• Sonuç bulunamadı

1.2. DEVLET VE YÖNETİM ALANINDA YAŞANAN DEĞİŞİMLER

1.2.2. Devlet Yönetiminde Globalleşmenin Yansımaları

1.2.2.4. Yurttaşın Ve Sivil Toplumun Öne Çıkması

Siyasi söylemin en eski terimlerinden biri olan yurttaşlık, Latince ve Yunanca kökenleri itibariyle, bir siyasal topluluğun üyesi demektir. Eski Yunanda yurttaş, siyasal bir etkinliğe veya kamu işlerine katılma hakkına sahip kişilerdi. Yurttaşların elde ettikleri katılma hakkı da doğuştan kazanılan bir haktı.130 Modern dünyada ise yurttaş, katılma yetkilerine ve haklarına sahip, bunun yanında bir dizi yükümlülük ve görevi yerine getirmekle sorumlu kişileri belirtir. Held yurttaşlığı şöyle özetlemiştir; “Yurttaşlık, ilkesel olarak siyasal topluluk içinde bireylere eşit haklar ve görevler, özgürlükler ve sınırlamalar,

124 Aktel, a.g.k, s.76 125 Gökçe, a.g.k, s.207

126 Zerrin Toprak, Yerel Yönetimler, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İzmir,

2001, s.14

127 M. Akif Çukurçayır, Yurttaş Odaklı Yerel Yönetim, Çizgi Kitabevi,, Konya, 2003, s.10

128 Turgay Uzun/ Hüseyin Kurt, “Avrupa Birliği’ne Giriş Sürecinde Türkiye’de Yerel Yönetimler ve

Sorunları”, Avrupa Birliği ile Bütünleşme Sürecinde Türkiye’de Yerel Yönetimler, (Ed:Bekir Parlak/ Hüseyin Özgür), Alfa Yayınları,İstanbul, 2002,s.75

129 Göymen, a.g.k., s.24-25

güçler ve sorumluluklar veren bir statüdür.”131

1789 Fransız Devrimiyle birlikte yurttaşlık hakları daha da önem kazanmış, yurttaş kendi özgür, özerk ve aktif konumuyla yürürlükteki demokrasinin derecesini belirleyecek statüye gelmiştir. Böylece çağdaş demokrasilerin yurttaş tipi Fransız Devrimiyle birlikte belirginleşmiştir.132 Hızlı bir değişim sürecine giren günümüz dünyasında da her alanda olduğu gibi toplumsal alanda da bu değişimlerin yansımaları görülmüş ve yurttaşların temel siyasi hak ve özgürlükleri önem kazanmıştır. Konuşma özgürlüğü, fikir hürriyeti, din ve vicdan özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı birer siyasal özgürlük olarak karşımıza çıkarken, özgürlüklerinde bir global değer olarak önemi anlaşılıp diğer bir toplumsal amaç olan ekonomik refahın gerçekleşmesine de hizmet etmektedir.133 Özellikle demokrasinin gelişmesi için globalleşme sürecinde büyük adımlar atılmış, tartışmaya dayalı demokrasinin kurulabilmesi için, hiç kimsenin siyasal süreçten dışlanmadığı, eşit ve özgür yurttaşlar topluluğuna dayalı bir sistem öngörülmüştür.134

Bilimsel ve teknolojik gelişmelerle hayatımıza giren, aynı zamanda değişimlerin ve gelişmelerin taşıyıcısı, habercisi olan internet, enformasyon toplumunun bir ön modeli haline gelmiştir. Gelişen iletişim teknolojileri ve internet ile pek çok kişi tarafından doğrudan demokrasinin yaşanabileceği düşünülmüştür. İnternet ortamında, önemli konularda seçilmiş temsilciler yerine genel yurttaş katılımının sağlanabileceği ve böylelikle yurttaşların karar alma mekanizmalarına etki edebileceği bir ortam oluşturulmak istenmiştir. Dünya üzerinde, Nova Scotia-Kanada, Oregon, Texas - ABD, v.b. pek çok yerde telefon, mektup, e-posta ile çeşitli boyutlarda oylama, eğilim belirleme deneyleri yapılmaktadır.135

Siyasi alanda globalleşme ile politik toplumun sınırlandırılması ve sivil toplumun güçlendirilmesi talepleri, insan hakları, temel özgürlükler, hukuk devleti, demokrasi gibi tüm toplumları ilgilendiren konular, ulusal egemenliğin alanından çıkıp uluslar arası örgütlenmelerin konusu haline gelmiştir.136 Global toplumun oluşmaya başlamasında devletlerin bu arenanın yegane aktörleri olmaktan çıkmasının, bu gün artık başlıca aktörleri NGO’ lar olan bir “Global Sivil Toplum” un ve “Global Kamuoyu” gibi devlet dışı yeni etkileşim biçimlerinin belirlenmesinin rolü büyüktür. Global ölçekteki bu sivil toplum ve

