• Sonuç bulunamadı

PARA VE MALİYE POLİTİKASININ İŞLEYİŞİNE YARDIMCI

I. BÖLÜM

4. BANKALARIN TEMEL FONKSİYONLARI

4.5. PARA VE MALİYE POLİTİKASININ İŞLEYİŞİNE YARDIMCI

Toplam 10.000 1.000 9.000 9.000

Kaynak : Erdal M. Ünsal, Makro İktisat, 4. Baskı, İmaj Yayınevi, Ankara, 2001, s. 391.

4.5. PARA VE MALİYE POLİTİKASININ İŞLEYİŞİNE YARDIMCI OLMA FONKSİYONU

Bir ülkede hükümetler ekonomik kararları alırken, merkez bankaları da bu kararlarla ilgili olarak para politikalarını belirler ve uygular. Merkez bankasının uyguladığı para politikasının nihai amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Merkez bankası, bu politikaları uygularken avans-reeskont faiz oranları, açık piyasa işlemleri, karşılık oranları gibi araçları kullanır.

Merkez bankasının kullandığı bu araçlar, para piyasası kurumu olan bankaların kredi mevduat hacim ve fiyatlarını doğrudan etkiler. Bu nedenle, uygulanan para politikalarının ekonomiye aktarılmasında önemli bir rol oynayan bankacılık sisteminin gelişmiş olması çok önemlidir.

Merkez Bankası, bankalara çok yüksek miktarlarda döviz satarak, piyasada dövizi bollaştırıp kurların düşmesi yönünde bir girişimde bulunabilir. Ayrıca merkez bankası piyasada para arzını artırmak için zorunlu karşılık oranlarını, disponsiblite oranını ve reeskont oranını düşürür, bankalardan hazine bonosu ve devlet tahvili alarak bankaların kredi hacmini artırır. Bankaların vadesiz mevduat hesapları ile dolaşımda bulunan parayı çelerek para arzını azaltmanın yanı sıra, mevduat kabul ederek topladıkları bu fonları kredi vermek suretiyle para yaratarak para arzının dolaşımdaki para miktarından büyük olmasını

sağlarlar112. Bankacılık sisteminin etkin çalışmaması durumunda, merkez bankasının kullandığı bu para politikası araçlarının uygulanması zor olacaktır.

Diğer taraftan, banka rezervlerini ve mevduatlarını arttıran genişlemeci bir para politikası banka kredilerini de arttıracaktır. Banka kredilerindeki artış; gerek yatırım gerekse tüketim harcamalarını arttırmak suretiyle milli geliri de arttıracaktır. Para politikasının etkisi aşağıda şematik olarak gösterilmiştir 113.

M↑═)Banka Mevduatları↑ ═)Banka Kredileri↑═) I↑ ═)Y↑

4.6. DIŞ TİCARET FİNANSMANI VE İHRACATI TEŞVİK FONKSİYONU Dış ticaretin finansmanı, ihracatın finansmanı ve ithalatın finansmanı olarak iki temel başlık altında değerlendirilebilir. İhracatın finansmanı ise, finansmanın vadesine göre; kısa, orta ve uzun vadeli olarak, ihracatın aşamasına göre; sevk öncesi ve sevk sonrası olarak, finansmanın kaynağına göre; Merkez Bankası kaynaklı krediler, Ticari banka kaynaklı krediler ve Eximbank kaynaklı krediler olarak ve leasing, factoring ve forfaiting gibi diğer finansman yöntemleri olarak sınıflandırılabilirler.

Sevkiyat öncesi finansman, siparişin alınması ile sevkiyatın yapılması arasındaki sürede malların imalatı, satın alınması, ambalajlanması ve sevki için ihtiyaç duyulan finansmandır. Açık ihracat kredileri, kefalet karşılığı krediler, peşin ödeme, prefinansman kredisi, ihracat emtiası karşılığı krediler ve senet karşılığı krediler sevk öncesi finansmana örnek verilebilir.

Sevkiyat sonrası finansman, malların sevkinden sonra tahsilâta kadar geçen sürede ihtiyaç duyulan finansmandır. İhracattan doğan poliçenin iskontosu, ihracat faktoringi, ihracat vesaiki kredisi ve ihracatçı lehine gelen akreditif bağlantılı krediler sevkiyat sonrası finansmana örnek verilebilir. Sevkiyat sonrası uzun vadeli finansman kaynakları ise satıcı kredileri, alıcı kredileri ve forfaitingdir.

