• Sonuç bulunamadı

Gençlik suçluluğunda aile faktörünün etkisi üzerine genel bir değerlendirme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gençlik suçluluğunda aile faktörünün etkisi üzerine genel bir değerlendirme"

Copied!
816
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GENÇLİK VE

KÜLTÜREL MİRASIMIZ

ULUSLARARASI KONGRE

16-18 MAYIS 2014 SAMSUN / TÜRKİYE

YOUTH AND CULTURAL HERITAGE

INTERNATIONAL CONGRESS

16-18 MAY 2014 SAMSUN/TURKEY

(2)

TEŞEKKÜR

Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay KILIÇ’a, Samsun Valisi Sayın Hüseyin AKSOY’a ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Hüseyin AKAN’a kongremize vermiş oldukları destek ve katkılarından ötürü teşekkür ederiz.

(3)

GENÇLİK VE

KÜLTÜREL MİRASIMIZ

YOUTH AND CULTURAL HERITAGE

ULUSLARARASI KONGRE

INTERNATIONAL CONGRESS

- II -

16 - 18 Mayıs 2014 16 -18 May 2014 Editörler / Editors

Doç. Dr. Bekir ŞİŞMAN Yrd. Doç. Dr. Muhittin DÜZENLİ

(4)

Onur Kurulu/ Honorary Board Akif Çağatay KILIÇ (Gençlik ve Spor Bakanı)

Hüseyin AKSOY (Samsun Valisi)

Prof. Dr. Hüseyin AKAN (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü) Prof. Dr. Mehmet Öcal OĞUZ (UNESCO Türkiye Milli Komisyonu BaĢkanı)

Düzenleme Kurulu / Organizing Committee Doç. Dr. Bekir ġĠġMAN (OMÜ-Kongre Düzenleme Kurulu BaĢkanı)

Harun SÖNMEZ (GSB Eğitim, Kültür ve AraĢtırma Genel Müdürü) Doç. Dr. Yakup KESKĠN (OMÜ), Yrd. Doç. Dr. Cafer ÖZDEMĠR (OMÜ) Yrd. Doç. Dr. M. Said KURġUNOĞLU (OMÜ), Yrd. Doç. Dr. Muhittin DÜZENLĠ (OMÜ)

Yrd. Doç. Dr. Salih KESGĠN (OMÜ), Yrd. Doç. Dr. Yakup POYRAZ (OMÜ) Güven ÖZYURT (Gençlik Hizmetleri ve Spor Samsun Ġl Müdürü) Murat TURAN (Gençlik Hizmetleri ve Spor Ġlkadım Ġlçe Müdürü) Bilim ve Danışma Kurulu / Scientific and Advisory Board

Prof. Dr. Ahmet ĠNAM (ODTÜ), Prof. Dr. Ahmet YaĢar OCAK (Hacettepe Üniv.), Prof. Dr. Ali YILMAZ (OMÜ), Prof. Dr. Ali Berat ALPTEKĠN (Necmettin Erbakan Üniv.), Prof. Dr. Ali ÇELĠK (KTÜ), Prof. Dr. Ali Fuat BĠLKAN (Ġpek Üniv.), Prof. Dr. Ali KÖSE (Marmara Üniv.), Prof. Dr. Ali Rıza AYDIN (OMÜ), Prof. Dr. Ali YAKICI (Gazi Üniv.), Prof. Dr. Alparslan AÇIKGENÇ (Yıldız Teknik Üniv.), Prof. Dr. Andy FURLONG (Glasgow

Üniv.), Prof.Dr. Behram ZAHIDOV (Azerbaycan Bilimler Akademisi), Prof. Dr. Cafer Sadık YARAN (OMÜ), Prof. Dr. Canseyit TÜYMEBAYEV (Kazakistan Ankara Büyükelçisi), Prof. Dr. Dilaver DÜZGÜN (Atatürk Üniv.), Prof. Dr. Ednan ASLAN (Vienna Üniv.), Prof. Dr. Ejder OKUMUġ (Osmangazi Üniv.), Prof. Dr. Emine GÜRSOY NASKALĠ (Marmara Üniv.), Prof. Dr. Emir ALĠYEV (Bakü Devlet Üniv.), Prof. Dr. Erkan PERġEMBE (OMÜ), Prof. Dr. Erdoğan ERBAY (Atatürk Üniv.), Prof. Dr. Erol GÖKA (Necmettin Erbakan Üniv.), Prof. Dr. Esma ġĠMġEK (Fırat Üniv.), Prof. Dr. Ferhat KENTEL (ġehir Üniv.), Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN (Ġzmir Eko-nomi Üniv.), Prof. Dr. Georg LĠND (Konstanz Üniv.), Prof. Dr. Gülçin YAHYA (Gazi Üniv.), Prof. Dr. Hayati AKYOL (Gazi Üniv.), Prof. Dr. Hayati BEġĠRLĠ (Gazi Üniv.), Prof. Dr. Hikmet KAVRUK (Gazi Üniv.), Prof. Dr.

Hüseyin PEKER (OMÜ), Prof. Dr. Ġlyas ÜZÜM (Marmara Üniv.), Prof. Dr. Ġsahan VELĠYEV (Azerbaycan Bilimler Akademisi), Prof. Dr. Ġsmail DOĞAN (Ankara Üniv.), Prof. Dr. Kaya Tuncer ÇAĞLAYAN (OMÜ), Prof.

Dr. Kemalettin ġAHĠN (OMÜ), Prof. Dr. Kurtman ERSANLI (OMÜ), Prof. Dr. Lynne CHĠSHOLM (UNESCO - Innsbruck Üniv.), Prof. Dr. M. du Bois-REYMOND (Leiden Üniv.), Prof. Dr. M. Yavuz ERLER (OMÜ), Prof. Dr.

Mehmet AYDIN (OMÜ), Prof. Dr. Mehmet EVKURAN (Hitit Üniv.), Prof. Dr. Mehmet ÖZ (Hacettepe), Prof. Dr. Mehmet TÖRENEK (Atatürk Üniv.), Prof. Dr. Metin EKĠCĠ (Ege Üniv.), Prof. Dr. Muhtar KUTLU (Ankara

Üniv. ), Prof. Dr. Mustafa DEMĠRCĠ (Selçuk Üniv.), Prof. Dr. Mustafa KÖYLÜ (OMÜ), Prof. Dr. Nail ÖZTAġ (Gazi Üniv.), Prof. Dr. Nebi ÖZDEMĠR (Hacettepe Üniv.),Prof. Dr. Nevzat TARHAN (Üsküdar Üniv.), Prof. Dr. Niftali Kocayev (Azerbaycan Kafkas Üniv.), Prof. Dr. Osman EĞRĠ (Hitit Üniv.), Prof. Dr. Osman

ĠMA-MOĞLU (OMÜ), Prof. Dr. Ramazan GÜLENDAM (Çanakkale Onsekiz Mart Üniv.), Prof. Dr. Recep KAYMAKCAN (Kredi ve Yurtlar Kur. Gen. Müd.), Prof. Dr. Refiqe AZIMOVA (Azerbaycan Bilimler Akademisi),

Prof. Dr. ġeref BOYRAZ (Cumhuriyet Üniv.), Prof. Dr. Tevfik ERDEM (Gazi Üniv.), Prof. Dr. Umay TÜRKEġ-GÜNAY (KKTC), Prof. Dr. Ümit MERĠÇ (Ġstanbul Üniv.), Doç. Dr. Ahmet MUTLU (OMÜ), Doç. Dr. Ali YILMAZ (MEB), Doç. Dr. Bozkurt KOÇ (OMÜ), Doç. Dr. Bülent DĠLMAÇ (Necmettin Erbakan Üniv.), Doç. Dr. Cabbar ĠġANKUL (Özbekistan Bilimler Akademisi), Doç. Dr. Celil ABUZER (Harran Üniv.), Doç. Dr. Cevdet KILIÇ

(OMÜ), Doç. Dr. Erdal ABDÜLHAKĠMOĞULLARI (OMÜ), Doç. Dr. Ferhat MEHDĠYEV (Bakü Devlet Üniv.), Doç. Dr. Ġlhan AKSOY (OMÜ), Doç. Dr. Kezban ÇELĠK (OMÜ), Doç. Dr. Lokman TURAN (Atatürk Üniv.), Doç. Dr. Mübariz YOLÇĠYEV (Bakü Devlet Üniv.), Doç. Dr. Özcan GÜNGÖR (Yıldırım Beyazıt Üniv.), Doç. Dr.

Recep CENGĠZ (OMÜ), Doç. Dr. Salahaddin BEKKĠ (Ahi Evran Üniv.), Doç. Dr. Selim EREN (OMÜ), Doç. Dr. Server SÜLEYMANLI (Bakü Devlet Üniv.), Doç. Dr. Ural Alp MANÇO (Aksaray Üniv.), Yrd. Doç. Dr. Abdella

Kedir AHMED (el-Furkan Üniv. - OMÜ), Yrd. Doç. Dr. Cem GENÇOĞLU (OMÜ), Yrd. Doç. Dr. Emin SERĠN (THK Üniv.), Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul TAġ (OMÜ),Yrd. Doç. Dr. Hasan ATSIZ (OMÜ), Yrd. Doç. Dr. Mehmet

SARDOĞAN (Canik BaĢarı Üniv.), Yrd. Doç. Dr. Melih ERZEN (Gazi Üniv.), Yrd. Doç. Dr. Muhammet KUZUBAġ (Ordu Üniv.), Yrd. Doç. Dr. Salih DEMĠRBĠLEK (OMÜ)

© Ondokuz Mayıs Üniversitesi ISBN: 978-605-5085-12-4

Baskı / Printing

Ceylan Ofset (sn:16281), Pazar M. Necati Efendi S. No:47 Ġlkadım/Samsun Tel: (362) 431 14 44

Yazışma Adresi / Corresponding Adress Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü Atakum / SAMSUN

Tel: 90 362 457 60 69 - Fax: 90 362 457 60 14 Baskı Yeri ve Tarihi / Publication Place and Date

(5)

İÇİNDEKİLER

GENÇLİK VE MEDYA 1.OTURUM

YOUTH AND MEDIA 1.SESSION

Genç Kültür İle Gençlik Kültürü Etkileşimi: Kültür Savaşlarının Tutsak Gönüllüleri... 13 Metin EKER, Sevinç YANBEYİ BEŞER, Serap BEDEL

