• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Devleti'nin İsyanı Bastırma Girişimleri: Ahmet Feyzi Paşa'nın San'a'yı

2.2 İmam Yahya'nın Osmanlı İmparatorluğu'na Karşı İlk İsyan Girişimi

2.2.2 Osmanlı Devleti'nin İsyanı Bastırma Girişimleri: Ahmet Feyzi Paşa'nın San'a'yı

Bu esnada Kuva-yı Umumiye Kumandanlığı'yla beraber üçüncü defa olarak Yemen Vilayeti Valiliği'ne Müşir Ahmed Feyzi Paşa tayin olunmuştur. El–Kasım mevkiinde bulunan Kasım kuvve-i seyyaresi kumandanı Müşir Ahmed Feyzi Paşa'ya Yemen'e gitmesine dair 27 Nisan 1905'de Serkâtib Tahsin Bey tarafından bazı haberler gönderilmiştir. Gönderilen telgrafta;Yemen cihetindeki şekaveti önlemek ve asayişi sağlamakla görevlendirildikleri, bu nedenle hiç vakit kaybetmeden Yemen'e hareket etmelerinin elzem olduğundan bahsedilerek, bir an evvel Kasım işinin Sıdkı Paşa'ya havale edilerek, Yenbu'dan vapura binerek Hudeyde'ye hareket etmesi emredilmiştir.454 Bağdat'ta iken Yemen isyanını bastırmak için memur edildiğini öğrenerek, Yemen'e hareket etmek mecburiyetinde kalan Feyzi Paşa, “Tatar” lakabı ile anılan, soğukkanlı ve çalışkan bir komutan olarak tanınmaktaydı.455

El Kasım'dan gelerek İmam meselesini çözümlemesi için Yemen kolordusu

453

BOA, HR. TO 359/ 37

454 Cebecioğlu, a.g.t., s. 53

kumandanlığıyla görevlendirilen Feyzi Paşa için vapur tedarikinde bulunulmuştur. Hicaz Vali ve Kumandanı yaveri Ahmed Râtib Efendi tarafından, 3 Mayıs 1905 tarihiyle Yemen Kolordusu Umum Kumandanı Müşir Ahmed Feyzi Paşa'ya iletilen yazıda; Yemen Kolordusu Umum Kumandanlığı'na tayin edilen Paşa'nın Yenbu'ül- Bahr yoluyla Hudeyde'ye hareket etmesi için bir vapurun Yenbu'a gönderilmesi yönünde Padişah iradesi çıktığı ve bu doğrultuda hususi şartlarda kiralanan Mariot isimli Mısır Vapuru'nun Yenbu'ül Bahr'e gönderildiği ve buna dair Medine-i Münevvere Muhafızlığı ile Yenbu' Kaymakamlığı'na dahi tebliğat verildiğinden bahsediliyordu. 456

Bu arada San'a'da yaşanan elem verici olayın ardından Yemen Heyet-i Teftişiye riyasetine müşirlikle tayin edilmiş olan Kosova Valisi Şakir Paşa'nın uhdesine aynı zamanda Hudeyde ve Menaha'daki kuvvetlerin komutanlığı görevi verilmiştir. Aldığı sorumluluk doğrultusunda Şakir Paşa 12 Mayıs 1905 tarihinde Hudeyde'ye gitmiştir.457

