• Sonuç bulunamadı

Fransız aydınlar Türkiye-Fransa arasındaki Ermeni krizini değerlendirdiler:Oylamaya katılanların yüzde 20'si kara cahil

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fransız aydınlar Türkiye-Fransa arasındaki Ermeni krizini değerlendirdiler:Oylamaya katılanların yüzde 20'si kara cahil"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dizi

fflirnrai

PAZARTESİ, 5 Şubat 2001

Fransız aydınlar Türkiye-Fransa arasındaki Ermeni krizini değerlendirdiler

Alexandre Adler (Courrier Internationalen Genel Yayın Yönetm eni)

F,

ransa'nın önde gelen aydınları

Jacques Attali, Alexandre Adler,

Olivier Roy

ve

Dominique Moisi

ile

Davos'ta karşılaşınca, krize yol açan

Ermeni Soykırım Yasası'nı konuşma

fırsatı çıktı. Fransız aydınlar arasında,

senatodaki oylamaya en fazla ateş

püsküreni Courrier International'in

Genel Yayın Yönetmeni

Alexandre

Adler

oldu.

"Oylamaya katılan

senatörlerin yüzde 20'si dış politika

konusunda kara cahil. Yüzde 80'i ise

Türkiye'nin Avrupa'daki varlığına

karşı çıktıkları için oylamaya

katıldılar ve böylelikle Türkiye

Cumhuriyeti'ni aşağılamak

istediler"

dedi

Adler. Jacques Attali

ise fazla yorum yapmaktan kaçınırken,

Moisi "Oylamadan ne gurur

duydum, ne de öfkelendim.

Sanıyorum Fransızlar'ın büyük bir

çoğunluğu da bu hislerimi

paylaşıyor. Neticede güçlü bir

lobiye boyun eğdik"

dedi.

Gila BENMAYOR

JACQUES ATTALİ

(Mitterand'ın eski danışmanı, yazar)

Sayfaları

çevirmek

gerekir

T A R İH E bakarsanız, Fransız-Türk ilişkileri tarihte daima sıcak ilişkiler olmuştur. Fransa, Türkiye'nin AB

üyeliği için başı çeken ülkelerin başında geliyor. Bu küçük “psikolojik dram” konusunda fazla bir yorum yapmak

istemiyorum. Kanımca sayfaları çevirmek gerekir. Halklar daima geleceğe bakmak zorundadır. Fransa- Türkiye ittifakı Avrupa Birliği için çok önemlidir. Türkiye'nin inanılmaz bir büyüme potansiyeli var.

10 yıl zarfında “El dorado” gibi bir şey olacak konumu

nedeniyle. Bu yüzden böyle şeyleri geride bırakmak gerekiyor.

{ hbb+JJT ... -W4 9 gende bırakmak gerekiyor.

ylamaya katılanlann

yüzde 20'si kara cahil

■ ■

--- — — —

---Koçaryan'a aptalca

bir armağan sunduk

■ Fransız Senatosu'ndaki oylamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Korkunç bir oylamaydı. Oylamaya

katılanlardan yüzde 20'si uluslararası politikadan tamamen habersizler. Yüzde 80’si ise Türkiye Cumhuriyeti'ni aşağılamak için oylamaya katıklılar. Çünkü Türkiye'nin Avrupa'daki varlığına karşı çıkıyorlar.

İslam'a karşı

hoşgörüsüzlüklerini ve bir anlamda gizli ırkçılıklarım açığa çıkardılar. Bilirsiniz Dr.

Johnson 18. yüzyılda teşhisi

koymuştu, “Milliyetçilik ayak

takımının son sığınağıdır”

diye. Gerçek bir trajedinin arkasına sığınarak -burada parantez açıyorum kanımca Ermeni soylarımı olmuştur- ahlaksız, gülünç ve hatta tehlikeli bir oylamaya giriştiler. Ermeni soykırımı meselesi Avrupa Parlamentosu tribünlerinde halledilemez.

■ Nasıl halledilebilir?

Sorun Ermenistan ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulması, diyalogun oluşturulmasıyla çözülür ancak. Bağımsız tarihçilerden oluşan komisyonlar kurulacak, belgeler incelenecek. Türk görüşünün de böylelikle geçerlilik kazanması mümkün olabilir.