Türkiye’de Erken ve Zorla Evlilikler, “Çocuk Gelinler” ... 21 Şennur DABAK

Yeni Medya- İdeoloji İlişkisinde, Küresel Görsel Kültür ve Genç Kitle ... 29 Ali SEYLAN, Engin GÜNEY

Yeni Özne: Ağdaş ... 35 Hasan AYDIN

Postmodern Bir Sosyalleşme Mecrası Olarak Sosyal Medya ve Gençlik ... 45 Vahap ÖZPOLAT

GENÇLİK VE MEDYA 2.OTURUM

YOUTH AND MEDIA 2.SESSION

Kutadgu Bilig’de Genç ve Gençlik Kavramları ... 59 Salih DEMİRBİLEK

“Hâlâ Yapıyorlar” Elektronik Kültür Ortamında Gelenekselin Ötekileştirilmesi (İnternet Gazeteleri Örneğinde) ... 75

Altuğ ORTAKCI

Gençlik ve İnternet Kullanımı Alışkanlığı ... 87 Yunus KÖLEOĞLU

Yatılı Bölge Ortaokullarında Günümüz Dil Modası ... 99 Zekiye Demir DEVECİ

GENÇLİK VE MEDYA 3.OTURUM

YOUTH AND MEDIA 3.SESSION

Üniversite Öğrencilerinin Medya Kullanım Alışkanlıklarının ve Bilişim Suçları

Hakkındaki Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi ... 115 Aynur ARSLAN, Meltem KÖKDENER

Gençlerin Sosyal Medyada Kullandıkları Dilin Toplum Dilbilimsel Açıdan Sınıflandırılması123 Azize ÖZDEMİR

Gençliğin Uğrak Mekânı: Sosyal Medya ... 131 İbrahim Burak DURMUŞ

Genç Dindarlarda Sosyal Medya Kullanımının Sosyalleşme Üzerindeki Etkileri ... 135 Sadiye DOĞANTEKİN

Popüler Kültür ve Popüler Kültürün Gençlikte Kimlik Oluşumuna Etkisi ... 143 İlyas YILMAZ

(6)

GENÇLİK VE MEDYA 4.OTURUM

YOUTH AND MEDIA 4.SESSION

Medya Okuryazarlığının Gençliğin Dini Formasyonunu Geliştirme İmkânı ... 157 Bayramali NAZIROĞLU

Gençliğin Popüler Multimedya Bağlantılarında, Estetik Tüketim Ve Estetik Kültürlenme . 169 Hasbi ARSLAN

Kültürel İletişim Bağlamında Gençliğin Sosyal Sorumluluk Kampanyalarına Yönelik Algı ve Tutumları: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Örneği ... 185

Nurhayat YOLOĞLU, Cansu MAYADAĞLI

Kültürel Göstergeler Olarak Global Markaların Kitle Kültürü ve Kitle İletişim Boyutu ... 203 Tarık YAZAR, Sevinç Yanbeyi BEŞER, Tamer ASLAN

Kültür, Kimlik ve Medya -Popüler Kültür ve Tüketicilik Üzerinden- ... 219 Nejla KAYALI ORTA

GENÇLİK VE MODERNİTE 1.OTURUM

YOUTH AND CULTURAL MODERNITE 1.SESSION

Üniversite Öğrencilerinin Mesleki İlgi Alanları Üzerine Ondokuz Mayıs Üniversitesinde Bir Araştırma ... 229

Aysun ÇETİN, Melike ŞENTÜRK, Arzu ALACALAR

Üniversite Öğrencilerinin Kariyer Uyumluluğu: Benlik Saygısı ve Öz-Yeterliğin Rolü ... 241 Nursel TOPKAYA, Ayşenur BÜYÜKGÖZE-KAVAS

Üniversite Öğrencilerinin Kariyer Kararsızlığında Depresyon, Kaygı ve Stresin Rolü ... 247 Ayşenur BÜYÜKGÖZE KAVAS, Nursel TOPKAYA

Gençlerin İstihdamında İş Ahlakının Önemi ... 253 Recep TEMEL

Yeni Bir Beşeri Bilimler Anlayışı: Bir Yaşam Biçimi Olarak Meslek Edinme ... 269 Süleyman AYDIN

GENÇLİK VE MODERNİTE 2.OTURUM

YOUTH AND CULTURAL MODERNITE 2.SESSION

Türkiye'deki Gençlik Sorunlarının Eğitim Sosyoloji Açısından Bir Değerlendirme Denemesi ... 279

İsmail DOĞAN

Küreselleşme Bağlamında Gençlik ve Kimlik ... 295 Ural Alp MANÇO

Gençlerde Kent Kültürünü Geliştirmek Üzerine ... 301 Ahmet MUTLU

Ergenlerin Arkadaşlıkla İlgili Kalıp Yargıları ... 315 Seher Balcı ÇELİK

Bazı Değer Kuramcılarına Göre Değer-Davranış İlişkisi ... 323 Yakup KESKİN

(7)

Üniversite Öğrencilerinin Sahip Oldukları Değerleri Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi.... 335 Zeliha KOÇ, Zeynep SAĞLAM, Neslihan DUMAN, Merve ŞAHİN, Özlem ALTUN, Metin Baki KAYA

GENÇLİK VE MODERNİTE 3.OTURUM

YOUTH AND CULTURAL MODERNITE 3.SESSION

Erasmus Programıyla Türkiye’ye Gelen Yabancı Uyruklu Öğrencilerin Türk Kültürü ve Yaşayışı Hakkındaki Düşünceleri ... 347

Bayram ÖZER, Volkan DURAN, Sinem HIZLI, Gonca ÇINAR

Gençlerin Aile İçindeki Değişen Rollerinin Konut Mekansal Örgütlenmesine Etkisi ... 359 Arzu ÖZEN YAVUZ, Özlem SAĞIROĞLU, Mehmet Burak KONKAN

Ab Projeleri ve Gençlerin Katılımı: Samsun Örneği ... 371 Aslı YÖNTEN, Harun BİÇAKCI

GENÇLİK VE SİYASET 1.OTURUM

YOUTH AND POLITICS 1.SESSION

Sultan Mehmet İle Zamanlar Üstü İletişim ve Fatih Unvanın Hermenötik Anlamı ... 387 Mustafa Sait KURŞUNOĞLU

Necip Fazıl ve Büyük Doğu’da Gençlik Tasavvuru ... 397 İhsan ŞENOCAK

Mehmed Akif Ersoy’un Asım’ın Neslinden Hareketle Gençlik İdeali ... 415 Faysal APAK

GENÇLİK VE SİYASET 2.OTURUM

YOUTH AND POLITICS 2.SESSION

Y Kuşağını Anlamak ... 427 Ali KORKMAZ, Emine CENG

Osmanlı’nın Son Döneminde Gençliğin Siyasi Eylemleri “Genç Osmanlılar” ... 447 Cüneyt MUMCU

1990'lardan Günümüze Türk Siyasi Hayatında Gençlerin Politik Yaşama Aktif Katıl (a)mamasında; ''Gerontokrasi'' Sorunsalı... 459

Abdullah ŞENASLAN

Siyasette Kaliteyi Gençler Yükseltecek ... 467 Nadide KARA

(8)

GENÇLİK VE SİYASET 3.OTURUM

YOUTH AND POLITICS 3.SESSION

Gençlik ve Demokrasi ... 475 Fahri SAKAL

Gelir - Siyasal Güven İlişkisi Üzerine Bir Araştırma: Süleyman Demirel Üniversitesi, İİBF Örneği ... 479

Hamza Bahadır ESER, Ömer GÜLER

Gençlik ve Siyaset Bilinci ... 491 Polat TUNÇER

Siyaset Genç İşi mi? ... 511 Yasemin Yüce TAR

GENÇLİK VE SİYASET 4.OTURUM

YOUTH AND POLITICS 4.SESSION

Gençlik ve Tarih Şuuru ... 523 Mehmet ÖZ

İdeal Gençlik ve Kaygı ... 529 Esen ERSOY

Atatürk ve Türk Gençliği ... 539 Mustafa BAKAN

Türkiye’de Gençlerin Kimlik Söylemlerinin Tarihsel Süreçte İnşası ... 547 Mustafa Kemal ŞAN, Handan AKYİĞİT

GENÇLİK VE SOSYAL HAYAT 1.OTURUM

YOUTH AND SOCIAL LIFE 1.SESSION

Lise Öğrencilerinde Spora Katılım ve Duygusal Kontrol ... 565 Cem GENÇOĞLU, Erkan ALKAN

Ondokuz Mayıs Üniversitesinde Okuyan Engelli Öğrencilere Yönelik Hizmet Çalışmaları Üzerine Bir Değerlendirme ... 575

Cengiz ÇELİK

Lise Öğrencilerinde Okula Bağlanma ve Şiddet Eğilimi Arasındaki İlişkinin Cinsiyet ve Sınıf Değişkenlerine Göre İncelenmesi ... 583

Nilgün BELLİCİ, Mehmet SARDOĞAN, Müge YILMAZ

Üniversite Öğrencilerinin Özel Eğitim Derslerine ve Engellilere Yönelik Tutumları ... 593 Murat GÖKALP, Yaşar BARUT, Ayfer İLHAN

Sosyal Değişmenin Genç Aileler Üzerinde Boşanmaya Etkisi ... 607 Ebru SUBAŞI, Mehmet Cemil URTEKİN

(9)

GENÇLİK VE SOSYAL HAYAT 2.OTURUM

YOUTH AND SOCIAL LIFE 2.SESSION

Kaynağından “…Yarışmalarına” Türkülerin Kültür Bağlamları ... 615 Can KARAHAN

Popüler Müziğin Gençler ve Milli Kültür Üzerindeki Olumsuz Tesiri Üzerine Bir İnceleme 627 Gökhan DEMİR, Ömer UMUR

Modernizm Hurafesi ... 641 Şeyma Nur DİKİCİ

GENÇLİK VE SOSYAL HAYAT 3.OTURUM

YOUTH AND SOCIAL LIFE 3.SESSION

Üniversite Öğrencilerinin Kişilerarası İlişki Tarzları İle Saldırganlık Düzeyleri Arasındaki İlişki ... 649

Bozkurt KOÇ

Gençlik ve Şiddet Üzerine Analizler ... 659 Hasan ATSIZ

Gençlik Suçluluğunda Aile Faktörünün Etkisi Üzerine Genel Bir Değerlendirme ... 665 Kasım TATLILIOĞLU

