NÜFUS VE TEMETTÜAT DEFTERLERİNE GÖRE BEŞKONAK NAHİYESİ VE IŞIKLAR KARYESİNİN
SOSYO-EKONOMİK DURUMU (1844-1845)
(Yüksek Lisans Tezi)
Rıdvan TUNÇ
T.C.
DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Tarih Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi
NÜFUS VE TEMETTÜAT DEFTERLERİNE GÖRE BEŞKONAK
NAHİYESİ VE IŞIKLAR KARYESİNİN SOSYO-EKONOMİK
DURUMU (1844-1845)
Danışman:
Yrd. Doç. Dr. Şakir TURAN
Hazırlayan: Rıdvan TUNÇ
Kabul ve Onay
Rıdvan TUNÇ’un hazırladığı “Nüfus ve Temettüat Defterlerine Göre Beşkonak Nahiyesi ve Işıklar Karyesinin Sosyo-Ekonomik Durumu (1844-1845)” başlıklı Yüksek Lisans tez çalışması, jüri tarafından lisansüstü yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre değerlendirilip oybirliği / oyçokluğu ile kabul edilmiştir.
.../.../2018
Tez Jürisi İmza
Kabul Red
Dr. Öğr. Üyesi Şakir TURAN (Danışman)
Dr. Öğr. Üyesi Arif KOLAY
Dr. Öğr. Üyesi Refik ARIKAN
Doç. Dr. Ayhan KAHRAMAN Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
Yemin Metni
Yüksek lisans tezi olarak sunduğum “Nüfus ve Temettüat Defterlerine Göre Beşkonak Nahiyesi ve Işıklar Karyesinin Sosyo-Ekonomik Durumu (1844-1845)” adlı çalışmamın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım kaynakların kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.
.../.../2018
Özgeçmiş
1 Nisan 1992 tarihinde Ağrı’da doğdu. İlk ve ortaöğretimi Ağrı’da tamamladı. Lise öğrenimi Niğde Bor Şehit Nuri Pamir Anadolu Lisesi’nde tamamladı. Lisans öğrenimini, 2015 yılında Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinin Tarih Bölümünden mezun olarak Kütahya’da tamamladı. Yine 2015 yılında Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalında “tezli yüksek lisans” öğrencisi olarak kabul edildi.
ÖZET
NÜFUS VE TEMETTÜAT DEFTERLERİNE GÖRE BEŞKONAK NAHİYESİ VE IŞIKLAR KARYESİNİN SOSYO-EKONOMİK DURUMU (1844-1845)
TUNÇ, Rıdvan
Yüksek Lisans Tezi, Tarih Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. ŞAKİR TURAN
Nisan, 2018, 380 sayfa
Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan yıkılışına kadar en önemli gelir kaynağını vergiler oluşturmaktaydı. Daha önce tür ve miktar bakımından çeşitlilik gösteren vergiler 1839 Tanzimat’ın ilanından sonra birçok alanda(ekonomik, sosyal, tarımsal) olduğu gibi vergi alanında da yeni düzenleme yapılmış, vergi sistemindeki eski karışıklık giderilmiş ve daha sade bir hal almıştır. Vergi miktarı ve türünü belirlemek amaçlı temettü sayımları yapılmıştır. Vergiler kişinin yıllık kazancına göre hesaplanıp kayıt altına alınmıştır. Kayıtların tutulduğu defterlere de Temettüat Defterleri denilmiştir. Yüksek lisans tezi olarak yaptığım bu çalışma Teke Sancağının Serik kazasına bağlı Beşkonak Nahiyesi ve Işıklar karyesi Temettüat Defterleri transkribe edilerek temel kaynak olarak kullanılmıştır. Defterlerden elde edilen bilgi ve bulgulardan yola çıkarak bölgenin ve dönemin demografik, sosyal, ekonomik hayatı üzerine bir nebze de olsa ışık tutmaya çalışılmıştır. Beşkonak Nahiyesine ait defter ML.VRD.TMT.d koduyla 10537 numaralı defterdir. Bu defterin ebadı 18,7x88’dir. Defterin kaydedildiği tarih H.1260-1261/M.1844-1845’tir. Yazılı sayfa adedi 79, boş sayfa adedi 13 olup toplam 92 sayfadan müteşekkildir. Beşkonak nahiyesi karyeleri Karye-i Nefs-i Bucak, Karye-i Karadut, Karye-i Karabük, Karye-i Serik Der Karabük, Karye-i Tazı, Karye-i Bozyaka, Karye-i Bolasan, Karye-i Karataş olup toplamda 8 karyeden oluşmuştur. Işıklar karyesine ait defter ise ML.VRD.TMT.d kodlu 10538 numaralı defterdir. Ebadı 18x51 olup, toplam numaralı sayfa adedi 60’tır. Bu defter de H.1260-1261/M.1844-1845 yılları arasında tutulmuş resmi kayıtlardır.
ABSTRACT
SOCIO-ECONOMIC SITUATION OF BESKONAK REGION AND ISIKLAR VILLAGE ACCORDING TO TEMETTUAT (INCOME REGISTERS) AND
POPULATION BOOKS (1844-1845) TUNÇ, Rıdvan
Master Thesis, Department of History Thesis Adviser: Asst. Prof. ŞAKİR TURAN
April, 2018, 380 pages
From the foundation of the Ottoman Empire to its collapse, the most important source of income was taxation. Previously, while taxes varied in type and quantity, new regulations were made in the field of taxation as in the case of many areas (such as economic, social and agricultural) after the announcement of the Tanzimat in 1839, and the old confusion in the tax system was removed and simplified. Dividends were calculated to determine the amount of and the type of taxes. Taxes are calculated and recorded according to the annual income of the person. The books on which the records are kept are also called Temetuat Note Books (“Temettüat Defterleri”). In this work, which I have done as a graduate thesis, the Temetuat Note Books’ of Beşkonak Nahiye and Işıklar Karye under Serik Township of Teke Sancağı Serik were transcribed and used as the basic source. From the information and findings obtained from the notebooks, it tried to shed some light on the demographic, social and economic life of the region and the period. Book of Beskonak Nahiye is the book coded as ML.VRD.TMT.d and numbered as 10537. The size of this notebook is 18.7x88. The date on which the book was saved is H.1260-1261 / A.D.1844-1845. The written page is 79 pages, the blank page is 13 pages, and 92 pages in total. There are 8 Karyes of The Beskonak Nahiye which are Karye-i Nefs-i Bucak, Karye-i Karadut, Karye-i Karabük, Karye-i Serik Der Karabük, Karye-i Tazı, Karye-i Bozyaka, Karye-i Bolasan and Karye-i Karataş. The notebook for the Işıklar Karyesi is the book coded as ML.VRD.TMT.d and numbered as 10538. The size is 18x51, and the total numbered pages are 60. This notebook is also official records held between H.1260-1261 / A.D.1844-1845.
İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ... v ABSTRACT ... vi İÇİNDEKİLER ... vii TABLOLAR LİSTESİ ... ix ŞEKİLLER LİSTESİ ... xi KISALTMALAR ... xii GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM TEMETTÜAT HAKKINDA 1.1. TEMETTÜ KAVRAMI VE TEMETTÜAT DEFTERLERİ ... 9
1.2. BEŞKONAK NAHİYESİ VE IŞIKLAR KARYESİ DEFTERLERİNİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİNE GENEL BİR BAKIŞ ... 12
1.2.1. Beşkonak Nahiyesi Temettüat Defteri ... 12
1.2.2. Işıklar Karyesi Temettüat Defteri ... 13
İKİNCİ BÖLÜM NÜFUS VE TEMETTUAT DEFTERLERİNE GÖRE BEŞKONAK NAHİYESİNİN SOYO-EKONOMİK DURUMU 2.1. BEŞKONAK/ALTINKAYA/SELGE NAHİYESİNİN KISA TARİHÇESİ . 15 2.2. BEŞKONAK NAHİYESİNİN SOSYAL VE EKONOMİK DURUMU ... 15
2.2.1. Demografik Durumu ... 15
2.2.2. Ekonomik Durum ... 20
2.2.2.1. Tarımsal Faaliyetler ve Gelir Kaynakları ... 20
2.2.2.1.1. Toprak Kullanımı ... 23
2.2.2.1.2. Beşkonak Nahiyesinde Yetiştirilen Tarım Ürünleri ... 26
2.2.2.1.3.Tarımsal Faaliyetlerden Elde Edilen Gelirler ... 28
2.2.2.2.Hayvancılık ve Gelirleri ... 32
2.2.2.2.1. Büyükbaş Hayvancılık ... 33
2.2.2.2.2. Küçükbaş Hayvancılık ... 42
2.2.2.2.3. Küçükbaş Hayvanlardan Elde Edilen Gelirler (Kuruş) ... 46
2.2.2.2.4. Arıcılık ... 49
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM H. 1256/ M. 1840 NÜFUS VE H. 1260-1261/ M. 1844-1845 TEMETTÜAT DEFTERLERİNE GÖRE IŞIKLAR KARYESİNİN SOSYO-EKONOMİK DURUMU 3.1. SOSYAL DURUM ... 55
3.1.1. Demografik Yapı ... 55
3.1.2.Şahıs Adları ve Sık Kullanılan İsimler ... 57
3.1.2.1. Köyde Kullanılan Şahıs Lakapları ... 59
3.1.3.Meslek Bilgileri ... 60
3.2. EKONOMİK DURUM ... 62
