• Sonuç bulunamadı

YENİ ÖZNE: AĞDAŞ Hasan AYDIN *

3. Ağdaş Öznenin Temel Ayırıcı Nitelikler:

Köklü geçmişi olan seçkincilik ve sıradancılık öğretisine meydan okuyan bu yeni özneyi, yani ağdaşı, dijital yurttaşı kavrayabilmek için, ağdaş ve ağdaşlık üzerine Aristoteles’im ölüm- süz yaklaşımıyla21 “varolandan” yola çıkarak kimi saptamalar yapmak zorunludur. Varolandan yola çıkan bu saptamalar, yeni özneye ve olanaklarına diyalektik bakmak açısından da yaşam- saldır. Zira varolanı saptamak, ona refleksif ve eleştirel olarak yaklaşmak, çoğu kez göz ardı ettiğimiz, ‘iyi gibi görünendeki kötüyü’ ve yine ‘kötü gibi görünendeki iyiyi’ keşfedip açığa çıkarmaya da olanak sağlayıcı niteliktedir.

Varolandan yola çıkılıp, refleksif ve eleştirel bakıldığında, ağdaşlık ve ağdaş özneyle ilgili şu saptamalarda bulunulabilir:

a-) Ağdaşlık, her şeyden önce, yaşanan bir durumdur. Facebook, Twetter, Vodeo-Görsel paylaşım siteleri, Wiki’ler, Bolglar, Profosyonel iş ağları gibi küresel ağörgüsü içindeki sosyal paylaşım alanları, bilişim çağında herkesin sıradanmışçasına yaşadığı ve yaşamına kattığı ger- çeklilere dönüşmüştür. Gençler arasında daha yaygın olmakla birlikte, orta yaş ve üstü de, bu sürece gittikçe dahil olmaktadır.22 Ağdaşın sanal ağ örgüsü içinde, iletişim, haberleşme, bilgi- lenme, mal ve hizmet alma, toplumsal ve siyasal konularda görüş alma ve bilgi ve belge pay- laşma, toplumsal ve siyasal konularda oylamaya katılma, herhangi bir konuda çevrim içi eği-

18

Bkz. R. Descartes, “Yöntem Üzerine Söylem”, çev: Aziz Yardımlı, Söylem, Kurallar ve Meditasyonlar, İdea Yayınları, İstanbul 1996, s. 33.

19

I. Kant, “Aydınlanma Nedir?”, çev.: Nejat Bozkurt, Seçilmiş Yazılar, Remzi Yayınları, İstanbul 1984, s. 213.

20

Bkz. Hasan Aydın, Ortaçağ Doğu ve Batı Felsefesinde Dil, Düşünce- Gerçeklik İlişkisi ve Metafizik

Alandaki İzdüşümleri, s. 95 vd.

21

Bkz. H. G. Topdemir, “Aristoteles’in Bilim Anlayışı”, Felsefe Dünyası, sayı: 32, 2000/2, s. 24 vd. 22

Sözgelimi, TÜİK’e göre, Türkiye’de hanelerin % 49,1’i internete erişime sahiptir; 2007’de bu rakam %18’lerdeyken katlanarak artmaktadır. Bilgisayar ve İnternet kullanım oranları 16-74 yaş grubundaki erkeklerde %60,2 ve %59,3 iken, kadınlarda %39,8 ve %38,7’dir. Bilgisayar ve İnternet kullanımı kentsel yerlerde %59 ve %58, kırsal yerlerde ise %29,5 ve %28,6’dır. İstatistik Bölge Birimleri Sınıfla- ması (İBBS) Düzey-1’e göre, bilgisayar ve İnternet kullanımının en yüksek olduğu bölge %62,1 ve %61,4 ile TR1-İstanbul bölgesidir. Bunu %59,8 bilgisayar ve %58,5 internet kullanım oranı ile TR5-Batı Anadolu bölgesi takip etmektedir. Bilgisayar ve İnternet kullanım oranlarının en yüksek olduğu yaş grubu 16-24’tür. Bilgisayar ve İnternet kullanımı tüm yaş gruplarında erkeklerde daha yüksektir. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13569

tim alma, sanal ansiklopedi ve sözlükleri kullanma, iş arama, iş başvurusu yapma, tatil ve seyahatler konusunda ön hizmetler alma, mal ve hizmet satışı, internet bankacılığı, internet üzerinden telefonla görüşme, görüntülü konuşma yapma, sanala taşınmış büyük kütüphane- lerden kitaplar okuma, kitap indirme23 vb. gibi pek çok etkinlikte bulunduğu anlaşılmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, ağdaşlık sadece sosyalleşme ortamı değil, aynı zamanda bilgilenme, öğrenişme ve paylaşım ortamıdır. Neredeyse, yaşamın her anını kuşatan sanal ağörgüleri, Heidegger’in kavramsallaştırmasını ödünç alarak söylersek, günümüz insanı için ‘hergünküleşmiştir’, ‘sıradanlaşmıştır’ (alltäglichkeit).24 Zaman hergünkülüğü içinde, zaman ve mekân ötesindeymişçesine sanal ağörgülerinde akmaktadır. Bu gelişim, doğal olarak özne olan insanın bilgi, sorumluluk ve duyarlılık alanlarının artmasına yol açmaktadır.

