• Sonuç bulunamadı

GENÇLİĞİN UĞRAK MEKÂNI: SOSYAL MEDYA İbrahim Burak DURMUŞ *

ÖZET

Teknoloji, çağımızda insan hayatının her bir karesinde karşımıza çıkmaktadır. Bu baş döndü- rücü teknolojinin hızına en iyi gençler ayak uydurmuştur. Ancak gençler üzerindeki bu uyum, gençlerin büyük bir oranına teknolojinin getirdiği hazırcılık ve tembellik olarak yansımıştır. Günümüzde hızla büyümekte olan sosyal medyayı gençlerin bir araç olarak kullanması gere- kirken, aksine bir amaç olarak kullandığı ve günün büyük bir bölümünü sosyal medya üzerin- de geçirdiği gözlemlenmektedir. Bu durum yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda da açıkça görülmektedir.

Teknolojinin hızla gelişim gösterdiği ve dünyanın bir ucundan diğer ucuna iletişimin kolaylıkla sağlandığı bir çağda gençliği kendi haline bırakmanın akıllıca bir iş olmayacağı ortadadır. Bu sebeple devletin tüm kademelerince gençlerin teknolojiyi bilinçli olarak en faydalı şekilde kullanabilmesi için ciddi çalışmalar yapması gerekir. İnternet kültürünün, öz kültür ve değerle- rinin önüne geçmesine, gençliğin tüm uğraşının yalnızca internet olmasına, sanal kütüphane- lerin, gerçek kütüphanelerin ve araştırmacı ruhun yerine geçmesine ve kitap gibi bir hazine- nin yok olmasına engel olunmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Gençlik, internet, medya, sosyal medya

Giriş

Teknoloji, gün geçtikçe değişip büyüyen ve bu büyümenin de etkisiyle içine kattığı alanları artıran devasa bir sektördür.Hızla büyüyen bu sektör, büyüme hızıyla da doğru orantılı olarak her geçen gün insan hayatına daha fazla girmektedir. Bu durum,insanın her yeni bir günde daha farklı araç, düşünce ve durum ile karşılaşmasına ve yeni kavramlarla tanışmasına neden olmaktadır. Bu kavramlardan biri de sosyal medya kavramıdır.Sosyal medya kavramı,tek yön-

*

lü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir.

Kimi kesimlerce sosyal medyanın başlangıcı Tom Truscott ve Jim Ellis’in dünyanın farklı yerlerindeki internet kullanıcılarının herkes tarafından görülebilen mesajlar atabilmelerine olanak sağlayan Usenet’i oluşturdukları yıl olan 1979 yılı kabul edilirken kimi kesimlerce de bundan yaklaşık 20 yıl önce Bruce ve Susan Albeson’un online olarak günlük tutan İnternet kullanıcılarını bir araya toplayan “Açık Günlük” (Open Diary) platformu ile başladığı kabul edilir. Ancak asıl önemli husus sosyal medya kavramının ilk çıkış tarihinden ziyade kitlelere hızla yayılmaya başlamasına neden olan sosyal paylaşım sitelerinin kuruluş tarihleridir.

Günümüzde sosyal medya kavramı diye bir kavramın dillere pelesenk olmasındaki en önemli unsur sosyal paylaşım siteleridir. Dünyada ve ülkemizde sosyal paylaşım siteleri deni- lince de akla Facebook, Twitter, Youtube ve İnstagram gibi kullanıcı sayısı milyonlarla ifade edilen siteler gelmektedir. Bu siteler içerisinde kullanıcı sayısı birçok devletin nüfusundan bile fazla olan Facebook 2004, Youtube 2005, Twitter 2006 ve İnstagram da 2010 yılında kurul- muştur.

Ülkemiz Gençliğinin Sosyal Medya Kullanımı

TÜİK 2012 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNSK) sonuçlarına göre Türkiye 15-29 yaş grubu nüfusu 18.306.341 kişidir. Interactive Advertising Bureau’nun (IAB) 2013 yılı temmuz ayındaki İnternet Ölçüm Araştırması’na bakıldığında bu kitlenin %72’sini internet kullanan gençlerin oluşturduğu görülmektedir.

Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü de, Gençlik ve Spor Bakanlığı talebi ile gençlerin sos- yal medya kullanım davranışları ve tutumları çerçevesinde sosyal medya ve gençlik ilişkisini inceleyerek, Türkiye’deki gençleri daha yakından tanımayı ve anlamayı amaçlayan bir araş- tırma gerçekleştirmiştir.

Gençlik ve Sosyal Medya Araştırması, 15-29 yaş arası gençlerin sosyal medya ile ilgili tu- tum ve davranışlarını anlamak amacıyla, Temmuz – Eylül 2013 tarihlerinde niceliksel araştır- ma yöntemi kullanılarak online olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında Türkiye İstatis- tik Birim Bölge Sınıflaması (İBBS) 1.Düzey (12 Bölge) dağılımı kullanılarak, 15-29 yaş arası gençleri Türkiye düzeyinde temsil etmek üzere toplam 26 ilde 2057 kişi ile görüşme yapılmış- tır.

Gençlik ve Sosyal Medya Araştırmasına göre, internet kullanıcısı gençlerin %96’lık gibi çok büyük bir kesimi sosyal medyayı kullanmaktadır.Gençlerin %86’sı sosyal medyaya günde en az 1 kere, %72’si ise hergün birkaç kere bağlanmaktadır. Her üç gençten birisi sosyal medyada günde en az 3 saat geçirirken, gençler günde ortalama 144 dakika sosyal medyada geçirmek- tedir.

Sosyal paylaşım mecraları arasında Facebook, internet kullanıcısı 15-29 yaş grubunun en çok kullandığı sosyal paylaşım sitesidir (%90). Facebook’u ikinci sırada Youtube ve Instagram gibi görsel paylaşım siteleri takip etmektedir (%56). Sosyal paylaşım siteleri içinde popüler diğer bir site de gençlerin %45’inin kullandığı Twitter’dır.

Sosyal medya kullanan gençlerin büyük bir kısmı yalnızca paylaşım yapıp, yapılan payla- şımları takip ederken, küçük bir kısmı da etkinlik, grup gibi organizasyonlar oluşturmaya öncü- lük etmektedir.

Gençler sosyal medyayı en çok eğlence (%60) ve bilgi alma/sağlama (%59) amacıyla kul- lanırken aynı zamanda serbest zaman geçirme (%54), iletişim kurma (%53), gündemi takip etme/ gündem oluşturma (%51) ve eğitim-öğretim-araştırma (%47) amaçlarıyla da kullan- maktadır.

Gençlerin sosyal medyada en çok yorum yaptığı ilk üç konu günlük olay ve durumlar (%60), müzik-film-TV-dizi yorumları (%55) ile toplumsal konu ve olaylardır (%43). Erkeklerde ilk iki sırayı spor (%47) ve teknoloji (%46) takip ederken kadınlarda moda ve alışveriş (%51) gelmektedir.

Gençliğin Sosyal Medya İlgisi

Yıllar ilerledikçe teknoloji de beraberinde yenilikler getirmektedir. Bu yenilikleri insanoğ- lunun ne ölçüde faydalı kullandığı tartışılabilir ama tartışılmayacak bir şey varsa o da bu yeni- liklere en çok gençlerin uyum sağladığıdır. Bu yeniliklerin başında da hayatımıza son yıllarda giren sosyal medya mecrası gelmektedir.

Günümüzde gençliğin sosyal medya ile yakın ilgisi aşikârdır. Gençlik ve Sosyal Medya Araştırması’nda elde edilen istatistikler de bu durumu kanıtlar niteliktedir. Gençliğin sosyal medyayı bu denli çok kullanmasına birçok faktör etken olmaktadır. Bu faktörleri kısıtlanma- dan serbest hareket edebilme, eşitlik ve eğlenme şeklinde sıralayabiliriz.

Her bir genç, kendisinin kısıtlanmadan özgürce düşüncelerini ifade edebildiği ortamları arzular. İşte tam da bu noktada gençliğin merkezine sosyal medya kavramı yerleşmektedir. Çünkü sosyal medya, gençliğin arzuladığı bu ortamı ona sunmakta ve bu ortamı ona sunarken de yalnızca düşüncesini söyleme fırsatı vermekle kalmayıp aynı zamanda eğlence gibi alanları da açmaktadır. Bu farklı alanlar sayesinde sosyal medya, kendini televizyon, radyo ve gazete gibi materyallerin oluşturduğu geleneksel medyadan ayırıyor ve bir adım daha öne çıkarak kitlelerin ilgi alanına doğru kolaylıkla giriyor.

