• Sonuç bulunamadı

Yeni kamu hizmeti anlayışı bağlamında içişleri bakanlığı güvenlik hizmetleri birimlerinin fonksiyonlar, sorunlar ve beklentiler açısından bir analizi: Mersin ili örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni kamu hizmeti anlayışı bağlamında içişleri bakanlığı güvenlik hizmetleri birimlerinin fonksiyonlar, sorunlar ve beklentiler açısından bir analizi: Mersin ili örneği"

Copied!
200
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

SĠYASET BĠLĠMĠ VE KAMU YÖNETĠMĠ ANA BĠLĠM DALI KAMU YÖNETĠMĠ BĠLĠM DALI

YENĠ KAMU HĠZMETĠ ANLAYIġI BAĞLAMINDA ĠÇĠġLERĠ

BAKANLIĞI GÜVENLĠK HĠZMETLERĠ BĠRĠMLERĠNĠN

FONKSĠYONLAR, SORUNLAR VE BEKLENTĠLER

AÇISINDAN BĠR ANALĠZĠ: MERSĠN ĠLĠ ÖRNEĞĠ

Yüksek Lisans Tezi

Hazırlayan:

Cihad AKYÜREK

144228001024

Tez DanıĢmanı:

Prof. Dr. Ali ġAHĠN

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Eğitim hayatımı özgür bir Ģekilde sürdürebilmem ve bilimsel olarak tez çalıĢmasını ortaya koyabilmem, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kazanımları sayesindedir. Bu nedenle, bütün bu imkânların oluĢmasına öncülük eden Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK baĢta olmak üzere, aziz Ģehitlerimize, kahraman gazilerimize ve ferdi olmaktan iftihar ettiğim Türk Milletine sonsuz minnettarlığımı sunarım.

Bu çalıĢmanın gerçekleĢtirilmesinde yönlendirme ve bilgilendirmeleriyle desteğini esirgemeyen tez danıĢmanım Prof. Dr. Ali ġAHĠN baĢta olmak üzere, Prof. Dr. Ġsmail AKBAL, Dr. Öğr. Üyesi Vahap GÖKSU, Dr. Öğr. Gör. Metehan TEMĠZEL hocalarıma çok teĢekkür ediyorum.

Tüm eğitim hayatım boyunca maddi ve manevi desteklerini esirgemekten hiçbir zaman geri durmayan sevgili annem FatoĢ, ağabeyim Bahadır ve kardeĢim Merve‟ye sonsuz minnet ve teĢekkürlerimi sunuyorum.

(5)

Öğre

n

cin

in Adı Soyadı Ana Bilim/ Cihad AKYÜREK Numarası 144228001024 Bilim Dalı Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi/Kamu Yönetimi DanıĢman Prof. Dr. Ali ġAHĠN

Tezin Adı

Yeni Kamu Hizmeti AnlayıĢı Bağlamında ĠçiĢleri Bakanlığı Güvenlik Hizmetleri Birimlerinin Fonksiyonlar, Sorunlar ve Beklentiler Açısından Bir Analizi: Mersin Ġli Örneği

ÖZET

Güvenlik olgusu insanlığın varoluşundan bugüne kadar temel ihtiyaçlardan biri olmuştur. İlkel toplumlarda bireysel olarak giderilmeye çalışılan güvenlik ihtiyacı, modern toplumlarla birlikte devlet tarafından karşılanan bir kamu hizmeti haline gelmiştir. Bu hizmetin sistematik bir şekilde yürütülmesi ihtiyacı idari teşkilatlanmayı zorunlu kılmıştır. Nitekim tarihsel süreç içerisinde gerek ulusal gerekse uluslararası alanda çeşitli güvenlik teşkilatları oluşturulmaya başlanmıştır.

Kamu hizmetlerinden biri olan güvenlik hizmeti, kamu yönetimi anlayışında meydana gelen dönüşümle birlikte yeni bir boyuta kavuşmuştur. Özellikle bu alandaki çalışmalardan biri olan Yeni Kamu Hizmeti anlayışı güvenlik hizmetlerine bugünkü şeklini vermiştir.

Çalışmanın ilk bölümünü kamu yönetimi kavramı, kamu yönetimindeki dönüşüm süreci, küreselleşme ve kamu hizmeti kavramı oluşturacaktır. Bu kısımda kamu yönetiminin bilimsel olarak ortaya çıkışı ve 20. yüzyılda yaşadığı değişim ele alınırken, küreselleşmenin gelişimi ve kamu yönetimi üzerindeki etkilerine değinilecek; tüm bu açıklamalar ışığında kamu hizmeti kavramsal olarak değerlendirilip, kamu hizmetlerinin gelişimi ve ilkeleri incelenecektir.

(6)

İkinci bölümde, Türk kamu yönetiminde neo-liberalizm ve Yeni Kamu Hizmeti anlayışı ele alınacaktır. Türk kamu yönetiminin tarihsel gelişimi, modernleşme süreci, neo-liberal politikaların Türk kamu yönetimine etkileri ve Türkiye’de Yeni Kamu Hizmeti anlayışı bağlamında Güvenlik Hizmetleri Birimlerinin yaşadığı değişim ve dönüşümler değerlendirilecektir. Üçüncü bölümde, İçişleri Bakanlığı Güvenlik Hizmetleri Birimlerinin tarihsel süreç içerisindeki fonksiyonel gelişimi, sorunları ve güvenlik birimlerinden beklentilere yer verilecektir. Çalışmanın dördüncü bölümünü ise, Yeni Kamu Hizmeti anlayışının İçişleri Bakanlığı Güvenlik Hizmetleri Birimleri özeğinde ele alınması oluşturacaktır. Güvenlik hizmetleri kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının fonksiyonlar, sorunlar ve beklentiler açısından bir analizi yapılacaktır. Söz konusu güvenlik birimleri ile ilgili alan araştırması yapılarak, vatandaşların güvenlik algılarının, memnuniyet düzeylerinin ve güvenlik birimlerinden beklentilerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Yeni Kamu Hizmeti, Güvenlik Hizmetleri, Polis, Jandarma, Sahil Güvenlik

(7)

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Cihad AKYÜREK Numarası 144228001024 Ana Bilim/

Bilim Dalı Political Science and Public Administration/Public Administration

DanıĢman Prof. Dr. Ali ġAHĠN Tezin Ġngilizce Adı

An Analysis of the Department of Internal Security Services of Ministry of Internal Affairs in Terms of Functions, Problems and Expectations in the Context of New Public Service Understanding: Example of Mersin Province

ABSTRACT

The security phenomenon has been one of the basic needs of people since the existence of humanity. The need for security, which is tried to be solved individually in primitive societies, has become a public service provided by the state with modern societies. The need to conduct this service in a systematic way made administrative organization compulsory. As a matter of fact, various security organizations have been started to be formed in the historical process both in national and international fields.

Security service, which is one of the public services, has taken a new dimension with the transformation in public administration understanding. The New Public Service understanding which is specifically one of the studies in this field, has given its current form to the security services.

The first section of the study will be the concept of public administration, transformation process in public administration, globalization and public service. In this section, while the emergence of public administration scientifically and its change in the 20th century will be dealt with, the development and effects of globalization on public administration will be

(8)

discussed. In the light of all these explanations, public service will be evaluated conceptually and the development and principles of public services will be examined. In the second section, neo-liberalism in Turkish public administration and New Public Service understanding will be discussed. The historical development of the Turkish public administration, modernization process, effects of neo-liberal policies on Turkish public administration and changes and transformations in the Public Service Security Services Department within the context of New Public Service understanding in Turkey will be evaluated. In the third section, the functional development, problems of the Ministry of Internal Affairs Security Service Departments and expectations from the security Departments will be included. The fourth section of the study will be the formed of consideration of the New Public Service understanding in the core of the Ministry of Interior Security Services Departments. Within the scope of security services, an analysis of the General Directorate of Security, Gendarmerie General Command and Coast Guard Command will be made in terms of functions, problems and expectations. It is aimed to determine the security perceptions, satisfaction levels and expectations from the security Departments of the citizens by conducting a field study related to these security Departments.

Keywords: New Public Service, Security Services, Police, Gendarmerie, Coast Guard

(9)

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖNSÖZ ... i

ÖZET... ii

ABSTRACT ... iv

TABLOLAR LĠSTESĠ ... ix

RESĠM ve ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xvi

KISALTMALAR LĠSTESĠ ... x

GĠRĠġ ... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM KAMU YÖNETĠMĠNDE DÖNÜġÜM VE KAMU HĠZMETĠ KAVRAMI 1.1. Kamu Yönetimi Kavramı ve Tarihsel GeliĢimi ... 3

1.2. Kamu Yönetiminde DeğiĢim ve Neo-liberalizmin Etkileri ... 5

1.3. KüreselleĢme Kavramı ve GeliĢimi ... 7

1.3.1.KüreselleĢmenin Tarihsel GeliĢimi ve Kamu Yönetimi Üzerindeki Etkileri . 9 1.3.1.1.Merkantilist Dönem ... 9

1.3.1.2.Klasik Dönem ... 10

1.3.1.3.Müdahaleci Dönem ... 11

1.3.1.4.Yeni Dünya Ekonomik Düzeni ... 13

1.4. Kamu Hizmeti Kavramı Üzerine ... 17

1.4.1.Kamu Hizmetinin Tanımı ... 17

1.4.2.Kamu Hizmeti Ġlkeleri ... 19

1.4.2.1.Süreklilik Ġlkesi ... 19

1.4.2.2.DeğiĢkenlik Ġlkesi ... 19

1.4.2.3.EĢitlik Ġlkesi ... 20

(10)

1.4.3.Kamu Hizmetlerinin Türleri ... 21

1.4.4.Kamu Hizmetinin Kurulması ... 23

1.4.5.Kamu Hizmetinin Kaldırılması ... 24

1.4.6.Kamu Hizmetlerinin ĠĢletme Usulleri ... 25

1.4.6.1.Emanet Usulü... 25

1.4.6.2. MüĢterek Emanet Usulü ... 25

1.4.6.3.Ġmtiyaz Usulü... 26 1.4.6.4.Ġltizam Usulü ... 26 1.4.6.5.Ruhsat Usulü ... 27 1.4.6.6.Yap-ĠĢlet Usulü ... 27 1.4.6.7.Yap-ĠĢlet-Devret Usulü ... 27 ĠKĠNCĠ BÖLÜM TÜRK KAMU YÖNETĠMĠNDE NEO-LĠBERALĠZM ve YENĠ KAMU HĠZMETĠ YAKLAġIMI 2.1. Türk Kamu Yönetiminin Tarihsel GeliĢimi ... 29