Bazı Ekonomik Değişkenler Açısından Lise Öğrencilerinde Ahlakî Olgunluk ... 675 Mustafa ŞENGÜN

Sigara İçen ve Sigara İçmeyen Öğrencilerde Davranışsal Aktivasyon/İnhibisyon

Sistemlerinin ve Öz-İzleme Sisteminin Karşılaştırılması ... 681 Rahim DADASHZADEH

GENÇLİK VE SOSYAL HAYAT 4.OTURUM

YOUTH AND SOCIAL LIFE 4.SESSION

Romantik İlişkilerde Sorun Çözme: Beş Farklı Üniversite Örneği ... 693 Canani KAYGUSUZ, Zeynep TÜRKOĞLU

Nesiller Arası Aktarım ve Klinik Yansımaları ... 703 Ertuğrul TAŞ

Sanal Varoluş, Varoluş Vakumu ve Gençlik Kimliği ... 715 Halis ÖZERK

Üniversite Gençliğinde Benlik Saygısı ve Sosyal Becerileri Arasındaki İlişki ... 731 Esra DEMİR, Serdal SEVEN, Nihat DEMİR

Yetişkin Bireylerin Algılanan Duygusal İstismar Düzeyleri... 737 Kemal ÖZCAN

Gençliğin Kimlik Oluşumunu Etkileyen Faktörler ... 745 Ahmet ASLAN

(10)

GENÇLİK VE SOSYAL HAYAT 5.OTURUM

YOUTH AND SOCIAL LIFE 5.SESSION

The Implicatıon of Rural Poverty for Young Women: a Case of Mountaın

Vıllages In Sınop ... 765

Miki SUZUKI HIM, Ayşe GÜNDÜZ HOŞGÖR Brıdges, Religions, Languages and Culture ... 773

Kim H. Veltman Classical Conditioning: Strategies Familiarize Reading Habits For The Youth ... 789

Lela Nurul Millah

DEĞERLENDİRME OTURUMU

CLOSING SESSION

Feride BİTİRİM (GSB Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü Kültür Daire Başkanı) .... 795

Prof. Dr. Gülçin YAHYA KAÇAR (Gazi Üniv. Türk Müziği Devlet Konservatuarı Müdürü) ... 797

Doç. Dr. Selim EREN (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Danışmanı) ... 799

Doç. Dr. Bekir ŞİŞMAN (Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı) ... 801

Prof. Dr. Mahmut AYDIN (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Yardımcısı) ... 803

KONGRE SONUÇ BİLDİRGESİ ... 807

(11)

TAKDİM

Yunus Emre’nin “Ana rahminden çıktık geldik pazara / Bir kefen satın aldık döndük meza-ra” diye ifade ettiği kısa bir hayat yaşıyoruz. Bu kısa hayatın belki de en özenilen dönemi gençlik dönemi. Genç kelimesi pozitif bir anlama sahip. Küçük bir çocuğa ya da yaşlı bir insana söyleyeceğiniz “genç” ifadesi karşınızdakini onurlandırmak için yeterli anlama gelebiliyor. Genç ve gençlik kavramları, hakkındaki olumlu algılara rağmen genelde ihtiyaçları, beklentileri ve sorunlarıyla anılmaktadır.

Gençliğin kişisel ve sosyal gelişimini destekleyici politikaları tespit etmek, farklı genç grup-larının ihtiyaçlarını da dikkate alarak gençlerin kendi potansiyellerini gerçekleştirebilmelerine imkân sağlamak, gençlerin karar alma ve uygulama süreçleri ile sosyal hayatın her alanına etkin katılımını sağlayıcı faaliyetler yürütmek amacıyla 2011 yılında Gençlik ve Spor Bakanlı-ğımız kuruldu.

Bakanlık olarak, gençliğimizi koruyucu anlayıştan ziyade gençlerimizi güçlendirici bir anla-yışı benimsiyoruz. Bu anlayışla Bakanlığımız her bir gencimizin eğitim imkân ve fırsatlarını geliştirici faaliyetlerde bulunmakta; idealleri olan, hayata artı değer katabilen, manevi ve kültürel mirasına sahip çıkan ve yarınlara güçlü adımlarla yürüyen bir gençlik hedefiyle hizmet vermektedir. Amacımıza ulaşmak için gençlerimizin sporla, bilimle, kültür ve sanatla daha fazla buluşmasını sağlayacak birçok proje ve faaliyet gerçekleştiriyor, sivil toplum örgütlerine üyeliklerini teşvik ediyor; kendi projelerini hayata geçirebilecekleri gençlik merkezlerini yay-gınlaştırıyor, üniversiteler ve meslek kuruluşları ile her anlamda işbirliği içerisinde gençler için çalışmalarda bulunuyoruz.

Kültürel miraslarımız bir arada yaşamamızı ve ortak değerlerimizi perçinlemekte, ahlaki disiplinlerimizi oluşturmakta ve gençlerin düşünce dünyasını şekillendirmektedir. Zengin ve eşsiz kültürel mirasımızın gençlerimiz tarafından sahiplenilmesi ve gelecek kuşaklara en iyi biçimde aktarılması için kaynaklarımızı seferber ediyor, kültürel mirasımızın ortaya çıkması için gerçekleştirilen çalışmaları destekliyoruz.

Medeniyet tasavvurumuzun, gençliğimizin kültürel mirasımıza duyarlılığının artmasıyla gerçekleşebileceğine inanıyor ve bu konuda daha güçlü adımlarla ilerliyoruz.

Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü

(12)
(13)

GENÇLİK VE KÜLTÜREL MİRASIMIZ

YOUTH AND CULTURAL HERITAGE

GENÇLİK VE MEDYA 1.OTURUM

YOUTH AND MEDIA 1.SESSION

(14)
(15)

GENÇ KÜLTÜR İLE GENÇLİK KÜLTÜRÜ ETKİLEŞİMİ:

KÜLTÜR SAVAŞLARININ TUTSAK GÖNÜLLÜLERİ

Metin EKER

, Sevinç YANBEYİ BEŞER



, Serap BEDEL



ÖZET

Zamane gençler ile zamane kültür tabirlerinin paralelliği üzerine temellendirilen her tartışmanın mem-nuniyet verici sonuçları olacağı ihtimalini bile olumsuz gördüğümüz bir çağ yaşıyoruz. Gerekçelerini de beraberinde ürettiği bir kültür savaşları çağıdır aynı zamanda bu. Savaşın aktörleri ve teçhizatları yeni kültürel cephelerin ve çatışmaların uzaylarını biçimlendirmektedirler. Söz konusu aktörler çok merkezli bir yapılanmadan merkezsiz bir yapılanmaya yönlendirilen kültürün seçkinciliğini, normatifliğini ve konformizmini aşındırmaktadırlar. Kültür savaşları; toplumsal, kültürel, sanatsal, ekonomik, politik ve ekolojik kalıp ideolojileri biçiminde yeni bir endüstrinin genetiğini icat ettiklerini savunmaktadırlar. Ama, icatları altında ezilen mucitler, “önce kültür” demeden geri duramamışlardır. Gerekçelerine hapsolmuş bir kültür ve dolayısıyla sanat, yeniden itibar ve nüfuz kazanımı mücadelesi için stratejik hamleler ve pozisyonlar arayışındadır.

Bu noktada yeni kültürel formlar, üretimler ve konformizm odaklı tanımlamada kültür, genç bir kültür-dür. Yeni ve dinamik olgusuyla güncellenebilir ve mobilize edilebilir bu genç kültür, toplumun da en dinamik jenerasyonunu gençleri kendine hedef seçmektedir.

Genç Kültür ile gençlik kültürünün etkileşimi süreçlerinde öncelikli olarak;

Yeni kültürel bakış açıları ve paradigmaları çerçevesinde kültür kavramının sol tarafına getirilen kültür kalıplarını gündem yaparak yeni gençlik kültürü yaratımının kültür savaşları çağının doğal çabası olduğu, Yeni kültür kalıplarının yarattığı yeni gençlik profillerinin medya ile olan ilintisinde tasarlanmasına tepki geliştirme gerektiği,

Kendilerini bilinçli kültürel direnç ve stratejilere konumlandırma gayreti sergileyemeyen yeni gençlik için farkındalık sağlamanın önemli görüldüğü,

Etkili, itibarlı ve şuurlu bir sosyolojik gençlik modeli için kültürel miras ve kültürel genetiğin sanat ile olan bağının güçlü tutulduğu, gibi benzer birçok konunun tartışılması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Genç Kültür, Gençlik Kültürü, Kültür Savaşları, Uyguculuk

Prof. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü.

 Yrd. Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü. 

(16)

YOUNG CULTURE AND YOUTH CULTURE INTERACTIVE: CAPTIVE VOLUNTEERS OF CULTURE WARS ABSTRACT

We are living in an age where we do consider even unacceptable the possibility of the satisfactory results of each discussions stemming from the parallelism between the today’s youth and the contem-porary cultural terms. This is a cultural war too, producing its grounds simultaneously. The actors and means of this war shape the new cultural fronts and battle spaces. The given actors are eroding the elitism, normativity and conformism of the culture that is directed from a multicenter structure to decentralized structures. Culture wars; social, cultural, artistic, economic, political and ecological pat-terns in the form of ideology argue that they invented a new industry genetics. But, inventors op-pressed under their inventions did not hold back saying "first culture". A culture that is trapped in grounds and thus art are seeking for the strategic moves and the positions to re-gain combat for the reputation and the influence. At this point, new cultural forms, production and conformism focused on defining culture, is a young culture.

This young culture, that can be updated with new and dynamic phenomenon and can be mobilized, is targeted to young people who are society's most dynamic generation.

As a priority in the process of the interaction of young culture and youth culture;

In the framework of the new cultural perspectives and paradigms, making cultural patterns the agenda that brought towards the left side of concept of culture, the creation of a new youth culture of the age of the culture wars is a natural effort,

The needs to develop a response for design of youth profiles created by new culture patterns and me-dia correlation,

Deemed important to ensure awareness for the new youth who cannot perform the effort for position-ing themselves to conscious cultural resistance and strategies,

For the effective, reputable and conscious sociologic youth model, cultural heritage and the art of genetic bond that kept strong,as in many similar issues should be discussed.

