• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE DE BELEDİYELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE DE BELEDİYELER"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

1 TÜRKİYE’DE BELEDİYELER

Türkiye’de anayasal olarak tanımlanmış üç yerel yönetim türü vardır: İl özel idaresi, belediye, köy. Yerel yönetim türlerinin her biri kamu tüzel kişiliği verilerek kendi başına bir yönetim birimi olarak kurulmuştur. Üç türün birbirleriyle ne hiyerarşik ne eşgüdümsel ilişkileri vardır. Her birinin seçimleri ayrı ayrı yapılır; birinde seçilenin öbür tür içinde temsilcisi bulunmaz. Bir yerel yönetim türünün aldığı kararın, öbür tür tarafından onaylanması gibi bir mekanizma da yoktur. Aynı coğrafyada yetki kullanan yerel yönetim türleri arasında eşgüdümleme gereği doğarsa, bunu valiler ve kaymakamlar yapar. Vali ve kaymakamlar belli bir coğrafyadaki tüm türleri topluca izler. Bu işlev, yönetsel vesayet adlı hukuksal ilişki çerçevesinde görülür.

Tablo.1. Türkiye Mülki İdare Bölümleri (2013 ve 2015) Mülki İdare

Bölümleri 2013 Mart

2014 Belediyeler 2013 Mart 2014

İl Sayısı: 81 81

Büyükşehir Belediyesi

Sayısı:

16 30

İlçe Sayısı: 919 919 İl Belediyesi

Sayısı: 65 51

Bucak Sayısı: 632 -

Büyükşehir İlçe Belediyesi

Sayısı:

143 519

Mahalle Sayısı: 19.104 31.813 İlçe Belediyesi

Sayısı: 749 400

Köy Sayısı: 34.332 18.324

Belde Belediyesi

Sayısı:

1978 396

Bağlı Sayısı: 47.157 26.166 Toplam

Belediye Sayısı 2.951 1.396 Kaynak: İller İdaresi Genel Müdürlüğü,

https://www.e-icisleri.gov.tr/Anasayfa/MulkiIdariBolumleri.aspx (Erişim tarihi: 30 Haziran 2013 – 20 Ocak 2015)

İl özel idaresinin yetki alanı belli bir yerleşmeyi değil birden fazla yerleşmeyi ve yerleşme olmamış boş toprakları kapsamaktadır. Bu özelliğiyle il özel idaresi bir alan yönetimidir. Osmanlı döneminde 1913 yılında çıkarılan bir yasayla, il kademesinde ikili yapı denebilecek bir sistem yaratılmıştır. Buna göre illerde merkezin uzantısı olarak il genel yönetimi valilik kurumuna verilirken, yerel işler için il özel idaresi adıyla ayrı bir tüzelkişilik yaratılmıştır. 1913 düzenlemesi yüz yıla yakın bir süre yürürlükte kalmıştır.

Bu dönemde il yerel yönetimlerinin görev alanı dar, harcama kapasitesi düşüktür. 1913

(2)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

2 yasası 2005 yılında kaldırılmış ve yerine yeni bir yasa getirilmiştir. Bu düzenleme, il özel idarelerinin yapısını ve yönetim sistemindeki ağırlığını tümüyle değiştirmiştir. İl özel idaresi, il çapındaki işlerin neredeyse genel yetkilisi haline getirilmiştir. Yeni yasayla devletin hemen tüm görevleri (dolayısıyla cari-yatırım-transfer harcamaları) il yerel yönetimlerine kaydırılmıştır. Bununla birlikte 2012 yılının sonunda kabul edilen 6360 sayı yasayla 30 ilin özel idaresi kapatılmıştır.

