• Sonuç bulunamadı

Dokuzuncu sınıf coğrafya öğretiminde animasyonların yeri ve önemi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dokuzuncu sınıf coğrafya öğretiminde animasyonların yeri ve önemi"

Copied!
101
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ORTAÖĞRETİM SOSYAL ALANLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI COĞRAFYA ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

DOKUZUNCU SINIF COĞRAFYA

ÖĞRETİMİNDE ANİMASYONLARIN YERİ ve

ÖNEMİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Adnan PINAR

Hazırlayan Ferhat ÖZCAN

(2)

ÖZET

Bu çalışmada, 9. Sınıf öğrencilerinin coğrafya dersindeki başarılarında geleneksel yöntemin yanı sıra animasyonların ve gösterimlerin de ne derecede katkı yapacağının etkisi araştırılmıştır.

Araştırma, 2007-2008 öğretim yılının II. yarıyılında, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı Meram ilçesi Muhittin Güzelkılınç Lisesi’nin 9. sınıf öğrencileri üzerinde uygulanmıştır. Ön test uygulaması yapılan iki sınıftan puan ortalamaları birbirine en yakın olan sınıflar örnekleme alınmış; hangi sınıfın deney grubu, hangi sınıfın kontrol grubu olacağı random atamayla belirlenmiştir. Buna göre 9-D sınıfın deney sınıf grubunu, 9-F ise kontrol grubunu oluşturmuştur.

Alt problemlerde ifade edilen durumlara ilişkin istatistiksel analizler SPSS v.16 for Windows paket programında gerçekleştirilmiş ve aşağıdaki bulgular elde edilmiştir.

1. Kontrol grubunun ön test-son test sonuçları karşılaştırıldığında kontrol grubunun son testi lehine anlamlı bir faklılık bulunmuştur.

2. Deney grubunun ön test-son test sonuçlarını karşılaştırıldığında deney grubunun son testi lehine anlamlı bir faklılık bulunmuştur.

3. Deney ve kontrol grubu son test sonuçları karşılaştırıldığında deney grubundaki öğrencilerin daha büyük bir gelişme kaydettiği görülmüştür. Bu sonuç coğrafya öğretiminde animasyon kullanımının öğrencilerin başarılarını arttırdığını ortaya koymuştur.

Yapılan çalışmanın sonuçlarına göre çalışma sonunda araştırmayla ilgili çeşitli öneriler verilmiştir.

(3)

ABSTRACT

In this study, we aimed to investigate to what extent animations and demonstrations along with traditional method contribute to the achievement of the ninth grade students in Geography lesson.

The study was carried out on the ninth grade students of Muhittin Güzelkılınç High School, Meram, Konya, during the second term of 2007-2008 education year. Two classes, whose average scores of pre-tests were most similar, were included in the study and the control and the experiment groups were determined randomly.

The statistical analyses of the data were performed through SPSSv.16 for Windows pack program and the following findings were achieved:

1. As a result of the comparison of the pre and post test scores of the students in the control group, the post test scores of the students were found to have changed positively.

2. Similarly, when the pre and post test scores of the students in the experiment group were compared, the post test scores of the students were also found to have changed positively.

3. As a result of the comparison of the post test scores of both groups, the students in the experiment group were found to have improved much better.

(4)

ANAHTAR KELİMELER (KEY WORDS)

Animasyon Animation

Coğrafya Öğretimi Teaching Geography

Coğrafya Üniteleri Geography Units

(5)

İÇİNDEKİLER

ÖZET... i

ABSTRACT ... ii

ANAHTAR KELİMELER ... iii

İÇİNDEKİLER ... iv ÖN SÖZ ... ix BÖLÜM I I.1.GİRİŞ ... 1 I.1.1.Problem ... 1 I.1.2.Problem Cümlesi ... 3 I.1.3.Alt Problemler ... 3 I.1.4.Araştırmanın Amacı ... 4 I.1.5.Araştırmanın Önemi... 4 I.1.6.Varsayımlar ... 5 I.1.7.Araştırmanın Sınırlılıkları ... 5

(6)

BÖLÜM II

KURAMSAL ÇERÇEVE İL İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

II.1. EĞİTİM-ÖĞRETİM, COĞRAFYA BİLİMİNE VE ÖĞRETİMİNE

GENEL BİR BAKIŞ ……….… 7

II.1.1. Eğitim ve Öğrenme ……….………. 7

II.1.2. Coğrafyanın Bilim Olarak Yeri ve Genel Özellikleri ………... 11

II.1.3. Coğrafya Öğretiminde Karşılaşılan Zorluklar ……….. 14

II.2. DOKUZUNCU SINIF COĞRAFYA ÖĞRETİMİNE AİT MÜFREDATIN GENEL ÖZELLİKLERİ ………..… 16

II.3. BAZI TEKNOLOJİK UNSURLARIN COĞRAFYA ÖĞRETİMİ İÇİN UYGULANABİLİRLİĞİ ……….…. 18

II.4. ANİMASYONLARIN EĞİTİMDEKİ YERİ ve COĞRAFYA ÖĞRETİMİNDE KULLANILABİLİRLİĞİ ……….. 20

II.5. “YAŞADIĞIM YERDEN ÜLKEME” ÜNİTESİNİN ANİMASYONLU ÖĞRETİM MODELİNE GÖRE HAZIRLANMASI ….. 24

(7)

BÖLÜM III

III.1.YÖNTEM ... 32

III.1.1.Araştırmanın Modeli ... 32

III.1.2.Evren ve Örneklem... 32

III.1.3.Denel İşlem ... 33

III.1.4.Araştırmada Kullanılan Ölçme Araçları ... 35

III.1.5.Kullanılan İstatistiksel Teknikler ... 36

BÖLÜM IV IV.1. BULGULAR ……….………... 37

BÖLÜM V V.1. TARTIŞMA ………...………... 46

BÖLÜM VI VI.1. SONUÇ VE ÖNERİLER……… 47

BİBLİYOGRAFYA ……….………... 48

EKLER EK 1: Okulda Araştırma Uygulaması İçin İzin Yazısı ………..… 53

(8)

EK 5- Okulda Araştırma Uygulaması İçin Hazırlanmış Ders Planları ……... 64

EK 6- Dokuzuncu Sınıflara Ait MEB Kitabının İçindekiler Bölümü …………... 70

EK 7- Dokuzuncu Sınıflara Ait Coğrafya Dersi Öğretim Programı ……..……… 75

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1: Coğrafyanın Bölümleri ……….. 12

Şekil 2: Çalışmada Kullanılan Animasyonlardan Bazı Kareler

ve Açıklamaları ……….…...…. 25

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Araştırma Modeli ……….…….….. 32

Tablo 2: Öğrencilere Ait Sosyo-Demografik Özellikler ………..….. 38

Tablo 3: Öğrencilerin Ders Çalışma Koşulları ve Coğrafya Dersine İlişkin

Özellikleri ………..……….… 39

Tablo 4: Okulda Coğrafya Dersinin İşleniş Şekli İle İlgili Bazı Özellikler..40

Tablo 5: Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencinin Öğrenme Sürecini

Etkileyebilecek Bazı Faktörler Yönünden Karşılaştırılması ………...… 41

Tablo 6: Kontrol ve Deney Grubunun Ön Test Sonuçlarının

Karşılaştırılması ……… 42

Tablo 7: Deney ve Kontrol Grubu Ön Test Frekans Dağılımı ……… 42

Tablo 8: Kontrol Grubunun (Geleneksel Yöntemin Uygulandığı)

(9)

Tablo 9: Deney Grubunun (Animasyonlu Eğitimin Uygulandığı)

Ön Test - Son Test Sonuçlarının Karşılaştırılması ………..………. 43

Tablo 10: Kontrol ve Deney Grubunun Son Test Sonuçlarının

Karşılaştırılması ……….…… 44

Tablo 11: Deney ve Kontrol Grubu Son Test Frekans Dağılımı ………... 44

Tablo 12: Animasyonların Dersi Anlamada Etkinlik Derecesi ………… 45

(10)

ÖN SÖZ

Günümüzde her alanda olduğu gibi eğitim alanında da büyük değişmeler yaşanmıştır ve yaşanmaktadır da. Bu değişim ve gelişimlere katkısı olan unsurların başında da teknolojideki ciddi gelişmeler gelmektedir. Özellikle bilgisayarların kullanım alanı çok genişlemiş ve eğitim alanında da kendine ciddi bir kullanım alanı bulmuştur.

Bilgisayarın eğitim alanında en basit haliyle kullanımı eğitim öğretimin görselleştirilmesi yönüyle olmaktadır. Geleneksel öğretimle öğrencilerde meydana gelen ezbercilik ve bilginin kalıcı olmaması gibi sorunlar görselliğin derse katılmasıyla daha az düzeylere indirilebilmektedir.

Bu çalışmada coğrafya dersi ünitelerinin işlenişinde klasik anlatım yöntemi ile animasyonlu anlatım arasında bilginin öğrenilmesi yönünden nasıl bir fark olduğu araştırılmıştır.

Araştırmanın planlanmasından yazımına kadar her aşamasında bana yol gösteren ve değerli yardımlarını esirgemeyen danışmanım Yrd. Doç. Dr. Adnan PINAR’a, üniversite hayatım boyunca bende emekleri bulunan hocalarım Yrd. Doç. Dr. Recep BOZYİĞİT’e, Yrd. Doç. Dr. Ali MEYDAN’a, ve arkadaşım Arş. Gör. Deniz KOÇOĞLU’na, teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca çalışmamın her aşamasında maddi-manevi desteklerini esirgemeyen anne-babama, kardeşlerime ve burada adını anamadığım emeği geçen herkese yürekten teşekkür ederim.

Ferhat ÖZCAN

(11)

BÖLÜM I

I.1. GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problem durumu, problem cümlesi, alt problemler, araştırmanın amacı, araştırmanın önemi, araştırmanın varsayımları, araştırmanın sınırlılıkları ve tanımlara yer verilmiştir.

I.1.1. Problem

Eğitim süreci; öğrenme ortamının kalabalık olması, zamanın sınırlı olması, öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklar olması ve bilgi miktarının her geçen gün artmasıyla kendi içinde (Alkan, 1998; Gönen ve Kocakaya 2005) sürekli yenilenme ve denetlenme gereksinimini barındırmaktadır. Ayrıca toplumsal gelişmeler ve değişimlerde toplumun tüm kurumları üzerinde değişime zorlayıcı güçleri ortaya çıkarmaktadır. Toplumdaki hızlı teknolojik gelişmeler ekonomiden eğitime kadar toplumsal yapıları değiştiren önemli bir güçtür. Teknolojinin ortaya çıkardığı bilgi toplumunda itici güç bilgi ve bilgiyi işleyen ise bilgisayarlardır (Gönen ve Kocakaya, 2005).