Key Words: Young Culture, Youth Culture, Culture Wars, Conformisme

GİRİŞ

21. yüzyıl kültür savaşları yüzyılıdır. Savaşın aktörleri ve teçhizatları yeni kültürel cephele-rin ve çatışmaların uzaylarını biçimlendirmektedirler. Söz konusu aktörler çok merkezli bir yapılanmadan merkezsiz bir yapılanmaya yönlendirilen kültürün seçkinciliğini, normatifliğini ve konformizmini aşındırmaktadırlar. Kültür savaşları; toplumsal, kültürel, sanatsal, ekono-mik, politik ve ekolojik kalıp ideolojileri biçiminde yeni bir endüstrinin genetiğini icat ettikleri-ni savunmaktadırlar. Ama, icatları altında ezilen mucitler, “önce kültür” demeden geri dura-mamışlardır. Gerekçelerine hapsolmuş bir kültür ve dolayısıyla kültürün biçimlendirdiği olgu-lar ve yönelimler, yeniden itibar ve nüfuz kazanımı mücadelesi için stratejik hamleler ve po-zisyonlar arayışındadır.

Kültürel dönüşümler ve dinamiklerin mevcudiyeti kadar hayatiyetinin de büyük oranda görselleştirildiği bir çağda yaşıyoruz. Kültürü kendi ideolojisi ve tasavvurlarını meşrulaştırma alanı olarak gören bir postmodern dünya, aynı zamanda, meşhurlaştırmanın da motivasyon-larını önemseyen tacir kimliği ile sanatı ve medyayı taşeron kılma gayretindedir. Kültürel ekonomiler kendi yarattığı kültürel yeni potansiyellerden beslenmekte, kültürel metinleri ya

(17)

da eserlerini “değer”i ile “eder”i arasında sıkıştırmakta ve yeni stil yaratımlarını kutsamakta-dır. Diğer bir deyişle kültür “fetih” ile “işgal” arasındaki ayrımın küresel anlam kargaşasını insanileştirmek için yeni bir sosyoloji yaratmaktadır.

Bu sosyolojinin en önemli kitlesi ve iktidarı gençlik olarak belirlenmiştir. Sosyolojik yeni-den biçimlendirmelerin dinamiği veya muharriki olan bu kitlenin gönüllü yaşam pratiklerine adaptasyonları da dikkat çekmektedir.

GENÇ KÜLTÜR

Kültür kavramının tarihsel anlamda kategorik olarak düzenlemek ve konumlandırmak ge-rektiğinde en sade biçimde üç aşamada izah edebiliriz. Bunlar, pre-modern (modern öncesi dönem), modern ve post-modern (modern sonrası dönem). Söz konusu aşamaların değişken kültürel dinamikler açısından üçlemelerini aşağıdaki grafikte sunmaya çalıştığımızda;

PRE-MODERN MODERN POST-MODERN

Sanatta Temsil Tasarım Uzlaşım

Sosyal Bağlamda Korelasyon Spekülasyon Manipülasyon

Teknikte Efektif Perspektif Terspektif

Yönetsel Bağlamda Yasal Siyasal Piyasal

Eğitimde Ekol Okul İ-Kul

Bilimde Gösterilen Gözlemlenen Göz Ardı Edilen

Estetikte İnandırılan Güzel İnanılan Güzel Kandırılan Güzel

Kültürel Kültürel Üretim Kültürel Tüketim Kültürel Yeniden Üretim

Kapsamsal Kültür Komplo Kültür Komple Kültür Kompleks Kültür

Yaşamsal Kültür Kültür Kültür Kültür

Yukarıdaki tablonun ekseni olarak ele alınan kültür olgusunun modern öncesi, modern ve modern sonrası dönemler içinde değişik disiplin ve bağlamlarda yaşadığı niteliksel ve içeriksel dönüşümler biçiminde serimlendiği görülmektedir. Özellikle post-modern süreçler içindeki bağlamlar ile değerlendirildiğinde genç kültür için bazı kavramlar oluşturulabilmektedir.

Genç kültür ile sanatın temas noktası: Sanat, kültürel üretim pratiklerinin önemli bir ala-nını işaret etmektedir. Sanatsal dinamikler, uygulamalar, yönelimler hem lokal anlamda hem de global anlamda kültürel yapılanmalara kaynak ve malzeme olabilmektedir. Sanat tarihi ile kültür tarihi arasındaki ilişkinin betimlenmesinde sosyolojik anlamda önemli referans olarak yer alan sanat, temsil ve tasarımın egemen süreçlerinin bitişinden itibaren postmodern dö-nem içinde “uzlaşım” olgusunu işlemektedir. Uzlaşım, özellikle kültürel paydanın üzerine odaklanmamızı mümkün kılan bir kavram olarak, kitlelerin belli motivasyonlar ve yönlendir-meler konusunda ittifak kuracağı bir kavram olarak ön plana çıkmaktadır. Genç kültür, bir uzlaşım kültürü olarak kendine gençleri hedef olarak seçmektedir diyebiliriz.

Sosyal bağlam ile temasında genç kültür: Burada gündeme gelen kavram olan manipülas-yon, kültür ve kültürün sosyal sistemler içindeki tesiri noktasında değişim, dönüşüm ve yeni-den biçimlendirmelerin karakterine müdahale konumunda etkin olmaktadır. Bir kavram olarak bakıldığında yönlendirmeye karşılık gelmekte ve başka birinin, gücün ya da otoritenin egemenliğinde söz konusu olabilen tesirlerin dönüştürücülüğüne vurgu yapmakta olan

(18)

mani-pülasyon, sanat ve tasarım temelli değil daha çok sosyal içerikli yansılarda hayatiyet kazana-bilmektedir.

Teknik bağlamda genç kültür: Geleneksel anlamda teknik süreçler çağdaş anlamda tekno-lojik süreçlere taşınmıştır. Genç kültür olarak bakıldığında teknolojinin kültürel kapsamı ve gündemi “tekno-kültür” olarak isimlendirilmektedir. Tekno-kültür tabiri, teknoloji kültürünün bir yaşam biçimi ve vazgeçilmez cazibe ve bağımlılığını ortaya koymaktadır diyebiliriz. Teknik ya da teknolojik perspektifler üzerinde gençliğin bir bakış açısı olamadığından ve önüne getiri-len yenilikler hakkında bekgetiri-lentiye koşullandırıldığından perspektifleri ters yüz olmaktadır.

Yönetsel bağlamda genç kültür: Geçmişte kültürel bileşenlerin kaynağı insan ve sosyal değerlerin gelişimsel sabitlerinde söz konusu olmaktaydı. Günümüzde ise bu durum gelişim-sel hareketlilikler ile izah edilmektedir. Kültürel dokuların yasal ve siyasal yönelimleri artık postmodern dönem içinde piyasa ile oluşturulabilir, denetlenebilir ve yönlendirilebilir olmuş-tur. Diğer bir deyişle genç kültür, gençliğin piyasa entegrasyonlarını işlemekte kendini güçlü görebilmektedir.

Eğitim ile temasında genç kültür: Eğitimin kopleks bir geçmişi olduğuna ve birey, toplum ve okul ile ilintisine çok değinmeden, özellikle kültür, kültürel üretim sistemi olarak sanat ve devamında eğitimin bileşkelerini ifade ettiğimizde okul, ekol ve i-kul kavramlarını gözlemle-yebiliyoruz. Günümüzdeki karşılığı ile “i-kul”, internet ve sosyal medyanın okul içinde ve dı-şındaki hakimiyetini temsil etmek için ürettiğimiz bir terim olarak sunulabilir. Genç kültür, internet kültürü ile medya veya multi medya teknolojilerinin geleneksel okul ya da düşünsel, eylemsel ve eğitsel ekollerin yerini almalarına müsaade etmektedir. Bir bakıma tekno-kültür ile i-kulun paydası, teknolojiye hizmet eden, teknolojiye bağımlılık sergileyen, teknolojinin tahakkümünde sosyalliğini kaybetmeye başlayan gençliğin kullaşmasını ifade etmektedir.

Estetik olgu ile temasında genç kültür: Geleneksel anlamda estetik doğrudan sanatı çağ-rıştıran bir olgu, disiplin ya da motivasyonları işlemekteydi. Özellikle “güzel” in içeriklerine yansıyan nitelikleri temsil etmekteydi. Ancak günümüzde güzel kavramının içi boşaltılmış, değer kavramı beğeni olarak basitleştirilmiş, güzel ile çirkinin hem sanatsal hem de kültürel gerekçeleri birbirine karıştırılmıştır. Artık güzel kavramı genç kültür içinde eder kavramıyla, meta kavramıyla, anki kavramıyla birlikte anılır olmuştur.

Genç kültürün kapsamsal olarak izahı: Kültür tarihi belli oranlarda kültürel genetik ile iliş-kilendirilir. Kültürlerin geçmişten günümüze kadar gelmesini mümkün kılan deneyim ve ya-şantılar toplamı olarak değerlendirilmesi değerini yitirmiştir. Günümüzde kültürün içerikleri çeşitlenmiş ve çoğalmış durumdadır. Toplumlara, geleneklere, etnik yapılara ait göstergelerin yerine daha küresel ve ticari kılınmış yeni kültür formları gelmiştir. Bu yönüyle kültür artık daha komplekstir, karmaşıktır ve kaotiktir (düzensiz). Genç kültürün bu karmaşık doğası, yapay ve dinamik olduğundan gençlik doğasıyla uyum sergileyebilir görünmektedir.

Yaşamsal kültür ile ilişkisinde genç kültür: Kültürün tekil ve tesirli geçmişi modern öncesi dönemin belirgin özelliklerindendir. Modern döneme geldiğimizde kültür kavramının sağ tarafına yerleştirilen kavramlar ve içerikleri, kültüre bir yeni kimlik ve misyon açılımları fırsatı vermiştir. Özellikle modernizmin kültür, bilim, teknoloji ve sanattaki kaydettiği aşamaların yüksek seviyesi beraberinde kültürün kavramsal egemenliğini yavaş yavaş bozmaya başlamış-tır. Örneğin kültür endüstrisi, kültür savaşları, kültürel emperyalizm vs. gibi içerikler, kültürün yanına getirilen kavramı öncelememizi ve kültürün türleri, değişken yapıları ve dinamik güç

(19)

göstergeleri olabileceği izlenimi uyandırmaktadır. Postmodern dönemde ise kültür kavramı-nın sol tarafına yerleşen kavramlar dikkat çekmektedir. Medya kültürü, tekno-kültür, internet kültürü, postmodern kültür, tüketim kültürü, kitle kültürü ve popüler kültür sadece bazı ör-nekler olarak gösterilebilir. Genel olarak değerlendirildiğinde genç kültür, kültürün sol tara-fındaki kavramların biçimlendirdiği bir yaşamsal kültürü açımlamaktadır.