F

ransa bu anlamsız

oylamayla bir dostunu ve

müttefikini kaybetmiş

görünüyor. Am a Türk

dostlarımın şunları bilmesini

istiyorum. Onları düşünen,

seven ve yapılanları

desteklemeyen başka bir

Fransa var. Ulusalararası

ilişkilerde büyük bir ülke

olan Fransa giderek

küçülüyor ne yazık ki.

Akademisyenler, tarihçiler, aydınların bu işi üstlenmeleri gerek. Bunların son derece ılımlı bir şekilde yapılması gerekir çünkü sancılı bir geçmişi paylaşan iki milletten söz ediyoruz.

A şiR ILIĞ A PRİM VERİYORUZ

■ Ermenilerin amacı nedir sizce?

Ermeni milliyetçi hareketi uluslararası kampanya başlattığında, amacı Türkiye'yi suçlu sandalyesine oturtmak ve Ermeni Soykırım meselesini Avrupa parlamentolarına getirerek, tarihi bir gerçeği su yüzüne çıkartmak değildi. Bu bir dış politika hedefiydi. Dikkat edin Ermenistan'dan söz etmiyorum çünkü o yıllarda Ermenistan henüz ortada yoktu. Bu Sovyetler Birliği

... ... ■■■■■■ İmparatorluğumun hedefiydi kısaca.

Unutmayın ki, Sovyetler Birliği aynı tarihlerde yani 1970'li yılların sonunda Dev Genç'i

besleyerek, Bekir Çelenk'li Türk Mafyası'na ve PKK gibi ayrılıkçı hareketlere para akıtarak Türk toplumunu sarsmayı hedefliyordu. NATO'nun zayıf bir halkası olan Türkiye'de patlamalara yol

Adler, arkadaşımız Gila Benmayor'a senatörlerin Türkiye'yi aşağılamak için oylamaya katıldıklarını söyledi.

açmaktı amaç. Neticede Ermeni milliyetçi hareketi, özel nedenlerden ötürü bu kampanyaya angaje oldu. KGB’nin lojistik desteğiyle 1970’li yılların sonunda birçok Türk diplomatı öldürüldü. Ermeni terörizmi, Kürt ve Filistin terör hareketleriyle Ortadoğu'da istikrarsızlık yaratmak amacıyla birleşti.

Bu aptalca politika Sovyetler Birliği'nin başına öyle belalar açtı ki, Andropov ve ondan sonrakiler Sovyet iktidarıyla Ermeni terörizmi arasındaki bağa son vermek zorundra kaldılar. Biz de buna rağmen aşırı unsurlara prim veriyoruz.

■ Anladığım kadarıyla Erivan yönetimini

milliyetçilikle suçluyorsunuz?

Bugün insan hakları konusunda hesap vermesi gereken bir ülke varsa o da Ermenistan'dır. Parlamento Başkam Karen Demirciyan'ın parlamento ortasında vurulduğu yerdir orası. Ermeni savaşçıları Gürcistan'ı en verimli eyaletinden ayırmak için Abhazlara yardım etti. Ermeni gizli servisleri, Aliyev ve Şevardnazde'ye suikast girişimlerine, Moskova'nın karşısında yer alan petrol lobilerine destek veriyor. Türklerle iyi ilişki kurmak isteyen Ter-Petrosyan iktidardan uzaklaşmak zorunda kaldı. İşte Robert

Koçaryan'm politikası ve şimdi biz ona aptalca

bir armağan sunuyoruz.

K

a

FKASLAR UNUTULUYOR

■ Erivan nasıl dize gelebilir peki?

Esas yapılması gereken, tüm Avrupa Topluluğu'nun aklı başında Ruslar'la birlikte, Ermeniler'e, komşularıyla normal ilişkilerin dışında başka seçenekleri olmadığını anlatmaktır. Ermeni soykırımı meselesi ancak politik bir yumuşama döneminde ele alınabilir. Bu durumda, Kafkaslar'da olup bitenin üzerinden dikkatler dağıtılıyor. Erivan'ın hedefi Türkiye'yi izole etmeye devam etmek ve Karabağ’m statüsünde bir değişikliğe tüm gücüyle direnmek gibi görünüyor.

■ Fransa-Türkiye ilişkilerinin geleceği?

Türkiye AB'nın eşiğinde. Cumhurbaşkanı

Sezer'in desteğiyle reformlara girişti. Demokratik

bir Türkiye Ermeni meselesini halledecek. Eminim gelecekte Türk öğrenciler bu konuda başka şeyler öğrenecekler. Türkiye'ye nefes almak ve gerçek büyük bir demokrasi olmak hakkını tanımak gerek. Fransa bu anlamsız oylamayla bir dostunu ve müttefiğini kaybetmiş görünüyor. Ama Türk dostlarımın şunları bilmesini istiyorum. Onları düşünen, seven ve yapılanları desteklemeyen başka bir Fransa var.

Ulusalararası ilişkilerde büyük bir ülke olan Fransa giderek küçülüyor ne yazık ki.

Fransa-Türkiye ittifakı

Avrupa Birliği için çok

önemlidir Türkiye'nin

inanılmaz bir büyüme

potansiyeli var. Konumu

nedeniyle 10 yıl zarfında "El

dorado" gibi bir şey olacak.

Bu yüzden böyle şeyleri

geride bırakmak gerekiyor.

Dominique Moisi

(Fransız Uluslararası İlişkiler

Enstitüsü Başkan Yardımcısı)

Güçlü bir

lobiye

boyun eğdik

B

ugün “hafıza kültü”nün etkili olduğu bir iklimde çok güçlü. Ermeni lobileri var. Biz Fransızlar güçlü bir lobiye boyun eğdik. İşin tuhaf yanı Fransa,

Türkiye'nin Avrupa'daki en güçlü mütte- fiği. Politik bir mantık yürütürsek şunu söyleyebilirim: Oylama beni ne gurur­ landırdı, ne de öfkelendirdi. Bu hislerim- le Fransızlar'ın büyük çoğunluğunu tem­ sil ediyorum. Şimdi AB üyeliğiniz üze­ rinde yoğunlaşmanız gerekiyor. Bu oylama, kendi belleğinizle yüzleşmenizi, bazı kimlik sorunlarınızı halletmeyi, Kemalizm sonrası bir döneme geçiş yapmanızı da sağlayabilir. Bu talihsiz olaya karşı olgunluk, demokrasi, modernlik, açıklık çerçevesinde tepki verdiğiniz takdirde dışarıya vereceğiniz imaj daha güçlü olacaktır.

Olivier Roy (Ortadoğu,

Kafkasya, Iran Uzmanı)

Diplomasi

ayağa düştü

Fransa'nın stratejik I çıkarlarıyla asla ilgisi K f yok. Tamamen oy ■ r J kaygısı var işin içinde.

J r a Protestan Fransızlar'ın katliamı, Ruanda. Ce- zayjr £İururi;en Fran­ sa'yı hiç ilgilendirmeyen bir konuda oyla­ ma kadar saçma bir şey olamaz. Sonuçta diplomasi kavramı ayağa düştü.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İttihat ve Terakki Cemiyeti Karşıtı Muhalefet ve 31 Mart Olayı.. İTC karşıtı muhalefetin ana unsuru, arkasında Prens Sabahattin ve Kâmil Paşa gibi isimlerin bulunduğu

Büyük Güçlerin ve Balkan Devletleri’nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Baskısı: Trablusgarp Savaşı.. İtalyan emperyalizmi: İtalya’nın,

Birinci Dünya Savaşı'nın Sonu ve Osmanlı Devleti.. 1915 yılından itibaren İttifak devletleri arasında önemli bir bağ oluşturmuş olan Bulgaristan’ın 29 Eylül’de

Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920) Saray’ın izlediği politika: Elverişli bir barış.. antlaşması elde etmek için

olması ile birlikte İstanbul Hükümeti’nin Ankara’daki ulusal direniş hareketine karşı aldığı siyasi ve askeri tedbirler..

Ulusal Direniş Hareketi içerisindeki siyasal gelişmeler.. Milli Mücadele’nin sürdüğü yıllarda Mustafa Kemal silahlı kuvvetler üzerinde sağlam bir otorite kurmuşsa

İsmet Bey’in kabinesinin 4 Mart 1925’te Terakkiperver Fırkalıların ret oyuna rağmen açık farkla güvenoyu alması.. Şeyh Sait İsyanı-Takrir-i Sükun Kanunu ve

Türkiye Cumhuriyeti’nin Dış Dünya İle İlişkileri (1923-1939).. İki Savaş Arası