• Sonuç bulunamadı

HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 20 Mayıs 2008

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 20 Mayıs 2008"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HABER BÜLTENİ

20 Mayıs 2008

Haber Özetleri

Irak

 Türkiye'nin Irak Özel Temsilcisi Elçi Murat Özçelik, Türkiye'nin en kısa zamanda Basra'da Başkonsolosluk açmak için adımlar attığını söyledi. Elçi Özçelik, Irak'ta geçtiğimiz hafta Salı günü başlayan temaslarını tamamladı.

Iraklı yetkililerle, BM'nin özel temsilcisiyle, ABD ve İngiltere'nin Bağdat Büyükelçileriyle yaptığı temaslarını A.A. muhabirine değerlendiren Özçelik, Irak'ın iç durumunu, güvenlik konularını, terör örgütü PKK'yı, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkileri ve Türkiye'nin Basra'da Başkonsolosluk açması konusunu görüştüğünü belirtti. Temaslarının en önemli konularından birini Türkiye'nin Basra'da Başkonsolosluk açması yönünde atılan somut adımların oluşturduğunu ifade eden Özçelik, "Basra Başkonsolosumuz benimle beraber Basra'ya geçerek, orada gerekli çalışmaları yürüttü. Artık bir yerleşkeye sahip olabilmemiz için adımlarımızı atmaya başladık. En kısa zamanda Basra'da Türk bayrağını dalgalandıracağız", dedi. Özçelik, temasları çerçevesinde Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ve Başbakan Yardımcısı Berham Salih'le görüştüğünü ve PKK terörü konusuyla ilgili Türkiye'nin görüşleri ve beklentilerini, olumlu gelişmeleri not ederek, tekrar kendilerine ilettiklerini söyledi. Özçelik, görüşmelerinde, iktisadi konuların yanı sıra iki ülke arasında kuruluş çalışmaları başlatılan Stratejik İşbirliği Komisyonu'ndaki ilerlemeleri de el aldıklarını kaydetti. Temaslarında, Irak'ta yapılması planlanan yerel seçimlerin de gündeme geldiğini anlatan Elçi Özçelik, "Önümüzdeki dönemde seçim kanununun geçmesi söz konusu. Yerel seçimlerin Ekim ya da kasımda yapılacağı söyleniyor. Dolayısıyla seçimlerle ilgili gelişmeler bağlamında da BM'nin yapmakta olduğu çalışmaları BM'nin Irak Özel Temsilcisi ile iki kez ele alma imkânımız oldu. Bunun dışında ABD ve İngiltere Büyükelçileriyle görüşlerini almak bakımından bir araya geldik. Irak Parlamento Başkanı Mahmud Meşhadani ile birlikte olup parlamentodaki yasama alanındaki gelişmeleri dinleme ve değerlendirme imkânımız oldu. Yerel seçimler bağlamında Türkmen kardeşlerimizin bazı fikirleri var. Kendilerinin Kerkük vilayet meclisindeki çalışmalarla ilgili görüşleri var. Bütün bu konuları ayrıntılı olarak ele alma imkânımız oldu", ifadesinde bulundu. Gündem yoğunlaştıkça ve Irak'ın Türkiye'den beklentileri arttıkça Irak'taki meselelerin çok daha somut, eyleme dönük, daha sık ziyaretlerle takip edilmesi gerektiğini ifade eden Özçelik, Irak'ın Türkiye'den eğitim, diplomatların eğitimi ve askeri iş birliği alanlarında beklenti ve talepleri olduğunu kaydetti. Ekonomik iş birliğinde de yeni taleplerin olduğunu belirten Özçelik, "… özellikle kendi şirketlerimizin de Irak'taki bu olumlu gelişme beklentisiyle burayla iş birliğini arttırma arzuları var.

Bu arzuya tekabül eden diğer yabancı şirketlerin de Türk şirketleriyle birlikte

(2)

Irak'a girme arzuları var. Bütün bu konular, artık Irak'ta meseleleri çok daha somut, daha eyleme dönük hale getiriyor, sık ziyaretlerle takip etmemizi gerektiriyor. Dolayısıyla buraya daha sık gelip bütün yetkililerle yani Irak'ı temsil eden bütün gruplarla görüşmelere devam edeceğim. Kuzeyde de güneyde de her grupla görüşmeye devam edeceğiz. Öyle ümit ediyorum ki, bu çabalarımızla Türkiye, Irak'taki görünürlülüğünü Iraklı kardeşlerimizin beklediği gibi arttıracak ve hakikaten istikrara en fazla katkıda bulunan komşu olarak da bu çabalarının etkisi önümüzdeki dönemde daha fazla olacak", dedi. (AA)

 Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle Türkiye arasındaki temasların bundan sonra da devam edebileceğini, ancak önemli olanın terör örgütüne karşı somut olarak neler yapılacağı olduğunu söyledi.

Babacan, Dünya Ekonomik Forumu toplantıları çerçevesinde bulunduğu Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Türkiye ile Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetim arasında son dönemde yapılan görüşmeleri" hatırlatması üzerine, Babacan, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetim ile arasında komşuluk ilişkileri ve bir sınır bulunduğunu ve Türkiye'nin bu sınırın hemen ötesindeki halkın refah, güvenlik ve barış içinde yaşamasına çok önem verdiğini kaydetti. Babacan, diğer yandan yıllardır süren bir terör örgütü PKK sorunu bulunduğunu anımsatarak, "Bizim beklentimiz, terör örgütü PKK ile mücadelede mutlaka uluslararası dayanışma içinde olmak. PKK bir terör örgütü ise bu terör örgütüyle mücadelede herkesin iş birliği içinde olması", dedi. Bu konuda Irak'taki merkezi yönetimle önemli adımlar atıldığına ve merkezi yönetimin kendisi ile terör örgütü arasına ciddi bir mesafe koyduğuna işaret eden Babacan, merkezi yönetimin çok açık ifadelerle terör örgütünün Irak topraklarında varlığına karşı çıktığını belirtti. Babacan, "Ancak Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimde yaklaşım daha farklıydı. Biz de diyorduk ki;

