• Sonuç bulunamadı

Jandarma Fransız kaynaklarında “Gens” ve “D‟armes” kelimelerinin birleĢtirilmesiyle oluĢmuĢ, “silahlı adamlar” anlamına gelmektedir. Kral XVII. Lui döneminde Jandarma; Fransız kralının muhafız kıtası olarak kullanılmıĢtır. Jandarma, kelime anlamı itibariyle Fransız “Gendarmerie” kelimesinin Türkçe‟ye çevrilmiĢ hali olarak karĢımıza çıkmaktadır. TeĢkilatlanma açısından Fransız idari sisteminden devĢirilmiĢ bir yapılanmadır (Akman, 1991:59-61). Ancak Jandarmanın kelime anlamı itibariyle her ne kadar Fransızca kaynaklı olduğu öne sürülmüĢ olsa da literatürde doğu kökenli olduğunu ileri süren kaynaklar da mevcuttur. “Candar” kelimesi Osmanlı Devletinin bir vilayeti olan Mısır için de kullanılmıĢtır. Ayrıca Mısırlı Türkler, “candar” kelimesini muhafız veya koruyucu silahlı kuvvet anlamında da kullanmıĢlardır. Sultan sarayının muhafızlarının komutanı olan “Emir-i Candar”, Osmanlılarda çavuĢ baĢının görevini yürütüyordu. Selçuklularda Ģehirlerin güvenliğini sağlayan, sultanın saraylarını koruyan görevliye “candar” ismi veriliyordu. Anadolu‟da “Candarma” olarak lafzedilen kelimenin kökü olan

“Candar” kelimesi esasen Farsça kökenli olup, Jandarma kelimesinin doğu menĢeili olduğu da ileri sürülmektedir (Okçabol, 1939:58).

Osmanlı Devletinden önce Selçuklularda ve eski Türk devletlerinde iç güvenliği sağlamada komutanlar ya da baĢbuğlar yetkili olarak karĢımıza çıkmaktadır. Orhun Kitabelerinde, hakanın güvenliğini sağlayan “yargan” olarak geçen bir görevlinin olduğu günümüzde yayınlanan belgelerle ispat edilmiĢtir (Akman,1991:61). Selçuklularda “sürta”, Osmanlılarda “sübaĢı” olarak geçen kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanmasında görevli olan bu kiĢiler sonraları “zaptiye ve jandarma” adını alarak varlıklarını devam ettirmiĢlerdir (Okçabol, 1939:58).

Osmanlı döneminde Ġstanbul‟un fethinden sonra Ġstanbul ve Anadolu‟da farklı güvenlik kuvvetleri belirmiĢti. Cebeciler saray ve çevresinde, Yeniçeriler ise saray dıĢında güvenliğin sağlanmasında etkili olmuĢtu. Anadolu‟da ise “SûbaĢılık” varlığını sürdürmüĢ, köylerde ve kasabalarda kullukçular, yolların ve geçitlerin güvenliği güvenliğini sağlamada ise “Derbent” teĢkilatı öne çıkmıĢtı. Ayrıca bunların haricinde Ģehirlerin dıĢında güvenliği sağlayan kır serdarları ve cezaevlerinden sorumlu olan kolluk ağaları asayiĢ görevlerini yürüttüğü görülmüĢtür.

1826 tarihine kadar iç güvenlik hizmetleri askeri komutanlıklara bağlı merkez komutanlıkları ve inzibat kuruluĢları tarafından yürütülmüĢtür. Bu döneme kadar Osmanlı Devleti‟nde zabıta hizmetlerine genel olarak askeri görev ve hizmetler içinde çözüme kavuĢturulmaya çalıĢıldığı görülmektedir(JGK, 1996:18).

1826‟da Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla Ġstanbul‟da asayiĢi sağlama görevi Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye'ye verilmiĢ ve güvenlik iĢleri de Seraskere bağlanmıĢtı. Kaldırılan yeniçeri kulluklarının yerine karakollar kurularak teĢkilatlanmaya gidilmiĢti. Böylece 19. yüzyılda modernleĢme çabaları kolluk kuvvetlerinde de kendisini göstermiĢti(Özcan, 1999:1760).