b-) Ağdaşlık, kamusal olanın özel olana, özel olanı da kamusal olana bir tür taşımaktadır. Sanal ağ örgüsü içerisinde kişiler, özel alanlarını yakinen tanımadıkları ağdaşlarına açmakta, ağdaşlarıyla bilgi, belge, duygu, yaşantı vb.yi paylaşmaktadır. Hatta denilebilir ki, otobiyografi- lerin yerini, daha öznel nitelikli google-biyografiler, facebook-biyografiler, twetter-biyografiler vb. almış, varolmak neredeyse sanalda varolmaya, googıllandığında (google’da aramak) bir izi bulunmaya doğru yönelmiştir. Kişilerin e-biyografileri, etnik, dinsel, mezhepsel, cinsel vb. kimliklerine açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu anlamda, sanal ağörgülerinde paylaşılan şeyler, kişisel olduğu kadar siyasal, ekonomik, ideolojik, dinsel, mezhepsel, etnik vb. içerikler de taşımaktadır. Profiller, e-biyografiler ve paylaşımlar, özel ve kamusal alanın birbiri içerisine geçmiş ve adeta ‘özel-kamusal’ kişiliklere dönüşmüştür. Bu, toplumsal anlamda bir yönüyle şeffaflaşmak, ama diğer bir yönüyle özneli toplumsala, toplumsalı da öznele taşımak anlamı- na gelmektedir. Bu anlamıyla, insana pek çok yeni sorumluluklar ve duyarlılıklar yüklemekte- dir.

c-) Ağdaş, yeni bir öznedir ve bu özne pek çok yönüyle uluslarüstüdür. Farklı etnik, dinsel, cinsel, mezhepsel kimlikler aynı ağın içerisindedir ve birbirleriyle irtibat halindedir. Karşıt görüşler, karşıt değer yargıları, karşıt yaklaşımlar yan yana ve bir aradadır. Ağdaş özne, her şeyiyle öznedir; tüm süreçlerde aktiftir. Özel yaşam alanı rahatlığı içerisinde konuşmakta ve yazmaktadır. Bu anlamda ağdaşın çok fazla nesnellik kaygısının olduğu söylenemez. Kendi, bilgisi, görgüsü, algısı, bakış açısı, beğenisi, değer yargısı, değer biçmesi ile oradadır; paylaşım- larına kendisi karar verdiği gibi, paylaşımlarına yapılan yorumlardan hangisinin kalıcı olacağı- na, hangisinin silineceğine karar veren de odur. Kendi ağına kimleri dahil edip etmeyeceğine

23

Sözgelimi TÜİK’e göre, Türkiye hane halkı, 2013 bilişim teknolojileri araştırması sonuçlarına göre, internet kullanım amaçları ve oranları şöyledir: e-posta alma gönderme, %62,5; online gazete, kitap, dergi vb. okuma, %75; düzenli olarak bilgi almak için haber servis ya da ürünlerine abone olma, %21,3; sağlıkla ilgili bilgi arama, %59,6; eğitim ve kurslarla ilgili bilgi aranma, %45,9; mal ve hizmet hakkında bilgi arama, %59,9; yazılım indirme, % 19,1; web siteleri aracılığıyla toplumsal ve siyasal konularla ilgili görüşleri okuma ve paylaşma, %28,7; toplumsal ve siyasal konularda online bir oyla- maya katılma, %12,8; herhangi bir konuda çevrim içi eğitim alma, %8,4; herhangi bir konuda bilgi almak için Wikipedia veya herhangi bir online ansiklopediye bakma, %32,6; iş arama ve iş başvurusu yapma, %12,9; profesyonel bir gruba katılma, %4,2; seyahat ve seyahatle ilgili online hizmet alma, %26,6; mal ve hizmet satışı, %9,3; internet üzerinden telefonla görüşme ve web cam ile video gö- rüşmesi, %55,1; internet bankacılığı, %24,8.

