• Sonuç bulunamadı

İbrahim Safi'den seçmeler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İbrahim Safi'den seçmeler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İSTANBUL

İbrahim Safi'den

seçmeler

(Cumalı Sanat Galerisi,

Mada)

Yaşamım resimle sürdüren İbrahim Safi’nin son yıllarda sık sık sergiler açarak üretime dönük çalışmalara ağırlık ver­ mesi kimi eleş tirmenlerimizce “sınırlı bir paletin ve giderek rutinleşen bir el maharetinin” örnekleri sayılmaktan geri kal­ mamıştı. Safi’nin çok sayıda tablolarla bir resim pazarım andıran sergileriidn nakde ge­ çersiz sayılamayacak bu yargı, ondan özenle seçilecek bir der­ leme ile izleyiciye gerçek kişili­ ğini tamma olanağını verebi­ lirdi. İşte Cumalı Galerisi’nin İbrahim Safi’nin son kırk yıllık çabş malarından derlediği otuza yakın bağlıboya böyle bir fır­ satı getirmektedir.

1898 yılında Kafkasya’da (Nahcivan) doğan ve ilk sanat eğitimini Erivan Lisesi’ndeki resim öğretm eniKolzsa’dan a- lan Safi, Moskova Güzel Sa­ natlar Akademisi hazırlık sını­ fında okurken Rus İhtilâlinin çıkması üzerine Türkiye’ye gel­ mişti. Yarıda kalan öğrenimini İstanbul Sanayi-i Nefise Mek- tebi’nde tamamladı. Türkiye’de batı anlayış ma dönük resmin gelişim çizgisi içinde, birçok ressamımız gibi onu da kuşağı­ nın ortak görüş ve eğilimlerin­ den ayıramayız.

Birinci Dünya Savaşı’ıun çıkması üzerine yurda dönen Çallı ve arkadaşlarının izlenim­ cilikten esinlenen renklere baş­ kalarım da ekleyerek yöresel bir bakışla işlek bir fırça ustalı-' ğını ve beğenisini öngören an­ layışına koşut bir resim alış­ kanlığını sürdürm üştür İbra­ him Safi de. Çallı kuşağının o- torite olduğu bir dönemde aka­ demiyi bitiren (1923) sanaitçı, doğadan çıkış yapan “peyzaj geleneği”nden ayrılamamıştır. Sergideki birkaç portre, natür­ mort ve düzenleme dışındaki tabloların çoğunlukta görü­

nümlerden oluşması bunu

v u rg u lam ak ta d ır. İs ta n b u l, Ankara, Van, Bursa, Çınar- çık’tan yapılmış peyzajlar ara­ sında — 1930 ya da 1940 yılla­ rında yapıldığını sandığımız — Paris’te Concorde alanı, Sacre - Coeur ve M ünih’ten bir görü­ nüm ile M açka’dan bir Boğaz

®

İbrahim Safi

görünümü ve A tina’da Fatih Camisi gibi birkaç tablo kuşa­ ğının ortak görüşleri doğrultu­ sunda, içtenlikli, dürüst ve hiç de “harcıâlem” sayılamayacak yapıtları arasındadır. Bunlara A nkara’dan bir peyzaja, bir genç adam portresini de

kata-h İH rİ7 ,.

İbrahim Safi’nin yaşamını sürdürmesi için piyasayı göze­ ten, kişilik ve özgünlük bağ­ lantılarından çok “Çallı kuşa­ ğının ‘ölü dalgalarım’ sürdü­ ren” kanıksanmış ve artık ge­ rilerde kalmış türlerde ortala­

ma bir beğeni düzeyini karşıla­ yan çalışmalarının yoğunluğu arasında az sayıda da olsa kalı­ cılığın izlerini taşıyan örneklere rastlayabileceğimize bu sergi tanıklık ediyor.

