Son zamanlarda, yapılan konuşmalarda biyolojik yakıtın -ethanol gibi sıvı yakıtlar ve bitkilerden yapılan biodizel- petrole olan bağımlılığımızı azaltacağına ilişkin ümitler hatırı sayılır bir yer edindi. Bush bile son ulusa sesleniş konuşmasında “biyolojik yakıt” kelimesini telaffuz etti.
Bitkilerden elde edilen yakıt? Kulağa oldukça hoş geliyor. Ancak koşup bir E-85 almadan önce şunları bir değerlendirin:
* Cornell Üniversitesinde araştırmacı olan David Pimental’e ve ABD enerji departmanına göre, Amerika Birleşik Devletleri yıllık olarak, ülkede yetişen bitkilerden –ormanlar, besin olarak tüketilenler ve fiber dahil olmak üzere- daha fazla nükleer ve fosil enerji tüketiyor.
* Amerika’nın var olan otomotiv benzini ihtiyacını karşılayacak düzeyde mısırdan elde edilen ethanolu (mısır temelli ethanol) üretmek için; toplanan mahsul için alanın iki katına ihtiyacımız olacak ve bütün bu alana her yıl mısır ekmemiz ve üretilen mısırdan hiç yemememiz gerekecek. Başkan Bush tarafından telaffuz edilen, daha yeşil “Panicum virgatum” , ki mısır temelli yakıta göre daha az petrol temelli katkı maddesi gerektirir ve her yıl yetiştiği için üst toprağın kaybedilmesini engeller, kullanılsa bile enerji ihtiyacımızın çok küçük bir kısmını karşılayacaktır. * Ethanol ve bio-dizel için gerekli olan mısır ve soyanın üretimi ise, tarım makineleri, ilaçlama ve gübre için büyük miktarda fosil yakıtı gerektirir. Bu fosil yakıtın büyük bir kısmı dışarıdan, özellikle Rusya ve Ortadoğu ülkeleri gibi kaynaklardan gelir.
* Mısır ve soya üretimi, orta batıda tecrübe edildiği üzere, ekolojik olarak sürdürülebilir değildir. Zira büyük oranda üst toprak kaybına sebep olan erozyona, yüzeyin ve yer altı sularının böcek ilacı ile zehirlenmesine neden olur. Ayrıca, fazla gübreleme Misisipi nehrinden akarak Meksika Körfezinden New Jersey’e kadar bir alanın yaşamdan ve oksijenden yoksunlaşmasına neden olur.
* Arabalardaki benzin verimliliğini mil başına bir galon olarak geliştirmek -uygun lastik şişkinliği ile sağlanabilecek bir kazançtır bu- 2012’de eyalet başına düşmesi öngörülen ethanol üretiminin toplamına eşit düzeyde benzin
tüketimini azaltacaktır.
Bizler, fosil yakıtların hayalet muadillerinin peşine düşmek yerine; en kısa zamanda, küresel iklim değişikliklerine katkımızı yavaşlatmak ve benzin ve diğer fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmaya odaklanmalıyız: Enerji kullanımını azaltmalıyız.
Cesur olalım. Tüketicileri benzini verimli kullanan araçları almaya zorlamak için benzin üzerindeki vergileri
yükseltelim. Buradan elde edilecek gelir gerçekten sürdürülebilir enerjiye ilişkin araştırmalar ve sübvansiyonlar için kullanılabilir.
Taşıtlar, araçlar, endüstriler ve yeni binalar için enerji verimliliği standartlarını yükseltelim.
Yeni toprak kullanımı kuralları ve vergi teşvikleri getirerek; banliyö yerleşimlerine yayılmayı engelleyelim ve yoğun, karışık kullanımlı- iş yerlerini, perakende satış mekanlarını ve evleri yürüme mesafesinde bir araya getiren karışık-kullanımlı gelişmeyi cesaretlendirelim. Toplu taşımacılığı daha iyi finanse edelim.
Ethanol sübvansiyonuna harcadığımız milyarları, gerçekten sürdürülebilir enerji teknolojilerine aktaralım.
Ve neden çürüğe çıkarılmış teknolojilere örneğin hybrid (melez) arabaları daha kullanışlı hale getirmek için daha fazla yatırım yapılmasın? Benzin verimliliği olan melez teknolojiler bir son çözüm olmayabilir, ancak daha sürdürülebilir çözümlere köprü oluşturabilirler.
Küresel iklim değişikliği ve enerji krizine çözüm olarak biyolojik yakıta bir gümüş kurşun gibi odaklanmak en iyi tanımla yanlış yönlendirilmiştir. En kötü yönü ile ise bu projenin potansiyel çevresel etkileri felaket olacaktır. Yakıt bağımlılığımıza ise çok küçük oranda katkısı olacaktır.
İklim değişikliğini yavaşlatmak ve benzine olan bağımlılığımızdan kurtulmak istiyorsak, enerji kullanımını azaltmak zorundayız. Bugün enerji tasarrufu lehine biyolojik yakıta yüklenmek, problemlerimizi sadece çeşitlendirecek,
bunların çözümleri ise yarın çok daha acı olacak.
Julia Olmstead, Iowa State Universitesi, bitki yetiştirme ve sürdürülebilir tarım mezunudur ve Land Enstitüsünde çalışmaktadır. Bu rapor enstitünün Prairie Writers İrcle için yazılmıştır.
