• Sonuç bulunamadı

İ s v e ç te h a s t a h a ne i n ş a a t ı n da y e ni c e r e y a n l ar Y a z an

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İ s v e ç te h a s t a h a ne i n ş a a t ı n da y e ni c e r e y a n l ar Y a z an"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İ s v e ç t e h a s t a h a n e i n ş a a t ı n d a y e n i c e r e y a n l a r Y a z a n : M i m a r G u s t a v B i r c h - L i n d g r e n

Ç e v i r e n : A d n a n K o l a ' a n (Deutsche Bauzeitung) dan

Hastahane mefhumuna dahil bulunan bütün mevzuların medenî memleketlerin hepsini alâkadar ettiği son senelerde anlaşılmış bir keyfiyettir. Şüphe-siz, muhtelif memleketlerdeki insanların hayat itiyat-ları ve içtimaî vaziyetleri birbirinden farklı se de has-tahane tedavisinin ve hasta bakımının esas itibarile hep birbirine muvazi istikametlerde yürüdüğü bellidir. Bu itibar ile, muhtelif memleketlerde edinilen tecrü-belerin her memleket için istifade sahasına arzedlme-si bütün alâkadarların menfaatinedir.

Ben, burada bittabi İsveçteki hastahane inşaa-tı sahasına taallûk eden meselelere istinat edeceğim, çünkü en çok vukufum bu sahadadır. Ancak, isveçte carî olan bugünkü meselelerin diğer memleketleri de ayni derecede alâkadar edeceğinden şüphe etmiyo-rum.

Zamanımız her sahada muazzam içtimaî te-kâmüller yaratmaktadır ve içinde yaşadığımız devre-nin hususiyetini bu vasıf teşkil ediyor. Hasta tedavisi ve hastalara bakım işi de birinci derecede içtimaî bir mesele mahyetini almış bulunmaktadır. Bunun tesirle-rini içtimaî hayatın bir çok ve pek muhtelif sahaların-da görüyoruz. Bilhassa, ayni zamansahaların-da iktisadî bir me-sele halini aldığı için resmî malî makamlarda hâkim bir rol oynamaktadır. Meselâ, İsveçte hastalara ba-kım hususunda esas mes'uliyeti deruhte etmiş olan ve (Landsting) denilen teşkilât varidatının büyük kısmı-nı hastahane sahasına dökmektedir, ikametgâhlar seviyesinin umumiyetle yükselmiş olması dahi has-tahane inşaatı ile çok alâkadardır. ikametgâh inşaatı ile hastahane inşaatı arasında bir mütekabil münasebet görmek mümkündür.

Mesken inşaatmdaki mütemadî tekâmüller has-tahane inşaatı üzerine tesir ediyor. Kezalik hastaha-ne inşaatındaki tekâmüller dahi sıhhî ve medenî ba-kımlardan ikametgâh inşaatı üzerine tesir etmekte-dir Şurasını da ilâve edelim ki, hastahane personelini* mahsus olan ikamet daireleri de eskisine nisebtle çok daha iyileşmiştir.

Bunlar, hastahane inşaatı ve tesirleri hakkında sadece bazı umumî mülâhazalardan ibarettir ve bi-ze, hastahane inşaatının mütemadiyen yeni yeni me-seleler arzetmesini tabiî görmek icap ettiğini hatırla-Hastahane inşaatına dair plânlar yapmakla ge-çirdiğim uzun seneler zarfında hastahane inşaatına çevrilmiş olan alâkanın hiç kesilmediğini ve azalma-dığını, bliâkis daima daha zivade arttj&ını havretle gördüm. Bunun sebebi her halde hastahane

ihtiya-A r k i t e k t : Hoffmann.