Sonuç olarak genç kültür bir gençlik kültürü demek değildir ancak, gençlik kültürü bir genç kültürdür diyebiliriz. Çünkü genç kültürün mekanizmaları, paradigmaları, tercih ve yöne-limleri gençlik odaklı bir ağırlığı göstermektedir diyebiliriz.

GENÇLİK KÜLTÜRÜ

Gençlik kültürü, toplumların belli bir yaş aralığını oluşturan grubunu kültürel bir bileşke etrafında yeniden tanımlamanın ve konumlandırmanın tespiti olarak değerlendirilebilir. Gençlik, küreselleşen dünyanın ortak stil ve yaşam deneyimlerinde müşterek bilinç ve alımlama doğrultuları oluşturma potansiyelini de aynı zamanda gösterir. Bu yönüyle kültürün ve özellikle yeni, çağdaş gibi nitelemelerin daha da keskinleştirilmesini mümkün kılan “genç kültür” tabirinin gençlik ile etkili ve dinamik temas noktalarının varlığına yukarıda geniş olarak değindik. Gençlik kültürü aynı zamanda postmodern kültür ile örtüşebilecek karakteristik özellikler de içerebilmektedir.

“Kültürel ve politik boyutlarıyla birlikte bir epistemoloji, bir metodoloji ve bir toplumsal ontolojiyi içine alanpostmodernizm (Murphy, 2000: 9)”, “bir paradoks ve provokasyondur (Simm, 2006: 183). Yani kültürel postmodernizmin belli oranlarda karmaşık bir doğası oldu-ğunun vurgusu dikkat çekmektedir. Ancak Haviland’ın ifade etmeye çalıştığı kültürlenme (enculturation-enkültürasyon) bir kültürün bir kuşaktan diğerine aktarılma süreci (Haviland, 2002: 164) için bu karmaşık doğa, postmodern bir olumsuzluk olarak dikkat çeker. Kültürün aktarılma, devam etme ya da sürekliliği düşüncelerinin postmodern kültür için geçerli olma-dığını söyleyebiliriz. “Postmodern kültür, kendi kültürel çerçevesini tanımlayacak ya da be-timleyecek kültürel alanlar icat edip, bu icadını geçerli ve gerçekçi kılmanın meşru yollarını da ayrıca geliştirmektedir (Eker-Aslan, 2011: 184) .

Postmodern kültür, geniş anlamıyla bakıldığında çeşitliliğin ve hareketliliğin sinerjisini iş-lemek için görsel kültürü icat etmiştir. Görselliğin sanat ile kazandığı anlam sarmalı artık postmodern dönemde sanat dışı olguların da görsellik tesirlerini önplana çıkarmaktadır. İleti-şimin ve etkileİleti-şimin görsel olarak ağırlık kazandığı bir çağda yaşamaktayız. Görsel kültür çağı olarak adlandırdığımız bugün için kültürel üretim ve tüketim süreçleri ile özellikle tüketimin bir başka gerekçeli tanımı ile kültürel yeniden-üretimler gündeme gelmektedir. Bu olgunun ana aktörleri ve tesir kitlesi de ağırlıklı olarak gençler biçiminde gösterilebilir. Freedman bu konuda şu tespiti yapıyor:

“Görsel kültürü üreten diğerleri gibi, reklam endüstrisindeki insanlar, izleyicileri, planlı seyircilerin üyeleri olmaya davet ederek kültürel bir durum tanımlamaya çalışırlar. Çalışma, öğrencilerin, reklamlar yoluyla çeşitli kültürel anlamlarla ilişkili hale gelirken bir tüketici seyir-cisi grubu üyesinin tutumunu ve kimliğine uyum sağlamayı daha önceden öğrenmiş oldukları-nı açık hale getirmiştir. Örneğin, genç erkeklerin ve kızların çoğu, reklamlarda gösterilen ka-rakterleri izlerken, hayran oldukları birinin duruşunu benimsemekte ve bu kaka-rakterlerin gö-rünüşteki güç ve statülerine benzeme isteği duymaktadır (Freedman, 1994:..)”.

(20)

“Kültürün sürekli bir değişim hali olduğu ve farklı insanların kültürü farklı şekillerde yaşa-dığı bilgisi, “ortak” kültürde çok az şeyin ortak olduğunu ortaya koymaktadır (Freedman, 1994: 161)”. Gençlik kültürü geleneksel anlamdaki ortak kültür yerine kitlesel manipülasyon ve yaşamsal müşterekler içindeki motivasyonların hayatiyet kazandırdığı genç kültür formla-rının ortaklığını sergilemektedir.

Dabuffet’in vurguladığı gibi “kültür, vaktiyle dinin tuttuğu yeri alma yolunda. Tıpkı din gibi şimdi onun da rahipleri, peygamberleri, azizleri, yetkililerden oluşan organları var” (Dabuffet, 2005: 9). Aziz, peygamber ya da yetkili organları içeren metafor, aynı zamanda, kültürel eko-nomi ve kültür mimarlarını işaret etmektedir. Kültürün sosyolojik yeni içerikleri açısından bakıldığında genç kültür ile gençlik kültürü arasındaki ilişkinin bir başka boyutu ise, tüketim odaklı bir kültürel formasyon olmasıdır. Tüketim kültürü, genç kültürün bir içeriğidir. “Tüke-tim ve kitle sosyolojisi, kendisini kültürel ve medya çalışmaları kapsamında önemli bir araş-tırma alanında konumlandırmıştır. Tüketicilerin pasif olduğunu öne süren ve belli ölçüde tüketiciliğin ahlaki reddini içeren daha önceki tutumlara karşıt olarak, tüketim ve kitle sosyo-lojisiyle tüketimin aktif ve yaratıcı doğası vurgulanmıştır; haz meselesi ciddiye alınmıştır ve farklılaşma ve ayrışma mekanizmalarıyla tüketimin kimlik oluşumuyla ilişkilendirildiği ortay koyulmuştur” (Robins, 1996: 113). Tüketim sosyolojisi, maddi kültürün vurgulandığı ve sosyal ağların ve kültürün önemli pedagojik güçler olarak işlediği kültürel uygulamalarla ilişkili bi-çimde hareket eden bilgiye dayalı ve sürekli öğrenmeye dikkat çeker. Üretimden uzak olarak ve tüketiciler ve tüketicilerin uygulamalarına yönelik olarak, 1990’lardaki tüketim sosyoloji-sindeki değişikliklerle bağlantılıdır (Martens, 2005: 354).Genç kültür gençlik kültürüne stil yaratımı ya da paylaşımı metodolojisiyle yaklaşım sergilemektedir.

Simmel, “kültürel hayatımızın görünür çevresinin tamamı, bir stil çoğulluğuyla parçalan-mıştır”. Bu stillerin bağımsız nesnelliği göz önüne alındığında, şimdi karşı karşıya olduğumuz şey “bir yanda formlar, diğer yanda kendi öznelliğimiz”dir (Simmel, 2003: 48) diyerek, aslın-da, stil yaratıcılarının sunduğu kültürel kamuflajlar sayesinde gençliğin bireysel, kişisel ve kimliksel göstergelerine de müdahale etmektedir diyebiliriz. Kimlik parçalanması, kültürel çeşitliliğin ve dinamikliğin beslediği olgu olarak kendisini dinleyemeyen bireyler içinde buna-lımlar yaratabilmektedir. Söz konusu bunabuna-lımlardan kaçış için çevresel koşullar ve tesirler de yaratılarak bir başka kültür formu ile karmaşık bir rehabilitasyon süreci yaşatılabilmektedir. “Kimlik ve toplumla ilgili teoriler, bizi, gerçek ve sahtenin ikiz olduğu ve belli fikir ve uygula-maların, sanki hep böyle gelip böyle gidecekmiş gibi kendini ispat ederek sunulduğu bir kesi-şime götürür” (Finkelstein, 2007: 165). “Günümüzde, sermaye ile teknolojinin, eğitim ve eğ-lence sanayilerinin birleşiminin izlerini taşıyan yeni bir tekno-kapitalizm yolunda birleşimin bütün unsurları bir “eğitlence toplumu” (eğitim-eğlence) ve “gösteri kültürü” meydana geti-rir” (Kellner, 2010: 38) .

“Küresel kapitalizm, kendini tarih-aşırı ve ulus-aşırı olarak, modernleşmenin ve modernli-ğin aşkın ve evrenselleştirici gücü olarak sunmuş olmasına rağmen, gerçekte Batılılaşma de-mektir, Batı ürünlerinin, değerlerinin, önceliklerinin, yaşam biçiminin ihraç edilmesi demektir. Eşit olmayan bir kültür karşılaşması sürecinde yabancı halklar, Batı, “Öteki” ile ve “Ötekinin” “egzotik” kültürü ile karşılaşmıştır. Küreselleşme, sınırları ortadan kaldırdığı için kolonyal merkezin sömürgeleştirilmiş çevresiyle yüz yüze gelmesini yoğun bir deneyim haline getirir” (Morley, 2006: 151-152). Batı, genç kültürün kaynağıdır. Endüstriyeldir. Kültürel haz ve yaşan-tıların endüstriyel kılınmasına olanaklar sunmaktadır. Gerekçeleri ile üretimlerinin belirlediği

(21)

bir tüketim doğrultusunu karakterize eden durum, artık kültür olarak izah ediliyorsa, bu olumsuzluktan kaçış da zor olacaktır. Kültür endüstrisinin işlenmesinde dikkat çeken isim olan Adorno,”kapitalizmde bütün üretim piyasa içindir; mallar insan ihtiyaçlarını ve arzularını kar-şılamak için değil, kar elde etmek için, daha fazla sermaye edinmek için üretilir (Adorno, 2011: 14) diyerek, kültürün piyasal konumuna da gönderme yapmaktadır.