İthalatın finansmanı da aynı şekilde ithalat aşamasında finansman ve ithalat sonrası finansman olarak sınıflandırılabilir. İthalat aşamasında finansman, ithalatçı malları teslim

112 Paul Krugman – Robin Wells, Makro İktisat, çev. Fuat Oğuz ve diğerleri, 2. Baskıdan Çeviri, Palme Yayıncılık, Ankara, 2011, s. 392.

113 Frederic S.Miskin, Para Teorisi-Politikası, çev. İlyas Şıklar - Ahmet Çakmak - Suat Yavuz, Bilim Teknik Yayınevi, Eskişehir, s. 285.

alıncaya kadarki sürede ihtiyaç duyulan finansmandır. Vesaik mukabili ithalat, akreditif kredisi ve banka kabul kredisi ithalat aşamasında finansmana örnek verilebilir. İthalat sonrası finansman ise, ithalatçının malları teslim aldıktan sonra malın satılıp tahsilât yapılıncaya kadar geçen sürede gereksinim duyulan finansmandır.

Eximbank kredileri, ihracatın geliştirilmesi amacıyla Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. (Eximbank) tarafından, ihracatçı firmalara kullandırılan kredi türüdür. Eximbank tarafından belirlenen Türk menşeili malların ihracı ve döviz taahhüdü karşılığı, ucuz finansman kaynağı sağlamak amacıyla kullandırılır. Eximbank kredilerinde vergi, resim, harç ve KKDF istisnası uygulandığı için ihracat taahhüdü bulunmaktadır. İhraç edilen mal karşılığı dövizin, belli süre ve koşullarda ülkeye getirilmesi ve ihracat taahhüdünün kapatılması gerekir.

Eximbank tarafından firmalara kaynak aktarımları, iki yolla gerçekleşir. Bunlardan biri, Eximbank'ın doğrudan firmalara kullandırdığı krediler; diğeri ise, Eximbank'ın bankalar aracılığıyla firmalara kullandırdığı kredilerdir. Bankalar aracılığıyla kullandırılan kredilerde tüm riski, aracı banka taşır ve aynı banka kredi faizi üstüne eklenen belli bir oranda komisyon geliri elde eder. Eximbank’ın kredi programları aşağıda sıralanmıştır:114

- Sevk öncesi döviz ihracat kredileri,

- Sevk öncesi TL kalkınmada öncelikli yöreler ihracat kredisi, - Dış ticaret şirketleri TL/döviz ihracat kredileri,

- Sevk öncesi döviz ihracat kredileri,

- Küçük ve orta boy işletme ihracata hazırlık kredileri, - Sevk öncesi reeskont kredisi.

Bankalar, dış ticaret işlemlerine, taraflara hizmet verme ve ödemede garanti vererek riski üstlenme işlevlerini yerine getirerek yurtdışında anlaşması bulunan muhabir bankalar vasıtasıyla aracılık ederler. Bankalar beş temel ödeme şeklinden, ilk üçü olan peşin ödeme, mal mukabili ödeme ve vesaik mukabili ödeme işlemlerinde taraflara sadece hizmet vermekte ve firmaları kredilendirerek herhangi bir risk üstlenmemektedirler. Diğer iki ödeme şekli olan akreditif ve kabul kredili ödeme şekillerinde ise bankalar gayri nakdi

114 Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş., Krediler, http://www.eximbank.gov.tr/TR/belge/1-4/krediler.html (01.07.2012)

kredi tesis ederek ve ödemeleri belli koşullara bağlayarak garanti altına alıp risk üstlenmektedirler.

2009 yılında yaşanan küresel kriz sonrası yurt dışı talepteki daralmaya bağlı olarak dış ticaret olumsuz etkilenmiştir. Türkiye’nin dış ticaretini olumsuz yönde etkileyen en önemli faktör küresel talep yetersizliği olmasına rağmen ticaretin finansmanından kaynaklanan problemler de ihracatı kısıtlayıcı etki göstermektedir. Kriz döneminde bankaların ihracat kredisi kullandırırken aradıkları standartları yaşanan likidite sorunundan dolayı sıkılaştırdıkları, ancak likidite koşullarındaki iyileşmeye rağmen koşulların yeterince gevşetilmediği gözlenmektedir. Dış finansmanın sağlanmasındaki zorluklar ve maliyet artışları, firmaları sermaye maliyetlerindeki artışlardan daha fazla etkilemiştir.