Sosyal medya bir bütün olarak ele alındığında gençler arasında sosyalleşmeye katkı sağ- ladığı da düşünülmektedir. Ancak işin aslı sosyal medyanın bir bütün olarak değil de derinle- mesine incelenmesi ile anlaşılabilmektedir. Şöyle ki, sosyal medyayı bağımlılık derecesine kullanan gençlerin diğer gençlere nazaran daha sosyal olmanın aksine daha asosyal olduğu- dur. Bu tip gençlerin sosyalliği gerçek bir sosyallik olmamakla birlikte sanal bir sosyallikten ibarettir. Bu gençlerin internet ortamında yüzlerce arkadaşı varken, gerçek hayatta bu duru- mun tam tersi bir durum söz konusudur. Bu asosyalliğin başlıca nedeni sosyal mecraların gerçeklikten uzak olmasıdır. Çünkü her kullanıcı bu platformlarda iyi taraflarını sunarken kötü taraflarını gizlemektedir. Ayrıca kullanıcılar duygularını karşı tarafa iletmek isterken kullandığı çeşitli simgelerle duygularını gerçek manada ifade edememektedir. Kullanıcı karşısındaki insan ile dokunarak, duygularını göstererek, göz göze iletişime geçerek değil de sanki karşı- sındaki etten kemikten bir canlı değilmiş de bir robotmuş gibi iletişime geçmektedir. Yani bu platformlardaki iletişimler gerçekliğin önüne konulmuş birer teknoloji perdesinin ardından sağlanmakta ve gerçek manada bir iletişimin yerini tutamamaktadır.

Sonuç

İnsanların gün geçtikçe teknolojiye olan bağımlılığı artmaktadır. Bu durum sosyal medya sektörü için de geçerlidir. Öncelikli bu sektörün, insanlar tarafından çokça kullanıldığını ve kullanılmaya da devam edeceğini kabul etmemiz gerekir. Buradan hareketle bundan sonrası için önemli olan noktalar insanların bu mecraları kullanırken birer bağımlı olarak değil de

birer araç olarak kullanıp kullanmadığı ve bu mecraları hangi ölçülerde yararlı kullanabildiği- dir. Bu maksatla her konuda olduğu gibi sosyal medyanın faydalı kullanımı noktasında da öncelikli olarak eğitimler, öğretici yayın ve programlar üzerinde durulması gerekmektedir. Sosyal medya kullanımın ilkokullara kadar düştüğü öğrencilerden başlanarak küçüğünden büyüğüne kadar tüm eğitim sistemi içerisinde internet ve sosyal medya konulu içerikler müf- redata eklenmeli, aileler de ayrıca bu hususta bilgilendirilmelidir. Ayrıca sosyal medyanın yerini aldığı kitaplar, kütüphaneler, doğal ortamlar ve canlılar gibi anlamlarını yitirmeye yüz tutmuş kavramların yeniden gerçek anlamlarını kazanması ve ilginin bu yönlere de kaydırıl- ması için çeşitli çalışmalar yapılmalıdır.

Gelecek nesillerin birer robotu andırır şekilde yetişmesi istenilmiyorsa teknolojiye ve ge- tirdiği yeniliklere hür iradelerle hükmedebilinilmelidir. Medyadan çok “Sosyal Meydan” ‘ı andıran sosyal medya mecraları da bir amaç olarak görülmemeli aksine amaca giden yolda birer araç olarak görülmelidir. Kalabalıklar içerisinde yalnız kalmak istenmiyorsa, efendisi olduğumuz teknolojinin köleleri olunmamalıdır.

KAYNAKLAR

2. Gençlik Şurası – Ankara 2012 – T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı

Gençlik ve Sosyal Medya Araştırma Raporu – Ankara 2013 – T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı

Kaplan, A. M Ve Haenlein M. (2010). Users Of The World, Unite! The Challenges And Opportunities Of Social Media. Business Horizon, Vol. 53, 59—68

GENÇ DİNDARLARDA SOSYAL MEDYA KULLANIMININ