1 dire, 4-7 b a k ı m şubesi, 9-13 tecrit şubesi, 19 rizyoterap, 20 Operasyon sallonu, 22 patoloji şubesi, 27 eczane, 30 - 34 lokanta kısmı, 38 röntgen dairesi. cinin mütemadiyen artmasından ibaret değildir. Bel-ki, hasta bakıcı keyfiyetinin mütemadiyen yüksel-mesi de bu hususta başlıca bir âmil teşkil eder ve has-tahanelerin haricî manzaralarına bile tesir etmekte-dir. Bu hâdiseyi sarih bir surette tenvir edebilmek için son kirk sene zarfında hastahane inşaatının ge-çirdiği tekâmül devrelerini kısaca tetkik etmeyi mu-vafık görmekteyim. Gerçi bu kısa bir müddettir, fakat son derece ehemmiyetlidir.

(2)

2. — Kopenhag'da B i s p e l j e r g s hastanesi. V a z i y e t plânı. M i m a r ı : M. Nyrop.

A : idare, B: i k a m e t binası, C: fiziyoterapi, D. G. N: k a p ı c ı odası, E, K : h e m ş i r e l e r e m a h s u s i k a m e t binaları, H: patoloji şubesi ve mescit, L : a t e l y e l e r . M : i k a m e t g â h l a r . O: m u t f a k , P : m a k i n a santralı. Om: çamaşırhane, R : i k a m e t g â h l a r , 1 - 1 2 : b a k ı m şubesi, 13: operasyon salonu, 14: röntgen şubesi, 15-16:

T e c r i t dairesi.

etmek mümkündür. Pavyon sistemi için karakteristik bir misâl de Londradaki Krallık Kolleji hastahanesi-dir. Amerikada da ayni usul tatbik edildi. Misâli; Boston şehirindeki Peter Bent Bringham hastahanesi-dir. Bu hastahane I 9 1 3 senesinde Kopenhag'taki Biseljerg hastahanesi ile aşağı yukarı ayni zaman-da inşa olunmuştur. Tertibi pavyon sisteminin bütün hususiyetlerini haizdir. Yalnız binaların va-ziyeti yukarıda bahsettiğimiz hastahanelerden biraz farklıdır (Şekil: 2 ) .

1913 senesi, hastahane inşaatının dönüm nokta-sı sayılmalıdır; çünkü bu tarihten az sonra Amerika-da yepyeni bir tip meyAmerika-dana çıktı. Bunun Amerika-da sebebi, Amerikalıların eski usul ve sistemlerden ayrılıp kur-tulmakta Avrupalılardan daha çevik davranabilme-lerinden ileri gelmiş olsa gerektir. Avrupada an'ane-lerden ayrılmak çok daha güç oluyor. Bu vesile ile şurasını da kaydetmeden geçemiyeceğim: Avrupada mimarların rastladıkları en muhafazakâr insanlar has-tahane müdürleri ve doktorlardır.

İstikamet değiştirmekte hiç işitilmemiş bir hızla vukua gelmiş olan hâdise hakkında bir fikir edine-bilmek için, ( 1 4 ) sene sonra inşa edilmiş olan New-York'taki Kolumbiya Üniversitesi tıp kısmına bir bak-mak kifayet eder (Şekil: 4 ) . Yeni ve en yeni hasta-hane binaları inşaatında esas tutulan fikirleri Kolum-biya Üniversitesinin tıbbiye merkezinde buluyoruz. Bütün şubeler bir tek büyük binalar mecmuası ha-linde görüyoruz ve irtifaı ( 2 0 ) kata kadar yükseliyor. Bütün tesisatın esas kısmını yataklı bina teşkil etmek-te olup bir gidiş - geliş merkezi vasıtasile bir tarafta polikliniklerle, diğer tarafta üniversitenin tıp şubesile doğrudan doğruya irtibatlıdır. t

