım.

Zengini daha zengin fakiri de aç bıraktım.

Söyle koltuğum söyle benim için yanar mısın?

Haklıyı haksız, zalime verdim hak pervasız, Mazluma verilmez hak, bıraktım da kanatsız, Görkeminden korksunlar kalsınlar da ezansız, Söyle koltuğum söyle benim için ölür müsün?

Yeşeren umutları dal misali kırdım.

İyi ve güzel ne varsa doğru olanı yıktım.

Bu dünya benim olacak hep sandım.

Söyle koltuğum söyle kabirde cevap verir misin?

Gönlümde kocaman koltuk sevdası Rabbim soracak bana hak sevdası Yaşamım kanıtlar, tutmuşlar yası Söyle koltuğum söyle başımın belası Sünbül Bulgu

(60)

Maneviyat Zararda

Kariyer basamağında yaşıyor oyun ve barda.

Fani der bu âleme aklı hep güzel yarda.

Elinde hesap makinesi kazanç bulur kârda.

Dünya sinemasında oynar, maneviyat zararda.

Kazanç katlandıkça, başarı kendinin sanır.

Başarıya eklenince kazanç nefsi ile aldanır.

Perde açılıp kapandıkça gözünün nuru kararır.

Maneviyat zararda, kendini zirvede tanır.

Marka giyin marka kal yemesi yağ ve bal.

Tatil adına yaşa sularda kirala tekne sal.

Çene çalışır boğaz öğütür, loğ mu? Bu ne hal, Maneviyat zararda, dünyada sen tek kal.

Yolun sonu görünüyor son perde oynanıyor.

Akıl yok başta aç göz ise hiç doymuyor.

Kefen giydirmek için sevenlerin soyuyor.

Maneviyat zararda, cesedin yerde ruhun ağlıyor.

Kapandı işte zirvedeki bir perde.

Fani dünyadan gittin nerdesin nerde.

Çalıştın mı? Sınav çok çetin gittiğin yerde, Maneviyat zararda, akıl kalmamış serde.

Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(61)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mektup

Mektup var,bahane sunan insana.

Elbette Rabbimin tokadı olacak sana.

Kaybolmuş kirli ruhunda kıyıyor cana.

Tutmuş elinde silahı, doymuyor kana.

Uzak gönül ikliminde sarılmış yalana.

Pervasız hali susturulmuyor hâlâ.

Sünbül Bulgu

(62)

Mevlana

Ruhumun derinliğinde oturmuş sultan-ı pir Hoşgörü durağında sevginin kucağında Durmadan söylenir haydi hak aşkına gir Bu güzellik yaşanır insanlığın bağrında Kendinle barışık ol vurmada kimseye kol Huzurlu olmak istersen ara onu imanda Sonsuzluğa götürür bu seçilmiş yol Tevazu ile yürürsek olmayız biz zararda İnsan bedeni ile benzer bir fakülteye Şükrü bize öğreten sabır ile söyleten Acıları körelten sevgidir çek sineye İçimizdeki cevheri iyiliktir işleten

Himmet et bize ne olur sultan-ı Mevlana Tevekkül, inanç ile vardım da sana Ağlarım yürekten ben yana yana Günahım kor oldu yapıştı bana Sünbül Bulgu

(63)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Misafir

Dünya bir misafirhanedir, aldanma kardeş.

Çocukların oynadığı evcilik oyununa eş.

Oyun kuralına göre oynanır üç beş.

Malını hayırda kullan, yoksa olur leş.

Deniz, orman ve dağlar sunulmuş sana bağlar.

Yorganın Gökyüzü, yatağın toprak ağlar.

Farkında değilsin yerine doğa çağlar.

Misafirsin ey kardeş gün gelir yürek dağlar.

Tükenmez görme kendin, baki değil bu yaşam.

İnsan dünyada misafirliğini bilmeli paşam.

Aşırılıktan kaçmalı, hırsımız en büyük tasam.

Emanete iyi bakalım, geçici kısa yaşam.

Ne gelmiş gibi oldun, nede oturdun.

Bu dünyada artık gözün doyurdun.

Erzakın var mıdır? Yola gitmeye.

Gün gelir. Dünya’ya veda etmeye.

16/07/2008 Sünbül Bulgu

(64)

Müslüman’ız

Müslüman’ız diyoruz sözün gereği; suçlarız biz feleği.

Ne zaman doydu fakir, giydi de mutluluk gömleği.

Aç açık iken, döküldü çöpe dolu zengin çömleği.

Köprü altlarında çocuk, saray yataklarında yatar köpeği.

Ne diyeyim ben buna insana, verilmez terbiye.

Uğraşıp verirler hayvana ders, yetiştirirler ne diye.

Şerefli mahlûktan kaçar oldu, insan tıkıldı da deliğe.

İman cevheri yok, ümidi bağlamış korunmakta çeliğe.

Sünbül Bulgu

(65)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Namaz

Bizi Rabbimize vardıran, Gönlümüzden kibri kaldıran, Kötü düşüncelerden arındıran, Namazdır, olmayalım beynamaz.

Toplumsal ayrımcılığı sonlandıran, Renk bağımsızlığını kaynaştıran, İnsanı şeref saygınlığına ulaştıran, Namazdır, olmayalım beynamaz.

Tek vücut olmuşuz aynı kıblede, Saf, saf eğilmiş başlar secdede, Melekler hayran, yaradan dillerde, Namazdır, olmayalım beynamaz.

Manevi, maddi temizlik budur.

Dikkat et sağlık da doktor dur.

Yaradana götüren en güzel okuldur.

Namazdır, olmayalım beynamaz.

Peygamberim namaz, gözümün nuru, Aç olan insana neyse yemeği suyu, Doyamam der; namaz gözümün nuru, Namazdır,Rabbim bizlere ver bu şuuru.

Sünbül Bulgu

(66)

Neden

Yaş İlerledikçe belirir ağrı, sızı Gençlikte hani yaşamıştın yazı Kimseler çekmiyor artıkta nazı Yüreğine elemden isimler kazı

Sevmiştin zamanında,yok şimdi yanında Hükmeder alırdın damağında, tadında Altın yaldızlar gibi söylenirdi adında Yüzüne bakılmıyor ne eksildi zatında Kazandın diktin manada altın direk Kurumadı alın terin, verdinde emek Önüne gelmiyor şimdi bir tas yemek Neden yok oldu yüzünde gülümsemek Evladın sayısınca gururlanırdın

Kuvvetin hep olacakmış sanırdın Dünya güzelliklerine nasılda kandın Neden üzülüp hemde darıldın

Maddi İşlerinde taşırdın yükleri ton Köşelik olacağım diye insanlığın don Her seferinde derdin artık son

Bak ikiye katlanmış sırtında baston Sünbül Bulgu

(67)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nefis

Pişkin oturmuş, kumanda elinde yapıyor ezber Arama güzellik,yok ilim sevdası avare gezer Hak anılmaz, haklıdır o yanılmaz çizerde çizer Lanetin adı nefistir iblisin uşağı mazlumu ezer Yaratana baş kaldırır, kötülükten ders aldırır Nankörlük sanatıdır zebaniden katıdır

Hoşa gelen ne varsa azık ve katığıdır Lanetin adı nefis, günahkârın yatağıdır Ölüleri görürsün hep kendini var sanırsın Yüz çevirme haktan ateş ile yanarsın Tövbe et gel divana duru olur akarsın

Ayşenur’um söylerim doğru oturur kalkarsın Sünbül Bulgu

(68)

Ninni

Yeter artık ağlama.

Yüreğimi dağlama.

Daha çok var yarına.

Yetiş koş İslam yoluna.

Ninnileri dinleyecek.

Elbet bir gün büyüyecek.

Allah tek bir diyecek.

Yetiş koş Ömer Yasin’im.

05.04.2002 Sünbül Bulgu

(69)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Oğluma Mektup

Oğlum açtım sana koca dünyadan sayfa.

Ne olursa olsun büyüklerine tutma kafa.

Yaradan’ı bilmelisin özelliğin olsun vefa.

Bunları yapar isen duacınım çekme cefa.

Daima şükredici ol, hiç olmayanlara bak.

Emanete dikkat et, iyilikten kötülüğü yak.

Yak ki kötülük ateşi sönsün vicdanın pak.

İyilik çemberinde, göğsüne sade gül tak.

Peygamberim der ki yetimlere yardım edin.

