• Sonuç bulunamadı

Zengin ve mesut Berar Prensesi Dürrüşehvar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Zengin ve mesut Berar Prensesi Dürrüşehvar"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B

undan bir m üddet ö n c e Paris- te, bütün dü n ya kadınları m ü ­ m essillerinin iştirak ettikleri b ir “ K adın lar K o n g re s i” akte- diîdi. Bu k o n g re y e , d iğ er m em le­ k etler gibi katılan H aydarabat da, m üm essil ola ra k , V elia h tın z e v c e ­ si v e dü nyan ın en güzel ka dın la rın ­ dan biri olan Berar Prensesini y o l­ lamıştı. B erar Prensesei, bizim y a ­ ba n cım ız değildir. T ü rk tü r ve O s ­ man oğ u lla rı h an edanının son ha­ lifesi A b d ü lm ecid in kızı, D ürrüşeh- var sultandır. G ayet zarif ve son d e r e ce kibar ve asıl tavırlı bir k a ­ dın olan Berar Prensesi, ikin ci v a ­ tanı H indistanm kadın k ıya feti olan Sari için d e, bütün Parisin alâkası­ nı ve tecessüsünü u yandıran bir şahsiyet oldu . O n u n bü rü n dü ğü Sari, 7 m etre b oy u n d a b ir ipek k u ­ maştı ve vü cu d e Öylesine d o la n ­ mıştı, ki bir tek elm as agra fla tu ­ tu n du ğu halde, m ü kem m el b ir k ı­ ya fet teşkil etm ekten geri kalm ı­ y ord u ... Bu k o n g re m ü n asebetiyle verilen büyük bir b a lod a Berar Prensesinin, C h an el tarafın dan d i­ kilm iş ve 35 m etreden yapılm ış h a ­ riku lade bir tuvalet için de gözleri kam aştırdığı g örü ldü . G erdan ında, sekiz defa dolanm ış, p em b e in cile r­ den b ir g erd a n lığ ı; kulaklarında gü vercin yu m u rtaları iriliğind e pem be in cilerd en b ir çift küpesi ve k olu n d a da b un lara u y gu n bir bileziği vardı. E rbabı, Prensesin o

12

Y ukarıda sağda, 1931 yılın da H aydarabat N izam ının b ü y ü k oğlu Prens O sm anla Prenses D ü rrü şeh va rm ve k ü çü k o ğ lu y la da Prenses N ilüferin evlen m e tören lerin de alınm ış bir resim g ö ­ rü lü yor. O rtada oturan zat, son halife A b d ü lm ecittir. Soldaki resim , dü nyanın sayılı gü zellerin ­

den biri olan Prenses D ü rrü şeh va rm b ir p ortresin i gösterm ektedir.

Z e n g i n v e M e s u t B e r a r P r e n s e s i

DÜRRÜŞEHVAR

r

r~

Hazînesinde tavuk yumurtası iriliğinde dört zümrüd, gü­

T7

vercin yumurtası kadar 26 tane yakut ve sayısı yüz bin­

lerle söylenen inci bulunan Haydarâbâd Nizamının gelini,

son Osmank Halifesi İkinci Abdülm ecidin kızı

Prenses

Dürrüşehvar,

bütün

saadetini,

fakirleri

himayede

bulmaktadır.

^ --- Yazan: Cemil Cahit

Cem

---akşam ki ziynetinin 3 0 0 bin dolar k ıym etin de old u ğu n u tahmin etti­ ler.

H albuki P renses, pekâlâ 30 m ilyon d ola rlık m ü cev h er de ta k a ­ bilirdi. Ç ü nkü u m u m iyetle sanıldı­ ğına g öre, A g a H a n ’ ın zev cesi de dahil, bütün zen gin kadınlarla a ra ­ sında m uazzam b ir m esafe b u lu n ­ durm ak şartiyle, dü nyan ın en z e n ­ gin kadını D ü rrü şeh va r sultandır.

