i
İLK TÜRK liIHŞ
İRESİ
s a f i y e
H Ü 8 E Y t N
E L B Î
TAHA TOROS
vi
u
^
j'IY
j.
HÜSI-Yîlj ELBx,kürklerin ( lora ce Nightingale)idir. lk diplomalı
hemşiremiz olan Safiye Elbi,şefkat dolu kalbiyle, tüm yaşamını kudsal
mesleğine adamış
»gerek saltanat, gerek cumhuriyet dönemlerindeki yoihm
hizmetleriyle,dünyada ün kazanmış idealist bir kadındı.
inekliğin yüz abartan bir mesleği olan hemşireliğin Türkiyede tanın
manı,
bir ngiliz kızı olan II
örene
e Nightingale’in(Kırım Savaşı)
s ı m a m d a
gelmesiyle başladı•
Y
Hemşireliğin dünyada yay
{anlaşmasında iki kadının rolü olmuş
tui’. unlar
dan piri urkiyedeki hizmetleriyle ünx kazanan Horanca Rightlnrele. dikeri
Amerikada ( ızılhaç)m kurucusu kiss Clare Iarton(I820-I9l2)dur.
Doha çok aavao yaralılarına hizmet veren ak meleklerin Türkiyede göğüs
kabartan öyküleri) vardır.
Geçmiş
te isimsiz Türk kadınları savaş Yaralıla
rının hizmetine koçmuş
tur.
Jiı.Iürk kadınının yaratılış
indeki efkat duy
ku
şundan kaynaklanmaktadır,Geçtiğimiz yüzyılın sonlarına dogru-bunlar
arasmdo-ünlü bir devlet adanı, tarihçi,, din bilgini Cevdet Paşa*nm kızı
olması ve döneminin tanınmış bir y a z a n bulunması nedeniyle tıine E
en
iye
Hanım hatıra gelmektedir.
J
Emine Semiye Hanın-ooltanat döneminde-keçıp gittiği İsviçre ve Prangada
yaptı,.! sosyoloji etütlerinin birikimiyle,fahri hemşirelik görevini
*Balkan Harbinde gExkıtxkİ3as«*±JCî sürdürdü.Aslında
başlamışı
irelifii 1897 yılında,Osmanlı-Yuııan Havaçı sırasında^;
.
Balkan harbinin diğer fahri hemşirelerinden biri Zinnur Hanımdı. Türk ve
uslan dostu Pierre Loti’nin (Pcsenchanteeo)Afcıtsuz kadınlar romanının keh-
ramanlanndan olan Zinnur Hanım,
Paris
t
e kaldığı {ünleri bir hastnhane hiz
metinde geçirmişti. Gerek çalkan,gerek I.Cihan savrulan sırasında fahri
hemşireliğin# gözünü kapatmeayo kadara sürdürdü.
Ayd m ve kalburüstü
İ°t:p^L.Îliını^1?rinın “Çanakkale savaşında »yaralılar için-hastahaneyo
dönüştürülen Galatasaray lisesindeki fahri hemHrelikleritfimaoî dünva ba
sınında da yankılar uyandırmıştı.
v
çimdi {özlerinizi,bu konunun ilk diplomalı hemşiresinin ilgino hayatına
ve hizmetlerine çevirelim:
Safiye Hüseyin KLbi IC8o yılında doğdu.Pabnsı Londra’da deniz ataşesi
olon-cski sıfotiylc-1 erik Amiral Ahmet Peşim Paşadır.AileninxxeEErextMBc
Ahmet Paşa,aynı samanda deniz inşaRt mühendisiydi,Türkiyeye dönücünde
Buhriyo ^ermühendisi olarak görev yaptı.
Safiye’nin annesi,İngiliz soylularından hammod Wilword'ın kızı Joseph
wilvmrd <lı .Londrada Ahmet Paşayla evlinince İslam dinini kabul ederek
Firdeva adını aldı.
Ahmet Paşanın firdevs Hanımdan ikisi kız, 5 çocuğu oldu.
Ahmet Pasa ço
cuklarının hepsini Avrupoda okuttu.Çocuklarından Şükrü ulman ile İskender
binan doıctor oldulnr.harun Ulman Deniz İnşaat Yüksek Hühendisi oldu.
esime Pukadder Dolen ile Safiye Hbi,erkek kardeşleri gibi iyi bir
eğitim gördüler.Safiye eğitimine başlarken hayalindeki lorance îiightmgal«
hayranlığıyla^hemşirelik mesleğini seçti, u meslekte diplomalı ilk Türk
( 2
)
Saf iye, babacının meslektaşlarından Beniz "karhayı Hüseyin Beyle evlendi, l'ski adı(Seyr-i Sefain)olan Benizyolları teşkilatının müdürlerinden olan Hüseyin Bey,dış ülkelerde deniç ataşeliklerinde de bulundu.(3İBlJlerin çok mutlu bir yaşamları oldu.
Hemşirelik mesleğini severek seçen,batı'da eğitimini yapan,bu konuda geniş yeteneği olan Safiye Bibi ilk hizmetini (Osmanlı Hilaldi hmer cemi yetlinde verdi .Bu cemiyetin(Hanımlar Heyeti Werkeziyesi)nin kurucularından
oldu.
Balkan Harbi ile I.Dünya Harbi dönemlerinde İstanbullu Hanımların fahrî Hemşireliklere yönelmelerinde,Kızılay Başkanı ünlü Profesör Doktor Besim Ömer( Jcalın)Paçanm yardımcılığını yaptı.
^-^1.Dünya savaşı sonunda, A v r u p a n m muhtelif ülkelerinde perişan olan ^ ^ / ¿ T ü r k ©ekerleriyle öğrencilerin durumlarını incelemek ve milletlerarası k*~7w ıa.zılhaç teşkil? itiyle görüşerek ereken İnsanî işlemlerin yapılmasını
'aM sağlamak üzere ,.:vrupayn 2 Hemşir gönderildi.Bunlar yabancı dil bilen, batı ülkelerinde bulunmuş hanımlardı,Süvari Paşası m a n i i Hakkı» n m eşi Hünire Hanımla Deniz larbayı Hüseyin Beyin eşi Safiye Hanım,İtalya Kralının hastahaneye.:dönüştürülen( .trigari;yatı ile Istanbuldan yola çıktılar.Safiye i$ğfiXİ»„Hanım Laviçreylc lmanyada,Ilünire İsmail Hanım Avusturya ve ioca- riBtanaa ğorev yapacaklardı,önce birlikte,Cenevrodeki Kızılhaç komitesini ziyaret ettiler.Gerekli işlemleri yaptırıp.milletlerarası belgeleri aldık tan sonra,çalışacakları ülkelere gittiler,Bu görevle ilgili olarak,dönü şünde hazırladığı raporeişdbeda,Safiye Hanım,özetle,görüşlerini şöyle anlatıyor :
(...Savaşta cepheye cesaretle * iden bir asker gibi,hangi vasıta olursa c olsun,bir ar evel yola çıkıp,vatım hasreti çeken çocuklarımıza yardım yap mayı İlahî bir emir telakki ediyordum.Çansımıza(Barış) vapuru isabet etti.
Gemide memleketlerine iade edilen 900 küsûr /Uman ve AvusturyalI esir v a r dı.Haftalarca belci etil diki erinden esirlor artısında çiçek,tifüs gibi hasta lıklar başgöstermişti.Bu korkunç hastalıkları hiçe sayarak,onlarla aynı vapurla seyahat etmekten çekinmedim,Venediğe vardığımızda,hasta askerlerden
önce inmemize güçlükle izin alabildik,İsviçre hududuna vardığınızda,Pasa portlarımız vize edilmediği için,girişimize izin verilmedi! Iiaylı uğraştık, kuhtelif makamlara müracaat ettik,Pek çok soru yağmuruna tutulduk. »Hüviye timizi göstedik,mesleğimizi tanıttık. îiihay e t güçlükle tsviçreye girip,Ce- nevreye vardık.Türk Öğrencileri topladık.Hepsi son derecede özgündü. Sov*tA dolayısıyla kolu kanadı kırılmış bu gençler,vatanlarını,yuvalarını öyle özlemişlerdi ki,her hallerinden anlaşılıyor,gözlerinden okunuyordu.Kafeso konâruş kuşlar gibi çırp m ı y o r l a r d ı . Buradan Zürih'e geçtik, liradaki öğren cilerimiz, vrupanın diğer ülkelerindelcilere kıyasla çok şanslıydılar.Çünkü onlarla bir baba gibi uğraşan Şehbender Rıza Hey vardı...
....Derline gece yarısı vardım.Geceyi,mecburen Sefarette geçirmeye karar verdin.Horgun argın fil çiliğin kapısını çaldım.Sefir Paşayı uyandırdılar. Kendini tanıttım." Paça Hazretleri,tanrı misafiri geldim."demem üzerine zavllı adam şaşırdı:( ece yariBi böyle bir tanrı misafirinin ,Osmanlı Kızı- 1 ayından görevli olarak bir kadının geleceğini nereden bilebilirdi?
B o r ü n d e k i öğrencilerimiz oldukça galabalık.Her yaş tan,her sınıf an oluşn bir topluluk.Vatanına dönemeyen,bayrağını selamlayumayan sabaylardan tutunuz da,10-12 yaşlarında,nerdeyse dillerini unutan çocuklara kadar
çok sayıda ırkdaşlarımızla karşılaş tamı, i unları görünceye kadar,; ör evinin bu derece kudoal omduğunu bilmiyordum.Bütün dikkatimi onlara adayarak ça lışmaya başladım.
(
3
)
B u arada,vakitsiz dökülen çinar yaprakları gibi burada Ölen askerlerle öğrencilerin mezarlarını ziyaret e tt i m . -f.ezarlığ* 20 çelenk yaptırıp gittim. Ruhlarına fatihalar oîcudum.
Bizier Ivrupada olsun,/nadolude olsum,mezarlıklarımızın perişanlığıyla belli oluruzI Esefle gördüm k i ,Şerlindeki Türle Mezarlığı,tam bir çalılıktı. B u perişan manzara bana öylesine acı ve keskin bir üzüntü vermişti ki,herke se başvurarak,buranın hiç değilse civardakilere benzetilmesi gayretine düş tüm.
...Terlindeki görevim başarıyla sonunçlandı.Çünkü buradaki galip devlet ler makamlarımdan, öğrencilerimizin yurda dönmelerine izin almış tim. Bundan do layı mesleğimi ve kendimi kutluyordum.
Terlindeki 'kürkleri toparl yıp, İstasyona götürdüm.Temin ettiğim vagon lara yerleş;tirdim,Hepsi seviniyorlardı.Onları sevinçle uğurladım.Ertesi sabnh ben de Berlin’e vedS ettim.
Cenevredoyken,îtalyadan geçişime verilecek İzmi çok beklemen bana çok sıkıntı verdi.(Tarant)vapuruna bindiğim zaman başlayan sevincim Çanakkaİeye kadar devam etti.Ama burada kalelerin üzerinde dalgalanan düşman bayrakları nı görünce,o güzel yaz gününü bana zindan etti.Sevincim hüzne dönüştü.Hafızam
beni geçmiş yıllara götürdü.Savaş yıllarında,Kilaliahmer gemisiyle Çanakkale sularında, vrıktiyl e aylarca geçirdiğim günleri hatırladım.0 kızgın günler, mayın hatları,uçaklar,bombardımanlar,gözlerimin önüne geldi,Anafartnları tır mandığım, 2. Ordu karargahında yaralarını sardığım,ölürken gözlerini elimle kapattığım şehitler gözlerimin önünde canlondı.Yaralarını sardığım gazilerin bana (-Ana, Ana) diyen iniltilerini kulaklarımda yangılanıyordu, ’-ruhlarını teslim
ederken, tek ayağıyla yerinden fırlamatocfcsma engel olduğum zaman bana : " valide elbette öleceğim,Emir aldım.Kimseler,benden önce oraya ulaşamaz.." diye can veren (Osman Çavuş)^hafizamda yeniden canlandı,0 aralan yürekli as kerler ölürken bile vatan görevini düşünüyorlardı, y aziz vatanın uğrunda can veren fedakfîr çocuklar iBen sizi ebedî bir hürmetle selamlıyorum.<ömrümün
sonuna kadar da unutmayacağım..
Safiye K L b i ’nin 1919 yılında görevle gittiği nvrupad?ın dönerken?ÇanakkaleT den geçerken yazdığı bu satırlar,mesleğinin donuğuna çıktığını bin kere konıd- lamaktadır.
Safiye Hüseyin Elbi, Cumhuriyet döneninde de yücü mesleğini sürdürdü.1927 yılında,Avrupada ve Amerlkada Milletlerarası kongrelere katıldı.Cenevre,Paris, Hew-York,Öikago şehirlerinde ,Hemşirelik,Hastabanıcılık ve îçki aleydarlığı konularında konferanslar verdi.Kadınlarla ilgili söyleşilere katıldı.Safiye İbi mesleğiyle ilgili olarak,yerli ve yabancı kuruluşlardan nişanlar ve ma dalyalar aldı.Türkiyede Kızılay'dan, (Cehaletle Mücadele)demeğinden, (Üniver siteli Kadınlar D e m e ğ i ) n d e n onur belgeleri verildi.îlk hemşire olarak Kızı lay tarafından büstü yaptırıldı.
îlk Türk Hemşiresi,6 Temmuz 1964 günü,Curabn Hastahanesinde,hemşirelerin kucağında gözlerini kapadı.(x)
(x)Safiye Bibi*den bir kuşak sonrasında,bu kudsal mesleğe öğünçle gönül vere 2 ünlü Hemşiremiz daha varfBunlor,meslek eğitimlerini Amerikedn yapmie olan Esma Deniz ile Pahrünnisa Seden'dir.