3.2.1.Toprak Kullanımı ... 62
3.2.1.1. Tarımsal Faaliyetler ... 63
3.2.1.2. Işıklar Köyünde Yetiştirilen Tarım Ürünleri ... 72
3.2.1.2.1. Hınta (Buğday) ... 73 3.2.1.2.2. Şa’ir (Arpa) ... 73 3.2.1.2.3. Susam ... 74 3.2.1.2.4. Duhan (Tütün) ... 74 3.2.1.2.5. Penbe (Pamuk) ... 74 3.2.1.2.6. Darı (Mısır) ... 74 3.2.1.3. Hayvancılık ... 76 3.2.1.3.1. Büyükbaş Hayvancılık ... 76
3.2.1.3.2. Yük ve Binek Hayvanları ... 78
3.2.1.3.3. Küçükbaş Hayvancılık ... 81
3.2.1.3.4. Arıcılık ... 85
3.3. VERGİLER ... 86
3.3.1. Beşkonak Nahiyesinin Yıllık Vergisi ... 88
3.3.2. Işıklar Köyü Yıllık Vergisi ... 91
SONUÇ ... 93
EKLER ... 95
KAYNAKÇA ... 371
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa Tablo 1.1. Temettüat Defterleri’nin Alfabetik Sıra Ve Analitik Envantere Göre
Kataloglanması ... 11
Tablo 2.1: Beşkonak Nahiyesine Bağlı Yerleşim Alanları ve Nüfus Durumu ... 16
Tablo 2.2: Beşkonak Nahiyesinin Tahmini Nüfusu (1844-1845) ... 17
Tablo 2.3: 1873-1896 Tarihli Salnameye Göre Beşkonak Nahiyesi Tahmini Nüfusu .. 19
Tablo 2.4: Beşkonak Nahiyesinin Gelir Kaynakları ... 21
Tablo 2.5: Tarımsal Faaliyetlerle Uğraşan Hane Sayısı ve Yüzdelik Ortalamaları ... 23
Tablo 2.6: Beşkonak Nahiyesinin Toplam Dönüm Miktarı ve Hane-Kişi Başına Düşen Miktar ... 24
Tablo 2.7: Beşkonak Nahiyesinin Tarım Ürünleri ... 27
Tablo 2.8: Beşkonak Nahiyesi Tarım Ürünleri ve Elde Edilen Gelirler ... 30
Tablo 2.9: Beşkonak Nahiyesinde Yetiştirilen Büyükbaş Hayvan Türleri ve Köylere Dağılımı ... 34
Tablo 2.10: Beşkonak Nahiyesinde Yetiştirilen Büyükbaş Hayvanlar (Aded/re’s)... 37
Tablo 2.11: Yük ve Binek Hayvanları ... 40
Tablo 2.12: Nahiyede Yetiştirilen Küçükbaş Hayvan Türleri ve Hane Üzerinden Köylere Dağılımı ... 43
Tablo 2.13: Nahiyede Yetiştirilen Küçükbaş Hayvanlar (aded/re’s) ... 44
Tablo 2.14: Küçükbaş Hayvanlardan Elde Edilen Gelirler (Kuruş) ... 47
Tablo 2.15: Nahiyede Köylere Göre Arıcılık Yapan Hane Sayısı (Adet) ... 51
Tablo 3.1: 1831/1844-1845 Işıklar Karyesinin Tahmini Nüfusu ... 56
Tablo 3.2: Şahıs Adları ve Köyde Sık Kullanılan İsimler (Adet) ... 58
Tablo 3.3: Kullanılan Lakaplar ... 60
Tablo 3.4: Mesleki Durum ... 61
Tablo 3.5: Işıklar Karyesinde Halkın Uğraş Alanları ... 63
Tablo 3.6: Işıklar Köyünde Tarımsal Yoğunluk (Oran%) ... 64
Tablo 3.7: Işıklar’da Tarım Alanlarının Yüzölçümlerine Göre Dağılımı (%) ... 65
Tablo 3.8: Işıklar Köyünün Arazisi ve Araziden Elde Edilen Gelirleri ... 67
Tablo 3.9: Işıklar Köyünde Yetiştirilen Tarım Ürünleri ve Hanelere Göre Dağılımı .... 73
Tablo 3.11: Büyükbaş Hayvanların Hanelere Dağılımı ve Sayıları ... 77
Tablo 3.12: Yük ve Binek Hayvanları ... 79
Tablo 3.13: Küçükbaş Hayvancılık ... 82
Tablo 3.14: Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık ... 84
ŞEKİLLER LİSTESİ
Sayfa
Şekil 2.1: Beşkonak Nahiyesinin Gelir Kaynakları ve Dağılımı ... 22
Şekil 2.2: Beşkonak Nahiyesi Tarla (Dönüm) Dağılımı ... 26
Şekil 2.3: Beşkonak Nahiyesi Gelirlerinin Köylere Dağılımı ... 31
Şekil 2.4: Beşkonak Nahiyesinde Yetiştirilen Büyükbaş Hayvan Türleri ve Yetiştiren Hane Sayısı Üzerinden Nahiyeye Dağılımı ... 36
Şekil 2.5: Tablo 2.10’da Verilen Büyükbaş Hayvanların Nahiyeye Oranları ... 39
Şekil 2.6: Yük ve Binek Hayvanlarının Nahiyedeki Oranları ... 41
Şekil 2.7: Küçükbaş Hayvanların Nahiyedeki Oranları(%) ... 45
Şekil 2.8: Nahiyedeki Hayvan Gelirlerinin Köylere Dağılımı (%) ... 48
Şekil 2.9: Elde Edilen Yıllık Gelirin Hayvan Türüne Göre Dağılımı (%) ... 49
Şekil 2.10: Arıcılık ve Dağılımı (%)... 52
Şekil 3.1: Işıklar Köyünün 1831-1840 Yılları Arasında Nüfus Artış Oranı (%) ... 57
Şekil 3.2: Kullanım Sıklığına Göre Şahıs Adlarının Nüfusuna Oranları (%)... 59
Şekil 3.3: Mesleki Yapılanma ... 62
Şekil 3.4: Işıklar Köyünde Uğraş Alanları ... 64
Şekil 3.5: Tarımsal Ürünlerden Elde Edilen Verim (%)... 76
Şekil 3.6: Et, Süt ve Süt Ürünlerinden Faydalanılan Büyükbaş Hayvanlar ... 78
Şekil 3.7: Yük ve Binek Hayvanları (%) ... 80
Şekil 3.8: Et, Süt ve Süt Ürünlerinden Yararlanılan Hayvanlar İle Yük ve Binek Hayvanları (%) ... 81
Şekil 3.9: Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık (%) ... 84
Şekil 3.10: Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık (%) ... 85
KISALTMALAR a.g.e. adı geçen eser
a.g.s. adı geçen sözlük a.g.m. adı geçen makale a.g.t. adı geçen tez
A.Ü.D.T.C.F. Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi
Bkz Bakınız
BOA Başbakanlık Osmanlı Arşivi
C. Cild
ÇEV Çeviren
ÇOMÜ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi DAKA Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı
DH. Dahiliye
H. Hane
MEB Milli Eğitim Bakanlığı MKT Mektubi Kalemi
ML Maliye
N. Numara
NFS Nüfus
OTAM Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi
s. sayfa
S. Sayı
SDÜ Süleyman Demirel Üniversitesi T.C. Türkiye Cumhuriyeti
TMT Temettüat
TTK Türk Tarih Kurumu TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu
vb. ve benzeri
VRD Varidat
vs. ve saire
GİRİŞ
1. ANTALYA COĞRAFYASI VE TARİHÇESİNE GENEL BİR BAKIŞ 1.1. Antalya’nın Coğrafyası
Antalya, coğrafi konumu itibariyle Anadolu’nun güneybatısında 290 20- 32 35
doğu boylamları ile 360 07- 37 2 kuzey enlemleri arasında Akdeniz kıyısında kurulmuş
bir şehirdir1. Doğuda İçel, batıda Muğla, kuzeybatıda Burdur, kuzeydoğuda Konya,
güneyde Akdeniz ve kuzeyde Isparta ile komşu olan Antalya, Akdeniz kıyısında kendi adını taşıyan körfezin güneybatı ucunda kurulmuş bir ildir2. Stratejik konumuna bağlı
olarak tarih boyunca bölgede gerçekleştirilen askeri, siyasi ve ticari gelişmelerde önemli bir yer teşkil etmiş ve Güney Anadolu’nun önemli temel ithalat ve ihracat limanlarından
birisi haline gelmiştir3. Merkez ilçe dâhil olmak üzere; Akseki, Alanya, Elmalı, Finike,
Gazipaşa, Gündoğmuş, İbradı, Kaş, Kale, Kemer, Korkuteli, Kumluca, Manavgat ve
Serik olmak üzere toplamda 14 ilçesi bulunmaktadır4. Antalya ili, yazları sıcak ve kurak
kışları ılık ve yağışlı olan tipik Akdeniz ikliminin etkisindedir5. Ortalama yüksek sıcaklık
24,4 C, ortalama düşük sıcaklık 14,0 C, ortalama nem oranı % 59,6, ortalama rüzgâr hızı 2,6 m/sn, ortalama toplam buharlaşma 194,6 litre ve ortalama toplam yağış miktarı
1.021.8 kg/m2dir6. Bitki çeşitliliğinin çok fazla olduğu bir iklim olan Akdeniz ikliminin
etkisinde olan Antalya ili bu yönüyle günümüzde meyve-sebze ambarı olarak bilinir7.
1 İbrahim Can, ‘’Korkuteli’nin (Antalya) Beşeri ve Ekonomik Coğrafyası’’, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, T.C Şelçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, s. 3. Bkz. Ali Rıza Gönüllü, (2008), “Demokrat Parti Döneminde Antalya (1950-1960)”, Basılmamış Doktora Tezi, T.C. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul, s.1.; Ayrıca bkz. Süleyman Fikri Erten (Antalya Sultanisi Muallimlerinden), Antalya Livası Tarihi, Matbaay-ı Amire, İstanbul 1338-1340, s.7.
2 Gönüllü, a.g.t, s. 1.
3 Güven Dinç, (2016), “Mehmet Ali Paşa İsyanı’nın Antalya’ya Etkileri (1831-1833)”, Belleten, C.LXXX, S.289, Aralık, s.857-886.
4 Gönüllü, a.g.t., s.1.
5 Mehmet Mazak, (2011), Osmanlı Arşiv Belgelerinde Kumluca, Kumluca Belediyesi Yay. 1. Baskı Mart, s. 8.
6 Gönüllü, a.g.t., s.1.
7 Muhammet Güçlü, (T.Y.), “Selçuklulardan Cumhuriyet’e Kumluca (Antalya) Bölgesi”, (Antalya’nın Türkler Tarafından Fethinin 800. Yıl Anısına (5 Mart 1207-5 Mart 2007), Türkiyat Araştırmaları Dergisi, s. 250.
1.2. Antalya’nın Tarihçesi
Doğal zenginliklerinin yanı sıra tarihi geçmişiyle de bölgenin önemli bir ticaret ve turistik merkezi olan Antalya adını Bergama Kralı olan II. Attalos’tan alır8. Batı kaynaklarında Ortaçağ’daki adı Satalia olarak anılmıştır. Yine Arap ve Türk Ortaçağ
kaynaklarında ise Antalliye adıyla zikredilmiştir9. Antalya yöresi Anadolu’nun en eski
yerleşim yerlerinden birisi olup, mazisi insanlığın Anadolu’da görülmeye başladığı
çağlara kadar uzanır10. Bizans hâkimiyeti sırasında piskoposluk merkezi olarak ismi
zikredilen Attaleia, Türk hâkimiyetine geçtikten sonra büyük bir gelişme göstermiştir11.
Eski çağlardan beri birçok millete ev sahipliği yapan ve birçok devlet tarafından hâkimiyet altına alınan bölge Türkiye Selçukluları Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından XII. yüzyılda fethedilmiş (1207), buraya yerleştirilen Türkmenlerle
Türkleştirilmiş ve İslami bir kimlik kazanmıştır12. Keyhüsrev Antalya’yı fethederek
Türkiye için bir ihraç ve ithal limanı vücuda getirmiş oldu13. İsmail Hakkı Uzunçarşılı’ya
göre; hiçbir sahil ile alakası olmayan Türkiye Selçukluları, içerde Rumların da yardımıyla
Antalya’yı alarak bu suretle Akdeniz’de ticari bir bölge elde etmiş oldular14. I.
Keyhüsrev’in Antalya fethinden Konya’ya dönüşü tasvir edilirken şöyle deniyor:
8 Feridun Emecen, (T.Y.), “Antalya”, İslam Ansiklopedisi, C.3, s.232-236. (Antalya Limanı ve Ticareti İçin bkz. Suraiya Faroqhi, (1981), “Ondokuzuncu Yüzyılın Başlarında Antalya Limanı”, VIII. Türk Tarih Kongresi, C.2, Ankara, s. 1461-1472.
9 Muhammed Ali Budak, (2016), “İbn Battuta ve El-Ömeri’nin Anlatımıyla Geç Ortaçağ’da Antalya ile Alanya”, Cedrus The Journal Of Mcrı, Cedrus IV, s.353-372.
10 Emecen, a.g.m., s. 233.
11 Seçilmiş Göstergelerle Antalya, (2013), TÜİK, s.11.
12 Mahmut Davulcu, (2015), “Antalya’da Demircilik ve Bıçakçılık Mesleklerine Dair Tespit ve Değerlendirmeler”, Kalemişi-Geleneksel Türk Sanatları Dergisi, C.3, S.6, s. 20, Süleyman Fikri Erten, (1955), Tekelioğulları, Hüsnütabiat Basımevi, Antalya, s.5; “603 Hicri yani 1206 tarihinde Konya Selçukileri Antalya ve havalisini fetih ettiklerinde burada Teke Aşiretini iskân etmiştir. Teke Türkmenleri Harzem ve Serhas taraflarında idiler. Bunlardan bir kısmı sonradan batıya göç ederek Antalya ve civarına yerleşmiş ve Selçukilerin hizmetlerinde bulunmuşlardır. Hamidabadlılar belki bu Teke Türkmenlerindendir.” der. (Ayrıca bkz. A’dan Z’ye Kültür ve Tarih Ansiklopedisi, (2004), A-K, C.1, Ankara, s. 35, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, On Dördüncü Sene, Numara 2 (79), 1 Mart 1340, s. 77. 13 Osman Turan, (2009), Selçuklular Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, Ötüken Yay., İstanbul, s.294. 14 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, (1988), Osmanlı Tarihi, TTK Yay., Ankara, s. 19. Ayrıca geniş bilgi için bkz. Osman Turan, (1958), Türkiye Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar (Metin, Tercüme ve Araştırmalar), TTK Yay., Ankara, s.117.
‘’Revan oldu taht ve saadetle şah, Firuzand-ı çetr15 se misl-i mah’’16
Türkmenler, Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Antalya’da da pek çok iskân yerlerine de kültürlerini taşıyarak zihinlerinin hafızası olan Türkçeyle isimlendirmişlerdir. Böylelikle Orta Asya’dan Anadolu topraklarına büyük fırkalar halinde akın eden Türkmenler, daha önceki yaşantılarına ait birçok unsuru da beraberinde
getirmişler ve yaşatmışlardır17. Türkiye Selçukluların yıkılmasından sonra Anadolu
beylikleri tarafından yönetilen yöre XV. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin topraklarına ilhak
olmuş ve Anadolu eyaletine bağlı Teke sancağının merkezi haline getirilmiştir18. Antalya
adını Attalos’a atfen Attalia adı verilen kente Türkler tarafından önce Adalya denilmiş
daha sonra da günümüz adı olan Antalya adını almıştır19. Yıldırım Bayezid Antalya’nın
Osmanlı topraklarına katılması için girişimde bulunmuşsa da (1389-1402) Antalya, kesin
olarak 1427 yılında Osmanlı hâkimiyetine girmiştir20. 15. yüzyılda Antalya’nın Osmanlı
egemenliğine girmesiyle Osmanlı Devleti Anadolu’da birliği sağlamış ve Anadolu’da
egemen bir devlet statüsü kazanmıştır21. 19. Asrın sonlarına kadar Konya vilayetine bağlı
olan Antalya 13 Mart 1913 yılında ayrılmış, 1923 Cumhuriyet inkılabından sonra il statüsüne getirilmiştir22.
15 Eskiden padişahların başları üzerinde tutulan ziynetli gölgelik hakkında kullanılır bir tabirdir. Ahmet Vefik Paşa “Lehçe-i Osmani’de” çadır, şemsiye, Şemsettin Sami Bey “Kamus-ı Türki’de” çadırdan alınmış olsa gerek: çadır, hayme, Ebuzziya Tevfik Bey Lügat-i Ebuzziya’da” çetr, Farsça’da, Türkçe çadırdan bozmadır. Hüseyin Kazım Bey “Türk Lügatin’nde” Farisi isim, gölgelik, sayeban, çardak, eskiden padişahların başları üzerinde tutulan müzeyyen gölgelik, çadır. Şeyh Süleyman Efendi “Çağatay Lügati’nde” çadır suretinde izah eylemiştir. Mehmet Zeki Pakalın, (1993), Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü I, M.E.B Yay., İstanbul, s.357.
16 Pakalın, a.g.s., s.359.
17 Cemali Sarı, Yusuf Tepeli, (2012), “Türk Kültür Coğrafyasında Yerleşme Adları: Teke Yöresi Örneği”, Karadeniz Araştırmaları Dergisi, S.35, Güz, s.161-179.
18 Davulcu, a.g.m., s.20. Antalya tarihi ve coğrafyası hakkında geniş bilgi için bkz. Saliha Koday, Taner Aydın, (20169, “Elmalı’da (Antalya) Geçmişten Günümüze Yerleşme Adları Üzerine Bir İnceleme”, TÜCAUM Uluslararası Coğrafya Sempozyumu, 13-14 Ekim, Ankara, s. 448-468.
19 Davulcu, a.g.e., s.20., Geniş bilgi için bkz: Tuncer Baykara, (T.Y.), “Türkiye Selçukluları Devrinde Antalya”, Dünden Bugüne Antalya (Tarih 2-Türk Dönemi), C.1, s.105-112.
20 Elif Özlem Aydın, (T.Y.), “Osmanlı Döneminde Antalya’da Vakıf ve İmar Çalışmaları”, Dünden Bugüne Antalya (Tarih 2-Türk Dönemi), C.1, s.149.
21 Aydın, a.g.m., s.149.
2. TEKE-İLİ İSMİNİN MENŞEİ, COĞRAFYASI VE BÖLGENİN TARİHÇESİ 2.1. Teke ve Teke-ili İsminin Kökeni
‘’Teke’’ adı hakkında çeşitli görüş ve rivayetler mevcuttur. Bazı rivayetlere göre
bu adın Hazar’daki Türkmenleri teşkil eden başlıca oymaklardan biri olduğu ve ismin de erkek keçi manasına gelen teke’den geldiği ifade edilmiştir. Aynı zamanda şahıs ismi
olarak da kullanıldığı vurgulanmıştır23. Latif Armağan’a göre bölgeye Teke isminin
verilmesi erkek keçi manasına gelen teke tabirinden geldiği kabul edilerek, bu bölgede
teke sayısının çok olmasından kaynaklanmış olabileceği tahmininde bulunmuştur24. Yine
Selçuklular döneminde, bugün Merv ve Tican’da mevcut oldukları bilinen Teke boyu adında bir boyun olması Teke isminin bir şahıs ve boy isminden geldiğini
doğrulamaktadır25. Bunlarla birlikte Selçukluların Antalya’yı ele geçirmeleriyle bu
bölgeye Teke Türkmenlerinin yerleştirilmesi bu ismin buradan gelebilmiş olduğu düşünülebilir26.
‘’Teke-ili’’ adı hakkında da çeşitli görüşler mevcuttur. XIV. Yüzyıldan beri Antalya yöresine Teke-ili denildiği bilinmektedir. Fakat bu adlandırma Osmanlı tarihi
boyunca çeşitli tahminlere sebebiyet vermiştir27. Lehçe-i Osmani’de bir Türkmen aşireti
olan Teke Aşireti’nin Serhas ve Harezim bölgesinde bulunduğu ve bir kolunun da
Anadolu’da Rodos karşısında Teke İli nam yerde meskûn olduğu belirtilmiştir28. Yine
Anadolu’da ele geçirilen bölgelere Türk Aşiretleri yerleştirilerek o memleketlerin Türkleştirilmesi, bununla beraber XI. asırdan sonra Antalya ve çevresine doğru meydana gelen büyük Türkmen akınları ile bölgeye Teke Türkmenlerinin yerleştirilmesi sonucu
yörenin Teke-ili ismini aldığı söylenmektedir29. Öte yandan Antalya bölgesinde Salur
adını taşıyan köy ve cemaatlerin mevcut olması Teke isminin onlardan gelmiş olabileceği
de düşünülebilir30. Salim Koca’ya göre Teke Türkmenleri; Oğuzların “Salur” boyuna
mensup bir topluluk olup, Selçuklu fetihleri sırasında Anadolu’ya gelerek, güney-batı uçlarına yerleşmişlerdir. Asıl yurtları Türkmenistan’ın Merv yöresidir. Onlar burada, Oğuzların boy
23 Behset Karaca, (2002), XV. Ve XVI. Yüzyıllarda Teke Sancağı, Fakülte Kitabevi, Isparta, s.25. 24 A. Latif Armağan, Tarihsel Süreç İçinde Teke Yöresi, s.3.
25 Karaca, a.g.e., s.25. 26 Karaca, a.g.e., s.25. 27 Karaca, a.g.e., s.26.
28 Behset Karaca, Türk Dönemi Antalyası (Dördüncü Bölüm), Dünden Bugüne Antalya, s.117. 29 Behset Karaca, XV. Ve XVI. Yüzyıllarda Teke Sancağı, s.26.
teşkilatlarına uygun olarak “24 oba” halinde yaşamaktaydılar’’31. Ayrıca el-Kalkaşandi
Subhu’l Aşa isimli eserinde ilk defa olarak Teke adından bahsetmiştir. İkinci olarak Teke
ismine Şerefii’d-Din Ali Yazdı’nın Zafername adlı eserinde de karşılaşılmaktadır32.
Teke Yöresi(Teke-ili) Coğrafi Özellikleri
Teke Yöresi (Teke-ili) Osmanlı taşra sistemi içinde ve Anadolu eyaletine bağlı
bu bölgenin tamamı Akdeniz Bölgesi sınırları içerisinde yer almaktadır33. Günümüzdeki
idari taksimat bakımından doğu-batı istikametinde Fethiye ile Köprüçayı arasındaki Antalya’yı kapsamakta, ayrıca Bucak (Burdur)’un büyük bir bölümü de bu sancağın sınırları içerisindedir ve güneyde Akdeniz kuzey de ise genellikle dağlar tabi sınırı
oluşturmaktadırlar34. Teke bölgesinde dağlar kuzey-güney, kuzeydoğu-güneybatı
yönünde uzanırlar ve kıyıya kuzeydoğu-güneybatı yönünden uzanan Batı Toroslar girintili çıkıntılı bir kıyı çizgisi oluştururlar. Oldukça arızalı ve dağlık olan bölge yer
şekilleri bakımından çeşitlilik göstermektedir35.
Teke Sancağının(Teke-ili) Tarihi Gelişimi
Teke Sancağının oluşumunda tarihi şartlar ve coğrafi konum önemli etken olmuştur ve tarih boyunca önemli ticaret yolları güzergâhında bulunması da belirleyici bir etken olmuş olan bu bölge Osmanlı egemenliğine geçince XIX. yüzyıla kadar Anadolu
eyaletine bağlı kalmıştır36. Şehzade sancağı olarak idari taksimattaki yerini alan sancağa
ilk dönemlerde yönetici olarak şehzadelerin tayin edildiği görülmektedir. Yıldırım Bayezid devrinde Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra Anadolu Beylerbeyliğine bağlanan sancak, önce oğlu İsa Çelebi’ye daha sonra diğer oğlu Mustafa Çelebi’ye
verildiği kaynaklarda mevcuttur37. Ancak Teke Sancağı ve Teke bölgesinin kesin olarak
Osmanlı hâkimiyetine geçmesi ve bölgede Osmanlı yönetiminin başlaması ise 1397
31 Salim Koca, (2002), “Anadolu’da Türk Beylikleri”, Türkler Ansiklopedisi (Orta Çağ), Yeni Türkiye Yay., C.6, Ankara, s.1305.
32 Hasan Moğol, “Beylikler Dönemi Antalyası (Tekeoğulları Beyliği)”, Dünden Bugüne Antalya (Tarih 2-Türk Dönemi), C.1, s. 113.
33 Behset Karaca, XV. ve XVI. Yüzyıllarda…. s.118. 34 Behset Karaca, XV. ve XVI. Yüzyıllarda …. s.118. 35Sarı, Tepeli, a.g.m.,s.161-179.
36 Behset Karaca, XV. ve XVI. Yüzyıllarda…. s.118.
37 Abdüllatif Armağan, (2011), “XVI. Yüzyılda Teke Sancağı’nın Yönetimi ve Yöneticileri”, Ankara
tarihinde gerçekleşmiştir38. 1402 Ankara Savaşı ile Osmanlı’da meydana gelen
duraklamaya rağmen 1423 II. Murat döneminde kesin hâkimiyet sağlanmış ve sancak statüsüne getirilen Teke-ili’nin bu özelliği 19. yüzyılın sonuna kadar muhafaza
edilmiştir39. Teke Sancağı XVI. yüzyılda askeri-idari bakımdan Antalya, İğdir, Kürt,
İstanos, Karahisar-ı Teke(Serik), Muslu, Bağovası, Elmalu, Kaş, Mükerrem Gömü ve Kalkanlı nahiyeleri adı altında 11 nahiye, kaza-i-idari bakımdan ise Antalya, Kaş, Elmalu,
Karahisar-ı Teke(Serik), Kalkanlu kazaları ile 5 kaza bölgesine ayrılmıştır40.
Karahisar-ı Teke/Serik Coğrafyası
Serik, coğrafi konum olarak Antalya’nın 38 km. doğusunda, Akdeniz’e kıyısı 22 km. ve denizden 26 m yüksekliktedir. Doğuda Manavgat ilçesi, batıda Antalya Merkez
ilçe, kuzeyde Bucak(Burdur), Güneyde ise Akdeniz ile çevrilidir41. Yer şekilleri
bakımından kısmen dalgalı ovalık bir arazide kurulmuş, yüz ölçümü 1.550 km2’dir42.
Akdeniz ikliminin hâkim olduğu ilçede yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlı geçer. Doğal bitki örtüsü makidir. Yüksek kesimlerde hayvancılık, ormancılık, ovalık bölgelerde ise ziraatçılık ağırlıklı olarak sebzecilik yapılır. En önemli akarsuları Aksu ve Köprüçayıdır43.
Karahisar-ı Teke/Serik Adı ve Tarihi
Serik adının menşei konusunda çeşitli rivayetler mevcut olmakla birlikte ilk defa
ne zaman kullanıldığı hakkında elimizde kesin ve sağlam bir bilgi yoktur. Roma kaynaklarında bilimsel literatürde yaygın olarak kullanılan sericum kelimesi ipeğin
kaynağını ve geldiği ülkeyi işaret etmesi bakımından oldukça önemli bir bilgidir44. İpek
veya ipekli kumaş manasına gelen sarafanka kelimesi Ruslar’ın kullandığı görülmüştür. Yine ilk Rus vakanüvisi olan Nestor bir eserinde ipek böceği anlamına gelen Sira, Siresi,
Seresi gibi Rumca terimler kullanmıştır45. Etimolojik olarak üzerinde durup aydınlatmaya
38 Behset Karaca, (2007), “XV.-XVI. Yüzyıllarda Keçiborlu Kazası”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık, S.16, ss.41-78.
39 Mehmet Ak, (2014), “Teke Sancağında 1831 Sayımına Göre Nüfus ve Yerleşme”, History Studies, Volume 6, Issue 3, April, p.15-55.
40Abdüllatif Armağan, “XVI. Yüzyılda Teke Sancağı’nın Yönetimi ve Yöneticileri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türkoloji Dergisi 18, 1, 2011, s.273-293.
41 Dünden Bugüne Antalya, “Serik”, 6. Bölüm, s.456.
42http://www.yerelnet.org.tr/ilceler/ilce_belediye_koordinat.php?ilceid=198291, 2017.
43 Dünden Bugüne Antalya, “Serik”, 6. Bölüm, s.456.
44 Mustafa Oral, (2013), “Serik Adına Dair”, Folklor/Edebiyat Dergisi, C.19, S.74, 2, s.179-184. 45 Oral, a.g.m., 179-184.
çalıştığımız konu, Antalya’daki Serik isminin çok eski bir terim olan Ser/Serik menşei
olduğudur46. Bu ismin Zerk adından değil, Ser kökünden geldiği eskiçağ kaynaklarında
vardır47. İlk çağlarda Pamfilya bölgesinde yer alan Serik, ilk yerleşim yerleri bugünkü
Yanköy yakınlarında bulunan Koç Tepesi-Sillyon ve Belkıs-Aspendostur48. Antalya,
1207 tarihinde Türkiye Selçukluları tarafından fethedilince; Sillyon kenti de doğal olarak Türk hâkimiyetine geçti ve buraya ‘’Karahisar-ı Teke’’ adı verilmiştir49. Serik idari
durumunu Osmanlı Devleti’nin ilk döneminden itibaren korumuş ve Anadolu Eyaletine
bağlı olan Teke Sancağına ‘’Karahisar-ı Teke’’ adıyla bağlanmıştır50. ‘’Karahisar’’
Nahiyesi ve ‘’Serik’’ Nahiyesi olarak 16. yüzyılda ikiye ayrılmış ve 19. yüzyılda
‘’Karahisar-ı Teke’’ kazası yerine günümüz Serik adını almıştır51. 1831 yılında Osmanlı
Devleti’nde yapılan ilk nüfus sayımında Serik ismi kullanılmıştır52. Eski Osmanlı
belgeleri incelendiğinde Serik adının nereden geldiğine dair şöyle bir bilgiye da ulaşmak mümkündür: ‘’Cemaat-ı Etrak-ı Serik’’ adında konar-göçer bir Türkmen taifesi bu
bölgeye yerleşmiş ve Serik adının da bu taifeden geldiği yönünde bir rivayet vardır53.
