• Sonuç bulunamadı

“Polis” kelimesinin kökü antik Yunan diline kadar uzanmaktadır. Polis sözcüğü antik Yunancada “polis” (Ģehir, devlet, site, kent), Latincede “politia” (devlet) olarak karĢımıza çıkmaktadır. Ayrıca antik Yunancada “politia”, “yönetim, idare”, “Ģehir düzeni”, “kent yönetimi”, “devlet vatandaĢlığı” gibi anlamlara gelmektedir(AKINCI, 1990:18).

Türkçede “polis”, “güvenlik gücü” anlamında kullanılmaktadır. Nitekim 3201 sayılı Emniyet TeĢkilatı Kanununun 4. Maddesinde “silahlı icra ve inzibat kuvveti” olarak nitelendirilmiĢtir. ġekercioğlu‟na göre Polis teĢkilatının görevleri, belediye sınırları içinde kamu düzeni ve güvenliğini, halkın ırz, can ve malını korumak, kamunun istirahatini temin etmek ve yardıma muhtaçlara yardım etmektir. ĠçiĢleri Bakanlığına bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde teĢkilatlanan Polis teĢkilatı, devlet içinde silahlı kuvvetler dıĢında en önemli silahlı güçtür(ġekercioğlu, 1980:21).

Türk tarihine bakıldığında, ordu millet özelliği taĢıyan Türklerin kamu düzeni ve güvenliğini ulusal savunma birimleri ile gerçekleĢtirdiği görülür. GeçmiĢ dönem Türk toplumlarında güvenliği sağlamada “SübaĢı” olarak adlandırılan askeri görevliler önemli bir yere sahip olmuĢtur. SavaĢlarda orduda komutanlık yapan SübaĢılar, barıĢ zamanında kamu düzenini ve güvenliğini sağlamıĢlardır. Örnek olarak Selçuklularda sübaĢılar, Ģehir merkezlerinde hem mülki hem de askeri görevi olan, kamu düzeni ve güvenliğinden sorumlu bir görevli olarak karĢımıza çıkmaktadır. Daha sonra Osmanlı döneminde SübaĢılar hem orduda hem de Ģehirlerde asayiĢi sağlamada etkili iken, özellikle Ġstanbul‟un fethinden sonra Yeniçeri teĢkilatının geliĢmesi sonucu zamanla askeri alandaki etkisini yitirerek, yalnızca Ģehirlerde kamu düzeni ve güvenliğini sağlamada etkili bir makam olarak

varlığını sürdürmüĢtür. Ancak zamanla devletin asıl koruyucu gücü olan Yeniçeriler, gittikçe devletin asayiĢsizliğine ve dağılmasına sebebiyet vermiĢtir. Öyle ki “ocak devlet içindir” düĢüncesinin yerine, “devlet ocak içindir” düĢüncesi hâkim olmuĢtur.

3 Kasım 1839 de Gülhane Hattı Hümayunu‟ nun ilân edilmesiyle birlikte fermanın “Emniyet-i Can ve Irz ve Namus ve Mal” maddesi, bu tarihten baĢlayarak sancak ve valilerin emrine atanan “Umur-u Zaptiyenin” subaylarınca uygulanmaya baĢlanmıĢtır. Bu dönemde eyalet ve sancak valilerinin emrinde; aylıklı özel kolluklar, subaylardan oluĢan kolluk memurları ve yurt genelinde yaygın olarak teĢkilatlanan kolluk kuruluĢları görülmektedir. Ancak bu dönemde, kolluk teĢkilatına yeni bir düzenleme getirmek için büyük çabalar sarf edilmiĢse de, teĢkilatın tek elden idare edilen bir kuruluĢ haline getirilemediği görülmüĢtür(Sarıcakoyunlu, 1993:16).