G

erçi bugün H aydarabat, artık m üstakil bir N izam lık olm a k ­ tan çıkm ış, 14,5 m ilyon n ü fu ­ sa h ükm eden Nizam ve oğlu , sa de­ c e H int Prensleri ola ra k ortada ka la k a lm a la rd ır. Lâkin, m uazzam servetleri, yin e ken dilerin ind ir. D o- layısiyîe, Nizam bir gün ölü n ce bu servet, oğ lu n a ve gelin in e intikal ed ecek tir. Bu suretle, H indin en m uazzam saraylarından biri olan

S

Feleknum sarayında yaşıyan Nizam ailesi hesabı b ilin m iyecek d ereced e m uazzam h âzinelerin sahipleri o la ­ rak kalm ışlardır ve bu h âzinelere sahip olm akta devam ed ecek lerdir.

B ugünkü Berar Prensesi ve dünkü D ü rrü şeh var sultanın, gü n ü ­ m üzde 32 yaşında old u ğu n u s ö y le r ­ ler. M avi gözlü ve kum raldır. Be­ yaz teni ve H intte h iç alışılm am ış olan saç ve göz ren kleriyle, o e f­ saneler diyarının daim a gözü ç e ­ ken, ca zib eli bir kadını olm uştur. Y etişiş tarzı, H indin m üslüm an Prenseslerinden farksızdı. Fakat kendisine, A vru p a lı h oca la r da ders verm işlerdi. H aydarabat dilini kısa zam anda m ükem m el bir surette ö ğ ­ renm iş olan P renses, bu dil ya n ın ­ da, ana lisanı olan T ü rk çe y i u nu t­ m am ıştır. İn gilizce ve Fransızcayı ise, gayet fasih bir surette k o n u ­ şur, o k u r yazar. Tahsil sırasında

bilhassa içtim aiyat ve politika ile ziyad esiyle alâkalanm ıştı. H aydar- abatta, ilk işlerinden biri, m u h afa­ zakâr H aydarabat kadınlığını kal­ kındırm ak olm uş, hattâ, H a y d a ra ­ bat kızları için ilk yüksek tahsil kurslarını da sarayın bahçesin deki bir köşkte şahsî teşebbü siyle a ç ­ mıştı.

D

ürrüşehvar sultanla H a y d a ra ­ bat Nizam ının büyük oğlu Prens O sm anın izdivaçları, 1931 yılında, Fransanın Nis şehrin ­ de kutlanm ıştı. H aydarabat Nizamı, kendi sülâlesini, b irin ci halife Ebu- bekir nesebile birleştirir. T ü rk iyed e tahttan indirilm iş 500 yıllık halife soyu ile kendisininkini birleştirm ek suretiyle ileride halifelik iddiasına m ükem m el bir zem in hazırladığı kanaatindeydi. H alifelik m eselesin ­ de Mısır K rallığı h an edanının da bazı em elleri bu lu n du ğu , bilinm iyen şey değildir. Bu bakım dan Mısır sülâlesiyle H aydarabatlılar, rek a ­ bet halinde b u lu n u yorla rd ı. M em ­ leketim iz m atbuatına aksetm em ekle b era b er, hudutlarım ız dışındaki İs­ lâm dünyasında ve bilhassa ulema arasında hilâfet m ünakaşası, 30 yıldır şiddetle devam edip d u rm a k ­ tadır. 1932 de oğlu n a , son O sm an- lı halifesinin kızını alan Nizam, h i­ lâfet m açının son ravundunu

(2)

ka-Berar Prensesi D ürrüşeh var, Feleknum sarayının b ah çesin de.

zanm a yolu n d a büyük bir adım a t­ mış sa yılıyord u . M ısırdaki C am i-ül- Ezher âlimleri» kendi Krallarının tarafını tutm akla b era b er, ek a lliyet­ te kalm ışlar ve Nizam ailesi h a life­ liğe pek yaklaşm ış sayılm ıya b a ş­ lanm ıştı... H albuki bütün bunlar tek nala sahip olu p ü ç nalla bir atı beklem ekten başka bir şey ifade etm em ektedir. Ç ünkü şeriat ve a n a n e gereğ in ce halifenin “ M u ­ kaddes E m an etlere” sahip olm ası iktiza eder. O m ukaddes em anetler ise bugün , T ü rk iyed e b u lu n m a k ta ­ dır.