Antalya Yöresi ve buna bağlı olan Serik nahiyesi 1864 yılında çıkarılan ‘’İdare-i Vilayet
Kanunu54’’ ile Konya vilayetine bağlanmış, 1914’ te Antalya kazasının bir nahiyesi olmuş
ve 1926’da ‘’kaza’’ statüsünü kazanmıştır55. 1831 yılında askeri amaçla yapılan ilk nüfus
sayımında Serik Nahiyesinin toplam nüfusu 2120’dir56. Günümüzde merkez Serik
belediyesi ile 10 belde, 47 köy ve 33 mahalleden oluşan Serik, 105.856 (2009 yılı nüfus
verilerine göre) nüfusa sahip Antalya’nın üçüncü büyük ilçesidir57.
46 Oral, a.g.m., 179-184. 47 Oral, a.g.m., 179-184.
48Süleyman Mecek, (2014), “Serik Yöresi Tahtacı Alevilerinin Halk Bilgisi Üzerine Bir İnceleme”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon, s.1. 49 Mecek, a.g.t., s.1.
50 Mecek, a.g.t., s.2. 51 Mecek, a.g.t., s.2. 52 Ak, a.g.m., s.15-55. 53 Mecek, a.g.t., s.2.
54 Geniş bilgi için bkz. Mustafa Gençoğlu, “1864 ve 1871 Vilayet Nizamnamelerine Göre Osmanlı Taşra İdaresinde Yeniden Yapılanma”, Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2 (1), s.29-50.
55 Mecek, a.g.t., s.2. 56 Ak, a.g.m., s. 15-44.
57http://serik.batiakdeniz.com/genelbilgi.php?gbid=108/http://serik.batiakdeniz.com/genelbilgi.php?gbid= 106, 2017.
BİRİNCİ BÖLÜM
1.1. TEMETTÜ KAVRAMI VE TEMETTÜAT DEFTERLERİ
Sözlük anlamı ‘’kâr etmek’’ olan temettü Arapça kökenli bir kelimedir. Çoğulu
temettüat olan bu kelime mana olarak kârlar, kazançlar anlamlarına gelmektedir58.
Terimdeki karşılığı ise 1840 yılından itibaren Osmanlı Devleti’nde tutulan vergi kayıtlarıdır.59
Temettü vergisi kişinin yıllık kazancı üzerine alınan vergi türü olup, bu kayıtların tutulduğu defterlere Temettüat Defterleri denilmiştir60. Tanzimat’ın ilanı ile
devletin birçok alanında düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin başında ve en önemlisi maliye olup, çeşitli kalemlerden toplanan vergiler tek kaleme indirgenerek tahsis edilmiştir61. Tanzimat döneminde yapılan en önemli değişikliklerden biri ise tüm mali
teşkilatın merkezileştirilmesi, düzenlenmesi ve denetlenmesi yolunda atılan ilk adım olan
Maliye Nezareti’nin kurulmasıdır62. Kamu hizmetlerini yerine getirmek, güvenlik ve
savunmayı sağlamak isteyen devletler birtakım harcamalar yapmak ve bu harcamaları finanse edecek kaynakları bulmak mecburiyetindedirler. Bu nedenle Osmanlı Devleti de kaynaklarını bilmek, mali yapıyı düzenlemek amacıyla çeşitli nüfus sayımları yapmıştır.
Bu kayıtlar bir bakıma devletin kayıtlı ekonomisi demektir63. Osmanlı Devleti’ni ayakta
tutan en önemli unsur güçlü merkeziyetçi bir devlet şekli ve güçlü bir ekonomik sisteme
sahip olmasıdır64. Bu özelliğini muhafaza etmek maksatlı 1840 yılında temettü nüfus
sayımları yapılmıştır.
Özellikle 19. Yüzyılın ortalarında Osmanlı Devleti’nin mali ve içtimai durumunu bariz bir şekilde ortaya koyan Temettüat Defterleri dönemin önemli resmi
58 Ferit Devellioğlu, (1996), "Temettü'-Temettüat", Osmanlıca - Türkçe Ansiklopedik Lügat, On Üçüncü
Baskı. Ankara: Aydın Kitabevi Yayınları, s. 1073. Temettüat defterleri hakkında geniş bilgi için bkz. Mübahat Kütükoğlu, “Osmanlı Sosyal ve İktisadi Tarihi Kaynaklarında Temettu Defterleri” Belleten, C.9, S.225, s. 396-412.
59Mustafa Kaygusuz, (2012), “H. 1261 Tarihli 08576 – 08577 – 08584 Numaralı Temettu’at Defterlerinin Transkripsiyonu ve Değerlendirmesi”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Kütahya, s.4. Ayrıca bkz. Ali Fuat Örenç, (2013), Yakınçağ Tarihi (1789-1918), Ati Yay. İstanbul, s. 113.
60Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, (2010), Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Üçüncü
Baskı. Yay. no:108. İstanbul, s. 248.
61Zafer Atar, İlker M. Çağlar, (2015), “Temettuat Kayıtlarına Göre Ermenas (IRLAMAZ) Köyü’nün Sosyo-Ekonomik Durumu (1844-1845)”, Uluslararası Sosyal ve Eğitim Bilimleri Dergisi, C.2, S.3, Haziran 2015, s. 28.
62 Atilla Çetin, (2010), Kaynarca (Şeyhler) Temettuat Defterleri III(1844-1845), İzmit, s. 2.
63Ahmet Tabakoğlu, “Yenileşme Dönemi Osmanlı Ekonomisi”, Türkler Ansiklopedisi (Osmanlı), Yeni Türkiye Yay. C.14, s. 375.
64 İsmail Arslan, “XIX. Yüzyıl Osmanlı Tarihinde Temettuat Defterleri'nin Yeri: İğdiç (Selimağa Köyü)
kayıtlarıdır. Bu resmi kaynaklarda bölgenin iklimini, ekili-dikili alanlarını, senelik elde edilen kazançlarını, toplam arazi miktarını, yetiştirilen tarım ürünlerini, toprağın
verimliliğini ve dönüm başına düşen verimliliği görmek mümkündür65. Tahrir
Defterlerine nazaran daha etraflı bilgiler içeren Temettüat Defterleri, şüphesiz 19. Yüzyıl Osmanlı sosyo-ekonomik tarihi açısından büyük faydalar sağlar. Tahrir kayıtları sadece bir köyün, kazanın veya senelik vermesi gereken toplam vergiyi içerirken, Temettüat Defterlerinde iskân merkezleri olan kaza ve köyleri daha küçük birimler olan mahallelere ayırarak, her bir mahalle hane hane ele alınarak şahısların isimleri, kazançları, vergileri, hayvan türlerini ve sahip oldukları hayvan sayılarını belirtmekle beraber bazı defterlerde şahısların fiziki özelliklerine (uzun-kısa olması, sakallı-sakalsız olması) kadar kişilerin sahip oldukları suretlerini ve sahip oldukları mesleğe kadar ayrıntılı ilginç bilgileri
bulmak mümkündür66. Örneğin 1844-45 yıllarına ait bir defterde hane sahibinin bir
portresi çizilmiştir. ‘’ Kısa boylu köse sakallı Molla Ahmed veledi Kara İbrahim’’67 gibi.
Tanzimat ile birlikte düzenlenen mali sistem ülkenin her tarafında uygulanma imkânı olmamıştır. Bu nedenle sistemin uygulanabilmesi için merkeze yakın bazı bölgeler pilot
bölge statüsüne getirilmiştir68. Çünkü ülkenin bütün topraklarının demografik ve mali
açıdan tahrirlerinin yapılması mümkün olmamıştır. Bu nedenle bölgelerden bazıları bu uygulamanın dışında kalırken bu düzen önce Aydın, Konya, Ankara, Sivas, Biga, Rumeli, Selanik gibi Anadolu ve Rumeli’nin bazı eyaletlerinde uygulanmıştır. Hal böyle olunca Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bütün Osmanlı eyaletlerinin Temettüat Defterlerinin
kayıtları mevcut değildir69. Gülhane-i Hattı Hümayun ile uygulanmaya çalışılan
Temettüat Tahrirleri Tanzimat’ın kapsama alanına giren topraklarda gerçekleştirilmiş
olup, tahrirler genel olarak H.1260-1261/M.1844-1845’li yıllarda tutulmuştur70.
Defterlerin tasnifi o dönemlerdeki mali taksimat esas alınarak kataloglanmıştır71.
Temettüat Defterleri, içindeki malumatlar esas tutularak alfabetik olarak kaza ve eyaletlere ayrılmıştır72. 1256-61/1840-45 yılları arasında tutulan defterler 1988 yılında
65 Atar, Çağlar, a.g.m., s. 28. 66 Arslan, a.g.m., s. 59.
67 BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, s.4, Hane 10. 68 Arslan, a.g.m., s. 60.
69 Arslan, a.g.m., s. 60. 70 Arslan, a.g.m., s. 59.
71 Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, a.g.e., s.248. 72 Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, a.g.e., s.248.
kataloglanmış olup, toplamda 17.747 adettir ve analitik envanter sisteme göre sınıflandırılmıştır73.
Tablo 1.1. Temettüat Defterleri’nin Alfabetik Sıra Ve Analitik Envantere Göre
Kataloglanması74
Katalog No
EYALET - KAZA ADI
KODU TARİH Defter
Adedi Hicrî Milâdî 508 Ankara ve Aydın ML.VRD.TMT 1260-1261 1844-1845 1.961 509 Aydın ve Bolu 1260-1261 1844-1845 2.005
510 Bolu, Cezayir, Bahr-i Sefid, Edirne 1260-1261 1844-1845 1.862 511 Edirne, Erzurum, Hüdavendigar 1260-1261 1844-1845 1.407 512 Hüdavendigar 1260-1261 1844-1845 1.936 513 Hüdavendigar, Konya, Niş 1260-1261 1844-1845 2.243 514
Niş, Rumeli, Selanik, Silistre, Sivas
1260-1261 1844-1845 2.015
1988 yılında araştırmacıların hizmetine sunulan Temettüat Defterleri ilk defa olarak iktisat öğretim üyesi olan Prof. Dr. Tevfik GÜRAN tarafından kullanılıp değerlendirilmiştir75.
