Dokuzuncu yüzyıldan itibaren, Ehl-i Beyt mensupları artık merkezi idareye yakın bölgelerde başarıya ulaşamayınca; İslam devleti sınırları içinde hükümet kurabilmenin mümkün olmadığının farkına varmışlardır. Zeyd. b. Ali'den itibaren gelişme içinde bulunan Zeydi hareketinin liderleri çareyi merkezi idarenin tam olarak hakimiyet kuramadığı coğrafyalarda faaliyetlerini sürdürmekte bulmuşlardır.276
Bu amaç doğrultusunda hareket alanlarını genişleterek, Zeydi devleti teşekkül etmek
273 Onat, “Şii İmamet Nazariyesi( Kuleyni, Kumni ve Tusi'nin Görüşleri Çerçevesinde)” s. 89 274
Fığlalı, Çağımız'da İtikadi İslam Mezhepleri, s. 162
275 Aydın, a.g.m., s. 206- 207 276 Doğan, a.g.e., s. 69- 70
amacıyla harekete geçen uzun süre dağınık halde yaşayan Zeydilerin bir grubu Taberistan'a, diğer bir grubu da Yemen'e yönelmiştir. Kuzey'de Taberistan'da kurulan Zeydi Hanedanlığı “En Nâsır Li-l Hak” lakablı Utruş'un vefatına kadar hakimiyetini sürdürür.277
Güney'de Yemen'e giden ikinci bir Zeydi grubunun kurduğu Yemen Zeydi Devleti ise günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Yemen'de Zeydi Devleti'nin kurucusu ve Zeydiyye mezhebinin önde gelen temsilcisi Hz. Hasan soyundan gelen El- Kasım el Ressi'nin torunu olan İmam Hâdi İle'l Hakk ünvanlı Yahya b. Hüseyin'dir.278
Yahya, Kasım b. İbrahim er-Ressi'nin ardından Zeydiyye'nin en önemli temsilcisi kabul edilir.279
Yahya b. Hüseyin bir süre Zeydi hakimiyetinde bulunan Taberistan'da yaşamış, daha sonraki zamanlarda ise Yemen'in Sa'da bölgesindeki kabilelerin daveti üzerine Yemen'e gitmiş olduğu bilinmektedir. 893/94 yılında Yemen'e ilk gidişi sırasında Yemen halkı kendisine biat etmiş görünmesine rağmen; bir süre sonra tâbiileri arasında itaatsizliğin baş göstermesi üzerine Yemen'den ayrılmıştır. 897 yılına kadar Yemen'e tekrar uğramamıştır. Bu tarihten itibaren ikinci kez Yemenlilerin kendisini davet etmeleri karşısında Sa'da şehrine girerek adına hutbe okutmuştur. Böylece 897 yılından itibaren Emirü'l-Mü'minin ünvanıyla birlikte Hâdi-İlelhak lâkabını da kullanmaya başlamıştır.280
Hâdi-İlelhak Yahya'nın siyasi hareket alanı olarak Yemen'i seçmesinde yerli halkın
daveti kadar Yemen'in içinde bulunduğu sosyal ve siyasi şartların etkisi de yadsınamaz. Yahya b. Hüseyin'in Yemen'e gittiği sırada ülke içinde bir tarafta Abbasi iktidarının zayıflaması, diğer tarafta yerel kabilelerin birbirleriyle olan savaşları hem sosyal huzursuzluğa neden olmuş, hem de siyasi anlamda otorite boşluğu yaratmıştır. Bütün bunlara kuraklığın neden olduğu geçim sıkıntısı da eklenince; halk çaresizlik içine düşmüştür. Yahya b. Hüseyin Yemen'deki bu kaos ortamından istifade ederek; “Müslümanların işlerini düzenlemek ve onlara yardımcı olmak” amacıyla bir bakıma kurtarıcı sıfatıyla meydana çıkmıştır. Bu sayede siyasi hakimiyet alanı sağlamaya yönelik, hareketine meşru bir dayanak bulmayı amaçlamıştır. 281
Yemen'de Zeydi imametini ilk tesis eden bir bakıma Yemen Zeydiliğinin kurucu imamlarından olan El Hadi-İlelhak Yahya b. el Hüseyin'in öğretilerini takip eden Yemen- Şii Müslümanlarına Zeydi-Hâdeviler282
de denilmektedir. “Hâdeviyye” olarak da anılan
277
Yavuz, a.g.m. s. 101; Fığlalı, Çağımız'da İtikadi İslam Mezhepleri, s. 125
278
Yavuz, a.g.m., s. 102
279 Gökalp, “Zeydiyye”, s. 329
280 Saffet Köse,“Hadi-İlelhak,Yahya b. Hüseyin”TDVİA, C.15, Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 1997, s. 17