Yemen Valisi Tevfik Bey, 15 Temmuz 1905 tarihiyle Yemen Umum Kumandanlığı'na gönderdiği telgrafta Türk birliklerinin San'a üzerine hareketini haber alan Şâki-i Mahûd'un olası bir harekatta nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair meşayihe yönelik yazdığı mektuplardan bahsetmekteydi. Buna göre: Şâki-i Mahûd meşayihe yazdığı mektuplarda; Osmanlı kuvvetlerinin Menaha'da toplandığından ve yakında San'a'ya hareket edeceklerinden bahsederek, şimdiye kadar kazanılan muvaffakıyyeti kaybetmemek için cihada hazır olunmasını ve işittikleri şayialardan korkarak, ittifaksızlık edip de memleketlerini tekrar Türklere iade ve teslim etmemelerini tembihlemekteydi. Şaki Yahya'nın bu ihtarına cevaben bazı şeyh ve reislerden gelen yazılarda ise; her ne kadar ahali cihada hazırsalar da gerek evvelce yapılan çarpışmalarda birçok telefat verilmiş olması gerekse devam eden hastalıklar ve kıtlığın neden olduğu çaresizlik nedeniyle ahalinin devlete mukavemet edecek halleri kalmadığından bahsediliyordu. Yine aynı şekilde Sûkü'l Hamis, Mifhak ve Acez'de müretteb eşkıyaya ilave olunmak üzere Bilad-ı Bostan ahalisinden bin nefer talep olunmuşsa da Bilad-ı Bostanlılar evvelce 400 nefer telefat verdiklerinden yeniden harbe muktedir olmadıklarını beyan etmekteydiler. Dolayısıyla şu sıralarda San'a ve diğer mahaller son derece büyük bir heyecan ve korku içindeydiler.458

Bu sırada temmuz ayı içerisinde Padişah kararıyla Feyzi Paşa'ya Yemen Kuva-yı Umumiye

Kumandanlığı görevine ilaveten Yemen Valiliği Vekaletinin de verilmesi uygun bulunmuştur. Feyzi Paşa böylece Vali Tevfik Bey'in yerine Yemen Vali vekaletine resmen tayin edilmiştir.459

Menaha havalisinde harekat-ı harbiye cereyan ettiği sırada; Erkân-ı Harbiye Kaymakamı

456 Cebecioğlu, a.g.t., s. 55- 56 457 Atıf Paşa, a.g.e., s. 244 458

Cebecioğlu, a.g.t., s.59- 60

459 BOA., Y.PRK.UM 76/81 (Cezayir-i Bahri Sefid Valisi Abidin Paşa tarafından Menaha'da bulunan Müşir

Mehmet Ali Bey'le Asir'e gönderilen kuvvet, Hamail'deki taburla birleşerek ileriye doğru hareket ederek Ebha akabesi civarında eşkıya ile giriştiği çatışmadan sonra Ebha'yı muhasaradan kurtarmış ve Mirliva Rıza Paşa kumandasında bulunan 8 tabur da verilen emir gereğince hareket ederek İbb ve Yerim taraflarında Zû-Muhammed ve Zû-Hüseyin eşkıyasını tenkil ederek Zemar'a ilerlemiştir. Zeydiye tarafında toplanmış olan ve Mirliva Çerkes Yusuf Paşa kumandasında bulunan 6 taburluk kuvvet ise Vadi-i Serdud'da mücadele ederek, eşkıyayı mağlup etmeyi başarmış ve Kevkeban'ı tehdit etmeye başlamışlardır. 6 Ağustos 1905 günü beş taburla hareket ederek şiddetli bir muharebe ile Gamlan'ı zapt ve işgal ederler, Şakir Paşa'da Gamlan tepelerini zapta memur edilmiştir.460

Feyzi Paşa'nın bu başarılarının ardından İmam Yahya'nın işgalinde bulunan San'a üzerine bir harekat düzenlemesine hiçbir mani kalmamış olduğundan ilk iş olarak Beyt-ül Necid'e erzak ve mühimmat gönderildikten sonra 10 Ağustos 1905 günü Şakir Paşa kumandasında 7 tabur asker olduğu halde Beyt-ül Necid ve Beyt-ül Cerid yoluyla ve Ahmet Feyzi Paşa dahi kuvvetiyle Beyt-i Mehdi – Acer/Ucr yoluyla Mifhak üzerine yürümüşlerdir. 22. Alayın birinci, ikinci ve dördüncü taburları tarafından gösterilen başarıların ardından Mifhak Kalesi zapt olunup, vakit kaybedilmeden Sûkü'l-Hamis'de bir umumi karargah tesis olunarak mühimmat ve erzak için gerekli ambarlar yapılmıştır.461

1905 yılının Ağustos başı itibariyle başlayan San'a harekatı sırasında Kuva-yı Daime miktarları şöyledir;

