• Sonuç bulunamadı

Roma d e v ri p o r t r e l e ri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Roma d e v ri p o r t r e l e ri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(zmit Müzesinde

R o m a

d e v r i

p o r t r e l e r i

Arkeolog: İ. T U N A Y İzmit Müzesi Roma devri portreleri daha ziyade imparatorluk devri örnekleri olup M.S. I. ve M.S. II. yüzyıl karakterinde-dirler. Portrelerden üç tanesini imparatorlu-ğun iik senelerine, diğerlerini de M.S. II. yüzyıla tarihlendirebiliriz. Bu hususlar Niko-medya'nın (izmit) tarih sahnesinde ön planda rol oynadığı yıllara rastlamaktadır. Şurası muhakkak ki, şehrin ilk kuruluş yeri olan bugünkü Başiskele (Astakos) veya mevcudi-yeti sikkelerden belli olan Olbia gibi şehir-lerden sonra Hellenistik devirde ilk defa bu-günkü yerinde kurulan şehir, en muhteşem devrini Roma hakimiyetini kabul ettikten sonra yaşamıştır. Bitinya bölgesinin uzun süre metropolit gibi bir görevini yapmış olan İzmit yine aynı süre içinde diğer Bitinya şehirleri olan Prusia (Bursa), Nikea (İznik), Prusia H. (Konuralp) ve Agrilion (Bilecik) ile de güzel sanatlar yönünden yarışmıştır. (Bkz. Plan 1)

İzmit Müzesi Roma devri portrelerinden en önemlisi, Hadrian devrine ait olan genç erkek başıdır. Diğer portrelerden bir kısmı ise Juüo-Clavdia ve Antoninler devri saç ve genel üslûp yönünden çok benzerlik göster-mektedirler.

imparator, imparatoriçe veya birinci de-receden önemli şahıslara ait olmayan yuka-rıda saydığımız portrelere Bitinya bölgesine ait sikkeler üzerinde de tasvirlerine rastla-mak mümkün olmadı. Anadolu'daki diğer şehirlerin portre örnekleri ile karşılaştırıl-dığında devir yönünden fayda sağlamak im-kânı bulunabildi (1).

Tarihleme yönünden en kesin ve katî tarihi yine sakallı genç erkek başı vermek-tedir. Bu portre üzerinde, sakalın işlenmiş olması Hadrian devrini hemen hatıra getir-mektedir (M.S. 117-138). Diğer sakallı baş ise, bııgün istanbul Arkeoloji Müzelerinin 1 numaralı salonunu (İzmit ve Silahtarağa eserleri) süsleven eserlerden Herp.kles ve Gi-gant başlan ile yakın benzerlik göstermek-tedir (2). Silahtarağa'daki Nymhaion'dan ge-len gigant başı ile müzedeki sakallı orta yaşlı erkek başı arasında yakın benzerlik olma-sına rağmen müzedeki portreye daha geç bir tarih, M.S. II. yüzyıl başı diyebiliriz.

Bugüne kadar izmit ve yöresinde arkeo-lojik yönden sıhhatli kazılar yapılmadığı ön-celikle düşünülecek olursa, buluntuların yal-nız inşaatlardan ve tesadüfi ele geçmeler-den olduğu kolaylıkla anlaşılır. Bitinya böl-gesi heykeltraşî ekolüne ışık tutacak daha nice örnekler ise bugün henüz toprak altında yatmakta veya kaybolmuş bulunmaktadır (3). Anadolu'daki portre heykeltraşisini iki

grupa ayırabiliriz. Bunlardan birincisi, Roma resmi portrelerine dayanan, onların geliş-mesini izleyen birinci dereceden portrelerdir. İkincisi ise, taşra özelliğinde olan mezar, heykel, lahit ve estotek gibi örneklerdir. İzmit Müzesi'nin portreleri ise, Nikcmedya özelliğine sahip, çok taşralı ve Roma portre-lerinin gelişimi ile ilgili olan, diğer resmî karakterdeki portre sanatının meydana gel-mesinden ortaya çıkan, yüksek bir heykel-traşinin böigede mevcut olduğu tezini doğru-lar mahiyettedir (4).

Birinci derecede şalv.s'ara ait olmayan elimizdeki portreleri yine de biz saç ve sakal yönünden tarihlendirebilmemiz mümkündür.

Bu özellikleri Anadolu'nun diğer şehirlerin-de şehirlerin-de kolayca görebiliriz. Bu da bize güzel sanatların her kolunda olduğu gibi Anado-lulu sanatkârların portre sanatında da Yu-nan Hellenistik özellik ve geleneklerini yü-rüttüklerini gösterir.

İzmit Müzesi portrelerinde görülen özel-lik, başlar fotoğraflarından da anlaşılacağı üzere, tam bir fikir vermemekle beraber mevcutlar üzerinden bir kısmı ayrıntılarda sert ve çizgici bir üslûbun takip edildiğini gösterir. Diğer bir kısmı ise, plastik şekillere önem verilmesi, yüzeyin yumuşak işlenmesi, canlı yüz anlamı ve özelliklerin iç âlemi yansıtması gibi hususlara sahiptirler.

İzmit için bugün hangi üslûbun kabul edileceği problemi varken, istanbul Arkeo-loji Müzeleri 18 numaralı salonda teşhirde olan genç erkek başının sakallı baş ile olan benzerliği, Hellenistik devir Bergama Ekolü, Patetik üslûbunun da bu bölgeyi etkilediği fikrini vermektedir (5).

Bu kısa yazı ile bir ön çalışma nite-liğinde olup kesin sözün söylenebilmesi için gelecek yıllardaki kazıların neticelerini bek-lemek zorunluluğundayız.

K A T A L O G I. KADIN BAŞI

İzmit Müze. Env. No. 362 Buluntu yeri : İzmit. Levha I

Mermer Yks. 17 cm., genş. 15 cm. Burnu kırık olup, çok tahrip görmüş-tür. Baş, boynun üst tarafından kırılmıştır. Saçlar nisbeten ortadan ayrılmış ve her iki tarafa dalgalı olarak inecek şekilde taran-mıştır. Başın sağ yanındaki saç daha kaba-rık olarak işlenmiştir. Alın saç ile örtülü olduğundan az belirlidir. Kaşlar tebarüz ettirilmiş, göz bebekleri ise, plastik olarak işlenmemiş olup, yalnız göz kapaklan işlen-miştir. Yanaklar geniş ve düz yüzeyli ve çene kırıktır.

Başın hafif sağ yukarı doğru bükük oluşu, göz kapakları ve tahrip sebebi ile ağzın pek anlaşılamamasına rağmen hafif aralıklı oluşu, Bergama ekolü patetik üslû-bunun devam ettiğini gösterir.

Julius - Clavdius devrine ait kadın

port-releri ile saç ve genel üslûp yönünden ben-zerlik gösterdiğinden M.E. I. yüzyıl ortala-rına tarihlendirebiliriz.

1 — Kadın başı

Julius - Clavdius'lar devri 1 4 - 6 8 G E N Ç KADIN BAŞI

Flavius'lar devri (—68 - 98) İzmit Müze.

Env. No. (11932 Ankara Arkeoloji Mü-zesi)

Levha II.

Buluntu yeri: Ankara Arkeoloji Müze-sinden geldi.

Beyaz mermer. Yks. 23 cm., gnş. 11,5 cm.

Diğer örneklerin yanında nisbeten ha-rap olmamış bir portredir. Boyun gövdeye yakın bir yerden kırıldığından, boynun bü-tün güzelliğini görebiliriz.

Baş yukarı doğru bakmaktadır. Bu göz-lerin bakış istikametinden anlaşılmaktadır. Saç, Flavius'lar devrinin tipik özelliği olup, başın üst tarafında ortadan küçük bir topuz yapılmış ve her iki yan tarafta küçük birer

2 — Genç kadın başı Flaviıısler devri 68 - 98

(2)

3 — Sakallı genç erkek başı Hadrian devri 117-138

topuzcuk ilâve edilmiş saç başın ön tara-fında ikiye ayrılıp, kulakları kapayacak şe-kilde, iri dalgalar halinde aşağıya doğru sarkmaktadır. Başın ön tarafı bir bant ile bastırılmıştır. Kaşlar tebarüz ettirilmiştir. Gözler ve göz bebekleri plastik olarak işlen-miştir. Düz ve yalnız uç kısmından hafif bir kopuğu olan bir burna sahip, ağız gayet kü-çük olup âdeta «Âdem'in Elması» işlenmiş-tir. Çenenin is; sağ yanı biraz kırıktır.

Portre her ne kadar üslûp ve saç şekli yönünden Flavius'lar devrine tarihlenebili-yorsa da istanbul Arkeoloji Müzeleri 18 nu-maralı salonundaki İmparator Arkadius (M.S. IV. yüzyıl) başı ile ilk nazarda çok yakın benzerlik gösterir.

Roma portre sanatında bildiğimiz gibi ilk defa erkek portrelerinde sakal Hadrian ile başlar. Bunun yanında yine ilk defa göz bebeklerin plastik olarak işlenmesi Hadrian devrinden hemen sonraya tesadüf eder. Bu sebeple üslûp ve saç şekil yönünden Fla-vius'lar devrine tarihlendirdiğimiz bu ör-nek, göz bebeği ve Arkadius portresi ile olan benzerliği yüzünden daha geç bir ta-rihte Flavius'lar devri saç sanatını kullanan mahallî bir heykeltraşın sanatını devam et-tirdiği düşüncesini akla getirir.

G E N Ç SAKALLI ERKEK BAŞI Hadrian devri (117- 138)

Levha III. İzmit, Müze. Env. No. 95

Buluntu yeri: Manastır bayırı, İzmit. İri damarlı beyaz mermer. Tam yks. 22,5 cm., fnş. 15,5 cm.

Geriye doğru giden eğri bir çizgi ile boynundan kırılmıştır. Alnında, sol kaşta ve çenede irice kırıklar vardır. Yüzde sarı patin olup, yüz dalgalıdır. Fotoğrafta görü-len bütün noktalar ya kurşun kalemi işaret-leri yahut da modern bronz boyadır. Genç bir adamın portresidir. Saçları iri bukleler-den ibaret olup, hepsi öne doğru taranmış-tır. Saç uçlarının şekli, alnın üstünde mer-merden hafif sola doğru bir çatallama göste-rir ve sol çatala doğru bir çeşit göz vardır.

Tepede ve arkada saçlar detaylı işlenme-miştir. Sadece buklelerin kısa bir kenarı en-sede belirtilmiştir. Kıvırcık, dikkatli kesilmiş sakal, yanak ve çeneyi kaplar. Bıyık yoktur. Alın ve zayıf yanaklar düzdür. Kaşların şekli hafif kavislidir. Badem biçimli gözler, belirli göz kapaklarıyle çevrilmiştir. Göz bebekleri ve iris tabakası plastik işlenmemiş, ufak ağız belirli dudaklara sahiptir. «Ade-min Elması» işlenmiş sac, sakal ve genel üslûp Benevcnta'daki Trayan Takı üzerin-deki genç Hadrian perrtresi ile mukayese edi-lebilir (6\ Bu sebepten Hadrian devrindeki herhangi bir tarih münasiptir. Bu baş Bi-tinya portre sanatındaki taşra üslûbunu gös-termektedir.

SAKALLI KÜÇÜK ERKEK BAŞİ Hadrian devri (117-138)

Levha IV. İzmit, Müze. Env. No. 91

Buluntu yeri : Belli değil.

Mermer. Tam yks. 11 cm., genş. 8 cm. Baş iki yerinden kırılmış, birincisi al-nın sağ yaal-nından yukarı, diğer kırık tarafı ise başın arka tarafı olup burnun ucunda da kırıkları mevcuttur. Orta yaşlı bir adam portresidir. Saçları iri bukleler halindedir. Buklelerin uçları alnın ve şakakların üstüne doğru düz hatlar halinde inmektedir. Bukle-ler «S» şeklinde olup, gayet iyi işlenmiş olan kulağı açıkta bırakmaktadır. Tepede ve alında saçlar detaylı işlenmemiştir. Uzun, saçı andıran şekilde olan sakal, yanak ve çeneyi kaplar. Bıyık ise, her iki ucu yana doğru sarkmış durumdadır. Alın, yaşın icabı biraz kırışık olup yanakları gibi o da düz-dür. Gözleri, çöz kapakları ile çevrilmiş olup, bebekleri plastik olarak işlenmiştir. Ağzın, dudakların işlenişi tam olarak göste-rilmemiştir.