Bilgisayarlar bugün her alana girmiş durumdadır. Bilginin sistemli biçimde düzenlenmesi, saklanması, işlenmesi, iletilmesi ve kullanılması bilgisayarlar sayesinde gerçekleşmektedir. Bilgisayar yalnızca basit bir depolayıcı değildir. Çevreyi ve yapılan işi değerlendirip buna göre de çevreye daha önceden kendisine yüklenmiş komutlar düzenine göre en uygun yanıtı verme özelliği vardır. İşte bu özelliği nedeniyle akıllı makine olarak adlandırılmakta ve yine bu özelliği onun bilgi toplumunu ortaya çıkaran nesnel bir olgu olarak değerlendirilmesine yol açmaktadır (Erkan, 1993). 1980’li yıllardan bu tarafa bilgisayar eğitim alanında etkinliğini her gün artırmakta (Pektaş ve diğ, 2006) ve bilgisayarların, eğitim sistemi içinde var olan öğretmenlerin ve öğrencilerin rollerini, öğrenme – öğretme ve bilgi öğretme yöntemlerini değiştirdiği vurgulanmaktadır (İşman, 2003). Ayrıca eğitim sürecine katılan duyu organlarının sayısının artmasının verimli bir

(12)

bilgisayarın bilgisayar laboratuarlarının da sınırlarını aştığı ve bilgisayarın sınıflarda diğer öğretim araçlarının bir parçası olduğunu belirtmektedir. Bilgisayarların kullanımı ile toplumda meydana gelen değişimi inceleyen Masuda (1990) bilgisayar toplumunun geleceği en üst noktanın bireysel temelli bilgisayarlaşma aşaması olduğunu iddia etmektedir. Masuda’nın (1990) bu teorisine göre bu aşamada her evde, gündelik sorunların bile anlaşılması ve çözülmesinde, bireysel yaşamın her alanında bilgisayar egemenliği söz konusu olacaktır (Masuda, 1990: Akt: Belek, 1999).

Bilgisayarların öğrenme – öğretme sürecinde kullanılması “Bilgisayar Destekli Öğretim” (BDÖ) olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayar destekli öğretim (BDÖ), bilgisayarların sistem içinde programlanan dersler yoluyla öğrencilere bir konu ya da kavramı öğretmek ya da önceden kazandırılan davranışları pekiştirmek amacıyla kullanılmasıdır (Yalın, 2005). BDÖ grafik, ses, animasyon ve şekiller yardımıyla eğitim – öğretim sürecinde yararlı olmaktadır (Pektaş ve ark 2006). Animasyon tekniğinin de öğrencilere soyut olaylara ya da varlıkları somutlaştırarak ve zihinde canlandırmayı sağlayarak zengin bir öğrenme ortamı oluşturduğu savunulmaktadır (Arıcı ve Dalkılıç 2006).

Bilgisayarlı ve animasyonlu öğrenmenin öğrenme – öğretme sürecine sağladığı pek çok yarardan söz edebiliriz. Öncelikle kavramları öğretmede geleneksel yöntemlere göre anlamlı bir üstünlük sağlamanın yanında (Gönen ve Kocakaya, 2005) öğrenciye kendi öğrenim hızında bir öğrenim sağlamaktadır (Bayraktar, 2002). Gönen ve Kocakaya’nın (2005) bildirdiğine göre bilgisayar destekli eğitim davranışları pekiştirmede ve öğrencinin kendi bilgisini yapılandırmada etkisi olduğu vurgulanmaktadır. Özellikle animasyonlar etkileşimli öğrenme ortamları sunmakta, öğrencinin ders konularını somut olarak izleyerek kavramalarını sağlamakta ve renk ile hareket özelliklerini birleştirerek akılda kalıcılığı artırmakta, eğitim sürecini zevkli hale getirmektedir (Arıcı ve Dalkılıç, 2006).

Bilgisayar destekli öğrenim bugün örgün eğitimin içinde anaokulu, ilköğretim, lise ve üniversite gibi farklı yaş grupları ve biyoloji, fizik gibi farklı branşlarda etkin bir öğrenme süreci sağladığı ve buna rağmen öğretmenlerin bilgisayarlı öğretimi tercih etmede cinsiyet, çalışma yılı ve branşının etkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır (Öztürk ve İnan, 1999; Arıcı ve Kılıç, 2006; Ergöz, 2006; Pektaş ve diğ, 2006; Keşan ve Kaya, 2007; Çetin, 2007).

(13)

Ortaöğretim kurumlarında öğretme tekniklerinin dersin amaç ve hedeflerine göre önemli bir yere sahip olduğu vurgulanmakta ve yine ortaöğretim kurumlarında coğrafya derslerinin belirlenen hedeflere ulaştıracak şekilde işlenmediği belirtilmektedir (Şahin, 2003). Akbulut’un bildirdiğine göre Doğanay (1989) okullarda verilen eğitim-öğretim faaliyetleri ve öğretmen nitelikleri dikkate alındığında, öğrenciler için coğrafyanın anlamı ve coğrafya öğretiminde sorunlu sonuçlara ulaşıldığını, okullarda coğrafya öğretiminin ezbere yönelik, yaratıcı ve bağımsız düşünceden yoksun, katı ve anlayışsız bir biçimde yapıldığını bildirmektedir. Ülkemizde 2005-2006 eğitim-öğretim yılı ile birlikte yeni coğrafya öğretim programı uygulanmaya başlanmıştır (MEB, 2005). Ortaöğretim kurumlarında coğrafya derslerinde öğrencilere temel kavramların öğretilmesi, gözlem, inceleme ve araştırma yeteneklerinin kazandırılması, yakın çevresi ve ülkesi hakkında bilgi sahibi olunması, coğrafya eğitiminin temel hedefleri arasında yer almaktadır (Şahin, 2003). Yeni coğrafya programı gerek istenilen kazanımların öğrenciler tarafından elde edilmesi gerekse öğrencilerin çok yönlü becerilerinin geliştirilebilmesi açısından yeni yöntem, teknik ve araç-gereçleri kullanmayı büyük ölçüde teşvik etmekte ve coğrafya programının beklenilen ölçüde basarı ile uygulanabilmesinin, sınıf içi ve okul dışında yapılan etkinliklerin çeşitliliğine, bilgisayar ve internet gibi bilgi teknolojilerinin kullanılma seviyesine ve çağdaş metot, teknik ve araç-gereçlerin öğretim faaliyetlerine dahil edilmesine bağlı olduğu görülmektedir (Demirci, 2006).

Bu çalışmanın amacı, değişen coğrafya eğitim müfredatına ve yeni öğretim tekniklerine uygun olarak 9. sınıf coğrafya eğitiminde animasyon tekniğinin yeri ve öneminin incelenmesidir. Coğrafya eğitiminde animasyon tekniğinin kullanılması durumunda coğrafya eğitiminin öğrenci için daha somut ve kalıcı olacağı, öğrencilerinin tutumları ve başarılarının olumlu yönde etkileneceği düşünülmektedir.

I.1.2. Problem Cümlesi

Dokuzuncu sınıf coğrafya dersinde, kullanılan animasyonlar öğrenci başarılarını ne düzeyde etkilemektedir?

(14)

2. Animasyonlu teknikle dersin işlendiği deney grubunun ön test-son test sonuçları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

3. Geleneksel yöntemle dersin işlendiği kontrol grubuyla animasyonlu teknikle dersin işlendiği deney grubunun son test sonuçları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

4. Geleneksel yöntemle dersin işlendiği kontrol grubuyla animasyonlu teknikle dersin işlendiği deney grubunun son tutum sonuçları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

I.1.4. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmada, Coğrafya dersi ünitelerinin işlenişinde animasyonlu-görsel öğretim yönteminin, geleneksel öğretim yöntemine göre öğrencilerin başarı ve tutumlarındaki etkisi incelenmiştir.

Bu amaca ulaşmak için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır.

1. Coğrafya dersi ünitelerinin işlenişinde animasyonlu öğretimin öğrencilerin başarısına etkisi var mıdır?

2. Coğrafya dersi ünitelerinin işlenişinde animasyonlu öğrenmenin öğrencilerin tutumlarına etkisi var mıdır?

I.1.5. Araştırmanın Önemi

Bu araştırmada 9. sınıf coğrafya öğretiminde animasyon tekniğinin yeri ve önemi incelenmiştir. Bu araştırmanın genel amacı, animasyon tekniğinin öğretimindeki önemini vurgulamaktır. Özel amacı ise, coğrafya dersinin “Yaşadığım Yerden Ülkeme” ünitesi üzerinde animasyonlu öğretim tekniğinin öğrencilerin başarı düzeyine etkisini göstermektir.

Okul öncesinden üniversiteye kadar okulların en önemli fonksiyonunun, öğrencileri ve öğretmeni bilgi kazanma ve gerçeği bulma amacıyla bir araya getirmek olduğu söylenmektedir. Geleneksel olarak öğrenme; öğretimin bir neticesi olarak görülmekte, öğretmen de hem bilginin kaynağı hem de onu aktaracak olan kaynak olarak algılanmaktadır. Öğrenme süreci için birçok genel ve özel amaçlar tanımlansa da ulaşılmak istenen hedef bilgi çağına uygun donanımlı bireyler yetiştirmektir. Bu noktada

(15)

öğretmenlerin sadece bilgiyi aktaran olmaktan çok bilgiye ulaşmayı ve bilgiyi doğru kullanmayı öğretme rolleri belirginleşmektedir.

Geleneksel eğitim – öğretim yöntemlerinin öğrenci için sıkıcı olduğu, öğrenilen bilginin kalıcılığının düşük olduğu ve öğrencinin anlatılan konuyu somutlaştırma yönünde sıkıntılar yaşadığı ile ilgili çok sayıda bilimsel kanıt bulunmaktadır. Bu durumda da bilgi toplumunda varlık gösterecek etkili ve zihinsel süreci kullanan bireyler yetiştirmek için yeni öğretim stratejileri ve öğretim teknikleri geliştirmek gerekmektedir. Zengin bir öğrenme ortamı oluşturan animasyon tekniği bu anlamda uygun bir yöntem olabilir.

I.1.6. Varsayımlar

Araştırmanın planlanıp yürütülmesinde ve sonuçta elde edilen verilerin değerlendirilmesinde şu varsayımlardan hareket edilmiştir;

1.Araştırmada uygulanan başarı testi ve tutum ölçeği istenilen bilgiyi elde etmede yeterlidir.

2.Coğrafya dersi tutum ölçeğini öğrenciler gerçek durumlarını yansıtacak şekilde cevaplamışlardır.

