• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.2. BANKACILIĞIN TARİHÇESİ

Daha çok üçüncü kişilerden topladıkları fonları nakit ihtiyacı olan kişi ve kuruluşlara aktaran ve böylelikle üretim ve tüketimi finanse eden mali nitelikli aracı

4 Mesut Erez, Bankalar Sistemi ve Devlet Kontrolü, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1975, s. 3.

5 Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük, http://tdkterim.gov.tr/bts/, (10.06.2012).

6 Mehmet Takan - Melek Acar Boyacıoğlu, Bankacılık Teori Uygulama ve Yöntem, 3. b., Nobel Yayın Dağıtım İstanbul, 2011, s. 2.

7 Parasız, a.g.e., s. 5.

kuruluş şeklinde tanımlanabilen bankaların tarihçesi M.Ö. 3500 yıllarına kadar uzanmaktadır8. M.Ö. 3500 yıllarında Mezopotamya’da Uruk’taki Kızıl tapınakta bankacılık işlemlerinin yapıldığını düşündüren belgelerin varlığı arkeologlar tarafından ortaya konmuştur9. Değişim aracı olarak paranın bulunmadığı trampa ekonomilerinde bankacılık benzeri işlemler ilk çağlara kadar eski dönemlerde görülmüştür.

O dönemlerde mallarını çeşitli tehlikelerden korumak isteyen insanlar bunları güvenilir olduklarından hareketle tapınaklara ve rahiplere emanet ederlerdi. Zaman içerisinde oldukça örgütlenen ve banka-mabet haline gelen bu tapınaklarda; dinine bağlı kişilerin tapınaklara emanet ettikleri mallar rahipler tarafından çiftçilere tohum ve diğer malzeme alımları için verilmekteydi.

Zaman içerisinde tapınaklar saklama işlevini de aşarak kredi veren yerler haline gelmişti. Önceleri ayni olarak verilen bu krediler zaman içerisinde paranın bulunmasıyla nakdi hale gelmişti10. M.Ö. 3500 yıllarında kurulan “Maket” bilinen ilk banka kuruluşudur.

Maket’in rahipleri ilk borç verenlerdi. Maketler harman zamanı ödenmek üzere tohum, hammadde ve teçhizat için çiftçilere ilk dönemde ayni daha sonraları parasal kredi açtıkları yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır. Kazılarda çıkan belgeler bir hesaptan diğer hesaba transferlerin, tediye ve teslim emirlerinin, mal belgeleri talimatının varlığını, maketlerin başlıca uğraş konularının ödünç ve mevduat kabulü işlemlerinin oluşturduğunu ve bu maketlerde değişim düzeninin oldukça düzenli bir biçimde örgütlendiğini ortaya koymaktadır.

M.Ö. 2123-2180 Babil İmparatorluğu zamanında önemini arttıran bankacılık ile ilgili ilk kurallar Hamurabi Yasaları’nda yer almıştır11. Hamurabi Yasaları’nda para ikrazına, emtia tevdiatına ve komisyon mukavelesine dair hükümler yer almıştır. Borç verme işlemlerinde uygulanacak olan faiz oranı, ayni kredi için sermayenin üçte biri, nakdi kredi içinse ana sermayenin beşte biri olarak tespit edilmiştir. Hamurabi Kanunları devletin

8 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Banka ve Sigorta Sektörleri Özel İhtisas Komisyon Raporu, Ankara, 1996, s. 6.

9 Halil Çivi, Türkiye’de Bankacılık Teori, Uygulama ve Sonuçları, Cumhuriyet Üniversitesi Yardımcı Ders Kitabı Yayın No: 1, Fon Matbaası, Ankara, 1985, s. 19.

10 İlker Turmuş, Türkiye’de Bankacılık Sektörü ve Avrupa Birliği’ne Uyumlaşma Süreci, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2008, s. 5.

11 Turgut Sungur, Bankacılar İçin Banka Tekniği, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Seri No:

23, Sevinç Matbaası, Ankara, 1987, s. 1.

kredi ve faiz işlemlerine müdahalesinin bilinen ilk örneğini oluşturmaktadır12. Bununla birlikte karşılaşılan doğal afetler sonucu ürün elde edilememesi durumunda faiz işlemeyeceği, borcun istenmeyeceği hükmedilmiştir. Yine bu çağlarda hukuksal açıdan bankacılığa ait izleri gösteren arazi ipoteğine ve kefalet karşılığı borç verme işlemlerine rastlanmaktadır13.