İnsan ve hayvana eziyet etme, dost edin.

Kötülüğü men edip iyiliği emredin.

Namaz kıl, itaat et; sevsin seni Rabbin.

Temiz ahlâk sahibi ol, gelmeyesin derde.

İnsanı sev, sevil, saygı duy her bir ferde.

Çalış tembel olma görüldüğün yerde.

Başına vurup deme acep hatam nerede.

Deme bu nedendir, sabır derde dermandır.

Sen sabır etmezsen sonun hep hüsrandır.

Yalandan kaçın kaçmazsan akıbet virandır.

Yapmaz isen bunları yazık ömre ziyandır.

Oğlum bu sözler sana açık mektubum.

Tek dileğim hakkıyla bir kul olman.

Vatan ve millet sevgisi ile dolman.

Sevgili oğlum, mutlu olurum o zaman.

22/07/2008 Sünbül Bulgu

(70)

Ölüm

Hayat dedikleri yolda, yolluksuz kalma darda, Yaşa karar’da, ölümün de olmayasın zarar’da, Burası imtihan yeri sanma oyun ve bar da, Nasıl yaşarsan öyle ölürsün, kalma emi harda.

Oyalanma yürü, yürümekle varılır, menzile, Yaşam alanında kapı açılmaz, basmazsan zile, Sabredip, yaptığın iyiliği getirmezsen dile,

Ölüm maşuk olur, hasretten yana çekilmez çile.

Çıktığın yolda olsun Peygamber rehberin, Amelin azık olunca kutlu olur seferin, Zahmetli yollarda ayağına batan dikenin, Kıymetli canana vardıran ölüm fenerin, Hayat penceresinden nasıl bakarsan, Günahlara değil hayırlara ışık yakarsan, İmanı pusulan yapıp, başına tacın takarsan, Ölüm güzeldir korkma! Böyle yaşarsan.

Ölüm; insan için vuslat zamanı, kafana takma, Yaşam fani, ölüm gerçek yaşam anı, sakın korkma, Bırakılacak mal mülk ve canı, arkana bakma,

Ölüm var; Rabbin tanı, kendini yakma.

Sünbül Bulgu

(71)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ömür

Yaşa gönlünce yaşa, Bak kimler, gelip geçti.

Kimi bey, kimi paşa, Ömür tüketip geçti.

Saltanat koltuklarında Kuş tüyü yataklarında Kariyer basamaklarında Ömür tüketip geçti.

Alkışlarla kabir’e gelenler, Mermerden anıt dikenler, Benim ki benim diyenler, Ömür tüketip geçti.

Ömür insanın yaşam dilimi, Dokumaya vakit yok kilimi, Oku, öğren yok sayma bilimi, Yoksa tükenir, ömür ilimi.

İstersen sevgiyle dol.

Dilersen gözyaşına boğul, İmanlı isen senindir yol, Bu sevgiyle gül gibi sol.

10/07/2008 Sünbül Bulgu

(72)

Ramazan

Çalıştın durmadın, bulduğunu öğüttün.

Midem ay dişim ağrırda nazlı başım.

İsyan penceresinde uzuvlar sorar yaşım.

Fabrika tatile girdi, demez nerdedir aşım.

Bir aylık tatil ki bereket var dert yok.

Sözü selamı hoş yemeği yediren çok, Mideler aç ama ruhlar manada tok.

Vücudumun zekâtı şeytanı vurduran ok, İşte bu mutluğu veren ramazan,

İblis zincirlenmiş, azalırda azan.

Mana âleminde melektir yazan.

Güzel ruhlara olamaz kimse sazan.

Hoş ve sefa geldin, sabrı öğrettin bize.

Sevaplar yazılır katlanır on misli bize.

Ayların sultanı konuksun hem de bize.

Rabbim senin hatırına getirsin bizleri dize.

01/09/2008 Sünbül Bulgu

(73)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ruhlar Hasta

Herkes gergin, yürek yangısı bezgin, Çarpışıyor sokakta şiddet denilen gezgin, Anaların yürekleri feryattan ezgin,

Ruhlar hasta gönüller yasta.

Bireyleri eğiten ilk kurum aile.

Temelden eğitilecek baba ve anne.