kuzeydeki yerel yönetim söylemleri ve eylemleriyle kendisi ile terör örgütü arasına mesafe koymayı başarabilirse, terör örgütüne bir terör örgütü gibi davranmayı gerçekleştirebilirse, bu, bizim onlarla olan diyalogumuzu olumlu yönde etkileyecektir. Yaklaşık son bir aydır daha farklı bir duruşları ve söylemleri söz konusu", diye konuştu. Babacan, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle son dönemde Bağdat'ta bazı temaslarda bulunulduğunu anımsatarak, "Bundan sonraki dönemde de kuşkusuz bunlar devam edebilir, yeniden yapılabilir. Ama önemli olan somut olarak terör örgütüne karşı neler yapılacağıdır. Bunu çok yakından takip edeceğiz. Söylemlerin yanında somut eylemler de bu diyaloga olumlu katkılarda bulunacaktır", dedi. Irak sorunuyla ilgili bir soru üzerine de Babacan, genel olarak Irak'taki güvenlik durumunun giderek düzeldiğini gözlemlediklerini, Türkiye olarak Irak'a komşu ülkeler girişimi başlatarak, genişlettiklerini ve bu girişimin şu anda Irak'ın geleceğinin tartışıldığı en önemli uluslararası platformlardan biri olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin Irak'taki bütün gruplarla temas halinde olduğuna dikkati çeken Babacan, terör örgütü PKK'dan kaynaklanan güvenlik sorunu hakkında bilgi verdi. Son dönemde yapılan operasyonların sadece teröristleri hedeflediğini belirten Babacan, PKK'nın NATO ve AB gibi birçok uluslararası kurum ve pek çok ülke tarafından terör örgütü olarak kabul edildiğini ve dolayısıyla bu örgütle uluslararası düzeyde mücadele etmek gerektiğini bildirdi. Ali Babacan, bu konunun Türkiye ile Irak ya da Türklerle Kürtler arasında bir sorun olmadığını vurguladı ve son dönemde yapılan operasyonların sadece terör

(3)

örgütünü hedef aldığına işaret etti. Irak Petrol Bakanı Hüseyin Şehristani ile Cumartesi günü yaptığı görüşmenin hatırlatılması üzerine de Babacan, Iraklı Bakanla Irak petrol ve doğal gazının dünya pazarlarına ulaştırılması ve Irak petrollerinin işletilmesi konularını ele aldıklarını kaydetti. Dışişleri Bakanı Babacan, Şehristani'nin Irak petrollerinin işletilmesine Türk şirketlerinin katılımı konusunu incelediklerini kendisine ilettiğini kaydederek, Türkiye ile Irak arasındaki olumlu ilişkilerin bu konularda önemli bir unsur olduğunu ifade etti.

(AA)

 Irak’a sürpriz bir ziyarette bulunan ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, ABD'nin, Irak Hükümetine, ülkede güvenlik, istikrar ve ulusal uzlaşmanın sağlanabilmesi için destek verdiğini yineledi. Başkent Bağdat'ta Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile görüşen Nancy Pelosi, El Irakiye Televizyonuna yaptığı açıklamada, "Maliki ile yakın zamanda düzenlenecek seçimleri konuştuk. Maliki, Seçimlerin şeffaf olacağını, seçimlere tüm grupların katılacağını ve hükümetin ulusal birliğin sağlanmasına yardım edeceğini söyledi", ifadesinde bulundu. Irak Başbakanlığının açıklamasında da Pelosi'nin, ABD'nin Irak Hükümetine, ülkede güvenlik, istikrar ve ulusal uzlaşmanın sağlanabilmesi için destek verdiğini yinelediği belirtildi.

Açıklamaya göre, Pelosi, Maliki'nin Irak'ta teröristlerle mücadele için aldığı kararlardan da memnuniyet duyduğunu ifade etti. (AA)(AFP)

 ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Washington'da bulunan Irak’ın kuzeyindeki yerel Kürt yönetiminin yetkilisi Neçirvan Barzani ile bakanlıkta bir araya geldi. Görüşmeden önce ve sonra taraflar açıklama yapmadı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack, toplantıya kendisinin katılmadığını, ancak gündemde Irak'ın iç politika meselelerinin yer aldığını söyledi. Bir soru üzerine sözcü terör örgütü PKK konusunun da, görüşmenin önceden hazırlanan gündeminde yer aldığını kaydetti. (AA)

 Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, ülkesindeki ABD askerlerinin bir kısmının uzun bir süre Irak'ta kalmasını da içerecek olan Irak-ABD ortak güvenlik anlaşmasının Temmuz ayında imzalanacağını söyledi. Zebari, anlaşmanın sonuçlandırılmasını amaçlayan görüşmelerin sürdüğünü ve hedeflendiği gibi temmuza yetişebileceğini ifade etti. Anlaşmanın, hedeflenen zamana yetiştirilmesinin zorlu bir görev olduğunu; ancak gereken ilerlemenin de sağlandığını ifade eden Zebari, ''bu bir antlaşma olmayacak, bir stratejik çerçeve anlaşması olacak'', diye konuştu. Zebari, çerçeve anlaşmanın ekonomik, bilimsel ve tarımsal konuları da içereceğini ifade etti. Ülkedeki Amerikan askeri varlığının kalıcılığını sağlayacak olan bu anlaşmanın, bölge ülkeleri arasında tepkilere yol açabileceğini da ifade eden Zebari, ''ancak bölgedeki birçok ülkenin böyle anlaşmaları var'', dedi. Irak'ta bazı kesimler, planlanan bu anlaşmayı, ''işgalin kalıcılığını sağlayacağı'' gerekçesiyle eleştiriyor. Ancak adının açıklanmasını istemeyen bir başka Iraklı yetkili ise ''hâlâ çözümlenmemiş çok sayıda konu var. Temmuza yetişmesi zor'', dedi.

Yetkili, ''çözümlenmeyen konulardan biri, kalacak Amerikan askerlerinin görevlerinin ne olacağına ilişkin. Bir başka sorun ise, Irak'ta kalacak Amerikan askerlerinin, Irak dışındaki rollerinin ne olacağı'' dedi. Yetkili, ayrıca kaç Amerikan askerinin kalacağının da henüz belirlenmediğini kaydetti. Yetkili, bu askerlerin Irak yasaları karşısındaki dokunulmazlık sınırının belirlenmesi için

(4)

de müzakere yapılmakta olduğunu ifade etti. Çerçeve anlaşmaya ilişkin görüşmelerde çözümlenememiş olan sorunlardan biri de, bu yetkilinin açıklamasına göre, Irak petrol gelirlerinin geleceği. 1991 Körfez Savaşı sonrasında bu gelirler hem savaş tazminatı, hem de Irak halkı için gıda sağlanmasında kullanılıyor. Ancak şimdiki Irak yönetimi bu gelirler üzerinde artık Irak hükümetinin tam kontrolünün olması gerektiğini belirtiyor. (AA)(AP)