2.1.1. Cumhuriyet Türkiyesi Modern Türk Kamu Yönetimi ... 32

2.1.1.1. Erken Cumhuriyet Dönemi Kamu Yönetimi ... 33

2.1.1.2. Refah Devleti Dönemi Kamu Yönetimi ... 35

2.1.1.3. Neo-Liberal Dönem Kamu Yönetimi ... 39

2.2. Yeni Kamu Hizmeti AnlayıĢının Ortaya ÇıkıĢı ve GeliĢimi ... 40

2.3. Türkiye‟de Kamu Hizmetlerinin DeğiĢim Süreci ... 43

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ĠÇĠġLERĠ BAKANLIĞI GÜVENLĠK HĠZMETLERĠ BĠRĠMLERĠ 3.1. Güvenlik Hizmetleri Hakkında ... 46

(11)

3.3. Polis TeĢkilatının Sorunları ve Beklentiler ... 54

3.4.Jandarma TeĢkilatının Tarihsel GeliĢimi ... 57

3.5. Jandarma TeĢkilatının Sorunları ve Beklentiler ... 66

3.6. Sahil Güvenlik TeĢkilatının Tarihsel GeliĢimi ... 69

3.7. Sahil Güvenlik TeĢkilatının Sorunları ve Beklentiler ... 71

3.8. Yeni Kamu Hizmeti Bağlamında Güvenlik Hizmetleri Birimlerinin YaĢadığı DeğiĢimler………...73

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM GÜVENLĠK HĠZMETLERĠ BĠRĠMLERĠNĠN FONKSĠYONLAR, SORUNLAR VE BEKLENTĠLER AÇISINDAN ANALĠZĠ: MERSĠN ĠLĠ ÖRNEĞĠ 4.1. AraĢtırmanın Amacı ve Önemi ... 87

4.2. AraĢtırmanın Varsayımı ve Sınırlılıkları ... 88

4.3. AraĢtırmanın Evreni ve Örneklemi ... 89

4.4. AraĢtırmanın Yöntemi ... 89

4.5 AraĢtırmanın Hipotezleri ... 90

4.6. AraĢtırmanın Geçerliliği ve Güvenilirliği ... 90

4.7. AraĢtırmanın Bulguları ve Değerlendirme ... 91

4.8. AraĢtırma Bulgularının Genel Değerlendirmesi ... 145

SONUÇ. ... 158

KAYNAKÇA ... 134

EKLER ... 169

(12)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Güvenilirlik Analizi ... 91 Tablo 2. Demografik Frekans Dağılım Tablosu ... 91 Tablo 3. Ġhtiyaç duyduğunuzda bulunduğunuz bölge bakımından Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerinden hangisini aramanız gerektiğini biliyor musunuz? Sorusunun Frekans Dağılımı ... 93 Tablo 4. Sizce Polis, Jandarma ve Sahil güvenlik birimleri en çok ne Ģekilde hareket ederler? Sorusunun Frekans Dağılımı ... 93 Tablo 5. Bugüne kadar yaĢadığınız herhangi bir olay ile ilgili siz ya da yakın çevrenizden birileri güvenlik hizmetleri birimleriyle (Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik) iletiĢime geçtiniz mi? Sorusunun Frekans Dağılımı ... 94 Tablo 6. Polis Ġmdat 155, Jandarma 156 ve Sahil Güvenlik 158 hatlarını arayarak siz ya da yakın çevrenizden birileri hangi amaçla güvenlik birimleriyle iletiĢime geçtiniz? Sorusunun Frekans Dağılımı ... 94 Tablo 7. Güvenlik birimleri ile iletiĢime geçildiğinde size ve çevrenize olan davranıĢları nasıldı? Sorusunun Frekans Analizi ... 95 Tablo 8. Bugüne kadar siz ya da çevrenizdekilerin yaĢadığı bir olay ile ilgili olay yerine Polis, Jandarma veya Sahil Güvenlik ekibi talebiniz oldu mu, talebiniz oldu ise olay yerine ekiplerin gelme süresi nasıldı? Sorusunun Frekans Analizi ... 95 Tablo 9. Mahallenizde ya da herhangi bir yerde yaĢanan bir olayda, olay yerine gelen güvenlik birimlerinin tavır ve davranıĢlarından duyduğunuz memnuniyet düzeyi nedir? Sorusunun Frekans Analizi ... 96 Tablo 10. Bugüne kadar Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerinden herhangi birinin görevini yaparken kötü muamelesiyle karĢılaĢtınız mı? Sorusunun Frekans Analizi ... 96 Tablo 11. Bugüne kadar Polis, Jandarma veya Sahil Güvenlik birimlerinden herhangi birinin asayiĢ amaçlı kontrol ya da trafik denetimi vb. karĢılaĢtınız mı? Sorusunun Frekans Analizi ... 97

(13)

Tablo 12. Güvenlik birimlerinin yaptığı kontroller sırasında size davranıĢları nasıldı? Sorusunun Frekans Analizi ... 97 Tablo 13. Polis ve Jandarma karakollarından veya Sahil Güvenlik komutanlıklarından herhangi birine gittiniz mi? Sorusunun Frekans Analizi ... 98 Tablo 14. Polis ve Jandarma karakolları ile Sahil Güvenlik komutanlıklarındaki personelin davranıĢlarını, verdikleri bilgileri, sorununuzu çözmek için ortaya koydukları çabayı nasıl değerlendirirsiniz? Sorusunun Frekans Analizi ... 98 Tablo 15. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerinin, yaĢanan bir olayın tarafları ile ilgili tutumları sizce ne Ģekildedir? (Birden fazla seçeneği iĢaretleyebilirsiniz.) Sorusu Frekans Analizi ... 99 Tablo 16. Suç ve suçlularla mücadelede vatandaĢların bilinçlendirilme düzeyi sizce yeterli midir? Sorusu Frekans Analizi ... 100 Tablo 17. Bugüne kadar Polis, Jandarma veya Sahil Güvenlik birimlerinin herhangi birinden bilgilendirme amaçlı broĢür, kitapçık vs. aldınız mı? Sorusu Frekans Analizi ... 100 Tablo 18. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının suç ve suçlular konusunda vatandaĢları bilinçlendirmek amacıyla yayınladıkları kamu spotu, broĢür, afiĢ vb. yayınlar ne derece etkilidir? Sorusu Polis Seçeneği Frekans Analizi ... 101 Tablo 19. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının suç ve suçlular konusunda vatandaĢları bilinçlendirmek amacıyla yayınladıkları kamu spotu, broĢür, afiĢ vb. yayınlar ne derece etkilidir? Sorusu Jandarma Seçeneği Frekans Analizi .. 102 Tablo 20. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının suç ve suçlular konusunda vatandaĢları bilinçlendirmek amacıyla yayınladıkları kamu spotu, broĢür, afiĢ vb. yayınlar ne derece etkilidir? Sorusu Sahil Güvenlik Seçeneği Frekans Analizi ... 103 Tablo 21. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatları personellerinin görevleri ile ilgili eğitim/bilgi düzeylerini nasıl buluyorsunuz? Sorusu Frekans Analizi ... 103

(14)

Tablo 22. 10 yıl öncesi ile bugün karĢılaĢtırıldığında güvenlik birimlerinin görevlerini gerçekleĢtirme noktasında herhangi bir değiĢim var mıdır? Sorusu Frekans Analizi ... 104 Tablo 23. Türk Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatları, diğer ülkelerdeki güvenlik teĢkilatlarıyla karĢılaĢtırıldığında Türkiye‟deki güvenlik birimlerini ne kadar baĢarılı buluyorsunuz? Sorusu Frekans Analizi ... 104 Tablo 24. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarına personel alımında ve kurum içi yükselmelerde liyakate dikkat edildiğini düĢünüyor musunuz? Sorusunun Frekans Analizi ... 105 Tablo 25. Siz de Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının herhangi birinde çalıĢma ister miydiniz? Sorusunun Frekans Analizi ... 105 Tablo 26. Güvenlik hizmetlerinde yeni uygulamaya konulan ÇarĢı ve Mahalle Bekçiliği, Trafikte Yaya GeçiĢ Üstünlüğü gibi uygulamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorusunun Frekans Analizi ... 106 Tablo 27. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının personel sayıları, teknik donanım vs. hakkında ne düĢünüyorsunuz? Sorusunun Frekans Analizi ... 106 Tablo 28. Güvenlik birimlerinin toplumsal olaylar karĢısındaki müdahalelerini ne kadar baĢarılı buluyorsunuz? Sorusunun Frekans Analizi ... 107 Tablo 29. Güvenlik birimlerinin suç ve suçlulara karĢı yürüttüğü faaliyetleri caydırıcı buluyor musunuz? Sorusunun Frekans Analizi... 108 Tablo 30. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerine kamu düzeni ve güvenliği faaliyetleri bağlamında ne kadar güvenirsiniz? Sorusunun Frekans Analizi ... 108 Tablo 31. Sizce Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının yapmıĢ oldukları faaliyetler toplum tarafından ne derece destek görmektedir? Sorusunun Frekans Analizi ... 110 Tablo 32. Polis teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz? Sorusunun Frekans Analizi ... 111 Tablo 33. Jandarma teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz? Sorusunun Frekans Analizi ... 113

(15)

Tablo 34. Sahil Güvenlik teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz? Sorusunun Frekans Analizi ... 115 Tablo 35. Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının yürüttükleri güvenlik faaliyetlerinden genel olarak memnuniyetiniz nasıldır? Sorusunun Frekans Analizi .... 118