1826‟da Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından sonra gerek baĢkentte gerekse taĢrada güvenlik hizmetlerinin birden fazla makam ve kiĢilerin yönetimi altında yürütüldüğü görülmüĢ ve bu karıĢıklığa son vermek amacıyla nihayet 1845‟te Ġstanbul‟da “Polis TeĢkilatı” kurulmuĢ ve “Polis Nizamnamesi” ile polisin görev ve yetkileri düzenlenmiĢtir. Ancak bu düzenlemeyle BaĢkentte güvenlik hizmetlerinden yalnızca polis sorumlu olmamıĢ, “Serasker” ve “Ġhtisap Ağası” da polis ile birlikte kamu düzeni ve güvenliğinden sorumlu olan makamlar olarak bu hizmeti yürütmüĢlerdir. TaĢrada ise Sipahiler ile Asakir-i Mansure Alayları güvenlikten sorumlu yapılanmalar olarak faaliyet göstermiĢlerdir. 1846‟da ise “Zaptiye Müdürlüğü” kurularak, Seraskerden ayrı bir teĢkilatlanmaya gidilmiĢtir. 1879‟a gelindiğinde ise Zaptiye Müdürlüğü kaldırılmıĢ ve yerine “Zaptiye Nezareti” kurulmuĢtur. Bu durum aynı zamanda polis ve jandarmanın görev ve yetki alanları bakımından ayrıldıkları dönem olarak karĢımıza çıkmaktadır (Gülek, 1983:29-30).

Türk Polis TeĢkilatı 1881, 1886, 1898 ve 1907 yıllarında yapılan düzenlemelerle sürekli geliĢme göstermiĢtir. 1881'de Ġstanbul'da güvenliği sağlayan Asakir-i Zaptiye teĢkilatı kaldırılmıĢ ve yerine Polis TeĢkilatı kurulmuĢtur. Bu merkez kuruluĢu Ġstanbul, Üsküdar, Beyoğlu Polis Müdürlükleri ve BeĢiktaĢ Polis Memurluğu olarak dört polis dairesi kurulmuĢtur. Her polis dairesi bir polis müdürü ile bir baĢkan ve iki üyeden oluĢan bir polis meclisi ve her merkez bir “Serkomiser” tarafından yönetilmiĢtir. Zamanla polis meclisinin üyeleri ile serkomiserlerinin sayısı

artmıĢtır. 1886‟dan sonraki dönemde Ġstanbul Polis Müdürlüğü dıĢındaki diğer müdürlüklere “Mutasarrıflık” adı verilmiĢ ve polis müdürüne de mutasarrıf denilmiĢtir. Ayrıca zaptiye nezaretine bağlı bir BaĢtabibin baĢkanlığında bir sağlık dairesi kurulmuĢtur. 1898 yılına gelindiğinde Ġstanbul'da bir “Sivil Polis TeĢkilatı” kurulmuĢtur. Bu dönemde TaĢra teĢkilatına bakıldığında 15 ilde kurulan mutasarrıflıklar kurulmuĢ ve her birinin baĢına bir serkomiser verilmiĢtir. 1909‟a kadar illerin çoğunluğunda polis teĢkilatları kurularak, polis müdürleri ve serkomiserler tarafından yönetilmiĢlerdir (https://www.egm.gov.tr/tarihce EriĢim Tarihi:11/06/2019).

19 Nisan 1907‟de ilk Polis Nizamnamesi yayınlanmıĢtır. Polis TeĢkilatının tüm ihtiyaçlarına cevap verebilen bir nizamname olarak yabancı etkilerden uzak Ģekilde hazırlanan bu nizamname toplamda 167 maddeden oluĢmaktadır. Nizamnamenin en belirgin özelliği yabancı etkilerden uzak bir biçimde hazırlanmasıdır. Diğer belirgin özelliği ise bu nizamnamenin uzun bir süre baĢarıyla uygulanmıĢ olmasıdır. Söz konusu nizamname ile polisin idari, adli, siyasi görev ve yetkileri, merkez ile taĢra kuruluĢları arasındaki hiyerarĢik durumu, polisin Jandarma ve Asakir-i Nizamiye ile olan iliĢkileri, polis müfettiĢlerinin görevleri, polis meclisinin görevleri, polisin seçim ve tayin usulü, polisin cezalandırılması, yargılanması, polisin ödenekleri gibi konular düzenlenmiĢtir. (https://www.egm.gov.tr/tarihce EriĢim Tarihi:11/06/2019).