http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist 24

de o karar vermektedir. Bu yönüyle, merkez ağdaşın kendisidir. Neye katılıp katılmayacağında da özgürdür. Ağdaş özne, her türden ayrımcılığa karşıdır; eğer isterlerse ve erişebilirlerse toplumun tüm bireyleri kendilerini ifade etme olanağına sahiptir. Artık herkesin, bir biçimde kendi değer yargılarıyla varolduğu, görünür olduğu ve yazar olduğu bir dönem başlamıştır. Ötekini susturmak ve ona kulakları tıkamak neredeyse imkansız hale gelmiştir.

d-) Ağdaş özne, yöneten yönetilen ikilemine de baş kaldırmaktadır. Çotuksöken’in sapta- masıyla, ağdaşlıkta ‘yöneten-yönetilen ayırımı’ neredeyse olanaksız hale gelmiştir. ‘Karar verici olmak’ artık belli bir kesimin ayrıcalığı değildir; her türlü ayırımcılık, özellikle, cinsiyetçi işbölümüyle hepimize ulaşan cinsiyetçi ayırımcılık gücünü yitirmiştir. Sanal ağörgüsünde, çocuklar da, gençler de, kadınlar da vardır. Farklı kimliksel özelliklerini bugüne kadar şu ya da bu şekilde gizleyenler de artık peçelerini kaldırmıştır, ağdaş toplumda onlar da vardır. Bu anlamda, ağdaşlık, dünyevileşmenin, aydınlanmanın önemini bir kez daha tüm yalınlığı ve açıklığıyla ortaya çıkartmışa benzemektedir.25

e-) Ağdaş özne, bir tuşa basmakla mesajını yüzbinlere ulaştırabilmekte; yüzbinleri hareke- te geçirebilmektedir. Hatta bu hareket, sanal ağörgüsünden çıkarak yüzbinlerin, hatta milyon- ların alanlarda nesnelleştiği, bazen uluslarüstü niteliğe bürünen gerçek eylemlere yol açabil- mektedir. Literatüre Arap Baharı26 ve Gezi Parkı eylemleri27 olarak geçen olaylar bunun ilginç izdüşümleridir. Bu durum, neredeyse siyasilerin, karar vericilerin kabusu olmuş durumdadır. Artık kitleleri, azınlık dahi olsalar, görmezden gelerek karar almak, onların yaşam alanlarına doğrudan müdahalelerde bulunmak, neredeyse imkansızlaşmıştır. Ağdaş özne, farklı görüş, farklı etnik, dinsel, cinsel, ideolojik kimliklerle dirsek temasında olduğu için, bilinç düzeyi git- tikçe gelişmekte, yaşamının öznesi olmayı istemekte ve hatta gözlemlediği gelişmiş ülkelerde- ki özgürlükleri aynısıyla talep etmektedir. Sanaldan yola çıkarak nesnelleşen olaylarda, bu durumun etkisi görmezden gelinemez.

f-) Ağdaş özne, haberin hem öznesi, hem kaynağı hem de tahkik edicisi konumundadır. Olayın bizzat içinde olan kimseler, olayları anında paylaşmakta ve bir anda milyonlara ulaşa- bilmektedir. Patron odaklı medyanın, iktidar eksenli siyasilerin çarpıtmalarına, sansürlerine, görmezden gelmelerine anında meydan okuyabilmektedir. Yalanlarını, çarpıtmalarını anında açık edebilmektedir. Bu haliyle ağdaş özne, genel medyanın, sermaye odaklı yaklaşımların imaj maker’lığına da meydan okumaya adaydır. Ağdaş öznenin kendisi, anında ağdaşlarını bilgilendirdiği gibi, ağdaşları aracılığıyla yeni bilgi ve belgelere anında ulaşabilmektedir. Ancak burada nesnellik unsurunun çoğu kez göz ardı edilmesi, ağdaş öznede sorumluluk bilincinin gelişmesinin zorunluluğuna işaret etmektedir.

g-) Ağdaş özne siyasal süreçlere de katılmak arzusundadır ve sanal ağörgüsüyle politik bir güç olma yolundadır. Politik söylemlerini açık ettiği gibi, politik araştırmalara da katılmakta ve taraf olmaktadır. Bu anlamda politik süreçlere ve olaylara anında tepkisini vermekte, lehte ya da aleyhte tavrını açıkça ortaya koymaktadır. Yine anlayışı doğrultusunda politik ve ideolojik

25

Betül Çotuksöken, Ağdaş Toplumu Gençler Örüyor, (12.06.2013) http://www.milliyet.com.tr/-agdas- toplumu-gencler ogretiyor/gundem/ydetay/1721800/default.htm

26

Bkz. B. Szajkowski, “Sosyal Medya Araçları ve Arap Baharı”, Alternatif Politika, cilt: 4, sayı: 3, 2011, s. 420-432.

