• Sonuç bulunamadı

AVRUPA TOPLULUKLARI İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN YARGI YETKİSİ VE YARGILAMA USULÜ

D. ATİDM'NİN YARGI YETKİSİNİN KAPSAM

1. ATİDM'nin Yetki Alanına Giren Davalar

ATİDM'nin kurulmasına ilişkin 24.10.1988 tarih ve 88/591 sayılı AB Bakanlar Konseyi kararı ile ATAD'nın yargı yetkisinde bulunan bazı davaların ilk derecede ATİDM'nin yargı yetkisine bırakılması hükme bağlanmıştır. ATİDM'nin kurulmasının temel hedefi hiç şüphesiz ATAD'nın iş yükünü azaltmak isteğidir. Ancak kurulan yeni Mahkeme’nin yetki alanının tam olarak tespit edilmesi, Avrupa Toplulukları Kurumları arasında yetki karmaşası yaşanmasını önleyecek ve Topluluklar hukukunun yeknesak bir biçimde uygulanmasını sağlayacaktır.

ATİDM'nin kurulmasından sonra yürürlükte bulunan Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları'nda, ATİDM'nin yetki alanına giren dava türlerine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktaydı. Bu konu, ATİDM'nin kurulmasına ilişkin AB Bakanlar Konseyi kararıyla düzenlenmişti. Ancak, Nice Antlaşması düzenlemeleri ile Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları değiştirilerek, ATİDM'nin yargılama yetkisi dâhilinde bulunan dava türleri ATKA'nın 225.maddesinin 1.paragrafı, AAETKA'nın 140 A maddesinin 1.paragrafı ve AKÇTKA'nın 32 quinto maddesinin 1.paragrafında açık bir biçimde belirtilmiştir. Bu düzenlemeler ve ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’e göre, ATAD'nın ve AB Bakanlar Konseyi’nin 02.11.2004 tarih ve 2004/752 sayılı kararıyla kurulan Avrupa Birliği Kamu Hizmet Mahkemesi(ABKHM)’nin yetkisine bırakılan davalar haricindeki tüm uyuşmazlıklara ATİDM'nin bakacağı hükme bağlanmıştır.

ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün 51.maddesine göre, ATKA’nın 225.maddesinin 1.paragrafı ve AAETKA’nın 140 A maddesinin 1.paragrafında benimsenen kuralın istisnası olarak, Üye Devletler, Topluluk Kurumları ve Avrupa Merkez Bankası tarafından açılan davalar ATAD’nın yargı yetkisi dâhilindedir.

- Topluluklar ile çalışanları arasındaki davalar(Personel davaları) - İptal davaları,

- Hareketsizlik davaları, - Tazminat davaları,

ATİDM'nin yargı yetkisi dâhilinde bulunan dava türleri incelenirken, 24.10.1988 tarihli AB Bakanlar Konseyi kararının, ATİDM YUT'nün, ATAD Statüsü İle İlgili Protokol’ün ve Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları'nın ilgili düzenlemelerinin son halleri dikkate alınmıştır.

a. Topluluklar ile Çalışanları Arasındaki Davalar( Personel Davaları)

ATİDM, Avrupa Toplulukları ile çalışanları arasındaki uyuşmazlıklara ilk derecede bakmak amacıyla kurulmuş, Kurucu Antlaşma hükümleri ve Konsey kararı ile bu konuda yetkili kılınmıştı. Nice Antlaşması düzenlemeleri ile gerçekleştirilen reformların devamında, AB Bakanlar Konseyi’nin 02.11.2004 tarih 2004/752 sayılı kararıyla, Topluluklar Kurumları ile Çalışanları arasındaki uyuşmazlıklara bakmak üzere, Uzmanlaşmış Yargı Daireleri’nin(Chambres Juridictionnelles Specialisees) ilki olan Avrupa Birliği Kamu Hizmet Mahkemesi(ABKHM) kurulmuş ve Mahkeme 1 Ekim 2005 tarihinde çalışmaya başlamıştır. 5 Aralık 2005’te ATİDM'nde görülmekte olan yazılı aşaması son bulmamış Personel Davaları ile ilgili 117 dava dosyası ABKHM’ne devredilmiştir. Mahkemenin çalışmaya başladığı tarihten sonra ortaya çıkan uyuşmazlıklara ilişkin başvurular da ABKHM’ne yapılmaya başlanmıştır. Bu nedenle Avrupa Toplulukları ile çalışanları arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin davalar ABKHM ile ilgili açıklamalarda ele alınmıştır197.

b. İptal Davaları

Avrupa Toplulukları hukuku sisteminde, iptal davalarına ilişkin şartlar, ATKA'nın 230. ve AAETKA'nın 146.maddesinde düzenlenmiştir.