Bu m eseleye b ö y le c e bir göz attıktan sonra H aydarabat N izam ı­ nın servetine dön ebiliriz.

H

aydarabat, Hint toprakların a ilhak edilip tahtından indirile- siye kadar Nizam ın H aydara- battan elde ettiği yıllık gelirin 1,5 m ilyon dola r oldu ğu tahm in edilir. Bunun dışında, Nizam ın dışarıda yatırm ış old u ğu serm ayenin g elir­ leri vardır, ki bunların hesabı b ili­ nem ez. Yalnız, m uhakkak olan n o k ­ ta şudur: H aydarabat Nizamı, k ıy ­ m eti m ilyarlara varan son derece zengin m ü cevh er hâzinelerine ra ğ ­ men fakir bir adam kadar m ü tev a ­ zı yaşıyan garip ve çek in gen bir zattır. Bindiği otom ob il bile, 1912 m od eli bir ford arabasıdır. G iydiği pan talon un altı yırtılıp delinm eden kendisine yeni bir esvap ya p tırm a ­ dığı, dillere destandır. 60 yaşların ­ da bir zattır ve kendisi için ayda 60 R u p ye bile harcam adığını s ö y ­ lerler.

Fakat oğlu Prens O sm an, b a ­ basının h a rcıya m a d ığın ı fazlasiyle sarfed er. P rens O sm anla zevcesi D ürrüşeh varın sarayında 4 6 0 uşak ve h izm etkâr vardır. Sarayın ga ra ­ jın d a 16 lüks o to m ob il bulu n ur, ki bun lardan ikisi, dü n yaca m eşhur Rolla R o y c e arabalarıdır. Berar Prensesi, o to m o b il kullanm asını pek sever. Resm î b ir tören bahis m ev­

zuu olm ad ığı vakit, otom ob ilin ş o ­ fö r m ahallinde yalnız onu görm ek m ü m kü n dür... Bukadar otom ob ili vard ır ama sarayın ahırlarında, sayısız den ecek kadar cins at bes­ lem eği de ihm al etm ez. Prensesin en sevgili hayvanı, b em b eya z bir A ra p atıdır.

H aydarabat Nizam ının, adı dünyaya yayılm ış hâzinelerine g e ­ lin ce, bu h âzinelerdeki m ü ce v h e r­ ler, bütün dünya kadınlarını, pek haklı olarak, h asetlerinden çatlata­ cak bir b ollu kta ve kıym ettedir.

N

izamın hâzinesindeki elm aslar­ dan birinin adı "Y a k u p Elm a­ sı” dır. Bir deve h ö rg ü cü şek ­ linde yontulm uş olan bu gayet b ü ­ yük elm ası, Nizam ın zam an zaman kâğıtlar üzerine ağırlık ola ra k k o y ­ du ğu nu söylerler. Bundan başka, h er biri b irer tavuk yum urtası iri­ liğin de dört züm rüt ve b eheri gü ­ vercin yum urtası iriliğinde 26 y a ­ kut, bu hâzinenin en m eşhur ve kıym etli m ü cevh erlerin d en d ir. İnci­ lere gelin ce, H aydarabat Nizam ının inci k olek siy on u d erecesin d e zen ­ gin bir k olek siyon a , dü nyada k im ­ senin sahip olm ad ığı söylen ir. Bu in cilerin sayılm adığı, sayılam adığı m eşhurdur. G erdan lık veya bilezik haline getirilm em iş, serbest h ar­ man halindeki in ciler sayısının b ir ­ ka ç yüz bin oldu ğu n u söylü yorla r. Berar Prensesi, ziyafet v erd i­ ği zam anlar sofra, dünyanın en zen ­ gin servisiyle don atılır. Bütün ta ­ b a k la r; çatal, bıçak ve kaşıklar; kâ seler; kayık ta b a k la rı; hattâ s i­ gara tablaları som altındandır ve bu takım , 1 50 kişiye y etecek k a ­ dardır. Ingilterenin Buckingham sarayındaki tarihî altın servis 24 kişiliktir. V a n d erb ilt ailesinin pek iftihar ettiği altın sofra takım ında ise 80 kişiye y etecek kadar tabak ve çatal b ıça k vardır.

