• Sonuç bulunamadı

Avrupa toplulukları ilk derece mahkemesi ve Avrupa Birliği kamu hizmet mahkemesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Avrupa toplulukları ilk derece mahkemesi ve Avrupa Birliği kamu hizmet mahkemesi"

Copied!
106
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Avrupa’nın birleştirilmesine yönelik “federal” ya da “konfederal” planlar, Ortaçağ’dan itibaren zaman zaman gündeme getirilmiştir1. Topluluğu kuran siyaset adamlarının düşünceleri, başlangıçtan beri örgütün bir “federal model” olmasıydı2. Gerçektende Avrupa’da bir birlik kurmaya yönelik hareketlerin kökeni, çok eskilere dayanır. Geçen yüzyıllar ve 20 nci yüzyılda La Rochefoucauld, Saint Simon, William Penn, Due de Sully, Augustin Thierry, Emile De Girardin, Victor Hugo, Count Coudenhove Kalergö, M. Birand gibi düşünürler, Avrupa Birliğinin kurulmasına inanan kişilerdir3. Avrupa Toplulukları başlangıçta ekonomik bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Kurucu Antlaşmalardan Avrupa Tek Senedi’ne kadar olan süreçte, üye devletler arasında ekonomik bir entegrasyon sağlama amacı güdülmektedir. Kağıt üzerinde siyasi entegrasyon amacı henüz mevcut değildir. Görülen siyasi işbirliğinin ekonomik entegrasyonun bir sonucu olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Üye devletlerin zaman zaman yaptığı zirve toplantılarında siyasi işbirliği olması gerektiği yönünde fikirler ortaya atılmakla birlikte, bu konuda somut bir belgenin ortaya çıkması zaman almıştır4. Dolayısıyla, Topluluk sistemi federal bir yapıya henüz kavuşamasa da en azından Topluluğu kuranlara başlangıçtan beri egemen olan fikir “federalizm” olmuştur5.

20. yüzyılda Avrupa devletlerinin bütünleşmesini sağlamak amacıyla çaba gösteren ve Avrupalılık değerlerini vurgulayan çok sayıda düşünür ve uygulayıcı görülmüştür. Edward Herriot ve Jean Monnet bunlardandır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Birleşmiş Milletler örgütü, tıpkı Birinci Dünya Savaşı sonunda kurulan “Milletler Cemiyeti” gibi “evrensel tasarılar ve ütopik düşünceler” üzerine oturtulmuştu. Farklılık, yeni bir uluslar arası iktisadi sistem oluşturmasındaydı. Bu sistem içinde Uluslar arası Para Fonu, Dünya Bankası, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Anlaşması(GATT) yoluyla ekonomik işbirliği

1 İbrahim S. CANBOLAT, Uluslarüstü Siyasal Sistem, Ezgi Kitabevi Yayınları, 1. Baskı, Bursa

1994, s.63

2Haluk GÜNUĞUR; Avrupa Topluluğu Hukuku, 3. Baskı, Ankara, Avrupa Ekonomik Danışma

Merkezi Yayını, Bilim Serisi-1, 1996, s.14

3S.Rıdvan KARLUK, Avrupa Birliği ve Türkiye, Beta Yayınevi, 5. Baskı, İstanbul 1998, s.1 4Selahattin AKYURT;“Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği Hukukunda Supranasyonalite”, (Basılmamış

Yüksek Lisans Tezi), Diyarbakır 1996, s.35-36

(2)

amaçlanıyordu. Oysa Avrupa’ya özgü sorunlar, özellikle Avrupa ülkeleri arasında daha sıkı bir ekonomik işbirliğini gerektiriyordu6.

Klasik egemenlik kavramına getirilen kısıtlamalar, Birleşmiş Milletler Örgütünün kurulmasıyla uluslar arası hukukta belirgin hale gelmiştir. Gerçekten, bu örgütün en önemli organı niteliğindeki “Güvenlik Konseyi”, örgütü bağlayan kararlarını oybirliği ile değil, veto yetkisine sahip üyelerin oylarının da içinde bulunduğu “oyçokluğu” ile alabilmektedir. Giraud’nun da belirttiği gibi; Güvenlik Konseyinde beş büyüklerin veto koşuluna bağlanmış olsa da, Birleşmiş Milletlerde uygulanan “oyçokluğu kuralı” uluslar arası ilişkilerde uygulamaya konulan çok önemli bir gelişmedir. Uluslar arası örgütler bünyesinde alınan kararlar, örgüte üye ülkeleri doğrudan bağlamaz. Sonuçta bu kararlar yöneldiği üye devletler tarafından uygulamaya konulmak zorundadır. Burada önemli olan nokta, ilgili devletin kararı uygulamaya koymaması halinde “uluslar arası sorumluluğu” nun söz konusu olmasıdır. Ulusal düzeyde yetkili organların, uluslar arası örgüt kararlarını iç hukuklarında yürürlüğe koymaları, ulusal yetkilerin uygulanmasına getirilen bir kısıtlamadır. Bununla birlikte, ulusal planda yetkili organlar, uluslar arası örgüt kararlarının iç hukukta uygulanması konusunda “tek yetkili” durumundadır7.

İkinci dünya savaşından hemen sonra Avrupa’da uluslararası nitelikte örgütlerin kurulduğunu görüyoruz. Kurulan örgütler, Avrupa’nın o tarihlerdeki iki temel sorununa çözüm arayışı içinde gündeme gelmiştir. İlk önce, savaş sonrasının “yıkık Avrupa”sını kendi ayakları üzerine kaldırabilmek, sonra da Doğu’dan gelen “yayılımcı Sovyet tehdidine karşı siyasal ve askeri güvenliği sağlamak”. Bu amaca yönelik olarak kurulan örgütlerden(Nato dahil) hiçbiri, üyelerinin ulusal egemenliklerine, “hukuksal düzeyde” önemli kısıtlamalar getirmemiştir. ABD ve SSCB gibi iki süper gücün “siyasal etkinlik alanı” içinde kalan Batı Avrupa ülkeleri, Avrupa Topluluğunun kurucusu alarak kabul edilen Jean Monnet’nin de vurguladığı gibi, artık gerek ekonomik, gerekse politik güçlerini bir araya getirerek örgütlenmeliydiler. Bu örgütleşme içinde oluşturulacak kurumlar, son derece önemli yetkilerle donatılmalıydı. Örgüt amaçlarına, ancak üye devletlerin egemen biçimde

6 CANBOLAT, a.g.e., s. 68-69 7 GÜNUĞUR, a.g.e., s.14-15

(3)

kullandığı kimi yetkileri devralmak suretiyle ulaşabilirdi. Bunun için “egemenlik kısıtlaması” değil “egemen yetkilerin bir bölümünün devri” olgusu gerekliydi. İşte, Avrupa Topluluklarını kuran Paris ve Roma Antlaşmaları, bu olgunun bilinci altında kaleme alınmıştır. Bu antlaşmalarla kurulan Topluluk, üye devletlerden egemen yetkiler devralarak “uluslarüstü” bir nitelik kazanmıştır8.

Avrupa Toplulukları kurucu antlaşmaları, bağımsız devletlerarasında imzalanmış uluslar arası antlaşmalardır. Bu anlamda Toplulukların uluslar arası hukuk teknikleri kullanılarak kurulduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak kurucu antlaşmalar alışılmışın dışında Parlamento, Konsey, Komisyon ve Adalet Divanından oluşan “dörtlü (quadripartite) bir kurumsal yapı” getirmişlerdir. Bu nokta doktrindeki birtakım yazarlar tarafından toplulukların paradoksu ya da orijinalliği olarak nitelendirilmiştir.9 İşte kurucu antlaşmalarla oluşturulan topluluk organlarına yine bu antlaşmalarla belirlenen ilkeler doğrultusunda egemen yetkilerini kısmen devreden topluluk devletleri başlangıçta farklı ekonomik ve siyasal güdülerle yola çıkmış olsalar da ortaçağdan beri görülen “Avrupa Birleşik Devletleri” rüyasına büyük ölçüde yaklaşmışlardır. Bütünleşme yolunda kat edilen mesafede topluluk organlarının kurumsallaşmasının ve topluluk hukukunun ifa ettiği etkin rolün payı çok büyüktür. Topluluk hukukunun gelişmesi ve yerleşmesinde yaşamsal rol oynayan topluluk kurumları hiç şüphesiz topluluğun yargı organları olan Avrupa Toplulukları Adalet Divanı(ATAD) ve Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesidir(ATİDM). Yetkilerini, nihai amaç olan topluluğun bütünleşmesi perspektifinde cesurca ve kıskançlıkla kullanan ATAD ve bu bağlamda ATİDM’ni tanımak, topluluğun uzun ve sancılı bütünleşme sürecini, Avrupa Topluluğu Hukukunun ve Yargı Organlarının bunun sağlanmasındaki rolünü kavramak bakımından önemlidir. Amsterdam Antlaşması, Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmasında rakamların yanına harf konulmasıyla oluşturulan numaralandırma sistemi yerine yeni bir numaralandırma sistemi getirdiğinden, çalışma boyunca madde numaralarında yeni numaralandırma sistemi kullanılmıştır. Ancak çalışmanın

8 GÜNUĞUR,a.g.e., s.15-16

9 Ercüment TEZCAN ; Avrupa Birliği Kurumlar Hukuku, 1. Bası, İstanbul, Beta Basım Yayım

(4)

daha yararlı olması için önemli maddelerde eski numaralar parantez içinde verilmiştir10.