Tablo 36. Türk toplumunun güvenliği açısından güvenlik birimlerinden beklentileriniz nelerdir? (Birden fazla iĢaretleyebilirsiniz.) Sorusunun Frekans Analizi ... 119 Tablo 37. Katılımcıların yaĢ grupları ile “Suç ve suçlularla mücadelede vatandaĢların bilinçlendirilme düzeyi sizce yeterli midir?” Sorusu Anova Testi ... 121 Tablo 38. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 121 Tablo 39. Katılımcıların yaĢ grupları ile Sahil Güvenlik Birimlerine Yönelik “Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerine kamu düzeni ve güvenliği faaliyetleri bağlamında ne kadar güvenirsiniz?” Sorusu “Sahil Güvenlik TeĢkilatı seçeneği” Anova Testi ... 122 Tablo 40. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 122 Tablo 41. Katılımcıların yaĢ grupları ile “Jandarma teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz?” sorusu, “Kaçakçılık ve uyuĢturucuyla mücadele” seçeneği Anova Testi... 123 Tablo 42. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 123 Tablo 43. Katılımcıların yaĢ grupları ile “Jandarma teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz?” sorusu, “Terörle mücadele” seçeneği Anova Testi ... 124 Tablo 44. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 124 Tablo 45. Katılımcıların yaĢ grupları ile “Sahil Güvenlik teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz?” sorusu, “Kıyı ve denizlerin güvenliğini sağlamak” seçeneği Anova Testi ... 125 Tablo 46. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 125

(16)

Tablo 47. Katılımcıların yaĢ grupları ile “Sahil Güvenlik teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz?” sorusu, “158 Sahil Güvenlik ihbar çağrılarına müdahale” seçeneği Anova Testi ... 126 Tablo 48. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 127 Tablo 49. Katılımcıların yaĢ grupları ile “Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının yürüttükleri güvenlik faaliyetlerinden genel olarak memnuniyetiniz nasıldır?” sorusu, “Sahil Güvenlik TeĢkilatı” seçeneği Anova Testi ... 127 Tablo 50. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 128 Tablo 51. Eğitim düzeyi ile “Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının yürüttükleri güvenlik faaliyetlerinden genel olarak memnuniyetiniz nasıldır?” sorusu, “Sahil Güvenlik TeĢkilatı” seçeneği Anova Testi ... 128 Tablo 52. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 129 Tablo 53. Meslek grupları ile “Polis Ġmdat 155, Jandarma 156 ve Sahil Güvenlik 158 hatlarını arayarak siz ya da yakın çevrenizden birileri hangi amaçla güvenlik birimleriyle iletiĢime geçtiniz?” sorusu Anova Testi ... 129 Tablo 54. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 130 Tablo 55. Meslek grupları ile “Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerine kamu düzeni ve güvenliği faaliyetleri bağlamında ne kadar güvenirsiniz?” sorusu, “Polis TeĢkilatı” seçeneği Anova Testi ... 131 Tablo 56. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 132 Tablo 57. Meslek grupları ile “Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının yürüttükleri güvenlik faaliyetlerinden genel olarak memnuniyetiniz nasıldır?” sorusu, “Sahil Güvenlik TeĢkilatı” seçeneği Anova Testi ... 132 Tablo 58. Çoklu KarĢılaĢtırmalar ... 133 Tablo 59. “Bugüne kadar yaĢadığınız herhangi bir olay ile ilgili siz ya da yakın çevrenizden birileri güvenlik hizmetleri birimleriyle (Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik) iletiĢime geçtiniz mi?” sorusu ile “Güvenlik birimleri ile iletiĢime geçildiğinde size ve çevrenize olan davranıĢları nasıldı?” Sorusu Anova Testi ... 134

(17)

Tablo 60. “Bugüne kadar yaĢadığınız herhangi bir olay ile ilgili siz ya da yakın çevrenizden birileri güvenlik hizmetleri birimleriyle (Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik) iletiĢime geçtiniz mi?” sorusu ile “Bugüne kadar siz ya da çevrenizdekilerin yaĢadığı bir olay ile ilgili olay yerine Polis, Jandarma veya Sahil Güvenlik ekibi talebiniz oldu mu, talebiniz oldu ise olay yerine ekiplerin gelme süresi nasıldı?” sorusu Anova Testi ... 135 Tablo 61. “Bugüne kadar yaĢadığınız herhangi bir olay ile ilgili siz ya da yakın çevrenizden birileri güvenlik hizmetleri birimleriyle (Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik) iletiĢime geçtiniz mi?” sorusu ile “Bugüne kadar Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerinden herhangi birinin görevini yaparken kötü muamelesiyle karĢılaĢtınız mı? Sorusu Anova Testi ... 135 Tablo 62. “Bugüne kadar yaĢadığınız herhangi bir olay ile ilgili siz ya da yakın çevrenizden birileri güvenlik hizmetleri birimleriyle (Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik) iletiĢime geçtiniz mi?” sorusu ile “Polis ve Jandarma karakolları ile Sahil Güvenlik komutanlıklarındaki personelin davranıĢlarını, verdikleri bilgileri, sorununuzu çözmek için ortaya koydukları çabayı nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu Anova Testi ... 136 Tablo 63. “Bugüne kadar yaĢadığınız herhangi bir olay ile ilgili siz ya da yakın çevrenizden birileri güvenlik hizmetleri birimleriyle (Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik) iletiĢime geçtiniz mi?” sorusu ile “Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerinin, yaĢanan bir olayın tarafları ile ilgili tutumları sizce ne Ģekildedir? (Birden fazla seçeneği iĢaretleyebilirsiniz.)” sorusu Anova Testi ... 137 Tablo 64. “Polis Ġmdat 155, Jandarma 156 ve Sahil Güvenlik 158 hatlarını arayarak siz ya da yakın çevrenizden birileri hangi amaçla güvenlik birimleriyle iletiĢime geçtiniz?” sorusu ile “Güvenlik birimleri ile iletiĢime geçildiğinde size ve çevrenize olan davranıĢları nasıldı?” sorusu Anova Testi ... 138 Tablo 65. “Polis Ġmdat 155, Jandarma 156 ve Sahil Güvenlik 158 hatlarını arayarak siz ya da yakın çevrenizden birileri hangi amaçla güvenlik birimleriyle iletiĢime geçtiniz?” sorusu ile “Bugüne kadar siz ya da çevrenizdekilerin yaĢadığı bir olay ile ilgili olay yerine Polis, Jandarma veya Sahil Güvenlik ekibi talebiniz oldu mu, talebiniz oldu ise olay yerine ekiplerin gelme süresi nasıldı?” sorusu Anova Testi 138

(18)

Tablo 66. “Polis Ġmdat 155, Jandarma 156 ve Sahil Güvenlik 158 hatlarını arayarak siz ya da yakın çevrenizden birileri hangi amaçla güvenlik birimleriyle iletiĢime geçtiniz?” sorusu ile “Bugüne kadar Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerinden herhangi birinin görevini yaparken kötü muamelesiyle karĢılaĢtınız mı?” sorusu Anova Testi ... 139

Tablo 67. “Polis Ġmdat 155, Jandarma 156 ve Sahil Güvenlik 158 hatlarını arayarak siz ya da yakın çevrenizden birileri hangi amaçla güvenlik birimleriyle iletiĢime geçtiniz?” sorusu ile “Polis ve Jandarma karakolları ile Sahil Güvenlik komutanlıklarındaki personelin davranıĢlarını, verdikleri bilgileri, sorununuzu çözmek için ortaya koydukları çabayı nasıl değerlendirirsiniz? Sorusu Anova Testi140 Tablo 68. “Bugüne kadar Polis, Jandarma veya Sahil Güvenlik birimlerinden herhangi birinin asayiĢ amaçlı kontrol ya da trafik denetimi vb. karĢılaĢtınız mı?” sorusu ile “Polis ve Jandarma karakolları ile Sahil Güvenlik komutanlıklarındaki personelin davranıĢlarını, verdikleri bilgileri, sorununuzu çözmek için ortaya koydukları çabayı nasıl değerlendirirsiniz?” Sorusu Anova Testi ... 140 Tablo 69. “Bugüne kadar Polis, Jandarma veya Sahil Güvenlik birimlerinden herhangi birinin asayiĢ amaçlı kontrol ya da trafik denetimi vb. karĢılaĢtınız mı?” sorusu ile “Jandarma teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz?” Sorusu “156 Jandarma ihbar çağrılarına müdahale” seçeneği Anova Testi ... 141 Tablo 70. “Polis ve Jandarma karakollarından veya Sahil Güvenlik komutanlıklarından herhangi birine gittiniz mi?” sorusu ile “Güvenlik birimleri ile iletiĢime geçildiğinde size ve çevrenize olan davranıĢları nasıldı? Sorusu Anova Testi ………...142 Tablo 71. “Polis ve Jandarma karakollarından veya Sahil Güvenlik komutanlıklarından herhangi birine gittiniz mi?” sorusu ile “Polis ve Jandarma karakolları ile Sahil Güvenlik komutanlıklarındaki personelin davranıĢlarını, verdikleri bilgileri, sorununuzu çözmek için ortaya koydukları çabayı nasıl değerlendirirsiniz?” Sorusu Anova Testi ... 142 Tablo 72. “Polis ve Jandarma karakollarından veya Sahil Güvenlik komutanlıklarından herhangi birine gittiniz mi?” sorusu ile “Jandarma teĢkilatının

(19)

suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz?” Sorusu “Terörle Mücadele” seçeneği Anova Testi ... 143 Tablo 73. “Polis ve Jandarma karakollarından veya Sahil Güvenlik komutanlıklarından herhangi birine gittiniz mi?” sorusu ile “Sahil Güvenlik teĢkilatının suç ve suçlularla mücadelede yürüttüğü faaliyetleri nasıl buluyorsunuz? Sorusu “158 Sahil Güvenlik ihbar çağrılarına müdahale” seçeneği Anova Testi ... 144 Tablo 74. “Polis ve Jandarma karakollarından veya Sahil Güvenlik komutanlıklarından herhangi birine gittiniz mi?” sorusu ile “Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teĢkilatlarının yürüttükleri güvenlik faaliyetlerinden genel olarak memnuniyetiniz nasıldır?” Sorusu “Jandarma TeĢkilatı” seçeneği Anova Testi ... 144 Tablo 75. AraĢtırma Bulgularının Özetleri ... 146

(20)

ġEKĠLLER ve RESĠMLER LĠSTESĠ

(21)