H albuki Nizam ailesinin sahip

(Arkası 33. sayfada)

Depremleri Evvelden

Veren

Profesör

Bendandi

26 senedir tam 20 bin

deprem ve felâketi,

haftalarca evvelinden

bir

şeamet

kumku­

ması intizamiyle

ha­

ber veren “ Profesör”

Bendandi,

kendisine

hâlâ

inanmayışlanna

fena halde kızıyor!

Yazan:

C onstantino deli a Casa

B

u yılın Şubat ayı başında, İtalya m atbuatına bir bülten geldi. T ep esin d e: “ K ozm ik h ab erler bülteni“ ya zıy or ve altında da ş ö y le ce devam o lu n u ­ y ord u : “ Bendandi rasathanesi, bu ay m 14 ü ile 16 sı arasında b üyük fırtınalar ola ca ğ ın ı ve bu fırtınalar sırasında m ühim e le k ­ trom a n y etik , y on o s fe rik ve m e­ te o r o lo jik hâdiseler vu ku b u la ca - ğını bildirir. Bu hâdiselerin teza­ hürleri şöy le ola ca k tır: R a d y o ­ larda parazit artm ası, sıhhati b o ­ zup sinirleri tahrip edici hava tazyiki d eğ işm eleri, ce p h a n e d e ­ p ola rın da ken diliğin den vu kubu - lacak infilaklar, orta ve şimal A v ru p a d a şimal fe cri g ö rü l­ m esi...“

V e Şubatın 14 ü ile 16 sı a- rasm da B endandi rasathanesinin h aber verd iği felâketlerin hepsi, bültende den diği şekilde olm asın m ı?..

Lâkin İtalyanın Faenza şeh ­ rin deki Bendadi rasathanesi, v e r ­ diği h ab erler gibi d eğ ildir. Bilâ­ kis ziyaretçileri ilk bakışta a- dam akıllı h ayal sukutuna u ğ ra ­ ta ca k bir yerd ir. Bu R A S A T H A ­ NE, harap ve yıkılm ıya yü z tut­ m uş, çırılçıp la k odalara b ö lü n ­ müş garip bir binadır. İçerisin de bir sürü, a ca ip âletler va rd ır: T e le s k o p cü ce s i d ü rb ü n ler, seks- tanlar, sism ografla r ve du va rla r­ da bir takım istatistikler, y er ve gök haritaları...

B

ir kere, rasath aneye girm eye görü n ü z. Sizin sorm anıza lü ­ zum kalm adan R a ffa ele B en­ dandi, m ü teakip gü nlerd e d ü n y a ­ nın başına g ele ce k felâ k etleri, bir baykuş asaletiyle sayıp d ök m eğ e başlar. T a ş çatlasa susturam az­ sınız. “ P r o fe s ö r “ ilm ini yaym ak m erakm dad ır. G arip b ir adam dır bu “ P r o fe s ö r “ . V a k tiy le od u n ­ lara sanatkârane oym a lar yapan bir tahta h eykeltraşı imiş. Son ra, 1 9 0 8 yılında M esin a'yı allak b u l­ lak eden dep rem d en ö n c e bu dep rem in o la ca ğ ın ı hissetm ek su­ retiyle kendisindeki h arikulâde kabiliyeti sezdi...

D eprem , u m du ğu ndan da fe ­ ci olu n ca , Bendandi bu müthiş felâketlerin seb eplerin e n ü fu z et­ m ek lüzum unu hissetti. Bir çılgın gibi ok u m a y a ve çalışm ıya k o ­ yu ldu . ö n c e dep rem leri tetkik ederk en , sonra kendisi de farkına varm adan a stron om i ile u ğraşm ı- ya başladı. N ihayet u ğra ştığı sa­

hayı k ıvıram ıya ca k d e re ce d e b il­ gisiz oldu ğu n u kavradı, kavradı am a zaten h arikulâde n eticelere de varm ıştı. V e bu n eticelerin ilk den em eleri, şayanı h ayret m u va ffa k iyetlerle taçlan dı.