İhracatın yeniden artış trendine gireceği önümüzdeki dönemde finansman olanaklarının genişletilmesi oldukça önemlidir.

II. BÖLÜM

TÜRKİYE’DEKİ BANKALARIN HUKUKİ STATÜSÜ VE VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜK VE SORUMLULUKLARI

1. TÜRKİYE’DEKİ BANKALARIN HUKUKİ STATÜSÜ

5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 2. maddesi “Türkiye'de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki şubeleri, finansal holding şirketleri, Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bunların faaliyetleri bu Kanun hükümlerine tâbidir.

Özel kanunlarla kurulmuş olan bankalar hakkında da kanunlarında yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümleri uygulanır.

Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler tatbik olunur.” demek suretiyle bankaların 5411 sayılı kanuna tabi olduğunu belirtmiştir.

Aynı kanunun 6. maddesi “Türkiye'de bir bankanın kurulmasına veya yurt dışında kurulmuş bir bankanın Türkiye'deki ilk şubesinin açılmasına, bu Kanunda öngörülen şartların yerine getirilmesi kaydıyla Kurulun en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınacak kararla izin verilir.

İzin için yapılacak başvurulara ve iznin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Kurulca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. İzne ilişkin karar, başvurunun yapıldığı ya da başvuruda eksiklik bulunması hâlinde, istenilen bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren üç ay içinde ilgiliye bildirilir. Eksikliklerin altı ay içinde giderilmemesi hâlinde başvuru geçersiz hale gelir.

Türkiye'de münhasıran kıyı bankacılığı faaliyetinde bulunmak üzere banka kurulması veya yurt dışında kurulu bankalarca bu amaçla şube açılması, bunların faaliyet alanları ile finansal raporlama ve denetim usulleri ve faaliyetlerinin geçici veya sürekli olarak durdurulması hususları Kurul kararıyla belirlenir.

Yurt dışında kurulu bankalar, mevduat veya katılım fonu kabul etmemek ve Kurulca belirlenecek esaslara göre faaliyet göstermek kaydıyla, Kurulun izni ile Türkiye'de temsilcilik açabilirler.” hükmüyle bankaların faaliyet izinlerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından verileceğini belirtmiştir.

Kanunun 7. maddesinde “Türkiye'de kurulacak bir bankanın;

- Anonim şirket şeklinde kurulması,

- Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve tamamının nama yazılı olması, - Kurucularının bu Kanunda belirtilen şartları haiz olması,

- Yönetim kurulu üyelerinin bu Kanunun kurumsal yönetim hükümlerinde belirtilen nitelikleri ve plânlanan faaliyetleri gerçekleştirebilecek meslekî tecrübeyi haiz olması,

- Öngörülen faaliyet konularının plânlanan malî, yönetim ve organizasyon yapısı ile uyumlu olması,

- Nakden ve her türlü muvazaadan âri olarak ödenmiş sermayesinin en az otuz milyon Türk Lirası olması,

- Ana sözleşmesinin bu Kanun hükümlerine uygun olması,

- Kurumun etkin denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması,

- Konsolide denetimini engelleyici nitelikte herhangi bir hususun bulunmaması, - Öngörülen faaliyet konularına ait iş plânlarını, kuruluşun malî yapısı ile ilgili

projeksiyonlarını sermaye yeterliliğini de içerecek şekilde, ilk üç yıl için bütçe plânını ve yapısal örgütlenmesini gösteren bir faaliyet programını iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemi de dahil olmak üzere ibraz etmesi şarttır.

9. maddesi “Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde gerekli izni alarak Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyet gösterecek yurt dışında kurulu bir bankanın;

- Merkezinin bulunduğu ülkede esas faaliyetlerinde yasaklamanın bulunmamış olması,

- Merkezinin bulunduğu ülkenin yetkili denetim merciinin Türkiye'de faaliyet göstermesine ilişkin olumsuz görüşünün bulunmaması,

- Ödenmiş sermayesinin Türkiye'ye tahsis edilen kısmının 7 nci maddede belirtilen miktardan az olmaması,

- Müdürler kurulu üyelerinin, kurumsal yönetim hükümlerinde belirtilen şartları ve plânlanan faaliyetleri gerçekleştirebilecek meslekî tecrübeyi haiz olmaları,

- İzin kapsamındaki faaliyet konularına ait iş plânlarını, ilk üç yıl için bütçe plânını ve yapısal örgütlenmesini gösteren bir faaliyet programını ibraz etmesi,

- Dahil olduğu grubun ortaklık yapısının şeffaf ve açık olması şarttır.

