• Sonuç bulunamadı

Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin eğitim konusundaki sıkıntılarının baĢında standartlaĢmıĢ bir eğitim sisteminin olmaması gelmektedir. Nitekim kuruma alınan yeni personellerin bir bölümü 2 yıllık eğitim veren meslek yüksek okulu mezunu olup, diğer bir bölümü ise üniversite mezunu olduğu halde 6 ay gibi kısa süreli bir mesleki eğitim verilen polis memurlarından oluĢmaktadır (Doğan, 2010:64) Personelin büyük bir bölümünün yetersiz eğitim aldığı ve iç güvenlik gibi hayati öneme sahip bir hizmetin yürütülmesi sırasında birçok sorunun ortaya çıktığı inkar edilemeyecek bir gerçektir. Bu sorunun ortadan kalkması için personele verilecek eğitim süresinin ve çeĢitliliğinin arttırılması, nitelikli personel yetiĢtirmeye endeksli uzmanlaĢmaya dayalı bir sistem kurulması beklenmektedir.

Emniyet teĢkilatının personel sorunlarından çalıĢma hayatına iliĢkin sorunlardan birini, tükenmiĢlik sendromu oluĢturmaktadır. ÇalıĢma saati azami ölçüde fazla olan, sosyal hayata fazla zaman ayıramayan ve polislik mesleğini isteyerek değil de çeĢitli zorunluluklardan ötürü seçmek durumunda kalan emniyet personelleri, tükenmiĢlik sendromunun birinci dereceden muhtemel taĢıyıcıları olarak görülmektedir (Gündüz vd., 2007:25). Personeller üzerinde tükenmiĢlik sendromunu engellemek için çeĢitli zaman dilimlerinde psiko-teknik eğitimlerin verilmesi ile bu sorunun üstesinden gelineceği düĢünülmektedir. Bunun yanı sıra çalıĢma saatlerinde yeni düzenlemeler ortaya koymak suretiyle personel verimliliğinin arttırılması beklenmektedir.

Emniyet TeĢkilatında önde gelen sorunlardan birisini de mobbing oluĢturmaktadır. Mobbing, örgütün hiyerarĢisi içerisinde ast-üst arasında uygulanmaktadır (Tutar, 2004:105). Kurum içerisinde bu tür uygulamaların önüne geçecek tedbirlerin alınması, mobbing uygulayan kiĢilere verilecek cezaların caydırıcılığının arttırılması ve hesap verebilirlik fonksiyonuna daha aktif bir biçimde yer verilmesi beklenmektedir.

Emniyet teĢkilatında çeĢitli branĢlar arası personel geçiĢlerinin yaĢanması branĢlaĢma sorununu ortaya çıkarmaktadır. ġöyle ki; uzun yıllar belirli bir birimde görev yapan personel çeĢitli sebeplerden ötürü (mobbing, kiĢisel tercihler gibi) kurum içerisinde birim değiĢtirebilmektedir. Bu durumun gerçekleĢmesi emniyet

teĢkilatı birimlerinde profesyonelleĢmenin önünü tıkamakta ve alanında uzman olan personelde yeterince yararlanamaması durumunu ortaya çıkarmaktadır (Doğan, 2010:65). Bu durumu engellemek için branĢlar arası geçiĢin zorlaĢtırılması, branĢlarda uzmanlaĢma ve iĢ tatmininin önündeki engellerin kaldırılması, personellere kendi alanlarında çeĢitli teĢvik programlarının yapılması gerekmektedir.

Emniyet teĢkilatında destek hizmetleri olarak nitelendirilen esasen sivil personel tarafından sunulabilecek nitelikte olan iĢlemlerin polis eğitimi almıĢ, üniformalı ve silahlı personel tarafından yapılması bir baĢka sorun olarak görülmektedir. Söz konusu sorunun çözümüne iliĢkin asli hizmetler ile destek hizmetlerinin belirli kriterler ile keskin çizgilerle birbirinden ayrılması yönünden beklentiler oluĢmaktadır. Silahlı eğitim almıĢ olan ve sahada görevlendirilmesi gereken personellerin masa baĢı görevlerde yer almaları güvenlik hizmetlerinin etkili Ģekilde sunumuna engel teĢkil etmektedir (Fındıklı, 1992:136). Bu sorunun çözüme kavuĢturulması Emniyet TeĢkilatına gerek ekonomik olarak gerekse personelin daha etkin kullanılması noktasında büyük katkı sağlayacağı beklentisini oluĢturmaktadır.

Türk idare sistemindeki aĢırı merkeziyetçi yapı kendisini emniyet teĢkilatında da göstermektedir. Türk emniyet teĢkilatı batılı ülkelerdeki emsalleriyle kıyaslanacak olduğunda her ne kadar ilk bakmaya ABD‟deki merkezi yapıya sahip federal güvenlik birimlerine benzetilse de, alt birimlerinde yerel kolluk kurumu bulunmadığından aĢırı merkeziyetçi yapısı ile dikkat çekmektedir (Cerrah, 2006:82). Bu nedenle aĢırı merkeziyetçilikten dolayı toplum içerisinde bireylerin söz konusu güvenlik politikalarına katılamamaktadır. “Oysaki her Ģehrin, her ilçe ve mahallenin kendine özgü polisiye sorunları vardır. Sorunları yaĢayan halkında çözüm için önerileri olacağı kuĢkusuzdur” (Kavgacı, 1996:32). Bu doğrultuda güvenlik hizmetlerinde katılımcılığın ve vatandaĢ odaklılığın daha iyi bir biçimde uygulanması, emniyet teĢkilatında aĢırı merkeziyetçi politikalardan ziyade toplum destekli polislik gibi uygulamaların sayısının arttırılmasıyla mümkün olacaktır.

