• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2. BANKALARIN HAK VE ÖDEVLERİ

3.2. ZORUNLU KARŞILIKLAR

Karşılık kavramı, bankaların varlıklarının ana kalemi olan kredi alacaklarında meydana gelmiş ve/veya gelmesi muhtemel zararlar için ayırdıkları ihtiyatları tanımlamak için kullanılmaktadır. Banka karşılık ayırarak, söz konusu zararlar realize olduğunda mali yapısındaki bozulmanın telafi edilebilir boyutlarda kalmasını sağlamakta, faaliyetlerine kesintisiz olarak devam edebilmektedir116. Ancak mevduat hesaplarının güvencesi ve iadesinde kolaylık sağlanması için getirilen munzam karşılık yükümlülüğü zamanla ekonominin likiditesini ayarlama amacı ile kullanılan bir para politikası aracına dönüşmüştür117.

VUK’ta ise karşılık “Hasıl olan veya husulü beklenen, fakat miktarı katiyetle kestirilemeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetini arz eden belli bazı zararları karşılamak maksadıyla hesaben ayrılan meblağlar” (VUK, m. 288) şeklinde tanımlanmıştır.

Bankalar, krediler ve diğer alacaklarla ilgili olarak, doğmuş veya doğması muhtemel zararların karşılanması ve bunlar dışında kalan varlıkların değer azalışları için yeterli düzeyde karşılık ayrılmasına, aktiflerin kalitesine ve sınıflandırılmasına, garantilerin ve teminatların alınmasına, bunların değerinin ve güvenilirliğinin ölçülmesine, takibe alınan kredilerin izlenmesine ve vadesi dolmuş kredilerin geri ödenmesine ilişkin politikaları oluşturmak ve uygulamak, bunları düzenli olarak gözden geçirmek, tüm bu hususları icra edebilecek gerekli yapıları tesis etmek ve işletmek zorundadır (Bankacılık K.

mad. 53).

Bankacılık mevzuatı açısından karşılık ayırmanın amacı bankacılık sisteminin istikrarlı bir şekilde güven içinde çalışmasını sağlamaktır. Karşılıkların diğer bir amacı ise bankaların sabit varlıkları gibi algılanan kredi ve alacakların gerçek tutarları ile değerlenmesine imkân vermek, değerde herhangi bir aşınma olmuş ise bunu ortaya koyarak sistem katılımcılarına doğru bilgi akışını temin etmek ve katılımcıların sistemi denetlemesine yardımcı olmaktır118.

116 Ferhat Sayım ve Muhammed Ardıç, “Banka Bilançolarındaki Kredi Karşılık Kalemlerinin Dışa Yansıma Biçimleri”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 26, Sayı: 3-4, 2012, s. 301.

117 Zeynep Ada Eroğlu, Türk Bankacılık Sisteminde Kaynak Maliyeti, MSPD Çalışma Raporları : 2001/5, s. 8.

118 Özgür Acar, “Bankalarca Ayrılan Karşılıklar: Teorik Yaklaşımlar Ve Uluslararası Uygulamalar”

Bankacılar, Sayı: 34 (Eylül, 2000), s. 33.

Bankaların Bankacılık Kanunu uyarınca krediler ve diğer alacaklarla ilgili olarak ayrılan özel karşılıkların tamamı, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir (Bankacılık K. M.53). Ancak sadece bankalara tanınan Kredi Karşılıklarını vergi matrahından indirme imkânının vergi karşısında sektörler arası eşitsizlik oluşturduğuna dair bir kanı meydana gelmektedir. Zira hemen her sektör için sektöre özel risk taşıyan aktifler bulunabilmektedir. Fakat vergi düzenlemeleri genel olarak karşılıkların vergiden indirilmesinde imkan tanımayıp özel karşılıkların indirilmesine müsaade ederek sınırlayıcı bir yaklaşım benimserken bankalara tanınan geniş imkan bu yorumlara sebep olmaktadır119.

Karşılıklar vergiden düşülmediği takdirde vergi sonrası gider haline gelmekte ve bankanın karını ve kar payı dağıtma gücünü düşürmektedir. Bu istenmeyen bir durumdur.

Çünkü banka yönetimi karşılıkları düşürmenin yollarını bulmak istemektedir. Diğer yandan karşılıklar, vergiden düşüldüğünde normal faaliyet giderlerine eklenmekte ve vergi sonrası geliri banka sahipleri istedikleri gibi kullanmaktadır120.

3.2.2. Karşılık Ayrılmasına İlişkin Esaslar

Bankalarca Karşılık Ayrılacak Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik ile getirilen uygulamanın amacı, temel muhasebe ilkelerinden olan ihtiyatlılık ve tam açıklama ilkeleri gereğince mali tabloların gerçek durumu tam ve doğru olarak yansıtmasını teminen, kredi ve diğer alacakların niteliklerine göre sınıflandırılmasının ve kredi ve diğer alacaklardan doğmuş veya doğması beklenen ancak miktarı kesin olarak belli olmayan zararları karşılamak amacıyla yeterli karşılığın bulundurulmasının sağlanmasıdır.