Merkezinin bulunduğu ülkedeki yerel düzenlemelere aykırılıkları nedeniyle faaliyeti yasaklanan konularda faaliyet izni verilmez.”

Hükümlerini içermektedir. Buna göre Türkiye’de faaliyette bulunacak bankanın ya da Türkiye’de şube açacak bankanın kanunun 7. ve 9. maddesinde yer alan şartları yerine getirmiş olması gerekir.

Gerekli kuruluş şartlarını yerine getiren bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 10. maddesi, bu Kanunun 6. maddesi çerçevesinde kuruluş veya Türkiye'de şube açma izni alan bankaların, “Kuruldan ayrıca faaliyet izni alması şarttır" hükmünü getirerek, kuruluş veya Türkiye'de şube açma faaliyetlerini Kuruldan izin alma şartına bağlamıştır.. Bir beyanname ile yapılacak başvuru üzerine verilecek izin, Kurul tarafından aksi kararlaştırılmış olmadıkça, 4 üncü maddede belirtilen bütün faaliyetleri aynı maddenin son fıkrasındaki sınırlamalar çerçevesinde kapsar. Verilen faaliyet izinleri Resmî Gazetede yayımlanır. Kararın, ilk izin başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde verilmesi gerekmektedir.

Kurum, bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelerdeki şartları taşımayanlara gerekli düzeltmeleri yapmaları ve eksiklikleri tamamlamaları için altı ayı geçmemek üzere süre verir. Bu süre içinde yeniden başvuranlar hakkında yapılan inceleme sonucunda durumları uygun bulunmayanlara verilmiş olan kuruluş izni geçersiz olur ve sonuç yazılı olarak bildirilir. Kuruluş izni almış olan bankaların faaliyete geçebilmesi için;

- Sermayesinin nakit olarak ödenmiş ve plânlanan faaliyetleri gerçekleştirebilecek düzeyde olması,

- Kurucuları tarafından 7. maddede belirtilen asgarî sermayenin yüzde onu tutarındaki sisteme giriş payının en az dörtte birinin Fon hesabına yatırıldığına dair belgenin ibraz edilmesi,

- Faaliyetlerinin kurumsal yönetim hükümlerine uygunluğunu sağlaması ve yeterli personel ve teknik donanıma sahip olması,

- Yöneticilerinin, kurumsal yönetim hükümlerinde belirtilen nitelikleri haiz olması, - Kurulca faaliyet konularını yürütebilecek yeterliliğe sahip olunduğu kanaatine

varılması gerekir.

Sisteme giriş payının ödenmeyen kısmının, faaliyete geçiş tarihinden itibaren Kurulca belirlenecek ödeme plânı çerçevesinde Fon hesabına yatırılacağına ilişkin taahhütnamenin Kuruma ibrazı zorunludur. Sisteme giriş payı bir defaya mahsus olmak üzere alınır. Banka hissedarları sisteme giriş payının ödenmesinden müteselsilen sorumludurlar. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Kurul yetkilidir.” Hükümleri doğrultusunda faaliyet izni alarak çalışmaya başlayabilirler.”

hükümlerini içermektedir.

Bununla birlikte, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 7. Maddesi hükmü gereğince bankalar anonim şirket olarak kurulmak zorunda olduklarından bankalar Türk Ticaret Kanununun Anonim Şirketlere ilişkin hükümlerine tabidir.

6102 Sayılı TTK 329. maddesi “Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur”

denilmektedir. TTK’nin 330. Maddesinde ise “Özel kanunlara tabi anonim şirketlere, özel hükümler dışında bu kısım hükümleri uygulanır.” hükmü bulunmaktadır.

TTK 338. Maddesinde “Anonim şirketin kurulabilmesi için pay sahibi olan bir veya daha fazla kurucunun varlığı şarttır.” denilerek anonim şirketin bir ya da birden çok ortakla kurulabileceğini belirlenmiştir. 332. maddesi “Tamamı esas sözleşmede taahhüt edilmiş bulunan sermayeyi ifade eden esas sermaye elli bin Türk Lirasından ve sermayenin artırılmasında yönetim kuruluna tanınmış yetki tavanını gösteren kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi yüz bin Türk Lirasından aşağı olamaz.” hükümlerini içermektedir.