 Kerkük İl Meclisi üyesi ve Irak Türkmeneli Partisi Başkan Yardımcısı Ali Mehdi yaptığı açıklamada, Kerkük İl Meclisi Türkmen grubunun Kerkük İl Meclisine geri döndüklerini belirtti. Basın toplantısında açıklama yapan Mehdi, Türkmen grubunun Kerkük İl Meclisine geri döndüğünü ve bugün Kerkük İl Meclisi toplantısına katılacağını açıkladı. (www.aswataliraq.com)

 Irak Uzlaşma Cephesi üyesi Abdülkerim El-Samarrai yaptığı açıklamada, BM Irak Özel Temsilcisi Staffan De Mistura’nın Irak’ın ihtilaflı bölgeleri sorununu çözecek olan 140. madde ile ilgili sunduğu önerinin uygun bir zamana denk gelmediğini ve bu durumun kati olarak Irak tarafından çözülmesi gerektiğini belirtti. El-Samarrai, Irak’ın çok zor ve istikrarsız bir dönem geçirdiğini söylerken, 140. maddenin uygulanmasının istikrarsızlığın artmasına neden olacağını dile getirdi. (www.almalafpress.net) (www.albadeeliraq.com)

 Irak Parlamentosu ve Kürt listesi üyesi Muhammed İhsan’ın, Bağdat'ta ABD konsolosluğunun 140.madde ile ilgili özel temsilcisi Tomas Krcneske ve beraberindeki heyetle görüştüğü bildirildi. ABD’li heyet ile 140. madde ile ilgili son gelişmeleri değerlendirdi. 140.maddenin uygulanmasına ilişkin çalışmaların gündeme geldiği görüşmede İhsan ''140. madde ile ilgili verilecek herhangi bir karar hiçbir şekilde hak sahiplerini mağdur duruma düşürmemelidir. Aksi takdirde istikrarsızlığa yol açar'', uyarısında bulundu.

Görüşmede ayrıca BM'nin 140. maddenin uygulaması ile ilgili çalışmalarını çok yavaş ilerlettiğine dikkat çeken İhsan ''bu durum Kürt halkını kaygılandırıyor'', dedi. İhsan'a 140. madde konusundaki görüşlerine ilişkin destek veren ABD’li heyet de söz konusu maddenin uygulama süreci ile ilgili çalışmalar konusunda gerekli araştırmalar başlatacağını söyledi. (www.hewarat.dk)

 Birleşmiş Milletlerin Irak Özel Temsilcisi Staffan De Mistura’nın, il meclisleri seçimlerinin belirlenen süreç içerisinde uygulanmasına işaret ettiği bildirildi.

Mistura, Irak Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Humam Humudi ile yaptığı görüşmede, “İl meclisleri yasasının uygulanması konusunda hükümetin çaba göstermesini belirterek, bu yasanın uygulanması ile Irak’ın istikrarına önemli bir adımın atılmış olacağını açıkladı. (www.aswataliraq.info)

 Irak’ın Planlama ve Kalkınma Bakanlığı İstatistik Bürosu Başkanı Dr. Mehdi El- Alak’ın yaptığı açıklamada, gelecek yılın sonlarına doğru Irak’ta nüfus sayımının yapılacağı belirtildi. El-Alak, Başbakanlık Meclisinin Planlama ve Kalkınma Bakanlığına gönderdiği resmi yazıda, nüfus sayımının uygulamaya geçmesi için çalışmalara başlanması talebi üzerine önümüzdeki yılın sonlarına doğru nüfus sayımının gerçekleşeceğini açıkladı. (www.alsabaah.com)

 Irak Parlamentosu Başkanı Mahmut El-Meşhedani’nin yaptığı açıklamada, İl Meclisleri seçimlerinin belirlendiği süreçte bir gün içerisinde yapılacağını

(5)

tahmin ettiğini ve Irak güvenlik güçlerine güvenerek seçimlerin başarılı bir şekilde yürütüleceğini belirledi. Irak Başbakanı Nuri El-Maliki’nin İl Meclisleri yasasının değişik süreçlerde uygulanacağı açıklamasına karşın El-Meşhedani,

“bu yasanın belirlenen tarihte ve bir gün içerisinde uygulanacağını tahmin ettiğini” açıkladı. (www.aswataliraq.info)

 Irak Parlamentosu ve Irak Uzlaşma Cephesi üyesi Ömer Abdüssettar El- Kerbuli’nin yaptığı açıklamada, Musul’daki askeri operasyonun çok iyi ve düzenli bir şekilde geçtiği ifade edildi. El-Kerbuli, bu operasyonun hem Musul halkı hem de siyasi gruplar tarafından desteklendiğini söylerken bu gibi operasyonlarla Irak’ın güvenlik ve istikrarı açısından çok önemli adımların atılmış olacağını açıkladı. (www.radioswa.com)

 Irak'ın geçen ay petrol ihracatı aylık 2 milyon varilden fazla geriledi. Irak Petrol Bakanlığı, Mart ayında 59,4 milyon varil olan ihracatının geçen ay 57,06 milyon varile düştüğünü açıkladı. Açıklamada, Nisan ayı başında güneydeki petrol kenti Basra'da Şii milisler ile hükümet güçleri arasında çıkan çatışma yüzünden petrol ihracatının düştüğü ifade edildi. Çatışmalarda, petrol boru hatlarının zarar gördüğü ve bazı tesislerin kapatılmak zorunda kalındığı kaydedildi. Irak, 115 milyar varilden fazla petrolle dünyanın üçüncü büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi konumunda bulunuyor. (AA)(AP)

 ABD, BM'ye, Irak'ta yaklaşık 500, Afganistan'da ise 10 çocuğu "militan"

şüphesiyle gözaltında tuttuğunu bildirdi. ABD'nin BM'nin Çocuk Hakları Komisyonuna geçen hafta sunduğu raporda, hemen hemen tamamı Irak'ta olmak üzere 18 yaşın altında toplam 2 bin 500 çocuğun 2002'den bu yana bir yıl ya da daha fazla süreyle gözaltında tutulduğu belirtildi. Çocuk Hakları Sözleşmesine uyduğuna dair dönemsel olarak BM'ye sunduğu rapora göre ABD, "2008 Nisandan itibaren Irak'ta yaklaşık 500, Afganistan'daki Bagram üssünde de 10 çocuğun gözaltında olduğunu" teyit etti. Raporda, yaşları, çoğunun doğum gününü bilmemesi nedeniyle tespit edilemeyen bu çocukların, patlayıcı yerleştirmek, direnişçiler için gözcülük yapmak ya da çatışmalarda yer almak gibi faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle yakalandıkları belirtildi.