131 Pierson, a.g.k., s. 52 132 Sarıbay, a.g.k., s.68

133 C.Can Aktan, “Değişen Dünya ve Yeni Global Değerler” http://www.canaktan.org/ (26.05.2005) 134 Sami Selçuk, Türkiye’nin Demokratik Dönüşümü, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2001, s. 24 135 Mustafa Akgül, “İnternet, Demokrasi ve Türkiye”, http://siyaset.bilkent.edu.tr/kamunet/oncesi/cbt-

not3.html (10,04,2005)

kamuoyunun etkisi ulusal devletleri de etkilemekte ve ülke içine dönük politika ve uygulamalarında bu sivil-global etkeni göz önünde bulundurulmaktadır.137 Dünyada yaşanan değişimlerin paralelinde devlet karşısında birey ve sivil toplum kuruluşlarının gücü ve inisiyatifleri artmıştır. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşları ile demokrasi arasında pozitif yönde bir etkileşim oluşmakta; demokratikleşme ile hem bireyin ve sivil toplum kuruluşlarının önemi artarken, hem de sivil toplum kuruluşlarının sayıca artışı demokratikleşmeyi hızlandırmaktadır.138 Sivil toplumdan bahsedebilmek için toplumun belirli bir kolektif bilince sahip olması gerekir. Sivil toplum aynı zamanda belirli sosyal katmanlara bölünmüş toplumdur. Kamusal olan, özel sektör veya devlet kurumlarınca gerçekleştirilen üretim faaliyetleri de devlet veya ekonomi karşısında kendine has bir serbest hareket alanına sahiplerse, sivil toplum olarak adlandırılırlar.139 “Sivil Toplum” 18. y.y. da Batı Avrupa’da toplum halinde yaşamanın nasıl mümkün olduğunu anlamaya yönelik analitik bir araç olarak ortaya çıkan bir kavramdır. Çeşitli aşamalardan geçerek bu günkü anlamına ulaşan sivil toplumun geçirdiği ilk aşama bir devletin üyesi olmakla özdeşleşen anlamından kurtulmasıdır. İkinci aşama sivil toplum içindeki bağımsız toplulukların kendilerini devlete karşı savunmalarının meşruiyet kazanmasına tekamül eder. Üçüncü aşama sivil toplumun içerdiği özgürlüğün toplumsal çatışmaların kaynağı devlet müdahalesinin sivil toplumu yavaş yavaş boğacağından korkulmaya başladığı noktayı ifade eder. Bu bağlamda sivil toplum, gönüllü, kendi kendini oluşturan, kendi desteklerine sahip, devletten özerk, özel alan ile devlet arasında aracı niteliğinde örgütlü bir sosyal yapılanma olarak karşımıza çıkmaktadır.140 Günümüze gelindiğinde sivil toplum kavramının tarihi gelişmenin ışığı altında demokrasi ve totaliter devlet ayrımında anahtar kavram sayıldığını söylemek mümkündür. Sivil toplum artık ne sivil burjuva toplumu olarak anlaşılmakta ne de radikal bir devrimle aşılacak bir alan olarak görülmektedir. Buradaki önemli nokta sivil toplumda, hürriyetler kökleşerek kamu hayatının temel unsurları haline gelmesidir.141

Sivil Toplum Kuruluşları (STK), Dünya Bankası’nın da tanımladığı gibi, kar amacı gütmeyen, her türlü ticari amaç dışında insani nedenlerle beraber hareket edecek, hükümetlerin dışındaki grup ve kuruluşlardır. STK, yardım ve hizmetle, hayırseverliğin,

137 Mustafa Erdoğan, “Siyaset ve Hukuk Perspektifinde Küreselleşme”, Ders Notları, s.29

138 Coşkun Can Aktan, “Yeni Değişim Dinamikleri ve Devletin Yeni Rolü”, http://www.canaktan.org/yeni-

trendler/devlet-felsefe/degisim-devletin-rolu.htm, (26.03.2005)

139 İlyas Doğan, “Sivil Toplum, Demokrasi ve Çoğulculuk”, Sivil Toplum Dergisi, Yıl.2, Sayı.5, 2004, s.85 140 Ali Yaşar Sarıbay, Kamusal Alan, Diyolojik Demokrasi, Sivil İtiraz, Alfa Yayınları, İstanbul, 2000,

s.58

141 M.Lütfullah Karaman, “Sivil Toplum Kavramı ve Türkiye Üzerine Değerlendirmeler: Bir Yeniden

gelişmesinde etkili olan “Sosyal Yardım Rolü”; İletişimin, sosyal etkinlik ve gelişim için beceriye dönüştürülmesi halinde “Arabuluculuk Rolü” ve bilgi ve uzmanlığın yayılma, belgelenmesi ve desteklenmesinin önemli olduğu, yerel uzmanlarla meslek adamlarının ve kaynak kişilerin rol oynadığı durumlarda “Danışmanlık Rolü” olmak üzere üç anahtar rol yüklenmektedir.142

Günümüzde, bilgi toplumunun örgütlü bir toplum olacağı, böylece sanayi devrimindeki temsili demokrasi yerini katılımcı demokrasiye bırakacağı düşünülmektedir. Bu katılım sadece vatandaş katılımı ile oluşan gönüllü kuruluşlar düzeyinde değil, sivil toplum kuruluşlarını da içine alan, çok farklı düzeylerde olacağı dikkate alınmaktadır.143 Kamu kuruluşları ve ticari her türlü şirketler ve holdingler dışındaki, kar amacı gütmeyen “hükümet dışı örgütler” ya da üçüncül örgütler diye de tanımlanan “sivil toplum örgütleri”nin kamu kuruluşları, ticari örgütler üzerindeki etkileri, güçleri; parlamenter, anayasal, temsili, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin gelişmesine, yerleşmesine, sağlıklı işlemesine çok önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.144