• Sonuç bulunamadı

Şaban'ın ciddi yüzü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şaban'ın ciddi yüzü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M illiyet ı ím é» Pazar 28 Ocak 1996

BUGUNKU HAVA

A li E S İN

Açık Sisli Bulutlu

İS T A N B U L Yağ 4/12 S A M S U N Bit 3/8 ¿ h

İZ M İR Yağ 9/15 E R Z U R U M Sis -13/-7 Par.Bul.

A D A N A Bit 8/17 D .B AK IR Bit 0/8 . j f b

A N K A R A Sis 1/7 G İRN E A.Bit 9/18 f ilî

Çok.Bul. YaQmur Sulu Kar G öktür. _ L o n d ra P a ris R o m a B e rlin Z ü rih M a d rid 4 3 14 -4 3 9 2 S o fy a M o s k o v a -14

TÜRKİYE’Yİ ‘RAP’LEYECEK

Şerif Gören'in çekeceği “Türkiyeli" filminde “rapçi bir başçavuş’’u canlandıracak olan Kemal Sunal, “Günde 15 - 20 tane popçunun çıktığı Türkiye’de neler oluyor, neler bitiyor bunu halka en güzel şekilde aktarmak istiyoruz’' dedi.

MAGAZİN SERVİSİ KEMAL Sunal’m filmleri özel televizyonların can si­ midi. Her gece bir filmi ek­ randa. Sanki yüzlerce film çevirmiş gibi. Oysa 24 yılda 80 filmi var. Döne döne gös­ terilince kendi deyimiyle, “Sanki 800 filmi varmış” gi­ bi geliyor.

Sıradaki yeni film projesi

farklı. Şerif Gören’in bu yıl içinde çekeceği “Türkiyeli” filminde Kemal Sunal, “rapçi bir başçavuş” olacak. Görevi nedeniyle Anado­ lu’da dolaşan başçavuş, bir yakınının oğlunun sünnet düğününde rap döktürür ve bir anda ünlenir.

Bu demektir ki Kemal Sunal, filmde hem rap söy­

leyecek hem şarkı. Besteler

Sezen Aksu ve Onno

Tunç’tan olacaktı. Şimdi ne kadarı nasıl olacak belirsiz.

Bugüne kadar Şaban tipi­ ni belleklere kazıyan Kemal

Sunal, ‘rap’e sardırarak tip

mi değiştiriyor? Bu sorunun yanıtını kendisinden alama­ yız sanıyorduk. Söyleşiler­ den, mikrofon ve kamera­ lardan hoşlanmadığı, özel yaşamına düşkün, ciddi ve hatta mesafeli olduğu yüz kere yazılmıştı. Sanatçı, Be- yoğlu’ndaki Çiçek Bar’da so­ rularımızı büyük bir neza­ ket ve alçak gönüllülükle yanıtladı.

Soru 24 yıllık Şaban’m

yerine, benzerleri Çarıklı Milyoner ya da Zübük bile değil de yepyeni bir rapçi başçavuş gelmiyor mu?

Sunal: “Bu yeni tipin farklı olmamasının yararı var benim açımdan. Pop müziği salgın halinde Türki­ ye’de. Günde 15 - 20 tane popçunun çıktığı Türkiye’de neler oluyor, neler bitiyor bunu halka en güzel şekilde aktarmak istiyoruz.”

Soru: 1990’litr

TıirlHvp-Kemal Sunal... Türkiye’nin sorunlarını beyaz perdeye taşıyan,

Şaban tipiyle belleklerde yer eden ciddi komedyen... Son filmiyle

tip aynı, kılık farklı... Bu kez parmak atılan nokta, poptaki patlama

si’nin bir kesiti olacak “Türkiyeli”. İyi de rapçi başçavuş hele bir de başa­ rılı bir tip olursa Şaban’a dokunmaz mı ucu?

Sunal: Tip değiştirmem

söz konusu değil. Sinema­ nın sanayi olduğu ABD’de 70 yaşma gelmiş John Way-

ne’i halk kovboy olarak bi­

lirdi atın sırtında. ABD’de sinemanın bilimi yapılıyor. Tutmuş tipi değiştirmek ge­ rekmez. O tiple ne vermek istiyorsanız verebilirsiniz. Şaşırtmaya gerek yok.

FİLMLERİNİN YAPISI BENZER

Kemal Sunal filmlerinin

yapısı benzer: Köyden kente göçe bağlı uyum ve yaşam sorunlarına saf görünüp şeytansı bir zekayla çözüm aramak. Filmlerinin 24 yıl­ dır hala çok iş yapmasınm formülü ise 'Akın hala dur­ madı. İnsanlar hala şehirle­ re eeliyor. Bu filmlerin hala

seyredilmesinin altında ya­ tan da bu.’

Belki de kendi filmlerin­

deki komedi unsurunu bi­ limsel olarak incelemek ona kısmet olacak önümüzdeki yıllarda. Marmara Üniversi­ tesi İletişim Fakültesi’ni e- pey gecikmeli olarak geçen yü bitirdi ve şimdi yüksek lisans yapıyor. Medyada, tez konusu olarak “İnek Şa­

ban”! seçtiği yazılıp söylen­

diyse de konusu henüz ke­ sinlik kazanmamış:

“Kemal Sunal güldürüsü­

nü inceleyebilirim belli bir yere kadar. Doktora da ya­ pacağım. Ondan sonra öğre­ tim üyesi de olabilirim, çün­ kü belli bir birikimim var. Bunu gençlere aktarmak i- çin. Bunca seneden sonra o- kuyorsam gençlere örnek ol­ mak için. Türkiye’nin, oku­ yan insana ihtiyacı olduğu için okuyorum.”

Sanatçı, “Öğrenciler için

zor olmuyor mu bu kadar

ünlü ve başarılı bir komedi ustasıyla aynı sınıfı paylaş­ mak?” sorusuna da şu yanı­ tı veriyor:

“Öğrenciler bana alıştı.

Benden espri yapmamı bek­ lediklerini hissettim, ama a- lıştılar. Belli bir çevrenin i- çine girince sizi tanıyıp an­ lıyorlar. Ne kadar ciddi ol­ duğum, özel hayatıma ne kadar düşkün olduğum da yayılmış, biliniyor. Onun i- çin beni o konuda fazla ra­ hatsız etmiyorlar. Zaten es­ pri yapamam da. Öyle bir hünerim yok. Benim mesle­ ğim komedyenlik, ama ben ciddi bir insanım.”

Bu soruyu yanıtlarken

öyle bir gülümseme yayılı- . yor ki yüzüne işte tam o an

beyazperdede görmeye alış­ tığımız Kemal Sunal olu­ yor... Ama sadece o an. Bir sonraki karede yine ciddi, mesafeli, ağırbaşlı vatandaş

Kemal Sunal.

Dünya çapında

sinema suratı

TİYATRO ve sinema oyun­ cusu Müjdat Gezen, mülakatın­

da Kemal Sunal’m sanatmı şöy­ le değerlendiriyordu:

“Sunal’m dünya çapında bir

sinema suratı olduğu görmezlik­ ten geliniyor. Sunal, dünyanm neresinde olursa olsun, ne kadar kötü film yaparsa yapsın tutar, çünkü sinemanın bir illüzyonu vardır. Sinemada bu tip komed­ yen filmlerinin çok tutması, su­ ratla ilgilidir. Tabii ki dramatik yapmın da olması gerekir. Ke­

mal Sunal filmleri birer drama­

tik yapı şaheseridir.

Şöyle bir varsayım olabilir

mi: Kemal’e bu hikayeyi yazan aptal, bu filmi çeken aptal, yö­ netmen aptal, Kemal aptal, se­ yirci aptal, ama bunun karşı te­ zini hazırlayanlar akıllı.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kıskançlar tarafından hücuma uğramış, prensler tarafından lâyıkiyle korunmamış, işçiler tarafından aldatılmış ve bu hususlara da yetişmek mecburiyetinde olan mimar,

Mitologiye ait bir mozayik - Roma devrine ait bir binada bulunmuştur... III - IV üncü yüzyıl Antakya civarında

İşte gerek bu sebepten ve gerek istikamet, ko- ku, septik galerisinin vaziyeti, methallerin kolaylığı ve koridorların kısalığı gibi sebeplerden dolayı has- talara mahsus

Bunlar, hastahane inşaatı ve tesirleri hakkında sadece bazı umumî mülâhazalardan ibarettir ve bi- ze, hastahane inşaatının mütemadiyen yeni yeni me- seleler arzetmesini

Ameliyat kısmına alçı kısmı da dahil olup bu mahallinin protezler ve saire için ayrıca bir bölmesi olmak lâzımgelir.. Yalnız, bu kısımların açık ve sarih bir

Muhtelif memleketler hastahane'crinde, îon zamanlarda tatbik edilen vc yazıda bahsi oe«en, di|inda tesis edilen, bir hücredeki elektrik menbnından, katı nakit « l l i p s e

(1982) worte a book in Urdu, entitled, "Sir Sayyid Aur Aligarh Tehrik (Sir Syed a n d Aligarh Movement)".^^ In this book, the common topics are, life a n d works of

Düşünülecek nokta bu tecrid ameliyesini bütün dö- şeme ve tavanlara teşmil ederek hastaların odalarım ve tâlî mahiyetteki odaları tecrid etmek mi, yoksa yalnız