1839 Tanzimat Fermanı ile devlet idarelerinin uğradığı değiĢim ve dönüĢüm neticesinde güvenlik yapılanmasında bugünkü anlamıyla ilk Jandarma TeĢkilatı 1839‟da kurulmuĢtur. Daha sonra 1879 yılında Fransız “Jandarma Nizamnamesinin” tercüme edilmesiyle hazırlanan “Asakir-i Zaptiye Nizamnamesi” yayımlanıp yürürlüğe konulmuĢ, böylece Jandarmanın kuruluĢ, görev ve yetkilerinde düzenlemelere gidilmiĢtir. Aynı yıl içinde “Asakir-i Zaptiye” yönetim olarak

“Zaptiye MüĢirliğinden” alınıp “Seraskerlik” makamına bağlanmıĢtır. 1880‟de Zaptiyenin adı “Jandarma” olarak, “Zaptiye MüĢirliği” de “Jandarma Dairesi Reisliği” olarak yeniden adlandırılmıĢtır (TSK, 1982:311). Sadrazam Sait PaĢa‟nın verdiği emir doğrultusunda Fransız Jandarması örnek alınarak bugünkü Jandarma TeĢkilâtı kurulmuĢtur. Ayrıca baĢta Fransa olmak üzere, Ġtalya ve Avusturya'dan subaylar getirtilerek mülki taksimat esas alınmak suretiyle Jandarma Alay, Tabur, Bölük, Takım ve Karakolları kurulmuĢtur(Aktürk vd., 2004:7).

Nitekim 1903 yılında Fransız Jandarma Kanununun tercüme edilmesiyle birlikte “Jandarma Nizamnamesi” çıkarılmıĢtır. Buna göre Jandarma, Millî Savunma Bakanlığına bağlanmıĢ, ayrıca ilk defa “adli zabıta” kavramı mevzuatta yer almıĢtır. Bu minvalde jandarma erlerinin adli görev yetkileri de kaldırılmıĢtır. Erler jandarma subaylarına görevleri sırasında yardım edebilecek, ancak yalnız baĢlarına soruĢturma yapamayacaklardır(Aktürk vd., 2004:s.8)

Jandarma TeĢkilatının kurulmasını gerektirecek sebeplere bakıldığında (Çermeli ve Atabey, 2002:148):

 Zaptiye seçiminde liyakatin göz ardı edilmesi neticesinde ortaya çıkan sorunlar bu alanda düzenleme yapma gerekliliğini doğurmuĢtur.

 Zaptiyelerin görev ve yetkilerini düzenleyen nizamnamelerin uygulanması hususunda yetersizliklerin ortaya çıkması yeni düzenlemelerin çıkarılmasını gerekli kılmıĢtır.

 Avrupalı devletlerden taklit edilerek oluĢturulan Zaptiye TeĢkilatının toplumsal karıĢıklıkların baĢ gösterdiği dönemlerde, Avrupalı devletlerin müdahalesini kolaylaĢtırmıĢtır.

 Halkın üzerinde baskı oluĢturup görevi kötüye kullanma gibi sıkıntıların baĢ göstermesi, disiplin ve denetimin zayıflaması ile Ģikâyetlerin artması sonucunda memurların görev yerlerinin değiĢtirilmesi ya da görevlerinden alınması durumlarının ortaya çıkması bu alanda yeni bir düzenlemeyi mecburi kılmıĢtır.

