• Sonuç bulunamadı

Twitter'daki siyasal nefret söylemi üzerine bir inceleme: 24 haziran 2018 cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimleri örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Twitter'daki siyasal nefret söylemi üzerine bir inceleme: 24 haziran 2018 cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimleri örneği"

Copied!
137
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

REKLAMCILIK ANABĠLĠM DALI

REKLAMCILIK BĠLĠM DALI

TWITTER’DAKĠ SĠYASAL NEFRET SÖYLEMĠ

ÜZERĠNE BĠR ĠNCELEME: 24 HAZĠRAN 2018

CUMHURBAġKANI VE MĠLLETVEKĠLĠ GENEL

SEÇĠMLERĠ ÖRNEĞĠ

Kübra KURTUL

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Doç. Dr. Nurullah TERKAN

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Ö

ğre

nci

ni

n

Adı Soyadı : Kübra KURTUL Numarası : 164262001003 Ana Bilim / Bilim

Dalı : Reklamcılık / Reklamcılık

Programı : Tezli Yüksek Lisans Doktora Tezin Adı

: Twitter‟daki Siyasal Nefret Söylemi Üzerine Bir Ġnceleme: 24 Haziran 2018 CumhurbaĢkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri Örneği

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Ö ğre nci ni n Adı Soyadı Numarası Anabilim / Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı

Tezin Adı

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan ……… baĢlıklı bu çalıĢma ……../……../…….. tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

(4)

TeĢekkür

Bu çalıĢmanın oluĢmasında ve tamamlanmasının her aĢamasında yardımlarını esirgemeyen tez danıĢmanım Doç. Dr. Nurullah Terkan‟a, tez jüri üyesi hocalarım Doç. Dr. Ġmran Aslan ve Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Taylan‟a teĢekkür ederim.

Ayrıca yüksek lisans dönemimde ve tüm eğitim hayatımda bana her türlü yardımı ve desteği gösteren, sevgisini esirmeyen annem Süheyla Kurtul‟a, babam Ġbrahim Kurtul‟a, abim Ömer Kurtul‟a, eĢi Gülcan Kurtul‟a, canım yeğenlerim Ġbrahim Efe Kurtul‟a ve Duru ġahin‟e teĢekkür ederim.

Eğitim sürecimde emeği geçen tüm hocalarıma, her koĢulda sevgisini ve desteğini gösteren canım abim Enis ġahin‟e, yüksek lisans sürecimde yanımda olan ve yardımlarını esirgemeyen arkadaĢlarım Eda Yılmaz‟a, Sedef ĠĢbecer‟e ve Kemal Diren‟e sonsuz teĢekkür ederim.

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğre nci ni n

Adı Soyadı : Kübra Kurtul Numarası : 164262001003 Anabilim / Bilim

Dalı : Reklamcılık / Reklamcılık

Programı : Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı : Doç. Dr. Nurullah Terkan

Tezin Adı

: Twitter‟daki Siyasal Nefret Söylemi Üzerine Bir Ġnceleme: 24 Haziran 2018 CumhurbaĢkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri Örneği

Özet

Nefret söylemi azınlık olarak görülen bir gruba veya bireylere yönelik ırkçı, cinsiyetçi, homofobik ya da fiziksel farklılıklarından dolayı yöneltilen olumsuz söylemlerdir. Nefret söylemi duygu ve düĢüncelerde, aile, okul, eğitici kitaplar ve iletiĢim araçları gibi alanlarda üretilmekte ve yaygınlaĢmaktadır. Geleneksel medyada üretilen nefret söylemi, iletiĢim teknolojilerinde yaĢanan geliĢmeler sonucu ortaya çıkan yeni medya ve sosyal medya araçlarında da yerini almaktadır. Sosyal medya araçları sahip oldukları hızlı yayılım, farklı teknolojik araçlardan kullanım, diğer sosyal medya araçları ile bütünleĢik kullanım, sanallık, çift yönlü iletiĢim gibi özellikleri kullanıcıların içerik üretmelerine ve üretilen içeriklerin paylaĢmaları ile hızlı bir yayılım göstermesine olanak sağlamaktadır. Bu araçlar, nefret söyleminin üretilmesinde ve yayılmasına da etki etmektedir.

En çok kullanıcıya sahip sosyal medya araçlarından Twitter‟da anlık içerik üretilmesi, tanıĢabilir teknolojik araçlarda kullanılabiliyor olması, içeriklerin beğenilmesi, paylaĢılmasına imkân tanıması ve bu içeriklere etiketler eklenerek

(6)

birden fazla kiĢiye ulaĢılmasını artırması gibi özellikleri nefret söylemi barındıran içeriklerin üretilmesinde, yaygınlaĢmasında ve normalleĢmesinde etkilidir.

Bu çalıĢmada Twitter‟da, nefret söylemi türlerinden biri olan siyasal nefret söylemi üzerine odaklanılmıĢtır. Twitter‟da siyasal nefret söyleminin saptanması için 2018 CumhurbaĢkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri seçilmiĢtir. Seçimlerde Twitter‟da kullanılan etiketlerden (hashtag) toplam 2.412 tweet belirlenmiĢ ve bu tweetler içerik analizi yöntemiyle, çalıĢmaya uygun kategorilendirme ve kodlama cetveli oluĢturularak incelenmiĢtir. Ġnceleme sonucunda 2.412 tweet içerisinden 667 tweette nefret içerikleri tespit edilmiĢtir. AraĢtırma bulguları ile siyasal nefret söyleminin ağırlıklı olarak herhangi bir kiĢi ya da parti adı verilmeden küfür, hakaret, aĢağılama ifadeleri kullanılarak üretildiği ortaya çıkmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Nefret Söylemi, Seçim, Siyasal Nefret Söylemi, Twitter, Yeni Medya

(7)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğre nci ni n

Adı Soyadı : Kübra Kurtul Numarası : 164262001003 Anabilim / Bilim

Dalı : Reklamcılık / Reklamcılık

Programı : Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı : Doç. Dr. Nurullah Terkan

Tezin Ġngilizce Adı

: A Review Of Political Hate Speech On Twitter: 24th June 2018 Presidential And Parliamentary Elections

Summary

Hate speech is the negative discourse directed against a minority group or individuals due to racial, sexist, homophobic or physical differences. Hate speech is produced and spread in areas such as emotions and thoughts, family, school, educational books and communication tools. Hate speech produced in the traditional media takes its place in the new media and social media tools that emerge as a result of the developments in communication technologies. Social media tools allow their users to generate content and share the generated content quickly, as they have fast propagation, use of different technological tools, integrated use with other social media tools, virtuality, and bidirectional communication. These tools also affect the production and dissemination of hate speech.

Social media tools that have the most users have the ability to produce instant content, to use them in technological tools, to allow content to be liked and shared and to increase access to more than one person by adding tags to these contents on Twitter, and to produce, spread and normalize content containing hate speech.

(8)

For this reason, the study aims to reveal the political hate speech which is one of the types of hate speech on Twitter. 2018 President and Deputy General Elections were chosen to determine the political hate speech on Twitter. A total of 2,412 tweets were determined from the tags (hashtags) used in Twitter in the elections and the content analysis method was included in the study by creating a categorization and coding table suitable for the study. As a result of the review, 2,412 tweets contained hate content in 667 tweets were identified. The research findings reveal that political hate speech is mainly produced using statements of profanity, insults, humiliation without the name of any person or party.

(9)

Kısaltmalar Listesi

AK Parti : Adalet ve Kalkınma Partisi CHP : Cumhuriyet Halk Partisi HDP : Halkların Demokratik Partisi ĠYĠ Parti : Ġyi Parti

MHP : Milliyetçi Hareket Partisi SP : Saadet Partisi

YSK : Yüksek Seçim Kurulu TCK : Türk Ceza Kanunu

(10)

Tablolar Listesi

Tablo- 1: Siyasi GörüĢlerdeki Farklılıkların Gruplara Yönelik YaklaĢımları ... 25

Tablo- 2: Yeni Medyanın Özellikleri ... 27

Tablo- 3: Web 1.0 ve Web 2.0 Farklı Yönleri ... 33

Tablo- 4: Sosyal Medya Araçlarının Sınıflandırılması ... 35

Tablo- 5: Twitter Kavramları ... 47

Tablo- 6: Nefret Ġçerikli PaylaĢımların Etiketlere Göre Oransal Dağılımı ... 67

Tablo- 7: Birden Çok KiĢi ya da Partiye Yönelik Nefret Söyleminin KiĢilere, Partilere ve Etiketlere Göre Dağılımı ... 68

Tablo- 8: Nefret Ġçerikli PaylaĢımların Ana Kategorilere Göre Oransal Dağılımı .. 71

Tablo- 9: CumhurbaĢkanı Adaylarına Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 72

Tablo- 10: Siyasi Parti Liderlerine Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri 74 Tablo- 11: Siyasi Partilere Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 77

Tablo- 12: Siyasi Parti Taraftarlarına Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 80

Tablo- 13: Ġttifaklara Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 82

Tablo- 14: Hangi Parti ya da KiĢiye Yöneldiği Belli Olmayan Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 83

Tablo- 15: Birden Çok KiĢi ya da Partiye Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 84

Tablo- 16: CumhurbaĢkanı Adaylarına Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 87

Tablo- 17: Siyasi Partilere Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 88

Tablo- 18: Ġttifaklara Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 89

Tablo- 19: Hangi Parti ya da KiĢiye Yöneldiği Belli Olmayan Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 91

Tablo- 20: Birden Çok KiĢi ya da Partiye Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 92

Tablo- 21: CumhurbaĢkanı Adaylarına Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 93

(11)

Tablo- 22: Siyasi Partilere Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 94 Tablo- 23: Ġttifaklara Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 96 Tablo- 24: Hangi Parti ya da KiĢiye Yöneldiği Belli Olmayan Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 97 Tablo- 25: Hangi Parti ya da KiĢiye Yöneldiği Belli Olmayan Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 98 Tablo- 26: Birden Çok KiĢi ya da Partiye Yönelik Nefret Söyleminin Yer AlıĢ Biçimleri ... 99

(12)

ĠÇĠNDEKĠLER

Bilimsel Etik Sayfası ... i

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu ... ii

TeĢekkür ... iii

Özet ... iv

Summary ... vi

Kısaltmalar Listesi ... viii

Tablolar Listesi ... ix

GiriĢ ... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM: NEFRET SÖYLEMĠ VE NEFRET SÖYLEMĠ TÜRLERĠ 1.1. Nefret Söylemi Kavramı ... 4