Emniyet teĢkilatında sorunsal olarak görülen bir baĢka husus da siyasi müdahalelerdir. GeçmiĢten bugüne değin yapılan çalıĢmalara bakıldığında polisin siyasi müdahalelere maruz kalması güvenlik hizmetlerinde aksaklıklara yol açmaktadır. Oysaki demokrasilerde polisin rolü, iktidarı değil, hukuk düzenini

koruyan bir mekanizma olarak görev yapmaktadır. Demokratik ülkelerde polis ile siyaset kaynaĢmıĢ bir yapıdadır. Siyasi bir konumu olan ĠçiĢleri Bakanlığı‟nın emniyet teĢkilatından sorumlu en üst kurum olması bu kaynaĢmayı en iyi açıklayan durum olarak görülmektedir (Kavgacı, 1997:18). Kamu kurumlarının siyasi otorite karĢısında taraflı bir tutum sergilemesi, Yeni Kamu Hizmeti anlayıĢının eĢitlik ilkesine aykırı bir durum olarak görülmektedir. Bu tür sorunların önüne geçebilmek için bürokrasi-siyaset dengesinin en iyi biçimde sağlanması gerekmektedir.

Türkiye‟de 2012 yılında BüyükĢehir Belediyesi sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlenmesi sonucunda polisin görev alanı geniĢlemiĢ, buna bağlı olarak da önceden jandarmanın görev alanı içerisinde olan yerlerin bir kısmı polisin görev alanına dâhil edilerek yeniden belirlenmiĢtir. Bunun sonucunda polis, jandarmanın görev alanında meydana gelen suç türleri ile karĢı karĢıya kalmıĢ ve bu tür suçlar karĢısında nasıl hareket edeceği ile ilgili eğitimin yeterli olarak verilememesi ve yeterli sayıda polis istihdamının bulunmaması bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca jandarmadan polise geçen alanlar için yeterli araç gereç olmaması, gerek bina gerekse bütçe imkânlarındaki kısıtlılık gibi problemler de söz konusu değiĢimin nihai sonuçlarındandır. Bu sebeple güvenlik hizmetlerinin aksaması da kaçınılmaz bir hal almaktadır. Bu minvalde jandarmadan devredilen yerler ile orantılı bir teĢkilatlanma planının uygulamaya konulması gerekmektedir (Doğan, 2010:71).

Emniyet teĢkilatı ile ilgili sorunlara bakıldığında bu yönde yapılan birtakım araĢtırmalar da göze çarpmaktadır. Nitekim polisler üzerinde 2017 yılında Polislere Göre Mesleki Anlamda En Büyük Sorunlar adlı anket çalıĢmasına göre çalıĢmaya göre emniyet teĢkilatı mensuplarına yöneltilen “Mesleki anlamda en büyük sorununuz nedir?” sorusuna % 37.8‟i Sosyal hayat olmaması, uykudan ibaret bir yaĢantı olması, %28,3‟ü ÇalıĢma saatlerinin çok yoğun olması (12-12), %12‟si Angaryaya dönüĢen ek görevler, %9,4‟ü Amir baskısı-Mobbing görmek, %9,2‟si Mesleki sorunlar sebebi ile psikolojinin bozulması cevabını vermiĢtir. Anket katılımcılarına yöneltilen bir diğer soru ise “Meslekten ayrılmayı düĢündünüz mü?” olmuĢ ve çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmıĢtır. Katılımcıların yaklaĢık

%87‟si meslekten ayrılmayı düĢündüğünü belirtmiĢtir

(https://polisnoktasi.com/polislere-gore-mesleki-anlamda-en-buyuk-sorunlar/ EriĢim Tarihi: 22/02/2019).

Türkiye‟de yaĢayan Suriyeli mültecilerin durumu güvenlik açısından endiĢe verici boyuttadır. Nitekim mültecilerin sayısı yaklaĢık 4 milyon olarak kayıtlara geçmekle birlikte bu sayı Türkiye‟yi dünya ülkeleri arasında ilk sıraya yükseltmiĢtir. Bu denli yüksek sayıda mülteci birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu sorunları önlemek de Ģüphesiz güvenlik birimlerine düĢmektedir. Bu sebeple zaten görev ile ilgili birçok sorumluluğu bulunan polisin üzerine, büyük çoğunluğu Ģehir merkezlerinde yani polisin görev alanı içerisinde hayatına devam eden mülteciler ile ilgili sorumluluk da eklenince, polisin üzerindeki görev yükü daha da artmıĢ/artacak görünmektedir.

Emniyet TeĢkilatında ortaya çıkan bir baĢka sorun ise personel bakımından verimliliğin düĢük olmasıdır. Özellikle 15 Temmuz kalkıĢması sonrasında çıkarılan OHAL KHK‟ları ile en fazla personel ihracı Emniyet teĢkilatında gerçekleĢmiĢtir. Ancak bu durum teĢkilat içerisinde büyük bir personel ihtiyacına neden olmuĢ ve bu ihtiyaç halen giderilememiĢtir. Öte yandan yeni alınan personellerin gerek eğitim bakımından yetersizliği gerekse tecrübesizliğinin kamu güvenliği açısından getirdiği/getireceği risk endiĢe vericidir.