3.Araştırma yürütülürken bilgilerine başvurulan uzman kişilerin görüşleri yeterlidir.

4.Kontrol edilmeyen değişkenler, deney ve kontrol gruplarını aynı ölçüde etkilemiştir.

I.1.7. Araştırmanın Sınırlılıkları

(16)

I.1.8. Tanımlar

Ön Test: Öğretmenin, öğreteceği ünite veya konularda öğrencilerine öğrenime başlamadan önce uyguladığı test.

Son Test: Öğretmenin sınıfta ele alıp bitirdiği ünite ve konuları kapsayan, öğretim sonunda öğrencilere verilen testtir.

Animasyonlu Anlatıma Yönelik Tutum Ölçeği: Öğrencilerin Coğrafya dersinde kullanılan animasyonlara karşı eğilimlerini ölçecek ölçek.

Animasyonlar: İmajların veya çeşitli çizimlerin hareketli yapıları.

Animasyonların Coğrafya Öğretiminde Kullanımı: Coğrafya ünitelerinde anlatılan birçok olayın animasyonlara çevrilmesi ve öğrencilere bu şekilde aktarılması.

(17)

BÖLÜM II

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

II.1. EĞİTİM-ÖĞRETİM, COĞRAFYA BİLİMİNE VE ÖĞRETİMİNE GENEL BİR BAKIŞ

II.1.1. Eğitim ve Öğrenme

Eğitim konusunda pek çok tanım yapılmıştır ve bu tanımların üretilmesinde her bireyin bakış açısı farklı yönlerden olmuştur. Pek çok tanım yapılmış olsa da eğitim hakkında en genel yargı aşağıdaki gibidir.

Bunun sonucunda eğitim genel anlamda, istendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışında meydana gelen değişme ise öğrenmedir. Eğitim ister kasıtlı olarak okullarda yapılsın, isterse gelişigüzel bir bireyin içinde yaşadığı tüm çevrede yapılsın, sadece istendik nitelikte davranış değişmelerinin oluşturulmasını yani geçerli öğrenmeleri kapsar. Ama eğitim aşamasında olumsuz ürünlerde ortaya çıkabilmektedir. Amaç eğitim sürecinde geçerli öğrenmeleri sağlamak, istenmedik hatalı yan ürünleri en aza indirmek, hatta yok etmek olmalıdır (Senemoğlu, 1998).

Bilgi sürekli büyüyen bir varlık olarak değerlendirildiğinde bilginin öğretilmesi ve kalıcılığının artırılması için bir çok çalışma yapılmış ve yapılmaya da devam edilmektedir. Yapılan bu çalışmalarda her bireyin farklı sürelerde de olsa doğru öğrenme stratejisi yakalandığında öğrenebileceği vurgulanmıştır.

Bu bağlamda eğitimin istendik nitelikteki öğrenmeleri sağlayabilmesi için, amaçlar iyi tanımlanmalı, program, yöntem ve stratejiler iyi belirlenmelidir. Günümüzde bilginin bireye aktarılabilmesi alanında pek çok değişim yaşanmıştır.

(18)

Günümüzde, değişen ve gelişen öğrenme yöntemleri eğitim programlarında köklü değişiklikleri mecbur kılmaktadır.

Yorulmaz (2001); eğitimde yeniden yapılanmada en önemli nokta, öğrenmenin heyecan verici özelliği ve öğrenci için anlamlı olması gerektiği vurgulamış ve ders programlarına ilişkin yedi noktaya işaret etmiştir. Bunlar;

1. Konuların özü daha geniş yer tutmalıdır.

2. Derslerin içeriği, konuların disiplinler arası yanlarını daha çok vurgulamalıdır.

3. Konular derinliğine işlenmelidir.

4. Daha çok birinci el kaynaklar kullanılmalıdır.

5. Öğrenim öğrencinin yüksek düzeyde düşünmesine yönelik olarak düzenlenmelidir.

6. Öğrenci başarısının değerlendirilmesinde daha değişik yöntemler kullanılmalıdır.

7. Öğrenimde öğretmenlere daha çok tercih hakkı tanınmalıdır.

Günümüzde artık öğretimi ya da öğrenmeyi yapan kim olursa olsun kendini sürekli bir güncelleme içerisinde olmalıdır. Bu noktada bilgiyi doğrudan ezberlemek yerine onu yargılayıp, deneyimlerin eleğinden geçirdikten sonra kabul etmelidir.

Bu noktada olaya okullardaki ders öğretimi açısından bakacak olursak kısa süreli belleğin kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle, sadece sözlü sunuya dayalı derslerde öğrencinin öğrenmesi büyük ölçüde engellenmiş olmaktadır. Günümüzde bu durumun aşılması ve öğretimde başarının, kalıcılığın artırılması için çok çeşitli yöntemler kullanılmaktadır ya da kullanılmasa bile mevcuttur.

Yapılan araştırmalara göre bilinmektedir ki; duyusal kayıta gelen sınırsız uyarıcıdan sadece dikkat edilen, öğrencinin beklentilerine, amaçlarına uygun olan az sayıdaki uyarıcı seçilerek kısa süreli belleğe gönderilir. Bireyin dikkat ve algı alanına giremeyenler duyusal kayıttan, henüz kısa süreli belleğe aktarılmadan kaybolmaktadır (Senemoğlu, 2004).

(19)

Bireylerin öğrenmesinde asıl önemli olan onların ne derecede uyarıldığı ve dikkat seviyelerinin ne kadar arttırıldığıdır. Bilgiler ancak dikkat edilip işlendiği taktirde uzun süre hafızada kalabilecektir.

“ Bir bilginin öğrenilebilmesi için mutlaka kısa süreli belleğe gönderilmesi ve orada işlenmesi gerekir (Öztürk, 1999).”

Öğrencinin dikkatini çekmede kullanılabilecek çevresel uyarıcılar Senemoğlu’na (2004) göre şöyle sıralanabilir.

a.Fiziksel Uyarıcılar: Meselâ, akarsuların denize dökülmesini belirgin olarak üç boyutlu gösteren bir kabartma harita, dikkati çekip öğrenmeyi sağlarken; bunun yanında haritada gereksiz olarak verilmiş pek çok ayrıntı ve çizgi dikkati dağıtır, hatta başka konulara yöneltebilir.

b.Aykırı Uyarıcılar: Özellikle; zıt etki yaratan, aykırı gelen uyarıcılar öğrencinin dikkatini harekete geçirir.

c.Duygusal Uyarıcılar: Bazı uyarıcılar duygusal tepkileri uyarırlar ve etkinlik düzeyini artırırlar. Meselâ, öğrenciye adıyla hitap etmek onun hemen dikkatinin çekilmesini sağlar.

d.Emir Verici Uyarıcılar: Öğrenciler önemli bilgiyi önemsizden ayırt etmeyi öğrendikten sonra, dikkatlerini kendileri yönlendirebilir, kendi dikkatlerini kontrol edebilirler.

Teknolojideki hızlı gelişmeler hayatımızın her alanında köklü değişimlere neden olmaktadır. Bilgi teknolojileri ve internet bütün dünyada ekonomik, siyasal ve sosyal ortamları ve kavramları değiştirmiştir. Günümüzde bilginin hacmi ve bilgiye ulaşma hızı çok üst düzeydedir. Artık bilgileri öğretmek yerine, kişinin bu bilgiyi nereden, nasıl bulabileceğini ve bunları kendi yaşamına nasıl uygulayabileceğini öğretmek

(20)

Uzun yıllar boyunca klasik öğretmen tipi bilgiyi ve doğruyu kendi tekelinde görmüş ve tek yönlü bir iletişim modeli oluşmuştur. Ve bu eğitim anlayışının en acımasız tarafı ise ezbere dayanmasıydı yani öğretmek demek ezberletmek demekti (Çivi, 2002).

Fakat çeşitli sebeplerden dolayı bu klasik öğretme ve öğrenme yöntemi hızla yapı değiştirmekte ve yeni stratejiler ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda iyi bir öğrenici ve öğretici her bilgiyi alan değil bilgi alıcılığında seçici olan, aldığı bilgiyi yorumlayabilen ve bunu geliştirebilen nitelikte olmalıdır.

“Okullarımızda var olan anlayış, çocukların bilgiyi birbirinden bağımsız ve basit tanımlar, açıklamalar, formüller olarak kolayca öğrenebilecekleri ve bu öğrenilenlerin daha sonra uygulamaya dönüşeceği varsayımına dayanır (Yıldırım, 2003).”

Pek çok öğretmenin bilgiyi öğrenciye ezberletme çalışması, bundan başka bunun öğrenilemeyeceğini düşünmesi maalesef öğrencilerin derslere ve konulara olan ilgisini köreltmektedir. Günümüzde halen pek çok öğretici rolündeki insanın bilgiyi sadece kalıp halinde görmesi ve düz anlatımın öğretimde yeteceği düşüncesi, diğer öğretim modellerine kapalı kalması öğretimde ciddi sıkıntılara yol açmaktadır.

Uzunoğlu’na (2003) göre dinamik akışkan, tahmin edilemez, kompleks hadiselerin çoğaldığı günümüzde eğitimin de komple yeni baştan ele alınması kaçınılmaz olmaktadır. 21. asrın değişikliklerinin özünde yatan eğitim reformunun ve yeniden yapılanmanın köşe taşı, akılcı düşünme ve yaratıcı düşünmeyi sağlıklı şekilde kullanabilmeyi öğrenmek olacaktır.

Günümüzde ortaya atılan tüm modern eğitim stratejilerinin temelinde düşünme stratejilerini çözümlemiş ve bilgiyi yorumlayabilen beyinler yaratılması vardır. Ve günümüzdeki pek çok ülkenin milli eğitim sisteminde eski öğretim stratejileri tekrar ele alınmakta ve eksik kısımlarının modernizasyonuna çalışılmaktadır.

Ve bu bağlamda bakılacak olursa henüz bilgi toplumunun gerektirdiği eğitim sistemini de tam olarak kurmuş hiçbir ülke yoktur. Bilgi toplumunda yaratıcılık ve zekâ önemli olup öğrenmeyi öğrenme yaşamanın gereği olacaktır (Nugay, 2000).

(21)

II.1.2. Coğrafyanın Bilim Olarak Yeri ve Genel Özellikleri

Toplumsal yaşam içinde insanın insanla, çevresi ve kurumlarla ilişkilerini inceleyen birçok disiplin bulunmaktadır. Bu disiplinler Sosyal Bilimler adı altında toplanmaktadır. Gerçek yaşamda toplumsal olgu ve olayları tek bir disiplinle açıklamak ya da bir toplumsal problemin çözümünde tek bir disiplinin ilke ve kavramlarından yararlanmak mümkün değildir. Meydana gelen birçok önemli toplumsal olay ve sorunu anlayabilmek için hemen hemen Sosyal Bilimlerin tüm disiplinlerinden yararlanmak gerekir (Erden, 1998).