KISALTMALAR LĠSTESĠ

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika BirleĢik Devletleri a.g.e. : Adı Geçen Eser

AET : Avrupa Ekonomik Topluluğu AĠHS : Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi APEK : Avrupa Polis Etiği SözleĢmesi Bkz. : Bakınız

BM : BirleĢmiĢ Milletler CHP : Cumhuriyet Halk Partisi

DP : Demokrat Parti

EGM : Emniyet Genel Müdürlüğü

F : Frekans

JGK : Jandarma Genel Komutanlığı KAYA : Kamu Yönetimi AraĢtırma Projesi

KHK : Kanun Hükmünde Kararname

KGYS : Kent Güvenlik Yönetim Sistemi

MEHTAP : Merkezi Hükümet TeĢkilâtı AraĢtırma Projesi

Ort. : Ortalama

ÖĠB : ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı

p : Anlamlı Farklılık Değeri

SGK : Sahil Güvenlik Komutanlığı

Sig. : Sigma

Std. : Standart

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TSK : Türk Silahlı Kuvvetleri

TODAĠE : Türkiye ve Ortadoğu Amme Ġdaresi Enstitüsü

(22)

YKH : Yeni Kamu Hizmeti YKĠ : Yeni Kamu ĠĢletmeciliği YKY : Yeni Kamu Yönetimi

(23)

GĠRĠġ

Güvenlik ihtiyacı insanlığın varoluĢundan bu yana her dönemde toplumu oluĢturan insanların temel ihtiyaçlarından biri olmuĢtur. Bu ihtiyaç ilkel toplumlardan modern toplumlara doğru tarihsel süreç içerisinde değiĢim göstermiĢtir. Modern toplumlarda güvenlik ihtiyacını karĢılama görevi devletin üzerindedir. Hobbes‟a göre güvenlik olgusunda devlet ön plandadır ve devletin toplum güvenliğini sağlaması için toplumda yer alan bireylerin devlete karĢı yükümlü oldukları ödev ve sorumlulukları vardır. Ayrıca toplum güvenliğinin tesisi ve güvenlik hizmetinin yürütülmesi için idari teĢkilatlanmaların oluĢturulması bir zorunluluktur.

Kamu hizmetlerinden biri olan güvenlik hizmetlerinin, kamu yönetimi alanında yaĢanan değiĢimlerden etkilendiği ve tarihsel süreç içerisinde farklı boyutlara ulaĢtığı görülmektedir. Geleneksel kamu yönetimi anlayıĢı çerçevesinde, bireyin devlet için var olduğu anlayıĢı değiĢen ve geliĢen koĢullarla birlikte, devlet birey için vardır anlayıĢına dönüĢmüĢtür. Bu geliĢmeler ıĢığında geleneksel kamu yönetim sisteminden farklı olarak Ģeffaflık, hesap verebilirlik, vatandaĢ odaklılık, etkililik ve verimlilik gibi birtakım ilkelere sahip bir biçimde kamu hizmetlerinin yürütüldüğü görülmektedir. Bu ilkeler Yeni Kamu Yönetimi anlayıĢının temelini oluĢturarak, devletin etkin olduğu her alanda olduğu gibi kamu hizmetlerinde de kendisine yer bulmuĢ ve uygulanmaya çalıĢılmıĢtır.

Denhardt ve Denhardt‟ın yaptıkları çalıĢmalar ıĢığında ortaya çıkan Yeni Kamu Hizmeti modelinin temelinde daha önceden kamu yönetimi alanında ortaya atılan yaklaĢımların güçlü ve zayıf yönleri ele alınarak yeni bir model çizilmiĢ ve ilkeleri belirlenmiĢtir. Bu ilkelere bakıldığında; vatandaĢı kamu hizmetinin temeline alarak, vatandaĢ odaklı bir Ģekilde kamu hizmetlerinin yürütülmesi gerekliliği anlayıĢının ortaya çıktığı görülmektedir.

Türk kamu yönetim sistemine bakıldığında özellikle 1980‟lerle baĢlayan değiĢimle birlikte birçok alanda kapsamlı bir dönüĢüme gidildiği görülmektedir. ÇalıĢmada Türk kamu yönetimi sisteminde yaĢanan değiĢim ve dönüĢümden önce, Türk kamu yönetiminin tarihsel geliĢimine yer verilerek, Türk devlet yapısının hangi aĢamalardan geçerek günümüze ulaĢtığına dikkat çekilmiĢtir. Türkiye‟de güvenlik hizmetlerini sunan ĠçiĢleri Bakanlığı Güvenlik Hizmetleri Birimlerinin (Polis,

(24)

Jandarma ve Sahil Güvenlik), tarihsel olarak ortaya çıkıĢı, geliĢimi ve değiĢimine yer verilerek, Yeni Kamu Hizmeti anlayıĢı bağlamında Güvenlik Hizmetleri Birimlerinde (Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik) teĢkilat olarak ortaya çıkan değiĢim, bu değiĢim sonucu güvenlik birimlerinin fonksiyonel olarak görevlerinin, açığa çıkan sorunların ve güvenlik birimlerinden beklentilerin neler olduğu çeĢitli sorular bağlamında çalıĢmada ele alınmıĢtır.

(25)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

KAMU YÖNETĠMĠNDE DÖNÜġÜM VE KAMU HĠZMETĠ

KAVRAMI

Geleneksel kamu yönetimi anlayıĢının barındırdığı bürokratik sorunlar, devletin hantallaĢması, kırtasiyeciliğin artması, halkın kamu kurumlarından beklentilerinin karĢılanamaması ve dünya genelinde yaĢanan değiĢimlere ayak uydurulamaması yönetim alanında bir değiĢim ihtiyacını güçlü bir biçimde ortaya çıkarmıĢtır. Geleneksel kamu yönetiminde birey devlet için vardır anlayıĢı yeni dönem ile birlikte devleti bireyin bir hizmetkârı konumuna getirmiĢtir. Kamu yönetiminde yaĢanan değiĢim ve dönüĢümü özellikle Yeni Kamu Yönetimi (YKY), Yeni Kamu ĠĢletmeciliği (YKĠ) ve küreselleĢmeyle birlikte neo-liberal politikaların etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. Bu geliĢmelerin geleneksel kamu yönetiminden farklı olarak yönetsel mekanizmaya getirilerine bakıldığında; Ģeffaflık, hesap verebilirlik, etkililik, verimlilik, vatandaĢ odaklılık gibi ilkeleri ön planda tuttuğu görülmektedir.

1.1. Kamu Yönetimi Kavramı ve Tarihsel GeliĢimi

“Kamu” kelimesi terimsel anlamda “bir ülkedeki halkın bütünü, halk ya da diğer bir deyiĢle amme olarak” adlandırılmaktadır (www.tdk.gov.tr EriĢim Tarihi: 21/03/2018). Kamu (publicus) kelimesi Roma Ġmparatorluğu içerisinde Romalılar olarak bilinen yurttaĢlık kavramına dahil olan insanları ifade etmek için kullanılırdı. Publicum kelimesi siyasal bir anlamı ifade etmekte ve Roma‟da devlet mülkiyetini göstermekteydi. Kamu kelimesinin bu minvalde devlet ile özdeĢleĢtirilmesi, Avrupa modern çağının ilk dönemlerinde güncellemeye tabi tutulmuĢtur. Söz konusu durum bugün de devam etmekte olup kamu binaları ve kamu daireleri, devlet iĢlerinin yürütüldüğü yerleri iĢaret etmektedir (Falay, 2014:52).

Ġnsanlar tarihin ilk dönemlerinden itibaren ortak gereksinimlerini karĢılayabilmek adına bir arada bulunma güdüsüyle toplulukları meydana getirmiĢlerdir. Bu topluluklar varlıklarını sürdürebilmek için belirli bir düzen kurma amacını benimsemiĢlerdir. Bu amacın gerçekleĢtirilebilmesi için de topluluk

(26)

içerisindeki bireylerin kendi öz haklarını bir üst yapıya devretmeleri sonucunda toplum içerisinde yönetim olgusu oluĢmuĢtur.

Ġlkel toplumlarda, topluma öncülük eden kiĢilere olağanüstü güçler atfedilmiĢtir. Toplumların yerleĢik hayata geçmesiyle birlikte üretim iliĢkilerinin düzenlenmesi ve elde edilen ürünlerin insanlar arasında pay edilmesi için bir kontrol mekanizmasına ihtiyaç duyulmuĢtur. Bununla birlikte tarımın yapılması ve savaĢ alanlarında üstünlük sağlamak için kullanılan malzemelerin güçlendirilmesi madenlerin iĢlenmesiyle mümkün hale gelmiĢtir. Söz konusu geliĢmeler toplumların güvenlik konusunda daha örgütlü bir Ģekilde hareket etmelerini gerekli kılmıĢtır (Balta, 1970:20).

Yönetim kavramı, belirli amaçlara ulaĢmak için bir araya gelen bireylerin gerçekleĢtirdiği faaliyetler bütünü olarak tanımlanabilir. Ortak bir amacı gerçekleĢtirmek üzere yapılan bu faaliyetler aynı zamanda toplumsal bir süreç olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu süreç ve etkinlikler Luther Gulick‟in belirttiği planlama (Planning), örgütlenme (Organising), personel yönetimi (Staffing), yönlendirme (Directing), eĢgüdümleme (Coordinating), belgeleme (Recording) ve bütçeleme (Budgeting) (POSDCORB) gibi öğeler dizisinden oluĢmaktadır.

Kamu yönetimi, kamunun ortak ihtiyaçlarını karĢılamak ve kamu düzenini sağlamak amacıyla gerekli mal ve hizmetlerin bir bütünlük içerisinde sunulmasıdır. Kamu yönetimi aynı zamanda toplum içerisinde meydana gelen veya gelecek sorunlara çözüm üreten idari bir mekanizmadır. Hukuktan iktisada, sosyolojiden siyaset bilimine birçok bilim dalıyla iç içe olan bir kesiĢim noktasıdır. Bu da kamu yönetiminin ne kadar kapsamlı bir alan olduğunu göstermektedir.

Kamu yönetiminin tarihsel olarak medeniyetlerin ve dolayısıyla yönetimlerin ortaya çıkmasıyla birlikte kendini gösterdiği söylenebilir (Ergun ve Polatoğlu, 188:5). Eski Yunan, Mısır ve Çin uygarlıklarına bakıldığında bu uygarlıkların geliĢmiĢ yönetim sistemlerine sahip olan devletler oldukları görülmektedir. SistemleĢmiĢ devlet yapıları bu uygarlıkların asırlar boyunca toplumlar arasında öncü bir rol oynamalarını sağlamıĢtır.

Eryılmaz (1994:4)‟a göre; toplumun tümünü ilgilendiren düzen “kamu düzeni” olarak adlandırılmakta olup, ekonomik faaliyetlerin devlet tarafından

(27)

yürütülen kısmı “kamu sektörü”, kamu hizmetlerinin yürütülmesi için bu hizmetlerde çalıĢan görevlilere “kamu personeli”, kamu yararının gerçekleĢmesine yönelik olan insan ve mal topluluklarına “kamu tüzel kiĢileri”, bir konu hakkında toplumun büyük bir bölümü tarafından kabul gören fikir ve inançlar bütününe “kamuoyu” denilmektedir.

Kamu yönetimi kavramı bir bilim dalı olarak, Woodrow Wilson‟un 1887‟de yayınladığı “Yönetimin Ġncelenmesi” (The Study of Admininstration) adlı makalesinde ilk kez ortaya atılmıĢtır. Wilson, bu makalesinde yönetim bilimini diğer alanlardan ayrı olarak ele alıp inĢa etmeye çalıĢmıĢ ve kamu yönetimi disiplininin geliĢmesinde önemli bir rol oynamıĢtır (Ergun ve Polatoğlu, 1988:6). Kamu Yönetimi‟nin siyaset biliminden bağımsız bir disiplin olarak incelenmesini savunan Wilson‟un görüĢlerini Frank Goodnow daha da ileri taĢıyarak, anayasal metinlerin yapılmasından daha zor olan bir Ģey var ise onun da bunları uygulamak olduğunu ifade ederek siyasetin, üretilen politikaların icrası ile uğraĢmaması gerektiğini vurgulamıĢtır (Ergun, 1995:9; Leblebici, 2004:9).

1.2. Kamu Yönetiminde DeğiĢim ve Neo liberalizmin Etkileri

Dünya üzerinde sosyal, ekonomik, siyasal alanlarda meydana gelen ve gittikçe hız kazanan değiĢimden kamu sektörünün de etkilenmesi kaçınılmaz olmuĢtur. Toplumsal olayların meydana getirdiği değiĢiklikler, kamu yönetimi alanını da etkilemiĢ, bu alanda yeni politika ve uygulamaların benimsenmesini zorunlu hale getirmiĢtir. Bu değiĢimin etkilediği toplumlar mevcut yönetim yapılarında köklü değiĢikliklere giderek geleceğe yönelik önemli adımlar atmıĢlardır. 1789 Fransız Ġhtilali ile birlikte tüm dünyaya yayılan milliyetçilik akımı sonucunda özellikle çokuluslu devletler yıkılma sürecine girmiĢ ve ulus devletler yavaĢ yavaĢ ortaya çıkmaya baĢlamıĢlardır. Yeni kurulan devletler yönetim alanında genel olarak demokratik yönetimleri benimsemiĢ ve bu yönetim anlayıĢı birçok uygulamayı da beraberinde getirmiĢtir. Dünyanın bloklaĢma sürecine girmesi ile birlikte ortaya çıkan Birinci Dünya SavaĢı sonucunda liberal ekonomi modelleri ve buna bağlı yönetim anlayıĢları geliĢmiĢ; bu sayede birçok devlet ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda yeni uygulamalara geçmiĢtir. Bu değiĢimler kamu yönetimi alanında da etkisini göstermiĢtir.

(28)

1929 “Büyük Buhran” dünya genelinde iĢsizliğin artması, üretimin düĢmesi gibi ekonomik ve sosyal sorunları ortaya çıkarmıĢ; minimal devlet anlayıĢının sorgulanmasına yol açmıĢtır. Liberal ekonomi politikaları yerine keynesyen müdahaleci devlet anlayıĢını savunan politikalar tercih edilip küresel ekonomik krizin etkilerinden uzak durulmaya çalıĢılmıĢtır. Ekonomiye devlet müdahalesini savunan bu anlayıĢ ile kapitalizmin ortaya çıkardığı tahribat azaltılmaya çalıĢılsa da iĢsizliğin neden olduğu toplumsal olaylar ve ekonomik sıkıntılar büyük siyasi krizlere neden olmuĢtur. Ortaya çıkan bu krizlerin Ġkinci Dünya SavaĢı‟nı tetiklemesiyle dünya genelinde büyük tahribatlar meydana gelmiĢ ve bunun sonunda ekonomik, sosyal ve siyasal politikalar yeniden sorgulanmaya baĢlanmıĢtır.

Ġkinci Dünya SavaĢı sona erdiğinde dünya genelinde büyük bir yıkım ve ekonomik bir çöküntü hali hâkimdir. Toplumların sosyal ve psikolojik dengesinin sağlanması için devlet, toplumsal yapılanma süreci içerisinde baĢat bir görev üstlenmiĢtir. 1960‟lı yılların ortalarına kadar devam eden devletin söz konusu tekelci konumu zamanla iktisadi iĢleyiĢin hantallaĢması sonucunu doğurmuĢtur. “Tekelci kapitalist düzen” ya da “Fordizm” dönemi olarak da adlandırılan bu dönem sosyal/refah devleti dönemidir. Bu dönemde devlet, özellikle ekonomi alanında çeĢitli düzenlemelere giderek arz-talep dengesini sağlamak zorunda kalmıĢ; böylece ekonomik düzenin sadece düzenleyicisi değil aynı zamanda bu düzenin bir parçası haline gelerek refah devleti kurumsal bir yapı halini almıĢtır. (Aksoy, 1995:161).

Refah devleti, ortaya çıktığı dönemde devletin görev ve yetkilerini toplumsal anlamda geniĢletmesi ve müdahaleci bir devlet yapısını ortaya koyması bakımından 1960‟lı yılların popüler devlet anlayıĢı olarak dünya genelinde kendisine yer bulmuĢ fakat, bir süre sonra küreselleĢmenin artan oranlı etkisiyle birlikte oluĢan sınırlı devlet düĢüncelerine yerini bırakmaya baĢlamıĢtır (KurĢun ve Rakıcı, 2016:136). Takriben 1980‟li yıllara doğru jandarma devlet anlayıĢı ve liberal ekonomi politikaları önem kazanmıĢtır. Refah devleti politikalarının yerini liberal ekonomik politikalara bırakmasının nedenleri arasında ulus-devlet anlayıĢının önemini yitirmesi, dünya genelinde yaĢanan ekonomik krizler, uluslararası ekonomik güçlerin artıĢı gibi geliĢmeler yer almaktadır. Neo-liberal ekonomik politikalar, yer verilen geliĢmeler ile birlikte Keynesyen refah devletinin yerini alarak; yeni dönemde minimal devlet düzeni ile uluslararası alanda kendine yer bulmuĢtur.

(29)

Kapitalist sistemin dünya genelinde giderek belirleyici bir rol üstlendiği bu dönemde devletin yeniden bir yapılanma sürecine girdiği görülmektedir. Söz konusu bu yeniden yapılanma sürecinde iktisadi politikalar, siyasi iliĢkilerle destek bulmakta ve devletin iĢlevi revizyona uğramaktadır (Güzelsarı, 2004:1). Dünya genelinde revizyon ile birlikte neo-liberal politikaların uygulanmasında baĢat rol oynayan Ġngiltere, ABD, Yeni Zelanda, Hollanda ve Türkiye gibi birçok devlet ekonomide ihracatın artırılmasına ağırlık vermiĢ, büyük ve hantal devlet yapısından küçük ve aktif devlet yapısına geçmiĢlerdir. Bu süreçte çok uluslu Ģirketler aktif rol oynamıĢ, devletin küçültülmesi anlayıĢı özelleĢtirmelere ivme kazandırmıĢtır. Ġhracatın artması, çok uluslu Ģirketlerin daha aktif hale gelmesi gibi durumlar, devletlerarası sınırların sadece kâğıt üzerinde kalmasına yol açmıĢtır.

1.3. KüreselleĢme Kavramı ve GeliĢimi

Dünya üzerinde meydana gelen siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel olaylar birçok değiĢim ve dönüĢümü de beraberinde getirmiĢtir. Bu değiĢim ve dönüĢümler küreselleĢme kavramını ortaya çıkarmaktadır. KüreselleĢme kavramı tanım olarak ne kadar açıklanmaya çalıĢılsa da, üzerinde bir fikir birliği sağlanamamıĢ, farklı tanımlarla birçok çalıĢmada yer bulmuĢtur.

KüreselleĢme kavramı siyasi, iktisadi ve kültürel yönleriyle toplumsal alana etki eden bir kavram olarak karĢımıza çıkmaktadır. “Küresel” kavramı ilk kez, Marshall Mcluhan‟ın, “Komünikasyonda Patlamalar (1960)” adlı eserinde “Global Köy” tanımını kullanmasıyla literatüre girmiĢtir. 1980‟lere doğru gelindiğinde söz konusu kavramın ilk kullanım alanı olarak Harvard, Stanford, Colombia gibi prestijli Amerikan iĢletme okullarında yer almaya baĢlanmıĢ ve yine bu okullardan yetiĢen ekonomistler tarafından güncellenerek toplumsal hayata kazandırılmıĢtır.

1960‟ların sonlarından baĢlayarak verimlilik ve karlılığın durgunlaĢması geliĢmiĢ ülkelerin sermayelerinin hızlı bir biçimde uluslararası finansal yatırım alanlarına yönelmesine neden olmuĢ, üretim ve sermayenin önündeki engellerin aĢılması çabaları ekonomi politikalarında yeni bir aĢamaya geçmeyi hızlandırmıĢtır (Demir, 2001:83-84).

