• Sonuç bulunamadı

2.3. TARİHSEL GELİŞİM İÇERİSİNDE YURTTAŞIN ROLÜ

2.3.2. Sanayi Toplumunda Yurttaş

Başlangıçta şehir devleti şeklinde olan devlet, gelişim süreci içerisinde, toplumun ihtiyaçlarının sağlanması ve korunması sebebiyle, krallıklar veya imparatorluklar şeklinde genişlemiş ve daha sonra da milli nitelikli devletlere dönüşmüştür.229 18.yüzyılın önemli olaylarından biri olan Sanayi Devrimi sonucu toplumsal yapıda meydana gelen

220 Sarıbay, Global Bir Bakışla Politik Sosyoloji..., , s.85

221 Microsoft Encarta, Reference Library Premium, Microsoft Corporation, 2005 222 Sarıbay, Global Bir Bakışla Politik Sosyoloji..., , s.85

223 Öztekin, a.g.k.,, s.59

224 Microsoft Encarta, Reference Library Premium, Microsoft Corporation, 2005 225 Aristoteles, a.g.k.,, s.70

226 Microsoft Encarta, Reference Library Premium, Microsoft Corporation, 20050 227 Aristoteles, a.g.k.,, s.79

228 Öztekin, a.g.k.,, s.59 229 Eren, a.g.k., s.1

değişiklikler, tarım toplumundan tamamen farklı olan “Sanayi Toplumu” adı verilen bir toplumun ortaya çıkmasına neden olmuştur.230 Sanayi toplumu kendini, tarım toplumunun yapılarına ve değerlerine bakarak tanımlamıştır. Tarım toplumundan farklı olarak, sanayi toplumunun paradigması, otoritenin merkezileştirilmesine, ileri düzeyde işbölümüne, bürokratik yönetim geleneğine, endüstriyel üretime, büyük işletmelere, ücretli çalışmaya, örgüt anlayışına, ulus devlet düzenine, rasyonaliteye, ilerlemeye, evrime, düzene, homojenleşmeye, değerden arınmaya ve standartlaşmaya dayandırılmıştır.231 Sanayi toplumunda modernliğin temel parametreleri ise, kapitalizm, sanayileşme, kentlilik, demokrasi, akılcılaşma, bürokrasi, uzmanlaşma, farklılaşma, bilimsel bilgi, teknoloji ve ulus devlet olarak karşımıza çıkmaktadır.232 Rasyonel şekilde düzenlenmiş ve örgütlenmiş sanayi toplumları, teknik bilgiye dayalı, fonksiyonel etkinlik etrafında örgütlenmiş “iktisadileştirici” toplumlardır ve gerçek iktidar teknokratların eline geçmiştir.233

Dünyada yaşanan en büyük siyasal ve sosyal olaylardan biri olan 1789 Fransız İhtilali, özgürlük ve eşitlik fikirlerini yaygınlaştırarak, milliyetçilik akımlarının kaynağı olmuş ve halk bakımından daha karışık ve bileşik yapıya sahip olan imparatorluk devletleri yerini daha yalın bir yapıya sahip olan ulus devletlere bırakmıştır. Milli nitelikte olan bu devletler halkın genel yapısı itibariyle ırk, dil, ve kültürel bağları bakımından benzerlik göstererek daha homojen bir yapı sergilemiştir.234 Mutlak krallıklar ve imparatorluklar güç ve egemenliklerini tanrıdan aldıklarını savunup ileri sürerken, 18. yy. dan itibaren güçlenen demokrasi düşünceleri, önünde durulmaz bir akım olarak dünya milletlerini etkileyerek ve milli egemenlik ilkesi haline dönüşerek, Anayasalara kadar girdi. Böylece egemenlik; kişisel bir kavram olmaktan çıkarak, milletin ortak kişiliğinde kamusal bir irade şekline dönüşmüş oldu.235

Fransız Devrimi’nden sonra ilan edilen “İnsan ve Yurttaşlık Hakları Bildirisi”, insanların insan olmalarından kaynaklanan ve doğuştan kazandıkları bazı temel, vazgeçilmez ve devredilemez haklara sahip oldukları ve bu temel hakları devletin anayasa ve yasalarla güvenceye alması gerektiği vurgulanmıştır.236 Fransız Devrimi’nin Rousseau düşüncesinin etkili olduğu Jakoben Dönemi’nde, din, zümre, aile ve bölge gibi alternatif kimliklere karşılık geliştirilmeye çalışılan yurttaşlık tüm bu bağların üzerinde her Fransız

230 Dura, Atik, a.g.k.,, s.5

231 Veysel Bozkurt, “Enformasyon Toplumu ve Eğitim”, Bilgi ve Toplum, Türk Dünyası Araştırmaları

Vakfı, Sayı.3, İstanbul, 2001, s.15

232 Bayhan, a.g.k.,, s.153 233 Dura, Atik, a.g.k.,, s.33 234 Eren, a.g.k.,, s.5 235 a.g.k.,, s.7

için baskın kimliği olarak tasarlanmıştır. Yurttaşlığın yaygınlık kazandığı ölçüde, feodal dönemin erdemli davranışının ölçüsü sayılan dinsel inançlara ve aileye sadakat daha geri plana itilmiştir. Jakoben ideolojide yurttaşlık, herkesin topluluğa hizmetle yükümlü olduğu evrensel bir görev haline gelmiştir. Jakoben ideoloji yurttaşın bu görevini yerine getirmesi için ona özgür, özerk ve kalıcı özellikler atfetmiştir. Fransız devriminin ürünü olan yurttaşlık, şehir devletinin yurttaşlığından daha aktif bir konuma gelmiştir.237 İki yurttaşlık arasındaki aktiflik konumunun farkı ise; Sitenin yurttaşının siyasal işleyişe ve kamuya ait görevlere katılımını demokrasinin içeriğine ve derecesine bağlı iken, Fransız Devrimi'nin ürünü olan yurttaşın siyasal işleyişe ve kamuya ait görevlere katılımı demokrasinin işleyişi veya derecesine bağlı değildir, tersine; yurttaşın kendi özgür, özerk ve aktif konumu yürürlükteki demokrasinin derecesini belirlemektedir. Bu niteliği ile çağdaş demokrasilerin yurttaş tipinin atası Fransız Devrimi’nde doğmuştur denilmektedir.238

Site demokrasisinden başlayıp günümüze kadar geçen süreçte yurttaş kavramının içeriğini dolduran iki farklı anlayış söz konusudur. Birinci anlayışta, yurttaşlığı gururla kabul edilmiş bir görev, sorumluluk olarak görülen bir yük olarak tanımlamakta ve yurttaşlıkta aktörlerin bir diğerine sıkı sıkıya bağlılığından söz edilmektedir. Demokratik Cumhuriyet'in içeriğini dolduracağı düşünülen ve yurttaşlığı bir görev olarak algılayan bu anlayışta yurttaş aynı zamanda hem kanun yapıcı hem de kendi günlük işlerinin yönetimini yerine getirdiğinden dolayı politik hayatın baş aktörüdür. Demokratik Cumhuriyet'in dayandığı temel anlayış da; tüm yurttaşların siyasete katılmaları ve etken olmalarıdır. Modern demokrasilerde yurttaşlık kültürünün topluma egemen olması zorunlu hale gelmiştir. İkinci anlayışta ise, yurttaşlığın bir statü, bir yetki, bir hak veya edilgen bir biçimde kullanılan haklar manzumesi olarak tanımlanmakta ve aktörlerin ayrı bağlılıklarından bahsedilmektedir. Statü olarak yurttaşlık anlayışında kanun yapma ve yönetim başkalarının işidir, yurttaşın işi ise özeldir.239

19.yy - 20.yy kavşağındaki modern ve aydınlanmacı Devlet’in yurttaşı üzerindeki gücünü, klasik analiz uygulamalarındaki iktidar ilişkisi “her şeye gücü yeter” ve “her şeyi bilir”, özellikleri çağrıştırmaktadır. Devlet kendi gücünün devamı için, yurttaşını belli bir baskı altında tutar ve ondan şüphe ederdi. Ayrıca yurttaşların şikayetlerini de cahil insanların anlamsız sızlanmaları olarak duyar çünkü, her şeyin en iyisini devletin kendi

237 Sarıbay, Global Bir Bakışla Politik Sosyoloji..., , s.86

238 Emek Özkan, “Demokratik Cumhuriyet’in İçeriğinin Doldurulması Ya da Yurttaşlık Kavramı”

http://www.ozgurpolitika.org/2000/02/12/hab35.html

bildiğini düşünmekteydi. Yurttaşların iyiliği için gerekli ve geçerli olanı, sadece devletin bildiği savunulmaktaydı.240

Sanayileşmiş toplumlarda, kamu görevleri ve her düzeydeki toplumsal görevler, her sınıftan, herkese açık hale gelmiştir. Bu toplumlarda yarışmacılık esas alındığından, kamu görevleri için bilgi, beceri, eğitim, başarı, yetenek gibi faktörlerin dışındaki faktörler de geçerliliğini yitirmiştir.241