2. MeĢrutiyetin ilanıyla birlikte “Zaptiye Nezareti” nin kaldırılması sonucu yerine Dahiliye Nezaretine bağlı olarak “Emniyet-i Umum Müdüriyeti” kurulmuĢtur. Böylece polis teĢkilatındaki idari boĢluk doldurulmuĢtur. 21 Mayıs 1913 tarihinde yayımlanan Polis Nizamnamesi ile polisin görev ve yetkileri yeniden düzenlenmiĢtir. Bu nizamname MeĢrutiyet dönemi koĢullarına ve ihtiyaçlarına göre hazırlanarak, polisin görev ve yetkileri, teĢkilatlanması, personelin dereceleri, sınıfları, mesleğe giriĢ, yükselme ve diğer tüm özlük iĢleri ile soruĢturma, yargılama, istifa, tayin, izin cezalandırma iĢleri, levazım iĢleri, polis karakolları ve görevleri, polisin kıyafeti ve davranıĢ biçimleri yeniden düzenlenmiĢtir.Bu Nizamnamede polis, piyade, süvari ve sivil olmak üzere üç sınıfa ayrılmıĢ ve meslek dereceleri, sıralaması, polis adaylığı, polis memurluğu, komiser muavinliği, komiserlik, merkez memurluğu, polis müdürlüğü kısmı, adli ve idari riyaset ve müdüriyetleri emniyet müdürlüğü, Emniyet

Umumiye Müdürlüğü, Ġstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi Müdürlüğü, Ġstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi olarak düzenlenmiĢtir. BaĢkent Polis TeĢkilatı diğer illerden ayrı düĢünülmüĢ, illerde polis müdürlüğü kurulacağı Liva ve Kazalarda birer amirin yönetiminde yeteri kadar polis bulunduracağı belirtilmiĢ, polis mesleğine alınma ve yükselme Ģartları aydınlatılarak polisin değiĢik hizmet yerlerinde görev ve yetkileri tam olarak belirtilmiĢtir (https://www.egm.gov.tr/tarihce EriĢim Tarihi:11/06/2019).

Cumhuriyet dönemine gelindiğinde, 1932 yılında yayımlanan 2049 sayılı Emniyet TeĢkilat Kanunu, 1934 yılında yayımlanan 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ve 1937 yılında yayımlanan Emniyet TeĢkilatı kanunu ile Türk polis teĢkilatının görev ve yetkilerinin hukuki sınırları çizilerek önemli düzenlemelere gidilmiĢtir. Ayrıca 1937 yılında açılan Polis Enstitüsü ve yine 1938‟de açılan Polis Koleji, Türk polisinin eğitimli ve çağdaĢ bir Ģekilde yetiĢtirilmesi için atılan adımlardan birkaçı olarak karĢımıza çıkmaktadır. 1965 yılında yayımlanan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan hizmet sınıflarından biri de Emniyet Hizmetleri Sınıfı olmuĢtur. Emniyet teĢkilatı personelinin unvan, ek gösterge, tazminat gibi özlük hakları bu kanun ile düzenlenmiĢtir.

1409 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 2. Maddesinde polisin görev ve yetkilerine iliĢkin Ģu hükümler yer almaktadır:

“Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır.

A) Kanunlara, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmayan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak,

B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak,

Kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan polis; amirinden aldığı emri, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak, amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazılı olarak yenilerse, emir yerine

getirilir. Bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez. Yerine getirenler sorumluluktan kurtulamaz.