İptal davaları, Topluluklar Kurumlarının tasarruflarının iptali istemiyle bu

kurumlar aleyhine açılan davalardır. ATİDM, Topluluk Kurumları ve Üye Devletler dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılan iptal davalarına bakmakla yetkili kılınmıştır. Bir başka deyişle, Üye Devletler ile Topluluk kurumlarının davacı olarak taraf oldukları davalar, ATIDM tarafından değil, ATAD tarafından incelenerek karara bağlanacaktır. ATİDM'ni kuran Bakanlar Konseyi Kararı'nın 3.maddesi, gerçek ve tüzel kişilerin ATKA'nın 230.maddesi ve AAETKA'nın 146.maddesinde benimsenen koşullara uygun olarak, ATİDM önünde iptal davası açabileceklerini hükme bağlamıştır. Bu düzenlemeler uyarınca, Avrupa Toplulukları kurumlarının tasarruflarının iptali için ATİDM’ne, yetkili süjeler tarafından kendilerine tanınan yetkiler çerçevesinde iptal davası açılabilmektedir198.

İptal davaları ile Topluluklar Kurucu Antlaşmalarına istinaden dava açma yetkisine sahip gerçek ve tüzel kişilerin, Topluluklar kurumlarının tasarrufları nedeniyle zarar gören çıkarları korunmaktadır. ATKA'nın 230.maddesinin 4.bendi ve AAETKA'nın 146.maddesinin 3.bendine göre "Her gerçek veya tüzel kişi, aynı koşullar altında, muhatabı olduğu kararlara ve görünüşte bir tüzük veya başka bir kişiye karşı yöneltilmiş bir karar da olsa kendisini doğrudan ve şahsen ilgilendiren kararlara karşı dava açabilir”.

ATKA'nın 230.maddesinin 1.bendine göre İptal davalarında, Topluluklar kurumlarının üçüncü şahıslar hakkında hukuki etki doğuran tasarruflarının, Kurucu Antlaşmalar itibarıyla hukuka uygun olup olmadıkları incelenmektedir. ATİDM, dava konusu tasarrufun (Tüzük, Direktif ya da Karar) hukuka aykırı olduğunu tespit ederse, ilgili tasarruf iptal edilmektedir. AP ile AB Bakanlar Konseyi'nin ortaklaşa, AB Bakanlar Konseyi'nin, Komisyon'un ve AMB(Avrupa Merkez Bankası)'nın tavsiyeleri ve görüşleri dışında kalan tasarrufları ile AP'nun üçüncü kişiler hakkında hukuki sonuçlar doğuran tasarrufları, ATİDM tarafından, Topluluklar hukukuna uygunlukları bakımından denetlenmektedir. Bir Topluluklar Kurumu tasarrufu aleyhine iptal başvurusunda bulunulabilmesi için söz konusu tasarrufun hukuki sonuç doğurması gerekmektedir. Hukuki sonuç doğurmayan, öneri mahiyetindeki

tasarruflara karşı iptal davası açılamamaktadır199.

ATKA'nın 231.maddesinin 1.bendi ve AAETKA'nın 147.maddesinin 1.bendine göre, ATİDM, davayı haklı görürse, dava konusu işlemi iptal etmekle yetinir. ATİDM, Topluluklar kurumlarına emir verme yetkisine sahip değildir. İptal ettiği tasarrufun yerine bir yenisinin konulması ya da tasarrufun değiştirilmesi önerisinde bulunamaz. Topluluklar kurumları tarafından tesis edilen bir tasarrufun iptal edilmesi halinde, bu tasarruf yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yok hükmünde sayılır200.

ATKA'nın 233.maddesinin 1.bendi ve AAETKA'nın 149.maddesinin 1.bendine göre, ATİDM'nin iptal ettiği tasarrufu tesis eden kurum veya kurumlar iptal kararına uygun olarak yeni bir karar almak zorundadırlar. Gerekli önlemlerin alınmaması halinde, ilgili Topluluk Kurumu aleyhine Kurucu Antlaşmalardan doğan sorumluluk nedeniyle (akdi sorumluluk) tazminat davası açılabilir.

c. Hareketsizlik Davaları

Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmaları kimi durumlarda Topluluklar Kurumlarına görev alanları ile ilgili konularda yetki kullanma yükümlülüğü getirmiştir. Topluluklar Kurumlarının yetki kullanma yükümlülüklerine uymamaları veya hareketsiz kalmaları üzerine, yükümlülüğünü yerine getirmeyen bu kurumlara karşı gerçek ve tüzel kişiler tarafından ATİDM’nde hareketsizlik davası açılabilir. Görüldüğü üzere ATİDM, yalnızca Topluluklar kurumlarının tasarruflarını iptal etmekle kalmamakta, yerine göre Topluluk hukukuna aykırı bir biçimde hareketsiz kalmalarını da yargılayabilmektedir201.