Oluşturulmazsa ikiliden iyi bir hane, Daneden oluşur hasta, kötülük tasta.

Ahlak vasıfları din ile bütünleşmeli.

Kardeşine el vermeli gözyaşını silmeli.

Devletini sevmeli, onu baba bilmeli.

Toplum olarak kötülüğü delmeli.

20.08.2008 Sünbül Bulgu

(74)

Sefer Tası

Babacığım vardı, üç bölmeli sefer tasın.

Lokantada yemem, evden koyun aşım.

Koşarak getirirdi küçük kardeşim aşın.

Çağırırdın, arkadaşlarını yiyemem tek başım.

Gülerlerdi iki lokma yemeğe çağırdın hepimizi Bir kişi bile doymaz, masaya dizdin bizi.

Derlerdi bir yandan da afiyetle yerlerdi.

Bu ne lezzetli yemek vardır bunda bir hikmet.

Bin bereket bitmezdi yedikleri nimet.

Utanırlar sözlerine sebep nedir ne böyle, Doyurmaz derken kaldı sefer tasında yemek.

Yemeğin özünde vardı bir tutam ihlâs.

Cömerttin ellerinde sunulmuştu küçük tas.

Sevinçlere ortak, saklanmıştı hüzün yas.

Babacığım sen gittin gideli saklandı sevinçler.

Cirit atar hüzün, yas uyku tutmaz geceler.

Paylaşımlar raflarda cepte para heceler.

Benlik büyüsü ile gelip geçer seneler, Zengin görünür, yaşardın fakir gibi, Sert bir bakışınla bildirirdin edebi.

Ağlayanla ağlardın sorardın da sebebi, Kardeş kardeşe uzak olmuşlar da el gibi.

Ayşenur BULĞU Sünbül Bulgu

(75)

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevgi

Kimseleri sevmez, kavgalı ve öfkeli, Ağzında küfür var, ayağı ökçeli, Bazen akıl hocası, çıkmazlarda deli, Iztırabın, kaybettiğin sevgidir sevgi.

Öfkeden saray olsa yollarına altın konsa, Dilinde tatlı söz yoksa,arı misali soksa, Attığın keskin oksa, mazlum gönülü yaksa, Ölümün, kaybettiğin sevgidir sevgi.

Kaybettiğin anlam sevgiden değer,

Insana kıymet, kendine vermekten geçer, Deryalar dolusu muhtacız meğer,

İlacın, kaybettiğin sevgidir sevgi.

Sevmek,sevilmek yaradılanı bilmek, Yaşam bir bilmece kurallarınca çözmek, Güneş yağmurları gibi gönüllere inmek, Sevgi artı sevilmek eşit insan olabilmek.

30.05.2008 Sünbül Bulgu

Referanslar

Benzer Belgeler

Zaman ayağımın altından kayan bir cevher, Hayatı algılamak sevmekten geçer. Yağmurun sesini dinle bak, Sana anlatır

İğdebelen'deki ihtiyar ahlat ağacının yeri olsun gömütlüğüm Ramazan Topoğlu.. www.antoloji.com - kültür

Bir iki saatlik sikici bir yolculuk sonra daha uzun daha sikici biri daha ve en sonunda dayanilmaz bir tane. Elde bir iki valiz validenin doldurdugu bir kac nevi gida, havlu

Yaradan niyazım duam var sana Affet beni ahu zara düşürme Yardım et ne olur yardım et bana Sevda bilmez gafil yara düşürme - Çaresiz çileler gördüm başımda Hastalık

Sen beni sevmesende, Yinede seni seviyor, Kahrolası gönlüm Haydar Gündüz.. Kalp

Gözlerin hedefe dönük namlu Sözlerin zehir zem belek mermi Kopuyor ellerin ellerimden Dipçikler içinde bir ihtilal gibi Kafeslerim ardına dek açık Uçuyor kuşlar özgürlük

Anam ağlar kara kara Benim yüregimde yara Dökülmüş göz yaşı yollara Gelemem gurbetten sılaya Yavrum deyip figan etme ana Gönülden ırak kaldım sana Dönem gayri yurduma

Bazen de kendin gibi sin Durmadan beni isteyen Ben ise hep senim Durmadan seni isteyen Volkan Kaya.. www.Antoloji.Com - kültür