Belediye, kentsel yerleşmeleri yönetme modelidir. Seksen yıla yakın 1930 tarihli yasa ile yönetilen belediyeler için 2005 yılında yeni bir yasa getirilmiştir. Belediyelerin görevleri, yönetme yetkisine sahip oldukları yerleşmenin yangına, salgına, ekonomik istismara karşı korunmasını amaçlayan itfaiye, temizlik/mezarlık, zabıta gibi esenlik sağlama görevleri ile yerleşmenin planlanıp bayındırlığının sağlanması üzerine odaklanmıştır. Su, kanalizasyon, yol-meydan yapımı, belediyelerin temel altyapı yatırımı ve işletme görevleri arasında yer almaktadır. Topluca imar görevleri, ortak yaşamın değeri olarak ortaya çıkan toprak rantını yönetme işinde tek yetkili kurum kılmaktadır. Son olarak 2012 yılında Büyükşehir Kanunu’nda meydana gelen değişikliklerle büyükşehir alanlarında il özel idarelerinin kaldırılması sonucunda belediye yönetimlerine sadece kentsel yerleşim değil kırsal yerleşimi yönetme görev ve yetkisi de devredilmiştir. 6360 sayı yasayla belediyelerin yarısı kapatılmıştır.

Köy, kırsal nitelik taşıyan yerleşmelerin yönetim modelidir. Köyler, Cumhuriyet’in ilanının hemen ertesinde 1924 yılında yeni bir yasayla topluca düzenlenmiştir. Bu yasa günümüzde halen yürürlüktedir. Köylerde yönetsel işlerin hacmi dardır. Bununla birlikte, köyler, kentsel yerleşmelere göç ve köylere yönelik hizmetlerin ilçe ölçeğinde örgütlenmesi nedeniyle bir tür görev boşalması dönemine girmiş durumdadır. Öte yandan 2012 yılının sonunda kabul edilen 6360 sayı yasayla büyükşehir sınırları içindeki köyler kapatılmıştır. Kapatılan köy sayısı, ülkedeki köylerin yarısıdır.

Belediye Örgütlenmesinde Arayışlar

Günümüzde toplumsal ve siyasal/yönetsel yapıdaki dönüşümlere paralel olarak belediye örgütlenmesinde iki önemli arayış söz konusudur: Birincisi belediyelere

(3)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

3 merkezi hükümetin görev ve yetkilerinin aktarılması; ikincisi yeni bir belediye ölçeğinin tespit edilmesi. Belediye örgütlenmesinin temel özelliği kentsel yerleşmeleri yönetme modeli olmasıdır. Belediye yönetiminin görev ve gelirleri bu sosyo-ekonomik niteliğe göre belirlenmiştir. Yerel yönetim reformları çerçevesinde belediyelerin yetki ve görevlerinde değişiklik 1990’lı yıllarda daha küçük adımlarla, 2004 yılından itibaren ise yapısal değişikliklerle devam etmektedir. Son olarak 2012 yılında Büyükşehir Kanunu’nda meydana gelen değişikliklerle büyükşehir alanlarında il özel idarelerinin kaldırılması sonucunda belediye yönetimlerine sadece kentsel yerleşim değil kırsal yerleşimi yönetme görev ve yetkisi de devredilmiştir.

Ölçek ile ilgili arayışlar öncelikle üç büyük ilde baş göstermiştir. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki belediyelerin, diğer belediyelerle kıyaslandığında başından bu yana kendilerine özgü denebilecek bir yönetim yapısı olmuştur. Ancak, ülkenin üç büyük kentine özgü kurallar, ilk olarak 1984 yılında ayrı bir yasayla düzenlenmiştir. Bu kent yönetimleri “büyükşehir belediyesi” olarak adlandırılmış, izleyen yıllarda sayıları artarak 16’ya yükselmiştir. Büyükşehir belediyeleri sistemini kuran 1984 tarihli ve 3030 sayılı yasa 2004 yılında ortadan kalkmıştır. 16 büyükşehir, dokuz yıldır, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile yönetilmektedir. Büyükşehirlerin sayısını 29’a çıkaran ve büyükşehir yönetimini köklü bir biçimde değiştiren son düzenleme 12 Kasım 2012 tarihinde kabul edilmiştir.15 Mart 2013 tarihinde yapılan değişiklikle bir il daha (Ordu) bu düzenleme kapsamına alınmış ve büyükşehir sayısı 30’a ulaşmıştır.