ATKA'nın 232.maddesinin 3.bendi ve AAETKA'nın 148.maddesinin 3.bendi, gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılabilecek hareketsizlik davalarını düzenlemektedir. ATKA'nın 232.maddesinin 3.bendine göre “Her gerçek ve tüzel kişi, yukarıdaki paragraflarda belirlenen koşullar dâhilinde, Topluluk kurumlarından

199 GÜNUĞUR; a.g.e., s.281; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.105 200 GÜNUĞUR; a.g.e., s.281; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.125 201 GÜNUĞUR; a.g.e., s.310; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.125

birini, tavsiye veya görüş haricinde herhangi bir işlemi kendisine bildirmemiş olmasından dolayı ATİDM'ne şikâyet edebilir. Burada, Topluluklar kurumlarınca Kurucu Antlaşmalar'da öngörülen usullere göre alınan tavsiye veya görüş haricindeki bağlayıcı bir kararın gerçek ve tüzel kişilere bildirilmemesi, hareketsizlik davasının önkoşulu olarak kabul edilmektedir.

AT ve AAET Kurucu Antlaşmaları düzenlemeleri nazara alındığında Hareketsizlik davaları esasen, Topluluklar Kurumlarınca gerçekleştirilen “bir ihlalin tespiti” niteliğindedir. ATKA'nın 232.maddesinin 1.bendine göre, “Bu Antlaşma’nın ihlali anlamında AP’nun, Konsey’in veya Komisyon’un karar almaması halinde, üye Devletler ve diğer Topluluk kurumları bu ihlalin saptanması amacıyla dava açabilirler. Hareketsizlik davasının açılabilmesi için, dava edilecek Topluluklar Kurumuna, Kurucu Antlaşmalarda açık ve kesin bir biçimde bir karar alma ya da harekette bulunma yükümlülüğü getirilmiş olmalıdır. Topluluklar Kurumlarına harekete geçme hususunda bir takdir yetkisi tanınmış ya da yükümlü bulundukları “Hareket” açıkça belirtilmemişse dava açılamaz202.

AP'nun, Konsey'in veya Komisyon'un karar almaktan kaçınması ve bu durumun Topluluklar Kurucu Antlaşmalarına aykırı olması ya da aldıkları bir kararı gerçek ve tüzel kişilere bildirmemeleri halinde, bu kurumlara karşı hareketsizlik davası açılabilir. Hareketsizlik Davasının açılabilmesi için “hareketsizliğin” bir gerçek veya tüzel kişiyi doğrudan ve şahsen ilgilendirmesi gerekir203.

ATKA'nın 232.maddesinin 2.bendine göre, Hareketsizlik davaları davaya konu Topluluk kurumunun önceden harekete geçmeye davet edilmiş olması halinde kabul edilebilir. Bu daveti izleyen iki aylık süre zarfında, ilgili kurumun tutum belirlememesi halinde, takip eden iki aylık süre zarfında dava açılabilir. Yani, gerçek ve tüzel kişiler, ancak kurumlara tanınan iki aylık sürenin sona ermesinden sonra başlayan iki aylık sürede bu kurumlara karşı hareketsizlik davası açabilirler204.

202TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri; a.g.e., s.252; GÜNUĞUR; a.g.e., s.310; REÇBER; Avrupa

Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.128

203TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri; a.g.e., s.253; REÇBER; Avrupa Toplulukları İlk Derece

Mahkemesi, s.132

204TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri; a.g.e., s.253; GÜNUĞUR; a.g.e., s.312; REÇBER; Avrupa

d. Tazminat Davaları

Avrupa Toplulukları kimi egemen yetkilere sahiptir ve kurumları aracılığıyla belirli tasarruflarda bulunmaktadırlar. Bu tasarrufların büyük bir kısmı üye devletlerde uyulması zorunlu olan ve doğrudan etki doğuran tasarruflardır. Topluluklar kurumlarının veya görevlilerinin görevlerini yerine getirirken üçüncü kişi konumundaki gerçek ve tüzel kişilere verdikleri zararlar nedeniyle doğan sorumluluğa, Toplulukların akit dışı sorumluluğu (Haksız fiil sorumluluğu) denilmektedir. ATKA’nın 288.maddesinin 1.bendine göre, Toplulukların sözleşmelerden doğan sorumluluğu, söz konusu sözleşmeye uygulanan hukuka tabidir ve sözleşmelerden doğan sorumlulukta ATKA’nın 240.maddesi uyarınca üye ülkelerin mahkemeleri yetkilidir. Toplulukların akit dışı sorumluluğunda, davacılar, Topluluklar üyesi Devletlere mensup gerçek ve tüzel kişilerdir. Davalı Topluluklar ise AT ve AAET'dur. Topluluklar kavramı ile kastedilen, zarara neden olan kurum veya görevlinin bağlı olduğu kurumdur205.

