• Sonuç bulunamadı

Kasım 2000 Krizi Sonrası Türk Bankacılık Sistemi

I. BÖLÜM

1.3. BANKACILIĞIN TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİ

1.3.4. Kasım 2000 Krizi Sonrası Türk Bankacılık Sistemi

Bankacılık ve makro ekonomi birbiri ile ilişki halinde olup, birbirlerinden etkilenmektedir86. Dolayısıyla ekonomide yaşanan bir kriz de doğal olarak bankacılık sektörünü etkilemekte olup Kasım 2000 Krizi de Türk Bankacılık Sektörünü etkilemiştir.

1999 yılının sonuna doğru ekonomi % 6.1 oranında küçülmüş, enflasyon % 70’e ulaşmış, hazine faizlerinin yıllık ortalama bileşik oranı % 106’lara ulaşmış, bütçe açıkları büyümüş ve sürdürülemez hale gelmiştir. 1999 yılında IMF ile yapılan stand-by anlaşması doğrultusunda, 2000-2002 dönemini içeren ve kur artışının kontrol edilmesine dayalı Enflasyonu Düşürme Programı 2000 yılında devreye girmiştir.

86 A.A. Walters, Money And Banking, Penguin Education, Baltimore USA, 1973, p. 317.

Enflasyonun düşürülmesini ve sürdürülebilir bir büyümenin sağlanmasını amaçlayan bu programın üç temel ayağı vardır;

- Özelleştirmelerin hızlandırılması ve yapısal reformlara ağırlık verilmesi, - Bütçe ve bütçe dışındaki kamu kesimlerine mali disiplin kazandırılması, - Önceden belirlenen bir sürdürülebilir sabit kur uygulamasıyla döviz kuruna

istikrar kazandırılması.

Bu program ile vergiden sağlanacak gelirlerin arttırılması suretiyle faiz dışı fazlanın arttırılması ve Hazine’nin iç borç yükünün hafifletilmesi ile faizlerin düşürülmesi hedeflenmiştir. Programın ilanı sonrası 2000 yılında iç borçlanma faizleri % 37’lere, bankalar arası para piyasasındaki gecelik faizler ise % 36.8’lere kadar gerilemiştir.

Hükümetin programın gerisinde kalmasının yarattığı güvensizlik ve develüasyon beklentisinin artması sonucu yabancı yatırımların ülkeden çıkmaya başlaması ile piyasada likidite sıkıntısı başlamıştır. Merkez Bankası’nın rezervlerini en yüksek seviyede tutma amacıyla piyasaya likidite vermemesi bunun yerine döviz talebindeki artışı faiz oranlarını arttırarak frenlemeye çalışması sonucu faizler aşırı derecede artmıştır.

Kısa vadeli mevduat ve repo finansmanına dayanarak uzun vadeli kredi ve DİBS finansmanı gerçekleştiren bankacılık sistemi vade uyumsuzluğuna bağlı olarak likidite sıkıntısına düşmüştür. Bünyesinde çok fazla DİBS bulunduran Demirbank mevduat çeklerini karşılayamamış ve TMSF’ye devredilmiştir. Diğer bankaların da devredilme kaygısı paniğe yol açmış ve sabit kura güvenerek kamu kağıtlarını elinde tutan bir çok banka, kamu kağıtlarının yabancılar tarafından elden hızla çıkarılarak değerinin düşmesiyle zarar etmeye başlamıştır. 15 Kasım’da 13256 puan olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) 100 endeksi sürekli azalarak 4 Aralık’ta 7329 puana gerilemiştir87.

Ocak 2001’in başlarında Türkiye kriz döneminden çıkmaya başlamıştır. Faiz oranları aralık ayı sonunda % 199’larda bulunduğu oranlardan % 42’ye düşmüş, IMKB 100 endeksi Ocak ayında 10198 puana yükselmiş ve Merkez Bankası rezervleri tekrardan artmıştır. Ancak 19 Şubat 2001’de Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasında Milli Güvenlik Kurulu’nda yaşanan siyasal tartışmayla bu durum sona ermiş ve piyasada döviz krizi

87 Bülent Güloğlu - A.Ender Altunoğlu, “Finansal Serbestleşme Politikaları ve Finansal Krizler: Latin Amerika, Asya ve Türkiye Krizleri”, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, İstanbul, 2002, ss. 25-27.

başlamıştır. Döviz talebinin aşırı artması sonucu döviz kuru üzerinde oluşan aşırı baskıya önlem olarak Merkez Bankası müdahale etmiş ancak başarılı olamamıştır. Bunun sonucunda kur çıpası yürürlükten kaldırılmış ve dalgalı kur rejimine geçilmiştir. Dalgalı kura geçiş sonrası dolar 688 bin TL seviyesinden 962 bin TL’ye yükselmiştir. Artan döviz talebine karşılık yüksek faiz silahı kullanınca gecelik faiz oranları % 6200’e kadar yükselmiş daha sonra hızlı biçimde düşerek şubat ayı sonunda % 103’lere inmiştir88.