1.1.1. Nefret Kavramı... 9

1.1.2. Kalıpyargılar ... 10

1.1.3. Önyargı ... 11

1.1.4. Ayrımcılık ... 12

1.1.5. ÖtekileĢtirme ... 16

1.2. Nefret Söyleminin Tarihçesi ... 17

1.2.1. Nefret Söyleminin Ortaya ÇıkıĢı ... 17

1.2.2. Türkiye‟de Nefret Söyleminin Ortaya ÇıkıĢı ... 18

1.3. Nefret Söyleminin Türleri ve Siyasal Nefret Söylemi ... 20

1.3.1. Nefret Söyleminin Türleri ... 20

1.3.2. Siyasal Nefret Söylemi ... 23

ĠKĠNCĠ BÖLÜM: YENĠ MEDYA VE SOSYAL MEDYA 2.1. Yeni Medya Kavramı ... 26

(13)

2.2.1. Ġnternetin Ortaya ÇıkıĢı ve GeliĢimi ... 29

2.2.2. Web 2.0 ... 31

2.3. Sosyal Medya Kavramı ve Sosyal Medya Araçları ... 33

2.3.1. Bloglar ... 35

2.3.2. Wikiler... 38

2.3.3. Mikrobloglar ... 38

2.3.4. Forumlar ... 40

2.3.5. RSS AkıĢları ... 40

2.3.6. Medya PaylaĢım Siteleri ... 41

2.3.7. Sosyal Ağ Siteleri ... 42

2.3.7.1. Bir Sosyal Medya Ortamı Olarak Twitter ... 45

2.3.7.2. Twitter Kavramları ve Kullanımı ... 46

2.4. Sosyal Medyada ve Twitter‟da Nefret Söyleminin Üretilmesi ... 51

2.4.1. Sosyal Medyada Nefret Söyleminin Üretilmesi ... 51

2.4.2. Twitter‟da Nefret Söyleminin Üretilmesi ... 53

2.5. Twitter‟da Nefret Söyleminin Engellenmesine Yönelik ÇalıĢmalar ... 54

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: TWITTER’DA SĠYASAL NEFRET SÖYLEMĠ ÜZERĠNE BĠR ANALĠZ 3.1. Metodoloji ... 56

3.1.1. AraĢtırmanın Amacı ve Önemi ... 56

3.1.2. AraĢtırmanın Evren ve Örneklemi ... 57

3.1.3. AraĢtırma Soruları ... 59

3.1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 59

3.1.5. AraĢtırmanın Yöntemi ... 60

(14)

3.2.1. KiĢiye/Partiye/Taraftarlara/Ġttifaklara Yönelik Nefret Söylemi... 71

3.2.2. Etnik Köken Kaynaklı Nefret Söylemi ... 86

3.2.3. Ġnanç ve Mezhep Kaynaklı Nefret Söylemi ... 92

3.2.4. Cinsiyet Temelli Nefret Söylemi ... 98

Sonuç ... 101

Kaynakça ... 107

Ekler ... 122

(15)

GiriĢ

Nefret söylemi kavramının evrensel olarak kabul gören bir tanımı bulunmamaktadır. Ancak, nefret söylemini; ırka, renge, dine, dile, yabancı düĢmanlığına, cinsiyet ya da cinsel yönelime karĢı, önyargılardan ve kalıpyargılardan etkilenerek, hoĢgörüsüzlüğe dayalı bir ifade biçimi olarak tanımlamak mümkündür. Tanımda yer alan özelliklerden dolayı bir grup insanı aĢağılamak, korkutmak, tahrik etmek veya ön yargı oluĢturmak amacıyla gerçekleĢtirilen söylemleri ifade eden bir kavram olan nefret söylemi sözlü gerçekleĢebileceği gibi yazılı olarak da gerçekleĢmektedir (Cohen-Almagor, 2011: 1).

Nefret söylemi siyasal, yabancılara ve göçmenlere, kadınlara, cinsel kimliğe, dini inanç ve mezhebe, engellilere olmak üzere 6 kategoriye ayrılmaktadır (Çomu ve Binark, 2013: 209-211). Siyasal nefret söylemi siyasal bir düĢünceyi ya da bu düĢünceyi benimseyen kiĢilere yönelik oluĢmaktadır. Bu nefret söyleminde nefret ya tüm ideolojiye, ya bir partiye, ya birden fazla partiye ya da azınlık bir gruba yönelik olabilmektedir (Yazıcı 2016: 118). Nefret söyleminin temelinde yer alan duygu ve düĢünceler toplumsal temellidir, gündelik ve sosyal hayatın içinde yer alır ve sürdürülür. Nefret söyleminin hedefinde yer alan kiĢiler ve gruplarla ilgili oluĢturulan duygu ve düĢünceler aile ortamlarında, eğitim kitaplarında, metinlerde, gündelik konuĢmalarda ve iletiĢim araçlarında üretilmekte ve yaygınlaĢmaktadır. Böylelikle nefret söylemi normalleĢmektedir (Çomu ve Binark, 2013: 208).

Geleneksel medya ile bilgi alan, okuyucu konumda olan kullanıcılar, internetin ortaya çıkıĢı ve teknolojide yaĢanan geliĢmeler ile geleneksel medyadan yeni medyaya geçiĢi sağlamaktadır. Ġnternet bilgi almanın, alıĢveriĢ yapmanın dıĢında bilginin kullanıcılar tarafından üretildiği, yayıldığı, yeniden oluĢturulduğu, aktif bir medya oluĢmasına katkı sağlamıĢtır (Cheung ve Lee 2009: 279-280). Ġnternetin değiĢen yapısını tanımlamak için web 2.0 terimi kullanılmıĢtır. Web 2.0 web tabanlı araçları ve yeni teknolojileri kapsayan kullanıcı merkezli web olarak nitelendirilen bir kavramdır. Web 2.0 ile bilgi alma-paylaĢmada değiĢiklikler olmuĢ, kullanıcılar aktif bir konuma gelmiĢ, tek taraflı içerik üretimi ve paylaĢımı tüm kullanıcılar tarafından gerçekleĢtirilebilir hale gelmiĢtir. Bu doğrultuda kullanıcılar ilgi alanları

(16)

doğrultusunda kullanıcıların bir araya gelebilecekleri, içerik üretebilecekleri, bu içeriklerin paylaĢarak yayılmasını sağlayabilecekleri sanal alanların ortaya çıkmasına katkı sağlamıĢtır (Cheung ve Lee 2009: 279-280). Web 2.0‟nin bu sanal alanları sosyal medya ve sosyal ağlar gibi birçok bileĢenden oluĢmaktadır (Tasner, 2010: 7).

Sosyal medya araçları sahip olduklarını etkileĢimlilik, hipermetinselik ve hızlı yayılım özellikleri ile kullanıcıların içerik üretmelerine ve üretilen içeriklerin paylaĢmaları ile hızlı bir yayılım göstermesine olanak sağlamaktadır. Bu araçlar, nefret söyleminin üretilmesinde ve yayılmasına da etki etmektedir. Sosyal medya araçlarından biri olan Twitter‟da sahip olduğu özellikler doğrultusunda olumsuz, ayrıĢtırıcı, cinsiyetçi, dıĢlayıcı ve nefret içerikli metinlerin basit ve hızlı bir Ģekilde yayılmasını kolaylaĢtırmaktadır (Aygül, 2010: 111).

Bu çalıĢmada 24 Haziran 2018 CumhurbaĢkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri örneğinde Twitter‟da kullanıcılar tarafından yapılan paylaĢımlardaki siyasal nefret söylemi ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır. Siyasi parti taraftarlarınca yapılan paylaĢımların yöneltildiği kiĢileri ya da partileri aĢağılayıcı, ötekileĢtirici ve hedef gösterici ifadeler belirginleĢtirilmek istenmiĢtir. ÇalıĢma üç bölümden oluĢmaktadır. Ġlk bölümde nefret söyleminin ne olduğu, nefret söyleminin içerisinde barındırdığı nefret, önyargı, ayrımcılık, kalıpyargı ve ötekileĢtirme kavramları tanımlanmakta ve nefret söylemi kavramsal çerçevede ele alınmaktadır. Ayrıca nefret söylemi tanımları aktarılarak ve nefret söyleminin ortaya çıkıĢı anlatılmıĢtır. Aynı bölümde nefret söyleminin türleri ve siyasal nefret söylemi üzerinde durulmaktadır.

ÇalıĢmanın ikinci bölümünde ise yeni medya, internet, web 2.0 gibi kavramlar açıklanmakta, geliĢen teknoloji ile önem kazanan sosyal medya ve araçları hakkında tanımlamalar yapılmaktadır. Sosyal medya araçlarından biri olan Twitter‟da aynı bölümde açıklanmakta, Sosyal medyada ve Twitter‟da nefret söyleminin üretilmesi hakkında bilgi verilmekte ve Twitter‟da nefret söylemi için ne gibi önlemlerin olduğu üzerinde durulmaktadır.

ÇalıĢmanın üçüncü bölümünü ise araĢtırma kısmı oluĢturmaktadır. Twitter‟da siyasal nefret söylemi üzerine odaklanan çalıĢmanın amacı, kapsamı, evreni,

(17)

örneklemi, araĢtırma soruları, sınırlılıkları ve yöntemi gibi baĢlıklar bu kısımda açıklanmaktadır. ÇalıĢmada içerik analizi çerçevesinde çözümlemeler yapılmıĢ, çalıĢmaya uygun bir Ģekilde kategorilendirme ve kodlama cetveli oluĢturulmuĢtur. Twitter ara yüzünde seçimler ile ilgili belirlenen toplam 2.412 tweet oluĢturulan kategorilendirme ve kodlama cetveli ile incelemeye tabii tutulmuĢ, içerisinde nefret barındırdığı tespit edilen toplam 667 tweet yorumlanmıĢtır.

(18)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

NEFRET SÖYLEMĠ VE NEFRET SÖYLEMĠ TÜRLERĠ 1.1. Nefret Söylemi Kavramı

Söylem kavramı Türkçe Sözlükte ilk olarak “söyleyiĢ, söyleniĢ, sesletim, telaffuz” ikinci olarak “kalıplaĢmıĢ, kliĢeleĢmiĢ söz, ifade” son olarak ise “bir veya birçok cümleden oluĢan, baĢı ve sonu olan bildiri, tez” olarak tanımlanmıĢtır (http://www.tdk.gov.tr/). Söylem kavramının etimolojik kökeninde Latince ‟den “discurrere” veya “discursus” kelimelerinin eĢdeğeri olduğu, “oraya buraya koĢuĢturma ve/veya uzaklaĢma, yayılma” anlamları ile mecazi olarak “bir Ģey hakkında iletiĢim” anlamına geldiği belirtmiĢtir (Barthes, 1993: 9).

Dili kullanan kiĢilerin yapmıĢ olduğu kelime tercihleri, oluĢturduğu sözcük grupları, konuĢma stili, anlatım Ģekli gibi durumlar söylemin oluĢmasında önemli bir yere sahiptir (Ġnceoğlu, 2013: 75). Söylemdeki dilsel ögeler; kaba, agresif, sert, aĢağılayıcı, küçük düĢürücü, argo, küfür gibi hedef alınan gruba yönelik ayırıcı ve damgalayıcı amaç barındıran sözcüklerdir (Yanıkkaya, 2009: 27). Çınar‟a göre söylem, ırkçılığın ve ayrımcılığın göstergesidir, onun sayesinde diyaloglar ve metinlerden ayrımcılık ve ırkçılık öğrenilir (2014: 141).

Nefret söylemi kavramı birçok alanda kullanılmasına rağmen, konu edinilen çalıĢmalar da incelendiğinde bu kavram ile ilgili uzlaĢılmıĢ bir tanımı bulunmadığı ileri sürülmektedir. Ancak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi‟nin nefret söylemi içerikli yayınlanan 97(20) sayılı tavsiye kararındaki tanım kabul görmüĢtür:

“ırkçı nefreti, yabancı düĢmanlığını, Yahudi düĢmanlığını veya azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli insanlara yönelik saldırgan ulusalcılık ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve düĢmanlık Ģeklinde ifadesini bulan, dinsel hoĢgörüsüzlük dâhil olmak üzere hoĢgörüsüzlüğe dayalı baĢka nefret biçimlerini yayan, kıĢkırtan, teĢvik eden veya meĢrulaĢtıran her türlü ifade biçimini kapsayacak Ģekilde anlaĢılacaktır” (Weber, 2009: 3)

(19)

Nefret söylemi kavramı 1980‟li yıllara kadar herhangi bir Ģeye yönelik duyulan antipati veya düĢmanlık olarak nitelendirilirken, 1980‟li yılların ortalarına doğru topluma yönelik, etnik, ırk, cinsiyet, cinsel tercih, din veya engel durumu içerisindeki bireylere karĢı negatif düĢünceler olarak kısıtlı bir anlam kazanmaya baĢlamıĢtır (Cortese, 2006: 3).

Nefret söyleminin ortaya çıkmasında ve üretiminde stigma (etiketleme), kalıpyargı (stereotip), ayrımcılık, homofobik ve zenofobik söylem ön plandadır (Aygül, 2010: 101). Stigma (Etiket/Damga), kiĢinin ya da grup üyelerinin sahip olduğu ırk, cinsel yönelim, cinsiyet, din, mezhep, giyim, müzik tarzı, kültürü ve benzeri durumlar için takılan negatif durumları içeren bir terimdir (Yaman ve Güngör, 2013: 252 ). Stereotip ise bir nesneye veya gruba karĢı karar verme sürecini kısaltan, önceden kazanılmıĢ izlenimler, göndermeler olarak zihnimizde yer eden imgelerdir (Göregenli, 2013: 29). Önyargı, kiĢilerin bireysel benliklerinin dıĢında, ait oldukları grup sebebiyle değerler oluĢturan tutumu, negatif düĢünceleri ifade ederken (Göregenli, 2013: 26), ayrımcılık, bir gruba karĢı diğer gruplardan farklı tutum ve davranıĢ gösterilmesi, diğerlerine oranla hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasını içermektedir (Göregenli, 2012: 21). Homofobi ise toplumsal yaĢamın içerisinde eĢcinsellere yönelik korku, kaygı, hoĢgörüsüzlük gibi durumların oluĢması, bu durumların tutum ve davranıĢlara yansıması olarak tanımlanmaktadır (Kaos GL, 2011: 27). Son olarak zenofobi de yabancılara karĢı duyulan korkuya, yabancıların varlığından hoĢnut olmamaya, yabancılardan nefret etmeye verilen Ģeklinde açıklanmaktadır. Zenofobi bir topluluğun içerisindeki azınlık gruplara (göçmenler vb.) ya da farklı kültürel özelliklere karĢı oluĢmaktadır (Nyamnjoh, 2006: 38).

Nefret söylemi kavramı Weber‟e göre bazı durumları içerisinde barındırmaktadır. Bu durumlar Ģunlardır (2009: 4):

 Bir kiĢiye veya gruplara karĢı olan nefreti, ait oldukları ırk, etnik kökenden dolayı dıĢlanması, kıĢkırtılması.

 Sahip olduğu inanç ya da içerisinde bulunduğu dini mezhebinden dolayı dıĢlanması, kıĢkırtılması.

(20)

 Diğer sahip olunan özelliklere karĢı hoĢgörüsüzlüğe dayalı nefret çeĢitlerinin kıĢkırtılmasıdır.

Kültürel aktarım kuramı için nefret söylemi hâkim olan kültürden veya alt kültürden kazanılan bilgi ve değerlerin hem kiĢisel hem de kültürel eğilimlere bağlı bir Ģekilde oluĢmaktadır ve bir toplumdaki önyargılar, var olan stereotipler önemli yere sahiptir, kuĢaktan kuĢağa geçmesi de bu aĢamada gerçekleĢmektedir (Cortese, 2006: 3). Nefret söyleminin içerisinde toplumsal duygular ve düĢünceler bulunmakta ve gündelik hayatın içinde yer alıp, sürdürülmektedir. Nefret söyleminin odağında yer alan bireyler ve gruplar hakkındaki düĢünce ve tutumlar aile içerisinde, okulda, eğitim kitaplarında, gündelik konuĢmalarda, metinlerde ve iletiĢim araçlarında üretilip ve yaygınlaĢtırıldığı için nefret söylemi normalleĢtirilmiĢ olmaktadır (Yazıcı, 2016: 117). Nefret söylemi gibi bir konuĢma “biz” ve “onlar” kategorisini yaratır, bu sebep ile “biz” için birleĢtirici, “onlar” için bölücü bir durum oluĢturur (Gagliardone, Gal, Alves ve Martnez, 2015: 11). Nefret söylemine maruz kalan grup için ortaya çıkan durumlardan biri sessizleĢmektir. Bir gruba veya bireye yönelik oluĢan nefret söyleminde toplum içerisinde onlar için yerin bulunmadığı mesajını verir (Ġnceoğlu ve Sözeri, 2012: 24) ve kullanılan kelimeler, etiketler, ayrıĢtırıcı söylemler o grup üyelerini ötekileĢtirmekte, bu ötekileĢtirme ile grup üyeleri üzerinde bir baskı oluĢturmaktadır. Tüm bu durumlar sonucunda grup veya birey cesaretini yitirmekte sessizleĢmekte ve pasifleĢmektedir (Alğan ve ġensever, 2010: 16-17).

Nefret söylemi kullanılan dil, kelimeler ya da yapılar genelinde kullanılma yoğunluğu ya da derecesi bulunmakta ve belirli aĢamalarda gerçekleĢmektedir. Cortese bu aĢamaları Ģöyle sıralamaktadır (2006: 6-8):

 Kasıtsız Ayrımcılık/Nefret

 Bilinçli Ayrımcılık/Nefret

 KıĢkırtıcı Nefret

 KıĢkırtıcı ġiddet

Birinci aĢama olan “Kasıtsız ayrımcılık/nefret” kasıtsız ayrımcılıktır. Bu ayrımcılıkta nefret söyleminin Ģiddeti en az seviyededir. Kullanılan nefret söylemli

(21)

ifadeler herhangi bir zarar verme amacıyla yapılmamakta ve bilinçsiz bir Ģekilde nefret söylemi üretilmektedir. Kasıtsız ayrımcılıkta bulunan nefret söylemine karĢı bazı önlemler alınabilir. Nefret söylemi ile ilgili eğitim verilebilir ya da kiĢiye kullandığı nefret ifadeleri açıklanabilir ve ilk aĢamadaki nefret söylemi önlenebilir. “Bilinçli Ayrımcılık/Nefret”, nefret söyleminin ikinci aĢamasıdır. Ġkinci aĢamada nefret söylemi kasıtlı olarak gerçekleĢtirilmektedir. Nefret söyleminin gerçekleĢtirilme amacı azınlık grubu kötülemektir. Azınlık gruba karĢı herhangi bir Ģiddet ya da zarar verme amacı içermemektedir. Ġlk aĢamada olduğu gibi ikinci aĢamadaki nefret söylemi de eğitim verilerek önlenebilir ve ortadan kaldırılabilir (Cortese, 2006: 6-8).

Üçüncü aĢamayı oluĢturan “KıĢkırtıcı Ayrımcı Nefret”, yöneltildiği kiĢiye ya da gruba karĢı nefret üretme amacı taĢımaktadır. Herhangi bir çekinme ya da dikkat etme olmadan nefret üretimi gerçekleĢtirilmektedir. Bu nefret söylemi aĢamasında amaç bilinçli bir Ģekilde zarar verme ve Ģiddet olduğu söylenebilir. Diğer iki aĢamada olduğu gibi herhangi bir eğitim ile bu nefret söylemi önlenemez ya da dönüĢtürülemez. Son aĢama olan “KıĢkırtıcı Ayrımcı ġiddet” aĢamasında nefret, Ģiddet ve zarar verme için ön bir araç olarak kullanılmaktadır. Nefret etme ve Ģiddet gösterme istediği yoğun bir Ģekilde görülmektedir. Dördüncü aĢamada kullanılan söylemler, kullanılma amacı nefret söyleminin suça dönüĢmesine neden olabilmektedir (Cortese, 2006: 6-8).