(AA)(AP)

 Irak'ın kuzeyindeki Musul kentinde El Kaide örgütünün önde gelen bir liderinin yakalandığı iddia edildi. Irak güvenlik güçlerinden bir yetkili, yakalanan Abdulhalik Es Sabavi'nin El Kaide örgütünde ''Musul valisi'' olup olmadığının sorgulama sırasında anlaşılmaya çalışıldığını söyledi. Irak İçişleri Bakanlığından Ahmed Taha da söz konusu kişinin yakalandığını doğruladı.

Amerikan ordusu ise söz konusu kişinin yakalandığına ilişkin haberlerin araştırıldığını bildirdi. Bu arada Irak silahlı kuvvetlerinin, Amerikan ordusu desteğinde, kuzeydeki Musul kentinde El Kaide'ye yönelik geçen çarşamba günü başlattığı operasyonda, yaklaşık 1100 şüphelinin gözaltına alındığı bildirildi. Savunma Bakanlığı Sözcüsü Muhammed El Askeri, Musul ve civarında halen devam eden operasyonda gözaltına alınan bu kişilerden 530'unun aranmakta olduğunu, ayrıca yüzlerce silaha el konulduğunu, bunların 171 hafif çapta silah, 263 havan topu mermisi, 45 roket ve yüzlerce kilo patlayıcı olduğunu belirtti. Öte yandan Amerikan ordusu, Irak'ın

(6)

kuzeyindeki Musul kentinde sürdürülen operasyonda, El Kaide örgütünün iki liderinin yakalandığını duyurdu. (AA)(AP)(AFP)

 Irak'ta güvenlik güçlerinin El Kaide'ye karşı operasyonunu sürdürdüğü Musul kenti yakınlarında pusuya düşürülen 11 Iraklı askerin öldürüldüğü bildirildi.

Musul'un 150 kilometre batısındaki El Baac'ın Belediye Başkanı Abdülrahim Şimmari, El Baac'da bulunan üsteki 11 askerin bugün minibüsle üsten ayrıldığını söyledi. Şimmeri'ye göre, kimliği belirsiz kişilerce El Baac'ın 6 kilometre yakınında pusuya düşürülen askerlerin hepsi öldürüldü. Orduya yakın zaman önce alındıkları kaydedilen askerlerden bazılarının kafalarından vurularak öldürüldüğü belirtildi. (AA)(AFP)

Ortadoğu

 ABD Başkanı George W. Bush, tüm Ortadoğu ülkelerine çağrıda bulunarak, İran ile Suriye'nin yalnız bırakılmasını istedi. George W. Bush, Türkiye'yi de müreffeh modern bir demokrasi olarak tanımladı. Bush'un Pazar günü Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen Ortadoğu Dünya Ekonomik Forumu toplantısında gerçekleştirdiği ve Ortadoğu ülkelerini reformlar yapmaya çağırdığı konuşmanın metni, daha sonra Washington'da yayımlandı. Buna göre, Başkan Bush, Ortadoğu'da demokrasi için pozitif işaretlerin başladığını belirterek, ''Son yıllarda bu vizyona yönelik olumlu başlangıçlar gördük.

Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Türkiye, bir müreffeh modern demokrasi'', dedi. Afganistan'da Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin Taliban'ı yenerek özgür bir toplum inşa etmekte olduğunu ve Irak'ta da Başbakan Nuri El-Maliki hükümetinin çok toplumlu bir demokrasi kurmakta olduğunu kaydeden Bush, Fas ve Cezayir'den, Ürdün ve Körfez ülkelerine kadar çeşitli yerlerde reform işaretlerinin ortaya çıktığını anlattı ve bunların daha yaygınlaşmasını istedi. (AA)

 Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Ortadoğu'nun bir dönüşüm sürecine ihtiyacı olduğunu, ancak bu dönüşümün dışarıdan dayatılmasının iyi sonuçlar vermeyebileceğini söyledi. Babacan, Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu toplantıları çerçevesinde düzenlenen

"Ortadoğu İçin Yeni Stratejiler" başlıklı oturumunda konuştu. Oturum başkanının, "demokratik ve çoğunluğu Müslüman toplum yapısıyla Türkiye'nin Ortadoğu'daki diğer ülkeler için model olup olmayacağını" sorması üzerine Babacan, Türkiye'nin çoğunluğu Müslüman olan modern bir ülke olduğunu ve önemli bir dönüşüm süreci içinde bulunduğunu kaydederek, siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda çeşitli reformlar yapılmakta olduğunu ve Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin de bu reform sürecini hızlandırdığını kaydetti. Türkiye'nin bir yandan kendi kimliğini korumaya çalıştığını, diğer yandan çoğu Batı ülkelerinde paylaşılan hukukun üstünlüğü, demokrasi, temel hak ve özgürlüklere saygı, hoşgörü gibi değerleri de uygulamaya çalıştığını belirten Babacan, Türkiye'nin İslam Konferansı Teşkilatına (İKT) üyeliğini hatırlatarak, Senegal'de yapılan son toplantıda önemli bir tüzük kabul edildiğini ve bu tüzükle üye ülkelerin bu değerlerin çoğunu uygulamaya geçirmeyi vaad ettiğini kaydetti. Ortadoğu'nun da bir dönüşüm sürecine ihtiyacı bulunduğunun açık olduğunu söyleyen Ali Babacan, ancak bu dönüşümün dışarıdan dayatılmasının iyi sonuçlar vermeyebileceğini ifade etti. Babacan, bölgedeki

