• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4. BANKALARIN ÖDEDİKLERİ VERGİLER

4.1. BANKALARIN YÜKÜMLÜ SIFATIYLA ÖDEDİKLERİ VERGİLER

4.1.5. Damga Vergisi

4.1.5.1. Damga vergisi konusu ve mükellefleri

Damga Vergisi Kanununa göre, bu verginin konusuna Kanun’a ekli 1 sayılı tabloda belirtilen kâğıtlar girmektedir (DVK, m.1). Kanuna ekli 2 sayılı tabloda yazılı kâğıtlar ise Damga vergisinden istisnadır. Dolayısıyla kâğıt olmadıkça, damga vergisi mükellefiyetinden söz edilemez. Bankalar yaptıkları işlemler nedeniyle; Kanun’a ekli 1 sayılı tabloda belirtilen kağıtlar için damga vergisi ödemek durumundadır.

Damga Vergisi bir hukuki muamele dolayısı ile düzenlenen ve bir husus ispat ve belli etme niteliği taşıyan kâğıtlar üzerinden alınır. Bazı akitlerin sıhhati, kanunen belli şekillere uyularak yapılmasına bağlı tutulmuştur. Bu şekle uyulmadığında, akit geçerli sayılmaz. Örneğin gayrimenkul rehni, kefalet senedi, Poliçe ve emre muharrir senetlerin geçerliliği Türk Ticaret Kanununda gösterilmiş şartlar dâhilinde düzenlenmiş olmaları ile mümkündür. Akittin kanuni şekil şartlarına uyulmadan düzenlenmiş olması, damga vergisi mükellefiyetini etkilememektedir. Çünkü kâğıt kanuni şartlara uymadığı hallerde de gene bir hususu ispat veya belli etmeye yarayacak niteliği kazanmıştır. Mesela emre muharrer bir senet metninde “bono” veya “emre muharrer senet” kelimesinin yazılı olmaması emre muharrer senet olma niteliğini kaybettirir. Ancak bu hal kâğıdın ad ve senet sayılmasını önlemez. Yani bu durumda da kâğıt, bir hususu ispat ve belli etme niteliği taşıma devam eder. Yalnız, mahiyet değiştireceği için emre muharrer senet olarak değil, adi senet olarak vergilendirme durumu tayin edilmek gerekir.

Kâğıtlar terimi, yazılıp imzalamak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder (DVK, m.1).

Vergiye tabi kâğıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kâğıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhler de Damga Vergisine tabidir.

Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kâğıtların her nüshası ayrı ayrı aynı miktar veya nispette Damga Vergisine tabidir. Şu kadar ki, poliçe ve emre yazılı ticari senetlerin yalnız tedavüle çıkarılan nüshaları vergiye tabi tutulur (DVK. M.5). Kanun hükmü gereğince Damga Vergisine tabi kâğıt, birden fazla nüsha olarak düzenlendiğinde, genel ilke, her nüshanın ayrı ayrı aynı miktar ve nispette vergiye tabi tutulur. Aynı hüküm ve kuvveti haiz olmak üzere birden fazla düzenlenmiş olan kâğıtlardan her birisine nüsha denir. Nüshalarda, kâğıdın vergiye tabi olmasını gerektiren imza veya imzalar ayrı ayrı vardır. İmzanın her nüshaya ayrı ayrı atılmış olması veya araya karbon konarak hepsinin bir defada imza edilmiş olması sonucu etkilemez. Suretlerde ise imza yoktur. Nüshalardan her biri, ayrı ayrı aynı nispet ve miktarlarda vergiye tabi olduğu halde, suretler (1) sayılı tabloya göre, seyyanen maktu vergiye tabi tutulur.

Bir kâğıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınır. Bir kâğıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır. Ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işlemi de ayrıca vergiye tabidir(DVK. m. 6).

Örneğin; İstisna kapsamına girmeyen kira sözleşmeleri binde 1,89 oranında damga vergisine tabidir. Aynı kira sözleşmesinde kefil de varsa ve kefil de sözleşmeyi imzalamışsa, kefalette damga vergisi oranı binde 9,48 olduğundan dolayı, bu kira sözleşmesine toplam binde 11,37 oranında damga vergisi uygulanması gerekmektedir.

Kâğıtlara konulan imzanın birden fazla olması verginin tekerrürünü gerektirmez.

Ancak maktu vergiye tabi olup müteaddit kişilerin imzasını taşıyan makbuz ve ibra senetlerinin Damga Vergisi imza adedine göre alınır. Nispi vergiye tabi ve birden fazla kişinin imzasını taşıyan makbuz ve ibra senetlerinde her imza sahibine ait olan hisse ayrıca belli edilmiş ise, vergi hisselere göre ayrı ayrı ödenir. Şu kadar ki, bir resmi daire veya bir gerçek veya tüzel kişi adına kâğıtlara konulan birden fazla imza bir imza hükmündedir (DVK. m.7).

Yabancı memleketlerle Türkiye`deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kâğıtlar, Türkiye`de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükümlerinden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulur.

Damga vergisinin mükellefi ise vergi konusuna giren kâğıtları imza edenlerdir.

Resmi kurumlar ile kişiler arasındaki işlemlerde kâğıt bedelini kişiler öder. Yabancı memleketlerle Türkiye`deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kâğıtların vergisini, Türkiye’de bu kâğıtları resmi dairelere ibraz eden, üzerlerinde devir veya ciro işlemleri yapanlar veya herhangi bir suretle hükümlerinden faydalananlar öderler. Ancak bunlardan ticari veya mütedavil kâğıt mahiyetinde bulunanların vergisini, bunları en evvel satan veya kabul veya başka suretle kullanan kişiler öderler.

Vergiye tabi kâğıtların damga vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere kâğıtları ibraz edenler sorumludur (DVK, m. 24).

Birden fazla kişi tarafından imza edilen kâğıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar. Bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunması Damga Vergisinin noksan ödenmesini gerektirmez. Damga Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kâğıtlara ait verginin tamamı kişiler tarafından ödenir. Ancak bu kâğıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumlar müteselsilen sorumludurlar (DVK, m. 24).

Bu hükme göre, kâğıt üzerinde yer alan imza sahiplerinin tamamı damga vergisinden müteselsilen sorumlu olmaktadırlar. Burada bir başka özellik de kâğıdı imzalamaları nedeniyle mükellef durumunda olan kişiler aralarında vergilerin paylaşılmasına ilişkin olarak yaptıkları sözleşmelerin geçerli olmayacağıdır. Bir başka anlatımla bu tür sözleşmeler vergi idaresi açısından bir önem taşımamaktadır. Dolayısıyla VUK 8. maddedeki hüküm gereğince herhangi bir mükellefin bu verginin ödenmesinde sorumlu tutulması şeklinde damga vergisinin mükellefleri arasında yapılan özel hukuk sözleşmelerin vergi dairesi tarafından yapılacak tarhiyatlarda gerekçe olarak gösterilmesi imkânı bulunmamaktadır.