Nefret söyleminin Ģiddet içerikli davranıĢlara teĢvik edici bir unsur olduğu ve bu Ģiddet içerikli davranıĢları da normalleĢtirerek nefret suçunun1

ortaya çıkmasına neden olabileceği söylenebilir. Nefret söylemi, nefret suçuna neden olmasına karĢın farklı iki kavramlardır. Avrupa Güvenlik ve ĠĢbirliği TeĢkilatı (AGĠT) nefret suçunu Ģu Ģekilde tanımlamaktadır:

“Mağdurun, mülkün ya da iĢlenen bir suçun hedefinin, gerçek veya hissedilen ırk, ulusal ya da etnik köken, dil, renk, din, cinsiyet, yaĢ, zihinsel ya da fiziksel engellilik, cinsel yönelim veya diğer benzer

1 Nefret suçu terimi, Jhon Conyers, Barbara Kennelly ve Mario Buaggi‟ye aittir. Yazarların 1985

yılında yayınladıkları “Nefret Suçları Ġstatistikleri Hareketi” adlı bildirge yer verilmiĢtir (Göregenli, 2012, nefretsöylemi.org).

(22)

faktörlere dayalı olarak benzer özellikler taĢıyan bir grupla gerçek ya da öyle algılanan bağı, bağlılığı, aidiyeti, desteği ya da üyeliği nedeniyle seçildiği, kiĢilere veya mala karĢı suçları da kapsayacak Ģekilde iĢlenen her türlü suçtur” (ODIHR; 2005: 12).

Yukarıdaki tanımlamadan anlaĢılabileceği gibi her suç, nefret suçu olarak nitelendirilemez. Bir suçun nefret suçu olarak nitelendirilebilmesi için iki unsur barındırması gerekir: Ġlk unsur ceza hukukuna göre iĢlenmiĢ bir suçun olması; ikinci unsur ise failin, suçu bir önyargı, nefret sebebiyle iĢlemiĢ olmasıdır (Alğan ve ġensever, 2010: 6).

ġekil 1: Nefret Piramidi

Kaynak: Ataman, 2012: 62.

Nefret söylemi ve nefret suçu, çoğulcu toplumların temel sorunlarından yer almaktadır. Toplum içerisinde çoğunluğu temsil eden birey ya da grupların farklı olanlara yönelik aĢağılayıcı, incitici, alay edici, küçük düĢürücü, dıĢlayıcı, ayrımcı ve

(23)

ötekileĢtirici ifadelerde ya da eylemlerde bulunmak ırkçılığın bir boyutu olarak görülmektedir (Keyman, 2013: 8). Bu durum genel olarak “Nefret Piramidi” ile açıklanmaktadır. Nefret piramidi, aĢağıdan yukarı doğru nefret söylemi ve nefret suçunun ortaya çıkmasına neden olan önyargılı davranıĢları göstermektedir. Nefret Piramidi‟nin her katmanında bireysel veya grupsal olarak olumsuzluk içermektedir. Piramitte aĢağıdan yukarı çıkan katmaların her seviyesinde yaĢamı tehdit eden davranıĢlar bulunmakta ve Ģiddet içeriği artmaktadır (Anti-Defamation League‟s, 2018; Akt: Livberber, 2014: 9).

Nefret söylemi, nefret, önyargı, kalıpyargı, ayrımcılık ve ötekileĢtirme kavramlarının bütününden oluĢmaktadır. KiĢiden hoĢlanmama ve hazzetmeme gibi bir durumu içerdiği için nefret duygusundan, koĢullanılmıĢ bir davranıĢtan dolayı önyargıdan, kiĢilere karĢı farklı davranıĢlar barındırmasından dolayı ayrımcılıktan, daha önceden edinilmiĢ bilgilerden yola çıkarak genelleme yapılmasından dolayı kalıpyargıdan ve biz ile diğerleri Ģeklinde ifade edilmesinden dolayı ötekileĢtirmeden oluĢmaktadır. Bu kavramlar ve nefret söylemi birbirlerini sürekli beslemekte ve nefret söyleminin yeniden üretilmesine katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda, bu bölümde nefret söylemine yol açan ayrımcılık, önyargı, kalıpyargı ve ötekileĢtirme kavramları açıklanmaktadır (Göregenli, 2013: 27-29; Çelenk, 2009: 211; Polat ve Kaya, 2017: 41).

1.1.1. Nefret Kavramı

Türkçe‟ye Arapça‟dan geçen bir kelime olan nefret; Türkçe sözlükte “bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu‟‟ ve “tiksinme, tiksinti‟‟ olarak tanımlanmaktadır (www.tdk.gov.tr). Cortese, nefret kavramanın son yirmi yıl içerisinde değiĢtiğinden bahsetmektedir: Nefret, bir nesneye karĢı oluĢan bir hoĢnutsuzluk olarak açıklanırken, 1980‟li yıllardan günümüze doğru herhangi bir bireyin belirli bir grup ve üyelerine yönelik takındığı olumsuz düĢünceler olarak ifade edilmeye baĢlanmıĢtır (2006: 3). Nefret ile ilgili Descartes, “nefret kötü bir Ģey ve ondan çekilme arzusu olarak bir nesnenin bilinci” ifadesinde bulunurken, Spinoza, “bazı dıĢ neden algısı ve acı (üzüntü) eĢliğinde bir durum” ifadesinde bulunmuĢtur; Darwin nefreti , “özel bir duygu olarak görür, belirgin bir yüz iĢaretinden yoksun ve

(24)

öfke” derken, Aristoteles ise “kiĢisel bir özellik ya da doğal bir özellik hakkında negatif düĢünceler” olarak nefreti tanımlamıĢtır (Royzman, Mccauley ve Rozin, 2005: 4).

Negatif bir duygu olan nefret, bireyler veya gruplarla iliĢkilerini bozma, barıĢ içerisinde yaĢamayı önleme, psikolojik, simgesel ya da fiziki Ģiddete neden olabilecek tavır ve davranıĢları içermektedir (Karaköse, 2011). Nefret iki Ģekilde karĢımıza çıkmaktadır (Ataman, 2012: 51);

 KiĢilere karĢı duyulan (birisinin kötülüğünü istemeye varan tutku; yok etme isteğine varan bir yadsıma) nefret.

ġeylere (nesnelere) karĢı duyulan nefret (matematikten nefret vb.). 1.1.2. Kalıpyargılar

“Kalıpyargı” diğer ismi ile “stereotip” terimi ilk kez matbaacılık terimi olarak kopyalar oluĢturmaya katkı sağlayan bir iĢlem anlamında Fransız matbaacı Didot (1798) tarafından kullanılmıĢtır (Ataman, 2012: 64). Gazeteci W. Lippman (1922) ise bireylerin diğer bireyleri kategorilere ayırdığını ve bu kategorilerden birbirlerini gördüklerini gözlemlemiĢ ve kalıpyargı için “kafanın içindeki resimler” benzetmesi yapmıĢ, bu benzetmeden itibaren ise bu terim günümüze kadar grup üyelerine karĢı genellemeler anlamına gelecek Ģekilde değiĢikliğe uğramıĢtır (Aktan ve Uğurlu, 2013: 16), Bir nesneye ya da gruba yönelik bilgileri çoğaltan, bu sayede karar sürecini kısaltan, önceden kazandığımız fikirler, zihnimizde yarattığımız imgeler kalıpyargılardır (Göregenli, 2013: 29).

Kalıpyargı (stereotip), yaĢanılan toplumun örf, adet, gelenek, görenek ve kültüründen aktarılarak gelmektedir (Gürses, 2005: 155). Sahip olunan kalıpyargılar ile yeni grubu veya vakaları gerçek durumları yerine, düĢünce yapısındaki yönelimlere göre algılanır. Örneğin görülen çekik gözlü bireylerin Çinli olduğu, Hintlilerin veya Arapların pis olduğu, Fransızların yardım sever olmadığı gibi düĢünceler o gruplara yönelik kalıpyargılardır (Göregenli, 2013: 29). Kalıpyargı, önyargıya destek olma, ona zemin oluĢturma, yönlendirme görevi görmektedir (Gürses, 2005: 152). Kalıpyargılar olumlu veya olumsuz imgelerden oluĢur. Bu

(25)

olumsuz kalıpyargılar, çoğunlukla önyargıyı, önyargıların davranıĢa düĢmesi ise ayrımcılığı ortaya çıkartmaktadır. Örneğin, bir ırkın pis olduğu düĢüncesi, sahip olunan kalıpyargıdır. Bu kalıpyargıdan dolayı o ırka yönelik tutucu durum ve tavır içerisinde olunması önyargıdır. Bu tutucu tavır ve durumun davranıĢa dönüĢmesi yani o ırktan uzak durulması, mesafeli olunması veya dıĢlatılması ayrımcılıktır (Göregenli, 2013: 26-30). Kalıpyargılar iki Ģekilde gerçekleĢmektedir. Bunlar; genelleĢtirme ve özelleĢtirmedir. GenelleĢtirme, bir veya birkaç kiĢide görünen özelliklerin onlarla aynı kategoride değerlendirilen kiĢilerinde sahip olduğunun düĢünülmesidir. Örneğin; gözlüklü bireyin bilmiĢ tavırlar sergilemesi sonucu bütün gözlüklü bireylerin bilmiĢ olduğunun kabul edilmesi gösterilebilir. ÖzelleĢtirme de ise, bir ırka, ülkeye, Ģehre veya kültüre yönelik bir özelliği, hiç tanımadıkları birine sırf bu durumlara aidiyetinden dolayı o özelliğe sahip olduğunun düĢünülmesidir. Barbar olarak görülen bir milletin tüm üyelerinin de barbar olarak kabul edilmesi örnek verilebilir (Tutkun ve Koç, 2008: 262).

1.1.3. Önyargı

Türkçe Sözlüğe göre önyargı; “Bir kimsenin veya bir Ģeyle ilgili olarak belirli Ģart, olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiĢ olumlu veya olumsuz yargı, peĢin yargı, peĢin hüküm, peĢin fikir” olarak tanımlanmaktadır (http://www.tdk.gov.tr/). Gündelik hayatta önyargıyı normal, olumlu veya olumsuz bir yargı barındırmayan, bir gerekçeye dayanmayan veya tecrübeyle elde edilmemiĢ bütün “ön fikir”ler olarak tanımlanabilir (Göregenli, 2013: 27). Önyargı için Goldstein “bir grup veya o grubun üyeleri hakkında olumsuz bir değerlendirme”, Schleiermacher ise “yan tutma ve acelecilikten kaynaklanır” Ģeklinde açıklamaktadır (Gürses, 2005: 144).