20. yüzyıl baĢında Osmanlı jandarma kuvvetlerinde görülen caydırıcı kanun ve nizamların bulunmayıĢı, profesyonel anlamda jandarma personeli yetiĢtiren jandarma okullarının yokluğundan hareketle kadro eksikliği ve ihtiyaç duyulan rütbeli

jandarma personellerinin seçiminde liyakatli davranılmaması, jandarma teĢkilatının giderek iĢlevsiz bir yapıya dönüĢmesine neden olmuĢtur. Nitekim 1904 yılında yapılan ve içlerinde batılı devletlerin temsilcilerinin bulunduğu heyet tarafından meydana getirilen düzenlemeler ile toplum nazarında asli görevlerini ihmal eden ve bir bakıma eĢkıyalık yapan zaptiyeler ıslah edilmiĢ ve böylece jandarma teĢkilatı, Avrupalı devletlerin güvenlik kuvvetlerine benzer bir teĢkilat yapısına kavuĢturulmuĢtur.

1908 yılına gelindiğinde Ġkinci MeĢrutiyetin ilan edilmesi neticesinde gerek idari teĢkilatta gerekse orduda yenileĢme faaliyetleri baĢlatılmıĢ ve jandarma teĢkilatı da bu faaliyetler doğrultusunda yeniden yapılandırılmıĢtır. Bu doğrultuda Fransa‟dan 10, Ġngiltere‟den de 6 jandarma subayı getirilmiĢ, bunlar farklı bölgelerdeki jandarma mıntıka müfettiĢliklerinde ve Ġstanbul‟da görevlendirilmiĢlerdir. Ayrıca bu dönem jandarma teĢkilatının en üst seviyeye ulaĢtığı dönem olarak kayıtlara geçmiĢtir(Akman, 1991:65)

Ġkinci MeĢrutiyet döneminde Jandarmanın teĢkilatlanmasında yeni düzenlemelere gidilmiĢ, altı bölgede faaliyet gösteren Jandarma MüfettiĢlikleri ”Umum Jandarma Kumandanlığının” kurulmasıyla bu makama bağlanmıĢtır. Bu noktada en dikkat çeken konu; Umum Jandarma Kumandanlığının müĢaviri olarak görünen müfettiĢlere, görevli oldukları bölgelerinde gerektiği zaman her türlü tedbiri alma yetkisinin verilmesi ve bu müfettiĢlerin yabancı subaylardan oluĢmasıdır(Aktürk vd., 2004:s.8-10).

1914 yılında geçici mahiyette bir jandarma kanunu yürürlüğe konulmuĢ, jandarmanın görev ve bağlılık durumu ile ilgili hükümler kabul edilmiĢtir. 26 Ekim 1917‟de bu yasanın özellikle mülki makamlarla olan iliĢkilerinde düzenlemelere yer verilmiĢ, bu doğrultuda yeni bir kararname yürürlüğe konulmuĢ ve bu kararname uzun yıllar jandarma teĢkilatında uygulanmıĢtır. 16 Mart 1919 yılında da jandarmanın ĠçiĢleri Bakanlığına bağlanması, bir kararname ile kabul edilmiĢtir (Akman, 1991:65).

Birinci Dünya SavaĢı yıllarında Türk Jandarması, birçok cephede görev almıĢ ve mevcut jandarma birliklerinden kurulu Ġstanbul, Edirne, Erzurum ve Van olmak üzere dört farklı bölgede seyyar jandarma birlikleri oluĢturulmuĢtur (Çermeli ve

Atabey, 2002:3). OluĢturulan bu jandarma taburları özellikle Çanakkale Cephesinde önemli baĢarı göstererek düĢman birliklerinin ilerlemesini durdurmuĢlardır (Atıl, 1955: 26).

Milli mücadele dönemine bakıldığında, TBMM Hükümeti Ankara‟da “Umum Jandarma Komutanlığını” kurarak, düzenli orduyla ilgili çalıĢmalarla birlikte iç güvenliğin de sağlanması gerekliliğini vurgulamıĢtır (TSK, 2001:389-390). Ayrıca milli mücadelede önemli bir yere sahip olan Kuvayı Milliye birliklerinin bazı bölgelerde Jandarma birliklerinde görevli personellerin giriĢimleriyle kuruldukları görülmüĢtür. KurtuluĢ SavaĢı boyunca bütün cephelerde yer alarak büyük baĢarılara imza atan jandarma birlikleri, vatanın müdafaası için üstlendikleri görevi baĢarıyla yerine getirmiĢtir.

Cumhuriyetin ilanından sonra hukuki dayanağı zayıf olan jandarma teĢkilatında mevzuat düzenlemesine gidilerek, 1930 yılında 1706 sayılı “Jandarma Kanunu” yayımlanmıĢ ve jandarma teĢkilatının yeni hukuki çerçevesi belirlenmiĢtir. Ardından 1937 yılında 1706 sayılı yasanın uygulanmasını göstermek amacıyla çıkarılan “Jandarma Tüzüğü” ile teĢkilatın hukuki zemini güçlendirilmiĢtir. Bu tüzük ile Jandarma: Emniyet ve asayiĢ ile ilgili görevleri bakımından ĠçiĢleri Bakanlığına; eğitim ve öğretim yönünden Genelkurmay BaĢkanlığına; silah ve mühimmat temini, seferde Kara Kuvvetlerine katılacak personel ile kıyafet ve teçhizatları yönünden Milli Savunma Bakanlığına bağlanmıĢtır(Aktürk vd., s.12.)

16 Temmuz 1956 tarihinde kabul edilen 6815 sayılı "Sınır, Kıyı ve Karasularımızın Muhafaza ve Emniyeti ve Kaçakçılığın Men ve Takibi ĠĢlerinin Dahiliye Vekaletine Devri Hakkında Kanun" yürürlüğe konularak sınır, kıyı ve karasularımızın korunması, kaçakçılığın önlenmesi ve takibi gibi sorumluluklar Jandarma Genel Komutanlığına verilmiĢtir. Jandarma Genel Komutanlığına bağlı olarak Samsun, Ġstanbul, Ġzmir ve Mersin'de “Jandarma Deniz Bölge Komutanlıkları” kurulmuĢ, ayrıca Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında bir Deniz ġube Müdürlüğü oluĢturulmuĢtur. Kurulan bu Deniz Bölge Komutanlıklarına bakıldığında,

 15 Nisan 1957 tarihinde sorumluluk sahası; Türk-Yunan deniz hududundaki Enez'den, Muğla - Antalya il deniz hududundaki Kocaçay'a kadar uzanan sahayı kapsayan "Ege Jandarma Deniz Bölge Komutanlığı",

 1968 yılında sorumluluk sahası; o tarihte Türk-Rus deniz hududundaki Artvin-KemalpaĢa ile Türk-Bulgar deniz hududundaki Beğendik arasındaki sahayı ve Marmara denizini kapsayan "Karadeniz Jandarma Deniz Bölge Komutanlığı",

 15 Temmuz 1971 tarihinde sorumluluk sahası; Türkiye-Suriye deniz hududundaki Hatay-Güvercinkaya ile Antalya-Muğla il deniz hududundaki Kocaçay arasındaki sahayı kapsayan "Akdeniz Jandarma Bölge Komutanlığı" olarak faaliyetlerini 1982 yılında Sahil Güvenlik Komutanlığı kurulana kadar sürdürmüĢlerdir (SGK Tarihçe, https://www.sg.gov.tr).

Jandarmanın iç güvenlik ve asayiĢi sağlamada organize suç ve suçlar ile mücadele gibi yeni rolleri üstlendiği görülmektedir. 1983 yılında yayımlanan 2803 sayılı Jandarma TeĢkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan “Jandarma TeĢkilat Görev ve Yetkileri Yönetmeliği” resmi gazetede yayınlanmıĢ ve yürürlüğe girmiĢtir.