(30)

Kavram, akademik olarak 1990‟lı yıllarda uluslararası ekonomik, sosyal ve siyasal süreçleri tanımlamak amacıyla kullanılmaya baĢlanmıĢ olup, özellikle Ronald Robertson‟un “GloballeĢme” isimli kitabıyla birlikte zengin bir içeriğe kavuĢmuĢ ve 1990‟lı yıllarla birlikte gittikçe yaygın bir biçimde toplumsal değiĢim kuramlarını açıklamada anahtar bir kavram olarak kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Tutar, 2000:18-22). KüreselleĢme, toplumsal hayatın kültürel, ekonomik ve siyasal alanları gibi bütün alanlarında geleneksel yapılardan çözülme aĢamalarını göstermektedir. Bu bakımdan ekonomik yönden ele alındığında genel kabul gören bir anlayıĢla küreselleĢme, gerek üretim faktörlerinin gerekse mal ve hizmetlerin, yatırımların sınırsız Ģekilde dolaĢtıkları bir dünyayı ifade ederken; kültürel boyutta bakıldığında ise toplumlararası etkileĢimi gösteren, farklı inançlardan, toplumsal değerlerden ve kültürlerden insanların kaynaĢmalarını sağlayan bir etken olarak ifade edilebilir (EĢkinat, 1998:13).

Bir süreç olarak ele alındığında bugünkü anlamda küreselleĢmenin kökleri 1970‟li yıllarda neo-liberalizmin yükselmesi ile yakından iliĢkilendirilebilir. Diğer yandan, Ġkinci Dünya SavaĢı‟nı izleyen dönemlerde temelde 1870-1913 yılları arasını kapsayan birinci küreselleĢme döneminin izlerini taĢımakla beraber o döneme dönüĢle ilgili izlenimler de göstermektedir. Özellikle 1980‟lerle beraber dıĢ ticarette serbestleĢmeye gidilmesi, uluslararası arenada çok uluslu Ģirketlerin önem kazanması, dünya genelinde önemi gitgide artan ekonomik birleĢme temelli Avrupa Ekonomik Topluluğu‟nun etkisini artırması gibi geliĢmeler bu durumu kanıtlar nitelikte olan göstergeler olarak karĢımıza çıkmaktadır. Fakat Ġkinci Dünya SavaĢı‟nı izleyen dönemde bazı azgeliĢmiĢ ülkelerin devletçi politikalarla yerli sanayileĢme stratejilerini benimsemeleri bu dönemin küreselleĢme olarak tanımlanmasının önünde bir engel olarak karĢımıza çıkmaktadır. Ayrıca bu içe dönük politikaları benimseyen devletlerin yabancı sermaye karĢısındaki kuĢkulu tavırları dıĢ yardımlara bağımlı kalmalarını ve devletlerarası borçlanma yoluna giderek uluslararası finansal piyasaların dıĢında kalmalarına yol açması da bir baĢka engel olarak görülmektedir (ġenses, 2004:2).

KüreselleĢme süreci giderek sermaye sahiplerini zenginleĢtiren, kitleleri ise yoksullaĢtıran bir olgu haline dönüĢmektedir. Böylece dünyanın hemen her yerinde sermaye sahiplerinin sayısı artmakta ve yoksulluğun derinleĢmesinde büyük rol

(31)

oynamaktadır. Bu sermaye sahipleri yalnız kendi ülke sınırlarıyla bağlı kalmayıp tüm dünyayı etkilemektedir. Sonuç olarak ülkeler arasında ciddi boyutlara varan ekonomik adaletsizliklere neden olmaktadır.

1.3.1. KüreselleĢmenin Tarihsel GeliĢimi ve Kamu Yönetimi Üzerindeki Etkileri

KüreselleĢme tarihin çeĢitli dönemlerinde ekonomik, sosyal ve kültürel iliĢkilerin belirlenmesinde kendini göstermiĢ ve her dönemde ayrı bir biçime bürünerek birçok değiĢime zemin hazırlamıĢtır. KüreselleĢmenin tarihi süreci sırası ile 4 alt konu baĢlığında ele alınmaktadır. Bunlar:

 Merkantilist Dönem

 Klasik Dönem

 Müdahaleci Dönem

 Yeni Dünya Ekonomik Düzeni 1.3.1.1. Merkantilist Dönem

Bu dönem Avrupa Ġktisadi DüĢüncesi‟nde devletlerin kendi ekonomik çıkarlarını korumak için geliĢtirdiği politikalarının kabul edilebilir bir safhaya geldiği dönem olarak karĢımıza çıkmaktadır. 15. yüzyılla ortaya çıkan bu dönemde dünya genelinde coğrafi keĢiflerle birlikte süregelen ticaretin canlanması süreci sonucunda sermaye büyüyerek Avrupa‟nın zenginliğini desteklemiĢ, tarımsal üretim piyasa etkisi altında kalarak ticari sermayeye bağımlı hale gelmiĢ ve bunun sonucunda toprağa bağlı olan kesimler fakirleĢmiĢ ve bu durum Rönesans ve Reform hareketleriyle birlikte Hümanizmanın geliĢmesine sebep olmuĢtur (Kazgan, 2004:43). Avrupa‟da yaĢanan bu toplumsal dönüĢümler küreselleĢmeyle birlikte artıĢ eğilimine girmiĢ, ekonomik ve sosyal bakımdan yeni uygulamaların geliĢmesine katkıda bulunmuĢtur.

17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl süresince ekonomik alana yapılan müdahaleler ihracatı yükseltmiĢ ve sanayinin güçlenmesine öncülük ederek sınai kapitalizmin doğuĢunu hazırlamıĢtır. Ticari kapitalizmin içinde kendine yer tutan sınai kapitalizm, giderek ticari serbestleĢmeyi özendirmiĢ ve böylece sanayi kapitalizmi ticari

(32)

kapitalizmin yerini almaya baĢlayınca merkantilizmin de sonunu getirmiĢtir. (Kazgan, 2004:48).

1.3.1.2. Klasik Dönem

Liberalizm, siyasal olarak bireyi esas alarak özgürlüğü olmazsa olmaz değer kabul eden, ekonomik olarak ise piyasa ekonomisini savunan bir anlayıĢtır. Bu anlayıĢ, gerek toplumsal refahın artması, gerekse ticaret ve sanayinin geliĢmesi için ekonomik hayata müdahalenin sınırlandırılmasını savunup, değiĢim için rekabeti ön planda tutmaktadır.

Adam Smith “Milletlerin Zenginliği” adlı eserinde klasik liberal düĢüncenin önemini açıklamıĢ, sanayinin geliĢmesinin önünde engel olarak gördüğü devlet kısıtlamalarına karĢı çıkmıĢtır. Aynı zamanda “Mutlak Üstünlük Teorisi” ile ülkelerin dıĢa açılmasıyla refahlarını artıracağını, böylece uluslararası ticaretin geliĢmesinin kaçınılmaz olduğunu ileri sürmüĢtür. Bir baĢka isim David Ricardo ise “KarĢılaĢtırmalı Üstünlükler Teorisi” ile uluslararası ticaretin geliĢmesi için devlet müdahalelerinin ortadan kalkması gerektiğini savunmuĢtur. Böylece klasik iktisadi düĢüncenin temelleri atılmıĢ, küreselleĢmeyle birlikte bu akıma uygun politikaların oluĢma süreci hızlanmıĢtır.

Liberal düĢünceye göre, küreselleĢme ve ekonomik bağımlılığın düzeyi ülkeler arasında arttıkça, karĢılıklı güven ortamı doğacak; böylece barıĢ kavramı geliĢim göstererek savaĢ çıkma durumu giderek azalacaktır. Ticari serbestleĢme, piyasa ekonomisinin yaygınlaĢması ve bununla birlikte demokrasinin geliĢmesi, uluslararası alanda güven istikrarının gerçekleĢmesine neden olacaktır (Arı, 2004:383).

Berktay‟a göre Klasik liberalizm, üç temel kaynaktan beslenmektedir. Bunlar, 1688 görkemli devrim, 1789 Fransız Devrimi ve Amerikan Bağımsızlığıdır. Klasik liberalizm, bu büyük olayların bir ürünü olarak doğmuĢtur. Yasalar karĢısında kiĢi hak ve özgürlüklerini eĢitlik temelinde tesis edebilmek için Aristokrasinin ayrıcalıklarını kaldıran ve yönetim alanında liyakati getiren 1789 Fransız Milli Meclisi, liberal düĢünceyi gerçekleĢtirmekteydi. Ayrıca kralın yetkilerini sınırlı hale getiren bir anayasa ilan ederek, Ġnsan ve YurttaĢ Hakları Bildirgesiyle birlikte, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini de güvence altına alıyordu. (Berktay, 2013:56)

(33)

Aynı zamanda Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi de temel liberal ilke olan mülkiyet haklarına saygı gösterilmesini talep etmekteydi. 1688 Ġngiliz Görkemli Devrimi, Sanayi Ġnkılâbı‟na giden sürecin dönüm noktasını oluĢturması açısından önemlidir. Görkemli Devrim sonunda ortaya konulan Halklar Bildirgesi (Bill of Rights), bireyin kiĢiliğini ve haklarını güvence altına almaktaydı. Bu devrimin etkisiyle ortaya çıkan Sanayi Ġnkılâbı, liberal düĢüncenin ekonomik alanda zaferini göstermektedir.

Sanayi devrimi ile birlikte geliĢen serbest dıĢ ticaret Klasik Ġktisadi YaklaĢımın temelini oluĢturmuĢtur. Ekonomiye devlet müdahalesinin sınırlı olması gerektiğini savunan bu görüĢe göre, farklı üretim imkânlarına sahip olan ülkeler serbest dıĢ ticaret sonucu kazançlı çıkmaktadır. Uluslararası ticaretin geliĢmesine yönelik oluĢturulmaya çalıĢılan serbest politikalar sonucunda ucuz hammadde ithalatı ve mal ihracatının gerçekleĢmesi için bu ekonomi modelinin uygulanması bir zorunluluk olarak görülmüĢtür. Sanayi inkılâbı ile fabrikalaĢma sürecine girilmiĢ ve üretimde artıĢ meydana gelmiĢ ve bu artıĢ beraberinde hammadde ihtiyacını ortaya çıkarmıĢtır. Gerekli olan hammaddeyi elde edebilmek için devletler, sömürgeciliğe baĢlamıĢlar; bunun sonucunda devletlerarası bloklaĢmalar dünyayı genel bir savaĢa (Birinci Dünya SavaĢı) sürüklemiĢtir. SavaĢın sonucunda birçok devlet yıkım sürecine girmiĢ, birçok toprak el değiĢtirmiĢtir. SavaĢı kazanan devletler bile bazı sömürgeleri kaybetmek gibi olumsuz sonuçlarla karĢılaĢmıĢlardır. Birinci dünya savaĢından sonra 1929 Büyük Buhrana kadar liberal politikaların dünya ekseninde yer tuttuğunu söylemek mümkündür. Ekonomiyi tekrar canlandırmak için özel sermaye devlet tarafından desteklenmiĢ, çeĢitli teĢvik politikaları ve vergi muafiyeti/vergi istisnası gibi uygulamalara gidilmiĢtir.