Neferât: 57.248

Ümera ve zabitandan eceliyle vefat eden : 170 neferat Ümera ve zabıtandan şehiden vefat eden : 70 neferat Ümera ve Zabıtandan hayat ve mematı meçhul : 18 neferat Ümera ve Zabıtandan firar eden : 3 neferat

________________ 261

Efrad-ı şahaneden muharebatda şehiden vefeyat : 1219 Efrad-ı şahaneden hastahanelerde eceliyle vefeyat : 5877

Efrad-ı şahaneden firar eden : 432

Efrad-ı şahaneden hayat ve mematı meçhul : 1326

Efrad-ı şahaneden evvelce tebdil-i havaya gönderilen : 2516 Efrad-ı şahaneden bu defa Hudeyde Vapuruyla derdest-i tebdil-i hava bulunan : 600

________ 12.241

460 Atıf Paşa, a.g.e., s. 248-249 461 Atıf Paşa, a.g.e., s. 248

Beşinci Ordu-yı Hümayuna mensup nizamiye ve

redif taburlarının hin-i terhislerindeki mevcud : 3129 15.370 ______

41.878 10 Nisan 1906462

12 Ağustos 1905 günü Sûk'ül-Hamis'den hareket olunarak, Gamlan'a ulaşıldığında Bu'an mevkiine giden yolun her iki tarafında eşkıyanın mevki aldığı görüldüğünden 3 tabur ve 3 topluk öncü kuvvet San'a şosesinin sağında ve solunda konuşlanarak eşkıyayı işgale başlamışlardır. Bu sırada 22. Alayın birinci, ikinci ve dördüncü taburları Beyt-ül Selame'den kuzeye yönelerek; Gamlan, Bu'an sırtlarına ulaşmışlardır ve oradan doğu tarafına ve daha sonra da güney yönüne dağılarak eşkıyanın sağ tarafını kuşatmıştır. Cepheden Büyük Liman ve Of Taburlarıyla 24. Alayın 3. ve 4. taburlarının şiddetine maruz kalan eşkıyanın geri dönüş yolları da 22. Alayın 1., 2. ve 4. taburları tarafından kesildiğinden perişan haldeki eşkıya San'a yolunun 3 km kadar güneyinde bulunan Cahleye burçlarına kaçarak canını kurtarabilmiştir. Cahleye burçlarına kaçarak, sığınan eşkıyanın üzerine yönelen Osmanlı birliklerinin bir tepe üzerine inşa edilmiş olan Cahleye burçlarını da kuşatmasıyla, külliyetli miktarda eşkıya kuşatma sırasında telef olurken, geride kalanlar ise teslim olmak zorunda kalmışlardır. Bunun yanında kuşatma esnasında kuvvetlerimiz Cahleye burçlarında daha evvelden depolanmış olan yüklü miktarda arpa, buğday gibi hububat ile bir hayli sığır hayvanını ele geçirmişlerdir. Bu muzafferiyetin ardından yaklaşık bir hafta sonra 19 Ağustos 1905'te Şakir Paşa, 7 tabur ve 6 cebel ve 2 mantel sahra topuyla Sinan Paşa mevkii üzerine harekete memur edilmiş ve Gamlan ile Bu'an arasındaki noktalardan geçildikten sonra eşkıyanın Bazel Deresi'nin şark sahilini tuttukları ve bazı noktalara toplar sevk etmeleri nedeniyle hatt-ı müdafaa, Cebel- Şu'ub/Şa'ab zirvelerinden Bedai ile Bazel ve Hasım karyelerinden geçerek, iki saat mesafedeki Beyt-Şa'ban karyesine kadar uzadığı görülmüş ve Beyt Karamani, el-Mufaddal ve el-Zahr karyelerinin de işgal edildiği görülmüştür. Bunun üzerine Büyük Liman Taburu, Bu'an'dan eşkıyayı uzaklaştırdıktan sonra bir taraftan El-Mufaddal karyesine hücuma başlamış, diğer taraftan da Of Taburu'da kuzey yönünden ve 3. Alayın 1. ve 4. taburları da güney yönündeki sırtlardan eşkıyaya saldırmışlardır. Bu kuvvetlerin hareketinin ardından El- Mufaddal ve Beyt-Karamani karyelerinde de eşkıyanın direnişi ile karşılaşan Osmanlı askerlerinden 21. Alayın birinci taburu El-Zahr karyesini tutarak, eşkıyayı Bazel Deresi'nin doğu sahiline sürmeyi başarmıştır. Bu muharebede Mustafa Efendi namındaki binbaşının

hizmet ve gayretleri de takdire şayan görülmüştür.463

Bu muharebatın tafsilatı ve neticesi Ahmet Feyzi Paşa'ya haber verilmiş ve 5 tabur askerle

daha iki sahra topu ile talep olunduğu şekilde ertesi günü 7 taburla 2 sahra ve 4 cebel topu gönderildiğinden 21 Ağustos 1905 günü 42. Alayın 3. ve 4. taburları Beyt-Karamani karyesinin güney tarafından ve Of, Büyük Liman Taburları da doğudan Bazel Deresi'ni geçerek sahilde birleşirler. Ağustos'un 22'sinde yürütülen şiddetli muharebe neticesinde Beyt- Şa'ban karyesiyle Sinan Paşa Ovası'nın bir kısmı Osmanlı kuvvetlerine geçmiş ve Kaymakam Nuri Bey'in de bu konuda gösterdiği muvaffakıyyetler San'a kapılarının açılmasında öncülük teşkil etmiştir. 24 Ağustos günü Türk birlikleri tarafından Sinan Paşa mevkii işgal edilmiş, canını kurtarmayı başaran perişan haldeki eşkıyanın kaçmasının ardından Sinan Paşa mevkii karargah umumi olarak seçilmiştir. Ahmet Feyzi Paşa'da Sinan Paşa'ya hareket etmiştir. Mevcut mevkiler büyük fedakarlıklar ve uğraşların semeresi olarak eşkıyadan temizlenmiş, zapt olunduktan sonra bu kez İmam Yahya'nın San'a'dan def'i için ilk iş olarak, Sûkü'l- Hamis'den Sinan Paşa mevkiine erzak ve mühimmat nakledilmiştir. Bu tertibattan sonra bu kez 30 Ağustos günü Feyzi Paşa kumandasında 14 piyade, 4 adet sahra topu ve 11 kıta cebel toplarından müretteb olan askeri kuvvetler Sinan Paşa mevkiinden hareket ederek, San'a önlerindeki Subaşı denilen mahalle vararak Asr ve civarındaki karyelerde askeri hazırlıkta bulunmuşlardır.464

Tahkikat neticesinde eşkıyanın Birü'l Azab surunu San'a'daki askeri kışlaları Şa'ab/Şu'ub ve Ceraf karyelerini 500-600 civarında bir kuvvetle müdafaaya hazırlandıkları haberi alınmış. Bu bilgi üzerine eşkıya ile muharebeye girişen birliklerimiz, Ceraf ve Şu'ub karyelerini zapt etmişlerdir. Subaşı mevkiine gelindiği zaman yakalanılmış olan ve kendilerinden öğrenildiğine göre; Birü'l Azab Şeyhi Zührenioğulları'ndan olduğu anlaşılmış olan iki delikanlı, pederlerinin de Safed/Safid karyesini muhafaza etmekte olduğunu haber vermeleri üzerine; şeyhlerinin, kumandan Feyzi Paşa'nın nezdine gelmesi gerektiği haberini iletmeleri şartıyla salıverilmişlerdir. Bunun üzerine ertesi gece yani Ceraf ve Şu'ub karyelerinin zapt olunduğu günün gecesi Şeyh, kumandan Feyzi Paşa'nın yanına gelmiş olduğundan Safiye ve o taraftaki diğer karyeler ile burçların boşaltılması ve muharebe edilmeksizin teslimi ve Birü'l Azab surunu Safiye tarafından delerek, o şekilde askerin Suver'e girmelerinin temini hususatı kararlaştırılmış ve böylece sabaha karşı burç ve köyler muharebesiz işgal edildiği gibi 21. Alayın 1. ve 23. Alayın 4. taburları evvela 5 tabur ile 1 batarya top dahi delik açılmış olan kale siperlerinden Birü'l Azab mahallesine girmiştir. Gerek içeriden gerek dışarıdan yürütülen top muharebesiyle akşama doğru şehir tamamen kuşatıldığından hareketin şiddeti karşısında

463 Atıf Paşa, a.g.e., s. 248-251 464 Atıf Paşa, a.g.e., s. 251-253

firardan başka çare kalmadığını anlayan İmam Yahya avenesiyle beraber firar etmiştir. Böylece 1 Eylül 1905 tarihinde San'a şehri tamamen Türk birlikleri tarafından geri alınmıştır.465

Belirtildiği gibi San'a tekrar Türkler tarafından zapt edilip, birkaç gün zarfında da idare tanzim olunduktan sonra Şakir Paşa'yı San'a'da bırakan Feyzi Paşa, Mirliva Said Paşa ve 8 tabur piyade, iki mantel, altı dağ ve 12'lik bir havan topundan ibaret kuvvet ile 2 Eylül günü Umran, Kevkeban ve Hacce Kazaları'ndaki eşkıyayı da tard etmek için hareket etmiştir. Zeydiye tarafında bulunan Mirliva Yusuf Paşa'ya da Kevkeban, Muhavviyet ve Hacce'nin Şark nahiyelerine doğru hareket etmesi için telgrafla emir vermiştir. Bu hareket esnasında Umran şeyhü'l meşayihi ile Serih şeyhi'nin dehaletlerinin ertesi günü Kevkeban mevkisi de muharebesiz olarak alınır ve Sinan Paşa'dan çağrılan bir tabur asker, Umran şeyhü'l meşayihi ile beraber Umran'ın zaptı için gönderilmişlerdir. San'a, birliklerimiz tarafından alındıktan sonra civar kazalara yönelik yapılan hareketler içerisinde en önemlisi de Zafir muzafferiyetidir. Kevkeban Kazası'nın merkezi olan Tavile Kazası'yla civarında bulunan kabileler af diledikleri için Erkân-ı Harbiye Miralayı Şükrü Bey kumandasında 1 tabur piyade, bir mantel, bir hava ve bir dağ topundan oluşan kuvvet Şebam/Şibam ve Kevkeban mevkilerinde terk olunduktan sonra oradan beş saat mesafede olan Tavile Kazası'na muhabere edilmeden gidilmiş ve kaymakamlığına da mahalli usullere vakıf olan Mehmed Rauf Efendi isminde biri tayin edilerek hükümet işlerini yürütmekle görevlendirilmiştir.466

465 Atıf Paşa,a.g.e., s. 253-254 466 Atıf Paşa, a.g.e., s. 254-255

Tablo 2.1 Şakir Paşa Tarafındaki Taburlara Ait Veriler

Para Guruş Alay Tabur Silah- Endaz

mevcudu 10 23. 378 22 2 698 10 27. 245 23 4 806 20 24. 557 23 1 626 20 29. 706 21 1 591 Bu taburda erkan vardır. __ 27. 950 24 3 723 Miralay 10 25. 026 _ Büyükliman 723 Topçu 30 15. 8266 56 110. 000 30 148. 266

Kaynak: Cebecioğlu, a.g.t., s. 67

Ahmet Feyzi Paşa kumandasındaki birliklerce kısa sürede Hacce Kalesi ve civarı zapt ve istila edilerek, karargah Hacce'ye nakledilmiştir. Bu sırada Nasır Mebhut'un Hacce'den iki saat uzak mesafede bulunan Cahleye dağlarına çekildiği Yahudilerden soruşturularak öğrenilmiş olduğundan orada eşkıya toplamasına meydan verilmemesi için hemen Cahleye yönüne hareket olunmuştur ve kısa bir çarpışma ardından Nasır Mebhut orada da dikiş tutturamayıp, Zafir Kalesi'ne doğru firar etmiştir. Arap kuvvetleri bizim piyadelerimize nazaran adeta süvari ve belki de süvariden daha fazla bir süratle hareket edip, mesafe kat ettiklerinden takip edilmeleri mümkün olamamıştır. Fakat buna rağmen yine de arkaları bırakılmamış ve Zafir Kalesi'nin bir top menzili mesafesinde karargah kurularak bu şekilde Kalenin batı kapısından eşkıyanın girişi engellenmiştir. Bunun yanında Doğu kapısı tarafından Kaleye dahil olabilmeyi başaranların sadece 800 kişi olduğu tahmin olunuyordu. Bu arada Mirliva Yusuf Paşa'nın Hudeyde'den talep olunan 2 taburla birlikte Hacce'nin öteden beri erzak menzili olan Sûkü'l Hasib'e ulaştığı anlaşılmakla, 2 taburu Hacce yoluyla karargaha sevk etmesi ve kendisinin de kaymakam vekaletiyle ve müfrezesiyle Hacce'de kalarak erzak ve gereken mühimmatı hazırlayarak peyderpey sevk etmesi emredilmiştir. Böylece iki gün sonra iki tabur karargaha ulaşmıştır. Zafir Kalesi'nde gerçekleştirilen çarpışmada Nasır Mebhutun da hanesine saldırıda bulunulması ve Hacce'den de 2 taburun daha gönderilmesi üzerine durumu fark eden eşkıya gece karanlıktan istifade firar etmiş ve Nasır Mebhut dahi sal ile kaçırılmıştır. Neticede dört, beş gün içinde Zafir zapt edilmiştir. Bu Zafir başarısı üzerine Ahmet Feyzi Paşa'ya Dersaadet'ten gönderilen telgrafla; Şâki-i Mahûd'u en geç 20 güne kadar

yakalamaya mecbur olduğu tebliğ edilmiştir467

Bu emir üzerine Zafir'de güvenlik amaçlı bir tabur ve bir dağ topunu bırakarak, kuvvetin geri kalanı ile Hacce'ye hareket edilmiştir. Hacce'de dahi kazanın idare ve asayişini sağlaması için 4 taburla 1 mantel ve 3 dağ topunu bırakıp, kuvvetin diğer kalanının da Umran'a sevki hakkında Yusuf Paşa'ya talimat verdikten sonra bizzat kendi 2 tabur, 2 dağ topuyla ve Musavver-Şebam yoluyla San'a'ya hareket etmek zorunda kalmıştır. Böylece San'a'yı muvassalatının on beşinci günü Feyzi Paşa tabur piyade ve 1 havan ve 2 mantel ve 8 dağ topundan mürekkep kuvvetle Umran yoluyla Haşed'e doğru hareket etmiş ve Yusuf Paşa'ya da 4 tabur redif, 3 tabur nizamiye ve 6 kıta dağ topuyla Mevr Vadisi boyundan geçerek, Cebel-i Nisa kazasında Sabur civarında birleşilmesi emrini vermiştir. Mirliva Rıza Paşa'nın da 5 tabur ve 5 dağ topuyla bir hafta sonra hareket etmesi istenilmiştir. Umran Kazası'na tabi olup, İ'yal Serih kabilesinin üyelerinin oturduğu Gula/Gavla köyüne dahi eldeki erzak sevk ettirilmiştir.468

Ahmet Feyzi Paşa, henüz yeni savaştan çıkılmış bir ortamda bu şekilde aralıksız olarak harekâta girişilmesine anlam veremiyordu ve nitekim vardığında yeterli miktarda nakliye hayvanatı bulunamadığı gibi erzakta mevcud olmadığından Umran ve Süla'dan yiyecek satın alma ve iaşe tahsiline mecbur kalmıştır. Ancak askerin bolluğu sebebiyle bu yardım ancak on günlük yiyecek ihtiyacına yetecek miktardaydı. Bu sebeple bu miktar erzak ile hareket uygun değilse de İstanbul'dan hareketin aciliyeti için emirler verildiğinden dolayı hareketi ertelemek mümkün olmamıştır.