Bir hastahanenin ne gibi noktai nazarlara is-tinat edilerek yapılması icap ettiği hakkındaki pren-siplerde 1913 senesinden 1927 senesine kadar nasıl

oldu da bu kadar muazzam bir inkılâp vücut buldu? Bunun sebebini, sadece NeW-York'ta arsa fiyatlarının, çok yükselmesi yüzünden binaların irtifaımn arttığı şeklinde izah etmek doğru olmaz. Kezalik sadece Ameriaklıların diğer milletlerden daha pratik insan-lar oldukinsan-ları ve her türlü an'aneyi bir hamlede orta-dan kaldırdırıverdikleri düşüncesi dahi bunu izaha kâfi gelmez. Sebeplerin her halde daha derinlerde aranılması icap eder. Bilhassa .pavyon sisteminin meydana gelmesinde büyük bir âmil teşkil etmiş olan mikrop korkusunun bertaraf edilmiş olması esaslı sebeplerden birisi olsa gerektir. Bundan başka, hastaların tedavisinde de bir takım değişmeler olmuş-tur ve hastahane binasının değişmesinde bunlar, dahi rol oynamışlardır.

Bugün, hastanın hastahanedeki ikameti eskisi kadar koğuşa veya odaya inhisar etmez. Röntgen dai-resine götürülür, banyo, ameliyat, diyatermi, kardi-yografi ve sair muayene şubelerine nakolunur ve bu gidişler ekseriya ayni günde bir kaç kere tekerrür eder. Tahlil ve tetkiki icap eden bir çok maddeler muhtelif lâboratuvarlara sevkedilir ve bu hal eski-sine nisbet edilemiyecek derecede fazla bir vüs'at ve ehemmiyet kesbetmiştir. İlâçlar ve tedavi vasıtaları bir şubeden diğer bir şubeye nakledilmek lâzımdır. Hekimlerin ve hastahane personelinin zamanlarından da eskisile kıyas edilemiyecek nisbette büyük tasar-ruflar temin etmek icap eder.. Bundan başka, za-manımızda doktorlar hastahanenin idare kısmı ile çok daha ziyade irtibatlanmışlardır.

Hastahane binaları arasındaki mesafeler büyük olursa, arada uzunca yollar bulunursa fazla zaman kaybedilmesini mucip olurlar. Hasta bakımında hâsıl olan bu inkılâplar dolayısile hastahane inşaatı tekniği de bir tekâmül devresine girmiştir. Hasta-hane inkılâbı ile ayni zamana tesadüf etmek üzere inşaat fenni dahi ilerilemiş olduğu için basit ve ik-tisadî tarzda yüksek binalar inşası da kabil olabil-miştir.

Modern hastahane binasının hususiyetini teş-kil eden vasıf hastahane içindeki gidiş - gelişi en rasyonel bir tarzda temin etmek meselesidir ve bu meselenin ön safta bulunmasıdır.

Bu mesele yalnız hastahanenin heyeti umumi-yesi itibarile değil, her bir şubesi, hattâ her bir odası ve salonu itibarile dahi ehemmiyetlidir. Demek oluyor ki, muhtelif oda ve salon grupları ve icap eden levazım ve edevat lüzumsuz gürültülere m e y d a n vermiyecek ve lüzumsuz gidiş _ geliş tekatulanm or-tadan kaldıracak şekil ve surette tertip edilmek lâ-zımdır. Bir oda ve salonlar grubu için mühim olan olan bu mülâhazalar hastahanenin umum heyeti için dahi varittir. İşte m o d e m hastahane inşaatının esas kaidesi budur. Bu tip hastahanenin diğer bir misa-lini de biraz daha sonra inşa edilmiş olan ve yine Newyorkta kâin bulunan Cornell Medical merkezinde görüyoruz (Şekil: 5 ) .

(3)

Yüksek olan yataklı binayı, merdiven ve asantörle-rile gidiş - geliş kulesini, ana bina önündeki klinik-leri ve saireyi burada da görüyoruz. 1934 senesinde yine Fransada Lille şehrinde yapılmış olan hastaha-neye mahsus plânda da tamamen ayni sistemi görü-yoruz (Şekil: 11).