Yönetmelikte özel ve genel olmak üzere iki tür karşılık uygulaması öngörülmektedir. Belirli varlıkların toplamı üzerinden, tutarı tam olarak saptanamayan ancak ileride gerçekleşebileceği varsayılan risklerin telafisi için ayrılması gereken bir

119 Sayım, Ardıç, a.g.m., s. 306.

120 Pelin Ataman Erdönmez - Özgür Ö.Acar (1996), “Kredi Karşılıklarına İlişkin Düzenlemeler ve Vergi Uygulamaları” Uluslararası Para Fonu (IMF) Tarafından Yayınlanan Çalışma Raporundan (Regulatory And Tax Treatment Of Loan Loss Provisions By Claudia Dziobek – June) Derleme,

http://www.tbb.org.tr/tr/Arastirma_ve_Yayinlar/Search_Result.aspx?SearchStr=Kredi%20Kar%C5%9F%

C4%B1l%C4%B1klar%C4%B1na%20%C4%B0li%C5%9Fkin%20D%C3%BCzenlemeler%20ve%20Ve rgi%20Uygulamalar%C4%B1&Sect=3.1 (Erişim, 18. 11. 2012), s. 8.

karşılık niteliği taşıyan genel karşılığın, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 11. maddesinin (1) numaralı fıkrasında kredi olarak tanımlanan işlemlerin tamamının dikkate alınarak hesaplanması gerekmektedir. Bu itibarla, Yönetmelik hükümlerine göre Birinci ve İkinci gruplar altında izlenen kredilerin yanı sıra Bankalar Kanununun 11. maddesi hükümlerine göre kredi sayılan işlemler kapsamında bulunan;

-Satın alınan tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları kapsamında değerlendirilmesi gereken Menkul Değerler Cüzdanı, Vadesi Gelmiş Menkul Değerler ve Bağlı Menkul Değerler hesaplarında izlenen hisse senetleri dışındaki borçlanmayı temsil eden tüm menkul kıymetlere ilişkin net tutarlar,

-Tevdiatta bulunmak suretiyle ya da herhangi bir şekil ve surette verilen ödünçler kapsamında değerlendirilmesi gereken Yurtiçi Bankalar, Yurtdışı Bankalar, Özel Finans Kurumları, Bankalar arası Para Piyasası İşlemleri hesapları altında izlenen tutarlar,

-Ortaklık Payları kapsamında değerlendirilmesi gereken Menkul Değerler Cüzdanı ve Bağlı Menkul Değerler hesaplarında izlenen hisse senetleri ile İştirakler, Bağlı Ortaklıklar hesaplarında izlenen net tutarlar,

-Diğer Alacaklar kapsamında değerlendirilmesi gereken, Satın Alınan Banka Çekleri, Altın Deposu ile Muhtelif Alacaklar hesapları altında yer alan kalemlerden banka tarafından yapılan bir gider ve harcama ile ilgili olmayan ya da aktifleştirilmiş gider olmayan ve alacak niteliği taşıyan kalemler,

-Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler kapsamında değerlendirilmesi gereken, Döviz ve Faiz Haddi ile İlgili İşlemlerden Alacaklar hesaplarında izlenen kalemlerin, Bankaların Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmeliğin 21 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen krediye dönüştürme oranlarıyla çarpılması suretiyle bulunacak tutarları genel karşılık hesaplanmasında dikkate alınacaktır.

Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler için yukarıdaki şekilde bulunacak tutarlar üzerinden genel karşılık hesaplanmasında, nakdi krediler için uygulanan genel karşılık oranı dikkate alınacaktır.

3.2.3. Zorunlu Karşılık Oranları ve Ödenmesi

Zorunlu karşılık oranları Türk Lirası ve yabancı para cinsinde yapılan işlemler için ayrı olarak aşağıdaki tablolarda belirtilmiştir.