Defterler hakkında bu kadar genel malumattan sonra Konya Eyaletinin havi olduğu kazalardan Teke Sancağı dâhilinde olan Antalya’nın Serik Kazasına bağlı Işıklar karyesi ve Beşkonak Nahiyesi Temettüat Defterleri ışığında köy ve nahiyedeki içtimai, iktisadi, demografik ve kültürel yaşantıya örnekler vererek Osmanlı Devleti’nin 19. Yüzyıldaki durumuna ışık tutup, yakınçağ araştırmacıların dikkatlerini bu defterlere çekmeye çalışılacak.
73 Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, a.g.e., s.248. 74 Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, a.g.e., s.248.
75 Mübahat Kütükoğlu, (1995), “Osmanlı Sosyal ve İktisadi Tarihi Kaynaklarından Temettu Defterleri”, Belleten, C.LIX, S.225, Ankara 1995, s.396-412.
Çalışmamıza ana kaynak teşkil eden defterler, 10537(Beşkonak Nahiyesi),
15038(Işıklar Karyesi76) numaralı defterler olup, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Maliye
Nezareti Temettüat Defterleri tasnifinde yer alan defterlerdir77.
1.2. BEŞKONAK NAHİYESİ VE IŞIKLAR KARYESİ DEFTERLERİNİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİNE GENEL BİR BAKIŞ
1.2.1. Beşkonak Nahiyesi Temettüat Defteri
Başbakanlık Osmanlı Arşivinde kayıtlı olan 10537 numaralı defterdir78. Kapağın
en üst kısmı ‘’der livay-ı79 Teke’’ diye başlamış, altındaki satır ‘’bi menni Teâla’’ şeklinde
devam etmiştir80. Sonraki satırlarda ‘’Antalya’ya müzaf Karahisar-ı Teke nam diğer Serik
Kazasına tab’i Beşkonak Nahiyesi’nin81 emlak defteridir.’’ şeklinde defterin künyesini ve
nerenin defteri olduğunu belirtmiş, en alt kısmında da toplam hane sayısını ve defterin
tutulduğu tarih belirtilmiştir82. Bu defter 1260-61/1844-45 yılları arasında tutulmuş olup
yazılı sayfa adedi 79, boş sayfa adedi 13 toplamda 92 sayfadan müteşekkildir83. Bu
defterin yazı çeşidi Rika’dır. İlk numaralı sayfa-2 numaralı-‘’Tanzimat-ı Hayriyye
usulünce bu def’a müceddeden tahrirlerin İrade-i Şahane taalluk eden kazalardan Medine-i Antalya’ya mülhak Serik kazasına tabi Beşkonak nahiyesinin emlak defteridir.’’
künyesiyle başlamıştır84. 8 karyeden meydana gelen bu defterin ilk karyesi Karye-i
Bolasan, son karyesi ise Karye-i Bucak’tır85. Her bir karye ilk olarak hane sırası, numero
76 Karye, Arapça kökenli bir kelimedir. Osmanlı literatüründe resmi kayıtlarda köy yerine kullanılan bir kelimedir. http://nedir.ileilgili.org/nedemek/karye
77 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10537-10538.
78 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10537, kapak kısmında.
79 İki alaydan mürekkeb askeri teşekküle ve bu teşekkülün kumandanına verilen addır. Livanın resmi kayıtlarda adı “Miriliva” suretinde de geçer. Miralay terfi edince Liva, Liva terfi edince “Ferik” olurdu. Livalara “Paşa” denilir, elkap olarak da “Seadetlu” kullanılırdı. Mülkiyet taksimatında mutasarrıf idaresinde bulunan memleket parçasına verilen addır. Bunun yerine “Sancak” da denilirdi. Eskiden memleketin mülki idare taksimatı şöyle idi: Nahiye, kaza, liva(sancak), vilayet. Bayrak, sancak manasına gelir bir tabirdir. Liva-i şerif; Cenab-ı Peygamberin sancağı, Liva-i Osmani; Osmanlı sancağı, Liva-i zafer; Zafer bayrağı suretinde kullanılırdı. (Pakalın, a.g.s., s.867)
80 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10537, kapak kısmında.
81İdari taksimat derecelerinin en küçüğü hakkında kullanılan bir tabirdir. Osmanlılar zamanında idari teşkilat vilayet, sancak, kaza ve nahiye olmak üzere dört derece idi. Nahiye mıntıkası birkaç köyü ihtiva ederdi. Teşkilatın başındaki mülkiye amirinin unvanı “Nahiye Müdürü” idi. Şimdi bunun yerine “Bucak” kullanılır. Bucaklar, 1871 yılında “Nahiye” adıyla yönetim sistemine girmiştir. Pakalın, a.g.s., s.642 82 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10537, kapak kısmında.
83 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10537, kapak kısmında. 84 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10537, s. 2.
ve aile reisinin ismi ile başlayıp, karye sonunda; vergileri, icmalleri, temettüları, emvalleri şeklinde yıllık toplam hasılat tarh edilmiştir86. Defterlerde geçen ‘’numero’’ ibareleri hane numarasını değil, hanedeki mevcut erkek sayısını belirtmek amaçlı
kullanılmıştır87. Burada kısa kesip, ilerde bu defterle ilgili bölgenin demografik,
ekonomik ve sosyal hayatı hakkında ayrıntılı bilgi verilecektir.
1.2.2. Işıklar Karyesi Temettüat Defteri
10538 numaralı bu defter ML.VRD.TMT.d koduyla Başbakanlık Osmanlı Arşivinde kayıtlıdır. Bu defterin eni 18, boyu 51 ebadındadır. 1260-61/1844-45 yılları arasında tutulmuş, toplam numaralı sayfa adedi 60’tır88. Defterin ilk sayfası; ‘’Konya
Eyaleti’nin havi olduğu kazalardan Teke Sancağı dâhilinde kâin89 Serik kazasına tabi
Işıklar karyesinde mukim ahalinin emlak ve arazi ve temettüatlarının mabeyn defteridir.’’
şeklinde bir giriş yapılmış, defterin nereye ait olduğu hakkında kısa bir bilgilendirme yapılmıştır90. Bu defterde de hane, numero ve hane reisinin ismi ile başlar, ‘’Aşar-ı
rusümat olarak sene-i sabıkada bir senede vermiş olduğu…’’ şeklinde hane sahibinin bir
yıl önce vermiş olduğu vergi miktarı da gösterilmiştir91. En alt kısımda ‘’mecmuunda bir
senede tahminen temetu’u’’ şeklinde hane sahibinin bir yıl içindeki toplam tahmini
hasılatı yazılmıştır92. Yine Defterin son sayfasında ise ‘’vergiyü temettuları’’ şeklinde
bütün hane sahiplerinin yıl içindeki toplam tahmini hasılatları yazılmıştır93. Defterin yazı
çeşidi Rika’dır. Bu kadar malumattan sonra kısa kesip aşağıda defterin içeriği hakkında ayrıntılı bilgi verilip, döneme ışık tutmaya çalışılacak.
86 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10537, s. 2-12.
87 Arif Kolay, (2014), “XIX. Yüzyıl Ortalarında Kütahya’nın Gireği Nahiyesine Bağlı Bezirgan Köyünün Sosyo-Ekonomik Yapısı (Temettüat Ve Nüfus Defterlerine Göre)”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Kütahya Özel Sayısı, Kasım 2014. s. 139.
88 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10538.
89 Bulunan, var olan, mevcut. Örnekleriyle Türkçe Sözlük, (2004), 2 F-K, M.E.B. Yay., İstanbul, s.1493. 90 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10538, s. 2.
91 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10538, s. 2. 92 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10538, s. 2. 93 BOA.ML.VRD.TMT.d.,10538, s. 57.
İKİNCİ BÖLÜM
NÜFUS VE TEMETTUAT DEFTERLERİNE GÖRE BEŞKONAK NAHİYESİNİN SOYO-EKONOMİK DURUMU
2.1. BEŞKONAK/ALTINKAYA/SELGE NAHİYESİNİN KISA TARİHÇESİ
Antalya ili, Manavgat ilçesi sınırları içerisinde Pisidya bölgesinde, Torosların güneyinde 1250 m yükseklikte kurulmuş bir kenttir. Mazisi M.Ö. II. binin sonuna kadar olan kentte ilk yerleşim Dor göçleri sırasında Truva Savaşıyla bağlantılı olarak meydana gelmiş, ikinci yerleşim ise M.Ö. 7. yüzyılın başında buraya gelen Rydoslu kolonistlerle başlamıştır94. Sınırlarını Pisidia bölgesini de içine alarak genişleten II. Attalos doğal
olarak Selge bölgesini de topraklarına katmış ve Pisidya şehirlerinin en önemlilerden birisi olmuştur. Bağımsız bir statüde olan Selge kenti Roma yönetimi sonuna dek bu statüsünü korumuştur. Selge adı Bizans kaynaklarında Aladana ve Zerk adlarıyla anılmış
ve 1970’lerde günümüz Beşkonak/Altınkaya olarak değiştirilmiştir95. Beşkonak 1924
yılında nahiye olarak Manavgat’a bağlanmıştır96. H.1264/M.1848 tarihli Maliye Nezareti
Varidat Muhasebesi Defterlerine ait 1671 numaralı arşiv kayıtlarına göre Beşkonak Nahiyesine ait 8 köy bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla; Bolasin, Karadut, Karabük,
Karye-i SerKarye-ik der Karabük, Tazı, Bozyaka, Bucak, Karataş’tır97. Bu köyler aynı zamanda
çalışmamızın ana konusunu teşkil etmektedirler. 1968 Köy Envanter Etütlerine göre ise Beşkonak nahiyesinin köyleri şu şekildedir(parantez içindekiler yeni isimleridir): Bozyaka, Bolasan (Çaltepe), Burmahan, Değirmenözü, Düzağaç, Hallıbucak
(Ballıbucak), Karabük, Kızılcaköy, Tazıköy, Zerkköy (Aladana)98. Çalışmamızın bu
bölümünde yukarıda bahsi geçen Beşkonak Nahiyesine bağlı H.1264/M.1848 yılındaki köyler temel alınmıştır. Bu köyler sırasıyla aşağıda incelenmiştir.
2.2. BEŞKONAK NAHİYESİNİN SOSYAL VE EKONOMİK DURUMU
2.2.1. Demografik Durumu
Nüfus, en geniş anlamıyla sınırları belirli herhangi bir yerde belirli bir tarihte yaşayan toplam insan sayısını ifade eder99. 16. ve 17. yüzyıllarda tutulan tapu-tahrir
defterlerinin incelemesiyle Osmanlı Devleti’nin demografik yapısıyla ilgili ilk bilgilerine
94 Dünden Bugüne Antalya, “Sosyal, Ekonomik, Kültürel ve Tarihi Yapı”, C.2, s.227. 95 Dünden Bugüne Antalya, “Sosyal, Ekonomik, Kültürel ve Tarihi Yapı”, C.2, s.227. 96 Behset Karaca, Dünden Bugüne Antalya (Manavgat), C.1, s.442.
97 BOA.ML.VRD.d.,1671, s.19/20/21/22/23/24/25/26/27.
98 Behset Karaca, Dünden Bugüne Antalya, “Manavgat”, C.1, s. 437-438.
99 Kazım Kartal, (2014), “Osmanlı Nüfus Defterlerinin Tarih Yazımındaki Yeri: 1835 Tarihli Trabzon Vilayeti Maçuka/Maçka Kazası Müslim Nüfus Defteri Örneği”, History Studies, Volume 6, Issue 3, April, p.119-145.
ulaşılmaktadır. Fakat tapu-tahrir defterlerinin ağırlıklı olarak halkın ekonomik durumunu tespit etmek amaçlı olarak tutulduğu için dönemin demografik yapısıyla ilgili net ve
somut bilgilere ulaşılamamaktadır100. Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımı 1831 yılında
II. Mahmut döneninde yapılmış, bu sayımda devletin erkek nüfusu temel alınarak sayılmıştır. Amaç, askerlik bakımından Müslüman nüfus sayısını, vergi bakımından da
Hıristiyan nüfus sayısını öğrenmektir101. Bu sayımdan sonra düzenli nüfus sayımları
yapılmıştır. Bu sayımlar ekonomik ve askeri amaçlarla yapılmış olsalar da dönemin önemli demografik bilgilerini içermektedirler.
1831 yılında askeri amaçla yapılan ilk nüfus sayımlarına göre Beşkonak Nahiyesine bağlı yerleşim alanları ve nüfus bilgileri şöyledir:
Tablo 2.1: Beşkonak Nahiyesine Bağlı Yerleşim Alanları ve Nüfus Durumu102
Meskûn Mahal Nüfus Meskûn Mahal Nüfus
Karye-i Bolasin 80 Karye-i Bozyaka 116
Karye-i Bucak 51
Mahalle-i Tazı Tabi-i Karabük
67 Nahiye-i Beşkonak Mahalle-i Karataş 135 Karye-i Serik Tabi Karabük
83 Karye-i Karabük
48 Çiftlik Karadut Tabi-i Karye-i
Bolasin103 50
Toplam 630
Yukarıdaki nüfus bilgilerine göre Beşkonak Nahiyesinin 1831 yılı nüfus
sayımına göre toplam nüfusu 630’dur104. Bunlardan nüfusu en fazla olan yerleşim 135
kişilik nüfusu ile Karataş, en az nüfusa sahip olan ise 48 kişilik nüfuslu Karabük köyüdür. İki yerleşim arasındaki nüfus farkı 87 olup, bu durum yerleşim yerleri arasında ciddi nüfus farklarının olduğunu göstermektedir. Ayrıca nüfusun fazla olduğu yerlerde tarımsal
100 Ali Kınay, (2004), “Karasu Kazasının Temettuat Defterleri (1844) Ve Sosyo-Ekonomik Açıdan Tahlili”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, s.21.
101 Kınay, a.g.t., s.21.
102 Mehmet Ak, (2014), “Teke Sancağında 1831 Sayımına Göre Nüfus ve Yerleşme”, History Studies, Volum 6, Issue 3, April, p.15-44.
103 1831 yılı nüfus sayımında Beşkonak Nahiyesine bağlı bu köyün ismi zikredilmemiştir. Bu köy hakkındaki bilgilere 10537 numaralı temettüat defterinden ulaşıldı. Aynı şekilde köyün tahmini nüfusu hakkındaki bilgiyi de aynı numaralı defterden faydalanılarak yazıldı. Köyün toplam hane sayısı 10 olup, hane başı 5 kişilik nüfus olduğunu varsayıp köydeki toplam nüfus hakkında tahminde bulunulmuştur. 104 Toplam tahmini nüfusundan yola çıkarak 1831 yılında 126 hanelik bir nahiye olduğu tahmin ediliyor.
işgücünün bu bölgelerde diğer köylere nazaran daha yoğun yapıldığı söylenebilir. Çünkü klasik tarım bilek gücüne dayandığı için insan gücüne olan ihtiyacı artırmaktadır.
Osmanlı Devleti’nde nüfus sayımları 19. yüzyılda da hane üzerinden tahmin edilerek hesaplanmıştır. Fakat net olarak bir hanede kaç kişi olduğu tam olarak bilinmemekle beraber Osmanlı ailesi karı, koca ve çocuklar ile beraber genellikle
ortalama 4-7 kişiden oluşmaktaydı105. Fakat Ömer Lütfi Barkan hane içindeki toplam
nüfusu hesaplamak için burada tahmini olarak hane başı 5 kişi olduğu görüşünü ileri sürüp
kabul etmiştir106. Ahmet Tabakoğlu ise her ailede ortalama çocuk sayısının 2 olduğunu
ve aile nüfusunun 4 ile 5 arasında olduğunu görüşünü söylemektedir107. Bu çalışmada
Barkan’ın görüşü kabul edilerek nüfus tahmininde bulunulmuştur. Aşağıdaki tabloda
Beşkonak Nahiyesinin köylerinin hane sayısı ve tahmini nüfusları verilmiştir108.
Tablo 2.2: Beşkonak Nahiyesinin Tahmini Nüfusu (1844-1845)
Köy Hane Tahmini Nüfus
Bolasin 52 260 Bucak 45 225 Karataş 24 120 Karabük 84 420 Bozyaka 64 320 Tazı 36 180
Serik Tabi-i Karabük 36 180
Karadut 10 50
Toplam 351 1755
H. 1260-1261/ M. 1844-1845 tarihli 10537 numaralı temettüat defterine göre Beşkonak Nahiyesi 8 köyden oluşan bir yerleşim merkezine sahiptir. Nahiye toplamda
351 hane olup tahmini nüfusu 1755’tir109. En fazla haneye sahip olan Karabük köyü 84
hane olup tahmini nüfusu 420 kişi, en az haneye sahip Karadut köyü ise 10 hane olup tahmini nüfusu 50 kişidir. Beşkonak nahiyesine ait yerleşim birimleri ortalama 40
105 Kınay, a.g.t., s.22.
106 Ömer Lütfi Barkan, (1953), “Tarihi Demografi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi”, Türkiyat Mecmuası, C. X., İstanbul, 1953, s.12.
107Ahmet Tabakoğlu, (2002), “Yenileşme Dönemi Osmanlı Ekonomisi”, Türkler Ansiklopedisi (Osmanlı), Yeni Türkiye Yay., C.14, 2002, s.207-240.
108 Ayrıca daha geniş bilgi için bkz. Beşkonak Nahiyesi Temettüat Defterleri, (ML.VRD.TMT.d. 10537). 109 Her hanede 5 kişi olduğu görüşü kabul edilerek hesaplandı.
haneden ibaret olup tahmini nüfus ortalamaları 200 kişidir110. 1873 ve 1896 yılına ait Konya Vilayeti Salnamesine göre Beşkonak, Serik kazasına bağlı bir nahiye
statüsündedir111. Bu bakımdan Beşkonak nahiyesine ait bilgilere Devlet Salnamelerinde
de rastlamak mümkündür.
Beşkonak nahiyesinin temettü defterleri incelendiğinde bölge nüfusunun sosyal ve etnik özellikleriyle ilgili geniş malumata ulaşmak mümkündür. Bütün köylerde vergi mükellefi olarak hane reislerinin ismi, eşkâlleri ve mesleği yazılmaktadır. Örneğin; Bolasin köyü örneğinde ‘’Orta boylu kır sakallı Hatip Mehmet veled-i Ahmet’’ olduğu
gibi112. Bazı defterlerde hane reislerinin ismi yerine hane reisi olarak ya eşinin ismi ya da
çocuklarının ismi belirtilmiştir. Bu da muhtemelen hane reislerinin hayatta olmadığını bize göstermektedir. Bolasin köyünde ‘’Molla İsmail kızı Fatıma Hatun, Şekur oğlu
Mehmed’in kızı Havva Hatun, Konyalı İsmail kızı Aişe Hatun, Musa oğlu Ali’nin kızı Emine Hatun’un emlak ve sairesi’’ şeklinde hane reisleri olarak eşinin ya da çocuklarının
isimleri belirtilmiştir113. 64 hanelik Bozyaka köyünde hayatta olmayan 2 hane reisinin
yerine vergi mükellefi olarak ya eşleri ya da çocukları kaydedilmiştir114. Yine 45 haneli
Bucak köyünde 3 hane reisi hayatta olmayıp vergi mükellefi olarak hane reisinin ya eşleri ya da çocukları tarh edilmiştir115. Bu üç köy dışında diğer 5 köyün hepsinde vergi
mükellefi olarak hane reisinin ismi yazılmıştır. Bu durum bu 5 köydeki hane reislerinin hepsinin hayatta olduğunu göstermektedir. Ya da kayıt sırasında tahrir görevlilerinin gerekli ayrıntıyı tarh etmemelerini göstermektedir.
Temettüat defterlerinde Beşkonak nahiyesinin etnik yapısı incelendiğinde bütün köylerde Türk nüfusunun yoğunlukta olup az da olsa diğer etnik yapıda olan haneler de mevcuttur. Nahiyede kayıtlı hane reislerinin lakapları, nereli oldukları, ne işle meşgul oldukları, etnik ve dini kimlikleri, fiziki özellikleri ve akrabalık ilişkileri hakkında tahminde bulunmak mümkündür. Mesela, Karadut köyünde 5 numaralı hanede mukim (ikamet eden) olan Tataroğlu Ahmed’in etnik özellik olarak Tatar Türklerinden olduğu
anlaşılmaktadır116. Bozyaka köyünde 21 numaralı hanede ikamet eden uzunca boylu kara
110 Geniş bilgi için bkz. Beşkonak Nahiyesi Temettüat Defterleri, (ML.VRD.TMT.d. 10537).
111 1290(1873) Tarihli Konya Vilayeti Salnamesi, s.204-211; 1896 Tarihli Konya Vilayeti Salnamesi, s.254. 112 BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, Hane 1/1, s.2.
113 BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, Hane 49/50/51/52, s.12. 114 BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, Hane 63/64, s.69. 115 BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, Hane 43/44/45, s.87.
sakallı Ömer’in fiziki özellik olarak boyunun uzun olduğu ve sakalının da siyah olduğu
anlaşılmaktadır117. Karabük köyünde 42 numaralı hanede ikamet eden Çolak kara oğlu
Bekir’in lakabının çolak olduğu anlaşılıyor118. Yine Bolasin köyünde 3 numaralı hanenin
reisi olan Seyyid Mehmed’in mesleğinin ‘’muallim-i sıbyan’’119 yani sıbyan mektebi
muallimi olduğu anlaşılmaktadır120. Buna benzer örnekleri Nahiyeye ait temettü defter
kayıtlarından çoğaltmak mümkündür. Ayrınca Beşkonak nahiyesine ait köylerin
hiçbirinde Kıpti121 nüfusa rastlanmamıştır.
Tablo 2.3: 1873-1896 Tarihli Salnameye Göre Beşkonak Nahiyesi Tahmini Nüfusu122
No Köyler 1873 1873 1896 1896
Hanesi Nüfusu Hanesi Nüfusu
1 Bolasin 47 120 76 302 2 Bucak 44 124 43 136 3 Karataş 22 55 29 131 4 Karabük 68 200 75 322 5 Bozyaka 54 140 72 321 6 Tazı 34 93 36 123 7 S. Tabi-i Karabük 32 18 - - 8 Karadut 8 14 15 58 Toplam 309 764 346 1393
Tablo 2.3’teki verilere göre 1873 yılında Beşkonak nahiyesinin 309 hanesi bulunmaktadır. Hanedeki tahmini nüfus 764 olup, hane başına ortalama 2 kişi düşmektedir. Burada en çok nüfusa sahip olan hane tahmini 200 kişilik nüfusuyla
117 Geniş bilgi için bkz. BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537 118 BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, s.46.
119 İlk tahsili vermek üzere tesis olunan mekteplere verilmiş olan addır. Bu mekteplerde sabi denilen beş altı yaşındaki çocuklar okuduğu için bu ad verilmiştir. Hemen her mahallede bir tane bulunduğundan halk arasında “Mahalle Mektebi” adıyla anıldığı gibi çoğu taşla yapılmış binalardan oldukları için “Taş Mektep” de denilirdi. Bu mektepler ekseriyetle camilere bitişik büyük bir odadan ibaretti. Sıbyan mektepleri yalnız bir odadan ibaret olduğu gibi tek bir hoca tarafından idare olunurdu. Hoca efendiler medrese tahsili görürler, oradan yetişirlerdi. Ekseriyetle bir caminin ya imamı yahut müezzini idiler. Sıbyan mekteplerinde okutulan dersler elifbadan (alfabe) başlamak üzere Kur’an, yazı, ilmihal, hesaptan ibaretti. Sonradan bir parça tarih ve coğrafya da ilave edilmişti. Kur’an’ı düzgün okumak için Tecvit de okutulurdu. Lügat öğretmek için “Tuhfe” ezberletilirdi. Namaz sureleri de hasseten öğretilirdi. Bu mektepler sabahleyin erkenden açılır, ikindiye kadar devam ederdi. Şimdiki mekteplerde olduğu gibi teneffüs yoktu. Bkz. Mehmet Zeki Pakalın, (1983), Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü 3, M.E.B.,Yay. İstanbul, s.201-202.
120 Geniş bilgi için bkz. BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, s.2.
121 Çingene. Avrupa’nın bazı cihetlerine Mısır’dan geçerek getirdikleri, asılları Hint’ten gelme olan Çingenelere verilen isimdir. Şemseddin Sami, (1989), Kamus-ı Türki, Enderun Yay., İstanbul, s.1050. 122 Behset Karaca, Dünden Bugüne Antalya (Manavgat), C.1, s.437.
Karabük köyü, en az nüfusa sahip olan 14 kişilik nüfusuyla Karadut köyüdür. 1896 yılı kayıtlarına baktığımızda hem hane sayısında hem de nüfus sayısı bakımından bir artış olduğu görülmektedir. Nahiyenin 346 hanesi ve 1393 kişilik nüfusu bulunmaktadır. 1896 yılı verilerine göre hane başına ortalama 4 kişi düşmektedir.
2.2.2. Ekonomik Durum
Geleneksel tarım toplumu özelliği sergileyen Osmanlı Devleti’nin iktisadi yapısının temelini üretim ve emeğe dayalı küçük ölçekli sınai faaliyetleri oluşturmaktaydı. Ekonomik birim niteliğinde olan her bölge hata her şehir kendi kendine
yetmeye çalışıyordu123. Çalışma sahamız olan Beşkonak nahiyesinin kırsal kesim
kapsamında olması dolayısıyla temel ekonomik gelirleri ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılık üzerine bina edilmiştir. Az da olsa bağ-bağcılık faaliyetleri de yürütülmüştür. Böyle bir yapının ortaya çıkarılması ve değerlendirilmesi açısından temettüat defterleri oldukça önem arz etmektedir.
2.2.2.1. Tarımsal Faaliyetler ve Gelir Kaynakları
Tarım sektörü, ilk insandan günümüze kadar toprak mülkiyeti ve üretim faaliyetleri açısından çeşitli evreler geçirmiştir. Tarımsal faaliyetler ilk olarak toplayıcılık ve avcılık ile başlamış, teknolojik gelişmelerle birlikte büyük bir değişim göstererek
modern tekniklerle yapılmaya başlanmıştır124. Sanayi öncesi tüm devletlerde olduğu gibi,
Osmanlı Devleti’nin de ekonomisi geleneksel tarıma dayalı bir sisteme sahipti. O devirde geçerli olan zirai hayatın şartları içerisinde bu yapının güçlü temeller üzerine inşası için halk ile toprak arasındaki ilişkilerin düzenli bir şekilde idaresi gerekmekteydi. Bu
sistemle elde edilen mali kazanç devletin ana kaynaklarını oluşturmaktaydı125.
Toplamda 351 haneye sahip olan Beşkonak nahiyesinde 315 hane geçimini tarımsal faaliyetlerden sağlamaktadır. 84 hanesi ile en fazla haneye sahip olan Karabük köyünde toplamda 78 hane geçimini tarımsal faaliyetlerden sağlamaktadır. En az hane ile Karadut köyü 10 hanenin hepsinde de tarımsal faaliyetlerden geçimini sağlamaktadır.
123 Atar, Çağlar, a.g.e., s.35.
124 T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, (2004), Osmanlı’dan Günümüze Tarım ve Tarıma Hizmet Veren Kurumların Teşkilatlanma Süreçleri, Mayıs, s.4.
Yani Karadut köyünün tamamı (% 100) geçimini tarımsal faaliyetlerden sağlamaktadır. Bu bilgiye göre Karadut köyünde tarımsal faaliyetlerden başka herhangi bir gelirinin
olmadığı ve köyün tamamının geçimi toprağa bağlı olduğu anlaşılmaktadır126. Yine
nahiyedeki temettüat kayıtlarına göre Bolasin’de 1, Karabük’te 3, Bozyaka’da 5, Karataş’ta 1 ve Bucak’ta 1 olmak üzere toplamda 11 hanenin gelirlerinin sadece tarımsal
faaliyetlerden sağlandığı ve hiçbir şekilde başka bir gelirleri olmadığı görülmektedir127.
Bunun yanında Bolasin’de 2, Karabük’te 1 ve Bozyaka’da 1 olmak üzere toplamda 4 hanenin hiçbir geliri olmadığı tespit edilmiştir. Bolasin köyündeki hane reislerinin fukara, Karabük’tekinin çoban, Bozyaka’dakinin de işi olmadığı belirtilmiş ve hiçbir gelirleri olmadığı tespit edilmiştir128.
Tablo 2.4: Beşkonak Nahiyesinin Gelir Kaynakları
Köy Toplam Hane Sayısı Gelirleri Sadece Tarıma Bağlı Hane Sayısı Gelirleri Sadece Hayvancılığa Bağlı Hane Sayısı Gelirleri Hem Tarıma Hem Hayvancılığa Bağlı Hane Sayısı Hiçbir Geliri Olmayan Hane Sayısı Bolasin 52 1 8 41 2 Bucak 45 1 5 39 - Karataş 24 1 - 23 - Karabük 84 3 5 75 1 Bozyaka 64 5 13 45 1 Tazı 36 - 2 34 - Serik Tabi-i Karabük 36 - - 36 - Karadut 10 - - 10 - Toplam 351 11 33 303 3
Tablo 2.4’te görüldüğü üzere 351 haneden 11 hanenin gelirleri sadece toprağa bağlı olduğu görülmektedir. Bu hanelerin tarım dışında herhangi bir gelirlerinin olmadığı ve toprağa bağlı oldukları anlaşılmaktadır. Burada 5 kişilik hane ile gelirleri sadece tarıma bağlı olan köy Bozyaka köyüdür. Gelirleri sadece hayvancılığa bağlı olan 33 hane mevcuttur. Bozyaka köyünde 13 hanenin gelirlerinin tamamı (%100) hayvancılığa
126 Geniş bilgi için bkz. BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, s.16/17.
127 Geniş bilgi için bkz. BOA.ML.VRD.TMT.d. 10537, Hane 8/9/13/18/31/37/38/39/46/48/58, s.10/40/46/49/59/61/64/65/66/72/84.