Önyargılar, baĢka kiĢileri, kiĢisel yapılarından değil, gruptan kaynaklanan varoluĢlarına karĢı oluĢan olumsuz bir düĢünce, tutum ve kanaatleri içerir (Göregenli, 2012: 21). Sahip olunan önyargılardan en yaygın olanları ırk, etnik köken, din, mezhep, cinsel tercihler ve engelliliktir. Bunların yanında dövme, erkeklerde uzun saç ve küpe, kadınlarda kısa saç, giyim tarzı, AIDS gibi hastalıklar, dinlenilen müzik

(26)

tarzına yönelik örneğin metalciler, desteklediği spor takımı, siyasi görüĢü gibi konularda da önyargılar söz konusudur (Alğan ve ġensever, 2010: 7).

Önyargı ile kiĢiler ya da gruplar farklılıklarından kaynaklı diğer kiĢilere ya da gruplara karĢı olumsuz nitelikler, ait oldukları grup için ise olumlu niteliklerle ifade etmektedirler. Bu niteliklerin kullanımı artırıldıkça büyük genellemelere ve ardından yanıltıcı tüm grup üyeleri arasında kabul gören ve topluma yayılan ifadeler haline gelmektedir. Bu tarz ifadelerin artıĢı ve yaygınlaĢması kiĢiler ve gruplar arasında “biz ve ötekiler” ayrımının oluĢmasına etki etmektedir. Bu ayrım ile kiĢiler veya gruplar “öteki” olarak gördükleri gruplar ile zaman içerisinde iletiĢim azaltılır, öteki grup üyelerinin kendi grup üyeleriyle eĢit olmadığı, aynı haklara sahip olamayacağı gibi düĢünceler benimsemektedir. Tüm bu durumların önyargı temelinde oluĢtuğu ve önyargının kuĢaktan kuĢağa aktarılarak devamlılığı sağlanmaktadır (Çuhadar, 2018: 256).

Önyargı ve ayrımcılık kavramları birbiriyle iç içe olduğu için bazen tanım olarak birbirlerine karıĢtırılmaktadır. Önyargı çoğunlukla beyinde oluĢan bir düĢüncedir ve daha önceden benimsenmiĢ negatif yargılardır. Ayrımcılık ise sahip olunan önyargının bireyin davranıĢa aktarılmıĢ halidir (Göregenli, 2012: 21-22). Ayrımcılığa uğrayan birey, sahip olduğu kiĢisel özellikleri yerine ait olduğu grubun (etnik köken, dini mezhep, cinsel tercih vb.) özelliklerinden dolayı böyle bir davranıĢa tabii tutulur. Trafikte kaza yapan bireylerin araçlarının hasar görmesinden dolayı birbirlerine karĢı negatif tavırlar gösterebilirler, bu davranıĢlar kazadan kaynaklı bir çatıĢma olarak düĢünülebilir, eğer kaza yapan bireylerden birinin Suriyeli olması ve Suriyelilerin genelde kaba, saygısız, dikkatsiz ve dilimizi bilmedikleri için geçimsiz bir Ģekilde algılandığı ve öyle yorumlandığı için negatif tavırlar sergilenmesi, ortak yol bulunamaması önyargıdan beslenen bir ayrımcı davranıĢa dönüĢmektedir (Göregenli, 2012: 21).

1.1.4. Ayrımcılık

Ayrımcılık kavramı, günlük yaĢamlardan baĢlayarak hukuk, adalet, eĢitlik ve sosyal bilimler gibi alanlarla alakalıdır (Çayır, 2012: 17). Ayrımcılık; kamu menfaati veya geçerli sebepler olmaksızın, bireyin aynı Ģartlar veya durumlardaki diğer

(27)

bireylerden ayrıĢtırılarak eĢit Ģartları barındırmayan bir muamele görmesi olarak tanımlanabilir (Çelenk, 2009: 211). Ayrımcılık kavramı ile ilgili BirleĢmiĢ Milletler (BM) Ġnsan Hakları Komitesi'nin Genel Yorumu, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesinin Kararları ve Avrupa Birliği'nin Ayrımcılığa KarĢı Yönergeleri birlikte ele alındığında, "ayrımcılık" terimi Ģöyle tanımlanmaktadır (Uyar: 2006: 43):

“Ayırma, dıĢlama, kısıtlama veya ırk, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, dil, din, etnik, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum, siyasi veya diğer görüĢlere dayalı olarak gerçekleĢtirilen ve bütün hak ve hürriyetlerin herkes tarafından tanınmasını ve kullanılmasını engelleyecek veya tanınmasını ve kullanılmasını sınırlandıracak ayırımcılığı kast etmektedir".

Ayrımcılık, bir bireye veya gruba yönelik önyargılardan etkilenen negatif tutum ve tavırların bütünüyle iliĢkili bir süreçtir. Önyargılar ve bununla birlikte ayrımcılık, bir bireye veya gruba yönelik negatif düĢüncelerinin yanında küçük görme, hazzetmeme, uzak durma, nefret ve en çokta negatif duyguların barınmasına neden olmaktadır (Göregenli, 2012: 21).

Avrupa Birliği mevzuatına göre ayrımcılığın; dolaylı ayrımcılık, dolaysız ayrımcılık, taciz ve makul uyumlaĢma yapmama gibi dört Ģekilde gerçekleĢtiği belirtilmiĢtir. Ayrımcılığın bu dört türünden en çok karĢılaĢılanı doğrudan ve dolayı ayrımcılıktır (Gül, 2012: 124).

“Doğrudan ayrımcılık” bir bireyin, baĢka bir bireye, benzer konumdaki diğer bir bireye oranla farklı davranıĢ sergilenmesiyle meydana gelir (Karan, 2012: 141). Örneğin; bireyin sahip olduğu ırk veya dini mezhepten dolayı, kamuya açık bir restorana, kafeye veya alıĢveriĢ merkezine alınmaması, sahip olduğu dil, ten rengi yani etnik kökeni nedeniyle bir kiĢinin eğitim kurumuna alınmaması, eğitim hakkının engellenmesi de doğrudan ayrımcılık olarak gösterilebilir (Gül ve Karan, 2011: 19).

Doğrudan ayrımcılığın gerçekleĢmesi için üç unsur bulunmaktadır (Gül ve Karan, 2011: 19):

(28)

 Bireylerin aynı veya benzer konumda olmaları.

 Bireyler arasında farklı davranıĢlarda bulunulması.

 GerçekleĢtirilen farklı davranıĢın geçerli bir nedenle desteklenmesidir. “Dolaylı ayrımcılık” ise eĢit davranma yolu ile ayrımcılık yapılmasıdır. Ġl bakıldığında eĢitmiĢ gibi görünen bir düzenlemenin ya da hükmün, korumaya alınan grup ya da grup üyelerini baĢkalarına oranla dezavantajlı bir duruma getirmesidir (Gül ve Karan, 2011: 15). Bu ayrımcılık türüne örnek olarak, bir meslek grubunun (polis, hostes vb.) çalıĢan Ģartlarında boy sınırlaması eklemesi olabilir. Ġlk bakıĢta bir ayrımcılık görülmemektedir, ancak etnik gruplardan bazıları ve kadınlar göz önünde bulundurulduğunda koyulan bu kuralın dolaylı ayrımcılık yaratabileceği açıktır (Karan, 2012: 142).

Dolaylı ayrımcılığın gerçekleĢmesi için üç unsur bulunmaktadır. (Gül ve Karan, 2011: 15):

 Ġçerisinde tarafsız bir hükmü, kararı veya kuralı barındırmalı.

 Bu tarafsız hüküm, karar veya kuralın negatif sonuçlara yol açması ya da ihtimal oluĢturması.

 Tarafsız hükmü, kararı veya kuralı meĢru kılacak gerekçenin olup olmadığının belirlenmesidir.

Avrupa Birliği mevzuatında ayrımcılık olarak ifade edilen “Taciz” kiĢi veya grupların ayrımcılığa maruz kaldıkları özelliklerinin gündelik veya sosyal hayatlarında sık bir Ģekilde ön plana çıkarılması, vurgulanması, taklit edilmesi, küçük düĢürülmesi veya saldırgan bir davranıĢa maruz kalması olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ayrımcılığa örnek olarak bir iĢ ortamında fiziksel bir engeli bulunan bir çalıĢana, iĢ arkadaĢları tarafından engelli üzerinden lakap takılması, dini inancı farklı bir kiĢiye yönelik konuĢmalarda sürekli olarak dini farklılığının ön planda tutulması ya da sahip olduğu cinsel tercihlerden dolayı bir kiĢiyle alay edilmesi gösterilebilir (Gül, 2018: 125).

(29)

Bir durumun taciz olarak nitelendirebilmesi için iki unsura sahip olması gerekmektedir (Gül, 2018):

 Yöneltilen kiĢiye karĢı onur kırıcı olması.

Taciz neticesinde sindirici ve aĢağılayan bir durumun olmasıdır.

Ayrımcılığın bir biçimi olarak “Makul UyumlaĢma Yapmama” da makul uyumlaĢmanın reddedilemesin sonucunda ortaya çıkan ayrımcılık olarak belirtilmektedir. Makul uyumlaĢma, çalıĢma veya sosyal yaĢantıda engellilere yönelik bulunan Ģartların uyumlu bir Ģekilde düzenlenmesi olarak tanımlanabilir. Burada engeli bulunan bir çalıĢan için kurumun veya kiĢilerin engelli çalıĢana yönelik çalıĢma saatlerini düzenlenmesi, iĢ ortamının fiziksel Ģartlarının kolaylaĢtırılmasıdır. Örneğin tekerlekli sandalyesi bulunan bir çalıĢan için ofis içerisinde engelli rampasının yapılması, ofis gerçeklerinin fiziksel engeli doğrultusunda kiĢinin çalıĢmasını kolaylaĢtırabilecek Ģekilde düzenlenmesi gösterilebilir. Bu tür makul uyumlaĢmanın reddedilmesi, engelli çalıĢanın bu imkânlardan faydalanmasının engellenmesi makul uyumlaĢma yapmama olarak açıklanmakta ve ayrımcılığa neden olduğu belirtilmektedir (Gül ve Karan, 2011: 19-20).