(7)

birçok ülkenin gelir adaletsizliği, yoksulluk ve terörizm gibi büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, bu süreçte sivil toplum örgütleri ve medya gibi organların kendi iç dinamiklerini oluşturması gerektiğini ve reformların yapılmasıyla bir çıkış yolu bulunabileceğini belirtti. İran'ın nükleer faaliyetleri ve Türkiye'nin bu konudaki tutumuna ilişkin bir soru üzerine ise Babacan, Türkiye ile İran'ın komşu iki ülke olduğunu ve iki ülke arasında "dengeli ilişkiler"

bulunduğunu kaydetti. Babacan, iki ülke arasındaki sınırın 1639 yılından beri bozulmadığını hatırlatarak, bölgede önemli bir ülke olan İran ile Türkiye ilişkilerinin içişlerine karışmama gibi temel ilkeler çerçevesinde sürdürüldüğünü belirtti. Türkiye'nin bölgede nükleer silahlara karşı durduğunu, ancak her ülkenin barışçıl amaçlı nükleer enerjiye sahip olma hakkı olduğunu belirten Babacan, Türkiye'nin İran'a her zaman nükleer programıyla ilgili uluslararası hukukta bir şüphe varsa, saydam olması ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile daha sık görüşmesi tavsiyesinde bulunduğunu ifade etti. Babacan, konunun İran'ın izole edilmesiyle çözülemeyeceğini, siyasi diyalog ve diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini belirtti. Babacan, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed El Baradey ile yaptığı görüşmeye ilişkin olarak da, Baradey ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıklarını söyledi ve İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili konuda, soruna diyalog yoluyla yaklaşmanın önemine dikkati çekti. İran'ın UAEK gibi uluslararası kurumlarla iş birliğinin büyük önem taşıdığını ifade eden Ali Babacan, bu çerçevede Baradey ile görüşmesinin verimli geçtiğini bildirdi. Babacan, Türkiye'nin gerek İran, gerekse Suriye ile iyi bir diyalogunun bulunduğuna işaret ederek, sorunların temel çözüm yolunun diyalogdan geçtiğini kaydetti. Türkiye'nin İsrail ile Suriye arasında arabuluculuğuna ilişkin bir soru üzerine de Babacan, Ortadoğu barış süreci çerçevesinde İsrail-Suriye hattında son bir yıldır bazı kıpırdanmalar olduğunu, her iki tarafın Türkiye'den arabuluculuk talep etmesi üzerine bazı görüşmelerin yapılmakta olduğunu söyledi. Bu görüşmelerin devam edeceğini, ancak tabiatı gereği bütün detayların kamuoyu ile paylaşılmadığını belirten Babacan, Türkiye'nin en önemli hedefinin bölgede barış ve refahın sağlanması olduğunu ve bu çerçevede üzerine düşeni yapmaktan kaçınmayacağını ifade etti. (AA)

 ABD'nin Türkiye'den İsrail-Suriye görüşmeleri için daha güçlü çaba göstermesini istediği bildirildi. Londra'da Arapça yayımlanan El Hayat gazetesinin konuya ilişkin haberi, İsrail'de yayımlanan Haaretz gazetesinin internet sitesinde de yer aldı. ABD hükümetinin Türkiye'den görüşmelerin ilerletilmesi için çabalarını artırmasını istediği kaydedilen haberde, bu isteğin Lübnan'da siyasi krizin sürdüğü bir döneme denk geldiği ve ABD'nin İsrail ile Suriye arasında barışın Lübnan'ı Hizbullah'tan uzaklaştırabileceği tahminleri yaptığı belirtildi. El Hayat gazetesi, bir kaynağa dayanarak, Washington'un İsrail'e, Suriye ile görüşmelerde ilerleme kaydedilmesinin önemini birçok kez üstü kapalı şekilde ilettiğini ve Türkiye'nin iki ülke arasında ilerleme sağlayabildiği takdirde ABD'nin görüşmelere katılmaya hazır olacağını yazdı.

Bu arada, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Eş Şark El Avsat gazetesinde bugün yayımlanan açıklamasında, Türkiye'nin arabuluculuğunda bir Suriye-İsrail barış sürecini destekleyeceklerini, ancak Şam'ın Lübnan siyasetinde değişiklik görmek istediklerini söyledi. İsrail'in, aralarında Suriye'nin de bulunduğu komşularıyla barış yapmasına yönelik çabaların önüne çıkmak istemediklerini belirten Rice, taraflar barış için çaba gösterdiği

(8)

takdirde ABD'nin bunu destekleyeceğini kaydetti. (AA)

 Lübnan'daki siyasi krizin çözüme kavuşturulması ve şiddet olaylarına son verilmesi amacıyla Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen konferansta, Katar'ın, Lübnanlı rakip taraflara bir an önce bir cumhurbaşkanı seçilmesi önerisi getirdiği bildirildi. Konferansa katılan, ancak adının açıklanmasını istemeyen bir delege, Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife El Tani'nin, Lübnanlı liderlerle bir toplantı yaptığını belirterek, ''Öneri, gelecek yıl yapılacak parlamento seçimlerine yönelik seçim kanunu hakkında karar alınmasının ertelenmesi ve doğrudan General Mişel Süleyman'ın seçimine geçilmesinden ibaret'', dedi. Doha'daki konferansın ikinci gününde, dün akşam saatlerinde yapılan bu öneri, ayrıca, 30 bakandan oluşan bir ulusal birlik hükümeti kurulmasını ve bakanlıkların, çoğunluk üyesi 13, muhalefet üyesi 10 ve cumhurbaşkanı tarafından seçilecek 7 kişi arasında dağıtılmasını içeriyor. Bu tür bir dağılım, geçmişte, bakanlıkların üçte birini isteyen muhalefet tarafından reddedilmişti. Lübnan'da rakip taraflar, Mişel Süleyman'ın, Emil Lahud'un yerine cumhurbaşkanı seçilmesi konusunda anlaşmaya varmakla birlikte, ulusal birlik hükümeti kurma konusunda anlaşamıyor. (AA)(AFP)

 Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas, "önümüzdeki 6 ay içerisinde İsrail ile bir barış anlaşmasına varılamaması halinde, görevinden istifa edeceği" uyarısında bulundu. Abbas, bu açıklamayı, Dünya Ekonomik Forumu toplantıları nedeniyle bulunduğu, Mısır'ın sahil beldesi Şarm El Şeyh'te, İsrail parlamentosunun sol kanat partisi Meretz'in eski Başkanı Yossi Beilin'le görüşmesi sırasında yaptı. İsrail basınında yer alan Abbas-Beilin buluşmasına ilişkin haberlere göre, Abbas, Beilin'e önümüzdeki 6 ayın barış süreci için oldukça kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti, bir anlaşmaya varılamaması halinde, kendisi için görevine devam etmesi gibi bir hususun olamayacağını vurguladı. Abbas ayrıca, İsrail ve Filistinlilerin bir barış anlaşmasına varmakta isteksiz davrandıkları mevcut ortamda, bölgesel aşırı uçların zafer kazandıklarının da altını çizdi. (AA)

 Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Hamas liderleriyle gayri resmi temas kurduklarını doğruladı. Kouchner, Le Figaro gazetesinde çıkan haber üzerine Europe-1 radyosuna yaptığı açıklamada, bu temasın resmi ilişkilere geçildiği ya da görüşmeler yapıldığı anlamına gelmediğini söyledi. "Hamas ile temasa geçen kişi konuştuğu için bunu yalanlamanın zor olacağını" belirten Kouchner, temasların gerekli olduğunu ve Hamas'ın Gazze'nin denetimini ele geçirmesinden önce de bazı temasları olduğunu söyledi. Le Figaro'nun haberine göre, emekli Fransız diplomat Yves Aubin de la Messuziere, bir ay önce Hamas liderleriyle görüştüğünü açıkladı. Hamas liderlerinin kendisine, 1967 sınırları temelinde bir Filistin devleti kurulmasını kabul etmeye hazır olduğunu söylediğini belirten emekli diplomat, Hamas'ın ayrıca intihar saldırılarını durdurmaya ve Filistin lideri Mahmud Abbas'ın meşruiyetini kabul etmeye hazır olduğunu açıklamıştı. (AA)(AP)(REUTERS)

 ABD, Fransa'nın Filistinli radikal Hamas örgütü ile temas kurmasını, "makul veya yararlı bulmadığını" bildirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in Hamas liderleriyle temas kurulduğunu doğrulamasıyla ilgili soruları yanıtladı. Bu açıklamadan

(9)

haberi olmadığını belirten McCormack, ABD'nin bu konudaki tutumunu yineleyerek, "Bunun makul veya akla uygun olduğunu düşünmüyoruz. Bu konuda daha önce başka ülkeler bu tarz temasları seçtiğinde açıklamalarda bulunmuştuk. Bunun bölgedeki barış süreci açısından da faydalı olduğunu düşünmüyoruz", diye konuştu. (AA)(AFP)

 İsrail, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in Hamas liderleriyle temas kurulduğunu doğrulamasına atfen, Paris'in Hamas'a yönelik tutumunda değişiklik olmadığını bildirdi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Arye Merkel, yaptığı açıklamada, Fransa'dan, Hamas'ın iki yıl önce Filistin parlamento seçimlerini kazanmasından sonra uluslararası toplum tarafından belirlenen siyasete uymaya devam edeceğine dair güvence aldıklarını belirtti. Bu arada, Gazze Şeridi'ndeki Hamas sözcüsü Sami Ebu Zuhri, Fransa ile temas kurduklarını ve bunun ötesinde birçok Avrupalı yetkiliyle de iletişim içinde olduklarını bildirdi.

Ülkelerin adını açıklamayan sözcü, bu temasların, "Avrupa'nın Hamas'ı boykot ederek bir hata yaptığının farkında olduğunu" gösterdiğini belirtti. Sözcü, görüşmelerin Hamas'ın siyasi konulardaki tutumlarıyla ilgili olduğunu kaydetti.

(AA)(AP)

 İsrail ordusu ve Topraklardaki Faaliyetlerle İlgili İdare, bu ay sonuna kadar, Batı Şeria'da Filistinlilerin geçişlerini engelleyen toplam 70 geçiş noktasını açmayı planlıyor. İsrail ordusu, dün gece de Batı Şeria'da en büyük nüfusa sahip Filistin kentlerinden El Halil'in güney kısmındaki bir bariyeri kaldırdı.

Bariyerin kaldırılması, bölgedeki İsrailli yerleşimcilerin tepkisine neden oldu.

Ordudan verilen bilgide, Batı Şeria'da ve Ürdün Vadisi'nde, siyasi otoritelerin kararı doğrultusunda bir dizi iyileştirmenin bu ay sonuna kadar uygulamaya konulacağı belirtildi. Bu doğrultuda El Halil'in güney kesiminde yer alan ve hemen yakındaki sanayi bölgesiyle irtibatı engelleyen barikat kaldırıldı. Söz konusu geçiş, 2000 yılında başlayan İkinci İntifada'dan bu yana kapalı tutuluyordu. İsrail ordusu, ayrıca Bekaa Vadisi'nde, Bet-Ha'Arava geçişinin de açıldığını ve hafta sonuna dek açık tutulacağını bildirirken, Nablus, Tulkarem ve Kalkilya çevresindeki 10 barikatın kaldırıldığını, ay sonuna kadar 70'inin kaldırılmış olacağını açıkladı. Ayrıca, Batı Şeria'da çiftçilere ve kamu taşımacılığı yapanlara, Nablus'ta bazı kamyon sahiplerine yeni seyahat belgeleri sağlandığı, ayrıca bölgedeki (Filistinli) sivil toplum kuruluşları çalışanlarının izin belgelerinin de 3 aydan 6 aya uzatıldığı bildirildi. Filistinli kaynaklara göre, Batı Şeria'da çoğu büyük kentin giriş noktalarında kurulu askeri kontrol noktalarıyla çevre köylerle bağlantılarını engelleyen bariyerler, demir kapılar ve yol blokajlarının toplamı 550'den fazla. (AA)

Kafkasya ve Orta Asya

 Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ülkesinin Türkmenistan ile ekonomik ilişkilerinin güçlendiğini, siyasi ilişkilerin ise süreklilik kazandığını belirterek, ''Türkmenistan ile ikili ilişkilerimiz son dönemde büyük bir gelişme içinde'', dedi. Aliyev, resmi ziyaret amacıyla Bakü'de bulunan Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbangulu Berdimuhammedov ile ikili ve heyetler arası görüşmelerinden sonra yaptığı açıklamada, Berdimuhammedov'un ziyaretine büyük önem verdiklerini ifade ederek, ''Bu ziyaretin ikili ilişkilerin niteliği açısından yeni bir aşamayı başlatan tarihi bir özelliği bulunduğuna inanıyorum''

(10)

diye konuştu. Berdimuhammedov ile görüşmelerinde her iki ülkeyi ilgilendiren konular hakkında geniş çaplı bir görüş alışverişi yaptıklarını anlatan Aliyev, ''İş birliği ve bu iş birliğinin geliştirilmesini, bölgesel gelişmeleri, bölgesel güvenliğin güçlendirilmesi konularını ele aldık. Müzakere ettiğimiz tüm konularda tamamen hemfikiriz'', dedi. İkili iş birliğini güçlendirmekten yana olduklarını vurgulayan Aliyev, görüşmelerinde ulaşım ve enerji konularının da gündeme geldiğini anlatarak, ulaşım konusundaki sorunların çözümünün iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştıracağını, ayrıca bölgede güçlü bir ulaşım altyapısı kurulmasına katkı sağlayacağını kaydetti. Aliyev, ''Bugün müzakere ettiğimiz konulardan biri de Hazar sorunuydu. Hazar'a kıyısı olan ülkeler liderlerinin Tahran Zirvesi sonuçlarını, bu çerçevede Hazar'da iş birliğinin geliştirilmesi yönünde aynı fikirde olduğumuzu dile getirdik. Azerbaycan ve Türkmenistan'ın bu yönde karşılıklı, verimli faaliyeti bu meselenin her açıdan çözümüne yardımcı olacaktır'', diye konuştu. Berdimuhammedov'un ziyareti kapsamında çok önemli anlaşmalar imzalandığını belirten Aliyev, ancak iş birliğini sadece bu anlaşmalarla sınırlandırmadıklarını ifade ederek, ''İş birliğimizin hayatın tüm alanlarını kapsayacağına, kardeş Azerbaycan ve Türkmenistan halklarının bundan sonra da barış içinde yaşamasına, birlikte çalışmasına, karşılıklı gelişmeye uygun ortam oluşturacağına inanıyoruz. Buna çok büyük önem veriyoruz'', dedi. Berdimuhammedov da, ziyaretinin ve temaslarının memnuniyet verici olduğunu dile getirerek, ''Komşu ve kardeş ülke olarak ilişkilerimizin geliştirilmesine, yakın iş birliği kurulmasına büyük önem veriyoruz'', diye konuştu. İkili siyasi ilişkilerin son dönemde büyük bir gelişme içinde olduğuna işaret eden Berdimuhammedov, özellikle son 8 ay içindeki çeşitli düzeylerde karşılıklı ziyaret ve temasların da bu gelişmeyi açıkça ortaya koyduğunu kaydetti. Azerbaycan-Türkmenistan hükümetlerarası ortak komisyonunun kısa bir süre önce kurulduğunu anımsatan Berdimuhammedov, ''Bu komisyonun kurulması, ülkelerimizin geleneksel iş birliğine daha verimli ve yapıcı nitelik kazandırmak isteğini ortaya koyuyor.

Kurulması çok yeni olsa da, taraflar karşılıklı çıkarlar açısından etkili ve verimli bir mekanizma oluşturmayı başardı. Örnek olarak, komisyonun ilk toplantısında ikili iş birliğini olumsuz etkileyen bazı mali konular ve diğer önemli meseleler halledildi'', dedi. Berdimuhammedov'un ziyareti sırasında iki ülke Ticaret ve Sanayi Odaları arasında iş birliği, Azerbaycan Maliye Bakanlığı ile Türkmenistan Ekonomi ve Maliye Bakanlığı arasında iş birliği, Ulaştırma Bakanlıkları arasında kombine taşımacılık ve uluslararası karayolu ulaşımı anlaşmaları, iki ülke Dışişleri Bakanlıkları arasında iş birliği ile ilgili Bakanlık ve kurumlar arasında standartlaştırma, meteoroloji ve akreditasyon, gençlik ve spor alanlarında iş birliği anlaşmaları da imzalandı. (AA)

Avrupa Birliği

 Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davetlisi olarak, yaklaşık 150 kişilik bir iş adamı heyetiyle Ankara'ya geldi.

Esenboğa Havalimanı'nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ve Avusturya'nın Ankara Büyükelçiliği yetkilileri tarafından karşılanan Fischer ve beraberindekiler, daha sonra konaklayacakları Sheraton Oteline hareket ettiler. Konuk Cumhurbaşkanı, üç günlük Türkiye ziyaretinde Ankara'nın yanı sıra Kayseri ve İstanbul'da temaslarda bulunacak. Fischer bugün Ankara'da, Anıtkabir'i ziyaret edecek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir araya gelecek

(11)

ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kabul edecek. Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Heidemaria Gürer'in onuruna vereceği öğle yemeğine katılacak olan Heinz Fischer, daha sonra Anadolu Medeniyetleri Müzesini gezecek.

Cumhurbaşkanı Gül'ün bugün akşam onuruna vereceği yemeğe katılacak olan Fischer, Çarşamba sabahı Kayseri'ye gidecek. Avusturya Cumhurbaşkanının ziyareti sırasında, Türkiye ile Avusturya arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunulacak. İş birliği alanlarının çeşitlendirilerek daha da güçlendirilmesi imkânları da değerlendirilecek. (AA)

 Türkiye'nin, ''Avrupa Bankası'' olarak Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasına (EBRD) tam üyelik başvurusu, Banka Genel Kurulunda bu hafta görüşülecek.

Alınan bilgiye göre, Türkiye'nin resmi başvurusunun, bu hafta yapılacak EBRD Genel Kurulunda görüşülerek ''prensip olarak'' onaylanması bekleniyor. Nihai resmi onay sürecinin ise 2–3 ay sonra gerçekleşeceği belirtiliyor. Türkiye, tam üyeliğin onaylanmasının ardından, Banka'nın aktif üyeleri arasında yer alacak ve özel sektöre yeni bir finansman imkânı bulunmuş olacak. Orta Avrupa ülkelerinden aşamalı olarak çekilecek olan EBRD, bundan sonraki dönemde yatırımlarda önceliği Türkiye'ye vermeyi planlıyor. ''Avrupa'nın Dünya Bankası'' olarak da bilinen EBRD'nin, 2010 yılına kadar, 2004 yılında AB'ye tam üye olan 8 eski Doğu Bloku ülkesine mali destek vermeyi ve yatırımlarda bulunmayı keseceğini belirten yetkililer, kuruluşun bundan sonra Türkiye'ye ağırlık vereceğini vurguluyorlar. Yetkililer, EBRD'nin, Türkiye'yi de genişleme stratejisinin ana hedefi olarak ilan edeceğini belirtiyor. (AB HABER)

 AB polis teşkilatı (Europol) tarafından hazırlanan raporda, İngiltere'nin terörizmin odak noktasında olduğu, bu ülkenin Afganistan, Irak gibi ülkelerde yürüttüğü tartışmalı askeri operasyonların sadece kendisini değil, bütün Avrupa kıtasını riske soktuğu belirtildi. İngiltere'de militan grupların terör tehdidinin özellikle 2007 yılında büyük oranda arttığına işaret edilen raporda, gözaltı ve tutuklama rakamlarıyla ortaya çıkartılan sabotaj ve saldırı planlarının durumu ortaya koyduğu belirtildi. El Kaide'nin yeniden canlandırdığı faaliyetleriyle artan terör tehdidinin İngiltere'de en yüksek biçimde görüldüğü, her gün El Kaide ve benzeri gruplarla ilişkisi yüzünden en az bir kişinin gözaltına alındığı Avrupa'da İngiltere'nin teröristler için "mümbit bir alan"

oluşturduğu belirtilen, "AB'deki Terör Tehdidi ve Eğilimler" başlıklı raporda, 2007 yılında İngiltere'de 203 kişinin terör bağlantılı suçlamalarla polis tarafından gözaltına alındığı hatırlatıldı. Söz konusu rakamın 2006 yılına göre yüzde 30'luk artış gösterdiği belirtilen raporda, gözaltına alınan bu kişilerin büyük çoğunluğunun Müslüman oldukları ifade edildi. (AB HABER)

Dünya Basını

Güney Afrika'da tırmanan yabancı karşıtı protestolar Guardian ve Financial Times'da ilk sayfada yer alıyor.

Guardian gazetesi konuyla ilgili olarak Güney Afrika Cumhurbaşkanı Thabo Mbeki'ye ilişkin bir kitapta editörlük de yapan Sean Jacobs'ın yorumuna yer veriyor: "Güney Afrika, modern, sanayileşmiş bir ülke; kapsayıcı olmasıyla övünülen, dünyanın en ilerici anayasalarından birine sahip. Halkı da

(12)

"gökkuşağı ulusu" ya da "tek ülkede tüm dünya" gibi kavramları çok seviyor.

Bu da, ülkedeki son olayları daha da dayanılmaz yapıyor." "Göçmenlere yönelik olarak Johannesburg çevresinde düzenlenen toplu saldırılarda en az 22 kişi öldü. Bunlardan ikisi ise yakılarak öldürüldü. Kurbanların çoğu Zimbabveli. Haberlere göre saldırganlar, bu göçmenlerin 'iş hırsızı' olduğunu düşünüyor." Sean Jacobs, Guardian'daki yorumunun devamında ise şunları yazıyor: "Anlaşılan Güney Afrika, kendi içinde yer alan tüm kötülüklerle yüzleşememiş. Bu saldırıları doğuran yabancı düşmanlığı, bütün bir topluma sızıyor. Güney Afrika'nın zorlu birtakım gerçeklerle artık yüzleşmesi gerekiyor."

"Son şiddet dalgası, bu ülkenin artık inkâr edilemeyecek ulusal bir özelliğinin, yabancı düşmanlığının bir göstergesidir."

New York Times gazetesi, Amerikan başkanlık seçimleri yaklaşırken Demokrat Partiden başkan adayı olabilmek için mücadele eden Barack Obama ile Hillary Clinton arasındaki söz düellosunun sürdüğünü yazıyor.

Obama'nın başkan seçilmesi halinde İran, Suriye, Kuzey Kore ve Venezüella liderleri ile doğrudan görüşmelerde bulunacağını söylemesinin büyük yankı uyandırdığı belirtiliyor. Hillary Clinton'ın, "Obama, Amerika'nın düşmanları ile bir araya geleceğini açıkladı. Bu ciddi sorunlara yol açacak bir yaklaşımdır"

diyerek eleştirisini dile getirdiği belirtiliyor. Öte yandan Başkan Bush'un da geçen haftaki İsrail ziyareti sırasında Knesset'te yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandığı yazılıyor: "İran, müttefikimiz İsrail'in yok edilmesini istiyor.

Buna rağmen, teröristler ve aşırıcılar ile görüşmemiz gerektiğini söyleyenler var. Sanki yaptıklarının yanlış olduğuna ikna edilebilecekler. 1939'da Nazi tankları Polonya'dan geçerken Amerikalı bir senatör de şöyle demişti: "Keşke Hitler ile konuşabilseydim. O zaman bunların hiçbiri olmazdı". Bush'un bu cümleler ile isim vermeden Obama'yı "teröristlere taviz vermekle" suçladığı kaydediliyor. Obama'nın derhal ve aynı sertlikte yanıt vererek, Bush'un korku politikası uygulayarak ülkeyi böldüğü ve dünyadan soyutladığı suçlamasında bulunduğunu yazan gazete, Cumhuriyetçi Partiden başkan adayı oyan John McCain'in de Bush'un yardımına koşarak Obama'yı eleştirdiğini yazıyor. Bu gelişmeler üzerine, doğrudan Başkan Bush ile karşılıklı suçlamalara girişmesinin Obama'nın popülerliğini artıracağından endişe eden Clinton'ın da sahneye girerek hamlesini yaptığı kaydediliyor. Clinton'ın "Bush'a muhalefet konusunda Obama ile aynı çizgideyiz" dediği aktarılıyor. New York Times, başkanlık seçimi yaklaştıkça karşılıklı suçlamaların artacağı ve siyasi fırtınanın kolay kolay dinmeyeceği yorumunu yaparken Clinton'ın, Obama'yı geçerek Demokrat Partiden başkan adayı olabilme şansının oldukça zayıf olduğunu ekliyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

Irak'taki tüm grupların temsil edildiği bir hükümet yapısının bu ülke için önemli olduğunu söyleyen Babacan, Türkiye'nin tüm gruplarla diyalogu olduğunu,

 Irak Parlamentosundaki Fazilet Partisinin önemli isimlerinden Basim Şerif yaptığı açıklamada, Kerkük sorununun seçim yasasının çıkarılması konusunda siyasi

Suriye'yi ziyaret eden Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad tarafından kabul edildikten sonra yaptığı açıklamada, iki

 İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in resmi konuğu olarak, 3 günlük resmi bir ziyaret için Kudüs'e gelen Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, kendisini İsrail'in dostu

Daha sonra özellikle 2000‟lerin başından itibaren ikinci aşama olarak bölge ülkeleriyle ekonomik, ticari ve enerji ilişkilerini yoğunlaştırma politikası

 Irak Parlamentosundaki Bölgeler Meclisi Başkanı ve Irak Uzlaşma Cephesi üyesi Haşim El-Tayi yaptığı açıklamada, Irak Ulusal Güvenlik Siyasi

Solana, İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili ile yapılan görüşmeden sonraki açıklamasında, tarafların

Görüşmede eski Başbakan İyad Allavi'nin başkanlığındaki heyete konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ülkesinin her zaman Irak'ın barış ve