27

Ali Rıza Babaoğlan-Meltem Banko, Gezi Parkı Sürecine Dijital Vatandaşın Etkisi, 2013, http://www.geziparkikitabi.com/ekitap/GeziParkiKitabi.pdf

direnç alanları oluşturmaktadır. Ağdaşlığın bu politik yüzü, siyasilerin, kendi sanal alanlarını ve ağörgülerini bu amaçla kullanmalarını neredeyse zorunlu hale getirmiştir. Artık e-devlet ör- gütlenmesinin yanında, hemen tüm siyasal örgütlenmeler ve siyasal kimlikler sanal ortamda yerini almış durumdadır.

h-) Ağdaş özneden bilgi saklamanın da imkânı yoktur; halı altına süpürüleni, saklanmak is- teneni, gösterilmeyeni, bulup ortaya çıkarmakta ve deşifre etmektedir. Sadece bu da değil, gizleneni, halı altına süpürüleni, daha da görünür kılmaya çalışmaktadır. Bu ağdaş öznenin protest tavrının bir izdüşümüdür. Bir sözcüğü googıllayarak, lehte aleyhte her şeye ulaşabil- mekte, kendi tercihini yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Hatta ‘in speak’ ortamlarda, hiç kimse- den izin almadan alternatif konuşmalar, paneller, konferanslar vb. düzenleyebilmektedir.

I-) Ağdaş özne, doğası gereği bilgi teknolojilerine de hâkimdir; bu hâkimiyet onun özgür- lük alanının bir dışavurumudur. Ne kadar teknolojiye hâkimsen o kadar insana ulaşırsın şiarıy- la hareket eden ağdaş özne, alternatif yazlımlar geliştirdiği gibi, internet ağındaki sorunların çözümlerini ağörgüsünde paylaşmakta, heckerların marifetiyle, hemen her şeye ulaşabilmek- tedir. Bu anlamıyla ağdaş özne, gittikçe sınır tanımaz bir doğaya bürünmekte, etik sınırları da zorlamaktadır.

j-) Ağdaş öznenin alternatif bir dili, alternatif bir jargonu, alternatif sözlükleri vardır. Hatta o, uzmanlara inat, sanal sözlükler oluşturmaktadır. Bu sözlüklerde birbiriyle çelişen hemen her şey yan yana ve bir aradadır. Bunlar, çok sesli bir sözlüktür; bu sözlüklerde uzaman olan- olmayan hemen herkes yazardır ve orada lehte aleyhte her şey vardır; kısacası yok yoktur. Ancak bilgilerde, duygusal ton ağır basmaktadır; nesnellik unsuru oldukça cılızdır. Ağdaş öz- nenin, nesnelliği önemsememesinin temel nedeni, protest tavrı ile ağ örgüsünü öznel alan rahatlığı içinde kullanmasıdır. Bu rahatlığa kimi zaman, özsel kimliğini gizleyen sanal ağ perde- leri de olanak vermektedir. Bu durum kimi kez, kişilik haklarının ihlaline, aşağılamalara, başka- larının öznelini ortaya dökmeye vb. de neden olabilmektedir. Burada yine ağdaş öznenin etik sorumluluk bilincinin gelişime gereksinimi olduğu anımsatılmalıdır.

k-) Ağdaş özne, kendisini alabildiğine özgür hissetse de, aslında büyük internet ve yazılım firmaları aracılığıyla sürekli gözlenmektedir. Sanal ağ örgüsü bu anlamda, paradoksaldır, bir yandan görünürde özgürlüğü alabildiğine genişletirken, öte yandan örtük olarak gözetim toplumuna yol açmaktadır. Hatta büyük arama motorlarının, bir süre sonra, kullanıcıları tanı- yarak, alternatifler önermesi, onların kişilik özelliklerini ve eylemlerini depoladığını göster- mektedir. Bu bilgilerin, kullanılıp kullanılmadığı, eğer kullanılıyorlarsa nasıl kullanıldıkları ve kullanılcakları önemli bir sorun olarak ağdaş öznenin karşısındadır. Bu konuda hukuki düzen- lemelerin geliştirilmesi gerekmektedir. Ancak tüm bunlara rağmen, ağdaş özne, insanlık tari- hinde hiçbir insanın elde edemediği geniş bir olanağa ve paradoksal da olsa görünürde geniş bir özgürlük alanına sahiptir.