• Sonuç bulunamadı

Jandarma TeĢkilatı personelinin büyük bir kısmı askerlik hizmetini ifa eden er ve erbaĢlardan oluĢmaktadır. Bu durum güvenlik hizmeti veren jandarma açısından bir sorun olarak görülmektedir. Nitekim gerek halkla iliĢkiler noktasında gerekse olaylara müdahale etme noktasında bazı sıkıntılarla karĢılaĢılmaktadır. Oysa kolluk hizmetini yürütecek olan personelin alanında uzmanlaĢmıĢ, bu alanda özel eğitim almıĢ kimseler olması gerekmektedir.

Jandarma personeli arasında yer alan sayıları yüz bini aĢan uzman erbaĢların özlük haklarındaki düzenleme bir baĢka sorun olarak karĢımıza çıkmaktadır. Jandarma teĢkilatı içerisinde sayısı azımsanmayacak derecede olan erbaĢların, kadrolu Ģekilde değil de sözleĢme usulüyle istihdam edilmeleri, iç güvenlikte özellikle de terörle mücadelede etkin rol oynayan jandarma teĢkilatı için sıkıntı oluĢturmaktadır. Buna göre personellerin özlük haklarındaki iyileĢtirmenin kritik bir kamu hizmeti olan iç güvenlik hizmetlerine olumlu yansıyacağı bir gerçektir. Ağır koĢullar altında çalıĢan personelin moral ve motivasyonunun iyi durumda olması personelden alınacak verimi arttıracaktır. Bu anlamda gerekli hukuki düzenlemelerin

bir an evvel yapılması beklenmekte olup, bu durum kamuoyu tarafından da takip edilir bir nitelik taĢımaktadır.

Bir diğer sorun görev alanı ile ilgili olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bilindiği üzere 12/11/2012 tarih ve 6360 sayılı On Dört Ġlde BüyükĢehir Belediyesi ve Yirmi Yedi Ġlçe Kurulması Ġle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun ile BüyükĢehirlerin sayısı arttırılmıĢ ve belediye sınırlarının il mülki sınırları olmasıyla BüyükĢehir Belediyesi olan yerlerde kırsal alan kavramı yeniden düzenlenerek önceden Jandarmanın görev alanı içinde olan yerler polisin görev alanı olarak belirlenmiĢtir. Ancak 2015 yılında yayımlanan 6638 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma TeĢkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu Ġle Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanunun 49. maddesindeki “belediye sınırları içinde olmakla birlikte hizmet gerekleri bakımından

uygun görülen yerler, jandarmanın görev ve sorumluluk alanı olarak tespit edilebilir” ibaresiyle bu alanda yeniden bir düzenleme yapılmıĢtır. Söz konusu

düzenleme ile birlikte jandarma her ne kadar sorumluluk alanına dahil edilmiĢ olsa da genel çerçevede belediye mücavir alanındaki değiĢime bağlı olarak emniyet teĢkilatının sorumluluk alanının arttığı, jandarma teĢkilatının personel ve araç gereçlerinin ilçe ve il merkezlerinde toplandığı ve bu durumun jandarma açısından yapısal anlamda küçülmeye yol açtığı görülmektedir (Barbak, 2017:239).

Jandarmanın görev alanı olan kırsal kesimde gerek sanayileĢmenin artması sonucu sanayi bölgelerinin ve bu bölgelerde yeni yerleĢim yerlerinin oluĢturulması, gerekse üniversite kampüslerinin kırsal kesimlerde kurulması sonucunda kentte yaĢayanların bu kırsal alana çekilmesi noktasında jandarmayı birtakım sorunlarla karĢı karĢıya bırakmıĢtır. Önceleri kırsal alanda çeĢitli suçlar ve suçlulara karĢı sorumlu olan jandarma, yaĢanan geliĢmelerle birlikte fabrikalarda yaĢanan iĢçi grevleri esnasında çıkan olaylar ve üniversitelerde yaĢanan öğrenci olayları gibi alanına yabancı geliĢmeleri önlemede çeĢitli zorluklar yaĢamaktadır (Doğan, 2010:89). Bu durumlarla karĢılaĢılmaması için bahse konu olan alanların polisin yetki alanına dahil edilmesi veya jandarma teĢkilatında bu tür olaylara karĢı tecrübeli ve eğitimli personel birimlerinin kurulması beklenmektedir.