281 Yusuf Gökalp, Zeydilik ve Yemen'de Yayılışı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam
Bilimleri Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2006, s. 123
282 Bernard Haykel, “İslam'ı Mezhepleri Yok Ederek Islah Etmek: Şevkani ve Yemen'de Onu Tenkit Eden
Zeydiliğin Yemen'deki kolunun kurucusu olan Hâdi İlelhak Yahya fıkıh ve kelam konularında kendine has görüşler ortaya koymuştur. Dedesi Kasım Er- Ressi'nin bir çok görüşünü savunmuş olmasının yanında fıkıh ve kelam konularında da kendine has görüşler ortaya atarak; Zeyd b. Ali dönemi Zeydiliğinin resmi anlayışlarından kopma göstermiştir. En belirgin fark imamete dair olmuştur. İmamet konusunda Yahya b. Hüseyin, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in halifeliğini reddetmiş hatta onların “kâfir” olduğunu öne sürmüştür. Bu yönüyle hem İmâmiye Şiiliği'ne hem de Zeydiliğin Carudi koluna daha yakın duran Zeydi imamı izlenimi yaratmıştır.283
Yahya b. Hüseyin, Zeyd. B. Ali döneminin görüşlerine bir çok konuda muhalefet ettiği
için “Zeydiyye mezhebini İmâmiye Şiası'na yaklaştırarak; imamet'i temel prensipler arasına alarak, Zeydiyye mezhebini taassuba düşürdüğü”284
inancıyla bazı çevrelerce eleştirilmektedir. Ancak buna rağmen Zeydi öğretilerin şekillenmesinde, sistematikleşmesinde hareketin kurumsallaşmasında Kasım. b. Er Ressi'den sonra Yahya b. Hüseyin'in büyük önemi olduğu da bir gerçektir.285
Yahya b. Hüseyin ilk olarak Sa'da ardından San'a şehirlerinde hakimiyeti ele geçirdikten sonra adil bir düzenleme ile Yemen kabilelerini hükmü altında toplamaya çalışmıştır. Bu konuda da büyük oranda başarılı olmuş, halkın Zeydi imamlarına karşı güven duymasını sağlamıştır. Ancak Yemen'in kabile yaşamı göz önünde tutulduğunda Zeydilik ve kabilecilik arasındaki çelişkinin sonucunda imamların kabileleri itaat altına almaları her zaman kolay olmamıştır. Bu sebeple Hadi-İlelhak Yahya'dan itibaren bizzat imamların katıldığı ilim meclislerinde eğitim faaliyetleri yürütülmüş, ayrıca halk arasında bildiriler ve davet mektupları dağıtılarak, Yemen halkı arasında Zeydi öğretilerin yayılması için çaba gösterilmiştir.286
Yapılan çalışmaların olumlu geri dönüşleri yaşanmışsa da bütün Zeydi tarihi boyunca en güçlü imamlar dönemi de dahil hiçbir zaman Yemen'deki kabilelerin tamamı itaat altına alınamamıştır.
Yemen'de Zeydiler'in büyük çoğunluğu El- Hâdi'nin fıkhî öğretilerine uzunca bir süre bağlı kalmayı sürdürmüşlerdir. XIV. yüzyıldan itibaren ise Zeydiler arasında ilk kez Muhammed b. İbrahim el- Vezir'in Hâdevi mezhebini terk ederek; Sünni hadis alimlerine yönelmesiyle Yemen'in mezhep yöneliminde resmi olarak ilan edilmemiş olsa da bir kırılmanın başladığından287
bahsedilmektedir. Böylece XVIII. yüzyıldan itibaren San'a'da iktidar ve eğitim çevrelerini ellerinde tutacak olan Zeydi menşeîli alimler arasında Sünni ehli
S.15, Nisan 2010, s. 127- 128; Gökalp, “Zeydiyye”, s. 329
283 Haykel, a.g.m., s. 128 284 Doğan, a.g.e., s. 91 285
Gökalp, Zeydilik ve Yemen'de Yayılışı, s. 91
286 Gökalp, Zeydilik ve Yemen'de Yayılışı, s. 157- 161 287 Haykel, a.g.m, s. 128- 129
hadis eğiliminin izleri de görülmeye başlanmıştır.
Günümüze kadar varlığını sürdürmüş bir mezhep olarak bugün dünyanın farklı yerlerinde Zeydiyye mezhebine mensuplar bulunmakla beraber; Zeydiler arasında Yemen'in ayrıcalıklı konumu devam etmektedir. Yemen, bugün için Zeydiyye mezhebinin ve bu mezhebe ait köklü kültürün beşiği olarak kabul edilir.