5411 sayılı Bankacılık Kanunu 19. maddesi “Türkiye'de faaliyette bulunan bankalardan birinin; diğer bir veya birkaç banka veya finansal kuruluş ile birleşmesi veya bütün aktif ve pasifi ile diğer hak ve yükümlülüklerini Türkiye'de faaliyette bulunan diğer bir bankaya devretmesi, bütün aktif ve pasifleri ile diğer hak ve yükümlülüklerini devir alması veya bölünmesi ya da hisse değişimi Kurulun iznine bağlıdır. İzin tarihinden itibaren üç ay içinde ilgili bankaların yetkili organlarınca karar alınarak gerekli işlemlere geçilmediği takdirde, verilen izin geçersiz olur. Bankaların bu Kanun hükümlerine göre birleşme, bölünme ve devirlerinde 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile devir veya birleşmeye konu bankaların toplam aktiflerinin sektör içindeki paylarının yüzde yirmiyi geçmemesi kaydıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 7, 10 ve 11 inci maddeleri hükümleri uygulanmaz. Birleşme veya devir işleminin kesinleşmesini müteakip, devredilen kuruluşun bütün aktif ve pasifleri ile diğer hak ve yükümlülükleri devralan bankaya geçer ve devredilen kuruluşun tüzel kişiliği sona ererek kaydı Ticaret Sicilinden silinir. Bu madde hükmünün uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir.” hükmünü içermektedir.

Yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen kanun maddelerinden de anlaşılacağı üzere bankalar her ne kadar, TTK’da anonim şirket olarak kurulmak zorunda olsalar da esas itibariyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na tabidir.

Bankalar tacir olarak yaptıkları işlemlerden ve üçüncü kişilerle olan münasebetlerinden dolayı TTK, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun vb. kanun hükümlerine göre hareket etmek zorundadır.

2. BANKALARIN HAK VE ÖDEVLERİ

VUK’a göre mükellef sıfatına haiz olan bankalar, bu sıfatları nedeniyle VUK’ta belirtilen hak ve ödevlere de sahiptir. Bu nedenle mükellef hak ve ödevlerine değinildiğinde bankaların da hak ve ödevlerine değinilmiş olmaktadır.

Mükellef hakları; uzlaşma cezalarda indirim hakkı, pişmanlık hakkı, düzeltme talebi hakkı, şikayet yoluyla müracaat hakkı, itiraz ve mülazaha hakkı, mahremiyet hakkı ve tecil ve taksitlendirme haklarıdır.

Mükellef ödevleri ise; bildirim ile ilgili ödevler, defter tutma ile ilgili ödevler, defter onayı ve kayıt düzeniyle ilgili ödevler ve diğer ödevler olarak belirtilebilir.

Diğer taraftan bankalar vergi mükellefi olmalarının yanı sıra sorumlu sıfatıyla da tevkifat yaptıkları için beyanname verme süreleri içinde ilgili vergilere ilişkin beyannameleri vermek ve süresi içinde ödeme yapmak durumundadır. Beyanname verme sürelerine ilişkin tablo aşağıdaki gibidir.

Tablo 16: Tablo Beyanname Verme ve Ödeme Süreleri

Beyanname Türü Verilme Süresi Son Ödeme Günü

Yıllık Kurumlar Vergisi

İzleyen Yılın 1-25 Nisan

Dönemi Nisan ayı sonu

Yıllık Gelir Vergisi İzleyen Yılın 1-25 Mart Dönemi 1.Taksit Mart ayı sonu 2.Taksit Temmuz ayı sonu (3 Aylık dönemi izleyen

2. Ayın 14. günü akşamı)

(3 Aylık dönemi izleyen 2. Ayın 17. günü akşamı)

Geçici Vergi 1.Dönem 14 Mayıs

2.Dönem 14 Ağustos Katma Değer Vergisi İzleyen Ayın 24.Günü Beyanname verilen ayın

26.günü

Aylık Muhtasar İzleyen Ayın 23.Günü Beyanname verilen ayın 26.günü

(3 Aylık dönemi izleyen ayın 23.günü)

Üç Aylık Muhtasar 23 Ocak

23 Nisan

1.Taksit Şubat ayı sonu 2.Taksit Haziran ayı sonu G.V.K Geçici 67.

maddeye göre verilecek Beyanname

İzleyen Ayın 23.Günü Beyanname verilen ayın 26.günü

Damga Vergisi İzleyen Ayın 23.Günü Beyanname verilen ayın 26.günü

K.V Kanunu 15. ve 30.

md. Göre yapılan tevkifat ile ilgili muhtasar

İzleyen Ayın 23.Günü Beyanname verilen ayın 26.günü

Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Beyannamesi (BSMV)