10-11 Aralık 1999’da yapılan Helsinki Avrupa Birliği Zirve Toplantısı sonucunda Türkiye’ye aday ülke statüsünün tanınması, 12-13 Aralık 2002 tarihinde gerçekleştirilen Kopenhag Zirvesi sonucunda Konsey’in 2004 yılı İlerleme Raporu ve Komisyon’un görüşleri temelinde Aralık 2004’te yapılacak Zirve’de Türkiye’nin “Kopenhag Siyasi Kriterleri”ni karşıladığı kararını alması halinde müzakerelerin gecikmeksizin başlatılacağını bildirmesi, 16-17 Aralık 2004’te AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirve toplantısında Türkiye’nin siyasi kriterleri yeterli ölçüde yerine getirdiğinin belirtilmesi ve katılım müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılmasının kararlaştırılması, 3 Ekim 2005 tarihinde ise AB Dışişleri Bakanları’nın Lüksemburg’ta yaptıkları toplantıda Türkiye’ye yönelik müzakere çerçeve belgesinin onaylanması ve müzakerelerin tarama süreciyle resmen başlatılmasının kararlaştırılması ve nihayet 20 Ekim 2005 tarihinde de Üyelik müzakerelerinin ilk aşamasını oluşturan tarama sürecinin “bilim ve araştırma” alanında düzenlenen “tanıtıcı tarama” toplantısı ile başlaması11 sonrasında, öneminin arttığını düşündüğüm konunun anlaşılmasına küçük bir katkı sağlamakla çalışmamız amacına ulaşmış olacaktır.

10 İktisadi Kalkınma Vakfı “Bütünleştirilmiş Haliyle Avrupa Birliği Kurucu Antlaşmaları” İKV

yayınları, No:162, 2.Baskı İstanbul: 2000, s.2; Çalışma boyunca aktarılan Antlaşma metinlerinin Türkçe çevirileri için aşağıdaki kaynaktan yararlanılmıştır: Kamuran REÇBER; “Avrupa Birliği

Mevzuatı”, 2.Baskı, Bursa, Aktüel Yayınları, Eylül 2005

11 Zeynep ÖZLER; “Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri Kronolojisi”, Milliyet, Avrupa Birliği Eki, 25

(5)

BİRİNCİ BÖLÜM

I. ATİDM HAKKINDA GENEL BİLGİLER

A. TARİHÇE

Avrupa Topluluklarının kuruluşlarından itibaren Topluluk kurumlarına yetkili oldukları alanlarda karar yetkisi verildiği görülür. Ancak bu yetkinin, bir kontrol mekanizmasına tabi olması gerektiği gayet açıktır. Bu nokta kurucu antlaşmaları hazırlayanların gözünden kaçmamış ve başlangıçtan itibaren Adalet Divanı, topluluk organları arasında yerini almıştır12.

1974 yılında Konsey nezdinde ki Alman Delegasyonu tarafından bir İlk Derece Mahkemesi kurulması fikri ortaya atılmış13, Topluluk kurumları arasında ise ilk kez Konsey, bir İlk Derece Mahkemesi kurulmasının ve bu yeni mahkemeye Topluluklar ile çalışanları arasındaki davalara bakma yetkisi verilmesinin faydalı bir gelişme olacağını açıklamıştır. Komisyonun 04.08.1978 tarihinde yaptığı teklifte ise birini kurumların, diğerini kişilerin oluşturduğu komitelerden kaynaklı iki listeye dayanılarak ATAD tarafından atanmış görevlilerin oluşturduğu bir mahkemenin kurulması öngörülüyordu14. ATAD’da 21.07.1978 tarihinde Konsey’e gönderdiği memorandumda yalnız personel davaları için değil, Toplulukların sorumlulukları ve rekabet konuları için de bir İlk Derece Mahkemesi kurulması konusundaki görüşünü bildirmiştir15. Bu sırada ATAD’ın hukuki yapının modifikasyonu gibi geniş bir vizyonu vardı. 21.07.1978 tarihinde ATAD Başkanı gerçek bir İlk Derece Mahkemesi kurulmasını teklif etmiş ve Kurucu Antlaşmaların revizyonu için çağrıda bulunmuştur16. ATAD ise ATİDM’nin kurulabilmesinin, AET Antlaşması’nın

12 TEZCAN ; a.g.e., s.96-97

13 Daniel LUDET; “Tribunal de Premiere Instance”, Encyclopedie Juridique, Repertoire de Droit

Communautaire, Dalloz, Tome III, 1992, s.2’den aktaran Ayperi SAMANTIR; “Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi ve Bu Mahkemenin Topluluk Hukukunun Gelişmesinde Oynadığı Rol”, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996), s.3

14 Valerie FAURE: L’apport du Tribunal de premiere instance des Communautes Europeennes

au Droit Communautaire de la Concurrence, Paris, Dalloz, 2005, s.3; A. Spyros PAPPAS ; “The

Court of First Instance of the European Communities: History-Organization-Procedure” European İnstitute Of Public Administration, Maastricht, (1990), s.xi’den aktaran SAMANTIR; a.g.e., s.3

15 LUDET; a.g.m.,s.2’den aktaran SAMANTIR; a.g.e., s.3 16 FAURE; a.g.e., s.4

(6)

236.maddesi çerçevesinde Kurucu Antlaşmaların değiştirilmesi ve bu değişikliklerin üye devletlerin anayasal kurallarına göre onaylanıp yürürlüğe girmesiyle mümkün olacağı biçiminde görüş bildirmiştir17.

B. AVRUPA TEK SENEDİNE KADARKİ SÜREÇ

Kurucu antlaşmaların gözden geçirilmesi için 1985 yılında üye devlet temsilcilerinin Lüksemburg’da toplandığı Hükümetler arası Konferans’ta ATAD, çalışma güçlüklerine dikkat çekerek ATİDM’nin kurulması biçimindeki çözüm tarzını tekrar gündeme getirmiş ve bunu mümkün kılabilmek için 08.11.1985 tarihinde kurucu antlaşmaların değiştirilmesini önermiştir18. Böylece 1985 yılında imzalanan ve 01.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Tek Senedinin 4.maddesi ile AET’yi kuran Antlaşma’ya 168 A, AAET’yi kuran antlaşmaya 140 A ve AKÇT’yi kuran antlaşmaya da 32 D maddesi eklenerek Konsey’e ATİDM’nin kurulması için yetki verilmiş ve mahkemenin genel çerçevesi belirlenmiştir. Kurucu Antlaşmalardaki bu değişikliklerle ATİDM hemen kurulmamış, bunun hukuksal altyapısı oluşturulmuş ve kurulma olanağı getirilerek bu süreçte izlenecek usul saptanmıştır19.

AET’yi, AAET’yi ve AKÇT’yi kuran antlaşmalar, lafzı aynı olan şu hükmü içermektedir: “Adalet Divanı ve İlk Derece Mahkemesi, kendi yetkileri çerçevesinde, bu Antlaşma’nın yorumlanmasında ve uygulanmasında, hukuka uyulmasını sağlarlar”(AETA 164; AAETA 136; AKÇTA 31). Bu hüküm aynen ATKA’nın 220.maddesine aktarılmıştır20.

Bu veciz hüküm bir taraftan her bir topluluğu “hukuka bağlı Topluluk” ve dolayısıyla AB’yi “hukuka bağlı Birlik” olma zorunluluğu altına koymakta, diğer taraftan da ATAD’na hem kapsamı geniş ve etkin yargı denetimi görevini hem de

17 PAPPAS ; a.g.m., s.xii’den aktaran SAMANTIR; a.g.e., s.4 18 LUDET; a.g.m., s.2’den aktaran SAMANTIR; a.g.e., s.4

19 TEZCAN ; a.g.e., s.97; Vassili CHRİSTİANOS; “The Court of First Instance and the New Judicial

Organization of the European Communities” Editör: A. Spyros PAPPAS ; “The Court of First Instance of the European Communities: History-Organization-Procedure”, Maastricht, (1990), s.18’den aktaran SAMANTIR; a.g.e., s.5

20 TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri ; Avrupa Birliği Hukuku, Güncelleştirilmiş 2. Bası, İstanbul,

(7)

Antlaşmaları yorumlama ve boşlukları doldurma yetkisini vermektedir. ATAD bu madde dolayısıyla adeta hukuk koyucu bir organ durumundadır. Hükümde yer alan “hukuk” kavramı en geniş anlamı yüklenmiştir. Bu kavram sadece topluluk hukukunu değil, hukukun temel ilkeleriyle birlikte uygar düşünce ölçülerinde adalet idesini de ifade etmektedir. ATAD’ın hukukun “yorumu”nda kullanacağı yöntem de sınırlandırılmış değildir. ATAD gereğine göre, sistematik, teleolojik, yararlı etki, karşılaştırmalı hukuk, temel haklara uygunluk ve Antlaşmalara saygı yöntemlerini ya da başka bir yöntemi uygulayabilir. “Hukuka bağlı Topluluk” temel hakların korunması konusunda çok titizdir. Anılan hükme dayanarak ATAD’ın, Antlaşmaları ve ikincil mevzuatı, öngörülme amacına göre yorumlamakta, boşlukları doldurmakta, tarihi yorum yerine teleolojik yöntemi uygulamakta ileri gittiği, hatta bazen lafzı tamamen ihmal ettiği eleştirisi yapılmasına rağmen mahkemenin Avrupa Toplulukları Hukuku’nun geliştirilmesinde olumlu rol oynadığı genellikle kabul edilmektedir. ATAD böyle bir işlevi olduğuna inanmaktadır. Söz konusu inanç da desteğini ATKA’nın 220.maddesinden almaktadır21.

C. İLK DERECE MAHKEMESİ KURULMASININ NEDENLERİ

Topluluklar sistemi içinde yer alan faaliyetlerin AT hukuk düzenine uygun olarak yürümesini denetleyen, Topluluklar hukukunun birliğini ve bütünlüğünü koruyan ve Topluluklar hukuk düzeni dâhilinde meydana gelen hukuki ihtilafları yine Topluluklar hukuku düzenlemelerine göre çözmeye çalışan ATAD, konunun veya ihtilafın karakterine göre, Anayasa Mahkemesi, İdare Mahkemesi, İş Mahkemesi, Hukuk Mahkemesi ve hatta Ceza Mahkemesi gibi görev ifa etmek zorunda kalmıştır. ATAD’nın iş yükünün azaltılması için yeni bir oluşumun sağlanması ve bu anlamda ATAD’nın yetkisinde bulunan kimi konuların bu yeni oluşuma verilmesi gerekli olmuştur22.

Topluluk hukukunun ve Toplulukların faaliyet alanının genişlemesi ve derinleşmesi, Topluluğa yeni üyelerin katılmasıyla ATAD’ın yükü oldukça

21 TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri ; a.g.e., s. 232-233

22 SAMANTIR; a.g.e., s.7; Kamuran REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi,

1.Baskı, Bursa, Ezgi Kitabevi, Mart 2002, s.11; Tuğrul ARAT; Avrupa Toplulukları Adalet Divanı, Ankara, 1989, s.2-6; Benzer şekilde bir sınıflandırma için bkz.TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri ; a.g.e., s. 234

(8)

ağırlaşmış, bu duruma bir çözüm bulmak için İlk Derece Mahkemesi kurulmuştur. Oysa bugün artık bu ikili yapı da ihtiyaca cevap verememektedir. Zira Adalet Divanı önünde bir dava dosyasının karara bağlanması için gereken süre 21 ayken, İlk Derece Mahkemesi için bu süre 30 aya çıkmaktadır. Birliğe yeni katılacak üye devletlerden gelecek dava dosyaları nedeniyle oluşacak artış hesaba katılacak olursa, bu sürelerin daha da katlanacağı gayet açıktır23.

Topluluk yargı sistemi hakkında yapılan istatistikler de gittikçe ağırlaşan iş yükünü bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. 1990-1998 arası dönemde ön karar prosedürüyle ATAD’ın önüne gelen dosya sayısında % 87’lik bir artış gözlenmiştir. Diğer yandan 1992-1998 arası dönemde ATİDM’de açılan dava sayısı ikiye katlanmıştır. 1993 yılından bir sonraki yıla devredilen dosya sayısı ATAD’da 433 iken bu rakam 1998 yılı sonunda 748 olmuştur. ATİDM’de 1992 yılı sonunda 171 olan bu sayı 1998 yılı sonunda 1007’ye yükselmiştir.24 Daha sonra ATİDM’nin önüne gelmiş davalar: 1990’da 55, 1991’de 93, 1992’de 123, 1995’te 253, 1999’da 384, 2000’de 398, 2001’de 345 ve 2002’de 411’dir. Şirketlerin rekabet uyuşmazlıkları Mahkemenin iş hacminde önemli bir oranı temsil eder. Merkezileşme ve Egemen Durumun Kötüye Kullanılması ve anlaşmalarla ilgili davaların sayısı da 1989’da 73, 1995’te 65, 1996’da 25, 1997’de 24, 1999’da 34, 2000’de 36, 2001’de 39 ve 2002’de 61’dir25.

ATAD’ın ve ATİDM’nin iş yükünün bu denli ağır oluşu, davaların sonuçlandırılmasına yönelik süreyi de doğal olarak uzatmıştır. Topluluk üyesi bütün devletlerin taraf olduğu 04.11.1950 tarihli “İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya İlişkin Sözleşme”nin 6.maddesinin 1.paragrafına göre, “Herkes (...) davasının makul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir”. Bu düzenleme, davaya taraf olan veya davayı açan süjeler itibarıyla önemli olmuştur. Açılan davaların geç sonuçlanması elbette adaletin sağlanması açısından sakıncalar yaratmıştır. Bu ve benzer nitelikteki aksamaları

23 TEZCAN ; a.g.e., s. 211

24 Bu istatistiki bilgiler için bkz, J.M. FARVET, “Le traite de Nice du 26 fevrier 2001: vers un

affaiblissement irreversible de la capacite d’action de l’Union europeenne”, Revue Trimestrielle de Droit Europeen (RTDE), Cilt No:37, sayı No: 2001/2 s.289, dipnot no:49’dan aktaran TEZCAN; a.g.e., s. 212

(9)

önlemek amacıyla, davaların makul sürede sonuçlandırılması için, ATİDM’nin kurulması istemi gündeme getirilmiştir. ATAD’ın iş yükünün nicel anlamda yoğunluğunun yanı sıra, ATAD nezdinde açılan davaların konu itibarıyla karmaşıklığı da, davaların geç sonuçlanmasında önemli bir etken olmuştur. Ancak, yargılamanın makul sürede yapılmadığına ilişkin şikayetler, ATİDM’nin kurulmasından sonra da tam anlamıyla giderilememiştir. Bu konuda, ATİDM Birinci Dairesi’nin 06.04.1995 tarihinde tesis ettiği karar(*), “İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya İlişkin Sözleşme”nin 6.maddesinin 1.paragrafında benimsenen “makul bir süre içerisinde yargılamanın yapılması” ilkesini ihlal gerekçesiyle(violation du principe du delai raisonnable de la procedure) ATAD’da temyiz edilmiştir. Zira, davacı davanın açılmasına ilişkin dava dilekçesini 20.10.1989 tarihinde vermiş, ATİDM ise kararını 06.04.1995 tarihinde almıştır. Diğer bir ifadeyle dava, yaklaşık beş buçuk yıl içerisinde karara bağlanmıştır. ATAD, temyiz kararında, davanın makul bir sürede sona erdirilmesi gerektiğini vurgulamıştır26. Topluluk Hukukunun etkisini ve kalitesini yükseltmek için ATAD’nın tıkanıklığını gidermek gerekiyordu. Kurum işleyişinde alınmış bazı önlemler bu probleme çözüm bulmak amacıyla tasarlanmıştı. Bununla birlikte bu önlemlerin getirisi çok sınırlı görünmektedir. ATİDM’nin hukuki düzende oluşturulması da kuşkusuz zorunlu bir gerekliliğe denk düşer27.

Öte yandan, ATAD’da açılan davaların karara bağlanma süresini uzatan dava sayısındaki niceliksel artıştan daha önemli olduğu düşünülen niteliksel faktör yani, davaların karmaşıklığıydı. Bu nedenle konuyla ilgilenen ekonomik çevreler, asıl görevi Hukuki Denetim olan ATAD’da özellikle rekabet davalarına ilişkin incelemelerin yetersiz kaldığını, bu tür davaların bir ihtisas mahkemesinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Ayrıca ATİDM’nin kurulması ile maddi olaylar üzerinde daha fazla araştırma yapılması amaçlanmıştır. ATAD’ın maddi gerçeklerin araştırılması konusundaki zaafı daima üzerinde tartışılan bir konu olmuştur. ATİDM’nin kurulmasıyla davaların bir yargı merciinde incelendikten sonra ATAD’da temyiz incelemesine tabi tutularak, karışık olayların derinlemesine

(*) ATİDM’nin 06.04.1995 tarihinde tesis ettiği karar için bkz., REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk

Derece Mahkemesi, s.13, dipnot no:26

26 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.12-13; SAMANTIR; a.g.e., s.8;

KIZILSÜMER; a.g.e., s.87;

(10)

incelenmesini gerektiren davalar için iki dereceli bir yargı mekanizması öngörülmesi, taraflar açısından daha sağlam bir hukuki himayenin ve hakkaniyetin sağlanmasını amaçlamıştır28.

Topluluk yargı organları yaptıkları bir takım idari düzenlemelerle yargı sisteminin işleyişini hızlandırmak için belli adımlar atmışlardır. Örneğin ön karar dosyalarının sonuçlandırmasının belli bir süreyle sınırlandırılması, yine ön karar dosyalarıyla ilgili istisnai durumlarda acele karar verilmesi, yargı prosedürünün tüm aşamalarını olabildiğince sınırlandırma, sözlü aşamanın mümkün olan durumlarda yapılmaması, avukat veya üye devlet temsilcilerinin duruşmalardaki konuşma sürelerinin sınırlandırılması, mümkün olduğunca dosyaların dairelere havale edilerek çabuk sonuçlandırılmalarının sağlanması gibi konularda somut adımlar atılmıştır29.

Bu gelişmelerden ayrı olarak 1997’de yapılan düzenlemeyle ATAD ve ATİDM Başkanları’nın yetkileri artırılmıştır. Bundan başka 16 Mayıs 2000 tarihinde divanın usul tüzüğünde yapılan değişiklikle sözlü aşama bundan böyle zorunlu olmaktan çıkarılmıştır30. ATAD’ın iş yükünün yaklaşık olarak üçte biri(73 tanesi Rekabet davalarından, kalanların çoğu da çalışanların Topluluk kurumları aleyhine açtığı davalardan oluşan 153 dava dosyası), göreve başlamasıyla 1989 yılında ATİDM’ne devredilmiştir31.

D. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KURULMASI

ATAD’ın 29.09.1987 tarihli önerisine istinaden, ATS ile benimsenen prosedüre uygun bir biçimde, AB Bakanlar Konseyi resmi olarak Komisyon ve AP’nun makul bir sürede görüşlerini kendisine iletmelerini istemiştir. Bu konuda, Komisyon, AB Bakanlar Konseyi’nin 05.05.1988 tarihli karar tasarısına ilişkin

28 SAMANTIR; a.g.e., s.8-9; KIZILSÜMER; a.g.e., s.87; FAURE; a.g.e., s.8; Suat DURSUN;

“Avrupa Toplulukları Adalet Divanı” Danıştay Dergisi, sayı: 108, Ankara 2004, s.60

29 FARVET ; a.g.m., s. 289’dan aktaran TEZCAN; a.g.e., s. 212 30 TEZCAN ; a.g.e., s. 212

31FAURE; a.g.e., s.3; Hasan ZORTUK; “A.T. Adalet Divanı’nın Kişi, Konu, Yer ve Zaman

Yönünden Yetkisi”,(Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998), s.113; Cem Volkan ACAR; “Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi”, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998), s.53; REÇBER; Avrupa

(11)

görüşünü hazırlamak amacıyla ilk çalışmalarını yapmıştır. AP’da ATİDM’nin yetkileri konusunda Komisyon’un kimi önerilerinden uzaklaşarak, Haziran 1988’de Mme Vayssade’ın raporunu benimseyerek, görüşünü AB Bakanlar Konseyi’ne iletmiştir. Komisyon’da AP’nun görüşünden haberli olarak, 20.07.1988 tarihinde kesin görüşünü belirlemiş ve bu görüşü AB Bakanlar Konseyi’ne sunmuştur. AB Bakanlar Konseyi, Komisyon’un ve AP’nun görüşlerini aldıktan sonra, 24.10.1988 tarihinde 88/591 sayılı kararını tesis ederek ATİDM’ni kurmuştur. Tesis edilen bu karar, Avrupa Toplulukları Resmi Gazetesi(ATRG)’nde 25.11.1989 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. ATİDM, 01.11.1989 tarihinde çalışmaya başlamıştır32.