1.3.1.3. Müdahaleci Dönem

1929 „Büyük Buhran‟ ile birlikte dünya genelinde ortaya çıkan iĢsizlik problemi ve toplam talep yetersizliği sorunu karĢısında piyasa ekonomisinin yetersiz kaldığı görülmüĢtür. Bu durumda ekonominin kendiliğinden dengeye geleceği düĢüncesi tekrar tartıĢılmıĢ ve yaĢanan krizlere karĢı devletlerin ekonomik hayata müdahale etmeleri düĢüncesi giderek yaygınlaĢmıĢtır. 1930‟larda Ġngiliz ĠĢçi Partisinin oluĢturduğu bir komisyon, devlet eliyle ihracatın teĢviki ve ithalatın önlenmesini öngören politikaları ve ekonomide devlet müdahalesine yer veren yeni

(34)

düzenlemelerin gerekliliğini savunmuĢtur. Bu komisyonun baĢkanlığını da John Maynard Keynes yapmaktaydı (Çubukçu, 2013: 274). Öyle ki, John Maynard Keynes 1936 yılında „Ġstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi‟ adlı kitabı yayınlayarak küresel ekonomik krizi atlatmak için çok önemli çözümler önermiĢtir. Keynes Genel Teori‟de, iktisadi istikrarın sağlanması için devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini ve bunun hangi politikalarla yapılabileceğini ileri sürmüĢtür. Bu çalıĢması günümüz makro iktisadının geliĢmesi açısından ortaya konan ilk çalıĢma özelliğini taĢımaktadır.

Franklin Delano Roosvelt‟in „New Deal‟ politikası da Büyük Buhranın aĢılması yönünde bir baĢka giriĢim olarak karĢımıza çıkmaktadır. Devletin ekonomik hayatta belirleyici rol üstlenmesi ve bu gibi giriĢimlerin baĢarılı olması sonucunda liberal ekonomi düĢüncesi giderek zayıflamaya baĢlamıĢtır. Bunun yanında gerek Almanya gibi önemli bir sanayi toplumunda Nasyonal Sosyalist Rejimin, devletçi ve müdahaleci ekonomik politikalarının baĢarıya ulaĢması gerekse kapitalizm dıĢı bir alternatif olan Sovyetler Birliği‟nin Büyük Buhran‟dan en az zararla çıkan ülke olması ile müdahaleci devlet anlayıĢı, liberal ekonomi modelini benimseyen devletler için de daha iyi bir seçim haline gelmiĢtir. Sosyal Demokratlar eliyle ekonomiye devlet müdahalesinin planlı olarak uygulanmasının kapitalist ülkeler arasındaki ilk örnekleri Ġskandinav ülkelerinde görülmüĢtür. Bu ülkelerde kapitalizmin yalnızca serbest piyasadan ibaret olmadığı, planlı piyasa ekonomisinin de mümkün olabileceği savunulmuĢtur (Çubukçu, 2013:275). 1930‟lardan itibaren Ġsveç‟te uygulamaya konan „sosyalleĢtirme‟ politikaları, aynı zamanda refah devletinin de temellerini atmıĢtır. 1930‟lu yıllardan 1970‟lerin sonuna değin sosyal demokrasi Ġsveç‟te ağırlığını korumuĢtur. Norveç ve Danimarka da 1930‟larda aynı süreci yaĢamıĢlardır. Böylece Ġskandinav sosyal demokrasilerinin uygulamaya koydukları politikalar sadece kendi ülkelerinde sanayi toplumlarının daha demokratik bir hale gelmesine neden olmamıĢ, aynı zamanda Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan sonra Avrupa‟nın yeniden inĢası için refah devletlerinin ortaya çıkmasında önemli rol oynamıĢlardır.

Ġskandinav sosyal demokrasilerinin baĢarılı pratiği, yalnız kendi ülkelerinde demokratik ve adil sanayi toplumlarının inĢası sonucunu doğurmakla kalmamıĢ, Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası Avrupa‟nın yeniden yapılanması süreci içinde refah

(35)

devletlerinin kuruluĢunda da önemli bir referans oluĢturmuĢtur (Çubukçu, 2013:277-278).

Ġkinci Dünya SavaĢının dünya genelinde yapmıĢ olduğu tahribat sonucunda toplumlar ekonomik, sosyal ve siyasi birçok krizle karĢı karĢıya kalmıĢtır. Siyasi olarak birçok hükümet devrilmiĢ, yeni siyasal oluĢumlar baĢ göstermiĢtir. Sosyal açıdan toplum içerisinde insanlar bir korku dönemi geçirmeye baĢlamıĢ ve bu da yöneten-yönetilen iliĢkisinde güvensizliği had safhaya çıkarmıĢtır. Ekonomik olarak ise Avrupa merkezli bir iktisadi yıkım kendisini göstermiĢ; bunu önlemek amacıyla yeni iktisadi teorilere ihtiyaç duyulmuĢtur. Öyle ki, 1944 yılında Bretton Woods sistemi ile Dünya Bankası (WB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) oluĢturulmuĢtur. Bu kurumların amacı uluslararası ekonomiyi sarsan parasal istikrarsızlığı önlemek ve Ġkinci Dünya SavaĢının ortaya çıkardığı tahribatın etkilerini en aza indirmektir.

1950‟li ve 1960‟lı yıllarda, iĢletmeciliği ve iĢ dünyasını etkileyen unsurlar, güçlü kamu sektörleri ve büyük bürokratik merkezi Ģirket yapılanmaları olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu dönemde kamu sektöründe devletleĢtirme ve kamulaĢtırma uygulamalarına büyük bir öncelik verilmiĢtir. Devlet, refah dönemi politikaları olarak da adlandırılan bu yıllarda toplumsal hayatın çeĢitli açılardan düzenlenmesinde baĢat bir rol üstlenmiĢ; eğitim, adalet, savunma gibi geleneksel hizmetlerin yanı sıra sanayi ve teknolojinin geliĢtirilmesi, üretimin artırılması, finans sektörünün tüm bu geliĢmeleri destekleyen bir yapıya kavuĢturulması gibi ekonomik ve sosyal revizyon sürecin ana belirleyicisi olmuĢtur. Serbest piyasa ekonomisinin çökmesiyle birlikte 1930‟lu yıllarda ortaya çıkan yüksek oranlı iĢsizlik ve yoksulluğun artıĢına bağlı olarak uluslararası alanda sosyal devlet anlayıĢı 1970‟li yıllara kadar uygulama alanı bulmuĢtur (Tunç, 2001:49-70). 1970‟li yıllarla birlikte sosyal devlet anlayıĢının ve devletlerin bu anlayıĢ içerisindeki yerinin sorgulanmaya baĢlandığı görülmektedir. 1971 yılında Bretton Woods sisteminin çökmesi ve 1973 yılında meydana gelen petrol krizi sosyal devlet anlayıĢının sorgulanmasının ve yeni düzen gereksiniminin ana hatlarını oluĢturmaktadır.

1.3.1.4. Yeni Dünya Ekonomik Düzeni

Ġkinci Dünya SavaĢı sonrasında Avrupa‟nın yeniden yapılanma sürecinde Amerika‟nın öncüsü olduğu Bretton Woods sisteminin çökmesi ekonomik alanda

(36)

yeni arayıĢları beraberinde getirmiĢtir. Bilindiği gibi Bretton Woods sisteminin temelini Amerikan Doları teĢkil ettiği için, dolar tüm para sistemler için büyük bir önem kazanmıĢtır. Bu yüzden doların değeri yükselmiĢtir. Vietnam SavaĢı‟nın baĢlamasıyla Amerika‟nın para arzı aniden artmıĢ, bu sebeple doların değeri düĢmüĢtür. Böylece Amerika‟da altın standardı oluĢturulamamıĢ, 1971 yılında Bretton Woods sistemi çökmüĢtür. 1973 yılında Petrol Krizinin de baĢ göstermesiyle birlikte petrol fiyatları artmıĢ, ülkeler ekonomik darboğaza sürüklenmiĢtir. Özellikle geliĢmekte olan ülkelerin içine düĢtükleri borç krizi ve dıĢ ödeme güçlükleri, söz konusu ülkelerin dar boğazdan kurtulabilmek için ihracata yönelik stratejiler belirlemeleri, bu ülkeleri de küreselleĢme sürecine dâhil etmiĢtir.

1970‟lerde iyice görünürlük kazanan ekonomik durgunluk, iĢsizliğin artıĢı, yüksek enflasyon vb. pek çok sorunu arttırmıĢtır. Çözüm arayıĢlarına sosyal devlet anlayıĢına sahip sol ve Keynesçi paradigma cevap veremez hale gelince, neo-klasik iktisat anlayıĢına sahip yeni sağ gündeme gelmiĢtir. Böylece, emek, sermaye ve devletler arasında uzlaĢma temeline dayalı sosyal devlet paradigması güç kaybına uğramıĢ, sermaye birikiminin kendini yeniden üretmesi sürecinde yetersiz kalmanın ötesinde bu tıkanıklığın nedeni olarak görülmeye baĢlanmıĢtır. Refah devleti uygulamalarında yaĢanan bu çöküĢ, yeni bir kapitalist düzenlemeyi gerekli kılmıĢtır. Refah devletinin kapsayıcılığı yerine devletin küçülmesi, kamusallaĢtırma ya da devletleĢtirme yerine özelleĢtirme, planlı ekonomi yerine denetimsiz piyasa anlayıĢı gibi kavramlar yeni bir paradigmanın egemenliğini doğurmuĢtur (Çubukçu, 2013: 289-290).