Eski Yunan’da ticaretin genişlemesiyle beraber önceden sadece zenginler tarafından yapılan bankacılık işlemleri halkın da zenginleşmesiyle beraber “trapezitai” özel bankerler tarafından yürütülmeye başlanmıştır. M.Ö. V. yüzyılda görülen bu oluşumda vadeli vadesiz para kabulü, hesaplar arası virman muameleleri, ikrazat yapıldığı görülmektedir. Eski Yunan’da ikrazat ve faize ilişkin hükümlerine gittikçe ağırlaşması her site devletin kendi bankasını tesis etmesine yol açmıştır. Bunlardan en önemlisi Sinope’dir14.

Mısır’da bankacılığın gelişmesi Büyük İskender’in burayı ele geçirmesinden sonra yani M.Ö. IV. yüzyılda görülmektedir. Eski Mısır’da mürekkep faizi yasaklayan hükümler bulunmaktaydı.

Eski Atina ve Roma’nın ilk bankerleri saraylardan kar sağlayan kişiler görünümündeydi. Genel ticaretin serbest olduğu bu devirde bankacılık Atina ve Roma’da denetime tabi tutulmuş, çeşitli defterler tutularak bunların ibrazına zorunluluk getirilmiştir.

İmparatorluk döneminde “argentarii” adı verilen özel bankacılar ortaya çıkmıştır.

Müşterilerinin kasası gibi işlem yapan bu özel bankacılar yevmiye, kasa defteri gibi bugünkü defterlere benzer defterler tutar, müşterilere hesap özeti çıkartırlardı. Roma’da merkezi bir kontrol bürosunun denetim ve idaresi altında bütün eyaletlerde “mensae”

denilen devlet bankaları kurulmuştu. Bunların başlıca görevi devlet gelirlerini toplamak ve çeşitli paralar arasındaki işleyiş ve akışı düzenlemekti.

Ortaçağda Avrupa’da görülen iç ve dış savaşlar, politik istikrarsızlıklar, ruhban sınıfının etkinliğinin artması ve faiz, kredi işlemlerini yasaklaması bancılığın gelişmesini engellemiştir. 11. yüzyıla gelindiğinde yeni deniz yollarının bulunması ve uluslararası

12 Fatma Gündoğdu, Türkiye’de Bankacılık ve 1980 Sonrası Dönemin Değerlendirilmesi, , Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Erzurum, 1998, s. 3.

13 D.Evrim Balcı, Bankacılık Sektörünün Vergilendirilmesi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Eskişehir, 2003, s. 2.

14 Parasız, a.g.e., s. 110.

ticaretin gelişmesi Floransa, Venedik ve Cenevre gibi kentlerde bankacılığın gelişmesine sebep olmuştur. Kilise yasakları nedeniyle bu dönemde Yahudi bankerler “Lombart” adı verilen bankacılık işlemlerini yapmaktaydı. 12. ve 14. yüzyıllar arasında Avrupa’da kurulan fuarlar bugünkü bankacılık sisteminin temellerini atmıştır15.

Panayırlar birçok ülkenin tacirleri için merkez olmuş ve buralardaki para hareketleri bankaların gelişmesine sebep olmuştur16. Bu dönemde para transferlerinin güvenlik nedeniyle yapılamaması banka, bankerleri makbuz vermeye yönlendirmiştir. Zaman içerisinde ellerindeki mevcut paradan daha fazla makbuz çıkarabileceklerini keşfeden dönemin bankerleri kaydi para yaratmaya başlamışlardır. Kıymetli madenlere karşılık belirli bir miktarı içeren bu makbuzlar (Contadi di Banco) tüccarlar arasında ciro edilmek yöntemiyle para olarak kullanılıyordu.

