İkinci Abduihamit
Midhat Cemal K U N TAY =
=
=
=
=
İkinci Abcülhamit zalim değil, ufak» Vehminden başka her şeyi küçüktü: camii, tiyatrosu, sarayı, hattâ zulmü hile.,, Yıldız sarayındaki yatak odası, bu odanın kapısı, bu kapının koridoru, bu koridorun merdiveni, hepsi küçüktür,
O, kügüğü sever, ve büyük
ten korkar: Mânevi büyük
kadar maddî büyükten de, bü yük adam kadar büyük oda-
!an da korkar: Büyük oda pu sudur, ve büyük adam cemi, yettir, ve ihtilâl cemiyeti.
Zulmettiği adamların bile
sıânen büyümesinden korku -
yor, onları maaşla,
rütbeyle, nişanla küçültüyor du. Gijzünde büyük mazlûm korkuüçtu.
Padişahlığı 93 ün mülıacl» kağnılariyle başladı, 31 martın mektepli zabit cenazeleriyle bitti. Devrinin iki ucunda iki
büyük felâket duran AbdiiJ-
hamidi «zalim» diye «ulatmak yanlıştır. O, «zalim» değil, «u- fak» dı. Zulümde kavis vardır Halbuki ikinci Abdülhamidin ser şeyi bir kavsin sığanuya. cağı kadar küçüktü.
Abdülhamidin hayatında bü- y t,k iki şey vardır: Vehim, j>aı’an.
Suavî vak’asuad&n Salta
natındı ¿ki büyük yalanlar da Maarif, or du ve «kınanmadır. Bu yalanların için de de en k.oeamanj 2 tanedir: 1877 meş rutiyeti’ ve 1908 meşrutiyeti.
Birinci
bakışta
»um Esasiden çıkacak olursa kulunuz imza etmem.
Eğinli Sal d Faşa: — Efendim, kulu nuz birkaç kere efkân fitizanemi soy. ledim. E ğer bu bend ipka olunursa K a nunı E sasî’nin sair münderecatı mahvol muş demektir. Bu halde böyle bir ka
nunun neşir ve ilânına hacet yoktu. Ve bundan başka, bir »dam, kablelvuku ef’alinden
telayı kanunen mesul .etıuk
maz. Daha hiçbir nameşru fii. II yokken, yalnız şüphe üzeri ne bir adam ne bakla müea- zatlandmlsın.
Abdülhamid — Bu bend çı nlı
V r h m i
b a ş l a t h e r gün arttı.
tkinci Abdiilhamıt cum a selâmlığı eibtsesîle
karılsın ve yarın ilân olunmak İçin hattı hümayun yazdırılsın
Eğinil Said paşa sevindi Halbuki Enişte Paşa da sevin di, ve haklı olarak. Çünkü bu madde Kanunu Esasiden çık. mıyacaktı. Nasıl ki, ertesi gün eabah erkenden Eğinli Said F aşa kendisini bu 113 üncü
maddenin karşısında buldu.
Said Paşanın hatıra defterin den:
«6 Zilhicce 1204 ve 11 Kâ- «nunuevvel 1294 cumartesi. Sı çra numarası: 115.
«Efendimizi alesseher Hafız «Behram abayı mabeyinde oda «ma gönderip beni haremi hü- «mayuna istedi, huzuru Mim? «yuna istedi, huzuru hümayu
1877 yal-am.
1877 kamunu esasisi İkinci Abdtiiha- mid’in memlekete söylediği ilk kocaman yalandır. F a k a t bu yalanı güzel söyle.