Lâkin, Fransada Amerikan hastahanesini örnek alıyorlar ve muvafık buluyorlar diye bunların Şimalî Avrupa için dahi münasip olduğunu söylemek isti-yor değiliz. Şimalî Avrupadaki ahval ve şerait başka-dır. Fakat, pavyo.n sistemi artık bırakılmıştır ve Ame-rikan düşüncelerine yaklaşılmıştır. Bunu bize İstok-holm'deki Sabbatsberg hastahanesi gösteriyor. İntikal devresine misâl olarak da Baras'daki hastahaneyi gös-terebiliriz. Bu hastahane büyük bir irtifadadır.

Fakat, Amerikan örneklerine hakikî bir imtisâl biraz daha sonra yapılan Kalmar hastahanesinde göze çarpar. Mezkûr hastahanede İsveçte ilk defa olarak yataklı bina ve tedavi cenahı sarih surette birbirinden ayrılmıştır. Makine tesisatı ve çamaşır-hane ayrı bir binadadır. Yataklı bina ile tedavi cena-hı bir münakale merkezi vasıtasile birbirlerile irtibat-lıdırlar. Tedavi cenahında klinikler, röntgen şubesi, ameliyat şubesi, yemek salonları v e en yukarıda da mutfak dairesi vardır (Şekil: 1 2 - 1 3 ) .

Mutfaklarla yemek salonlarının tedavi cenahın-da bir aracenahın-da bulunuşu ilk nazarcenahın-da garip görünür ise de, gidiş - geliş bakımından ehemmiyetle derpiş edil-miş olan tertibatın bir neticesidir.

Her hususî şube gidiş - geliş merkezine hu-dutlu olduğundan, ufkî gidiş - geliş olmaksızın bir kattan diğer kata geçilebilir v e bu maksadı temin eden asansörler vardır. Bir hasta, tedavi şubesine getirilince asansör tedavi edileceği kata çıkarılır ve-ya indirilir. Asansörden arabası ile, doğrudan doğ-ruya bu daire içine gelir. Yemeklerin nakli de tama-men buna benzer. Yiyecek eşyası dışarıdan hususî bir lokanta kısmı kapısı vasıtasile içeri verilir, hususî bir asansörle mutfağa çıkarılır, mutfaktan geçer ve buradan y a anbarlara v e y a işlenildikten sonra mut-fak altındaki yemek salonlarına sevkedilir. Bütün ufkî gidiş - geliş azamî derecede tahdit edilmiş ve onun yerine şakulî gidiş - geliş ikame olunmuştur.

İsveçte şu sıralarda büyük inşaat plânları ha-zırlanmaktadır. İstokholm şehrinde yakında Kara-binska hastahanessnin tamamlanması için büyük me-baliğ sarfedilecektir. Geçende Södermal merkes has-tahanesi için 2 1 milyon kron tahsis edilmiş olup bunun inşasına da pek yakında başlanacaktır. Plânı Hyalmar Cederstrom tarafından hazırlanmıştır. Bu hastahane Kalmar hastahanesinde olduğundan daha fazla Ame-rikan örneklerini andırır (Şekil 9 - 10).

Söder hastahanesinin inşasile İsveçte modern hastahane tesisatına müteallik bütün ihtiyaçlara şim-dilik cevap verilmiş oluyor. Modern tesisata artık an-cak istisnaî hallerde lüzum hâsıl olaan-caktır. Fakat bu, hastahane binası inşaatında artık bir tevakkuf

devre-4 — N e w - Y o r k ' d a K o l u m b i a Üniversitesi, Tıbbî m e r k e z i n c e n u b u g a r b i d e n g ö r ü n ü ş ü . S a ğ d a n sola: Göz k l i n i ğ i h a s t a -hane, ü n i v e r s i t e n i n g a r b ciheti, H e m ş i r e l e r evi, sinir v e

psihiratri kliniği.