ATİDM’nin kurulmasına temel teşkil eden AET-A 168/a maddesi incelendiğinde yeni Mahkeme’nin yapısı ve yetkileri hususunda şu tespitler yapılabilir:

a) Bakanlar Konseyine Mahkemenin yapısını belirleme ve ATAD

Statüsünün değiştirilmesi için gerekli düzenlemeleri yapma yetkisi verir,

b) ATİDM’yi, ATAD’la anlaşarak kendi usul kurallarını oluşturma ve

bunları Bakanlar Konseyinin onayına sunma konusunda yetkilendirir,

c) ATİDM üyeliği için aranacak koşulları belirler,

d) ATİDM’nin yetkisini, nelerin yetki alanı dışında kaldığını belirleyerek

olumsuz anlamda sınırlar33.

E. ATİDM’NİN TEŞKİLATI

1. ATİDM’nin Kurumsal Yapısı ve Yargılama Yetkisi

ATİDM yeni ve özerk bir Topluluk Kurumu olmayıp, kurumsal ve idari açıdan ATAD’a bağlıdır34. ATAD ile ATİDM arasında idari anlamda çok sıkı bir bağ

32 SAMANTIR; a.g.e., s.6; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.19; TEZCAN;

a.g.e., s.97; ZORTUK; a.g.e., s.112; GÜNUĞUR; a.g.e., s.277; DURSUN; a.g.m., s.60; FAURE: a.g.e., s.3; Marianne DONY; Droit de la Communaute et de l’Union Europeenne, Editions de L’universite de Bruxelles, Bruxselles, Belgique, 2001, s.49; ACAR; a.g.e., s.3; Deniz KIZILSÜMER ; “Avrupa Toplulukları Adalet Divanı ve İlk Derece Mahkemesi”, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996), s.86

(12)

oluşturulmasının bir başka sebebi bütçe tasarrufu kaygısıdır. ATİDM’nin kendi destek hizmet birimleri de bu nedenle oluşturulmamış, ATAD’ın birimlerinden faydalanması öngörülmüştür. ATAD’ın servisleri iki Başkan’ın ortaklaşa kararı ile ATİDM’nin tasarrufuna sunulmuştur. ATAD İçtüzüğü’nün 52.maddesi ile ATAD Statüsü İle İlgili Protokolün35 50.maddesi ATİDM’nin teşekkül formasyonlarını düzenlemiştir. Bunlar: Daireler, Büyük Daire, Genel Kurul ve Tek Yargıçtır. Üç ya da beş Yargıçtan oluşan daireler rutin biçimi oluştururlar. ATİDM'nde 1995 yılından itibaren üç veya beş Yargıçla çalışan beş daire bulunmaktadır. Önemli ve karmaşık konuları ATİDM Genel Kurulu, diğer konuları daireler karara bağlar36. ATİDM’nin kurumsal ve idari açıdan ATAD’a bağlı bir yargı organı olması, yargısal anlamda da ATAD’a bağlı olduğu anlamına gelmemektedir. ATİDM’nin kendi içtüzüğü vardır ve ATİDM’nin usul kurallarının yazımı ATAD’nın usul kurallarının yararsızca bir taklidi değildir. ATAD’ın usul kurallarına bağlı olarak yeni düzenlemeler içermektedir. Bu düzenlemeler yeni bir yargılamanın özgünlüğü ve işleyişine esneklik kazandırmak içindir37. ATKA’nın 225.maddesinin 3.paragrafı ATİDM’ne, İçtüzük tarafından belirlenmiş spesifik konularda 234.maddede belirtilen ön karar meseleleri de dahil olmak üzere başvuruların büyük bir kısmını birinci derecede karara bağlama yetkisi tanımıştır. Bu son hipotezde ATİDM, davanın topluluk hukukunun birlik ve tutarlılığını etkileyecek bir ilke kararı gerektirdiğini takdir ederse davayı karara bağlaması için ATAD’a geri gönderebilir. Bununla birlikte ilke olarak ön karar yetkisi ATAD’a aittir. ATİDM tarafından verilen kararlar ancak istisnai hallerde, Topluluk hukukunun uyumu ve birliğine ciddi zarar riski bulunan durumlarda ATAD tarafından yeniden incelenebilecektir38. Ayrıca, ATİDM Yargıçlarının bağımsızlığı güvence altına alınmıştır. Karar verirken ne ATAD’dan ne de herhangi bir başka merciden emir ve talimat almaları söz konusu değildir39.

34SAMANTIR; a.g.e., s.15; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.

20-21;GÜNUĞUR; a.g.e., s.278; FAURE; a.g.e., s.3;

35Nice Antlaşması’nın ilgili düzenlemeleriyle kabul edilmiştir. Bkz., Journal Officiel des

Communautes Europeennes, C 325, 24.12.2002, s.167-181).

36Jacques PERTEK; “Droit des institutions de l’Union Europeenne” Themis, Presses

Universitaires de France, 1.Edition, Paris, 2004, s.313; DURSUN; a.g.m., s.61;

37 FAURE; a.g.e., s.6

38 Henri OBERDORFF; “L’Union Europeenne” Armand Colin, Paris, 2004, s.132; TEZCAN a.g.e.,

s.216

39SAMANTIR; a.g.e., s.15; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.

(13)

2. Merkez

ATKA’nın 289.maddesi(eski numaralandırmada 216.madde) Topluluk kurumlarının merkezinin, üye Devletler Hükümetlerinin ortak kararı ile belirleneceğini hükme bağlamıştır. ATİDM’ni kuran Konsey Kararının 1.maddesinin son cümlesinde, yeni kurulan mahkemenin merkezinin ATAD’ın merkezinin bulunduğu yerde olacağı belirtilmiştir. ATAD’ın geçici merkezi olan Lüksembourg, 11-12 Aralık 1992 tarihli Edinburgh Zirvesi’nde daimi merkez olarak kabul edildiğinden ATİDM’nin merkezi de Lüksembourg’dadır40. ATAD’a bağlı olarak kurulan ve yukarıda da değinildiği gibi kısmen mali nedenlerle Divan’ın hizmet birimlerinden (kütüphane, araştırma ve dokümantasyon, idari birimler, çeviri hizmetleri gibi) yararlanan ATİDM’nin merkezinin başka bir yerde olması da düşünülemezdi41. Çünkü ATİDM, Topluluğun zorunlu kurumlarının eksiksiz bir listesini veren ATKA’nın 7.maddesinin 1.paragrafında zikredilmemiştir ve bağımsız bir kurum kalitesinde donatılmamıştır. Fakat ATAD kurumunun dışında bir noktaya da konumlandırılmamıştır42. Ancak Nice Antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle birlikte ATKA’nın 220.maddesi, ATAD ile ATİDM’nin her birinin kendi yetkileri çerçevesinde mevcut antlaşmanın uygulanması ve yorumlanmasına dayanarak hukukun üstünlüğünü temin edeceklerini hükme bağlamıştır. O halde Nice Antlaşması ile ATİDM’nin yetkilerinin artırıldığını söylemek yanlış olmayacaktır43.

3. Üyelik (Yargıçlık)

a) Üye sayısı

ATİDM’nin üye sayısı kurucu antlaşmalarda yapılan değişikliklerde belirtilmediğinden bu sayı başlangıçta Konsey kararı ile saptanmıştır. ATİDM kurulurken ATAD, mahkemenin Yargıç sayısının 7 olmasını önermiş, Komisyon ve

40 KARLUK, a.g.e., s.130; SAMANTIR, a.g.e., s.15; ACAR, a.g.e., s.5 41 SAMANTIR, a.g.e., s.15; ACAR, a.g.e., s.5

42PERTEK; a.g.e., s.296; Füsun ARSAVA;‘‘Nice Antlaşmasının Getirdikleri’’, Ankara Avrupa

Çalışmaları Dergisi, Cilt: 1 Sayı: 2 (Bahar 2002), s.19

(14)

Parlamento 12 Yargıç olması biçiminde görüş bildirmişler44 ve anılan Konsey kararıyla ATİDM’nin 12 Yargıçtan oluşması öngörülmüştür. Avusturya, Finlandiya ve İsveç’in topluluğa katılımından sonra ATİDM’nin üye sayısı da ATAD’ın üye sayısındaki artışa paralel olarak arttırılmış ve bu sayı ATAD’da olduğu gibi 15 olmuştur45. Mahkemenin üye sayısı, topluluğa üye devletlerin sayısı da gözetilerek saptandığından her üye devlet mahkemede temsil edilmektedir. Yani Mahkeme her üye devletten asgari bir Yargıç’ın katılımı ile oluşur.(ATKA’nın 224.maddesinin 1.pararagrafı). Fakat Yargıç sayısının artırılması olanağı mevcuttur. Mekanik bir genişlemeden kaynaklanan sonuçlar ötesinde bu sayı üye devletlerin sayısına bağlı olarak düzenlenir. Nice Antlaşmasında yapılan revizyonla getirilen bu kural, önceki duruma uygun bir değişikliktir ve bu kuralda üye devletlerin sayısı ile Yargıç sayısı çakışır. Bu sayının saptanması, hâlihazırda Avrupa’nın görünümüne dayandığı ölçüde İçtüzüğe bırakılmıştır. ATAD Statüsü ile ilgili Protokol’ün 48.maddesinde ATİDM’nin 15 yargıçtan oluştuğu belirtilmişti. Bu madde Atina antlaşmasıyla yapılan değişiklikle 01.05.2004 tarihinde AB’ne tam üye olan Çek Cumhuriyeti, Estonya Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti, Letonya Cumhuriyeti, Litvanya Cumhuriyeti, Macaristan Cumhuriyeti, Malta Cumhuriyeti, Polonya Cumhuriyeti, Slovakya Cumhuriyeti ve Slovenya Cumhuriyeti’nin katılımıyla değiştirilmiş ve üye sayısı 25’e çıkarılmıştır46. Böylece ATAD’da ve ATİDM’de sadece belirli bir dava için görevlendirilen ve topluluğa üye tüm devletlerin yargı organlarının kararlarına güven duymasını sağlama amacı güden geçici görevlendirmelere (Ad hoc) gerek kalmamıştır.