Bendandi, 1 9 2 3 yılında, ilk d efa ortay a çıktı ve bu çık ış, b ü ­ tün d ü n y ay ı yerin den oyn atan bir sansasyon old u . Ç ü nkü , o rta ­ ya çıkm adan b irk a ç hafta ö n c e d ört şahitle birlikte bir n otere gitm iş, filâ n ca gün, fa la n ca y e r­ de ne şiddette bir zelzele o la c a ­ ğına dair bir zabıt tutturm uştu.

B

u kara h a b er, günü gü nü ne d oğ ru çıkm asın m ı? .. H em gü nü nd e, hem de B en dandi’ - nin h ab er verd iği yerd e zelzele oldu . O gün bu g ü n d ü r, B endan­ di, zelzelelerin , arz kabuğu ndaki d eğ işm eler yü zü nden d eğ il, feza ­ daki gizli ku vvetler yü zü nden vu ku bu ldu ğu n u iddia ed iy o r. N a­ sıl m ed ve cezir, güneş ve ay te ­ siriyle olu y orsa , karalardaki d e p ­ rem ler ve çök ü n tü ler de y ıld ızla ­ rın tesiriyle olm aktadır. Y ani, yery ü zü karalarının bazı y erleri­ nin çök m esi, bazı yerlerinin de kabarm ası, d oğ ru d a n d o ğ ru y a , gü neş v e ayın ve d iğ e r yıld ızla­ rın d ü n y a karaların a yaptıkları tesirlerin n eticesid ir. BendandF- nin iddiası b u ... ve d iy o r ki: “ M adem ki zelzeleler, yıldızların yaptıkları ca zib e n eticesid ir. Şu halde evvelin den h esap ed ilebi­ lir.“ B ö y lece, zelzele ve çeşitli felâ ketlerin vu k u u , evvelinden h a b er verilm ek suretiyle bir nevi falcılık yapılm am aktadır. Bilâkis, bu fa lcılık , haddizatında tabiat ilim lerinin bir sahasından ib a ret­ tir?..

İşin tuhaf tarafı, B en dan d i’ - nin sa d ece zelzeleler sahasında kalm ayıp b irço k d iğ er fe c i h âd i­ seleri ve felâ ketleri de tabiî ilim ­ ler h udu du na sokm asın dadır. K endi k oy d u ğ u usûle g ö re , b ü ­ tün h âdiseler tetkik edildiği v a ­ kit, n eticed e Bendandi nazariye- si, şayanı h ayret b ir kat’ iyetle isabetler gösterm ek tedir.

B

en dand i’ nin, zelzeleleri e v v e­ linden h aber verm ek m esleği p ek kârlı olm adı. O la ydı “ P r o fe s ö r “ bütün dü n yad a satı­ lan sism ografla r inşasına giriş­ m ezdi. Bu zat Sism ografi c e m iy e ­ tinin yegâ n e cah il u zvu dur. L â ­ kin evvelinden verd iğ i h ab erler, pek ç o k âlim ta rafın dan teslim

(Arkası 33. sayfada)

13

(3)

d ü r r u

(lîa şı 13. sayfad a) b u lu n duğu altın, yalnız bundan iba­ ret değildir. F'eleknum sarayının bazı odaların ın tavanlarına kadar altın kü lçeleriyle dolu oldu ğu n u söylerler. Bu odaları, süngülü n ö ­ b etçiler b ek ler, fakat şim diye ka ­ dar saraya, h erh a n gi bir hırsız g ir­ diği görü lm ü ş değildir.

B

erar Prensesi, dü nyan ın n ere­ sine g id ecek olu rsa olsun , hu ­ susî salon va gon u on da n ö n ­ c e yola çıka r. Bu v a gon u n iç terti­ batını Prenses, şahsan tasarlam ış ve on a g öre yaptırm ıştır. Bukadar k on fo rlu bir hususî tren v a g o n u ­ nun, bir eşinin daha b u lu n m a dığ ın ­ da, dünya zen gin leri m üttefiktir.