Ve bu amelî zekâ ile 119 madde!! şu çok soğuk müsveddeyi bir tek madde ile pa dişah sevimli hale koyabilecekti. F ak »t koymadı. Abdülhamid, cinayet yapar ken başkasının elinin kirlenmesini is ter. Ve, kanunu esasiye bu tek maddeyi başkasının koymasını istedi. Ve kanun lâyihasını vükelâ meclisine göndertti. Kendi düşündüğü maddeyi kanuna baş ın ek istedi. Onun için bu yalana Kenıai ¡kası koysun diye... Vükelâ bazı tashih- gibl, Ziya gibi adamları da soktu: Onla ier yaptılar. F akat padişahın
bekledi-
ettiği-=
n kanunu esasi meclisine âza yaparak .. Bu suretle inkılâbı İnküçpçUar». yaptır dığını kütle görecekti. Ve kütle:
ği 113 üncü maddeyi kimse hatırlayıp koymadı. Bunu padişahın eniştesi olan ve Vükelâdan Damad Mahmud
Ceiâled-«na vardığımda:
«— İşte dün akşam müzakere ettiği- «miz bendi şu suretle tadil ettim «bu da kabul olunmazsa ben de K «Esasiyi neşretmem.
«Diyerek kurşun kalemle yazılmış bil «kâıt verdiler. Kâğıtta şu: «Poliste ma- «lûmatı mevsuka« üzerin* tahtı şüphe «hede bulunanları zatı hazreti padişa- «hinin memaliki şahaneden ta r d -ü «nef ile mücazat etmeğe hakkı vardır.» «Sözlerini gördüm.
(Devam ı 6 net eayfada)
— Sultan Hanıid n ekadar inkılâpçı padişah!
Diyecekti. F ak at bu inkılâpçı paolşa- ha .kütleden ziyade Kemal ve arkedaş- ian kandılar. Ve ona güzel bir Kanuni Esasi yazmak için neler yapmadılar.
«Dünyada saltanatlar içte ne kadar
«Kanuni Esasi yapılmışsa cümlesini
«müteaddid şerhleri ve esbabı mucibe «mazbatalarüe beraber» gözden mİ ge çirmediler (1); «Lâakaî bin ciîd ki. tap (1)» mı karıştırmadılar.
Sultan Hamid de çok istiyordu ki şu Kanuni Esasi denilen yalan çok güzel söylensin; ve bu martavalı bilhassa meş hur adamlar yazsın. Nitekim öyle oldu. Ve kemalin dediği gibi «Ziya Paşa, i v «va Paşa, Öhannes Efendi, Abidin Bey «gibi ftınunı siyasiyyede ihatai külliy- «yeleri olan dört zatin tertip ettiği Wr «kanun lâyihası» yazıldı.
Fakat bu münasebetsiz lâyihayı gö rünce padişah beğenmedi. Meğer, Ka nuni Esasi denilen şey ilimle değil, z e kâ ile yazılırmış. Avamdan olan padi şahta ilim yoktu fakat, iş zekâsı vardı.
(1) Midillide sürgünken Kemalin,
«Kanuni Esasi» hakkında Ahmed Mid- hat- Efendiye yazdığı mektuptan, S. 12.
din P aşa koydu (2).
Fakat, Abdülhamid, müstebid olmak ta 3 gece tereddüd etti: Kanuni E s a s i ye bu 113 üncü maddeyi sokmalı mı, sokmamalı mıydı? Ve üç kişiyle üç ge ce bunu konuştu:
Abdülhamid: — Bu madde hakkında
reyiniz n e d ir?
Enişte Paşa (Damad Mahmud Celâ- ieddin Paşa) : — Efendim, hu bendi ku lunuz ilâve ettirdim, E ğer bu bend, Ka-(2) Abdülhamidin saray feriki olan Eğinli Said Puanın hatıralarının 21 Zil kade 1293 ve 26 Teşrinisani 1292 Cuma tarihli ve 100 »ıra numaralı notundan: «... Vükelânın cahilftne tadil etmiş ol dukları kamın lâyihasında zat! hazreti padişahi'nln, teb’ai şahanelerinden her hangi birisi hakkında şüphe edecek olur ise, onun nıemaHki şahaneden tardü teb- Idine haklı olacağı tabidir.» mealinde Man bend muahhardı dikkatimi celbet- ti. Bu bend tekmil Kanuni Esasiyi keen lemyekfen hükmünde bırakmağından ı». nun dahi tayyolunmasına afty etmek lü zumunu gördüm. Meğer bendi mezkûru bizim Mahmud Paşa hazretleri ilâve et tirmiş İmiş. (Said Paşatem el yazısile Man bn «otun fotoârat» dosyamdadır.t»
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi