• Sonuç bulunamadı

2.3. TARİHSEL GELİŞİM İÇERİSİNDE YURTTAŞIN ROLÜ

2.3.3. Bilgi Toplumunda Yurttaş

1950’lerde bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler sonunda sanayi sonrası toplum ya da bilgi toplumu aşamasına gelinmiştir. ABD’nin ardından 1960’lı ve 1970’li yıllarda Japonya ve bazı Avrupa ülkeleri de bilgi toplumuna dönüşmeye başlamıştır. Bilgi toplumlarında , tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin yanında dördüncü bir sektör olarak “bilgi sektörü” yer almaya başlamıştır.242 Bilgi toplumu, sanayi toplumundan farklı olarak enformasyon/bilgi üretimini baz almaktadır. İnsanların büyük çoğunluğu da gelirlerini sanayi üretiminden değil, bilgi/hizmet üretiminden elde etmekte ve bilgi/hizmet sektörü işgücü haline gelmektedir. Mevcut değişim sürecinde, geçmişteki standart üretim ve çalışma düzenine dayanan anlayışlar, hızla değişen piyasa koşullarına ayak uyduramayan bürokratik yönetim anlayışına sahip firmalar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Globalleşme ve onun öteki yüzü olarak gelişen yerelleşme ile birlikte merkeziyetçilikten uzaklaşma, hızla yaygınlaşan enformasyon teknolojileri, ulus devletin güçlü surlarını zorlamaya ve denetim kabiliyetini bir çok bakımdan sınırlamaya başlamıştır. Artan bilgi işleri ve hızla yaygınlaşan bilgi işgücü, yeni toplumun en önemli özelliği haline gelmiş ve bilgi, toplumun stratejik kaynağını oluşturmuştur.243 Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken; hiyerarşi yerine eşitlik; uyum ve uygunluk yerine kişisel nitelik ve yaratıcılık; standardizasyon yerine farklılık; merkezileşme yerine, merkeziyetçilikten uzaklaşma; etkinlik yerine etkililik; uzmanlaşma yerine bütünsellik, çok disiplinlilik; maddi refahın maksimizasyonu yerine yaşam kalitesinin artışı ve maddi kaynakların korunması; ürünün sayısal içeriği yerine kalitenin öne çıkması; fiziki güvenlik yerine kendini kanıtlama ve kendini gerçekleştirme şeklinde değerler sisteminde bir kayma ve yeniden yapılanma gerçekleşiyor. Bilgi toplumuyla her şey yeniden yapılanıyor; yeni bir dünya, yeni bir

240 Yavuz Erten, “Kendilik Psikolojisi: Heinz Kohut veTakipçileri “

http://www.icgoru.com/makale/kohutvetakipcileri.shtml (26.03.2005)

241 Öztekin, a.g.k.,, s.221 242 Dura, Atik, a.g.k.,, S.2 243 Bozkurt, a.g.k.,, s.16

toplum, yeni bir insan ve yeni bir dünya görüşü şekilleniyor. Bu süreç bir çok ülkede baş döndürücü hızla ilerliyor.244

Bilgi toplumunun temel karakteristik özellikleri; yenileyici teknolojilerin (bilgisayar teknolojisi) yaygınlaşması, bilgi altyapısının oluşması, bilgi sektörü, gönüllü topluluklar, katılımcı demokrasi; kişisel terör ve gelecek şoku gibi yeni global problemler ve hedeflere ulaşma tatmini, bireysel özgürlük yerine toplumsal katılım gibi değerler sistemidir.245

Bilgi toplumuna geçiş süreci içinde, örgütlerin başarısı, çalışanların bilgiyi bulma, yaratma ve kullanma başarılarına bağlı hale gelmiştir. Tüm çalışanların işi kendi işi gibi benimsemesi, sahip olduğu bilgiyi, yetenekleri işe aktarması ve kendini sürekli geliştirerek ekip çalışması yapması örgütsel başarı için temel zorunluluk haline gelmiştir.246

Eski devlet şekillerinden olan monarşilerde, devletin iradesini yalnız hükümdar gösterebilirken; oligarşilerde egemenlik soylu bir sınıfın tekelinde olmuş ve günümüzde egemenliğin halk iradesine dayandığı devlet şekli olarak demokrasilerde yurttaşlar seslerini duyurmakta ve yönetimde söz sahibi olduğunu serbest seçimlerle kanıtlamaktadır.247

20.yy-21.yy kavşağındaki modernlik-sonrası bilgi toplumuna geçiş evresinde devlet- yurttaş ilişkileri “iktidarın dağılım” projesini içerir. Burada, iktidar ilişkileri, birbirine yakın çıkar gruplarının “hassas güç dengesi bozulmaları ve sonra tekrar onarılmaları” konusunda yapmış oldukları karşılıklı anlaşmalardır. Burada devlet her şeyi bilme iddiasında bulunmamakta, yatay dağılmış karar süreçleri, tüm sivil birimlerin etkileşimleri ile sonuçlara ulaşmaktadır.248 Sanayi toplumunun politik sitemi olan temsili demokrasi, bilgi toplumunda yerini katılımcı demokrasiye bırakmıştır. Katılımcı demokrasi, hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimlerde politika kararlarının tüm yurttaşların katılımıyla alınmasını ifade etmektedir. Katılımcı demokrasi, sanayi toplumundaki sendikaların yerini, bilgi toplumunda “sivil yurttaş (citizen)” hareketlerinin almasını sağlayabilir.249

Bilgi toplumunun stratejik kaynağı olan bilgi, sanayi toplumunun kaynağı olan sermayeden farklı olarak, dünyanın bir yerinden başka bir yerine saniyelerle aktarılabilir hale gelmiştir.250 Geleneksel yönetim stratejileri, internet teknolojisi önderliğinde ortaya