44Anne RİGAUX; “Tribunal de Premiere Instance” Edition Technique-Juris-Classeurs, Europe

fascicule 300, 1991, s.5’ten aktaran SAMANTIR; a.g.e., s.9

45Fernand GREVISSE; “La Cour de Justice et la Revision de 1996” Revue du Marche Commun et de

L’Union Europeenne, No: 384, 1995, s.11’den aktaran SAMANTIR, a.g.e., s.10; KIZILSÜMER; a.g.e., s.88; TEZCAN ; a.g.e., s. 102; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.21; FAURE; a.g.e., s.6; PERTEK; a.g.e., s.124; KARLUK; a.g.e., s.129

46REÇBER; Avrupa Birliği Mevzuatı, s.vii ve 259: Topluluğa son olarak katılan On üye ülkenin

AB’ne katılma koşulları ve AB’nin üzerine kurulu olduğu Antlaşmaların uyarlanmasına ilişkin Senet’in 13.maddesinin 2.paragrafı ile değiştirilmiştir(bkz., Journal Officiel de l’Union

Europeenne, L 236, 23.09.2003, s.37). Ayrıca, Bulgaristan ve Romanya’nın 01.01.2007 tarihinden

itibaren AB tam üyesi olmalarıyla birlikte, işbu madde, Bulgaristan Cumhuriyeti ve Romanya Cumhuriyeti’nin AB’ne katılma koşulları ve AB’nin üzerine kurulu olduğu Antlaşmaların uyarlanmasına ilişkin Senet’in 11.maddesinin 2.paragrafı ile şu şekilde değiştirilmiş olacaktır: “Mahkeme yirmiyedi Yargıçtan oluşur” (bkz., Journal Officiel de l’Union Europeenne, L 157, 21.06.2005, s.207). ; aynı yönde ARSAVA; a.g.m., s.20; OBERDORFF; a.g.e., s.131; PERTEK; a.g.e., s.124 ve 311; DURSUN; a.g.m., s.65

(15)

b) Üyeliğe atanma koşulları

ATKA’nın 224.maddesinin 1.bendinde, ATİDM’nde Yargıç sayısı itibariyle her Üye Devletin en az bir Yargıçla temsil edilmesi esası getirilmiştir. Anılan maddenin 2.bendinde ATİDM üyelerinin “bağımsızlıkları şüphe götürmeyen ve yüksek yargısal görevlerin yerine getirilmesi için gereken koşullara sahip kişiler arasından” seçilecekleri hükme bağlanmıştır47.

ATAD üyeleri ise ATKA’nın 223.maddesinin 1.bendinde(eski numaralandırmada AET-A m.167) belirtildiği gibi “Kendi ülkelerinde bağımsızlıkları şüphe götürmeyen ve en yüksek yargısal görevlerin yerine getirilmesi için gereken koşulları taşıyan kişiler veya bu yeterliliğe sahip olduğu herkesçe bilinen hukukçular arasından, üye Devletler Hükümetleri tarafından alınacak ortak bir kararla altı yıl için atanırlar.”

Esasen, ifadelerde ki bu farklılık ATİDM’nin bir ihtisas mahkemesi olarak düşünülmüş ve kurulmuş olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü, ATİDM’nin bakacağı dava türleri ATAD’ın görev alanındaki dava türlerinden daha karmaşık, spesifik bilgi ve uzmanlık gerektiren davalar olacaktır48. Yine de yüksek mahkemelerin üyeliklerine atanacak kişilerde aranacak nitelikler hususunda terminolojideki bu nüans doktrinde farklı biçimlerde değerlendirilmektedir. TEZCAN, ATİDM’ye yargıç olarak atanabilmek için gereken şartlar, Divana yargıç olarak atanabilme şartlarına nazaran biraz daha yumuşatılmıştır49 derken, CHRİSTİANOS, maddenin yazılış biçiminin ATİDM üyelerinin, Mahkemenin yetki alanına giren konularda Yargıçlık görevini ifa edebilecek nitelikte olmaları gerektiğini vurguladığını belirtmiş50, RİGAUX, ATİDM yargısının ikincil önemde olduğu izlenimini uyandırmamak için ATİDM ile ATAD üyeliklerine atanmada paralel düzenlemeler getirildiğini ileri sürmüş51 REÇBER ise Nice Antlaşması

47 TEZCAN ; a.g.e., s. 102; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s. 23;

SAMANTIR, a.g.e., s.10; ACAR, a.g.e., s.6; KIZILSÜMER; a.g.e., s.88; PERTEK; a.g.e., s.312; OBERDORFF; a.g.e., s.131;

48 SAMANTIR, a.g.e., s.10; ACAR, a.g.e., s.6 49 TEZCAN ; a.g.e., s. 102, dipnot 142

50 CHRİSTİANOS ; a.g.m., s.23’den aktaran ACAR, a.g.e., s.6 51 RİGAUX ; a.g.m., s. 5’den aktaran SAMANTIR, a.g.e., s.10

(16)

düzenlemeleri ile ATKA’na getirilen değişiklikler sonucu, ATKA’nın yeni 224.maddesinin ikinci bendi, yürürlükteki 225.maddesinin 3.paragrafına “...yargısal görevlerinin” kavramının başına “yüksek” kavramını getirdiğinden, Nice Antlaşması düzenlemeleri ile Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları’nda yapılan değişiklikler sonucu, ATİDM’ne Avrupa Toplulukları hukukunun yorumlanması, temyiz ve ön karar kapsamında yetki kullanma yetkisi tanınmasına rağmen, ATAD Yargıç ve Savcılarında aranan koşulların aynısının, ATİDM’nin Yargıçları için Kurucu Antlaşma düzenlemelerinde benimsenmemesinin, ATİDM Yargıçlarının nitelik itibariyle, ATAD Yargıçlarına oranla daha zayıf olabileceklerinin kabulü anlamına geldiğini savunmuştur52. Kanımca, ATKA’nın 220.maddesinde ATİDM’nin, ATAD ile birlikte kendi yetkileri çerçevesinde, ATKA’nın yorumlanmasında ve uygulanmasında hukuka uyulmasını sağlayacağı ve 225 A maddesinde öngörülen şartlar kapsamında, belirli spesifik alanlarda bu Antlaşma’da benimsenen yargı yetkisini yerine getirmek için Yargı Dairelerinin, ATİDM'ne yardımcı olarak verilebilecekleri hükme bağlandığına ve Nice Antlaşması düzenlemeleri ile ATİDM, ön karar yetkisine haiz kılındığına göre, Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları’nın ATAD’na ilişkin düzenlemeleri ve özellikle ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün düzenlemeleri ATİDM’ne de uygulanacağından, eğer AB Bakanlar Konseyi’nin aksi yönde bir kararı yoksa, ATAD itibariyle uygulanan ön karar süreci, ATİDM için de geçerli olacağından her iki mahkemenin üyelerinin nitelikleri konusunda bir fark bulunmamaktadır53.

c) Üyelerin atanması

ATKA’nın 225.maddesinin 2.paragrafına göre (eski numaralandırmada 168 A maddesi) ATİDM’nin üyeleri, altı yıllık süre için Üye Devlet hükümetlerinin ortak onayı ile atanırlar. Adalet Divanında olduğu gibi her üç yılda bir kısmi yenileme yapılır. Görev sürelerini tamamlayan üyeler yeniden atanabilirler54. Nice Antlaşması

52 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s. 24

53 Aynı görüşte GÜNUĞUR; a.g.e., s.279; ACAR; a.g.e., s.6; KIZILSÜMER; a.g.e., s.88; aksi görüşte

SAMANTIR; a.g.e., s.10; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s. 154; PERTEK; a.g.e., s.312

54REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s. 25; TEZCAN; a.g.e., s.103;

SAMANTIR; a.g.e., s.10; ACAR; a.g.e., s.6; KIZILSÜMER; a.g.e., s.88; PERTEK; a.g.e., s.312; FAURE; a.g.e., s.6

(17)

düzenlemeleri aracılığıyla Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları’nda yapılan değişiklikler sonucunda, ATKA’nın 224.maddesinin altıncı bendi, AAETKA’nın 140.maddesinin altıncı bendi ve AKÇTKA’nın 32 quater maddesinin altıncı bendinde, Adalet Divanı Statüsü başka türlü öngörmedikçe, Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları’nın ATAD ile ilgili düzenlemelerinin, ATİDM’ne de uygulanacağı belirtildiğinden, ATİDM YUT’ndeki olası boşluklar, eğer Kurucu Antlaşmalar’ın ATAD ile ilgili düzenlemelerinde mevcutsa, bu boşlukları doldurma amaçlı alarak uygulanabilecektir. Zaten, yürürlükteki ATKA’nın 223.maddesinin ikinci bendi, AAETKA’nın 139.maddesinin ikinci bendi ve AKÇTKA’nın 32 ter maddesinin ikinci bendi, bu konuda gerekli düzenlemeleri içermektedir55.

d) Üyelerin tabi olduğu hükümler

Yukarıda belirtildiği gibi Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları’nın ATAD üyeleri ile ilgili düzenlemeleri, ATİDM üyelerine de uygulanır. ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün56 2.maddesinde, ATAD üyelerinin, görevlerini tarafsızlıkla ve vicdani kanaatlerine göre yerine getireceklerine ve müzakerelerin gizliliğini koruyacaklarına dair açık oturumda yemin ederek göreve başlayacakları hükme bağlanmıştır. ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 3.maddesine göre, Üyeler, resmi görevleri dolayısıyla yazılı ve sözlü beyanları, yaptıkları işlemler bakımından yargı muafiyetine(immunite de juridiction) sahiptirler. Bu muafiyet görevlerinin sona ermesinden sonra da sürer. Ancak, Genel Kurul halinde toplanan ATAD tarafından ATİDM’nin görüşü alınarak bu muafiyet kaldırılabilir. Muafiyetin kaldırılması halinde Yargıca bir ceza davası yöneltilmesi halinde bu Yargıç her Üye Devlette yalnızca yüksek yargı mensubu Yargıçları yargılamaya yetkili mahkemelerde yargılanabilir57. ATİDM üyeleri de ATAD üyeleri gibi mahkemenin merkezinin bulunduğu yerde ikamet etmekle yükümlüdürler58.

55 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.25, Dipnot 57

56Nice Antlaşması düzenlemeleriyle kabul edilmiştir. bkz., Journal Officiel des Communautes

Europeennes, C 325, 24.12.2002, s.167-181; REÇBER; Avrupa Birliği Mevzuatı, s.243-265

57SAMANTIR; a.g.e., s.11; ACAR; a.g.e., s.7; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece

Mahkemesi, s.27

58PERTEK; a.g.e., s.312; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.30;

(18)

e) Üyelerin dürüst kalma yükümlülüğü

ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 4.maddesine göre, ATİDM Yargıçları, idari veya siyasi hiçbir iş yapamazlar ve AB Bakanlar Konseyi tarafından istisnai olarak benimsenen şartlar dışında, kazanç sağlayan ya da sağlamayan herhangi bir mesleki faaliyette bulunamazlar. Yargıçlar, göreve başlarken, görevin ifası sırasında ve görev bitiminden sonra, görevlerinden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmeyi ve özellikle görevin sona ermesinden sonra, belli işlerin ve ayrıcalıkların kabulünde, dürüst ve ihtiyatlı davranacaklarına şerefleri üzerine söz verirler. Bu konularda tereddüde düşülmesi halinde kararı ATAD verir59.

f) Yargıçların davalarda yer alamama halleri (Yargıçların memnuiyeti )

ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 18.maddesine göre, ATİDM Yargıçları, daha önce davanın taraflarından birinin danışmanı, temsilcisi veya avukatı olarak katıldıkları ya da bir mahkeme üyesi, soruşturma komisyonu üyesi sıfatıyla hakkında karar verdikleri hiçbir uyuşmazlığın (davanın) çözümüne iştirak edemezler. Bir Yargıç veya Hukuk Sözcüsü eğer özel nedenlerden dolayı, belirli bir sorunun incelemesine veya kararına katılamayacağını ön görürse, ATİDM Başkanı’na bu durumu iletir. Ayrıca, ATİDM Başkanı, özel bir nedenden dolayı, bir Yargıcın veya Hukuk Sözcüsünün belirli bir davanın müzakeresine ve kararına katılmasını uygun görmezse, bu durumdan o Yargıcı veya Hukuk Sözcüsünü haberdar eder60.

g) Üyeliğin sona ermesi

Yargıçların görevleri, görev sürelerinin dolması ve ölüm dışında, istifa ile sona erer61. İstifa halinde, istifa yazısı, AB Bakanlar Konseyi Başkanına iletilmek üzere ATİDM’nin Başkanı’na sunulur. Konsey Başkanına bildirimin yapılmasıyla birlikte Yargıçlık Makamı boşalır. ATİDM Yargıçlarının görevlerini ifa için gerekli nitelikleri kaybettiklerine ya da yükümlülüklerini yerine getirmediklerine dair nihai kararı, ATİDM’nin görüşünün alınmasından sonra ATAD verir. ATAD nihai kararını

59REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.28 60 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.28-29

(19)

vermeden önce, görevi ile ilgili yükümlülükleri yerine getirip getiremediği veya görevin gerektirdiği nitelikleri kaybettiği iddia olunan Yargıç, Yazı İşleri Müdürü’nün katılmadığı, ATİDM Başkanı ve diğer üyelerin hazır bulunduğu müzakere heyetince dinlenir. Görevi ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmediği ya da getiremediği veya görevin gerektirdiği nitelikleri kaybettiği iddia olunan Yargıç hakkındaki ATİDM kararı, Yargıçların oy çoğunluğu ile alınır. ATİDM’nin bu konudaki kararı gerekçeli olmak zorundadır. Oylama gizli yapılır, üyeliğinin akıbeti hususunda oylama yapılan Yargıç oylamaya katılamaz(ATİDM YUT’nün 5.maddesi)62. ATİDM Yargıçları, bu prosedür sonucunda alınan ATİDM kararı ATAD’a bildirildikten sonra, ATAD üyelerinin oy birliği ile alacağı nihai karar olmaksızın görevlerinden alınamazlar, ücret ya da diğer özlük haklarından mahrum edilemezler.

4. ATİDM Başkanı

ATİDM Başkanı, ATİDM YUT’nün 7.maddesine63 göre Yargıçların kendi aralarında yaptıkları seçimle 3 yıl için seçilir. Başkanın görev süresi yenilenebilir. Anılan madde de seçimlerin gizli oyla yapılacağı belirtilmiştir.

ATİDM YUT’nün ATİDM Başkanına yüklediği bazı yargısal ve idari görevler şunlardır: ATİDM çalışmalarını ve servislerini yönetir, Genel Kurul halindeki oturumlara ve müzakerelere başkanlık eder(ATİDM YUT m.8), biçim yönünden kabul edilmiş davalara ilişkin Yardımcı Raportör Yargıç(ATİDM YUT m.13, paragraf 2) ve Hukuk Sözcülerini(ATİDM YUT m.18) atar, oturumların tarihlerini saptar(ATİDM YUT m.31), davaları birleştirir(ATİDM YUT m.50), davadan feragat halinde davanın ortadan kaldırılmasına karar verir(ATİDM YUT m.98), usul organizasyonu tedbirlerine(ATİDM YUT m.64) ve geçici tedbirlere (ATİDM YUT m.106), müdahale isteminin kabulüne veya reddine(ATİDM YUT m.116) karar verir. Ayrıca ATİDM Başkanı, ATİDM Katipliğine yapılan dava başvurularını ve bu kapsamda dava dosyasını, davaların kayıt düzenine ve ATİDM tarafından benimsenen kriterlere göre bir Daireye gönderir(ATİDM YUT m.13,

62KIZILSÜMER; a.g.e., s.88 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.30;

SAMANTIR; a.g.e., s.11; ACAR; a.g.e., s.9

(20)

paragraf 1), seri yargılama usulüyle davaları bizzat kendisi de karara bağlayabilir(ATİDM YUT m.106)64.

5. Hukuk Sözcülüğü ( Savcılık )

Başlangıçta ATAD’ın tersine ATİDM’de müstakil bir Hukuk Sözcülüğü müessesesi ihdas edilmemiştir. ATİDM’nin kuruluşuna ilişkin 24.10.1988 tarihli AB Bakanlar Konseyi Kararının 2.maddesinin 3.paragrafında ve ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 49.maddesinde Yargıçların Hukuk sözcüsü olarak görevlendirilebilecekleri hükme bağlanmıştır. Ancak, ATİDM Başkanı, bu görevi üstlenmekten muaf tutulmuştur. Bu bağlamda, ATAD’nda Hukuk Sözcüleri ayrı olarak atanırken, ATİDM’nde Hukuk Sözcülüğü görevi Yargıçlara verilmektedir. Hukuk Sözcüleri, görevlerini yerine getirirken tarafsız ve bağımsız olmak zorundadırlar. ATİDM YUT’nün 17.maddesi ATİDM’nin Genel Kurul halinde toplandığı oturumlarda ATİDM Başkanı tarafından bir Hukuk Sözcüsü atanacağını hükme bağlamıştır, yani bu halde Hukuk Sözcüsünün atanması zorunludur. Diğer yandan, ATİDM’nin bir Dairesinde görülen bir davada, eğer dava konusu olaylar karmaşıksa veya hukuki açıdan güçlük içeriyorsa Daireye yardımcı olmak üzere bir Hukuk Sözcüsü görevlendirilebilir(ATİDM YUT m.18). Bu konudaki karar, davaya bakan ilgili Dairenin istemi üzerine, ATİDM Genel Kurulu tarafından ayrı bir oturum yapılarak alınır(ATİDM YUT m.19/1). O davada Hukuk Sözcülüğü görevini yapacak Yargıç, ATİDM Başkanı tarafından atanır(ATİDM YUT m.19/2). Hukuk Sözcüsü yargılamaya katılarak gerekçeli görüşlerini yazılı ve sözlü olarak sunar. Ancak bir davada Hukuk sözcüsü olarak görevlendirilen Yargıç o davanın karar aşamasında müzakerede hazır bulunamaz ve oy kullanamaz65. ATKA’nın 224.maddesinin l.bendinde, ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün, ATİDM’ne bir Hukuk Sözcüsü’nün asistanlık yapmasını öngörebileceği hükme bağlanmıştır. ATAD’a bağlı olarak, ATKA’nın 222.maddesini yeniden ele alan bu formülden, şu sonucu çıkarmalıyız: Hakim bütünden ayrılarak bir Hukuk Sözcülüğü

64GÜNUĞUR; a.g.e., s.277; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.33;

TEZCAN; a.g.e., s.103; SAMANTIR; a.g.e., s.11-12; ACAR; a.g.e., s.10; KIZILSÜMER; a.g.e., s.88; PERTEK; a.g.e., s.312; OBERDORFF; a.g.e., s.131

65REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.34-35; TEZCAN; a.g.e., s.103;

SAMANTIR; a.g.e., s.12-13; ACAR; a.g.e., s.11-12; KIZILSÜMER; a.g.e., s.89; DONY; a.g.e., s.49; PERTEK; a.g.e., s.311

(21)

Kurumunun ihdası -ATAD Hukuk Sözcüsünden ayrı olarak- söz konusudur66. Nihayet ATİDM, Hukuk Sözcüsünün belirlenmesine götürebilecek durumun unsurlarının tam bağımsız bir biçimde bizzat kendisi tarafından değerlendirilebileceğini kabul etmektedir67. Dolayısıyla öğretide, Hukuk Sözcülerinin artan iş yükü ve üstlendiği yeni görevler nedeniyle ATİDM'nde görev almaları gerekirken, bu konuya düzenlemede yer verilmediği yönündeki görüşe katılmak mümkün değildir68.