SONUÇ

Zamane gençler ile zamane kültür tabirlerinin paralelliği üzerine temellendirilen her tar-tışmanın memnuniyet verici sonuçları olacağı ihtimalini bile olumsuz gördüğümüz bir çağ yaşıyoruz. Adına kültür savaşları çağı dediğimiz günümüz ve gelecek, gençliğin genç kültür içinde tutsak gönüllüler olduğu gerçeğini görmemize imkan vermektedir. Kültürel ekonomile-rin, kültür endüstrisinin, kültürel kapitalizmin ve kültürel deformasyonların hedefi konumun-daki gençlik, genç kültür sayesinde kendi kültürlerine sahip olduklarına inandırılabilmektedir-ler. Direnç ya da stratejilerin kültürel odaklı pedagojik ve sosyolojik donatılara ihtiyacı, gençlik kültürü için zor bir bilinç yerleştirim süreci olarak karşımızdadır. Görsel kültür, gençliği esir almakta ama gençler bunun farkına özellikle genç iken varamamaktadırlar. Gençler yapay ve yerleştirilmiş kültürel kodlamaların en önemli taşıyıcı ve yayıcı kitlesi olarak görülmektedir. Aslında çağımızda genç kültürün jenerasyon farklılığı gözetmeme ihtimallerini de düşündü-ğümüzde muhataplarının ırk, cinsiyet, yaş ayrımı yapmayacağını tahmin edebiliyoruz.

Genç Kültür ile gençlik kültürünün etkileşimi süreçlerinde öncelikli olarak;

 Yeni kültürel bakış açıları ve paradigmaları çerçevesinde kültür kavramının sol tarafına getirilen kültür kalıplarını gündem yaparak yeni gençlik kültürü yaratımının kültür savaşları çağının doğal çabası olduğu,

 Yeni kültür kalıplarının yarattığı yeni gençlik profillerinin medya ile olan ilintisinde ta-sarlanmasına tepki geliştirme gerektiği,

 Kendilerini bilinçli kültürel direnç ve stratejilere konumlandırma gayreti sergileyeme-yen sergileyeme-yeni gençlik için farkındalık sağlamanın önemli görüldüğü,

 Etkili, itibarlı ve şuurlu bir sosyolojik gençlik modeli için kültürel miras ve kültürel ge-netiğin sanat ile olan bağının güçlü tutulduğu,

gibi benzer birçok konunun tartışılması gerekmektedir.

KAYNAKLAR

Murphy, John W. 2000. Postmodern Sosyal Analiz ve Postmodern Eleştiri, Çev: Hüsamettin Arslan, Paradigma Yayınları, İstanbul.

Freedman, Kerry. 1994. 'Interpreting Genderand Visual Culture in Art Classrooms', Studies in Art Education, Vol. 35, No. 3, Spring, ss. 157-170.

Sim, Stuart. 2006. Postmodern Düşüncenin Eleştirel Sözlüğü, Çev: Mukadder Erkan, Ali Utku, Ebabil Yayınları, Ankara.

(22)

Haviland, William A. 2002. Kültürel Antropoloji, Çeviri: Hüsamettin İnaç, Seda Çiftçi, Kaknüs Yayınları, İstanbul.

Dubuffet, Jean. 2005. Boğucu Kültür, Çev: İsmet Birkan, Dost Kitavevi Yayınları, Ankara

Martens, Lydia. 2005. 'Learning to Consume-Consuming to Learn: Children at the Interface between Consumption and Education', British Journal of Sociology of Education, Vol. 26, No. 3 (Jul.), Pp. 343-357.

Simmel, Georg. 2003. Modern Kültürde Çatışma, Çev. Tanıl Bora- Nazile Kalaycı- Elçin Gen, İletişim Yayınları, İstanbul.

Kellner, Doglas. 2010. Medya Gösterisi, Açılım Kitap, (çev:Zeynep Paşalı), İstanbul.

Eker, Metin – Arslan, Tamer. 2011. “Tüketim Kültürü ve Sanat Eğitimi: Postmodern (ist) Sanat Eğitimin-de Gelenekçi Dirençler İle Gelecekçi Stratejilerin Kültürel Bileşkeleri”, Ondokuz Mayıs Üniversi-tesi Eğitim FakülÜniversi-tesi Dergisi, 30 (1), 179-198

Morley, D.,Robins, K. 2006. Kimlik Mekânları, Çev: Emrehan Zeybekoğlu, Ayrıntı Yayınları, 2.Basım, İstanbul.

Adorno, Theodor W. 2011. Kültür Endüstrisi- Kültür Yönetimi, (Çev. Nihat ÜLNER, Mustafa TÜZEL, Elçin GEN), İletişim Yayınları, İstanbul.

(23)

TÜRKİYE’DE ERKEN VE ZORLA EVLİLİKLER,

“ÇOCUK GELİNLER”

Şennur DABAK

*

ÖZET

Uluslararası belgelere göre, on sekiz yaşının altında yapılan her evliliğe “erken evlilik” denilmektedir. Bu evliliklerin büyük çoğunluğu bireyin bilinçli rızası dışında yapılması nedeniyle de “erken ve zorla yapılan evlilikler” olarak literatürdeki yerini almıştır. Bu evlilikler, hem erkek hem de kız çocukları için “insan hakları ihlali” olarak kabul edilmektedir.

Dünyada her yıl 18 yaşının altında 10 milyon kız çocuğu evlenmektedir. Nijer, Çad, Mali, Bangladeş, Gine ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde erken evlilik oranı % 60 ve üzerinde görülmektedir. Bu oranlar, Güney Asya (% 46) ve Sahra-altı Afrika bölgelerinde (%38) de yüksektir. En düşük oranlar % 12 ile Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde belirlenmiştir. Sosyolojik araştırmalarda elde edilen veriler, Türkiye’de çocuk gelin oranının %30 ila %35 arasında olduğunu, yani her üç evli kadından birinin çocuk evliliği yaptığını göstermektedir.

Erken ve zorla evlilik nedenleri incelendiğinde cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk, geleneksel / dini inanışlar, eğitimsizlik ve mevzuattaki eksiklikler dikkati çekmektedir.

Erken ve zorla evlilik, kızları yoksulluk, hastalık, eğitimsizlik ve güçsüzlük döngüsü içine hapsetmektedir. Erken evlenen kızların daha çok şiddete, istismar ve zorla cinsel ilişkiye maruz kaldıkları, cinsel sağlık ve üreme sağlığına yönelik sorunları olduğu ve düşük eğitim düzeylerine sahip olduğu bilinmektedir.

Anahtar Kelimeler: erken evlilik, çocuk gelin, adolesan sağlığı EARLY AND FORCED MARRIAGES IN TURKEY, “CHILD BRIDES” ABSTRACT

According to international documents, marriage before the age of 18 years old is recognized as “early marriage”. It is also recognized “early and forced marriage”, because girls and boys rarely give their free and fullconsenttomarry. These marriages are accepted as “violation of human rights” for both girls and boys.

In the world, 10 million girls under the age of 18 marry each year. In countries like Niger, Chad, Mali, Bangladesh, Guineaandthe Central African Republic, the rate of early and forced marriage is 60 percent and over. It is particularly high in South Asia (46 percent) and in sub-Saharan Africa (38 percent).

*

(24)

The lowest rates are determined in Central and Eastern Europe. According to the data obtained in sociological researches, the rate of child brides in Turkey is between 30 % to 35 %; so, one in every three girls is married by the age of 18.

The causes of early and forced marriage are gender in equality, poverty, negative traditional or religious norms, illiteracy and weak enforcement of law.

Early and forced marriage contributes to driving girls into a cycle of poverty, illhealth, illiteracy and powerlessness. Girls married early are more likely to experience violence, abuse and forced sexualrelations, reduced levels of sexual and reproductive health, and lower levels of education.

Key Words: early marriage, child bride, adolescent health

Dünyada ve Türkiye’de çocuk gelinler sorunu

Uluslararası belgelere göre, on sekiz yaşının altında yapılan her evliliğe “çocuk evliliği” ve evlenen kıza “çocuk gelin” denilmektedir. Bireyin ruhsal ve fiziksel gelişimini tamamlamadan yaptığı bu evliliklerin büyük çoğunluğunun bireyin bilinçli rızası dışında yapılması dolayısıyla da “erken ve zorla yapılan evlilikler” olarak literatürdeki yerini almıştır.

Dünyada her yıl 18 yaşının altında 10 milyon kız çocuğu evlenmektedir. Bu da ayda 833, haftada 192, günde 27, dakikada 19 ya da her 3 saniyede 1 kız çocuğunu ifade etmektedir. (USAK -Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu, 2011)

Küresel ölçekte yapılan araştırmalar, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmeleri ile ül-kenin gelişmişlik düzeyi arasında ters bir ilişki olduğunu göstermektedir. Az gelişmiş ülkelerde çok sayıda kız çocuğu erken yaşta evlendirilmek suretiyle; öğrenim ve sağlıklı yaşama hakkın-dan alıkonulmaktadır. Bu ise, kadının toplumdaki statüsünün düşmesine ve daha yoğun cinsi-yet ayrımcılığına maruz kalmasına neden olmaktadır. Nijer, Çad, Mali, Bangladeş, Gine ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde erken evlilik oranı % 60 ve üzerinde görülmektedir. Bu oranlar, Güney Asya (% 46) ve Sahra-altı Afrika bölgelerinde (%38) de yüksektir. En düşük oranlar % 12 ile Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde belirlenmiş olup; bu ülkeler içindeki en yüksek oran Gürcistan’da (%17) görülmüştür.

Türkiye’de Evlilik Modellemeleri Araştırması’na göre çocuk gelinlerin görülme sıklığı % 15.5 olarak bildirilse de, bu verinin gerçeği yansıtmadığını belirtmek gerekir. Çünkü burada Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verileri kullanılmıştır. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nde ise sadece Medeni Kanun’un öngördüğü şekilde hakim kararıyla yapıl-mış olan erken evliliklerin kaydı bulunmakta, sosyolojik anlamda yapılan erken evliliklerin yani dini nikaha dayanan erken evliliklerin kaydı bulunmamaktadır. Bu bağlamda, sosyolojik araş-tırmalarda elde edilen veriler bugün, Türkiye’de çocuk gelin oranının %30 ila %35 arasında olduğunu, yani her üç evli kadından birinin çocuk evliliği yaptığını göstermektedir.

Bunu doğrulamak bakımından 2004 yılında yapılan Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi- Türkiye Gölge Raporu’nu dikkate aldığımızda bu rapora göre, Türkiye’de resmi nikahı olmayan yani hukuki olarak nikahsızların oranı % 7.7 ve sadece dini nikahı olanların oranı da % 7.4 olarak belirlenmiştir. Yüzde 15.5’lik resmi orana, nikahsızlar ile sadece dini nikahı olanların oranı eklendiğinde Türkiye’deki gerçek çocuk gelin

(25)

oranına ulaşılabilinir ki; bu bağlamda oranın en az % 30.6 olduğu çıkarımını yapmak doğru olur. Böylece ülkemizde, her üç evli kadından birinin erken evlilik yaptığı söylenebilir.