2803 sayılı Jandarma TeĢkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa göre Jandarmanın genel olarak görevleri mülki, adli ve askeri olmak üzere üç baĢlık halinde sınıflandırılmıĢtır. 2803 sayılı kanunun 7. maddesinde Jandarmanın görevleri Ģu Ģekilde belirtilmiĢtir:

“Jandarmanın sorumluluk alanlarında genel olarak görevleri şunlardır:

a) Mülki görevleri;

Emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak, (b) ve (c) bentlerinde belirtilen görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin icrası ile bunlara dayalı emir ve kararlarla Jandarmaya verilen görevleri yapmak.

İşlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmek.

c) Askeri görevleri;

Kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen askeri hizmetleri yerine getirmek.”

Ayrıca 2803 sayılı kanunun 8. Maddesinde:

“Jandarmanın seferberlik ve savaş halindeki görevleri:

Jandarma birlikleri; seferberlik ve savaş hallerinde, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenecek bölümleriyle Kuvvet Komutanlıkları emrine girer, kalan bölümüyle normal görevlerine devam eder.

Ayrıca, Jandarma birlikleri; Genelkurmay Başkanlığının talebi üzerine İçişleri Bakanının, illerde ise garnizon komutanının talep etmesi halinde valinin onayıyla kendilerine verilen askeri görevleri de yaparlar.” ġeklinde

görevleri belirtilmiĢtir.

Jandarmanın sorumlu olduğu alan ise 2803 sayılı kanunun 10. Maddesinde: “Jandarmanın görev ve sorumluluk alanı:

Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanı; Polis görev sahası dışı olup, bu alanlar il ve ilçe belediye hudutları haricinde kalan veya polis teşkilatı bulunmayan yerlerdir. Ancak, belediye sınırları içinde olmakla birlikte hizmet gerekleri bakımından uygun görülen yerler, jandarmanın görev ve sorumluluk alanı olarak tespit edilebilir. İçişleri Bakanının kararıyla bir il veya ilçenin tamamı polis ya da jandarma görev ve sorumluluk alanı olarak belirlenebilir.

İl ve ilçelerdeki jandarma ve polis sorumluluk alanlarının sınırları, ilçelerde kaymakam, illerde vali veya görevlendireceği vali yardımcısı başkanlığında jandarma ve emniyet temsilcilerinin katılacağı bir komisyon tarafından belirlenir. Komisyon, vali veya kaymakamın çağrısı üzerine toplanır. Büyükşehir, il veya ilçe belediyesi kurulması, kaldırılması ya da kentleşme veya diğer sebeplerle sınırlarda değişiklik olması halinde, değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde sorumluluk alanları yeniden düzenlenir. Komisyon tarafından alınan

kararlar İçişleri Bakanının onayıyla yürürlüğe girer. Belirlenen sorumluluk alanlarının sınırları karara eklenen bir harita veya kroki üzerinde gösterilir.

Jandarma, kendisine verilen görevlerin ifası ile ilgili olarak diğer güvenlik kuvvetleri ile işbirliği ve koordinasyonda bulunur.

Jandarma veya Emniyet Teşkilatı, kendi sorumluluk sahasında yetersiz kaldıkları veya kalacaklarının değerlendirilmesi halinde, mahalli mülki amirler tarafından birbirlerinin sorumluluk sahalarında geçici olarak görevlendirilebilirler.

Jandarmanın diğer güvenlik kuvvetleriyle işbirliği ve koordinasyon esasları ve emir komuta ilişkileri yönetmelikle belirlenir.” Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

2016 yılında yayımlanan 668 sayılı “Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Ġle Bazı Kurum ve KuruluĢlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile 2803 sayılı Jandarma TeĢkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 4. Maddesinde değiĢikliğe gidilerek “Jandarma Genel

Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlıdır.” Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Ayrıca aynı

kanunun 8. Maddesine “Jandarma birlikleri; Genelkurmay Başkanlığının talebi

üzerine İçişleri Bakanının, illerde ise garnizon komutanının talep etmesi halinde valinin onayıyla kendilerine verilen askeri görevleri de yaparlar.” ibaresi getirilerek,

teĢkilat, görev ve yetki bakımından da ĠçiĢleri Bakanlığına karĢı sorumlu olmuĢtur. 668 sayılı KHK ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan hizmet sınıflarına “Jandarma Hizmetleri Sınıfı” eklenmiĢ, bu sınıf kapsamında yer alan subay, astsubay ve uzman jandarma kadroları ile ilgili düzenlemeye gidilmiĢtir.