Coğrafi düşüncenin ne zaman başladığını söylemek güçtür. Ancak insanın çevresiyle ilk etkileşime başlaması ve onu anlamaya değiştirmeye çalışmaya başlamasından sonra coğrafyanın ortaya çıktığı söylenebilir.

Coğrafya adının Eski Yunanlılardan kaynaklandığı bilinmektedir. Coğrafya sözcük anlamı olarak Eski Yunanca'da yerin tasviri (geo=yer ve graphe=tasvir) anlamına gelmektedir. Coğrafya teriminin, eskiçağda ilk kez M.Ö. III. yy başlarında, geographica ya da geographein biçiminde, Eski Mısır’ın İskenderiye kentinde yaşamış olan Eratosthenes tarafından kullanıldığı kabul edilir. Coğrafya, yeryüzü olayları arasındaki ilişkileri bu olayların dağılışlarını ve bu dağılışın nedenlerini inceleyen bir bilim şeklinde tanımlanmaktadır.

Coğrafya bilim adamlarının hemen hepsi coğrafya için aynı tanımı yapmaktadır. Atalay, (1991) “Günümüzdeki anlamıyla coğrafya, yeryüzünün şekillenmesini ve şekillenmede etkili olan amilleri yeryüzünde canlı hayatı oluşturan insan, bitki, hayvan ile doğal ortam arasındaki dağılışı inceleyen bir bilim dalıdır” tanımını yapmaktadır.

Bu tanımlamaya göre coğrafyanın inceleme alanı olarak iki alan (doğal çevre ve kültür ortamı) ortaya çıkmaktadır. Bu iki alanı inceleyen coğrafya da olayları inceleyişi bakımından iki ana bölüme ayrılmıştır. Bunlardan doğal çevreyle ilgileneni Fiziki Coğrafya, insan ve faaliyetleri (kültür ortamı) ile ilgileneni ise, Beşeri ve İktisadi Coğrafya

(22)

uygulamayı belirleme amacı yatar. İşte bu nedenle dıştan kolay görünüşlü olan coğrafyanın özünde kapsamlı yorumlara ve uygulama gereğine yönelten zorluğu mevcuttur. Gerçekten coğrafi sentezlerin bütün ayrıntıyı kapsaması, ancak onların sağlam, bilimsel ve mantıki bağlarla bağlayarak genel kuralları ortaya koyması gerekir.

Şekil 1 : Coğrafyanın bölümleri (Pınar, 2003).

Doğanay, (1993); coğrafyanın temelde bir yer bilimi olduğunu fakat araştırmaların merkezinde insanın bulunduğunu vurgulamaktadır. Buna göre coğrafyanın tanımını da şöyle yapmaktadır: “Coğrafya, yeryüzünde oluşan fiziksel, sosyal ve ekonomik olayları, insan ve çevre özellikleri arasındaki ilişkileri kurarak inceleyen bir bilimdir.” Yine Doğanay’a göre Coğrafya; coğrafi fenomenlerin, başka bir ifade ile coğrafya ilmine araştırma konusu teşkil eden olayların tanıtımı ile birlikte, bunların oluşma nedenleri, sonuçları, insanlarla olan ilişkileri, yeryüzü genelinde veya belli bir bölgedeki dağılım düzenlerini de araştırmaktadır.

Önceki dönemlerde basit tanımlamalara ve çalışmalara yönelmiş olan coğrafya teknoloji ve merakın artmasıyla birlikte daha da derinleşen bir yapıya bürünmüştür.

Coğrafya; fiziki, beşeri-ekonomik ve bölgesel coğrafya olmak üzere üç anabilim dalından oluşmaktadır. Bu alanların arasında bir sınır olmadığı gibi faydalandığı ve yakın ilişkide bulunduğu bilim dalları sosyal ve fen bilimlerini de kapsamına almaktadır (Akkuş, 2007).

(23)

Coğrafya öğrenmenin temel amaçları genel anlamda şunlardır;

* Dünya’yı ve yurdumuzu tanımak

* Ülkemizin kalkınmasında severek görev almak

* Yurdumuzun dünya üzerindeki yerini ve bu yerin önemini öğrenmek

* Yurdumuzun beşeri ve ekonomik yapısını tanımak

* Ülke yönetiminde görev alacak kişilerin doğru karar vermeleri

* Vatan sevgisini geliştirmek

Coğrafya dünyayla ilgili temel bilgileri öğreten programlardan biridir. Toplam on bir yıl süren öğretimin belli aşamalarında gittikçe artan ve genişleyen bir ünite yapısıyla okul programları öğrencileri hayata ve yüksek öğretime hazırlar (Girgin, 2001).

Taşlı’ya (2000) göre temelde pozitif bir bilim olan coğrafya, bazı araştırma konuları bakımından fen bilimlerine, bazılarında ise sosyal bilimlere yaklaşır. Uyguladığı düşünce sistemini ilkeleri ile şekillendirir ve coğrafî mantıkla yorumlayarak toplumun sosyal, ekonomik ve teknik sorunlarını çözümlemeyi kolaylaştıran öneriler getirir. Bu nedenle coğrafyanın eğitim sistemimiz içinde ilköğretimden üniversiteye kadar aslında çok özel bir yerinin olması gerekir. Coğrafyada çok hızlı gelişmeler ve uzmanlaşma eğilimleri vardır. Artık bu bilimde, metodolojik yaklaşımı bakımından seyahatnamelerle coğrafya devri çoktan gerilerde kalmış uygulamalı coğrafya devrine gelinmiştir.

Coğrafya biliminde önemli gelişmeler II. Dünya savaşından sonra hızla gelişmeye başlayan bilim ve teknolojideki ilerlemelerle birlikte olmuştur. Bu gelişmelerin başında hava fotoğraflarının kullanılması gelmektedir. Son yıllarda uzay fotoğrafları ve bunların bilgisayarlarla değerlendirilmesi coğrafyanın uygulamalı bir bilim olarak yer almasını sağlamıştır. Japonya, ABD, Kanada, Hollanda, Fransa ve İtalya gibi gelişmiş ülkelerde

(24)

Kaliteli bir coğrafya öğrenimiyle birlikte birey ülkesini yakından tanıyacak ve ülkesinde oluşan herhangi bir sorun karşısında kendisini çözüm önerileri arayabilir nitelikte görebilmelidir.

Coğrafya bilim olarak konularını sıradan bir yaklaşımcılıktan öte birtakım ilkelere göre ele alır. Bu ilkeler sebep-sonuç, karşılaştırma ve dağılıştır. Sadece coğrafi faktörleri bilmek, coğrafya öğrenmek değildir. Coğrafi faktörleri bilmek insanoğlunun problemlerini daha iyi anlamaya ve çözmeye yardımcı olması yönünden faydalı bir öğrenim olarak kabul edilir (Çelikkaya, 2002).

Bugün artık coğrafya, insanoğlunun günlük hayatında sık sık başvurduğu ve yararlandığı bir bilim dalı olmuş; dağ, tepe, ova adı ezberleten bir bilim olmanın çok ötesine geçmiştir. Artık insanoğlu coğrafya sayesinde elde ettiği verileri yorumlayabilmekte ve yeni alanlarda da kullanmaktadır. Yine coğrafi alandaki gelişmeler bireyin-toplumun- sadece kendi ülkesiyle, yaşam alanıyla, insanıyla değil yabancı çevre ve ortamlarla da rahat irtibata geçmesinde etkili olmaktadır.

II.1.3. Coğrafya Öğretiminde Karşılaşılan Zorluklar

Bugün okullarımızda, coğrafya öğretimi, ilköğretim 1., 2. ve 3. sınıflarda verilen Hayat Bilgisi dersi ile başlamaktadır. Hayat bilgisi dersinde işlenen coğrafya konuları, çocuğun dış dünyasını ve kendi bulunduğu çevrenin özelliklerini algılamaya dönük bilgilerden oluşmaktadır. İlköğretim 4., 5., 6. ve 7. sınıflarında ise coğrafya konuları, Sosyal Bilgiler dersi içerisinde yer almakta olup, bu konular daha güncel konu ve bilgileri içermektedir (Turan, 2002).

Bütün bilim dallarında merkez insandır ve bu durum coğrafya bilimi için bir kat daha ön plandadır. İnsan birey olarak hayata atılmakta fakat zaman zarfında toplumdan, çevreden sürekli etkilenmektedir. Bu etkileşimin kavranılmasında da coğrafyanın yeri ön plandadır. Bu bağlamda da coğrafya eğitiminin esas verildiği yerler olan okullar daha aktif bir konuma geçmekte ve uyguladıkları coğrafya eğitim politikaları kimi öğrencilere coğrafya bilincini aşılarken kimi öğrencileri ise bu bilimden ve dolayısıyla çevreden soğutmaktadır.

Coğrafya öğretiminde karşılaşılan sorunların ortadan kaldırılabilmesi ve daha bilinçli coğrafya öğreniminin sağlanabilmesi için öğretmenlere büyük görevler

(25)

düşmektedir. Coğrafya öğretiminin, pek çok öğretmen tarafından ezberciliğin dışına çıkarılamamış olması, toplumun coğrafya bilimine bakışında halen ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Ayrıca öğrencilerin bu derse ilgisiz olmasına neden olmaktadır. Coğrafya öğretimini ezbercilikten ve katı bir bilim olmaktan pek çok unsur kurtarabilmektedir. Bu unsurların başında, gösteri, gezi-gözlem, deney, problem çözme, CBS, simülasyon, animasyon vb. gelebilir.

Coğrafya öğretmenleri bu güncel metotları ne kadar yakından takip eder ve coğrafya öğretimi aşamasında ne kadar çok kullanırsa o ölçüde başarılı olacak ve verdiği bilgi o ölçüde kalıcı, kullanılabilir olacaktır.

Yine öğretmenlerin daha kaliteli bir coğrafya öğretimi yapabilmeleri için yeterli kaynak ve araç-gerece sahip olmaları gerekir. Coğrafya öğretiminin dayandığı standartlar, öğretim yaklaşımları ve durumları, günlük yaşam içinde coğrafya ile okullarda öğretimle aldığımız coğrafya arasındaki korelasyonun sağlanması, coğrafya öğretimi içinde ilgi duyulan yönlerin geliştirilmesi ve bu bağlamda hangi konuların üzerinde daha ayrıntılı durulması gerektiğinin tespiti en önemli aşamalardan birisidir (Akbulut, 2004).

Ülkemizde coğrafya öğretiminde ve öğreniminde karşılaşılan sorunları başlıklar halinde özetleyecek olursak;

- Ülkemiz okullarının çoğunda henüz bugünkü modern öğretim stratejilerini uygulamada kullanılabilecek donanım mevcut değildir.

- Pek çok coğrafya öğretmeni maalesef henüz bu yeni eğitim modellerine yönelik araçları kullanabilecek bilgi birikimine sahip değildir.

- Yine pek çok coğrafya öğretmeni coğrafya öğretiminde düz anlatım metodunu tek anlatım biçimi olmaktan çıkaramamıştır. Bu da coğrafyanın ezbercilik yapılarak öğrenilebilen bir ders olduğu izlenimini güçlendirmektedir.

- Coğrafya öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin bir çoğu yeni gelişmelere ve bilgilere ulaşmak konusunda yeterli gayreti ve araştırmacılığı göstermemektedir.

(26)

II.2. DOKUZUNCU SINIF COĞRAFYA ÖĞRETİMİNE AİT MÜFREDATIN GENEL ÖZELLİKLERİ

Coğrafya, Türkiye’de lise müfredatının ana derslerinden birisidir. Coğrafya dersi uzun yıllar son derece sade, ayrıntıdan yoksun bir müfredata mahkûm edilmiştir. Akademisyen coğrafyacılar tarafından üretilen yayınlarda, coğrafya öğretim programımızın uygar dünyanın coğrafya müfredatları ile kıyaslandığında pek çok eksiklere sahip olduğu vurgulanmıştır. 2005–2006 eğitim-öğretim yılında ilk kez 9. sınıflarda uygulanacak olan yeni coğrafya müfredatı ile ciddi bir değişim gerçekleştirildi.

Coğrafya dersi öğretim programında sırasıyla şu konulara yer verilmiştir: Türk milli eğitiminin genel amaçları, programın uygulanması ile ilgili açıklamalar, programın genel amaçları, coğrafya dersi öğretim programı hakkında, programın vizyonu ve ilkeleri, program yaklaşımı, programın temel öğeleri (beceriler, kavramlar, değerler ve tutumlar), öğrenme alanları, ölçme ve değerlendirme, coğrafya öğretim programı, coğrafi beceriler ve uygulamalar, sözlük ve kaynakça (MEB, 2005). Geliştirilen coğrafya öğretim programında müfredatın güncellenmesinin gerekçesi şu şekilde ifade edilmiştir: Günümüz dünyasını anlama ve anlamlandırmada eğitim programlarının sürekli geliştirilmesi, gelecek nesillere daha iyi imkânlar sunmak ve bilinçli vatandaşlar olarak yetiştirilmelerini sağlamak açısından son derece önemlidir. Özellikle coğrafya gibi bilginin sık sık güncellenmesi gereken bir alanda program geliştirme daha da önem taşımaktadır (MEB, 2005). Yeni coğrafya müfredatının özü, program yaklaşımı başlığı altında verilen metinle şu şekilde özetlenmiştir: Geliştirilen Coğrafya Dersi Öğretim Programı’nda konular, öğrencilerde coğrafi bilinç oluşturacak nitelikte bütün olarak ve sarmal bir şekilde ele alınmış, program öğrenme alanları, kazanımlar ve öğretim etkinliklerine dayalı olarak düzenlenmiştir. Coğrafya Dersi Öğretim Programı’nda bilgi, beceri, değer ve tutum açısından denge gözetilmiş, öğrenme sürecinde öğrencinin yaşantıları dikkate alınmıştır. Program sadece sınıf içi değil, sınıf dışı etkinlikleri de kapsamaktadır. Program yaklaşımı; öğrenme-öğretme süreçleri, ölçme-değerlendirme metotları ile öğrenme-öğretmen ve öğrencinin rolüne bakış açısından, ortaya koyduğu aktif sınıf kültürüyle coğrafya öğretiminde yeni bir anlayışı kapsamaktadır. Bu anlayışla Coğrafya Dersi Öğretim Programı öğrenci merkezli yaklaşımları, dolayısıyla da, aktif öğrenme ve kuramsal temelleri açısından yapılandırmacılığı önemsemektedir (MEB, 2005).

(27)

Kızılçaoğlu’na göre; yeni müfredatta coğrafyanın tanımına yer verilmemesi ciddi bir eksikliktir. Yine program öğrencilere coğrafyanın geçmişi anlamalarına, günümüzü yorumlamalarına ve gelecek için planlar yapmalarına nasıl katkıda bulunduğuna ilişkin bilgiler içermelidir. Ayrıca yeni program; eski ve yeni coğrafya öğretim programları kıyaslandığında, programın açıklamalarına ilişkin metinler eski müfredatta yeniye nazaran daha açık, anlaşılır hazırlanmıştır, yeni müfredatta beceriler ile beceri-kazanım ilişkisi açık ve detaylı bir şekilde verilmiştir.

Dünyada, bilim ve teknoloji ile birlikte, toplum ve kültür hayatında görülen değişmeler; birey ve kurumlar için yeni ihtiyaçlar oluşturup yeni imkânlar sunarken, bu değişim ve gelişmelerin doğal sonucu olarak bireylerin hayatında da önemli değişikler olmaktadır. Coğrafya kapsamına giren özelliklede beşeri coğrafya konularında bilginin hızla değişmesi ve artması bu dersin öğretiminin içeriğinde değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu nedenle coğrafya müfredat programımızda köklü değişiklikler yapılarak, çağdaş dünya programlarıyla uyum sağlanmasına çalışılmıştır.

Gelişmiş ülkeler, gelişen teknik ve teknolojiye bağlı olarak öğretim programlarını düzenlemektedirler. Yenilemeye neden olan başlıca unsurlar arasında bilimlerdeki gelişmeler ve yeni bilgilerin üretilmesi, toplumsal değişim ve gelişim, bireylerin istek ve beklentilerindeki değişim, eğitim ve öğretim anlayışında evrensel değişmeler gösterilebilir.

Coğrafya Dersi Öğretim Programı’nın çatısını coğrafî kavramlar, beceriler, tutum ve değerler ile bunlara ait kazanımları sağlayacak şekilde organize edilen Coğrafî Beceriler ve Uygulamalar, Doğal Sistemler, Beşerî Sistemler, Mekânsal Bir Sentez: Türkiye, Küresel Ortam: Bölgeler ve Ülkeler, Çevre ve Toplum öğrenme alanları oluşturur.

(28)

II.3. BAZI TEKNOLOJİK UNSURLARIN COĞRAFYA ÖĞRETİMİ

İÇİN UYGULANABİLİRLİĞİ

Eğitim; toplumların hayatına yön veren, bireyi doğduğu andan başlayıp -öğrenmeyi bilen, sorgulayan, araştıran, üreten sorumluluk sahibi olarak yetiştiren bir olgudur. Toplumun ekonomik, sosyal, kültürel özelliklerini geliştiren ve birikimini sonraki nesillere aktarabilen bireylerin yetişmesi de ancak iyi bir eğitimle mümkündür. Bilişim teknolojisindeki değişmelere paralel olarak, eğitimde, bilgi teknolojilerinde hızlı değişmeler yaşanmakta olup insanoğlunun var oluşuyla başlayan bilimsel ve teknolojik gelişmeler devam edecektir. Çağdaş eğitimin amacı bu gelişmeler ve temel amaçlar doğrultusunda yeni kuşaklar yetiştirmektir.

Öğretmenler coğrafya öğretim programındaki kazanımlarda öngörülen bilgi, beceri, değer ve tutumları kazandırmada farklı etkinlikler de planlayıp uygulamalıdır. Dersleri görsel-işitsel hale getirebilmek, akıcı, etkili ve kalıcı öğretim yapabilmek için bilgisayar ortamında hazırlanacak sunular sayesinde dersleri ses, hareket ve görüntü ile besleyerek daha etkili kılacak çalışmalar yapılabilir.

Coğrafya öğretiminde gösteri yönteminin önemli bir yeri vardır. Bu yöntemde değişik olgu ve olayları, göstererek anlatmak ve açıklamak temel öğretim yöntemidir. Coğrafyanın konuları genelde görsel olduğu için gösteri yöntemi de coğrafyada sıkça başvurulan anlatım yöntemlerindendir. Coğrafya derslerinde öğrencileri ezbercilikten uzak tutma, algılamada hızlı ve kalıcılık sağlaması açısından en etkili yollardan biriside bu yöntemdir. Yıllardır coğrafya öğretiminde kullanılan bazı gösteri yöntemlerinden; profil, kesit gibi şekilleri tahtaya çizerek, yansıtarak veya yazarak, haritalar üzerinde yerleri göstererek, resimler, slaytlar, kayaç-maden koleksiyonları ve benzerlerinden yararlanılarak coğrafya dersleri anlatılmaya çalışılmıştır. Fakat teknolojideki gelişmelere bağlı olarak eğitim öğretimde de anlatım ve ifade biçimleri ile sunum yöntemlerinde de değişmeler görülmüştür.

Bu gelişmelere bağlı olarak gelişmiş ülkelerde uygun coğrafya dershanelerinde çeşitli bilgisayar programları yardımıyla ders sunumu hazırlanarak coğrafyadaki görsel anlatım yöntemleri birleştirilmiş; karartılan sınıfta bunlar datashow cihazından perdeye yansıtılarak ders için gerekli metin, şekil, grafik, resim, animasyon, video ve seslerle

(29)

desteklenerek dersin daha verimli, anlaşılır ve kalıcı olması sağlanmaya buna bağlı olarak da eğitim ve öğretimin kalitesi artırılmaya çalışılmaktadır. Eğitim ortamında kullanılabilecek en etkili araçlardan biri bilgisayardır. Bilgisayarlar, sosyal bilgiler ve coğrafya derslerinde etkili bir öğretme aracı olarak kullanılabilir. Bilgisayar destekli ders sunumunda bilgisayar; öğrenmenin meydana geldiği bir ortam olarak kullanıldığı zaman, öğretim sürecini ve öğrenci motivasyonunu güçlendiren bir öğretim yöntemidir.

Yine internet teknolojisindeki gelişmeler kullanıcılara yalnızca yazılı metin değil, grafik video ve animasyon gibi oluşumlar da sunmaktadır. Bunların içerisinde bilgisayarla özdeşleşmiş olanlardan bir tanesi de animasyonlardır (Daşdemir, 2006).

Tüm bu materyallerin yer aldığı coğrafya laboratuarlarının yapılması da coğrafya öğretiminde öğrenmeyi kolaylaştırmanın en iyi yollarından birisidir.

Görüldüğü gibi coğrafya müfredatlarının öğretilmesinde pek çok materyal kullanılabilmektedir. Ama tüm öğretim sistemlerinde olduğu gibi önemli olan çok çeşitli materyal kullanımından ziyade doğru materyalin doğru konu için seçimi, bunun doğru zamanlamada kullanımıdır. Bu seçimler doğru yapılmadığında öğretimde başarı ve kalıcılık yine istenilen noktaya ulaşamayacaktır.

(30)

II.4. ANİMASYONLARIN EĞİTİMDEKİ YERİ ve COĞRAFYA

ÖĞRETİMİNDE KULLANILABİLİRLİĞİ

Gün geçtikçe bilgisayar kullanımının arttığı bir dünyada bilgisayarların eğitim alanındaki payı da artmaya devam etmektedir. Fakat her şeyden önemlisi eğitim alanında ne kadar çok bilgisayar kullanıldığından önce bilgisayarın etkin ve verimli kullanımıdır. Bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerin animasyon alanına da yansımış olması bilgisayarda animasyon uygulamalarını kolaylaştırmıştır. Özellikle çoklu ortam teknolojileri ile bütünleşik olan bilgisayar ortamında gerçek görüntüleri, grafikleri, metinleri, gerçek ses ve animasyonları birleştirme imkanları eğitim yazılımı geliştirme sürecinde pek çok fayda sağlamaktadır.

Araştırmalar göstermiştir ki; eğitim, öğretim sürecinde görme duyusunun öğrenmeye etkisi oldukça fazladır (%75). Özellikle coğrafya gibi görsellik teması üzerine kurulmuş bir derste araç-gereç kullanımı son derece önemlidir.

Coğrafi olayların tamamını doğada meydana gelirken görmemiz veya tüm oluşum sürecini sonuna kadar takip etmemiz mümkün değildir. İşte bazı coğrafi araç ve gereç kullanımı ile doğal çevrenin çeşitli yollarla canlandırılması mümkün olabilmektedir. Bu yüzden coğrafya öğretiminde göze hitap etmenin ve öğrenmeyi kolaylaştırmanın en iyi yollarından birisi araç, gereç kullanmaktır.

Bu konuda, görselliği sağlama açısından en önemli materyallerden birisi de animasyonlardır.

Animasyon: Latince bir kelime olup canlandırmak manasındadır. Resim ve karikatürler hiçbir değişiklik göstermeyip hareketsiz olduklarında animasyon olmazlar. Çünkü animasyonların ne sürekli hareketli, ne de sürekli hareketsiz halde kalmamaları gerekir. Animasyonun tarihçesine bakıldığında 1880'lere dayanmakta olduğu görülür. Araştırmacılar animasyonların gelecekte eğitimde alfabemiz gibi standart olarak kullanılacağı fikrini savunmuşlardır (Daşdemir, 2006).

Animasyonları oluşturan en küçük birim frame yani karedir. Frame terimi, geleneksel filmlerden alınmaktadır. Bir animasyonun ayarlarını doğru yapabilmek için, öncelikle kullanılacak çıktı tipi ve uygun kare sayısının belirlenmesi gerekmektedir.

(31)

Animasyonun temel yapısını hareket oluşturur, sanatçının ürettiği her kare birbirini takip eden bir dizinin parçası durumundadır. Her hareket artistik biçimin temel parçası olan bir başlangıç ve sona sahiptir. Başlangıçta sadece eğlence amaçlı yapılan ve sunulan animasyon filmleri günümüzde bir çok alana yayılmış durumdadır. Eğitim alanında gittikçe artan birey sayısı, televizyon, video, bilgisayar gibi pek çok aracın kullanımını gerekli kılmaktadır. Görsel bir anlatım gücü olan animasyon ise eğitim alanındaki etkisini arttırmakta ve gelişen teknoloji ile yeni boyutlara ulaşmaktadır (Kaba, 1992).

Bilgisayar animasyonları artık o kadar yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandı ki, hayatımızın hemen hemen her alanında bilgisayar animasyonlarına rastlamamız mümkün.

Animasyonların yoğun olarak kullanıldığı alanlardan belli başlı bazı örnekler şunlardır;

Bilimsel canlandırma: Bilgisayarlar tarafından hazırlanan grafik ve canlandırmalar, bilimin hemen hemen her dalında yararlanılan vazgeçilmez öğelerdir.

Eğlence: Her oyunda, oyunun tanıtımı amacıyla yapılmış animasyonları ve oyunun içerisinde yüzlerce animasyonu görmek mümkün.

Eğitim: Bilgisayar animasyonları sayesinde çocukların hem kavrama kabiliyetleri artırılmakta hem de bu animasyonların onların ilgisini çekecek tarzda hazırlanmasıyla konuya ilgileri daha kolay toparlanmaktadır.

Mimarlık: Mimarlık çalışmalarında iç dekorasyon olsun, çevre düzenlemesi olsun, yapılacak mimari çalışma önceden bilgisayarlar tarafından canlandırılabilir ve daha plan aşamasında iken bu düzenlemeler gerçekçi bir şekilde izlenebilir, mimari yapı içerisinde önceden dolaşma şansı elde edilebilir.

Multimedya: Bilgisayar animasyonları, özellikle sunum oluşturulması işlemlerinde çok yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.

(32)

Sinema: Bilgisayar animasyonları, gerçekleştirilmesi oldukça pahalı ve zor olan birçok film sahnesinde özel efektler yapmak amacıyla kullanılmaktadır.

Televizyon: TV’lerdeki programların jeneriklerinden, sanal stüdyoların gerçekleştirilmesine kadar birçok alanda bilgisayar animasyonları kullanılmaktadır.

Uzay Çalışmaları: Uzay araştırmaları konusunda kullanılacak araç ve gereçlerin yapılmasında ve denenmesinde bilgisayar animasyonlarından faydalanılmaktadır.

Video: Bilgisayar animasyonları bir hikâyenin tamamıyla canlandırılması amacıyla da kullanılmaktadır.

Animasyonların en çok kullanıldığı alanlardan biri de web sayfalarıdır. Client pull, server push, animated GIF’s ve shockwave multimedia plug-in’lerin de dahil olduğu çok çeşitli yolları kullanarak Web animasyonları yaratılabilir. Client pull’da bir HTML sayfası, bir başka dokümanı otomatik olarak istemek ve yüklemek için browser’a yol gösterir. Bu özellik bir slide-show’a benzer. Web sayfaları aralarında belirli zaman aralıkları ile ardı ardına gösterilirler. Bu adım adım gösterim çok yararlıdır. Fakat client pull, animasyonunun basit bir hücresi yerine bütün bir sayfayı yüklemek gerektiğinden yavaşlar ve animasyonun akıcı ilüzyonunu bozar.

Animated GIF’ler ise aynı diğer GIF dosyaları gibi browser’a yüklenirler, ama hareket ilüzyonunu vermek için seri halindedirler. Animated GIF’lerin hız bakımından yararları vardır çünkü Internet yerine müşterinin PC’sine gizlenmiş image lar, memory’den yüklenirler. Web sayfaları kolay yoldan hareket kazandırmanın temsilcisidirler.

Macromedia’s Shockwave plug-in’leri kullanarak daha komplex multimedia animasyonu yapmak mümkündür. Shockwave, Macromedia’nın popüler Flash, Director ve Authorware programları ile yaratılan multimedia dosyalarını oynatır. Shockwave animasyonlarını içeren web sayfalarını izleyebilmek için önce Shockwave plug-in’i yüklenmelidir. Web animasyonlarında en yüksek performans Macromedia Flash ile elde edilir. Flash vektörel grafiklerle animasyonlar hazırlayabileceğiniz, bu animasyonların birbirleriyle etkileşmesini sağlayabileceğiniz ve en son sürümlerinin özelliği olan veritabanları ile asp, php ve cgi gibi dillerinin yardımıyla haberleşebileceğiniz bir web sayfası nesne geliştirme programıdır.

(33)

Pek çok çalışma göstermiştir ki; animasyonlar görselliği çok çeşitli etkileşimlerle artıracağından öğrencinin kavrayışını ve bilginin kalıcılığını artırmaktadır. Animasyonlar, öğrencide öğrenmeye karşı olan isteksizliği azaltarak algılama becerisini geliştirip dikkati toplayıp kalıcılığı ve öğrenmenin etkinliğini artırır. Animasyonlarda hem okuma, hem görme ve hem de duyma olayı işe karıştığı için öğrenme daha kolay bilgiler daha kalıcı olur. Animasyonlarda iki yön vardır. Bunların ilki konu ikincisi öğrenendir. Animasyonların ilgi çekici olması için öğrenen kişinin seviyesine, öğretilen ortamın sosyal yapısına, öğrenenin deneyimine ve ilgisine, öğretilecek konuyla örtüşmesi gerekir. Animasyonlar, öğrencilerin derse karşı olumlu görüşler beslemesini, üç boyutlu düşünmesini, çağdaş eğitim arenasında rekabet etmesini sağlamaktadır.

Bir konuyla ilgili animasyon hazırlanırken dikkat edilmesi gereken özellikleri maddeler halinde şöyle özetleyebiliriz;

- Öğretilecek konu ile ilişkili olarak, sunulacak her animasyon çekici olmalıdır. Bu çekicilik öğrencinin konudan zevk almasını sağlayarak anlamasını kolaylaştırır.

- Şekillerin bilgiyi sağlamak için kullanıldığı, animasyonların ise sözlü bilgiler ile şekillerin birbirleriyle birleşmesiyle öğrenenin bilgileri daha kolay öğrenmesini sağladığı bilinmektedir. Bu sözlü bilgilerin animasyonlarla uyumlu olması gerekmektedir.

- Hazırlanan animasyonlar öğrencinin sadece görsel zekasına yönelik olmamalı, aynı zamanda sezgisel ve duyuşsal özellikleri artırıcı nitelikte de olmalıdır.

- Animasyonlarda hedef belli olmalıdır ve animasyonların öğretilme zamanı önemlidir.

- Animasyonların etkili bir şekilde kullanımı, öğrencilerin anahtar kavramlara direkt ulaşmasını sağlar ve gereksiz bilgi yükünden arındırır. Önceki öğrenmelerle anlamlı bağlantılar kurmasını, öğretici kişinin öğrencilere anlatmak istediğini daha kolay anlatmasını sağlar. Her seviyedeki öğrencileri tatmin eder ve öğrenmede bir strateji oluşturur.

- Ekranın rahat okumaya elverişli bir düzenlemeye sahip olması gereklidir. Ekrandaki metinde kullanılan yazı türü ve büyüklüğü öğrencinin yaş düzeyine uygun

(34)

II.5. “YAŞADIĞIM YERDEN ÜLKEME” ÜNİTESİNİN ANİMASYONLU ÖĞRETİM MODELİNE GÖRE HAZIRLANMASI

Bu çalışmada animasyonu hazırlanmak üzere, pek çok coğrafya öğretmeninin ortak kanısı olan ve öğrencilerin anlamakta zorluk çektikleri, kalıcılığı düşük olan 9. sınıf müfredatının yedinci ünitesi belirlenmiştir. Bu ünite konularının belirlenmesinde bazı konularının soyut yapıya sahip olması ve doğada çok uzun zaman dilimi içerisinde gerçekleşmesine bağlı olarak öğrencilerin anlamakta zorlanıyor olması etkili olmuştur.

Seçilen bu ünitenin içeriği şöyledir:

7. Bölüm: Yaşadığım Yerden Ülkeme

- Nerede Yaşıyorum?

- Türkiye’nin görünen yüzü: Yer şekilleri

- Türkiye’nin jeolojik değişimi

- Türkiye’de fay hatları ve depremler

- Türkiye’de yer şekilleri nasıl oluşmuştur?

- Türkiye’nin iklimi

- Türkiye’nin ikliminde etkili olan faktörler

- Türkiye’nin iklim elemanları

- Türkiye’de iklim çeşitleri

Bu konularla ilgili animasyonların hazırlanmasında ve düzenlenmesinde Windows Macromedia Flash 8, Sothink SWF Decompiler, CorelDRAW X3, Adobe Photoshop 7.0 gibi programlardan faydalanılmıştır.

(35)

Şekil 2: Çalışmada kullanılan animasyonlardan bazı kareler ve açıklamalar

Bu animasyon Karadeniz iklimi anlatılırken bu iklimde oluşan orografik yağışları anlatmada görsellik amaçlanarak kullanılmıştır. Animasyonda denizden yola çıkan bir hava kütlesinin yükselmesi, soğuması ve yağış bırakmasının aşamaları gösterilmiştir.

Bu animasyon bir akarsuyun eğimin azaldığı yerlerde oluşturduğu şekillerden biri olan menderesleri anlatmada görsellik amaçlanarak kullanılmıştır. Animasyon ülkemizde Ege Bölgesi’nde yer alan bazı akarsuların anlatımı sırasında kullanılmıştır.

Bu animasyon kıyılarda dalga ve akıntı biriktirmesi ile oluşan lagünlerin anlatılmasında görsellik amaçlanarak hazırlanmıştır. Animasyon ülkemiz kıyılarının pek

(36)

Bu animasyon orojenez (dağ oluşumu) sırasında dirençsiz olan tabakaların yan basınçların etkisiyle kıvrım dağlarını oluştururken ortaya koydukları değişimi anlatmada kullanılmıştır. Animasyon ülkemizde genel olarak kıvrımlaşma etkisiyle Karadeniz Dağları’yla, Toroslar’ın oluşumunun anlatılmasında kullanılmıştır.

Bu animasyon karstik arazilerde yer altı ve yer üstü sularının oluşturduğu karstik şekilleri anlatmada görsellik amaçlanarak hazırlanmıştır. Animasyon, karstik arazilerin ve şekillerin en yaygın olduğu Akdeniz Bölgesi’nin yer şekillerinden bahsedilirken kullanılmıştır.

(37)

Bu animasyon magmanın etkisiyle hareket halinde olan kıta levhalarının anlatılmasında görsellik amaçlanarak hazırlanmıştır. Animasyon Dünya’nın jeolojik devirlerdeki genel durumunu anlatmada ve Anadolu’nun oluşumunda etkili olan unsurları göstermede kullanılmıştır.

Bu animasyon özellikle eğim kırıklıklarının bulunduğu alanlarda akarsuyun yüksekten düşmesi sonucu oluşturduğu akarsu aşınım şekillerinden olan dev kazanlarının anlatılmasında kullanılmıştır.

Bu animasyon sıcak ve soğuk havanın karşılaşması ve sıcak havanın soğuk hava üzerinde yükselip soğuması sonucu oluşan cephe yağışının görsellik kullanılarak

(38)

Bu animasyon tektonik depremlerin kaynağı olan fay hatlarının ülkemizdeki dağılımının gösterilmesinde ve üzerlerinde meydana gelen bazı depremlerin belirtilmesinde kullanılmıştır.

(39)

II.6. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Akkuş (2007); “Dokuzuncu Sınıf Coğrafya Dersi Eski ve Yeni Müfredat Programlarının Eğitim-Öğretime Uygunluğu Bakımından Karşılaştırılması” konulu yüksek lisans tezinde yeni kabul edilen MEB 9. sınıf coğrafya müfredatı ile MEB eski coğrafya müfredatını kıyaslamıştır. Kıyaslama esnasında çeşitli okullarda öğretmenlere anketler şeklinde uygulamalar yapmış ve sonuçlarını yorumlamıştır. Ve çalışmasında yeni müfredata ait pek çok olumlu ve olumsuz özellikleri vurgulamış, yeni müfredatın öğrencileri daha çok araştırmaya yönelttiğini fakat müfredattaki bazı unsurların günümüz Türkiye eğitim şartlarında uygulanmasının zor olacağını, yeterli verimin alınamayacağını da belirtmiştir.”

Demiralp (2007); “Coğrafya Öğretiminde Materyaller ve 2005 Coğrafya Dersi Öğretim Programı” adlı çalışmasında coğrafya dersinde kullanılabilecek materyalleri incelemiş, bunların seçiminde nelere dikkat edileceğini vurgulamış ve yeni coğrafya müfredatının materyal açısından değerlendirmesine yer vermiştir.

Kaydu (2004); “Ortaöğretim 1. Sınıflarda Coğrafya Derslerinde Kullanılan Farklı Öğrenme Stratejilerinin Öğrencilerin Başarılarına Etkileri” adlı çalışmasında geleneksel ve diğer öğretim stratejileri üzerinde durulmuş ve öğrenci başarısı üzerindeki etkileri karşılaştırılmıştır. Öğrencilerin, bilgiyi ezberlemeden, anlamlı olarak öğrenmelerini sağlayan anlamlandırma stratejileri eğitimine önem verilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. Yine coğrafya derslerinde öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştıracak kavram haritaları, tepegöz kullanımı, slayt ve video gösterimleri gibi görsel bellek destekleyicilerin önemine vurgu yapılmıştır.

Öztürk (2002); “Liselerde Coğrafya Öğretiminde Araç, Gereç, Materyal Kullanımı ve Önemi” konulu çalışmasında coğrafya biliminin genel özelliklerinden bahsetmiş ve coğrafya dersinin kalıcılığını ve beğenilirliğini artırabilmek için özellikle hangi materyallerin kullanımının önemli olduğunu belirtmiştir. Yine lise coğrafya derslerinde

(40)

Dalkılıç ve Arıcı (2006); “Animasyonların Bilgisayar Destekli Öğretime Katkısı: Bir Uygulama Örneği” isimli çalışmalarında eğitim yazılımlarının hazırlanmasında kullanılan görsel yazılım tekniklerinden bilgisayar animasyonlarının yararlarını açıklamış ve bununla ilgili bazı örnek uygulamalar yapmıştır.

Daşdemir (2006); “Animasyon Kullanımının İlköğretim Fen Bilgisi Dersinde Akademik Başarıya ve Kalıcılığa Olan Etkisi” isimli yüksek lisans çalışmasında altıncı ve sekizinci sınıf öğrencileri üzerinde animasyonlu öğretimin başarı ve kalıcılığa olan etkisini incelemiş, animasyonlu eğitim yapılan öğrencilerde animasyonlara karşı olumlu düşünceler tespit edilmiştir. Araştırma sonunda animasyonlu eğitimin o dersle ilgili konularda öğrencilerin araştırmacılığını arttırdığı, anlamalarını kolaylaştırdığı, konuyu soyuttan somuta aktardığı, düşünme güçlerini arttırdığı, öğrenmeyi hızlandırdığı tespit edilmiştir.

Kaba (1992); “Animasyonun Eğitim Amaçlı Kullanımı” adlı yüksek lisans tezinde gelişen dünya teknolojisi içerisinde bilgisayarların animasyonların eğitim alanında nasıl kullanılabileceğini ve başarıyı hangi yönde etkileyeceğini araştırmıştır. Yine araştırmacı, araştırmasında animasyonların eğitim alanındaki kullanımının avantajlarından ve dezavantajlarından da bahsetmiştir. Araştırmacının vurguladığı konulardan biri de eğitimde kullanılacak animasyonların yerinin, türünün iyi seçilmesi gerekliliği olmuştur.

Çakır (1999); “Bilgisayar Destekli Eğitimde Grafik ve Animasyon Tekniklerinin Kullanılması” isimli yüksek lisans tezinde bilgisayar destekli eğitimde animasyon kullanımının gerekliliği konusunda durulmuş, animasyon yapımında kullanılan bazı tekniklerden bahsedilmiş, animasyonların öğrenciyi derse kazandırmada ne kadar etkili olduğu vurgulanmıştır.

Akşit (2007); “Coğrafya Öğretiminde Aktif Öğrenmenin Akademik Başarı ve Tutum Üzerine Etkisi” isimli doktora tezinde öğrenme üzerinde klasik modeller ile aktif öğrenme modellerinin etkisi araştırılmış ve yapılan uygulamalarda aktif öğrenmenin başarı üzerinde daha baskın olduğu ön plana çıkmıştır. Yine bu çalışma içerisinde ülkemizde coğrafya derslerinde kullanılan metotlara yer verilmiş ve genelleme yapıldığında klasik öğretim yönteminin daha yaygın olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

(41)

Erdoğan (2006); “Coğrafya Derslerinde Eğitim Yardımcı Malzemelerinin ve Coğrafya Laboratuarı Kullanımının Önemi” adlı yüksek lisans tezinde Ankara’da ki bazı seçilmiş okullarda eğitim yardımcı malzemelerinin ve coğrafya laboratuarının başarıdaki etkisi ölçülmeye çalışılmıştır. Yine bu çalışmada coğrafyanın ezberden çok görselliğe ihtiyaç duyduğu, derslerde materyal kullanımının az olduğu, bu tip unsurların kullanımına bağlı olarak coğrafya dersinin daha çok sevileceği ve benimseneceği sonuçlarına ulaşılmıştır.

(42)

BÖLÜM III

III.1. YÖNTEM

Bu araştırmada izlenen yöntem; “Araştırma Modeli”, “Evren ve Örneklem”, “Denel İşlem” ve “Araştırmada Kullanılan Ölçme Araçları” alt başlıklar altında açıklanmıştır.

III.1.1. Araştırmanın Modeli

Araştırmada animasyon tekniği ile konunun anlatıldığı öğrenci ile geleneksel yöntemle konunun anlatıldığı öğrencilerin başarıları ve coğrafya dersi tutumları arasındaki farkın ortaya konması amacıyla kontrol gruplu deneysel yöntem kullanılmıştır.

Tablo 1. Araştırma modeli

Ön test Son test

D R Ö1 M Ö3

K R Ö2 Ö4

Modelde Kullanılan Semboller ve Kısaltmalar;

D: Animasyonlu öğretim metodunun uygulandığı deney grubu.

K: Klasik eğitim metoduyla öğretim yapılan kontrol grubu.

R: Grupların oluşmasındaki yansızlık

Ö: Ölçme

M: Animasyonlu öğretim müdahalesi

III.1.2. Evren ve Örneklem

Araştırmanın çalışma evrenini 2007-2008 öğretim yılı, 2. döneminde Muhittin Güzelkılınç Lisesi 9. sınıfında öğrenim gören öğrenciler oluşturmuştur. Uygulamanın başında toplam 4 sınıfta eğitim gören 100 tane 9. sınıf öğrencisine ön test uygulanmış, not

(43)

ortalamaları arasında istatistiksel açıdan fark olmayan 9-D ve 9-F sınıfları araştırma için seçilmiştir. Daha sonra kura ile 9-D sınıfı animasyonlu eğitim tekniğinin uygulandığı deney grubu, 9-F sınıfı geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubu olarak belirlenmiştir.

Başarı testi deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilere önce ön test olarak uygulanmıştır. Deney grubunda, öğrenmeyi öğrenme stratejilerine uygun etkinliklerle ders işlenmiş, kontrol grubunun derslerinde ise geleneksel öğretim yaklaşımına dayalı, soru-cevap ve düz anlatım gibi yöntemlerle ders işlenmiştir. Uygulamalar bittikten sonra başarı testi deney ve kontrol gruplarına son test olarak uygulanmıştır. Başarı testinin kullanılmasındaki amaç, öğrencilerin “Yaşadığım Yerden Ülkeme” ünitesiyle ilgili bilgilerini ön test ve son test puanlarını yoklayarak, uygulanan stratejilerden kaynaklanabilecek gruplar arası bilişsel düzeydeki farklılıkları ortaya koymaktır.

Derslerin işlenmesine yönelik olarak ders planları hazırlanmış ve deney grubu için hazırlanan tüm ders planlarında öğrenmeyi öğrenme stratejilerinin kullanılmasına çalışılmıştır. Kontrol grubunda ise geleneksel ders planları hazırlanmıştır.

III.1.3. Denel İşlem

Araştırmanın uygulanmasında izlenen basamaklar aşağıda verilmiştir.

1. Gerçekleştirilen deneysel çalışmada, araştırma yapılacak okulun, okul idaresi ve 9. sınıf öğretmenleriyle görüşülerek araştırmanın amacı, ne kadar süreceği hakkında bilgi verilmiş, daha sonra da gerekli izinler alınmıştır. Araştırmanın tamamı öğrencilerin normal ders yaptıkları dersliklerde uygulanmıştır.

2. Dokuzuncu sınıfların coğrafya dersine ait “Yaşadığım Yerden Ülkeme” konusu seçilmiştir.

(44)

tekniğinin uygulandığı deney grubu, 9-F sınıfı geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubu olarak belirlenmiştir.

5. “Yaşadığım Yerden Ülkeme” ünitesi hem kontrol grubunda hem de deney grubunda araştırmacı tarafından haftada 2 ders saati olmak üzere 3 hafta süreyle işlenmiştir.

6. Kontrol grubunda ders anlatımı sırasında düz anlatım, soru-cevap tekniği ve öğrencilerin konuyu anlayıp anlamadıkları sorusu ve anlaşılmayan yerlerin tekrarı yapılmıştır. Öğrencilerden konu anlaşılır olana kadar not tutmaları istenmiştir.

7. Deney grubunda ise öğrencilere kazandırılması istenilen bilişsel, duyuşsal ve devinimsel hedeflere uygun hazırlanan animasyonlar kullanılmıştır. Hazırlanan animasyonlarda bilişsel hedeflerle ilgili içerikte öğrencinin dikkatini çekecek renk seçimleri ve zoomlama tekniği, duyuşsal hedefler için hareket özelliği, ve devinimsel hedefler için tekrarlı animasyon görüntüleri kullanılmıştır. Yine bunun yanında kontrol grubunun ders anlatım aşamasında kullanılan yöntemler de kullanılmıştır.

Bu aşamada deney gurubundaki öğrenciler:

· Anlatılacak üniteye kitaptan kısa bir göz gezdirmişlerdir.

· Ünitenin önemli noktaları bulmaya çalışmışlar, ünite içindeki ilişkileri şematize yapmaya çalışmışlardır.

· Metin içinde önemli noktaların altını çizmişlerdir. · Metinle ilgili özetlemeler yapmışlar

· Metinle ilgili kavram haritaları ve bilgi haritaları oluşturmaya çalışmışlardır.

· Arkasından dersi öğretmenden animasyon destekli öğretim şekliyle dinlemişlerdir.

· Animasyonların önemli noktaları durdurularak tekrar anlatılmıştır.

· Animasyonlarda özellikle vurgulanmak istenen yerler animasyon hareket halindeyken uzaktan lazer ile öğrencilere gösterilmiştir.

b.Kontrol gruplarında geleneksel yöntemlere uygun olarak ders işlenmiştir.

(45)

9. Yine öğrencilere coğrafya dersine ve animasyonlu eğitime yönelik tutum ölçeği uygulanmıştır.

III.1.4. Araştırmada Kullanılan Ölçme Araçları

Araştırmada verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen başarı testi ön test ve son test olarak uygulanmıştır.

Başarı testi:

Araştırmada ele alınan bağımlı değişkene ilişkin verilerin toplanabilmesi amacıyla başarı testi hazırlanmış, geliştirilmiş ve uygulanmıştır. 9. sınıf coğrafya dersi “Yaşadığım Yerden Ülkeme” konusunun hedef davranışları göz önünde bulundurularak çoktan seçmeli 30 soru hazırlanmıştır. Hazırlanan testin geçerliliği kapsam geçerliliği olarak belirlenmiştir. Öğretim hedeflerine uygun olarak hazırlanan sorular coğrafya öğretmeni olarak görev yapan üç öğretmen tarafından incelenerek onaylanmıştır. Hazırlanan test uygulanmadan önce araştırmanın yapıldığı gruba denk 4 sınıfta 85 öğrenciye uygulanmıştır.

Sorular hazırlanmadan önce belirtke tablosu oluşturulmuş ve burada değişik hedeflerle ilgili olarak her hedeften kaç soru sorulacağı belirlenmiştir. Hedef davranışlar doğrultusunda hazırlanan soruların kapsam geçerliliği için uzman görüşüne başvurulmuştur.

Uzmanlarca belirlenen kapsam geçerliliğinden sonra 30 sorudan oluşan pilot çalışmada 15 (%50) bilgi, 10 (%33) kavrama, 5 (%17) analiz sorusu hazırlanmıştır. Başarı testini geliştirme aşamasında, hazırlanan test bu dersi daha önce almış ve bir üst sınıfa geçmiş olan 10. sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Başlangıçta 30 maddelik olan test 85 10. sınıf öğrencisine uygulanmıştır. Elde edilen verilere göre her maddenin güçlük indeksi ve madde ayırt ediciliği bulunmuştur. Ayırt edicilik indeksi 0.20’nin altında olan 4 bilgi ve 1 kavrama olmak üzere 5 soru testten çıkarılmıştır. Bunun sonucunda geliştirilen testte 11

(46)

(rtt) 0.81 bulunmuştur. Çelik’e (2000) göre güvenirlik tahmininde, izlenen yol ne olursa olsun, sonucun 0.00-1.00 arasında olması gerektiği göz önüne alınarak uzmanlar tarafından testin güvenilir olduğuna karar verilmiştir. Bu başarı testi deney ve kontrol grubuna uygulama başlamadan önce ön test, uygulama sonunda son test olarak uygulanmıştır.

Hazırlanan başarı testi, deney ve kontrol gruplarına ön test ve son test olmak üzere iki kez uygulanmıştır.

III.1.5. Kullanılan İstatistiksel Teknikler

Araştırma verilerinin çözümlenmesinde, Microsoft Excel 2007 ve SPSS 16.0 paket programı kullanılmıştır. Öğrencilerin ön – son test ve ön-son tutum testi sonunda elde ettikleri puanları, frekans(f), yüzde (%), standart sapma (s) ve aritmetik ortalamaları (x) hesaplanarak verilmiştir. Karşılaştırmalarda t-testi, eşleştirilmiş-t testi kullanılmıştır. Tüm istatistiksel çözümlemelerde 0.05 anlamlılık düzeyi temel alınmıştır.

Şekil

Şekil 1 : Coğrafyanın bölümleri (Pınar, 2003).
Şekil 2: Çalışmada kullanılan animasyonlardan bazı kareler ve açıklamalar
Tablo 1. Araştırma modeli
Tablo 2: Öğrencilere Ait Sosyo-Demografik Özellikler
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Çocuklar çevrelerinden edindikleri bu bilgileri kullanarak, karalama, resim yapma, çizgi çizme, harf benzeri şekiller yazma ve en sonunda formal yazmayı öğrenmeye

** Okul yaşındaki birçok öğrencinin yazarken zorluklar yaşadığı, özellikle okuma güçlüğü olan öğrencilerin akranlarından daha çok güçlük çektikleri vurgulanmaktadır

Yazılı Anlatım Yetersizlikleri Text in here Gramer Kurallarına Uymadaki ve Noktalama İşaretlerini Kullanmadaki Sorunlar El Yazısı Okunaklılığındaki Sorunlar Text in

Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin dilbilgisi, noktalama, yazım, cümle ve içerik oluşturmada da okuma güçlüğü olmayan akranlarına göre daha çok hata

Nedenleri Yazılı anlatım yetersizliği yazma stratejilerini (planlama, taslak oluşturma, gözden geçirme ve düzenleme) bilmeme ve kullanmama. fikir üretme ve metni

*Önemli bilginin ayırt edilmesini, verilen bilginin hatırlanmasını ve hatırlananların düzenlemesini kolaylaştırır... Metin

Yazma Süreci Modeli Paylaşma Taslak oluşturma Düzeltme Planlama Yazma amacını belirleme planlanan fikirleri metin yapısına göre yazılı ifade etme içerik ve

**Bazen bir metin üzerinde paired writing (eşli yazma) şeklinde uygulanır... Interactive writing/