Bu sırada Osmanlı kuvvetlerinin birkaç defa kahr ve tedmirine uğramış ve bundan dolayı gözleri yılmış olan Haşedlilerin bir kısmı af dilemişler ve böylece Gula/ Gavla köyünün ilerisinde, üç saat mesafede oturan ve Haşedlilerin en büyük köylerinden olan Sentin/Sintin diye anılan köy karargah olarak seçilmiştir. Üç gün sonra karargah Hamrah'a ve bir hafta sonra ise Beyt-Sinan köyüne nakledilmiştir. Bu müddet zarfında ise daha önceden kararlaştırıldığı şekilde Yusuf Paşa, ulaşamadığı gibi, San'a'dan gelmesi beklenen 5 taburda gelmediğinden ve bunları bekleyecek vakit bulunmadığı için, Beyt-Sinan burçlarına bir havan, bir mantel, iki dağ topları ve mühimmat bırakıldıktan sonra ileriye harekete geçilmiş ve Hacer Garab tabir edilen yerde bulunan eşkıya kovulmuştur. Bununla beraber; Yusuf Paşa erzak ve mühimmat ihtiyatını Cebel Nisa'da bırakması gerekirken, meşayihin itaatlerine ve zahire yardımı edeceklerine dair taahhütlerine kapıldığından Cebel Nisa'nın Sabur tarafında ve

467

Feyzi Paşa'nın San'a yönünde ilerlediğini gören Padişahın İmam'a yönelik yakalama emri çıkarması karşısında; Müşir Feyzi Paşa'nın “Yemen İmam'ı Kasımpaşa İmamı değildir ki” şeklinde yanıt vererek, meselenin ehemmiyetini bildirmesi, Yemen tarihinde çok konuşulan rivayetlerden birisidir. Ehiloğlu, a.g.e., s. 153; Veysi Karabulut, Meşihat Müsteşarı Hüseyin Kamil Efendi'nin Yemen Hatıraları (1912-1913), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006, s.20-21

öteden beri idare haricinde bulunan Sûkü'l Dûm isimli mevkide 2 bölük bırakmış ve cebellerde tihâme develerini salıvermiştir. Bunun üzerine Sabur'a vardığında cebellerde eşkıya ortaya çıktığından bu eşkıya ile harbe tutuşmasından Sûkü'l Dûm'da terk etmiş olduğu 2 bölük üzerine eşkıya hücum etmiş ve zaten bu 2 bölük manevi kuvvetleri kırılmış olan 7. Ordu taburlarından bulunduğu için pek az müdafaadan sonra silahları ile mühimmat ve erzakının tamamını eşkıyaya teslim ile Hudeyde'ye firar etmiştir. Bu durum Yusuf Paşa'nın yardımını geciktiren sebeplerdendir. Bu olay üzerine yeniden şımarıp, güç kazanan eşkıyanın bu kez San'a'dan hareket etmiş olan mühimmat kafilesine de saldırması karşısında, Diyarbakır Redif Taburu'na mensup olan 2 bölük dahi silahları ve mühimmatı eşkıyaya teslim ederek geriye dönmüşlerdir. Bu şekilde eşkıya eline önemli bir güç geçirmiş oluyordu.469

Bu vukuat ve hezimetin ardından güçlükle de olsa Yusuf Paşa ile birleşilir ve Şehhare'ye 1500 metre mesafedeki cebellere sal ve asker vasıtasıyla havan topu çıkarılıp, ateşe başlanılmıştır. Şehhare cibali mevki itibariyle korunaklı olduğundan top ateşi ve mantel mermileri tesirli olamıyordu. İmam Ma'hud, San'a'dan aldığı dağ toplarını Şehhare cebeline naklederek, bunlarla şiddetli bir şekilde yani askerin bir tanesine karşılık beş tane ile mücadele ediyorsa da asker ancak kayaların altına saklanarak bu çarpışmadan korunabiliyordu. Bunun üzerine iki gün devam eden top muharebesinden bir netice alınamamış ve 4 taburla doğu tarafına gönderilen Said Paşa kuvvetlerinin dahi derenin etrafı eşkıya tarafından tutulduğu için oradan geçmesi mümkün olamayacağı anlaşıldığından; ordugah tarafında bulunan diğer bir geçitten geçmek ve Şehhare'ye hücum etmek üzere seçtiği 4 taburla beraber sabaha karşı Yusuf Paşa hareket etmiştir. Buna rağmen dereden geçeceği esnada öncü taburunun binbaşısı 8 – 10 neferiyle kale etrafına yaklaşırken, kalenin altında