6. Genel Kurul

ATAD’nın Genel Kurul halinde, yani bütün yargıçların katılımı ile toplanması esastır. İstisnaen bazı hazırlık soruşturmalarını yapmak ya da Topluluk Hukukunun usul kurallarının izin verdiği belirli türde bazı davalara bakmak üzere her biri 3 ya da 5 yargıçtan oluşan dairelerin kurulabileceği hükme bağlanmıştır(ATKA m.221/2)69. ATİDM ise kural olarak Daire şeklinde çalışır. Ancak, ATİDM’ni kuran Konsey Kararı’nın 2.maddesinde ve ATİDM YUT’nün 11.maddesinde70 ATİDM’nin Genel Kurul halinde toplanabileceği öngörülmüştür. ATİDM’nin Genel Kurul olarak toplanıp karar verdiği oturumlara Hukuk sözcülerinin katılması zorunludur71.

ATİDM için de geçerli olan ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 17.maddesinin 4.bendine ve ATİDM YUT’nün 11.maddesinin 1.paragrafının 2.cümlesine istinaden ATİDM Genel Kurul halinde toplanıp karar verebilmektedir. ATİDM’ni düzenleyen ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 47.maddesi, ATAD Statüsü’nün 17.maddesinin 4.bendinin ATİDM içinde geçerli olduğunu hükme bağlamıştır. Bu bende göre Genel Kurul halinde karar aldığında bu kararların geçerli olabilmesi için en az 11 Yargıcın davada hazır bulunması gerektiği belirtilmiştir72.

66 PERTEK; a.g.e., s.311; aynı yönde TEZCAN; a.g.e., s.214

67 (TPI, 29 Mars 1995, aff. T-447/92, Hogan c/Cour de justice: Rec., p.ıı-703), aktaran PERTEK;

a.g.e., s.311

68 DURSUN; a.g.m., s.67

69 TEZCAN; a.g.e., s.100; TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri ; a.g.e., s. 236-237; GÜNUĞUR;

a.g.e., s.276

70 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22 vd. 71 TEZCAN; a.g.e., s.103; SAMANTIR; a.g.e., s.16; PERTEK; a.g.e., s.313

(22)

ATİDM YUT’nün 14.maddesine73 göre bir davanın hukuki karmaşıklık içermesi veya önemi ya da özel nedenlerin gerektirmesi halinde dava, yargılamanın her aşamasında ilgili dairenin kendi inisiyatifi ile veya taraflardan birinin talebi üzerine Genel Kurula gönderilebilir. Buna dair karar alınmadan önce taraflar ve Hukuk sözcüsü dinlenir74.

ATİDM’nin Genel Kurul halinde toplanmasını gerektiren durumlar şunlardır; - Dava hukuki bir karmaşıklık içeriyorsa veya şartlar gerektiriyorsa

(ATİDM YUT m.14 )

- Daire tarafından görülen bir davada Hukuk Sözcüsü atanması gerekirse (ATİDM YUT m.19 )

- Usul organizasyonu tedbirleri hakkında bir başvuru söz konusu ise (ATİDM YUT m.106 )

- Temyiz incelemesi sonucunda ATAD, ATİDM’nin Genel Kurul halinde verdiği kararı bozarak ATİDM’ne geri gönderirse (ATİDM

YUT m.118 )

- ATİDM Genel Kurul halinde toplanıp verdiği karara karşı Üçüncü kişinin itirazı halinde (ATİDM YUT m.124 )

- Genel kurul halinde toplanmış olan ATİDM’nin kararına karşı İade-i Muhakeme yoluna başvurulursa ( ATİDM YUT m.127 )

- Genel kurul halinde toplanan ATİDM tarafından verilen kararın taraflarca yorumu istenirse (ATİDM YUT m.129 )75

7. Büyük Daire

ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 50.maddesinin 3.paragrafı, ATİDM YUT’nün gerekli hal ve koşullarda, Mahkemenin Büyük Daire halinde toplanmasını da öngörebileceğini hükme bağlamıştır76. Büyük Daire yeni bir yargılama biçimidir. Bu bir yargılama biçimi olarak kabul edildiği taktirde, spesifik durumlar, davanın önemi ya da hukuki zorluk sebebiyle gerekli görülen hallerde, ATİDM YUT

73 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22

74 SAMANTIR; a.g.e., s.16; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s. 36; ACAR;

a.g.e., s.12

75 SAMANTIR; a.g.e., s.17; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.37 76 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.37;

(23)

tarafından uygun görülen durumlarda, Genel Kurul halinde yapılacak yargılama biçiminin yerini alabilir(ATİDM YUT’nün 14.maddesinin 1.paragrafı)77. ATİDM YUT’nün 10.maddesinin78 1.paragrafında Büyük Dairenin 13 üye ile karar vereceği hükme bağlanmıştır.

8. Daireler

ATİDM’nin kurulması ile ilgili AB Bakanlar Konseyi’nin 24.10.1988 tarihli kararının 2.maddesi ve ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 50.maddesine göre ATİDM 3 veya 5 yargıçtan oluşan dairelerden meydana gelir. ATİDM YUT’nün 10.maddesinde de ATİDM’nin kendi içinde 3 veya 5 yargıçtan oluşan dairelerden meydana geldiği ve hangi Yargıçların hangi dairelerde görev yapacağına dair kararı ATİDM’nin vereceği hükme bağlanmıştır. ATİDM Daireleri’nin yapısı ATİDM YUT’nün 10.maddesinin 2.paragrafında benimsendiği gibi ATRG’nde yayınlanmaktadır79.

ATİDM YUT’nün 12.maddesi80 Daireler arasındaki işbölümü kriterlerinin ATİDM tarafından belirleneceğini ve bu işbölümünün ATRG’nde yayınlanacağını hükme bağlamıştır. ATİDM YUT’nün 51.maddesinin81 1.paragrafının 2.cümlesine göre, Toplulukların bir kurumu veya bir üye Devletin bir davanın tarafı olması durumunda, onların istemiyle, davanın görülmekte olduğu 3 Yargıçtan oluşan bir Daireden 5 Yargıçtan oluşan bir Daireye gönderilmesi zorunludur. Gönderme kararı ilgili Dairenin önerisi üzerine bütün ATİDM Yargıçlarınca verilir. ATİDM YUT’nün 13.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak açılan davalar, ATİDM Başkanı tarafından daireler arasında dağıtılır82. 2002 yılında ATİDM’nin verdiği 331 kararın 257’sinin üç üyeli daireler tarafından verildiği görülmüştür83.

77PERTEK; a.g.e., s.313

78 21.04.2004 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 127, 29.04.2004, s.108

79REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.38; TEZCAN; a.g.e., s.103;

SAMANTIR; a.g.e., s.16; ACAR; a.g.e., s.14; PERTEK; a.g.e., s.313

80 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22 vd. 81 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22 vd.

82 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.39; SAMANTIR; a.g.e., s.16; ACAR;

a.g.e., s.15

(24)

8.Tek Yargıç

ATİDM’ni kuran Bakanlar Konseyi’nin 24.10.1988 tarihli kararının 2.maddesinin 4.paragrafının ilk hali, ATİDM’nin 3 ve 5 yargıçtan oluşan Daireler ve Genel Kurul halinde toplanarak karar verilebileceğini düzenlemiştir. Ancak, bu düzenleme, AB Bakanlar Konseyi’nin 26.04.1999 tarihli kararı ile değiştirilmiş ve ATİDM’nin kimi konularda Tek Yargıç ile de karar verebileceği benimsenmiştir. AB Bakanlar Konseyi tek yargıç ile bir takım davaların karara bağlanmasına gerekçe olarak, ATİDM’nin kuruluşundan bu yana artan iş yoğunluğunu ve özellikle 20.12.1993 tarih ve 40/94 no’lu AB Bakanlar Konseyinin Topluluk Markası’yla ilgili Tüzüğünün uygulanması ve fikri mülkiyet hukukuna ilişkin yeni uyuşmazlıkların ortaya çıkması ile dava sayısındaki artışı göstermiştir. Daha sonra, ATİDM, 17.05.1999 tarihinde, AB Bakanlar Konseyi’nin de oy birliği ile onayladığı YUT’nü, Tek Yargıç’ın görev ve yetkilerini de içerecek şekilde değiştirmiştir. Ayrıca ATAD Statüsü İle İlgili Protokolün 50.maddesinin 2.bendi de, ATİDM Yargılama Usul Tüzüğünde belirlenen kimi durumlarda, Mahkemenin Tek Yargıç ile karar tesis edilebileceğini öngörmüştür84.

ATİDM YUT, Mahkeme’nin Büyük Daire, Genel Kurul -Hukuk Sözcüsü fonksiyonunu Yargıçlardan biri yürütür- ya da Tek Yargıç şeklinde teşekkül edeceği davaları belirlemek zorundadır. Tek Yargıçlı yargılama, ATİDM YUT’nün 14.85 ve 51.maddelerine86 dayanan şartlar ve olaylarda mümkündür. Prensip olarak kamu işleyişi uyuşmazlıklarından doğan davalar, yani Topluluklar ile çalışanları arasındaki uyuşmazlıklardan doğan davalar Tek Yargıç tarafından görülür87. ATKA’nın 236.maddesi ATAD’nın, Statüleri’nde belirlenen veya görevlilere uygulanan Personel Rejimi’nin sınırları ve şartları içinde Topluluklar ile çalışanları arasında doğan her türlü uyuşmazlık hakkında karar vermeye yetkili olduğunu hükme bağlamıştır.