244Hüsnü Erkan, Bilgi Uygarlığı için Yeniden Yapılanma, İmge Kitabevi, Ankara, 2000, s.147 245 Dura, Atik, a.g.k.,, s.51-54

246 Serpil Aytaç, “Yönetim Yaklaşımlarında Paradigma Değişimi”, Bilgi ve Toplum, Türk Dünyası

Araştırmaları Vakfı, Sayı.3, İstanbul, 2001, s.83

247 Eren, a.g.k.,, s.7

248 Yavuz Erten, “Kendilik Psikolojisi: Heinz Kohut veTakipçileri “

http://www.icgoru.com/makale/kohutvetakipcileri.shtml (26.03.2005)

249 Dura, Atik, a.g.k.,, s.54 250 Bozkurt, a.g.k.,, s.22

çıkan “dijitalleşme”, ülke sınırlarının şeffaflaşmasına yol açan “küreselleşme” ve örgütlerin işlem maliyetlerini sürekli düşürmeye yönelik “yeniden düzenleme” gibi yeni kuvvetlerin etkisi altında kalmıştır. Bilgi yönetimine önem verilmiş, güçlü organizasyonlara ve teknolojik yatırımlara gidilmiştir.251 Hizmet sektöründe çalışanların oranı, tarım ve sanayi sektöründe çalışanlara göre daha fazla olmuştur. Yeni orta sınıf olarak da, müdürler, işverenler, bilimle uğraşanlar ve teknisyenler ifade edilmeye başlanmıştır. Bourdieu’nun söylemiyle, yeni orta sınıf, hayat karşısında bilgilenmeye yönelik bir tutum benimseyen “yeni entelektüeller” ya da “yeni kültür aracıları” grubudur. Bunlar simgesel malların ve hizmetlerin sağlanmasıyla uğraşır; pazarlama, reklam, halkla ilişkiler, radyo ve televizyon yapımcıları, sunucular, magazin muhabirleri, moda yazarları ve yardım meslekleri gibi mesleklerde çalışanlardır.252

Bilgi toplumunda sosyal faaliyetlerde de değişiklikler yaşanmıştır. Sanayi toplumunda sosyal faaliyetleri, kamu sektörü, özel sektör ve ikisinin karmasından oluşan üçüncü bir sektör gerçekleştirirken; bilgi toplumunda sosyal faaliyetin en önemli öznesi, bir grup insanın, ortak bir amaca ulaşmak için birlikte çalıştıkları “gönüllü topluluklar” olmuştur.253

Bilgi toplumunda gelişen bilgisayar teknolojisi ve Internet sayesinde yurttaşların yönetsel süreçlere katılımı konusunda sağladığı imkanları şu şekilde özetleyebiliriz: 254

• Bilgisayar donanımlı iletişim, küresel ağ alt yapısı sayesinde güçlü ve sürekli bir bağlantı imkanı sağlamaktadır.

• Elektronik ortam çok geniş miktarda bilgi depolama ve yayma yeteneğine sahiptir. Böylece yurttaşlar bilgiye sürekli olarak erişebilmektedirler.

• Bilgi depolama ve yayma yeteneği, aynı zamanda, hem yönetsel birimler hem de yurttaş örgütlenmelerinin elektronik ortamı bir içerik üretim, dağıtım ve yönetim ortamı olarak kullanmalarını ve anında paylaşmalarını mümkün kılmaktadır.

• Elektronik ortam, etkileşimli yapısı sayesinde yurttaşlar ve yönetsel süreçler arasında ilişkiyi etkinleştirme imkanı sunmaktadır.

• Internet doğası gereği yurttaşları demokratikleştirebilir.

• Elektronik ortam, şimdiye dek hiç olmadığı kadar kapsamlı bir “gözetim toplumu” yaratabilir.

251 Aytaç, a.g.k.,, s.84

252 Bayhan, a.g.k.,, s.164 253 Dura, Atik, a.g.k.,, s.52

• Özellikle e-devlet modeli birer müşteri olarak görülen yurttaşlara, etkili, verimli ve düşük maliyetli süreçlerle “kaliteli hizmet” sunmak olarak algılanmasının ötesinde, etkin bir yönetişim süreci olarak ta görülmektedir.

Bilgi toplumunda siyasal katılmanın şekli de değişmektedir. Yurttaşlar, tepkilerini bilgisayar ve Internet aracılığı ile üyesi oldukları sivil toplum kuruluşlarına ve kamu kuruluşlarına aktarmaktadırlar. Bilgi toplumu düzeyine ulaşmış devletlerde sivil toplum örgütleri önemli roller üstlenmektedirler. İnsanlar, isteklerini, sorunlarını, beklentilerini, üyesi oldukları sivil toplum örgütleri dediğimiz, kazanç amacı olmayan ve herhangi bir kamu kuruluşu ile bağlantısı bulunmayan, bir siyasi partiye bağımlılığı bulunmayan örgütler aracılığıyla topluma yansıtmaktadırlar. Aynı zamanda sivil toplum örgütleri, her türlü toplumsal ve insanlığı ilgilendiren sorunlarda “medya” dediğimiz yazılı ve görsel basını da arkasına alarak kamu yönetimi ve siyasi iktidarları etkilemekte ve denetlemektedirler. Bu nedenle bilgi toplumunda devlet ve toplumla ilgili kararlar ve uygulamalarda, açıklık ve şeffaflık ön plana çıkmıştır.255

2.4.KAMUSAL ALANI BİÇİMLENDİREN YURTTAŞ KİMLİĞİNDE