Jandarma teĢkilatının kendine özgü istihbarat birimi mevcuttur. Ancak sivil bir hizmet olan istihbarat hizmetleri Türkiye‟de genel anlamda CumhurbaĢkanlığı‟na bağlı Milli Ġstihbarat TeĢkilatı BaĢkanlığı tarafından yürütülmektedir. Bunun yanında emniyet teĢkilatında da bu istihbarat birimleri mevcuttur. Ġç güvenliğin sağlanması amacıyla istihbarat hizmetlerinin farklı kurumlarca yapılması, uygulamada koordinasyon sorunlarına neden olmakta ve gerek jandarma teĢkilatında gerekse polis teĢkilatında oluĢturulan istihbarat birimlerinin maliyetli bir hizmet olan istihbarat hizmetini de yürütmesi durumunda ilgili kurum bütçelerine ek mali yük getirmektedir. Bu durumun ortadan kaldırılması için istihbarat hizmetlerinin tek elden yani Milli Ġstihbarat TeĢkilatı BaĢkanlığı tarafından yürütülmesi gerekmektedir.

Türkiye‟de sınırların güvenliği, kaçakçılık ve terörle mücadelede etkin rol oynayan jandarma teĢkilatı personelleri güvenlik hizmetlerini yürütürken siyasi müdahalelere veya mobbinge maruz kalmaktadır. Bu anlamda kanun uygulayıcısı olan jandarma personeli üzerinde kanun dıĢında herhangi bir baskı unsuru bulunmaması gerekmektedir.

Jandarma teĢkilatı ve emniyet teĢkilatı görev alanları bakımından ayrılmıĢ iki güvenlik teĢkilatı olarak bulunmakta olup; her iki kurumun bütçeleri ayrı olarak yapılandırılmıĢtır. Her iki kurumda da ayrı ayrı birimler oluĢturulmuĢtur. Bu birimlere bakıldığında aynı nitelikteki görevleri icra eden birimlerin her iki teĢkilatın bütçesine de mali yük getirdiği görülmektedir. Doğan (2010:82)‟a göre, yeni kamu yönetimi yaklaĢımının ekonomiklik ilkesine binaen benzer görevleri üstlenen birimlerin tek bir bütçe altında yer verilmesiyle güvenlik hizmetlerine ayrılan kaynağın israf edilmesinin önüne geçilmiĢ olunacaktır. Özellikle her iki teĢkilatın bünyesinde ayrı ayrı bulunan kriminal laboratuvarların teçhizat ve personel giderlerinin kurum bütçelerine büyük mali yük getirdiği bilinmektedir. Bu yükü ortadan kaldırmak amacıyla aynı Adli Tıp Kurumu örneğinde olduğu gibi bahse konu görev olarak benzerlik gösteren birimlerin ĠçiĢleri Bakanlığı bünyesinde tek kurum halinde toplanması gerekmektedir.

Jandarma teĢkilatının yakın zamanda ĠçiĢleri Bakanlığı‟na bağlanması beraberinde Adalet Bakanlığı birimleri ile jandarma teĢkilatının kimi görev

alanlarının müphem bir duruma gelmesine yol açmıĢtır. ġöyle ki; Ceza Ġnfaz Kurumları‟nın iç güvenliği Cumhuriyet Savcılığı‟nın sorumluluğunda Adalet Bakanlığı personelleri tarafından sağlanmaktayken, bu kurumun dıĢ güvenliği jandarma teĢkilatı tarafından sağlanmaktadır. Jandarma teĢkilatının artık ĠçiĢleri Bakanlığı‟na bağlı bir kurum olduğu düĢünüldüğünde bu noktada görev alanlarının yeniden düzenlenmesi ve bu görevin jandarmanın sorumluluğundan alınarak oluĢturulabilecek yeni adli kolluk birimlerine bırakılması her iki kurumun sorumluluk alanlarını netleĢtirecektir (Doğan, 2010:98).

Türkiye‟de terörün yoğunlaĢtığı Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde jandarma teĢkilatları nitelikli personel, araç-gereç, istihbarat paylaĢımı gibi konulara ihtiyaç duymaktadır. Özellikle hayati öneme sahip istihbarat konusunda gerek sivillerin gerekse sivil toplum kuruluĢlarının güvenlik güçlerine yardım etmeleri ve güvenlik faaliyetlerini desteklemeleri gerekmektedir.

Türkiye‟de son dönemde yaĢanan 15 Temmuz kalkıĢması Ģüphesiz Jandarma TeĢkilatını da etkilemiĢtir. Jandarma TeĢkilatının içerisinde FETÖ/PDY mensubu personeller teĢkilatlardan atılmıĢ ve bunun sonucunda personel boĢluğu oluĢmuĢ ve bu boĢluk yeni personel alımlarıyla doldurulmaya çalıĢılmıĢtır. Fakat gerek personel boĢluğunun henüz doldurulamaması gerekse yeni alınan personellerin tecrübesizliği Jandarma gibi özellikle terörle mücadelede en etkin rolü üstlenen teĢkilat açısından güvenlik endiĢelerini de beraberinde getirmektedir.