84 DURSUN; a.g.m., s.65; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s. 40-41 85 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22 vd.

86 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22 vd. 87 PERTEK; a.g.e., s.313

(25)

ATİDM YUT'nün 129.maddesinin 2.paragrafı88, 127.maddesinin 1.paragrafı89 veya 124.maddesi90 gereğince, Tek Yargıç'a tevdii edilen davalar veya ATİDM'nin YUT’nün 14 ve 51.maddelerinde benimsenen hükümler çerçevesinde Tek Yargıç'ın yetkisine verilen davalar, Tek Yargıç tarafından karara bağlanır. ATİDM'nin üç Yargıçtan oluşan Dairelerinden birinde görülen bir dava, davaya taraf olanların görüşü alındıktan sonra, Dairenin oybirliği kararı ile Dairede Raportör Yargıç olan Yargıcın yargılama yetkisine verilebilir. Ancak, ATİDM YUT’nün 51.maddesinin 2.paragrafının 2.bendi uyarınca bir üye Devletin veya Avrupa Toplulukları kurumlarından birinin davaya taraf olması halinde ve bunlardan birinin davanın Tek Yargıç'ın yargılama yetkisine bırakılmasına yönelik itirazı olursa, davanın Raportör Yargıç'ın da üyesi bulunduğu Daireye gönderilmesi zorunludur91.

ATİDM YUT'nün 14.maddesinin 2.paragrafının ilk bendine göre, Tek Yargıç'a tevdi edilecek davalarda, davanın önem derecesi ve davaya ilişkin hukuki sorunların ve olguların veya diğer özel durumların güçlük oluşturmaması hususları göz önünde bulundurulmaktadır.

ATİDM'nde, Tek Yargıç tarafından verilen ilk karar(Ordonance), Cotrim/CEDEFOP adlı davada 28.10.1999 tarihinde verilmiştir. Bu dava, ATİDM YUT'ne uygun olarak, davanın görüldüğü üç Yargıçtan oluşan Daire tarafından oybirliği ile Tek Yargıç'a intikal ettirilmiştir. Dava, Tek Yargıç'a intikal ettikten altı hafta-ATİDM önünde açıldıktan bir yıl- sonra karara bağlanmıştır. Tek Yargıç ile bu davanın kısa sürede karara bağlanması, zaman itibarıyla yargılama sürecinde, son derece önemli olmaktadır. Oysaki bu tür bir dava diğer Dairelerde yaklaşık on sekiz ayda karara bağlanabilmektedir92. ATİDM tarafından 2002’de alınan 337 kararın yalnızca 6 tanesi tek Yargıç tarafından alınmıştır93.

88 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22 vd. 89 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22 vd. 90 21.05.2003 tarihinde değiştirilmiştir. Bkz. JO L 147, 14.06.2003, s.22 vd. 91 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.41

92 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.43-44 93 PERTEK; a.g.e., s.313,

(26)

9. Diğer Personel

ATİDM’nin görevlerini daha etkin ve hızlı bir biçimde yerine getirebilmesini sağlamak amacıyla, Yazı İşleri Müdürlüğü, yardımcı raportörlük ve destek hizmetlerini yürütecek diğer personel kadroları da mevcuttur94.

a. Yazı İşleri Müdürü (Başkatip)

ATAD Statüsü ile ilgili Protokol’ün 47.maddesinin 2.bendinde, Protokol’ün 3.maddesinin 4.bendi, 10., 11. ve 14.maddeleri üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra Mahkeme Katibine de uygulanacağı belirtilmiştir. ATİDM YUT’nün 20.maddesi ATİDM Yazı İşleri Müdürü(Başkatibi)’nün hukuki statüsünü, niteliklerini, görev ve yetkilerini, seçilme usul ve esaslarını hükme bağlamıştır. Buna göre; Mahkemenin kendine özgü bir kalemi ve ATAD’ın Yazı İşleri Müdüründen ayrı bir Yazı İşleri Müdürü vardır. Mahkeme Başkanına, Yargıçlara ve Yazı İşleri Müdürü’ne direkt olarak asistanlık yapmakla yükümlü olan memurlar, Yazı İşleri Müdürü’ne bağlıdır. ATİDM Yazı İşleri Müdürü, ATİDM Başkanı’na ve diğer Yargıçlara görevleriyle ilgili işlemlerde yardımcı olması amacıyla, altı yıllık bir süre için ATİDM tarafından atanır. Görev süresi sona eren ATİDM Yazı İşleri Müdürü’nün yeniden atanması mümkündür. ATİDM Başkanı, atama için seçim tarihinden iki hafta önce, ATİDM Yazı İşleri Müdürlüğüne atanmak üzere yapılan başvurular hakkında diğer Yargıçlara bilgi verir. Başvurularda adayların yaşı, milliyeti, üniversite ünvanları, dil bilgi düzeyleri, eski ve aktüel görevleri, hukuk ve uluslararası alandaki tecrübelerini gösteren detaylı bilgi ve belgeler, adaylık başvurusuna eklenir. Seçim gizli oyla yapılır, salt çoğunluğu elde eden aday adayı seçilmiş olur. Eğer ilk turda salt çoğunluk sağlanamazsa, ikinci turda en çok oyu alan aday seçilmiş olur. ATİDM Yazı İşleri Müdürü de Mahkeme Üyeleri gibi Avrupa Toplulukları çalışanlarının yararlandığı ayrıcalık ve bağışıklıklardan yararlanır95.

ATİDM Yazı İşleri Müdürü, görevine başlamadan önce, ATİDM YUT'nün 4.maddesinde öngörülen yemini, ATİDM üyesi yargıçlardan farklı olarak ATAD

94 REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.44

95SAMANTIR; a.g.e., s.13; ACAR; a.g.e., s.13; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece

(27)

huzurunda değil, ATİDM huzurunda yapar. ATİDM Başkanının denetimi altında çalışan Yazı İşleri Müdürü, Mahkemenin oturum ve toplantılarına katılır. Başkan ve üyelere görevlerinde yardım eder, dava dilekçeleri ve eklerinin kaydedildiği, kararların işlendiği mahkeme defterini tutar. Mahkemeye gönderilen yazıların kabulü, duruşma tutanaklarının tutulması, belgelerin tesellümü, taraflara tebliği, havalesi, muhafazası ve arşivi, kararların yayınlanması, Mahkemenin idari ve mali işlerinin yürütülmesi gibi ATİDM YUT’nün öngördüğü görevleri yerine getirir96.

b. Raportör Yargıç

ATAD için Yardımcı Raportörlük Kurumu öngörülmesine rağmen, ATİDM için böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. ATİDM YUT’nün 13.maddesinin 2. paragrafına göre ATİDM'nin Dairelerine tevdi edilen her dava için, Daire Başkanı, bir Raportör Yargıcın atanması konusunda, ATİDM Başkanı'na öneride bulunur ve ATİDM Başkanı bu konuda bir karar verir. Raportör Yargıcın, ATİDM önünde açılan davalarda önemli bir rolü bulunmaktadır. Örneğin, davanın yazılı aşamasında, davaya taraf olanların ileri sürdükleri maddi ve hukuki olguları (iddialar, argümanlar vb.) derlemekte ve davaya ilişkin rapor hazırlamaktadır. Bu rapor, gerekmesi halinde dava yargılama diline çevrilir ve davaya taraf olanlara iletilir. Davanın görülmesinden önce taraflar, bu raporun içeriğine ilişkin görüşlerini sunmaları için davet edilirler. Taraflar, gerektiğinde, rapora ilişkin olası hataları düzeltebilir ve boşlukları doldurabilirler. Raportör Yargıç tarafından hazırlanan bu rapor, davının konusunu anlama bakımından, davaya bakacak Yargıçlara bir kolaylık sunmaktadır97.

Diğer yandan, Raportör Yargıç, dava konusu olan sorunun uygunluğu (yerindeliği) ve kabul edilebilirliği konusunu derinlemesine analiz eden, bir ön rapor da hazırlamaktadır. Bu ön rapor, Hukuk Sözcüsünün atanması, usul organizasyonu veya soruşturma tedbirleri alınmasının gerekli olup olmadığına ilişkin önerileri içermektedir. Ayrıca, bu ön raporda, davanın ATİDM'nin farklı şekillerde toplanan Dairelerine gönderilip gönderilmemesine ilişkin öneriler de yer alabilir. ATİDM

96SAMANTIR; a.g.e., s.13; ACAR; a.g.e., s.14; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece

Mahkemesi, s.47; PERTEK; a.g.e., s.312

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu bağlamda, Mahkeme kural olarak, kendilerine sunulan delilleri incelemek ve değerlendirmek için daha iyi bir konumda olan ulusal mahkemelerin değerlendirmesinin yerine kendi

delilleri incelemek ve değerlendirmek için daha iyi bir konumda olan ulusal mahkemelerin değerlendirmesinin yerine kendi değerlendirmesini koyma yetkisine

ve bu durum keyfiliğe karşı uygun bir güvence teşkil etmektedir (Duran ve diğerleri / Türkiye (kabul edilebilirlik kararı), No. Mahkeme, dinlemelerin yasadışı olduğu ve

Nitekim devlet görevlileri tarafından kötü muamelelerin uygulandığı Mahkeme önünde tespit edilmese bile, başvuranın olayların yaşandığı dönemde

tarafından yürütülen soruĢturmanın etkinliğine iliĢkin olarak ise, Cumhuriyet savcısının soruĢturmayı zamanında baĢlattığını, baĢvuran hakkında

Tutanağa göre, tanık, 21 Mayıs 2009 tarihinde Tunceli’ye vardığını ve DTP (Demokratik Toplum Partisi) binasına geldiğini belirtmiştir. Harun isimli bir kişi

 Adli bilimler alanında Sağlık Bakanlığı, ilgili kurumlar, üniversiteler ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılarak gerekli mevzuat

Mahkeme, iç hukuk hükümlerinin yorumlanmasının öncelikle yerel makamların, özellikle de mahkemelerin ve yüksek yargı organlarının görevi olduğunu ve