Yeniçağla birlikte düşünce akımında oluşan gelişmeler, yeni dünyanın keşfi, teknik buluşlar, sömürgeleşmenin yarattığı zenginlik, faizin meşruluğunun genel kabul görmeye başlanması, ticaretin iyice gelişmesi ve panayırların yerini ticari merkezlerin alması bankaların da gelişmesini kolaylaştırmıştır. Bu dönemde Avrupa ticaret merkezi İtalya’dan Portekiz, İspanya, Fransa ve İngiltere’ye kaymaya başlamıştır. Ticaretin gelişmesi çok değişik türde altın ve gümüş paraların Avrupa’ya yayılmasına yol açmıştır. Paraların içindeki kıymetli madenlerin bilinmesinde karşılaşılan sorun uluslararası ödemelerin düzene sokulması gereğini doğurmuştur. Bu sebepten dolayı bir banka kurma ihtiyacı doğmuş ve Amsterdam Bankası kurulmuştur.

Modern anlamda bankacılık etkinliğini ilk gösteren banka 1609 yılında kurulan Amsterdam Bankası’dır17. Banka külçe altın alarak darphanelerde bunları sikkeye çevirmiş, kendisine gelen bozuk ayarlı sikkeleri de darphanede eriterek gerçek değerine dönüştürmüştür. Bankanın gerçek külçe değeri üzerinden mevduat kabul etmesi ve

“Banco-Florin” adı verilen banka parası kullanması sayesinde oldukça gelişmiş ve bu sayede yabancı ülkelerden Amsterdam’a altın akmaya başlamıştır18.

15 Tezer Öçal - Ömer Faruk Çolak, Finansal Sistem ve Bankalar, Nobel Yayınları, İstanbul, 1999, s. 16.

16 Tevfik Güran, İktisat Tarihi, Acar Matbaacılık Yayıncılık, İstanbul, 1993, s. 98.

17 Servet Eyüpgiller, Bankacılar İçin Banka İşletmeciliği Bilgisi, Türkiye İş Bankası Yayınları No: 317, Ankara, 1997, s. 8.

18 Selim Tarlan, Tarihte Bankacılık, Maliye ve Gümrük Bakanlığı APK Kurulu Yayını No: 283, Ankara, 1986, s. 22.

Amsterdam Bankası’nın yüksek karlılığı benzer şekilde faaliyet göstermek üzere 1619 yılında kurulan Hamburg Bankası’nın açılmasına neden olmuştur19. 1637 yılında Venedik Bankasının kurulmasıyla beraber çek ve banknot kullanımı başlamıştır.

İngiltere’nin Fransa ile yaptığı savaşı finanse etmek için 1694 yılında İngiltere Bankası’nı kurmasıyla beraber merkez bankacılığı da sisteme dahil olmuştur. İngiltere’den sonra 1800 yılında Fransa, 1814 yılında Hollanda, 1817 yılında Norveç ve Avusturya, 1856 yılında İspanya, 1875 yılında Almanya, 1882 yılında Japonya, 1887 yılında Portekiz, 1907 yılında İsviçre merkez bankaları kurulmuştur. 1913 yılında ABD’de Merkez Bankası

“Federal Rezerv Bank” kurulmasıyla beraber modern bankacılık sistemi başlamıştır.

22 Nisan 1955 tarihinde Harvard Üniversitesi’nde yapılan milletlerarası iktisat ve mali politika seminerinde “1945’den bu tarafa 27 iktisaden geri kalmış memlekette ilk olarak merkez bankası kurulmuş veya daha evvelden mevcut merkez bankaları yeniden organize etmişler, diğer memleketlerde mevcut merkez bankalarının rolleri genişletilmiştir.” denmiştir20.

Günümüze gelindiğinde; kambiyo kontrollerinin gevşemesi, uluslararası ticaretin serbestleşmesi, devlet müdahalelerinin azalması, mali araçlardaki çeşitlilik artışı, bankacılık hizmetlerinde çeşitlilik ve hizmet anlayışı sektörün hem finans hem de reel sektör açısından çok önemli bir boyuta gelmesine sebep olmuştur.

Ekonomilerde reel sektöre sağladıkları kredi destekleriyle yatırımlara, gerçek kişilere sundukları kredilerle tüketim harcamalarına yön veren bankacılık sektörü ulusal kalkınma açısından son derece önemli bir konuma gelmiştir. Artık bankacılık hizmetleri insan yaşamının vazgeçilmez ihtiyaçları arasında yer almıştır.