KiĢilere ya da gruplara yönlendirilen ayrımcılık bazı durumlarda kiĢinin ya da grubun birden çok ayrımcılığa da maruz kaldığı görülmektedir. Birden çok ayrımcılık için “çoklu temelde ayrımcılık” ifadesi kullanılmaktadır. Çoklu temelde ayrımcılık, bir kiĢi ya da grubun etnik kökeni, dini inancı, cinsiyeti, cinsel tercihi ya da fiziksel engeli gibi etkenlerden birden fazlası ile ayrımcılığa uğraması olarak tanımlanmaktadır. Çoklu temelde ayrımcılığa örnek olarak bir kiĢinin hem cinsiyeti hem de etnik kökeninden kaynaklı ayrım yapılması, yani kiĢinin kadın ve siyahi olmasından dolayı iĢe alınmaması gösterilebilir (Gül ve Karan, 2011: 21).

Ayrımcılığı yapan gruplar veya bireyler ayrımcılığın nefrete, nefret söylemine ya da nefret suçunadönüĢmesinde etkilidir. Ġlk grup sokaktaki insanlar, arkadaĢlar ve komĢular; ikinci grup ilk gruptaki kiĢileri tahrik ve teĢvik edip, toplumu kıĢkırtarak halk hareketi oluĢturmayı amaçlayan kiĢi veya grup; üçüncü grup ise devlet olarak ortaya çıkmaktadır. Yukarıda sözü geçen gruptaki kiĢiler veya grup üyelerinin

(30)

yapmıĢ olduğu ayrımcılıklar, küçük imalı konuĢmalardan türeyip nefret söylemine hatta nefret suçuna dönüĢebilmektedir (Zonana ve Reyna, 2012: 122).

1.1.5. ÖtekileĢtirme

ÖtekileĢtirme, birey veya grup için imgeler meydana getirir, imgeler ise farklılaĢtırma ve ayrıĢtırma düĢüncesinden gerçekleĢmektedir. Bu imgeler, fazla negatif önyargılar, kalıp yargılar ve çoğunlukla dıĢlama/damgalama olarak görülebilen bir düĢünce veya algı türüdür (Nahya, 2011: 30). ÖtekileĢtirme, ait olunmayan kiĢi veya gruplara yönelik tutum, kanaat, inanç, anlam ve stereotipiler gibi farklı biliĢsel öğelere iĢaret etmektedir. Hedef kiĢi ve grupların toplumun gözünde „haksız‟, „meĢruiyet dıĢı‟ veya „eksik‟ hale gelmesi/getirilmesine vurgu yapan ötekileĢtirme süreci; kabul gören normatif sınırların dıĢında kalan grup veya kiĢilerin olumsuz kategorilerle iĢaretlenmesini ifade etmektedir ( Bar-Tal, 1990; Akt: Polat ve Kaya 2017: 41).

ÖtekileĢtirme, aĢağılayıcı, küçümseyici ve hor gören, bireyleri kimlik yapılarından dolayı farklılaĢtırarak zayıf, güçsüz ve sessizleĢtirmeye yönelik bir söylem oluĢturur. Siyasi alanda kullanıldığında “biz” ve ötekiler” arasında oluĢturulan farklılık ile bizi avantajlı ve ötekileri dezavantajlı hale getirecek bir ayrımcılığa yol açar. ÖtekileĢtirmenin konuları; tercih edilen dini inanç, mezhep, fiziksel özellikler, yaĢ, eğitim durumu, maddi imkânlar, aile yapısı, kültür gibi farklılıklardır (Yılmaz, 2010: 3). Bu farklılıklarla iĢaret edilen birey ve grupların toplum içerisinde dıĢlanmıĢ, eksik gibi gösteren bir süreç olan ötekileĢtirme ile diğer grup ve bireyleri negatif sınıflandırmalarla etiketlemektedir. Bir grup eğer içerisinde bulduğu toplum tarafından dıĢlanıyorsa, grup içinden bir bireyin dünyaya getireceği bebek daha doğmadan bu dıĢlanmayla karĢı karĢıya kalacaktır yani ötekileĢtirmenin etkisinde olacaktır. Bu durumda ayrımcılığın önyargılarla iç içe olduğunun bir göstergesidir (AteĢ, 2016: 18).

Bu kavramın bir devir daim Ģekilden gerçekleĢmesinin nedeni ise ayrımcılığa uğrayan bireylerin ya da grupların, baĢka birey ve gruplara da ayrımcılık göstermesiyle olur (AteĢ, 2016: 19).

(31)

1.2. Nefret Söyleminin Tarihçesi 1.2.1. Nefret Söyleminin Ortaya ÇıkıĢı

Nefret söylemi kavramanın hukuki açıdan kabul görmüĢ bir tanımına rastlanmamakla beraber, kavramın ne zaman ortaya çıktığı konusunda da uzlaĢma sağlanamamıĢtır (Keyman, 2013: 9). Genel itibari ile nefret söylemi kavramı, ilk defa 1986 yılında New York Ģehrinde yaĢanan bir nefret suçunun gazetelerde yayınlanmasıyla ele alınmıĢtır (Ritzer, 2007: 2048).2 Kavramın içeriği ise ırk, din ve

inançları hedef alan söylemleri, saldırıları barındırırken 1990‟lı yılların baĢlarıyla beraber cinsel yönelim, ulusal aidiyet, engellik hali ve cinsiyet rolleri gibi durumları da içinde barındıracak Ģekilde konu edinilmiĢtir (Alğan ve ġensever, 2010: 9). Yine aynı yıllarda ise ABD ve Avrupa‟da nefret söylemi ayrımcılık çerçevesiyle ele alınmaya baĢlanmıĢtır (Erler, 2011).

Nefret söylemin tarihsel olaylar bağlamında Avrupa yasalarında Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası döneme rasgelmiĢ ve Almanya ırkçı söylemi, Nazi sembolünü ve Nazi selam Ģekli de dâhil birçok eylemi ve ifade tarzını suç olarak ele alan ilk Avrupa ülkesi olmuĢtur (Bleich, 2011: 920). Nefret söylemine dair diğer düzenlemeler ise, Yahudilere ve Afro-Amerikalılara yönelik saldırıları önlemek amacı ile 1960‟larda ABD‟de baĢlamıĢ ve ilk yasal düzenleme Kaliforniya eyaletinde, mevzuata ağırlaĢtırıcı hükümler eklenerek gerçekleĢtirilmiĢtir (Ataman, 2012: 59). Ġngiltere‟de 1965 tarihli “Race Relations Act” ile ten rengine, ırka, etnik kökene yönelik olarak kıĢkırtan, tehdit ve hakaret eden söylemler yasa dıĢı olarak kabul görmüĢ ve düzenlenmiĢtir (Bleich, 2011: 920). BaĢta Kuzey Amerika ve Batı Avrupa olmakla beraber birçok ülke nefret söylemi kavramını kullanmaya baĢlamıĢ ve kavram üzerine yasa talepleri yapmıĢ, bazı ülkelerde bu talepler baĢarı ile sonuçlanmıĢtır (Uslu, 2013: 186).

2

New York Ģehrinin Howard Beach bölgesinde beyaz bir grup öğrencinin siyah bir kiĢiye saldırdığı, kiĢinin kaçmaya çalıĢtığı ama grubun ırkçı sloganlar atarak yaptığı saldırı sonrasında siyah kiĢi hayatını kaybetmiĢtir. Bu olayın haberlerde, gazetelerde yer alması ise kavramın görünür olmasını sağlamıĢtır (Ritzer, 2007: 2048).

(32)

1.2.2. Türkiye’de Nefret Söyleminin Ortaya ÇıkıĢı

Nefret söylemi kavramının yakın bir tarih aralığında kullanılmaya baĢlanmıĢ olması, bu söylemin önceki dönemlerde olmadığı anlamına gelmemektedir (Alğan ve ġensever, 2010: 9). Bu kavram ile ilgili gündemdeki yenilik ırkçılık, milliyetçilik, antisemitizm ve cinsiyetçilik konularıyla gün yüzüne çıkan yeni toplumsal hareketler ve bu hareketlerle nefret söylemine (nefret suçlarına) karĢı mücadele baĢlatılmıĢ olmasıdır (Jenness ve Broad, 2009: 22).

Türkiye‟de 2000‟li yıllarda yeni medyanın kullanılmaya baĢlanması ile birlikte, nefret söyleminin ortaya çıktığı belirtilmektedir. Nefret söylemi Türkiye‟de de bizlik ve ötekilik kavramı üzerinden gerçekleĢmektedir. (Aygül, 2013: 78).

Türkiye‟de 2012 yılında hazırlanan “Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu” nefret suçu kavramını, “Belirli ve ortak karakteristik özellikleri bulunan birey ve gruplara veya onların mülklerine yönelik önyargılarla iĢlenmiĢ suçlara nefret suçu denir” Ģeklinde tanımlamıĢtır. Nefret suçları dünya çapında baĢta etnik, ulusal ve dinî kimlik, cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli olmak üzere; sağlık durumu, zihinsel ya da fiziksel engellilik, toplumsal statü, siyasî ve felsefî görüĢ, eğitim durumu gibi özelliklere yönelik olarak da iĢlenmektedir” (Sosyal DeğiĢim Derneği, 2012: 7).

Türkiye‟de 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların KuruluĢ ve Yayınları Hakkında Kanun‟da, yayın ilkeleri üzerine olan dördüncü maddenin içeriğinde “her türlü ayrımcılığı, nefret söylemini ve ırkçı nefret duygularını kıĢkırtıcı nitelikteki yayınları” yasaklamaktadır (Çelenk, 2009: 224). 2002 yılında Türk Ceza Kanunu‟nun (TCK) 216. maddesi, “halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düĢmanlığa alenen tahrik edenler veya aĢağılayanlar cezalandırılacaktır” Ģeklinde yenilenmiĢtir (Oran, 2012: 42).

Ayrımcılığa karĢı diğer bir yasal düzenleme TCK‟nın 216. maddesidir. Bu yasal düzenleme, “(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep ya da bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düĢmanlığa

(33)

alenen tahrik 24 eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet ya da bölge farklılığına dayanarak alenen aĢağılayan kiĢi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aĢağılayan kiĢi, fiilin kamu barıĢını bozmaya elveriĢli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.