ATİDM'nin kuruluş aşamasında, Topluluğun akit dışı sorumluluğuna dayanılarak AET-A’nın 178. (ATKA’nın 235.maddesi) ve 215/2. (ATKA’nın 288/2.maddesi) maddeleri uyarınca açılan tazminat davaları Mahkemenin yetki alanı dışında bırakılmıştır. Bunun en önemli nedeni, bu tür tazminat davalarının, ATAD'ın yetki alanında bulunan önkarar başvurularıyla bağlantılı olmalarından ötürü yeni sorunlar doğabileceği, doğrudan Topluluk mahkemelerinde açılmış bulunan davalarla, Üye Devletlerin Ulusal mahkemelerinde açılan davalar nedeniyle yapılan önkarar başvurularının karışabileceği, bunun sonucunda aynı konunun hem ATİDM'de, hem de ATAD'da aynı anda incelenmesi tehlikesinin doğabileceği yolundaki endişelerdir. 01.08.1993 tarihinde yürürlüğe giren Konsey’in 08.06.1993 tarih ve 93/350 sayılı kararı206 ile Toplulukların akit dışı sorumluluğuna dayanılarak açılan tazminat davaları ATİDM'nin yetki alanına dâhil edilmiştir207.

205TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri; a.g.e., s.256; GÜNUĞUR; a.g.e., s.317; REÇBER; Avrupa

Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.135

206 Bkz., Journal Officiel des CE, L 144, 16.06.1993, s.21

ATKA'nın 235.maddesine göre, 288.maddenin 2.bendinde öngörülen Sözleşme dışı sorumluluk konusunda Topluluklar, kurumlarının veya memurlarının görevlerini yaparken yol açtıkları zararları, üye Devletlerin ortak genel hukuk ilkelerine uygun olarak tazmin etmekle yükümlüdürler. Uygulamada, Topluluklar kurumlarının hizmet kusuru nedeniyle meydana gelen zararlar, hizmet kusuru kapsamında, tazminat davasına konu olmaktadırlar.

Hizmet kusurunun yanı sıra, ATKA'nın 288.maddesinin 2.bendi ve AAETKA'nın 188.maddesinin 2.bendinde öngörüldüğü gibi, Topluluklar çalışanları, görevlerini gereklerine uygun olarak yerine getirirken, yani Topluluklara ait bir yetkinin kullanılması sırasında bir eylemi gerçekleştirirken üçüncü bir kişinin zarar görmesine neden olurlarsa, ATİDM'inde kişisel kusur nedeniyle tazminat davası açılabilir208.

ATAD Statüsü ile ilgili Protokol’ün 46.maddesine göre, Toplulukların sözleşme dışı sorumluluğunu doğuran işlemler, olayın meydana geldiği tarihten itibaren beş yıllık sürenin sonunda zaman aşımına uğrarlar. Zaman aşımı süresi dava dilekçesinin Mahkeme’ye verilmesi veya mağdur tarafın daha önce Toplulukların yetkili kurumlarına başvuruda bulunması halinde kesilir. Bu son halde, ATKA’nın 230. ve AAETKA’nın 146.maddesinde benimsenen iki aylık süre içerisinde müracaatta bulunulması gerekmektedir. Beş yıllık süre, zarar görenin Toplulukların yetkili kurumlarına yaptığı başvuru ya da ATİDM'ne verilecek bir dilekçe ile kesilir. Topluluk kurumu talebi reddeder ya da herhangi bir tasarrufta bulunmazsa, süre yeniden işlemeye başlar. Bu halde, başvurunun yapıldığı ya da talebin reddine dair kararın davacıya tebliğinden itibaren iki ay içerisinde ATİDM'ne dava açılması zorunludur. Zira iki aylık süre hak düşürücü niteliktedir209.

208TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri; a.g.e., s.256; GÜNUĞUR; a.g.e., s.317; REÇBER; Avrupa

Toplulukları İlk Derece Mahkemesi, s.143

209TEKİNALP/TEKİNALP ve diğerleri; a.g.e., s.257; GÜNUĞUR; a.g.e., s.320; REÇBER; Avrupa