Erken evliliklerin boyutlarını anlamak

A. Erken evliliklerin nedenlerini incelediğimizde ilk üç sırayı; 1. Sosyo-ekonomik gerekçelerin (yoksulluk),

2. Sosyo-kültürel gerekçeler ve geleneklerin / dini inanışların (toplum mutabakatının) ve

3. Eğitimsizliğin, aldığını görüyoruz.

1.Sosyo-ekonomik gerekçeler (yoksulluk)

Burada kız çocuklarının ekonomik yük olarak görülmesi (Sofradan bir tabağın eksilmesi fikri), kız çocuklarının ailelerine kazanç sağlamak için kullanılması (Başlık parası) ya da kız çocuklarının evliliği çıkış yolu olarak görmesi (Maddi sıkıntı ve iş yükünden kurtulma) öne çıkmaktadır.

Erken evliliklerin görülme sıklığı ile ailenin sosyo-ekonomik durumu arasında ve başta da söylediğimiz gibi yine bu sıklık ile ülkenin gelişmişlik düzeyi arasında ters orantılı bir ilişki söz konusudur.

2. Sosyo-kültürel gerekçeler, gelenekler / dini inanışlar (toplum mutabakatı)

Ataerkil ailelerde gençlere evlilikleriyle ilgili karar verme ve tercih yapma hakkı tanınma-maktadır. Ülkemizde de berdel, beşik kertmesi ya da kan bedeli evliliği gibi geleneksel evlilik uygulamaları devam ettirilmektedir.

Türkiye’deki geleneksel toplum yapısı, erkeğin belirli bir düzeyde eğitim görüp, askerliğini yaparak bir iş sahibi olduktan sonra evlenmesini uygun görmektedir. Ancak yaş farkının önemli olmaması sebebiyle küçük yaştaki kız çocukları, büyük yaşlardaki erkeklerle evlendiri-lebilmektedir. Böylece kızların öğrenimleri erken yaşta bırakılmakta, küçük yaşta evlenildiğin-de eşine itaat/yuvasına uyumun daha kolay sağlanacağına inanılmaktadır.

3. Eğitimsizlik

Eğitim düzeyi ve sosyo-kültürel durumu düşük ailelerde erken evlilik uygulamalarının da-ha fazla görüldüğü gözlenmektedir. T.C Anayasası’na göre “Madde 42: Kimse eğitim ve öğre-nim hakkından yoksun bırakılamaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.”

Aile Yapısı Araştırması’na (2006) göre 18 yaşının altında yapılan evliliklerin yaklaşık yarısı-nın (%47) okur-yazar olmayan, % 32’sinin ise okur-yazar olan, fakat hiç okula gitmeyen çocuk-lar tarafından yapıldığı görülmektedir; bu durum, erken evlilikler ile eğitim arasındaki ilişkiyi net şekilde açıklamaktadır.

Türkiye’de 2012 yılında okuma yazma bilmeyen erkek nüfus oranı % 1.4 iken, kadınlarda bu oran % 7.0’dir. Eşler arasında ortalama yaş farkının en büyük olduğu grup da 20 yaş altın-daki kadınlara aittir. 15-19 yaş grubunaltın-daki kadınlarla eşleri arasınaltın-daki fark ortalama 6.6 yıldır. 15-19 yaş grubundaki kadınların % 60.0’ı hiçbir yöntem kullanmamakta olup; sadece % 18’i herhangi bir modern gebelikten korunma yöntemi kullanmaktadır.

(26)

1. Eğitimsizliğin

2. Üreme sağlığı sorunlarının - anne / çocuk ölümlerinin ve 3. Toplumdan izolasyon / kadına yönelik şiddet ve istismarın, aldığını görüyoruz.

Kısaca söylemek gerekirse erken evlendirilen gençlerin “çocuklukları ellerinden alınmak-tadır!”

1. Eğitimsizlik

Gençlerin eğitimlerinin yarım bırakılması, onları yaşamları boyunca sürecek bir süreçten ayrı düşürmekte ve bir meslek sahibi olarak üretime katılmaları ve çalışma haklarından fayda-lanmalarını engellemektedir. Ekonomik özgürlüğünü elde edemeyen gençler, özellikle kadın-lar eğitimsizlik, yoksulluk ve bağımlılık döngüsünde hapsolmaktadır.

2. Üreme sağlığı sorunları- anne / çocuk ölümleri

Erken evlilikler, beraberinde erken ve sık gebelikleri de getirmektedir. Çocukların çoğu, aile planlaması hakkında da bilinçli olmadıklarından bakamayacakları sayıda çok çocuk sahibi olmakta; doğum öncesi ve sonrası hizmetlere de ulaşamadıkları için tıbbi açıdan riskli duruma düşmektedirler.

15-19 yaş arasındaki genç kadınların doğum sırasında yaşamlarını kaybetme risklerinin, yirmili yaşlarındaki kadınlara oranla 2-5 kat daha fazla olduğu bilinmektedir.

Eğitimi olmayan veya temel eğitimi tamamlamamış kadınlarda doğum öncesi bakım al-mama oranı % 22’dir. Yirmi yaş altında anne olanlarda da, bebek ve 5 yaş altı çocuk ölümleri-nin diğer tüm yaş gruplarına göre daha fazla olduğu bilinmektedir.

3. Toplumdan izolasyon / kadına yönelik şiddet ve istismar:

Onsekizyaşının altında olan nüfus, toplumsal olarak olgunlaşmamış bireyler olarak tanım-lanmaktadır. Dolayısıyla bu yaş aralığında evlenen çocuklarda, evlilik sonrasında, arkadaşla-rından kopma, özgüven eksikliği, toplumsal faaliyetlere katılımdan uzaklaşma gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, ruhsal ve bedensel gelişimin tamamlanmamış olması çocuklarda çeşitli hastalıklara ve psikolojik rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Kız çocukları, kendilerini koruyamayacak yaşta ve eğitimsiz olarak evlendirilmeleri durumunda, eşleri tarafından fizik-sel, duygusal, sözel ve hatta cinsel şiddete maruz kalabilmektedirler. Bu evliliklerde aile içi şiddet, geçimsizlik ve bunun sonucunda boşanmalar ve hatta intiharlar görülmektedir.

Geleneksel ev içi rolleri pekiştiren erken yaşta evlilikler, hazır olmadıkları bir yaşta henüz kendileri çocukken, aile, ev, çocuk vb. sorumlulukların altına giren bireylerde fiziksel ve ruhsal açıdan çöküntü oluşturmaktadır. Sosyal baskıyı artıran ve kadının ev içine hapsolmasına ne-den olan bu tarz evlilikler, kadının statüsünün düşmesine yol açmaktadır.Erken evlendirilen kız çocukları ile birlikte ortaya çıkan sorunlar, zamanla sadece onları ilgilendirmekle kalma-makta, doğrudan topluma dair bir sorun olarak geri dönmekle birlikte, topluma vurulan ağır darbeler olarak su yüzüne çıkmaktadır. Eğitimleri yarıda kesilmiş, cahil bırakılmış bu çocukla-rın, geleceğe bilinçli, iyi eğitim görmüş evlatlar yetiştirmeleri beklenemez.

(27)

Ulusal ve uluslararası mevzuatta erken ve zorla evlilikler

Türkiye’nin de imzaladığı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi gibi uluslararası nitelikteki an-laşmalarda bireylerin evlilik yaşları on sekiz olarak kabul edilmiştir. Zaten Çocuk Hakları Söz-leşmesi’nin ilk maddesinde on sekiz yaşına kadar olan her bireyin “çocuk” sayılacağı belirtil-miştir. Fakat Türkiye’de erken evlilikleri düzenleyici Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu gibi kanunlarda bireyin çocuk sayılmasına dair, erken evliliklerin önüne geçilmesini engelleyici bir takım uyuşmazlıklar görülmektedir.

Türkiye’de ebeveyn izni olmadan evlenmede yasal alt sınır kadınlarda ve erkeklerde 18 yaş, ebeveyn izni ve mahkeme kararıyla evlenmede yasal alt sınır ise kadınlarda ve erkeklerde 16 yaştır.

Türk Medeni Kanunu’na göre 17 yaşını doldurmamış kız çocukları, Türk Ceza Kanunu’na göre 15 yaşını doldurmamış kız çocukları, Çocuk Koruma Kanunu’na göre ise 18 yaşını dol-durmamış kız çocukları erken evlilik yapmış sayılmaktadırlar. Bu olgu, erkek çocuklar için de geçerlidir. Bu durum yasal zeminde bir boşluk yaratarak, farklı uygulamaların ortaya çıkması-na ve çocukların korunmasının yeterince sağlaçıkması-namamasıçıkması-na yol açarak, erken yaşta evliliklere karşı verilen tüm mücadeleleri sonuçsuz bırakmaktadır.

Türk Medeni Kanunu’na göre ülkemizde hukuken kabul edilen tek nikah, resmi nikahtır. Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dini töreni yapılamaz ; bunu uygulayanlara mevzuatta 2-6 ay hapis cezası verilmesi söz konusudur. Evlenmenin geçerli olması, dini törenin yapılmasına bağlı değildir.

Türk Ceza Kanunu’na göre “Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan ço-cukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile ceza-landırılır.” On beş yaşını doldurmuş bir kız, hukuki olarak değilse de, sosyolojik anlamda ev-lendirildiğinde, bu kızla cinsel ilişkiye giren eş, şikayet edilmediği sürece cezalandırılmamak-tadır. Yani, Türk Ceza Kanunu, evlilik yaşını, örtülü olarak, on sekiz yaşın altında tutmakcezalandırılmamak-tadır. On beş yaşını doldurmuş bir kızın, evlenmesi durumunda, evliliği erken evlilik sayılmayabil-mektedir.

Tespit ve öneriler

Bugün dünyada ve ülkemizde gerçekleştirilen erken evliliklerin dinamiklerini anlamaya çalıştığımızda, ilk olarak sorunun kültürel duvarlarıyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla öncelikle erken evliliği normalize eden zihniyeti, kültürel değerleri ve toplumsal gerçeklikleri anlamak, içinde bulunulan durumun detaylı analizlerini yapmak, sorunun çözümüne uygun stratejilerin geliştirilebilmesi için büyük önem taşımaktadır.