Bir diğer madde 5237 sayılı TCK‟nın 122. maddesi ile “ayrımcılık suçu”: “1)KiĢiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düĢünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak; a) Bir taĢınır veya taĢınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kiĢinin iĢe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan, b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiĢ bir hizmeti yapmayı reddeden, c) KiĢinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir”.

5237 sayılı TCK‟nın 122. maddesi ile ayrımcılık suçu, 2014 yılında 6529 sayılı kanun ile değiĢikliğe uğramıĢtır. Bu bağlamda “ayrımcılık” olan madde baĢlığı “nefret ve ayrımcılık” olarak değiĢtirilmiĢtir. Madde içeriğinde de önemli değiĢiklikler yapılmıĢtır. Yapılan değiĢikliklerle birlikte “nefret kavramı” ilk defa Türk ceza kanunu girmiĢtir (Ersoy, 2017: 7). 5237 sayılı TCK‟nın 122. Maddesinin (DeğiĢik: 2/3/2014-6529/15 md.) ilgili hüküm Ģu Ģekildedir:

“(1) Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düĢünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; a) Bir kiĢiye kamuya arz edilmiĢ olan bir taĢınır veya taĢınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, b) bir kiĢinin kamuya arz edilmiĢ belli bir hizmetten yararlanmasını, c) bir kiĢinin iĢe alınmasını, d) bir kiĢinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.

(34)

Yine 6222 sayılı Sporda ġiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun madde 23‟te “müsabaka, antreman ve seyir alanlarında hakaret veya tehdit içeren ifadeler kullanan kiĢi müsabaka, antreman ve seyir alanlarına alınmaz. Bu fıkradaki bir yıllık süreler, ikinci kez seyirden yasaklanma yaptırımına karar verildiğinde üç yıl; üçüncü kez seyirden yasaklanma yaptırımına karar verildiğinde ise beĢ yıl olarak uygulanır”.

Bu yasak ve düzenlemeler dıĢında toplum içerisinde yaĢanan nefret söylemi ve nefret suçlarına yönelik farkındalık oluĢturmak, çözüm üretmek ve önleyebilmek amacıyla birçok dernek kurulmuĢtur: Sosyal DeğiĢim Derneği, Uluslararası Hrant Dink Vakfı (UHDV), Gey ve Lezbiyen Kültürel AraĢtırmalar ve DayanıĢma Derneği (Kaos GL) ve Ġnsan Hakları Ortak Platformu (ĠHOP) (Ġnceoğlu, 2012: 11).

1.3. Nefret Söyleminin Türleri ve Siyasal Nefret Söylemi 1.3.1. Nefret Söyleminin Türleri

Nefret söylemi kendi içerisinde yöneldiği gruba ya da üretiminde kullanılan stigma, stereotip ve ayrımcılık gibi durumlara göre farklı türlere ayrılmaktadır. Çomü ve Binark‟a göre ise nefret söylemi türleri 6 kategoriden oluĢmaktadır. Nefret söylemleri3 Ģöyle sıralanmaktadır (2013: 209-211):  Politik gruplara.  Yabancılara ve göçmenlere.  Kadınlara.  Cinsel kimliğe.

 Dini inanç ve mezhebe.

 Engellileredir.

“Kadınlara Yönelik Nefret Söylemi”, kadına yönelik nefret söylemi cinsiyetçi söylemlerin oluĢturduğu ve amacı aĢağılayıcı, küçük düĢürücü ifadeler kullanılarak kadını ikincilleĢtirmektir (Göregenli, 2013: 27). Biyolojik cinsiyetin dıĢında

3

Hrant Dink Vakfı‟nın Ocak-Nisan 2017‟de gerçekleĢtirdiği nefret söylemi araĢtırmasında nefret söylemine %43 oranla en çok maruz kalan etnik köken, %20 dini inançlar, %11 ulusal kimlik, %8 siyasi görüĢ, %6 statü, %5 cinsel yönelim ve %1 oranla engelliğin nefret söylemine maruz kalan kategoriler olduğu ortaya çıkmıĢtır (hrantdink.org).

(35)

toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden söylemler oluĢmaktadır. Birçok toplumda kadın ve erkek farklı olarak görülmekte ve toplum içerisinde farklı rollere, imkânlara ve sorumluluklara sahip olduğu düĢünülmektedir. Farklılıklara örnek olarak “ev iĢlerini yapmak kadının görevidir” düĢüncesi gösterilebilir. Toplumsal cinsiyet rolleri kadın ve erkek rollerinin yaĢam Ģekillerini belirlemektedir. Kadın cinsiyetinin erkek cinsiyetine oranla ulaĢabileceği Ģartların ve imkânların daha az olduğu düĢüncesi bulunmaktadır (Akın ve Demirel, 2003: 73). Bu nedenle kadının toplumsal alanda söz sahibi olmaya çalıĢması, iĢ hayatına atılması gibi etkenler kadın üzerinde ataerkil dil ile kadınlara yönelik nefret söyleminin oluĢmasında etkilidir. Bu nefret söyleminin oluĢmasındaki temel neden erkek egemen kültürdür. Bu kültür ile kadına yüklenen görevler, ifadeler, söylemler aĢağılayıcı ve küçük düĢürücüdür. Bir meslek grubundan bahsederken, o meslek grubunun cinsiyetinin vurgulanması “kadın avukat, kadın doktor, kadın Ģoför” ya da “kadın doktor ameliyata girmedi, gürültücü kadın, kadın sürücü trafik canavarı çıktı” gibi söylemler kadına yönelik nefret söylemine örnek olarak gösterilebilir (Yılmaz, 2013: 46).

Ġkinci nefret türü “Yabancılara, Göçmenlere, Etnik Kökene Yönelik Nefret Söylemi”dir. Yabancıları, göçmenleri veya etnik grupları korkunun ve kaygının kaynağı olarak belirten, düĢman olarak nitelendiren ve ırkçılığı içerisinde barındıran nefret söylemi türüdür (Binark ve Çomu, 2012). Nefret söyleminin temelinde yabancı korkusu diğer adı ile zenfobi yer almaktadır. Zenfobi, “xenos (yabancı) ve phobos (korku)” kelimelerinin birleĢiminden oluĢmaktadır. KiĢilerin farklı etnik kökendeki kiĢileri, yabancı olarak nitelendirdiği kiĢilere ya da kendisinden farklı gördüğü kiĢilere yönelik duyduğu korkuyu ve nefreti ifade etmektedir. Kullanılan ifadelerde kiĢinin etnik kökeninin vurgulanması, “Suriyeli hırsız” ya da “pis zenci”, “Araplar pistir” gibi kelimeler bu kategorideki nefret söylemine örnek olarak gösterilebilir (Aygül, 2011: 101).

Nefret türlerinden bir diğeri ise “Cinsel Kimliğe Yönelik Nefret Söylemi”dir. Bir kiĢinin sahip olduğu cinsel tercihlerinden dolayı maruz kaldığı hakaret, etiketlemeler veya olumsuz eylemlerdir. Heteroseksüel kimlik dıĢında bulunan kimlik yapılarına sahip bireyleri (gey, lezbiyen, biseksüel, travesti ve transseksüel)

(36)

hastalıklı, sapkın olarak etiketleyen nefret türüdür Bir ifadede kiĢinin cinsel tercihinin belirtilerek söylenmesi “gey barmen ya da biseksüel öğretmen”, “Travesti vahĢeti, hırsız travesti çıktı” gibi ifadeler nefret söylemine örnek olarak gösterilebilir (Binark ve Çomu, 2012). Cinsel kimliğe yönelik nefret söyleminin oluĢmasında toplumun heteroseksüel kimlik yapısının dıĢında bulunan diğer kimlik yapılarına karĢı düĢüncelerinin ve tutumlarının etkisi olduğu görülmektedir (Aygül, 2010: 112).

Dördüncü nefret türü “Dini Ġnanç ve Mezhebe Yönelik Nefret Söylemi”dir. Bir toplumda hâkim olan dini inanç ve mezhep dıĢında kalan din ve mezheplere ya da aynı din içerisinde yer alan farklı mezheplere karĢı oluĢturulan nefret söylemidir (Binark ve Çomu, 2012). Bu nefret söyleminde bulunan kiĢiler, sayısal üstünlük nedeniyle kendi dinlerini hâkim olarak görmekte ve kendilerinden farklı inançlara sahip olan bireyleri ötekileĢtirmektedir. Dini temelli nefret söyleminin çok eski zamanlara dayandığı ve bu nedenle nefret söyleminin nefret suçuna dönüĢerek olumsuz olayların yaĢanmasına neden olduğu belirtilmektedir. Örneğin Türkiye‟de Müslümanlık dıĢında hâkim olan Sünni mezhebinin dıĢında kalan dinler ve mezheplere özellikle aleviliğe yönelik dini nefret söylemi üretilmektedir (Binark ve Çomu, 2012). Din ve mezhep temelli nefret söyleminde yaygın olarak görülen ve kavram haline gelen bir türü de “Ġslamofobi”dir. Ġslamofobi kavramı 1990‟lı yıllarda ortaya çıkmıĢ, 2011 yılında ise popülerlik kazanmıĢtır. Ġslamofobi kavramı, Ġslam‟a ve Müslümanlığa yönelik korku olarak tanımlanmaktadır. Ġslam‟a ve Müslümanlara karĢı kin, öfke, korku ve nefret bulunması bu kavramın oluĢmasında etkili olmuĢtur. Farklı dini görüĢlerin hâkim olduğu bölgelerde yaĢanan olumsuz olayların (terör saldırıları gibi) faillerinin Müslüman olması, bu durumun tüm Müslümanlara yöneltilmesine ve Müslümanlığı benimseyen kiĢilere yönelik nefret söyleminin oluĢmasına büyük bir etkisi bulunmaktadır (Övet, 2016: 122-123).