Kasım 2000 ve Şubat 2001 kriz dönemlerinde mali kesimde başlayan krizler hızla reel kesim üzerinde etkisini göstermiştir. Şubat 2001 krizi sonrası TL yaklaşık % 90 değer kaybetmiş ve TMSF bünyesindeki bankaların piyasa değerleri çok fazla düşmüştür. Bu durum TMSF bünyesindeki bankaların yabancı para cinsinden satışını kolaylaştırmış ancak ekonomiye olan maliyetini önemli ölçüde arttırmıştır. Krizler sonrası meydana gelen likidite sıkışıklığı özellikle kamu bankalarının aşırı düzeydeki günlük likidite ihtiyacı nedeniyle ödemeler sisteminin kilitlenmesine ve reel kesim üzerindeki etkileri sonucu ekonominin çok büyük ölçüde daralmasına neden olmuştur.

2001 Şubat krizi sonrası 1999 Aralık’ta uygulamaya konulan Enflasyonla Mücadele Programı sona ulaşmış ve 14 Nisan 2001’de Kemal Derviş tarafından açıklanan ve Dünya Bankası desteğini içeren Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı yürürlüğe konulmuştur. Bu programın enflasyonu düşürme programından temel farkı döviz çıpası yerine dalgalı kura dayanmasıdır. Bu programla finansal kesimin yeniden yapılandırılması, kamu açıklarının giderilerek kamu finansmanın düzenlenmesi ve Türkiye’nin uluslararası alanda rekabet gücünün arttırılması hedeflenmiştir89.

Kasım 2000 ve Şubat 2001 bankacılık krizlerinin temel sebebi bankaların kırılgan bir yapısının olmasıdır. Sistemin temel zayıflıkları;

- Öz kaynak yetersizliği,

- Küçük ölçekli bankacılık yapısı,

- Kamu bankalarının sektör içindeki ağırlığının fazla olması,

-.Vade uyumsuzluğu ve kontrol edilemeyen açık pozisyonlar gibi piyasa risklerine karşı aşırı derecede duyarlılık,

88 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2001 Para Politikası Hedefler ve Uygulama, Ankara, 2001, ss. 2-7. http://www.tcmb.gov.tr/yeni/evds/yayin/paraprog/pp2001/pp5.pdf (14.02-7.2012).

89 Rıdvan Karluk, Türkiye Ekonomisi: Tarihsel Gelişim, Yapısal ve Sosyal Değişim, İstanbul, Beta Yayınları, İstanbul, 2002, s.27.

- İç denetim, risk yönetimi ve kurumsal yönetimin yetersiz düzeyde olması, - Zayıf bir aktif yapısının varlığıdır90.

Her ülkede banka ve finansal sistemin kendine özgü yapısı bulunmaktadır91. Türkiye’de gelişen ekonomisiyle beraber bankacılık alanında düzenlemeler yaparak yapıyı güçlendirme yoluna gitmiştir.

Yaşanan krizlerin ardından fon bankaların sorunlarını en kısa sürede çözümlemek, özel bankaları sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, sektörde denetim ve gözetim etkinliğini arttıracak yasal ve kurumsal bir çerçevenin geliştirilmesi, mali sektörü istikrarsızlığa götüren kamu bankalarını güçlendirmek, bu bankaların sistem üzerinde çok ağır olan maddi yükünü azaltmak ve krizde zarar gören bankaları ıslah etmek amacıyla Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programını hazırlamış ve 15 Mayıs 2001 tarihinde diğer kamu otoriteleri ve sektör temsilcileri ile yakın işbirliği içinde uygulamaya konulmuştur.

23.06.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4389 Sayılı Bankalar Kanunu ile kurulan BDDK’nın kuruluşundan hemen sonra yaşanan krizleri önemli dönüşümler için bir fırsat olarak görmüş ve sektörün yapısını sağlamlaştırıp, itibarını arttıracak tedbirlerin uygulanmasından ve sistemin denetlenmesinden sorumlu olarak söz konusu programda yerini almıştır.

Program dahilinde BDDK’nın temel hedefleri şunlardır92; - Tasarruf sahiplerinin haklarını korumak,

- Sektöre karşı sarsılan güveni yeniden sağlamak, - Sektörün rekabet gücünü ve etkinliğini arttırmak,

- Sektörün ekonomi üzerindeki yük ve zararlarını en aza indirmek, - Sektörü güçlendirmek ve olası risklere karşı direncini arttırmak.

Programda yer alan bir diğer konu olan, TMSF’ye devredilen bankaların sorunlarının çözümlenmesine yönelik Fon’a alınan 20 bankadan 12 tanesi birleştirilmiş, 5 tanesi satılmış ve 2002 yılına gelindiğinde Fon’da sadece 2 banka kalmıştır93.

90 Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu, Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı, Ankara, Mayıs 2001, s. 8.

91 R.S. Sayers, Modern Banking, Oxford University Pres, Seventh Edition, İndia, 1967, p. 15.

92 Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu, Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı, a.g.e., s. 10.

93 Türkiye Bankalar Birliği, “2002 Yılında Türk Bankacılık Sistemi”, Bankacılar Dergisi, İstanbul, 2002, ss. 43-45., http://www.tbb.org.tr/Dosyalar/Dergiler/Dokumanlar/43.pdf.(25.06.2012)

Yaşanan krizler sonucu Türk Bankacılık Sektörünün sermaye yeterliliği, aktif kalitesi, kredi hacmi olumsuz şekilde etkilenmiş, sisteme yeniden istikrar kazandırılması için Banka Sermayelerinin Güçlendirilmesi Programı’nın gerekliliği görülmüştür. Bu programın temel amaçları şu şekildedir;

- Reel sektöre yönelik kredi imkanlarının genişletilmesi,

- Banka sermayelerinin güçlendirilmesi suretiyle, aracılık fonksiyonunu etkin bir şekilde yerine getiren güvenli bir bankacılık sistemine geçişin sağlanması, - Türk Bankacılık sektöründe şeffaflığın arttırılması ve kalıcı kılınması.

Yine bu çerçevede özel bankalara yönelik olarak BDDK seçtiği 25 bankanın sermayelerinin güçlendirilmesi amacıyla bir program hazırlamış, bu programa tabi olacak bankaların sermaye artırımları, kredi temini ve yeniden yapılandırılması ile ilgili olarak bu bankalardan bazı hususları gerçekleştirmesi yönünde taahhütname almıştır94.

2000 yılı programı öncesinde 18 Haziran 1999’da kabul edilen ve 17 Aralık 1999 tarihinde son halini alan 4389 sayılı Bankalar Kanunu, yaşanan Şubat 2001 krizi sonrası uygulamaya konan yeni ekonomik program çerçevesinde, bankacılık sektörünün birikmiş yapısal sorunlarının giderilmesi yönündeki önlemler kapsamında 12 Mayıs 2001 tarihinde 4672 sayılı Kanun ile önemli değişiklere uğramıştır.

Yeni bankalar kanunu ile getirilen temel yenilikler idari ve mali açıdan tamamen bağımsız bir denetim ve gözetin organının kurulması, risk izleme ve yönetim anlayışının değiştirilmesi, mali bünye sorunları olan bankaların sistematik risk doğurmasını engelleyerek bankacılık sektörünün etkin olarak çalışmasını sağlayacak tedbirlerin alınması ve bunun için gerekli mekanizmanın oluşturulması olarak özetlenebilir. Tüm bu gelişmeler sonucunda daralan bankacılık sektöründe faaliyet gösteren bankaların sayısı (katılım bankaları dahil); 2000 yılında, 85 banka, 7.983 şube ve 174.730 personel ile faaliyet gösterilirken, yaşanan tasfiye, devir ve birleşmeler sonucunda, banka sayısı 2005 yılında 51’e, şube sayısı 6.568’e ve personel sayısı da 138.724’e gerilemiştir95.

94 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı, a.g.e., s. 18.

95 Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu, Banka Sermayelerinin Güçlendirilmesi Programı:

Tanıtım Rehberi, Ankara, 2002, s. 3.