İzleyen Ayın 15.Günü Beyanname Verme Süresi İçinde

Özel Tüketim Vergisi I.Sayılı Listedeki Mallar:

İlk 15 gün için aynı ayın 25'i ikinci 15 gün için ertesi ayın 10'u

II. Sayılı Listedeki Kayıt ve Tescile Tabi olmayan mallar

ileIII ve IV sayılı listedeki malların teslimini izleyen ayın

15. günü akşamına kadar II. Sayılı Listedeki kayıt ve tescile

tabi mallar için işlemlerin tamamlanmasından önce

beyanname verilir

Kaynak : http://www.verginet.net/dtt/7/BeyannameVermeveOdemeSureleri_15142.aspx (25.06.2012)

3..BANKALARIN BANKACILIK VE SERMAYE PİYASASI MEVZUATINDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Bankacılık Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunları olmak üzere mevzuattan kaynaklanan ve bankaların aracılık maliyetini artıran birtakım sorumlulukları bulunmaktadır. Söz konusu sorumlulukları şunlardır:

3.1. TASARRUF MEVDUATI SİGORTA PRİMLERİ 3.1.1. Tasarruf Mevduatı Sigortası Kapsamı

Genel anlamda mevduat sigorta sistemi; finansal sistem hakkında daha az bilgi sahibi olabilecek küçük tasarruf sahiplerinin, bankalara veya tasarruf kuruluşlarına yatırdıkları mevduatlarının kısmen ya da tamamen güvence altına alınması amacıyla oluşturulmuş bir sigorta sistemidir. Ancak bu işlevin yanında mevduat sigorta sistemi, ekonomide ve mali sektörde ortaya çıkabilecek krizlerden etkilenen bankacılık sektörünün yükümlülüklerini yerine getirememe riskini mevduat sigorta kurumlarına aktararak, bankacılık sektörüne olan güvenin sürdürülmesini de sağlamaktadır. Makro açıdan bakıldığında, mevduat sigortasının, tasarruf sahiplerinin paniğe kapılarak birikimlerini bankacılık sistemi dışına çıkarılmasını önleyici bir fonksiyon olduğundan, finansal sistemin istikrarına katkıda bulunmaktadır115.

Kredi kuruluşları nezdlerindeki tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım fonları, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından sigorta edilir (Bankacılık K. M. 63). Bu çerçevede Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katılım fonu kabulüne yetkili yerli ve

115 Müge Ayzıt, Dünya’da ve Türkiye’de Mevduat Sigorta Sistemi Uygulamaları, Uzmanlık Yeterlilik Tezi, T.C. Merkez Bankası Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü, 2004, s. 4.

yabancı tüm kredi kuruluşları ile merkezi yurt dışında bulunan kredi kuruluşlarının Türkiye'deki şubelerinde bulunan mevduat ve katılım fonları sigorta sistemine dâhildir.

Ancak gerçek veya tüzel kişiler adına açılan ticari işlemlere konu olan hesaplar (münhasıran çek keşide edilmesi hariç) sigorta kapsamında değildir.

Bankalar, nezdlerindeki tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım fonlarını, sigortaya tabi kısım üzerinden sigorta ettirmek ve bunun üzerinden prim ödemek zorundadırlar.

Tasarruf mevduatı ve katılım fonu sigortası, mevduat ve katılım fonu toplamaya yetkili mevduat ve katılım bankalarının (kredi kuruluşlarının) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından faaliyet izinlerinin kaldırılması durumunda, mevduat ve katılım fonu hak sahiplerinin maruz kalacağı kayıpların devlet veya bu amaçla kurulmuş özel bir kurum tarafından kısmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir.

Türkiye'de mevduatın ve katılım fonlarının sigortalanması yetki ve görevi kamu tüzel kişiliğini haiz Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) aittir.

Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluşunun yurt içi şubelerinde gerçek kişiler adına açılmış olan ve münhasıran çek keşide edilmesi dışında ticari işlemlere konu olmayan Türk Lirası, döviz ve kıymetli maden cinsinden;

- Tasarruf mevduatı hesaplarının anaparaları ile bu hesaplara ilişkin faiz reeskontları toplamının,

- Katılma hesapları birim hesap değerleri ve özel cari hesapların, 50 bin TL'ye (elli bin TL) kadar olan kısmı sigorta kapsamındadır.

Bankalar sigortaya tâbi olacak tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım

Bankalar sigortaya tâbi olacak tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım