• Sonuç bulunamadı

R e s im L O N D R A DA T A T! E G A L E Rİ SI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "R e s im L O N D R A DA T A T! E G A L E Rİ SI"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

R e s i m

L O N D R A D A T A T ! E G A L E R İ SI

Yazan: ]. Steegman

M E Ş H U R V İ O L O N S E L İ S T M A D A M S U G G I A ' N I N P O R T R E S İ . ( B u p o r t r e ingilterede halen y a ş a m a k t a oian s a n a t k â r lardan en b ü y ü ğ ü olan A u g u s t u s J o h n t a r a f ı n d a ı y a p ı l m ı ş -d ı r ) .

L o n d r a d a k i birçok resim müze ve g a l e r i l e r i arasında, Tate Galerisi, hayatta olan B r i t a n y a l ı ve ecnebi ressamların eserlerini geniş bir m i k y a s d a teşhir etmekle şöhret k a z a n -m ı ş d ı r . Bu galeri 1897 de S i r H e n r y Tate'in -m a l î y a r d ı -m ı sayesinde k u r u l m u ş d u . Başlıca iki gayesi v a r d ı r : E v v e l â onsekizinci asrın b a ş l a r ı n d a n itibaren B r i t a n y a resmini teş-hir etmek, saniyen son y ü z sene içinde hariçteki resim sa-natının geçirdiği t a h a v v ü l l e r i takip ve teşhir etmek. Tate G a l e r i s i n d e , bir ziyaretçi v e y a bir talebe m o d e r n sanatın en m ü k e m m e l b a ş a r ı l a r ı n ı n bir t e t k i k i n i esaslı bir surette y a p a b i l i r . Hayatta b u l u n a n i n g i l i z r e s s a m l a r ı n d a n en b ü y ü ğü olan A u g u s t u s John, galeride, bilhassa m e ş h u r P o r t e k i z -li violonist M a d a m S u g g i a ' n ı n f e v k a l â d e bir portresiyle çok m ü k e m m e l bir şekilde temsil e d i l m e k t e d i r .

Londranın büyük sanat müzeleriyle sanat ga-lerileri mevcudiyetlerini devlete olduğu kadar hu-susî himayeye de borçludurlar. Bunlardan bilhassa ikisi kuruluşlarını tamamen hususî yardıma borçlu-durlar: Birincisi Wallace Koleksiyonu olup Sir

Ric-hard Wallace tarafından muhteşem malikânesiyle birlikte tamamen millete terk edilmiştir; ikincisi de

Tate Galeridir.

Tate Galeriye bu galeriyi tesis eden Sir Henry Tate'in ismi verilmiştir. Sir Henry Tate muhtelif sahalardaki hayırseverliğiyle Londra ve Liverpol-da çok tanınmış olmakla beraber, en büyük yardı-mı sanat sahasına inhisar etmektedir; ve İngiliz sa-natına karşı gösterdiği himaye cidden pek mühim-dir. Bu yolda en önemli başarısı ismini taşıyan ga-leridir. Tate, arsası hükümet tarafından verilmek şartıyla ingiliz sanatı için -bir galeri inşa ettirmeyi ve bu galeriye kendi resim koleksiyonunu bağışla-mayı teklif etti. Hükümet pek tabiî olarak Tate'nin bu teklifini memnuniyetle kalbul etti ve derhal Ta-mis nehrinin kıyısında Westminsterde, Parlamento

binalarının biraz üst tarafında bir arsayı seçti. Bu yeni «National Gallery of British Art» 1897 yılın-da halka açıldı. Bu tarihten sonra mezkûr galeri geniş ölçüde tevsi edilmiştir, ve tekrar kısmen hu-susî yardımlar sayesinde bugün gayesine lâyık bir galeri halini almıştır. Resmî memurlardan başka kimse bu galeriye «Natiojıal Gallery of British Art» demez, her zaman «Tate Galery» diye anılmakta-dır ve her zaman da bu isimle anılacaktır.

(2)

tu-T A tu-T E G A L E R İ S İ N D E V V İ L L i A M H O G A R tu-T ' I N B İ R P O R tu-T R E S İ ( B u resim G a y ' i n « D i l e n c i l e r i n Operası» adlı eserinden ilham a l ı n a r a k y a p ı l m ı ş d ı r ) .

Tate Galerisi için b ü y ü k İ n g i l i z ressamı H o g a r t h ' ı n eserl e r i n i n birçok n ü m u n e eserl e r i satın a eserl ı n m ı ş d ı r . Bu resimde g ö r ü -len eser, G a y ' i n « D i l e n c i l e r Operası» ndan i l h a m a l a r a k ,

H o g a r t h ' ı n ilk çağlarında y a p t ı ğ ı bir eserdir.

tun onlardan evvel yaşamış olan meşhur empıesi-yonistlerin bile geçirdikleri tekmil safhaları teferru-atıyla takip edebilirsiniz.

Tate Galerideki ecnebi ressamlara ait kollek-siyon henüz tamamlanmamıştır, ve Moskovadaki Garb Sanatları Müzesindeki gibi bir kolleksiyonla rekabet edecek bir mükemmeliyete erişmemiştir. Filhakika, 1918 senesi Martında bu galeri dramatik ve m'iessir bir teşvike mazhar oldu. Ingilterenin ge-çen harbin en çetin buhranlarından birini geçirdiği sırada Lloyd George Kabinesi Pariste Degas müza-yidesinden 19 uncu asra ait kıymetli bazı Fransız resimlerinin satın alınması için hususî bir tahsisat vermek cesaret ve ferasetini göstermiş ve müdüre Parise gidip müzayede de bulunabilmesi için husu-sî seyahat harcirahı vermişti. Ayni şekilde bu harp-te de Galerinin bu şubesi çok takviye edilmiş ve günden güne de kuvvetlenmektedir. Resimlerin satın alınması ile meşgul olanlar moda değişiklikleri ve-ya suizanların tesiri altında kalmamıştır. Bu harp-ten sonra Galeri tekrar açıldığı zaman, modern ec-nebi ressamlar şubesi hakikaten çok ilgilendirici bir durumda olacaktır.

ingiliz sanatına ait şube belki ziyaretçiler için daha alâka verici olacaktır; çünkü bu kısım İngiliz resim sanatının tekmil şubelerini tam manasiyle teni sil etmektedir. Ziyaretçi ingiliz resmindeki şubele-rin hepsini bütün teferruatıyla görmek istediği ;ak-dirde, Londradaki Tate ve National Galerilerden maada Birmingham, Manchester, Glascov,

Bris-H A R B E S N A S I N D A M U V A K K A T E N K A P A N M I Ş O L A N T A T E G A L E R İ S İ N İ N H A R İ C İ G Ö R Ü N Ü Ş Ü :

B u resim, Tate G a l e r i s i n i n ihtişamlı antresini g ö s t e r m e k -tedir. H a r p t e n dolayı, G a l e r i kapalı d u r m a k t a ve içindeki hazine uzak ve e m i n y e r l e r e n a k l e d i l m i ş b u l u n m a k t a d ı r . Fakat b u n a r a ğ m e n , G a l e r i n i n f i n a n s i y e r l e r i , y e n i eserlerle k o l e k s i y o n u z e n g i n l e ş t i r m e k t e n geri k a l m a m a k t a d ı r l a r . tol, Leeds ve Norvvitch resim galerilerini, Camb-ridgede Fitzwilliams ve Oxforda Ashmolean müze-lerini de gezmesi icap eder. Fakat Tate Galericin tek çatısı altında en büyük başarılar hakkında ol-dukça doğru bir fikir edinebilir ve böyle bir tetki-kat neticesinde isimleri en çok tanınmış ressamla-rın eserlerinden nümuneler görebilir. Dünyanın hiç bir tarafında ingiliz sanatı daha mükemmel bir şe-kilde temsil edilmemiştir.

Bu galeride daha 200 sene evvel zamanının sosyal kötülüklerini 'hicveden ve mevzuunu oldu-ğundan daha güzel göstermiyen portreler yapan Hogarth'ın tahakk';m edici şahsiyeti vardır; Rey-nolds'un şahane tabloları ve Gainsborougih'nun hafif fırçasını görürsünüz; Ricnard Wilson'un klâsik man zara tabloları ve Sutubbs'ın spora ait resimleri de bulunmaktadır ki bu ressam tamamen ingilizlere has olan stilin en ileri gelen üstadıdır; mistik ve masum dâhi William Black'in desenlerinden mu-hakkak eşi olmıyan bir koleksiyon; Avrupa sanatı-na en çok tesirleri dokunmuş olan Turner ile Cons-table'in tekmil eserleri bulunmaktadır. Bu Galeride italyan Rönesansının ingiliz varisi Alfred Stevens ve ingiliz ressamlarının Wagner'i diye anılan G. F. Wattsın eserleri de mevcuttur. Bilhassa 19 uncu as-rın ortalaas-rında Prerafaelit Kardeşler Grubu diye tanınan mektebin saliklerinden Millais, Modax Drov/n, Holman Hunt, Rossetti ve müritlerinin ne-fis eserleri Tate Galeri de teşhir edilmektedir.

(3)

ve renk - senfonisi) ve John Sargent ismindeki iki Anglo - Amerikan ressam gelir. John Sargent'm portreleri gözalıcı, arasıra fazla teferruata kaçan fa-kat her zaman ustalıkla yapılmış olup yüz yıl evvel-ki Sir Thomas Lawrence'm stilinin modern bir şek-lidir.

Bu asrın büyük üstadlarmdan ve ingiliz Emp-resyonistlerinin en iyisi olan müteveffa Wilson Ste-er, ve bugün Ingilterenin en meşhur ressamlarından biri olan Augustus Joıhnun eserleri teşhir edilmekte-dir. John bilhassa meşhur Portekizli viyolonist Ma-dam Suggis'in 'harikulade portresiyle Tate Galeri-de çok iyi temsil edilmiştir.

Eğer daha başka eserler bulunsaydı yalnız yu-karıda geçen isimler Tate Galerinin dünyadaki mil-lî kolleksiyonlar arasında ehemmiyetli bir mevki

al-(261 inci sayfadan devam) çalışıyor, ve bu siparişlerinde başka yardımcılar kullanı-yordu. Halbuki İhsan Bey senelerdir Paristeki mektepte çıplak modelden yapacağı etütlerin hulyasile yaşamıştı. Cansız modelden yapılan etütler onun İstanbulda seneler-ce çalıştığı ve mükemmeliyete vardırdığı bir şeydi. Artjk canlı modelden çalışmak, bu suretle asıl tabiatı tanımak istiyordu. Böylece Delbois'nün atölyesinden çıkarak, Pa-ris Güzel Sanatlar Mektebinde Tomas'ın atölyesine girdi.

.Tomas atölyesinde çalıştığı müddetçe Paris Güzel Sanatlar Sergisine iistüste iki eser kabul ettirmiş ve mes-lekdaşları arasında çok sevilmişti .Hattâ Pariste kalmak şartile kendisine iş bile teklif edilmişti.

İhsan Hoca 1313 de tahsilini bitirerek memleketine döndü. İki sene sonra da «Sanayii Nefîse Mektebi Alisi» ne ilk Türk heykel hocası olarak tayin edildi.

Hayatı baştan aşağı hüsran ve acı ile dolu olaıı ho-canın her günü ateşli bir çalışma ile geçmiştir. Denilebilri ki Asarı Atika müzesinin her taşında onun elinin izlerini bulmak kabildir. Bugünkü heykeltraşlar onun özlü üğüt-lerile ilk heykel bilgilerini edinmişlerdir.

İhsan Hoca sadece iyi bir sanatkâr değil; ayni za-manda mükemmel bir insandır. Hayatı baştan aşağı te-miz. kalbi açık. asîl ruhlu idi. Her yerde, herkese iyilik yapmak, iyi öğütler vermek için yaratılmıştı. Talebelik senelerinde bizimle sadece bir hoca gibi değil, kendi öz

masına kifayet ederdi; mamafih burada sayılamıya-cak kadar daha çok ressamların eserleri teşhir edi1 mektedir.

Kuruluşundan itibaren Tate Galerinin tarihçe-sinde ferdî yardımların büyük bir rol oynamış oldu-ğunu evvelce söylemiştik. Filhakika Sir Henry 1 a-te'den çok daha evvel yaşamış olan birisi var ki is-minin yadedilmesi lâzımdır. Bu zat 1841 senesinüc vefat eden Sir Francis Chantrey'dir. Sir Chantrey mükemmel olmamakla beraber zamanında muvaf-fak olmuş bir heykeltraştı. Büyük servetini yaşı/cin veya az zaman evvel ölmüş İngiliz ressamlarının e-serlerinin satın alınması için millete terk etti. O za-mandanberi bu terk edilen para her sene muntaza-man kullanıldı ve Tate Galeri açıldığı zamuntaza-man satın alınan resimlerin hepsi galeriye nakledildi.

çocukları ile uğraşan bir baba gibi meşgul olurdu. Öğüt-lerinden dışarı çıktığımız zaman bir baba gibi küserdi. ihsan Hocanın sanatından Nurullah Berk Türk hey-keltraşları isimli kitabında çok güzel bir lisanla şöyie bahsediyor:

«İhsanın sanat hususiyetlerini kat'î olarak ifade et-mek müşküldür. Tercihlerini ayıracak olursak, Yuııaıı ve Roma heykeltraşlığına, İtalyan rönesansının Doııatello, Gilbert'i gibi mümessillerine ve Fransız on sekizinci asır sanatına meftun olduğunu görürüz. İhsanın eserlerinde, tabiata karşı olan büyük hürmetine şahit oluyoruz. Yeni yeni kazançlarla zenginleşen sanat idrâki daha cesaretli daha fazla tağyir edilmiş eserler arayabilir. Bu kayit, İh-sanın. Süreyya Paşa sinemasındaki klâsik anlayışını tak-dir etmemize mâni olamaz. Burada on sekizinci asrın Fransız sanatından alınmış dersler görürüz. Bütün kıvrım-ları etüt edilmiş kumaşlar, realist teferrüat, tezyini bir

maksat takip etmesine rağmen hakikatten ayrılmayan bir tarzdır.»

Heykeltraş ihsan için gerek eserleri gerekse şahsi-yeti hakkında sayfalarca yazı yazılabilir. Fakat kısa söy-lenecek ve onu bize iyi anlatacak söz. «o olmasaydı, o

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

[r]

Bir iş sahibinin arzusu üzerine mimar tarafından hazırlanan proje mevkii tatbike konulmaz ise, o binanın inşası için miktarı tesbit edilen malzemenin ve bütün binanın

Türk sanatkârlarına hediye ettiği bu kitaptan dolayı kıymetli sanatkâr ve âlim Celâl Esadı tebrik ederiz.. Bu

If we agree that Becker’s view about how history works and what historical facts actually are makes more sense in the horizon of experience (because we are

zmir l Müdürlü ümüzce 12 Ocak 2009 tarihinde Ortopedik Özürlüler Derne inde zmir Büyük ehir Belediyesi Yerel Gündem 21 toplulu una, Kurumuzun hizmetleri, özürlülere

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet

Kataraktl› hastalarda hümör aközde IgG de¤erleri bireyler aras›nda farkl›l›k göstermekle birlikte, ortalama IgG de¤erleri ile yafl, cinsiyet ve katarakt olgunlu¤u