12 Kasım 2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanunla, İstanbul ve Kocaeli dışındaki büyükşehir belediye sınırları il mülki sınırlarıyla bütünleştirilmiş; büyükşehirlerdeki il özel idareleriyle büyükşehir sınırları içerisindeki belde belediyeleri ve köyler kaldırılmıştır. Buna ek olarak büyükşehir belediyesi dışındaki illerde, nüfusu 2 binin altındaki belediyeler köye dönüştürülmüştür. 6360 sayılı yasa ile genel bütçeden belediyelere aktarılan paylar yeniden düzenlenmiştir. 2014 yılı mahalli idareler seçimleri sonrasında toplam belediye sayısı 2 bin 950'den bin 395'e düşmüştür.

Böylelikle toplam nüfusun yüzde 90'ından fazlası belediye sınırları içerisinde kalmıştır.

6360 sayılı yasa kabul edildiğinde Türkiye’de 2 il-bütünü büyükşehir (İstanbul ve Kocaeli), 14 büyükşehir, 65 il, 892 ilçe ve 1977 belde belediyesi olmak üzere toplam

(4)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

4 2950 belediye bulunmaktaydı. Bu kanun 14 ile daha büyükşehir statüsü vermiş, 28 ili 2004 yılından bu yana İstanbul ve Kocaeli illerinde uygulanmakta olan il bütünü büyükşehir modeli kapsamına almış, büyükşehirlerde il özel idarelerini kaldırmış, büyükşehir olmayan illerde 559 belde belediyesinin, büyükşehirlerde ise 1085 belde belediyesi ile 16.564 köyün tüzel kişiliğine son vermiştir. Bir başka ifadeyle il yerel yönetimlerinin yüzde 36’sı, belediyelerin yüzde 54’ü, köylerin ise yaklaşık yüzde 50’si kapanmıştır.

Türkiye’de belediye sayısı 2000 yılında 3.228 düzeyindeyken, 2009 yılı yerel seçimleri sonrasında, 2010 yılında Büyükşehir Yasası ve Belediye Yasası’nda yapılan değişikliklerle 2.950’ye indirilmiştir. TBMM’den geçen son düzenlemeyle 1.644 (559’u büyükşehir dışında, 1085’i büyükşehirlerde bulunuyor) belediye daha kapatılmakta, belediye sayısı 1.306’ya indirilmektedir. Bu sayıya yeni kurulan ilçe belediyelerinin eklenmesiyle sayı 1.395 olmuştur. Bu durum son on yılda belediye sayısının yaklaşık % 60 azalması anlamına gelmektedir.

Tablo. 2. Belediye türleri (2013)

Mevcut Durum (Belediyeler 2013)

2014 Yerel Seçimlerinde Esas Alınacak Durum

Büyükşehir Belediyesi 16 30

Büyükşehir ilçe belediyesi 143 519

İl Belediyesi 65 51

İlçe Belediyesi 749 400

Belde belediyesi 1977 395

Toplam Belediye sayısı 2950 1395

Kaynak: 10. Kalkınma Planı 2014-2018, s. 152.

Türkiye’nin yönetim sistemini radikal bir biçimde değiştiren bu yasa büyükşehir sınırlarını il sınırlarına genişletmiştir. 2004 yılından bu yana İstanbul ve Kocaeli’de uygulanmakta olan “il bütünü büyükşehir modeli” 28 ile yaygınlaştırılmıştır. “Pergel”

olarak tanımlanan 20-30-40 ve 50 km’lik yarıçaplar içinde varlığını sürdüren büyükşehirler yerine, ilin genelinde görev ve yetki sahibi büyükşehirler kurulmuştur.

Yeni büyükşehir olan 14 ille (Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Van ve Ordu) birlikte, halen büyükşehir belediyesi bulunan 14 ilde daha büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları haline getirilmiştir: Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır,

(5)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

5 Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun.

Büyükşehir belediye başkanının seçiminde seçim çevresi il sınırı olarak belirlenmiştir.

İl bütünü büyükşehir modeli, Türkiye nüfusunun dörtte üçünü oluşturan 56 milyon insanın doğrudan sonuçlarından etkileneceği bir modeldir. Böylece büyükşehir belediye yönetim modeli Türkiye’de yerel yönetim modelinin salt başat bir unsuru değil, yerel yönetim sisteminin bizzat kendisi haline gelmiştir.

Büyükşehir yönetim modeline yönelim, genellikle kentleşme olgusuyla açıklanmaya çalışılır. 2008 yılına kadar belediye yönetim modeli kentleşme olgusunun tüm sonuçlarından etkilenmiştir. Ancak 2008 yılından sonra başka faktörlerin analiz edilmesi gerekmektedir.

Kentleşme

Nüfus dağılımında kent-kır dengesinin kent lehine değişmeye başlaması gibi demografik ve sosyal olgular kentsel mekanların yönetimi olan belediyeler için yeni bir dönem olmuştur. Hızlı kentleşme, uluslararası piyasalara entegrasyon, küçük köylülüğün ortadan kaldırılması gibi faktörler, kent yönetimini daha da önemli hale getirmiştir. Öyle ki kimi zaman yeni belediyelerin kurulması köylerden kente yönelen nüfus akımını durduracak bir tür set olarak da görülmüştür. 1980’ler, 90’lar ve 2000’li yıllarda büyük kentlere yönelen nüfus artmaya devam etmiştir. Bir başka ifadeyle belediyeleşme sürecine karşın nüfus büyük kentlere yönelme eğilimini sürdürmüştür.

Nüfusu kırda tutma kaygısı 2000’li yıllarda da devam etmiş, ancak bu kez belediye sayısını arttırma politikası yerine büyükşehir yönetim modelinin ölçeği büyütülmüştür.

2004 yılında kabul edilen 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu bu sürecin başlangıcı olmuştur. Bu yasayla kırsal nüfus yer değiştirmeden idari değişiklikle kent nüfusuna dahil edilmiş, bir anlamda köy bir anda kent olarak tanımlanmaya başlanmıştır. Böylelikle belediye hizmetlerinde ölçek sorunu giderek daha can alıcı bir sorun haline gelmeye başlamıştır. İstanbul ve Kocaeli’de büyükşehir belediye sınırları il mülki sınırlarına dayandırılmıştır.

Nitekim 2008 yılında 5747 sayılı yasa ile Büyükşehir Kanunu’nda meydana getirilen değişikliklerle 862 belediye kapatılmış ve Türkiye’de belediyeleşmenin tarihsel

(6)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

6 gelişimi farklı bir aşamaya geçmiştir. Bir yandan nüfusu 2000’in altında kalan belediyeler kapatılırken öte yandan büyükşehir ölçeği genişletilerek büyükşehir olan illerdeki birçok köy mahalleye dönüştürülmüştür. En son 2012 yılında kabul edilen yasayla 28 il daha İstanbul ve Kocaeli’de 2004’ten bu yana uygulanan il bütünü büyükşehir modeli kapsamına alınmıştır.

Büyükşehir statüsü verilen 14 il içinde kentsel nüfusu 750 binin üzerine çıkan 2 il bulunmaktadır (Manisa ve Şanlıurfa); diğer 12 ilde (Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Hatay, Malatya, Mardin, Ordu) kentsel nüfus 750 binin altındadır. Bu sorun, büyükşehirlerde belediye hizmet alanı il sınırlarına genişletilerek aşılmaktadır. Böylece yerel yönetim çalışmaları ve kent yönetimi açısından yeni bir olgu ile karşı karşıya kalınacaktır: Kırsal alanların kentsel yönetme modeline tabi olması.

Büyükşehir belediyeleri, bir yandan il genelinde su, kanalizasyon, yol-meydan yapımı gibi temel altyapımı yatırımları ve işletilmesinde, öte yandan imar görevlerinin tek elde toplanmasıyla kentsel ve kırsal toprağı yönetme işinde tek yetkili kurum haline gelmektedir.