Jandarma Genel Komutanlığının teĢkilat yapısı ele alındığında, merkez teĢkilatı Jandarma Genel Komutanına ülke genelindeki jandarma birliklerinin sevk ve idaresi konusunda yardımcı olmak üzere kurulmuĢ birimlerden oluĢmaktadır. Bu birimler;

 Hukuk Hizmetleri BaĢkanlığı,

 Mali Hizmetler Birimi BaĢkanlığı,

 Ġç Denetim Birimi BaĢkanlığı,

 TeftiĢ Kurulu BaĢkanlığı,

 Personel BaĢkanlığı,

 Ġstihbarat BaĢkanlığı,

 Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri BaĢkanlığı,

 Kriminal Daire BaĢkanlığı,

 Havacılık Daire BaĢkanlığı,

 Stratejik GeliĢim ve DıĢ ĠliĢkiler Dairesi BaĢkanlığı,

 Eğitim ve Öğretim Daire BaĢkanlığı,

 Ġstihbarat Okul Komutanlığı,

 Ġstihbarat Grup Komutanlığı,

 Personel Temin Merkez Komutanlığı,

 Lojistik Komutanlığı,

 Denetleme Grubu,

 Destek Kıtaları Komutanlığı,

 Sosyal Tesisler Birimleri

olarak merkez teĢkilatını oluĢturmaktadır. TaĢra teĢkilatına bakıldığında;

 Jandarma Bölge Komutanlıkları,

 Ġl Jandarma Komutanlıkları,

 Ġlçe Jandarma Komutanlıkları

 Komando Alay/Tabur/Bölük Komutanlıkları,

 Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlıkları,

 AsayiĢ Komando Bölük Komutanlıkları

olarak il valisine karĢı sorumlu olarak görev yapmaktadırlar. Ayrıca doğrudan merkeze bağlı olan idari birimler ise;

 Jandarma AsayiĢ Kolordu Komutanlıkları,

 Eğitim ve Öğretim Birim ve Kurumlan,

 Komando Tugay Komutanlıkları,

 Jandarma Komando Özel AsayiĢ ve Kurtarma (JÖAK) Tugay Komutanlığı,

 Havacılık Grup/Filo Komutanlıkları olarak faaliyet göstermektedir.

Uzun yıllar boyunca son derece kısıtlı imkânlar ile görevini baĢarı ile yürüten Türk jandarması, bugün geldiği noktada iç güvenliği sağlamak için aynı azim ve kararlılıkla çalıĢmalarını sürdürmektedir. Günümüzde jandarma teĢkilatının vizyon ve misyonu geliĢmiĢ, gerek personel bakımından gerekse silah ve teçhizat bakımından çağdaĢları ile mukayese edildiğinde son derece güçlü konumdadır. Personel bakımından ele alındığında, gerek yurtiçi gerekse yurtdıĢı eğitimlerini tamamlamıĢ ya da eğitimine devam eden kalifiyeli jandarma personeli ile karĢılaĢmaktayız. Bu konuda diğer ülkelerdeki emsallerine göre örnek olarak gösterilecek konumda olduğu bir gerçektir. Ayrıca jandarma teĢkilatının sahip olduğu silah, teçhizat ve araçlara bakıldığında son derece modern teknoloji ile donatıldığını görmekteyiz. Özellikle son dönemde yerli ve milli savunma sanayi hamleleri ile dıĢa bağımlılık oranının azaltılarak modern silahların üretilmesi jandarmanın sahadaki etkinliğini artırmıĢ, en önemlisi terörle mücadelede personele büyük katkı sağlamıĢtır ve sağlayacaktır.