Erken evliliklerin önlenmesine yönelik çözüm önerileri A.Uluslararası düzeyde

Son yıllarda erken evlilikler ve onların trajik sonuçları daha çok görünür hale gelmiştir. UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) tüm dünyada problemin araştırılması ve sorunla mücadele için kampanyalar düzenlenmesine öncülük etmektedir. Kız çocukların eği-timine yönelik çalışmalar UNICEF’in bu sorunla baş etmek için öngördüğü yollardan biridir; çünkü araştırmalar kız çocuklarının eğitim düzeyinin yükselmesinin erken evlilikleri

(28)

engelle-diğini göstermektedir. Diğer ülkelerde UNICEF, ergenlik dönemindeki kız çocuklarını eğitimle-rine devam etmesi ve yaşam becerilerinin güçlendirilmesi ile mesleki eğitimler alması konu-sunda desteklemektedir.

B.Türkiye’de

Erken evlilikler, Türk toplumu -özellikle de ülkenin geleceğini temsil eden genç kuşak için- önemsenmesi gereken bir konudur. Güvenilir verilerin olmaması ve konunun duyarlılığı ne-deniyle sorun haritasının çıkarılamaması, çözümünün de önünde bir engeldir. Öte yandan, yakın zamandaki bir girişimle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında konunun araştırılması için bir alt komisyon kurulması çok sevindiricidir. Bu çalışma, erken evliliklerin önlenmesine yönelik politikaların geliştirilmesi ve 18 yaşın altındaki tüm çocukların yaşama, şiddetten ve ayrımcılıktan uzak durma haklarının koruma altına alınması için önemli bir baş-langıç noktası olarak görülmektedir .

Erken evliliklerin önlenmesine yönelik çözüm önerileri 1. Yasal düzenlemeler

Çocuk gelinler sorunu, gelişmekte olan Türkiye’nin çözüm üretmesi gereken önemli top-lumsal sorunlarından biri olarak varlık göstermektedir. Soruna yaklaşımda başlangıç olarak kurumlar ve kanunlar kapsamında ortak bir dil oluşturulmalıdır.

Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu gibi konuyla ilgili ka-nunlar arasındaki uyumsuzluklar giderilmeli ve on sekiz yaşını doldurmamış kızların ve erkek-lerin evlenmeleri yasaklanmalıdır. Yasakların ihlalleri durumunda da ağır cezaların uygulan-masını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

2. Çocukların eğitimi

Yasal düzenlemeler, erken evliliklerin önlenmesinde çok önemli olsa da tek başına yeterli olmamaktadır. Yoksullukla mücadele, cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi, özellikle kız çocukların eğitimi ve orta öğrenime devam etmelerini sağlamaya yönelik çalışmalar erken yaşta evlilikle-rin önlenmesinde etkili olacaktır. Zorunlu eğitimin süresinin uzatılması da aileleevlilikle-rin kız çocuk-larını erken yaşta evlendirmelerini engelleyecektir. Ülkemizde 1997 yılında 8 yıla çıkarılmış olan zorunlu eğitim, 2012 yılında da 12 yıla çıkarılmıştır. Ayrıca meslek edindirme kurslarına da önem verilerek kadınların iş kurabilmeleri için olanaklar sağlanmalıdır.

Eğitim düzeyi arttıkça erken evliliklerin sayısı düşmektedir. Eğitim ayrıca dolaylı olarak da bireyin hayatına ilişkin temel karar mekanizmalarında daha etkin olmasını sağlamakta ve bir bilinç geliştirmektedir.

Örgün eğitim içinde yer alan çocuklar için erken yaşta evlenmenin sakıncalarının anlatıl-dığı kazanımlar müfredata eklenmelidir. Anne-çocuk sağlığı, üreme sağlığı gibi konular da müfredatta yeterince yer almalıdır.

Geleneksel değerlerin hâkim olduğu ekonomik yönden geri bölgelerdeki bölge okulları ve pansiyonlarının sayıları artırılmalıdır.

3. Halkın eğitimi / bilinçlendirilmesi

Kadınlar arasındaki okuryazarlık ve genelde eğitim düzeylerinin artırılması temel strateji olmalıdır. Aileler, erken yaşta evliliklerin çok yönlü sakıncaları konusunda ikna edilmelidir.

(29)

Milli Savunma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın askere alınan gençlere yönelik uyguladıkları ortak projedeki eğitim programına “erken evlilik” konusu da dahil edilmelidir.

Konuyla ilgili, okullar, toplum sağlığı merkezleri ve halk eğitim merkezleri odaklı eğitim projeleri geliştirilerek özellikle kırsalda farkındalığın artırılması sağlanmalıdır. Yine farkındalığı arttırmak için medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının, toplum liderlerinin geniş ölçüde deste-ği alınmalıdır. Bu konuda sağlık personeli ve öğretmenlere hizmet içi edeste-ğitimi yapılmalıdır. Çocuklarını ilköğretim, lise ve üniversiteye gönderen yoksul hanelerin Şartlı Nakit Transfe-ri’nden yararlandırılmalarına yoğun ve etkili olarak devam edilmelidir.

4. Yanlış dini algıların ve geleneksel uygulamaların önlenmesi

İslam dinine göre nikahın ne olduğunun, gerekçelerinin ve sonuçlarının toplumla payla-şılması; özellikle hutbe ve vaazlarda erken evliliğin sakıncalarına yer verilmesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı’yla işbirliğine gidilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, dini nikahın temel unsurlarının rıza, denklik, alenilik, ilan, tescil gibi şartları olduğu ve dolayısıyla resmi nikahın bütün bu şartları sağlamak zorunda olduğu bilgisi toplumla paylaşılmalıdır .

5. Erken evliliklerin tespiti

Erken yaşta yapılan evliliklerdeki en önemli sorunlardan biri de bu evliliklerin resmi evlilik olmamasıdır. Dini törenle gerçekleştirilen evliliklerin herhangi bir resmiyeti ve kaydı bulun-mamaktadır. Erken evliliklere karşı yaptırım uygulanmalıdır. Araştırmalarla / mevcut verilerin değerlendirilmesi ile erken evliliklerin gerçek boyutunu ortaya koyan haritalama yapılmalıdır.

6. Toplumsal yapının değiştirilmesi (toplumda dinsel ve geleneksel ahlak yerine, laik ahlakın yerleştirilmesi)

Toplumsal cinsiyet ayırımcılığının önlenmesi, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, kadının güçlendirilmesi konu ile mücadelede önemli stratejiler olup mutlaka sağlanmalıdır.

Din ve geleneklerce meşrulaştırılan ve şeyhlik ve ağalık düzeni ile beslenen olumsuz kül-türel değerler tasfiye edilmelidir. Bunun gerçekleştirilmesi ise toplumda, dinsel ve geleneksel ahlak yerine, laik ahlakın yerleştirilmesi ile olasıdır.

Gençler bir ülkenin gelecek için fırsat pencereleridir. Bu fırsat pencerelerinden yararlanı-labilmesi için genç nüfusunun eğitimli, sağlıklı ve yetenekli olması gerekir, kaldı ki; bütün bunlar onların alması gereken “insan haklarıdır”. Bu hakları vermek için gerekli önlemleri almak ise devletin, hükümetlerin görevidir. Gençler bugünün ortakları, geleceğin liderleri olacaklardır. Onların gelecekteki rollerine hazırlanabilmeleri için gerekli her önlemin zama-nında alınması gerekmektedir.

Özetle; “sadece bir gelenek” altında nesillerce devam ettirilen erken yaşta evlilikler ve benzeri uygulamalar, toplumda büyük bir hasara sebep olmakta, ülkenin gelişmişlik düzeyini ve daha da ileriye gidebilme çabalarını doğrudan alaşağı etmektedir. Kadınların aktif rol oy-namadığı bir toplumun gelişmişlik düzeyine ulaşamayacağının söylendiği çağımızda, bırakın kadınların sosyal hayatta çok yönlü roller üstlenebilmelerini, daha yaşama haklarının güvence altına alınamadığı gerçeğiyle yüz yüze bulunmaktayız.

Erken evlilikler, temelinde birçok sebebi barındıran ve bölgelere göre de bu sebepleri farklılıklar gösteren bir pratiktir. Bir yerde bu evliliklerin temelini ekonomik kaygılar oluştu-rurken, başka bir bölgede geleneksel uygulamaların bir sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla sorunun yerel olarak incelenmesi ve kendi dinamikleriyle değerlendirilmesi

Şekil

Şekil 1. Türkiye’de Facebook Kullanıcılarının  Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
Tablo 3: Sosyal Sorumluluk Kavramının Algılanma Biçimi
Tablo 4: Kurumsal Sosyal Sorumluluk ile İlgili Bilgilerin Edinilme Yolları
Tablo 8: Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kampanya, Slogan ve Kurum Hatırlanma Düzeyi
+3

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada da toplumun en küçük ve en önemli kurumu olan aile ile ilgili yazılan kitaplar ve yapılan araştırmaların literatür taraması yapılarak aile,

Bulgulara göre deney grubunda DENVER II Gelişimsel Tarama Testi toplam puan ortalaması ile kişisel sosyal, ince motor ve dil alt boyut puan ortalamalarında son test

muamele gruplarındaki farklılığın istatistiki olarak önemli olup olmadığını belirlemek için Duncan çoklu karşılaştırma testi uygulanmış olup muamele

Fiyat getirisinin toplam getiri içerisindeki payı göreli olarak yüksek; başka bir deyişle temettü verimi düşük olan varlıklar için, toplam getiri esas

Yukarıda adı geçen Bakanlığın ana hizmet birimlerinden biri olan Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünde Somut Olmayan Kültürel Miras üzerine aktif olarak

MADDE 9. — Belge sahibi tüzel kişiliğin şirket ana sözleşmesinin, ortaklık statüsü veya yapısının değiştirilmesi, belgeye konu yapı veya tesisin veya aynı

İl Müdürlüklerinin SOKÜM konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, daha önceden bu konu ile ilgili bölgesel bilgilendirme toplantıları yapıldığını ancak artık

• Yeni Türk Devleti’nde çağdaş, ulusal bir eğitim ve kültür sisteminin oluşturulması amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar arasında aşağıdakilerden