Tablo 17: Bankaların Ayırması Gereken Karşılık Oranı ( TL İşlemlerinde) Türk Lirası Cinsinden Yapılan İşlemler

Yükümlülükler Oran (%)

Vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplar 11,25

1 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (1 ay dâhil) 11,25 3 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (3 ay dâhil) 11,25 6 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (6 ay dâhil) 8,25

1 yıla kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları 6,25 1 yıl ve daha uzun vadeli mevduatlar/katılma hesapları ile birikimli

mevduatlar/katılma hesapları 5

1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli Türk lirası diğer yükümlülükler 11,25 3 yıla kadar (3 yıl dâhil) vadeli Türk lirası diğer yükümlülükler 8 3 yıldan uzun vadeli Türk lirası diğer yükümlülükler 5

Özel fon havuzları

Vadesine karşılık gelen

oranlar Kaynak : http://www.tcmb.gov.tr/(20.01.2013)

Tablo 18: Bankaların Ayırması Gereken Karşılık Oranı ( Yabancı Para İşlemlerinde) Yabancı Para Cinsinden Yapılan İşlemler

Yükümlülükler Oran (%)

Vadesiz, ihbarlı DTH/yabancı para özel cari hesaplar ile 1 aya kadar, 3 aya

kadar, 6 aya kadar ve 1 yıla kadar vadeli DTH, yabancı para katılma hesapları 12 1 yıl ve daha uzun vadeli DTH/yabancı para katılma hesapları ile birikimli

DTH/yabancı para katılma hesapları 9

Özel fon havuzları

Vadesine karşılık gelen

oranlar 1 yıla kadar vadeli (1 yıl dâhil) yabancı para diğer yükümlülükler 12 3 yıla kadar vadeli (3 yıl dâhil) yabancı para diğer yükümlülükler 10 3 yıldan uzun vadeli yabancı para diğer yükümlülükler 6

Kaynak : http://www.tcmb.gov.tr/(22.01.2013)

Zorunlu karşılıklar esasen, Türk lirası yükümlülükler için Türk lirası olarak, yabancı para yükümlülükler için ise ABD doları ve/veya Euro olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasındaki hesaplarda tesis edilmektedir. Ancak, Türk Lirası yükümlülükler için tutulması gereken zorunlu karşılıkların belli bir oranına kadar olan kısmı ABD doları ve/veya Euro döviz cinsinden bloke hesaplarda tesis edilebilir. Altın depo hesapları zorunlu karşılığa tabi yükümlülüklere 14 Ekim 2011 tarihinden itibaren dâhil edilmiştir.

3.3. BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMUNUN GİDERLERİNE KATILMA PAYI

4389 sayılı Bankalar Kanunu uyarınca 31 Ağustos 2000 tarihinde faaliyete geçen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun giderleri, bankaların bir önceki yılsonu bilanço toplamları üzerinden on binde 3 oranında yapacakları ödemelerle karşılanmaktadır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) bankalardan aldığı giderlere katılma payında onbinde 3’ten onbinde 1,5’e indirmiştir.

Bankacılık Kanunu ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin; kuruluş ve faaliyetlerini, yönetim ve teşkilat yapısını, birleşme, bölünme, hisse değişimini ve tasfiyelerini düzenleme, uygulama, uygulanmasını sağlama, uygulamayı izleme ve denetleme görev ve yetkisi verilmiş bulunmaktadır.

5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna ilişkin düzenlemelerle ilgili bölümün 101. maddesinde, “Kurumun bütçe yılı takvim yılıdır. Kurumun giderleri, bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketlerince bütçenin yürürlüğe girmesinden önce katılma payı adı altında Kuruma yapılacak ödemelerle karşılanır. Giderlere katılma payı olarak tahsil olunacak tutar, söz konusu kuruluşların bir önceki yıl sonu bilanço toplamlarının onbinde üçünü geçemez. Belirlenen süre içerisinde ödenmeyen katılma payları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” ifadesi yer almaktadır.

Buna göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu söz konusu 101. maddeye istinaden bankalardan, finansal kiralama şirketlerinden, faktoring şirketlerinden ve finansman şirketlerinden bir önceki yıl sonu bilanço toplamlarının en fazla onbinde üçüne

kadar giderlere katılma payı olarak tahsilat yapabilecektir. Yapılan bu tahsilat bankalar tarafından vergi matrahının tespitinde gider olarak yazılabilecektir. Bu konuda Maliye Bakanlığı'nca bir bankaya 20 Mart 2001 tarihinde verilmiş olan B.K.BŞK.4.34.00.54/02-C/GVK-40/137-1665 sayılı muktezada şöyle denilmektedir:

“.... Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 2002 yılı giderlerinin karşılanması amacıyla 2001 Aralık ayı içerisinde ödenmesi gereken ve 2000 yılı sonu bilanço toplamının onbinden üçüne karşılık gelen katılma payı, kanundan gelen zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Yani bu ödemeler bankanızın 2002 yılında yapacağı bir gider için yapılmaktadır. Bu nedenle yapılacak ödeme bankanız açısından ödemenin yapıldığı yılda tahakkuk etmiş olacağından bu dönem hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.”

Buna göre, banka, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 2012 yılı giderlerinin karşılanması amacıyla 2011 Aralık ayı içerisinde ödemesi gereken ve 2010 yılı sonu bilanço toplamının onbinde üçüne kadar hesaplanacak katılım payı ödemenin yapıldığı yıl olan 2011 yılında gider yazılabilecektir.