sine girildiği mânasını tazammun etmez. Tıp saha-sındaki yenilikler ve tekâmüller ve hasta bakımmdaki ilerileyişler hasta bakım müesseselerinde yeni yeni oda ve salonlar ve yeni yeni şubeler açılmasına lüzum gösterecektir. Göz, kulak, burun, boğaz, romatizma, çocuk ve saire şubeleri tesis edileli ancak bir kaç za-man geçmiştir. Bu yenilikler kısmen Devlet fahsisatile vücude getirilebilmiştir.

Eski hastahanelerin tevsii v e y a tağyiri, inşaî bakımdan mütalaa edilince, ekseriya halledilmesi müşkül meseleler mahiyetindedir. Çünkü bunların ilk plânlanışında ileride tevsi edilmeleri ihtimaline pek az ehemmiyet verilmiş veyahut bu cihet tamamen ihmal edilmiştir. Böyle dar görüşlü insanlar tarafın" dan yanlış bir tasarruf zihniyetile yapılan bu gibi bi-naların bir çok milyonlar sarfedilerek düzeltildiğini çok. gördük. İlk müşkülât bir takım yeni hususî şube ve kısımlar ilâvesi icap edince, eskiye nazaran çok ar-tan personelli ve yatakları yerleştirmek meselesinde başlar.

Mutfak, çamaşırhane, makine dairesi ve saire ekseriya çok küçüktür ve icap eden tevsi ameliyesini münasip bir masrafla başarmağa imkân olmaz. Bu gibi tevsi ve tağyir işleri ekseriya yeniden inşa ka-dar pahalıya mal olur. Yeni ilâve edilecek daireleri dahilî gidiş - geliş bakımından tam bir bütünlük teş-kil edebilecek derecede elverişli bir halde eski bina ile irtibatlandırmak dahi ekseriya imkânsızdır veya pek güçtür.

(4)

edebil-5. — N e w - Y o r k ' d a h a s t a h a n e . M i m a r l a r ı : Coolidge, Seheplez, B u l f i i n c h ve Abbott mek için, ne suretle inşa edlmesi lâzım geldiği mezkûr teşkilât plânında gösterilmiştir.

Mükemmel bir tekâmüle mâni olacağı anlaşıldığı için bir çok eski hastahane binalarının tadil v e tevsi ameliyesinden sarfı nazar edilmesinin muvafık olaca-ğı umum plânda zikredilmiştir. Mezkûr eski binaların yıkılması ve yerlerine yekdiğerinin yapılması tercih edilecektir. Şurasını da göz önünde tutmak icap eder ki, bugünkü hastahane inşaatı prensiplerine göre, eski hastahane binalarının pek çokları iktisadî bakımdan zararlıdırlar ve ekonomik bir tarzda kullanılmalarına imkân da yoktur.

Bir çok eski binaları yıkıp yerlerine yekdiğerle-rini yapmak bugün için kısmen olsa bile, pek yakın bir âtide tamamen daha elverişli olacak ve tadil key-fiyeti büsbütün ortadan kalkacaktır.

Hastahaneler canlı birer uzviyet mahiyetinde" dirler. Onlara gelişmek, tekâmül etmek, büyümek imkânlarını vermemiz lâzımdır. Tevakkuf ise geri git-mektir, hastahanelere fena bakmaktır.

Hastahane inşaatında çalışan her mimar âzamî kabiliyetini göstermeğe çalışmak arzu eder. Fakat, bir hastahanenin tesisinde her şeyin en muvafık bir tarzda ve yerli yerinde tertip edilmek suretile plân-lanabilmesi için icap eden bütün ihtiyaçları ve me-todları bizzat kendisinin bilmesini mimardan istemek onun beşerî kabiliyetin fevkinde bir iktidar göster-mesini beklemek olur. Bu sebeple, tıbbın muhtelif şube ve kısımlarında çalışan doktorlar ve bakım per-soneli ile mimarların işbirliği yapmalarını temin ede-cek teşkilât lâzımdır ve ancak bu takdirdedir ki iyi neticeler elde edilmesi mümkün olabilir.

Hastahane plânlarının hazırlanması esnasında, tecrübeli bir hemşireden mütemadiyen fikir almak fır-satını bulabilen bir mimarın bundan, büyük istifade-ler temin edeceğini söyliyebilirim ve bunu söyistifade-lerken bu sahada uzun seneler zarfında edinmiş olduğum tecrübelere istinat ediyorum. Esasen bir hastahane-nin plânlanışında bir hemşirehastahane-nin de mes'uliyetli

su-rette fikirler vermesini niçin tabiî görmemelidir? Bundan başka, şüphe hasıl olan bazı meselelerde di-ğer bazı hastahanelerden icap erjeıı malûmatı al-mak meselesi de bir hemşirenin bir mimardan da-ha kolay yapabileceği işlerdendir. Kezalik, yeni inşa edilen v e y a tadil olunan hastahanenin personeli ile mimar arasında kıymetli bir irtibat memurluğunu da bu hemşire temin eder. îcap ettikçe plânda yapılması lâzım gelen bazı tadilât için her defasında başka başka kimselere müracaat etmektense daima ayni, tecrübeli hemşirenin fikirlerini danışmak dahi ayrı bir faidedir. Çünkü aksi takdirde herkes başka baş-ka fikirler ileri sürer. Böyle ihtisaslı bir hemşireden alınacak fikirlerle tedricen büyük tecrübeler de elde edileceği şüphesizdir.

Bana kalırsa, bizzat hemşireler teşkilâtının, ken-di içerisinden yaşlı ve tecrübeli bir hemşireyi seçe-rek mimarın tenvirine memur etmesi ve mimar ar-zu ettikçe kendisinin mezkûr hemşireye müracaatı-nın temin edilmesi pek faideli bir hal şeklidir. Çünkü, mimarlar ekseriya bir şubeyi bir hemşirenin hoşuna gidecek tarzda tertip edebilmek için ne k a d a r güç-lükler çekerler.. Bir de meselâ 30 hemşireyi mem-nun etmeği düşününüz!..

İsveçteki hemşirelerin bugün umumiyetle bir hastahane şubesinin nasıl olmasını istedikleri hak-kında bir fikir vermiş olmak için şunu söyliyelim ki, her biri ( 6 ) yataklı üç koğuşta cem'an 26 ya-taklı bir servis en muvafık olarak kabul edilmekte-dir. Altı yataklı odaların büyüklüğü o nisbette ol-malıdır ki, dış ve iç duvar arasına üçer yatak ko" nulabilsin ve aralarında kâfi miktarda yer kalsın. Fa-kat bu husustaki noktai nazarlar .muhteliftir. Son za-manlarda uzunlamasına iki yatak koymayı tercih edenler vardır.

Ekseri hastalar ( 6 ) yanaklı koğuşları tercih ederler ise de bu hususta dahi muhtelif fikirlere te-sadüf edilmektedir. İkametgâhları daha iyi şeraiti haiz bulunan büyük şehirli hastalar küçük odaları daha çok beğenirler.

Kasaba ve köylerden gelenler ise topluluktan ve sohbetten hoşlandıkları için kalabalıkça odalar-da yatırılırlarsa bir şikâyetleri olmaz; bitt'abi bu odalar-da hastalıklarının derece ve şekline göre değişir. Ağır hastalar için en az ( 3 ) tane tek yataklı oda bulun-ması zarurî olduğu gibi bir kaç tane de 2 - 3 yataklı oda lâzımdır.

(5)

dezenfeksi-6. — B e a u j o n h a s t a h a n e s i n i n p l â n ı

yon tedbirlerinin çoğaltılmasına lüzum vardır. Bun-dan başka, şimdi personel eskisine nazaran daha zi-yade hariçte ikamet ettiğinden elbise değiştirmeğe mahsus odalar da lâzımdır. Bu odalar, mahal ve vaziyet icabatına göre y a methalde v e y a her şube-nin başlangıç kısmında bulunur.

Hastahane inşaatındaki bugünkü meseleler-den bahsetmekte olduğumuz bu yazıda bittabi ba-kım meselesini ve bununla alâkadar diğer hususatı da göz önünde tutmamız icap eder. Bu cihet sadece bir zevk meselesi işi olmayıp ayni zamanda v c ayni ehemmiyette bir inşa tekniği meselesdir.

İsveçte, hastalara verilen yemeklerin pek yek-nesak olduğundan çok şikâyet edilir. Yemekler muhtelif hastaların arzuları hiç nazarı itibara ahn-maksızm ve çok evvel hazırlanmış bir plân muci-bince teakup ediyor. İtiraf etmelidir ki, eğer hasta-lara istedikleri yemekleri vermek kabil olsaydı, bir

çokları daha çabuk şifayap olabilir veya hiç ol-mazsa daha memnun bir haleti ruhiye temin edilmiş olurdu. İşte bu mülâhaza neticesinde (Budapeşte sistemi) denilen usul meydana çıkmıştır. Bu usul Budapeştenin bütün büyük hastahanelerinde tatbik edilmekte olup esas, hastanın birçok yemeklerden istediğini seçmesine imkân vermektir.

Söder hastahanesinin tesisinde bu mesele ehem-miyetle göz önünde tutulmuştur.. St. Eriks hastaha-nesinde, yapılan geniş tecrübeler neticesinde (Bu-dapeşte sistemini) İsveçte ilk defa bu hastaha-nede tatbik etmeğe karar verildi.

- Bu usul inşaî bakımdan bir çok yenilikler do-ğurmuştur. Merkezî mutfak tesisatında esaslı bir de-ğişiklik yapmak zarurî olmuştur. Bundan başka bir takım hususî tevzi mutfaklarına da lüzum vardır. Diğer bazı hastahanelerde ve yakında tadil edilecek olan Umea hastahanesinde dahi (Budapeşte sistemi) tatbik olunacaktır.

Gıda meselesi hususunda hastalar tarafından vaki şikâyetler aynen personelden dahi işitilmekte-dir. Bu sebeple, personele şimdiye kadar ayniyat olarak verilen gıda maddelerinin kıymeti hesapla-nacak ve herkese bunun bedeli nakden ödenecektir. Bu suretle artık herkesin yemek için kaç para har-cıyacağı kendi arzusuna terkedilmiş olacaktır. Bun-dan başka, personel yemeklerini isterse hastahane-de, isterse dışarıda yemek hususunda serbest ola-caktır. Şüphe yok ki bu suretle birçok şikâyetlerin önüne geçilmiş olacak ve ayni zamanda herkese şahsî hürriyet de temin edilmiş bulunacaktır. İnşaî bakımdan bunun neticesi, her yemekhaneye veya her bir yemek grubuna küçük bir mutfak ile bir büfe ilâve etmeğe ve yemekleri. hazırlandıktan sonra, buradan vermeğe lüzum hâsıl olmasıdır. İhzarat ame-liyesi yine eskisi gibi büyük merkezî mutfakta ya-Halihazırda İsveç hastahane inşaatında daha bir çok başka meseleler de vardır. Ben sadece

has-- İstokholm'de C e n u p hastahanesi. A r s t a v i k e n ' d e n görünüş.

(6)

11. — L i l l e ş e h r i n d e k i h a s t a h a n e . M i m a r l a r ı : J e a n W a l t e r Casson v e M a d e l i n e 12. — K a l m a r ' d a hastahane: K u ş b a k ı ş ı görünüş. A r k i t e k t : G. B r i c h - L i n d g r e n 13. — K a l m a r ' d a hastahane. . . g i d i ş - geliş plâne.

tahanenin kadın personelinin ikametgâhı meselesine de temas etmekle iktifa edeceğim. Hasta bakımın-daki ehemmiyetli tekâmül ve ayni zamanda mesaî saatlerinin kısaltılması sebebile personel ihtiyacı mü-temadiyen artmaktadır. Bunun neticesi olarak da hemşireler mahsusî ikamet binaları inşası gittikçe daha büyük bir ehemmiyet almaktadır. Yine ayni sebep dolayısile hemşire talebi hastahaneler arasın-da bir rekabet mahiyeti almış ve hemşirelerin ta-lepleri de artmıştır.

Skelleftea hastahanesinde ve Upsula'daki ye-ni merkez sanatoryumunda ilk defa olarak hemşi-re evleri yapılmıştır ki bunlar sonradan yeni for-malar için örnek ittihaz edilmiştir. Yeni forfor-maları ise İsveç Hastahane Hemşireleri Birliği hazırlamış bulunmaktadır. Her hemşire ikametgâhı büyük bir oda ile bu oda içindeki lavabo tertibatından, husu-sî bir garderoptan ve bir küçük yan odadan ibaret-tir. Eb'adı ise istenilen tarzda mobilya ile döşeni" lebilecek tarzdadır.

Eskiden küçük personeli ikişer kişi olarak bir odada yatırmak usuldendi. Bugün ise en küçük bir müstahdeme bile ayrı bir oda vermek arzusu art-maktadır. Maksat her halde hastalığın sirayet imkân-larını mümkün olduğu kadar azaltmak olsa gerektir. Lavabo tesisatı müşterek olmak şartile, bu yüzden hâsıl olan fazla inşaat masrafının pek cüz'î olduğu hesaplarla teyid etmiş bulunuyor.

Makaleme başlarken, son zamanlarda hasta-hane binası inşaatında tam bir tahavvül ve tekâ-mül hasıl olduğunu ve bunun bilhassa hastahanele-rin haricî görünüşlehastahanele-rinden dahi tezahür etmekte bulunduğunu beyan et'miştim. İleride hastahaneler haricî şekillerini muhafaza etseler bile tekâmül mü-temadiyen devam edecektir, çünkü hastahane canlı bir uzviyettir ve öyle kalacaktır. Bahsettiğim muhte-lif meseleler bu mahiyeti isbat eder. Bu tekâmüller ileride de çok defa hasl'ahane inşaatında değişik-likleri mucip olacaktır. Bir çok esaslı tadilâta v e yeniliklere sebep teşkil edecektir. Hastalara bakım meselesi gittikçe daha ziyade artan malî yar-dım ve tahsisatı zarurî kılacak, gctrek tesis ve ge-rekse işletme sermayelerine fazla miktarda ihtiyaç hasıl olacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

[r]

Bir iş sahibinin arzusu üzerine mimar tarafından hazırlanan proje mevkii tatbike konulmaz ise, o binanın inşası için miktarı tesbit edilen malzemenin ve bütün binanın

Direkler evin dere- cesine göre işlenmeden bırakıldığı gibi ayrı ayrı renklere d

Bal i Işın, Affan Galip Kırımlı, Atıf Ceylân Bedi Sargın, Reha Ortaçlı, Muzaffer Seven, Ve- dat Erer, Ekrem Yene!, Cevdet Beşe, Fethi Tulgar, Feyyaz Baysal, Münir Arısan,

Büyükdere Prese

Antalya Serbest Bölgesi’nde 2016 Mayıs ayında tüketilen elektrik miktarı, geçen yılın aynı ayına göre % 6,2’lik bir artış göstererek 1,3 milyon KWh olmuştur..

If we agree that Becker’s view about how history works and what historical facts actually are makes more sense in the horizon of experience (because we are