“Engellilere Yönelik Nefret Söylemi” nefretin bir diğer türü oluĢturmaktadır. Günümüzde giderek artmakta olan bu nefret türünde bireyin fiziksel veya zihinsel açıdan sahip olduğu farklılığa yönelik gerçekleĢtirilen söylemdir. Fiziksel ya da zihinsel engelin dıĢında toplumda olumsuz nedenlerden dolayı bulaĢtığı düĢünülen bazı hastalıklarda bu tür söylemin içerisinde yer almaktadır. Bu söylemde kiĢinin

(37)

fiziksel engeli ya da bazı hastalıklarına karĢı alay edici, aĢağılayıcı söylemlerde bulunulduğu görülmektedir (Binark ve Çomu, 2012). AIDS veya HIV hastalıklarına yönelik çıkan haberler, tehlikeli, sapkın gibi anlatımlar içermesi, bir kiĢinin sahip olduğu fiziksel engelinin vurgulanması, alay edilmesi veya lakap takılması bu kategorideki nefret söylemine örnek olarak gösterilebilir (KaosGL, 2009: 3).

1.3.2. Siyasal Nefret Söylemi

Sahip olunan siyasal bir gruba ya da gruplara, savundukları düĢüncelerden dolayı hedef alınması ve bu hedef alınan grup üzerinden oluĢturulan nefret söylemi olarak tanımlanmaktadır. Siyasal (politik) nefret söyleminde ya tümüyle bir ideoloji ya da bir veya birden fazla siyasal parti hatta daha küçük gruplar da hedef alınır (Yazıcı, 2016:118).

Nefret söylemi genellikle toplum içerisinde yer alan siyasi olgulardan beslenmektedir. Bu nedenle nefret söylemi toplumda yer alan iktidar söylemlerinin yansıması olarak görülmektedir. Bu söylemler toplum içerisinde bulunan iktidar ve iliĢkilerinin tekrardan inĢa edilmesini sağlarken, söylemin yöneltildiği azınlıktaki grup ya da grupları toplum bünyesinde ötekileĢtirerek ikincil konumda yer etmesinde etkilidir (Alğan ve ġensever, 2010: 10).

Bu nefret söyleminin meydana gelmesinde siyasi partilerin kullandıkları olumsuz, sert söylemler en önemli etkendir. Bu söylemler toplumda, siyasi parti taraftarları arasında yankı bulmaktadır (Yılmaz, 2013: 44). Nefret söyleminde söylenen söylem kadar, söylemi üreten kiĢide önemlidir. Bu nedenle parti liderlerinin ya da yetkililiklerinin kullandığı dil önemli hale gelmektedir. Parti liderleri ya da yetkilileri parti taraftarları tarafından partilerle özdeĢ haldedir. Bu açıdan kullanacakları söylemler büyük bir önem arz etmektedir. Siyasi parti liderlerinin ya da parti yetkililerinin önyargı, ayrımcılık, taraflı olma, etnik köken ayrımı, homofobi, düĢmanlık ya da cinsiyetçi ifadeler gibi nefret içerikli söylemlerde bulunmaları bu söylemin parti taraftarları arasında yayılmasına ve nefret söyleminin geniĢ bir toplulukta yankı bulmasına neden olabilmektedir. Siyasi parti liderleri ya da parti ideolojileri doğrultusunda kurulan “biz-ötekiler” ayrımı, bilinçli veya bilinçsiz bir Ģekilde nefret söyleminin siyasal boyutunu oluĢturabilmektedir (Ozulu, 2014: 20-21).

(38)

Biz ve ötekiler ayrımı ile kiĢiler üyesi olduğu grubu ötekiler olarak adlandırdığı diğer gruplardan farklı görmektedir. Bu farklılık ötekileĢtirme, düĢman olarak görme ve gruplar arasında çatıĢmaların yoğun olarak oluĢmasına ve “etnik merkezcilik” kavramının temelinin oluĢmasına etki etmektedir. Etnik merkezcilik “bireyin kendi grubunun merkezde oluĢunu ve tüm diğer grupların, bu iç grup temel alınarak değerlendirildiğini anlatan” bir kavramdır (Brewer ve Miller, 1990: 433; Akt: DemirtaĢ-Madran, 2012: 80). Bu etnik merkezcilik siyasi parti liderleri ve siyasi parti tarafları arasında da görülebilmektedir. Örneğin bir siyasi görüĢü ya da ideolojiyi benimseyen partiler, liderler ya da taraftarlar benimsedikleri siyasi görüĢü üstün ve merkezde tutarken, diğer siyasi görüĢleri reddeden bir davranıĢ göstermektedir. AĢağıdaki görselde siyasi parti taraftarlarının ya da liderlerinin benimsedikleri grup içi ve grup dıĢı partilere ya da kiĢilere yönelik yaklaĢımları gösterilmektedir (DemirtaĢ-Madran, 2012: 80-81).

(39)

Tablo- 1: Siyasi GörüĢlerdeki Farklılıkların Gruplara Yönelik YaklaĢımları Siyasi Parti, Siyasi KiĢi ya da Siyasi Parti Taraftarlarının

Grup Ġçine ve Grup DıĢına YaklaĢımları

Grup Ġçine YaklaĢımları Grup DıĢına YaklaĢımları

Kendilerini uzman ve kusursuz görmek Diğerlerini ikinci sınıf, ahlakı zayıf ve yetersiz görmek

Kendi değerlerini tümüyle doğru ve

evrensel bulmak Diğerlerini reddetmek

Kendilerini güçlü görmek Diğerlerini zayıf görmek Diğer iç grup üyeleriyle iĢbirlikçi

iliĢkiler kurmak DıĢ grupla iĢbirliğini reddetmek Grup içindeki otoritelere boyun eğmek DıĢ grup otoritelerine karĢı gelmek

Ġç grup üyelerine güven duymak DıĢ grup üyelerine güvenmemek Diğer iç grup üyelerine iliĢkin olumlu

tutumlar geliĢtirmek DıĢ grup üyelerine olumsuz duygularını ve nefretini sezdirmek Ġç grubun baĢarılarından kendine pay

çıkarmak baĢarısızlıklarından dıĢ grubu sorumlu tutmak Grup içindeki tatsızlıklarından ve iç grubun Grup üyeliğini sürdürme yönündeki

istekliliğini sergilemek DıĢ grup üyeliğini reddetmek

Kaynak: (H. A. Michener, J. D. DeLamater ve S. H. Schwartz, 1990: 433, Akt: DemirtaĢ-Madran, 2012: 81).

(40)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

YENĠ MEDYA VE SOSYAL MEDYA 2.1. Yeni Medya Kavramı

Bilgi ve iletiĢim teknolojilerinde yaĢanan geliĢmeler yeni iletiĢim ortamlarının oluĢmasına etki etmiĢ ve yeni medya, internet, sosyal medya, sosyal ağlar gibi kavramların ortaya çıkmasına katkı sağlamaktadır. Bu yeni iletiĢim ortamlarına yeni medya denilmektedir. Yeni medya kavram olarak 1970‟li yıllarda, yeni iletiĢim araĢtırmalarında, sosyal, psikoloji, ekonomi ve kültürel alanlardaki araĢtırmacıların kullanmasıyla ortaya çıkmıĢtır ve 1991 yılında web teknolojilerindeki değiĢimler ile geliĢme göstermiĢtir (Dilmen, 2007: 114). Yeni medya, kitle izleyicisini bireysel kullanıcı olarak da kapsayabilen, kullanıcıların içeriğe veya uygulamalara farklı zaman dilimlerinde ve etkileĢim içinde eriĢe bildikleri sistemler olarak tanımlanmaktadır (Geray, 2003: 20).

Yeni medya ile tek tip bir yapı, cihaz veya teknolojiden öte medyanın üretim, dağıtım ve kullanımındaki değiĢikliklere iĢaret edilmektedir. Bu değiĢimler teknolojik, kültürel, metinsel ve gelenekseldir (Lister, Dovey, Giddings, Grant ve Kelly, 2009: 13). Yeni medya, dijital bir hale geçmiĢ analog medyanın temsilidir (Manovich, 2001: 50). Yeni medya teriminin kullanılmasıyla bir önceki medya araçları eski yani geleneksel olarak adlandırılır. Burada önemli olan yeni kavramının ne olduğu değil, hangi özelliklerin yeni olarak adlandırıldığıdır. Çünkü her geliĢen teknoloji ile yeni araçlar ortaya çıkmıĢ veya araçlara farklı özellikler yüklenmiĢtir (Yengin ve Bayrak, 2018: 34).

Şekil

ġekil 1: Nefret Piramidi
Tablo  10‟da  siyasi  parti  liderlerine  yönelik  nefret  söyleminin  yer  alıĢ  biçimlerinin  çapraz  karĢılaĢtırılmasına  yer  verilmiĢtir
Tablo  11‟de  siyasi  partilere  yönelik  nefret  söyleminin  yer  alıĢ  biçimlerinin  çapraz  karĢılaĢtırılmasına  yer  verilmiĢtir
Tablo  12‟de  siyasi  parti  taraftarlarına  yönelik  nefret  söyleminin  yer  alıĢ  biçimlerinin  çapraz  karĢılaĢtırılmasına  yer  verilmiĢtir
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Bakanlık, "çevre ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen çevre kirlili ği ve gürültünün önlenmesi ile seçimlerde propaganda amacıyla kullanılacak el ilanları,

Özinanır, zaman zaman bu suyu taşıyan özneyi genel bir “sol” olarak anmakla buland ırıyor (yukarıda böyle bir genel “sol” olmadığını vurguladık), ama yazının

Magnitüdü dört ve dörtten yüksek depremler için sürekli olan deprem büyüklükleri, depremin odak derinlikleri ve ardışık depremler arası sürelere ilişkin

4 Rosa Maria Dangelico and Pujari Devashish, “Mainstreaming Green Product Innovation: Why and How Companies Integrate Environmental Sustainability”, Journal of Business

ponq nopq ntqo oqtp qtnp tqop notp tpoq qton opqt qtnp otpq noqp otnp tonp nqpo ptoq qnot ntpo toqn tnoq qopn pnqo potn tnpq otnp. Şekillerin yandaki gibi sıralandığı 4

Yükseköğretim Kurulu’nun üniversiteler üzerindeki hiyerarşik konumu kaldırılarak yerine “Üniversiteler Üst Kurulu” önerilmektedir (CHP, 2015a). Burada CHP,

are higher significantly before noon than afternoon..When users are more than 80 in multi- function sport court, users of more than 15 in shooting court and users of more than 40

Seçim öncesinde de seçmenle iletişim kurmak için çaba gösteren bu partiler sosyal medyada daha fazla varlık göstermeye başlamış bu bağlamda Twitter’da da hem parti