Büyükşehir belediyelerinin görev alanlarındaki bu değişiklik, belediye ölçeği ve ekonomi konusunu ele almayı gerektirir.

Ölçek Ekonomisi

Ölçek ekonomisi büyükşehir yönetim modelinin temel gerekçesini oluşturmaktadır.

 2004 yılında kabul edilen 5216 sayılı Kanun’un Gerekçesi’nde büyükşehirlerin, nüfus artışı ve nüfusun kentsel alanlara kaymasıyla ortaya çıkan sorunların yerel yönetimlerce çözülemeyecek boyutlara varması nedeniyle kurulduğu belirtilir.

Kentleşme ile çevre, ulaşım ve teknoloji gibi kapsam ve ölçeği büyüyen sorunların “çözümü, anakent alanı içinde kurulan ve koordinasyon içinde olmayan çok sayıda mahalli idarenin teşkilat yapısı, hizmet üretme kapasitesi ve yetersiz mali kaynaklarıyla… imkansız hale gelmekte… [y]önetimde etkinliği ve verimliliği ortadan kaldırmaktadır. Anakent düzeyinde yürütülmesi gereken hizmetlerin yapılmasında çok sayıda birimin yetkili olması nedeniyle planlama ve koordinasyon ile ölçek etkinliği ortadan kalkmakta, kaynak israfına yol açılmaktadır” (5216 sayılı yasa Genel Gerekçe).

(7)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

7

 2008 yılında 5747 sayılı yasa ile büyükşehir yönetimi yeniden düzenlenmiştir;

862 belediye kapatılmış ve büyükşehir ölçeği yeniden tanımlanmıştır. “Çok düşük nüfusa sahip yerleşimlerde nüfus ile orantılı bir idari teşkilatın oluşturulması gerekmektedir. Aksi halde hizmet sunumu için ayrılan kaynakla hizmet sunacak idari yapının giderlerinin karşılanması mümkün olmayacaktır.”

(5747 sayılı Yasa Genel Gerekçe).

 2012 tarihli 6360 sayılı yasa ile büyükşehir yönetim modeli il sınırlarını kapsayacak şekilde değiştirilmiş ve onüç yeni büyükşehir kurulmuştur.

“Büyükşehirleri zorunlu kılan temel hususlardan bir başkası, belli bir coğrafi alanda çok sayıda yerel yönetimin yetkili olması halinde planlama ve koordinasyonun sağlanamayışı ve ölçek ekonomisinden yeterince yararlanılamaması nedeniyle kaynak israfına yol açılmasıdır…

Bu çerçevede yönetim, planlama ve koordinasyon açısından belediye sınırı mülki sınır olacak biçimde optimal ölçekte hizmet üretebilecek güçlü yerel yönetim yapılarının varlığına ihtiyaç duyulmaktadır. Büyükşehir alanında sunulan hizmetlerin tek merkezden yürütülmesi ile ortaya çıkan ölçek ekonomileri sayesinde hizmetlerde etkinlik, koordinasyon ve kalite yükselecek, daha az kaynak ile daha çok ve daha kaliteli hizmet sunulması mümkün hale gelebilecektir….”

(6360 sayılı yasa Genel Gerekçe’den).

Büyükşehir olan illerin yüzölçümleri arasındaki farklar, coğrafi özellikler, kültürel farklılıklar nedeniyle sadece tek bir ölçüte dayanarak ölçek ile hizmet maliyeti arasında ilişki kurmak rasyonel değildir. Dünyada bu konuda yapılan çalışmalar böyle bir ilişkinin kurulamayacağını göstermektedir. Sadece yüzölçümü ölçütüne bakalım. İki büyükşehir ölçeğini karşılaştıralım: Konya ili 41.000 km2, Ordu ili 5952 km2 yüzölçümüne sahiptir. Konya’nın yüzölçümü 7 Ordu ilini kapsayacak büyüklüktedir.

Burada optimal ölçek nedir? 41 bin km2 mi yoksa 5 bin km2 mi?

Yönetsel Ölçek

Yasanın dolaysız sonuçlarından birinin hizmet ölçeğini il bütününe genişletmek olduğu vurgulanmıştı. Kimi yazarlara göre hizmet ölçeği genişletildiğinde toplu ulaşım, arıtma, numerataj, vb. hizmetleri vermek zorlaşacak; bu model belediye hizmetlerinin aksamasına ve hizmetlerin aşırı derecede pahalılaşmasına yol açacaktır. Yasa mali imkansızlıklara ilişkin yeterli bir çözüm getirmemiştir. Büyüyen ölçek ve artan görevlerin büyükşehirlerin üzerindeki borçlanma baskısını artıracağı vurgulanmaktadır.

6360 sayılı yasa kapsamında Büyükşehir Belediye Kanunu’nun “Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin Görev ve Sorumlulukları başlıklı maddesine eklenen hüküm

(8)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

8 şöyledir: “Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler.” Köy tüzel kişiliğinin kaldırılması, köylünün yaşam-yerleşim alanı üzerinde karar alma gücünün sona ermesi demektir.

Yasayla kırsal sosyo-ekonomik yapıya kentsel yönetim giydirilmiştir; bu köklü değişiklik aile emeğine dayalı küçük üreticiliğin tasfiyesini kolaylaştıracaktır.

Tarım ve hayvancılıkla uğraşan, suyu bedelsiz kullanan, vergi muafiyetine sahip köyler; belediye sınırlarına alınmakla bu hak ve muafiyetleri kaybettiklerinden köylü için hayat daha da güçleşecektir. Köylerden kente doğru yaşanmakta olan göç dalgası daha da büyüyecektir. Bu dönüşüm Türkiye tarımının geleceği üzerinde de belirleyici olacaktır. Günümüzde bankalar ile üretici arasında kurulan ilişki ağı, giderek kredi borcunu ödeyemeyen küçük üretici olgusu ile karmaşık bir hal almaktadır.1 Yeni büyükşehir modeli ile birlikte yakın bir gelecekte küçük köylünün elinde olan toprakların el değiştirerek büyük sermayeye geçeceği ve kapitalist çiftlikler haline geleceği yönünde öngörüler bulunmaktadır.

Siyasal Ölçek

Büyükşehir Kanunu’nda meydana gelen değişiklik bağlamında önemli bir siyasal olguyu dikkate almak gerekir. Köy ve beldelerin kapanması o yörede yaşayan insanların kendini yönetme iradesini ortadan kaldırmıştır. Siyasal katılım mekanizmalarının seçim sandığı ile sınırlı olduğu bir ülkede belde ve köylerin kapatılması, küçük birimlerde yaşayan insanların temsil olanaklarını ellerinden alır. Yerleşim yeri sınırları içinde yaşayanların ortak sorunlarının nasıl çözüleceğine, o sınırlar içinde yaşayanlar karar vermelidir. Sorun sadece bununla ilgili değildir: Kapatılan belde ve köyler, aynı zamanda sayılarla anlaşılamayacak derece de önemli köklü toplumsal, dinsel ve kültürel farklılıklara dayanarak inşa edilen bir yaşam biçimini ifade etmektedir.

Köy ve beldelerin tüzel kişiliğinin kaldırılmasının bunların dışında başka bir sonucu daha bulunmaktadır. Büyükşehir Kanunu’ndaki değişikliklerle maden ruhsatı, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ruhsatına ilişkin yetki ve görevlerin

1 “Kredi borcunu ödeyemeyen vatandaş, çiftçi ve sanayiciden binlerce ipotekli konut, arsa, fabrika, dükkan bankaların eline geçti”.

http://www.emlaktasondakika.com/t/TMSF/Bankalar_gayrimenkul_zengini_oldu/16696.aspx (Erişim tarihi: 15.06.2013)

(9)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Türk Kamu Yönetimi Ders Notu, 2014-2015/Bahar Doç. Dr. Nuray E. Keskin

9 valilikler tarafından yürütüleceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile köy yönetimi ve ilçe yönetimi etkisizleştirilmektedir.

Yerel demokrasi Türkiye’de geliştirilmesi gereken bir alandır. Yerel temsil sisteminin demokratikleştirilmesi, halkın kendisine en yakın yerde yönetime katılımını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Yönetim sistemini değiştiren yasal düzenlemeler “halkın gereksinimleri” dikkate alınarak ve “halkla birlikte” gerçekleştirilmelidir.

Sonuç

Buraya kadar yapılan değerlendirmeler ışığında söylemek gerekirse il bütünü büyükşehir ölçeğinin; siyasal, toplumsal ve yönetsel bakımdan optimal ölçek olup olmadığı tartışmalıdır. Tamamen iktisadi bir ölçek anlayışına dayanan bu yeni ölçeğin iktisadi anlamda da optimal ölçek olup olmadığı ayrıca tartışılmalıdır.

Büyükşehir Yasası ile birlikte son yıllarda hız kazanan arazi toplulaştırma çalışmaları, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası, Afet Yasası, kentsel dönüşüm uygulamaları, 2011 yılında çıkan 35 kanun hükmünde kararname ve gündeme henüz giren kırsal dönüşüm çalışmaları yeni birikim modeli çerçevesinde Türkiye’de kentleri köklü biçimde dönüştürmektedir. Bu dönüşüm çerçevesinde kentsel hizmetlerin sunumu ve kentsel yaşamın düzenlenmesi her zamankinden daha önemli hale gelmiş bulunmaktadır.

Kaynakça

Keskin, Nuray E., 6360 Sayılı İl-Bütünü Büyükşehir Kanunu Üzerine, 2012, https://www.academia.edu/

Bayramoğlu, Sonay ve Nuray E. Keskin, “Analysis of Metropolitan City Administration Model in the Context of Scale and Service: Turkey”, Political Economy, Activism and

Alternative Economic Strategies, Fourth Annual Conference in Political Economy, Erasmus University of Rotterdam, 9-11 Temmuz 2013, Lahey-Hollanda.

Bayramoğlu, Sonay ve Nuray E. Keskin, “Decentralisation Process In Turkey: A Case For Unstable Passionate”, Political Economy and the Outlook for Capitalism, Joint Conference AHE, IIPPE, FAPE, Sorbonne Universite Paris, 5-7 Temmuz 2012, Paris- Fransa.

13 İlde Büyükşehir Belediyesi ve 26 İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, RG: 6.12.2012, 28489.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Önceleri askeri alanda kullanılan strateji kavramı işletme yönetimi ve kamu yönetimi tarafından da benimsenmeye başlanmıştır. • Strateji: Bir alanda istenilen amaca

• Bir ülkede siyasi ve idari yetkilerin bir bölümünün merkezi yönetimin dışındaki otoritelerce kullanılmasıdır. • Siyasi ve idari olmak üzere

• Bürokrasi egemen sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerindeki hakimiyetini sürdürmede kullanılan bir araçtır.. • Burjuva çıkarlarını destekler ve kapitalist

• Görevleriyle ilgili olmayan suçlarda dokunulmazlıkları vardır. • Bakanlık görevleriyle ilgili ise cezai

• Çıkar ve baskı grupları, kar amacı gütmeyen kuruluşlar, özel sektör temsilcileri de kamu politikası sürecinde rol oynar.. •

gerçekleştiren, sosyal riskleri önleyici sosyal politikalar geliştiren ve uygulayan bir Genel Müdürlük olmak.. ÖRNEK: Aile ve Toplum Hizmetleri

Dersin Kodu Dersin Adı T U K AKTS Öğretim Yöntemi Sınav Şekli.. Aİ102 Atatürk

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ (İSTANBUL)/İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi (İngilizce) (%75 İndirimli). 31.250