Aşağıda yazılı hallerde:

I – Can, ırz veya mal emniyetini korumak için,

II – Devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümlerin faillerini yakalamak veya delillerini tesbit etmek için,

III – Devlet kuvvetleri aleyhine, yalnız veya toplu olarak taarruz veya mukavemette bulunanları yakalamak, veya bunların taarruz veya mukavemetlerini def etmek için,

IV – Hükümete karşı, şiddet kullanan veya gösteren veya mukavemet edenlerin yakalanması, taarruz veya mukavemet edenlerin def edilmesi için,

V – Zabıtaca muhafaza altına alınan şahıslara,bina veya tesislere,meskün veya gayrımeskün yerlere vakı olacak münferit veya toplu tecavüzleri def etmek için,

VI – Ağır cezalı bir suçun sanığı olarak yakalandıktan sonra zabıta kuvvetlerinin elinden kaçmakta olan şahısların yakalanması için,

VII – İşlenmekte olan bir suçun işlenmesine veya devamına mani olmak için, VIII – Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda, zabıta tarafından suç delillerinin tesbiti veya suç faillerinin yakalanması maksadiyle yapılacak aramalar için,

IX – Kanunsuz toplantı veya kanunsuz yürüyüşleri dağıtmak veya suçlularını yakalamak için,

X – Yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi afetlerde olay yerinde görevlilerce alınması gereken tedbirler için,

XI – Umuma açık yerlerde yapılan her türlü toplantı veya yürüyüşlerde veya törenlerde bozulan düzeni sağlamak için,

XII – Herhangi bir sebeple tıkanmış olan yolların trafiğe açılması için, XIII – Yukardaki maddeler dışında diğer kanunlarda istisnai olarak zabıtanın sözlü emirle yapmaya mecbur tutulduğu haller için, Yetkili amir tarafından verilecek

sözlü emirler derhal yerine getirilir. Bu emirlerin yazılı olarak verilmesi istenilemez. Bu hallerde emrin yerine getirilmesinden doğabilecek sorumluluk emri verene aittir.”

Emniyet Genel Müdürlüğü teĢkilatına bakıldığında;

 TeftiĢ Kurulu BaĢkanlığı

 Hukuk MüĢavirliği

 Özel Güvenlik Denetleme BaĢkanlığı

 Ġç Denetim Birimi BaĢkanlığı

 Özel Harekât BaĢkanlığı

 Daire BaĢkanlıkları

 Ġl Emniyet Müdürlükleri

 Eğitim Birimleri

 YurtdıĢı TeĢkilatı

 Diğer Birimler

Ģeklinde yapılandığı görülmektedir.

Emniyet teĢkilatı merkezi bir yapılanmaya sahip olmakla birlikte mülki idare sistemi içerisinde merkeziyetçi devlet yapısının bir parçası durumundadır. Türk emniyet teĢkilatı diğer ülkelerdeki emsalleriyle kıyaslandığında aĢırı bir merkeziyetçi yapılanmaya sahip olduğu görülmektedir. Emniyet teĢkilatı, yürürlükte bulunan mevzuat ve uygulamalar gereği mülki idare sistemi içinde sivil otoritelerin emrinde genel kolluk faaliyetlerini sürdürmektedir(Cerrah, 2012:139).

Emniyet TeĢkilatının taĢra yapılanmasına bakıldığında illerde ve ilçelerde Emniyet Müdürlükleri Ģeklinde örgütlendiği görülmektedir. Ġl ve ilçe emniyet müdürlükleri kurumsal olarak standart bir yapılanmaya sahip olmakla birlikte nüfus yoğunluğuna bağlı olarak personel sayısı ve kurumsal yapılanma anlamında birtakım farklılıklar mevcuttur. Merkez teĢkilatında daire baĢkanlığı Ģeklinde örgütlenen hizmetler, illerde Ģube müdürlüğü, ilçelerde ise büro amirlikleri biçiminde yapılanmıĢtır(Cerrah, 2006:86).