1973 ve 1978 yıllarında ortaya çıkan birinci ve ikinci petrol Ģokları ile birlikte üretimde durgunluk ve fiyatlarda artıĢ sonucunda „Stagflasyon‟ olgusuyla karĢı karĢıya kalınmıĢtır. Bununla beraber iĢsizlik de kendini göstermiĢ, devletin rolü ve uygulamalarıyla alakalı yeni tartıĢmalar ortaya çıkmıĢtır. Bu tartıĢmaların bir sonucu olarak devletin ekonomiye doğrudan müdahalesi anlayıĢı yerine minimal devlet ve serbest piyasa anlayıĢı hâkim olmuĢtur. 1980‟li yıllarla birlikte yeni sağ anlayıĢı ya da yeni muhafazakârlık olarak adlandırılan neo-liberal anlayıĢ, kimi yazarlara göre kapitalizmin krizler sonrası yeni meĢrulaĢtırıcı ideolojisi olmuĢtur.

(37)

Keynesyen iktisat politikalarına karĢı çıkan iktisatçıların baĢında Chicago Ġktisat Okulu'nun kurucusu olarak kabul edilen Milton Friedman gelmektedir. Friedman‟a göre ekonomik krizin nedenlerinden birisi de enflasyondur. Üretilen mal ve hizmetlerin artıĢından, dolaĢımdaki para miktarının daha hızlı bir Ģekilde varlık göstermesi, devletin minimalize edilerek üretimden çekilmesi düĢüncesini ortaya çıkarmıĢ ve yeni sağ görüĢlere kapı aralanmıĢtır. Devletin eğitim, sağlık ya da iĢsizlik sigortası gibi, refah devleti uygulamalarının temel kazanım alanlarında kısıtlamalara gidilmesi eğilimi ortaya çıkmıĢtır. 1980‟lerdeki Reaganizm ve Thatcherizm deneyimleri, bu yaklaĢımın hakim örneklerini oluĢturmuĢtur1

. Devletin ekonomiye doğrudan müdahalesi ve doğrudan bir üretici olarak katılmasından vazgeçilerek, ekonomiden tamamen çekilmesi gereken minimal devlet anlayıĢı hakim olmuĢtur. Bu da geniĢ toplum kesimlerine hizmet sağlayan temel sosyal devlet iĢletmelerinin özelleĢtirilmesini doğurmuĢtur (Çubukçu, 2013:292).

ErbaĢ‟a göre, küreselleĢme sürecinin yaĢanmakta olduğu haliyle olumlayanlar devletin rol ve görevlerinin değiĢim geçirdiği ve bu değiĢimin sonuçlarının herkes tarafından daha iyiye ve daha güzele doğru olduğu biçimindedir. Bu anlayıĢa göre mekan artık ulusal değil, küresel ölçek olduğundan pek çok alanda artık ulus devletler değil, uluslararası kuruluĢlar düzenleyici rol oynamalıdır. Ulus devletler daha önceki dönemlerde sahip oldukları roller ve sorumluluklarından sıyrılarak „yeni‟ daha doğrusu „sınırlı‟ iĢlevlere sahip olmak durumundadırlar (ErbaĢ, 200:214). Dünya üzerindeki çok uluslu Ģirketler küreselleĢme sürecine ivme kazandırmıĢtır. Küresel iĢletmelerin dünya ticaretinde ve ekonomisinde ağırlıklı olarak görülmeye baĢladığı zaman, 20. yüzyılın ikinci yarısıdır. 1980‟li yıllarda endüstrileĢen ve geliĢen ülkelerden çıkan çok uluslu iĢletmeler yeni bir güç olarak dünya pazarına girmiĢtir. Bu iĢletmeler, G. Kore, Tayvan, Singapur, Hong Kong gibi endüstrileĢen uzak doğu ülkeleri ile Brezilya, Arjantin gibi Latin Amerika ülkelerine yönelmiĢtir. Yenidünya düzeni, ülkeler kadar, hatta onlardan daha büyük Ģirketler ortaya çıkarmıĢtır (Güzelcik, 1999:22). Yeni dünya düzeni olarak adlandırılan küreselleĢme olgusu, ulus aĢırı bir ekonomi düzenini ifade etmektedir. Bu olgunun

1 ABD ve Ġngiltere özeğinde kendisini gösteren bu yaklaĢım daha sonra Yeni Zelanda, Hollanda ve Türkiye gibi ülkeleri de etkisi altına almıĢtır. Türkiye‟de özellikle 24 Ocak kararları bu yaklaĢıma geçiĢin miladını oluĢturması açısından önemlidir.

(38)

esasen iki yüzyıl önce baĢlamıĢ olmasına rağmen, 1990‟lardan itibaren hâkimiyet kazanmıĢ olmasının nedeni ise, teknolojik devrim dolayısıyla sermayenin etkinliğini küresel düzeyde hâkim kılmasıdır. Kapitalizmin niteliğinin uluslararası olmaktan ulus aĢırı olmağa dönüĢtüğü bu süreçte ulusal devletlerin rolü de değiĢmektedir. Mal ve hizmet üretimi ile bu ürünlerin dolaĢımından çok, para akıĢının biçimlendirdiği bu ekonomide, toprağa ve emeğe dayalı geleneksel üretim iliĢkileri ikinci planda kalmıĢtır. Ulusal devletler, Uzak Doğu ya da Avrupa Birliği gibi bölgeler, bilgi ve iletiĢim teknolojisinin kullanımıyla ortaya çıkan bağımsız para, kredi ve yatırım birimleri ve ulus aĢırı yatırımcı ve giriĢimciler bu yeni ekonomik düzenin belirleyici aktörleridir. (Çubukçu, 2013: 293)

2000‟li yıllara gelindiğinde teknolojinin geliĢmesinin küreselleĢme sürecine etki eden önemli faktörlerden birisi olduğu görülmektedir. Bu geliĢme kendisini yönetim alanında da göstermiĢ, kamu yönetimi sisteminin değiĢimini beraberinde getirmiĢtir. E-devlet uygulamalarının bulunmuĢ olması, yönetiĢim anlayıĢının geliĢtirilmesi ve bunun gibi birçok yönetsel yenilikler teknolojik geliĢmenin bir sonucudur. KüreselleĢme-kamu yönetimi açısından da yeni bir devri oluĢturmuĢtur. Çünkü kamu yönetimine yansıyan bu geliĢmeler aynı zamanda toplumlar arasındaki sınırları kaldırmıĢ ve sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan küreselleĢmenin ivme kazanmasında belirleyici rol oynamıĢtır. Dünya düzleminde yönetimlerin eskisi gibi askeri müdahaleler ile değil, teknolojik ve ekonomik müdahaleler ile değiĢime uğraması/uğratılması küreselleĢmenin toplumlar ve devletler üzerinde oluĢturmuĢ olduğu etkinin bir sonucu olarak görülebilir.

Teknolojinin ve uluslararası kuruluĢların küreselleĢmeyi önüne geçilemez bir yapıya büründürdüğü bilinmektedir. Özellikle ülkeler arası sınırların kalkmasına yol açan bilgi toplumu, gerçekleĢen bu duruma ivme kazandırmıĢtır. Bu hususta Habermas, bilgi toplumunun yeni toplumları ulusal bir yapıdan uzak toplum tipine doğru kayma gösterdiğini belirtir ve bunun için „dünya toplumu‟ kavramını kullanmaktadır (Tanrıverdi, 2009:865).

Sonuç olarak, refah devleti anlayıĢının yerine neo-liberal politikaların getirilmesi, piyasaları hareketlendirirken, dünyada para-mal dolaĢımı hız kazanmıĢ, bunun sonucunda küreselleĢmenin dünya düzlemindeki yelpazesi geniĢlemiĢtir.

Şekil

Tablo 4: Sizce Polis, Jandarma ve Sahil güvenlik birimleri en çok ne Ģekilde hareket  ederler? Sorusunun Frekans Dağılımı
Tablo  7:  Güvenlik  birimleri  ile  iletiĢime  geçildiğinde  size  ve  çevrenize  olan  davranıĢları nasıldı? Sorusunun Frekans Analizi
Tablo  9:  Mahallenizde  ya  da  herhangi  bir  yerde  yaĢanan  bir  olayda,  olay  yerine  gelen  güvenlik  birimlerinin  tavır  ve  davranıĢlarından  duyduğunuz  memnuniyet  düzeyi nedir? Sorusunun Frekans Analizi
Tablo 12: Güvenlik birimlerinin yaptığı kontroller sırasında size davranıĢları nasıldı?
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

a) Sahil Güvenlik Komutanının birinci sicil üstü Jandarma Genel Komutanıdır. b) Sahil Güvenlik Komutanlığı Bütçesi Jandarma Genel Komutanlığının bütçesi içerisinde ayrı

yüzyıldan o döneme değin polis yasaları, düzen- lemeleri, talimatnameleri, polis mahkemeleri ve nihayetinde polis memurları kıta Avrupası devletlerinde ve neredeyse tüm

 Devlet Kırılganlığı ve Çatışma Sonrası Devlet İnşası: Güney Sudan Çatışmasının Analizi (2013-2019) (İngilizce). Billy AGWANDA, Uğur

 Endüstri 4.0’in Güvenlik Değerlendirilmesi: Endüstri 4.0’i Suç, Büyük Veri, Nesnelerin İnterneti Ve Siber Fiziksel Sistemler Temelinde Anlamak (İngilizce). Emre

“Uluslararası Dünden Bugüne Türkiye’de Jandarma ve Sahil Güvenlik” Sempozyumu farklı bildirilerin sunulduğu toplam yirmi oturumda gerçekleştirilmiştir. Bu

Raporda tespit edilen her eksik hizmet için sözleşme bedelinin % 0,5 (binde beş) i oranında ceza kesilir. İŞÇİ EKSİKLİĞİNDE: 1 Yıllık hizmet akdini tamamlayan personelin

Devlet gibi birden fazla insan bir araya geldiği zaman mutlaka üretilen, yaratılan gelir bir yeniden dağıtıma tâbi tutulur. Yani insanlar cemiyet haline gelmişse, cemiyet

Sahil Güvenlik Komutanlığında istihdam edilmek üzere Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına ilişkin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4’üncü