Saç, sakal ve wnel üslûp yönünden, Is-lanbul Arkeoloji Müzelerindeki 1 numaralı salonu (İzmit ve Silâhtarağa eserleri) süsle-yen Silâhtarağa Nymphaicndaki gigant başı ile ve yine aynı salrnun orta yerinde vitrin içinde te=hir edilmekte olan Herakles başı

4 — Sakallı küçük erkek başı Hadrian devri 117-138

5 — Kadın başı Antoninler devri 138-196 ile yakın benzerlik gösterir (7). Bu sebepten Hadrian devrinden hemen sonraya M.S. II. yüzyıla tarihlendirebiliriz. KADIN BAŞI Antcninler devri ('.38 - 196) Levha V. İzmit, Müze. Env. No. 122 Buluntu yeri: İzmit.

Beyaz mermer, yks. 19 cm., gnş. 13 cm. Baş, boynun hemen altından ve arkası ortasından kopuk, başörtüsünün kenarları ve burun kısmen kırıktır. Yüzün çeşitli yerle-rinde çentikler vardır.

Baş giyimli bir kadın heykeline aittir. Muntazam bir kısmı örtü şeklinde arkadan başın üzerine çekilmiştir. Saçlar ortadan ay-rık olup, iki yandan geriye doğru taranmış-tır. Önde, örtünün dışında kalan saçlar dal-gasız düz çizgilerle gösterilmektedir. Alın nisbeten geniştir. Kaşlar kavisli çizgilerle belirtilmiştir. Göz bebekleri plastik olarak işlenmemiştir. Burun kırıktır, dudakları in-ce, ağız ise ufaktır. Yanaklar geniş ve düz yüzeylidir. Çene küçük, yuvarlak ve hafif öne çıkıktır. Saç biçimi Genç Faustina'nın portrelerini andırmaktadır.

Başın üslûbunda da Orta Antoninler devrine tarihlemeğe elverişlidir (8).

(1) J. İnan - E. Rosenbaum, Romen and Early Byzantine Portrait Sculpture in Asia Minör, London 1966, s. 11.

(2) istanbul Arkeoloji Müzeleri, İzmit v ; Silâhtarağa Eserleri Salonu.

(3) J. İn-.n - E. Rosenbaum, aynı eser, s. 19.

(4) J. İnan - E. Rosenbaum, aynı eser, s. 20.

(5) istanbul Arkeoloji Müzeleri 18 nu-maralı Rcma eserleri salonu.

(6) M. Wegner, Hadrian, Berlin 1956, Lev. I, b.

(7) istanbul Arkeoloji Müzeleri, İz-mit ve Silâhtarağa eserleri salonu.

(8) M. Wegner, Antoninus'lar, Berlin 1939. Lev. 37.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunlardan güven evleri, bahçeli evler, küçük evler gibi harpten evvel tama- men veya kısmen ikmal edilenlerden başka yeniden başlanan tasarruf evleri ve İş Bankası memur evleri

Senenin 7 - 8 ayında daima yüksek ve kuvvetli cereyanlar halinde akan suyun üzerine köprüyü Türk mühendisleri bugünkü müş- külâta rağmen muvaffakiyetle

Meşhur Kaiser tarafından inşa edilen Kolumbia nehrinde Grad coules «barajı».. Kaiserin inşa ettiği

Halkevleri gibi ka- labalığı çok binalarda bu kadar küçük idare odaları yapmak hiç de doğru değildir.. Mimar her halde, iktisadî bir plân yapmak düşüncesine çok sadık

Yataklar 2 kişiliktir, yerli dolap yalnız giriş aralığı üzerinde vardır.. Asgari eb'atta 1

16— Mimar yapıda çalışan işçilerin vazifelerini m ü m k ü n olduğu kadar zahmetsiz bir şekilde başarmalarını, nizam ve intizam dahilinde çalışmalarını,

Buna rağmen, inşa edecek olursa, yeni bir inşaatın faizini ödemeğe mecbur olmıyan, yanındaki eski binaların şiddetli rekabetine, zamanla mukavemet edemiyerek, inşaat

Meşrutiyeti müteakip Evkaf nezareti inşa- at ve tamirat müdiriyet ve ser mimarlığına tayin olunan mimar Kemalettin, 1 nisan 335' tarihine kadar d e v a m eden memuriyeti