Saraydaki m isafir odalarının ihtişamı da anlatm akla bitirilem ez m evzu lardandır. Berar Prensesinin m isafirsiz günü geçm ez. D ün ya ka­ dınlığının sivrilm iş sim aları, daim a H aydarabada davet edilir ve bin b ir g e ce m asallarından b irk a ç gün yaşarlar. A vru p a lı ve A m erik a lı

mi-J E H V A R

safirlerin bilhassa hayran kaldıkları şey, resm î tören lerd e emsalsiz d ere­ ced e süslenerek alaylara iştirak e t­ tirilen 14 fildir. M isafirlere o t o m o ­ b iller ve binek atları tahsis olu nu r. Sarayın m uazzam b a h çesin d e her türlü sp or im kânı vardır.

Bütün bu emsalsiz zen gin liğin başlıca hususiyetini teşkil eden bir nokta ç o k m ühim dir. Bu, Berar Prensesinin, T ü rk ırkından gelm e oldu ğu n u belirten cöm ertlik tir D ür- rüşehvar, m em leketin fakirleri için avu çlar dolusu para harcar. Bütün seyyah lar, H aydarabatta fu ­ karaya edilen ihtim am ın, yalnız H indistanda değil, bütün Şarkta ve hattâ Garbin bazı ü lkelerinde em saline rastlanm adığını söylerler.

Berar Prensesi m esuttur. Ç ü n ­ kü zen gin liğin v ereb ileceğ i en b ü ­ yük bahtiyarlığın o zen gin liği, fa­ kirleri k oru m a k u ğurunda ku lla n ­ m ak oldu ğu n u keşfetm iş, nadir k u l­ lardan biridir.

SON —

Profesör Beudandi

(Başı 13. sayfada) edilmiş bulunmaktadır. Böyle ol­ masına rağmen ilim, Bendandi’ - nin metodlarmı safsata olarak reddetmiş bulunuyor. Çünkü Bendandi, sadece zelzeleleri ev­ velinden haber vermekle kalma­ mış, kendi nazariyesine göre, muayyen sahalar içinde, belirli zamanlarda bir takım felâketler tefe’ ül etmeğe de başlamıştır... İlim onu umursamıya dursun, verdiği haberler, günü gününe çıkmaktadır.

Şurasını da hemen haber ve­ relim, ki “ Profesör” Bendandi, 26 senelik faaliyeti sırasında 20 bin zelzeleyi günü ve yeriyle ev­ velinden haber vermiş ve bütün bunları kendi hususî arşivinde toplamıştır. Mademki Bendandi, zelzeleleri günü gününe haber veriyor, varsın ilim, onu ve na- zariyesini reddetsin!.. Kendisi böyle söylüyor ve sanırız, ki bu söz, okadar da haksız değildir.

Referanslar

Benzer Belgeler

ABD'nin teklifi son derece insafsız ve mantıksızdır.'' ABD'nin, Đran'ın nükleer dosyasını BM Güvenlik Konseyi'ne göndermek için yaptığı öneriye Đran'ın

• Eskiden Baas partisine üye olan Hasan Zeydan ABD güçleri tarafından tutuklanması üzerine kendisinin ve partisinin (Irak Birliği Ulusal Partisi) seçimlerden

Ama Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, emekli bir Amerikalı generalden Irak'taki çalışmaları, özellikle de Irak güvenlik güçlerinin

• Türkiye Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Orta Doğu'ya kalıcı barış gelmesi konusunda iyimser olduğunu belirterek, Türkiye'nin barış için

Habere göre soğuk savaş yıllarında ülkelerinde, Amerika Birleşik Devletleri için ajanlık yapan doğu Avrupalı bir çift, "kendilerine ömür boyu bakma"

Đlk olarak çarşamba günü Avrupa Birliği büyükelçileri tarafından ele alınacak olan belge 17 Aralık’ta müzakereye evet denileceğinin ancak bunun bol miktarda

• Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, halen Irak Ulusal Uzlaşma Hareketi Başkanı olan Irak eski Başbakanı Allavi'nin bugün Türkiye'ye

• Birleşik Irak Đttifakı Başkanı Abdülaziz El-Hekim, Irak’ın yeni başbakanı Nuri Kamil Hasan (Cevad) El-Maliki, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adil