Ayhan Kurtoğlu,

Turan Enginoğlu

(İş Sanat Galerisi,

Beyoğlu

)

Ayhan Kurtoğlu (d. 1933) on yıldanberi kök, dal, gövde gibi

ağaç malzemeyi çok gönüllü bir çabayla soyut ve figüratif heykel formlarına dönüştüren çalışmalarını birçok sergilerle ortaya çıkarmaktadır. Son altı yıllık yapıtlarından derlediği -ikisi bakır telden, öbürleri ağaç- on yedi heykeli de kullandığı gerecin olanaklarını değerlendiren içgüdüsel ve sez­ gisel bir form sevgisinden kaynaklanıyor.

Yontu sanatında insan figü­ rü ötedenberi en çok işlenen ve en iyi tanınan bir konudur.

Ç a ğ ım ız ın soyut biçim eğilim­ lerinde yeni gereçlerin sanatçı­ yı harekete geçiren duyarlık­ lardan değişik yorumlara açılan ve materyalden tümüyle arın­ dırılmamış çeşitlemelerine sık sık rastlamaktayız. Klee’nin “ Doğa gibi yaratm ak” ilkesi sanki çağımız heykelcilerinin yol göstericisidir. Sanat eği­ tim inden geçmemiş, kendi

k en dini yetiştiren Ayhan K urt­ oğlu da sezgisel bir davranışla bu ilkeyi benimsemiş gibidir. Yüzyılımızın özgün biçimler yaratıcısı Henry Moore’un ya­ pıtlarındaki değişik duygular, ölçülü bir gözlem, derin bir araştırma ve yorumlama gücü­ ne duyduğu sevgi ona da yol göstermektedir. Kök, dal, göv­ de gibi ağaç malzemeye son zamanlarda eklediği bakır tel­ lerden oluşan büst, figür düzen lemesi ve soyut form araştır­ m aların d a heykel sa n a tın ın şimdiye değin çok yinelenmiş türlerine eğilmesine karşın iç­ tenlikli, yalınlaştırılmış ve de- neyimci bir yaklaşım biçimle­ niyor. Ağaç dal ya da köklerini değerlendiren balerinlerindeki hareket, uyum ve denge ile antik ve ilkel anlatımlı bir ağaç büst doğalcı ve yalın niteliğiyle ilgi çeken yapıtları arasında.

Turan Enginoğlu’nun (d. 1953) suluboya resimlerine bu yılın ilk günlerinde kentimizde düzenlediği “ Çocukların Dün­ yasına” adh sergisi üzerine değinmiştik. Suluboya tekni­ ğini görünü ve çiçek resimleri gibi alışılmış türler dışında Anadolu insanının yaşam çev­ resinde ve gözlem yeteneğinden yararlanan anlatımcı bir yönde yoğunlaştıran çalışmalarından yirmisi bu kez Kurtoğlu’nun heykelleriyle birlikte sergileni­ yor. Daha önceleri Bahriyeli İsmail Hakkı (1863 - 1926), Malik Aksel (1903), Ferit Apa (1909) gibi saydı birkaç ressa­ mımız da kişiliklerini doğa görünümleri yanında figür ve portre gibi anlatımcı bir yönde duyurmaktan geri

kalmamış-Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

MATEMATİĞİN ALTIN

Biz bu makalede son dönem böbrek hastal›¤› nedeniyle süregen düzenli hemodiyaliz tedavisi uygulanan ve status epileptikus ile baflvuran, metabolik tablosunda laktik

Mimar Davudun güzel san'atlar serisinden ikinci eseri 1594 (1002) tarihinde yapılmfş olan (Cerrah- paşa camii) dir.. Cerrahpaşa camiinin plânı; münfe- rid sütun ve ayaklarla

Beton gibi demirle teçhiz edilebilirse de bu çakıl diğer çakıldan hafif olduğu için daha az mukavemetli olur.. 4 — Celotex — Bu madde 11 milimetre ka- lınlığında,

• Sonuçtaki anlamlı rakama sayısı veriler arasında en az anlamlı rakam içerendeki kadar olmalıdır.... Kimya da ilk keşifler ve Dalton

Thus, the hard energy spectrum, the high level of timing noise, and the evidence for the presence of a compact jet are all consistent with the source being in the hard state during

Hava limanı lokantasının kontrol kulesinden ayrılmış olarak inşa edildiği yerlerde yolcu veya kabul binası, bazı inşaî tedbirler alınmak suretile, ileri doğru

(Mustafa III.