• Sonuç bulunamadı

Yurtdışı Araştırmalar

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.4. İlgili Araştırmalar

2.4.2. Yurtdışı Araştırmalar

Leseman, Rollenberg ve Rispens (2001) yapmış olduğu çalışmada çocuk merkezli serbest oyun ve öğretmen yönetimindeki çalışma etkinliklerini, bilişsel bilgi yapılandırılması yönünden karşılaştırmışlardır. Araştırma da; serbest oyun durumlarında ve çalışma etkinliklerinde çocukların sosyal yakınlaşma hareketlerini ve bilgi inşalarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Yapılan bu çalışma sonucunda öğretmenlerin çalışma etkinliklerine daha fazla katılım gösterdikleri ve bilgi inşası konusunda çocuklara rehberlik ettikleri görülmüştür. Ayrıca yapılan bu çalışma sonucunda, çocukların serbest oyun sırasında birbirleriyle daha yüksek düzeyde sözel iletişim kurdukları, çalışma sırasında ise sözel iletişimin sınırlı olduğu ve bunun çoğunluğunun öğretmenle yapıldığı belirlenmiştir. Mouratidou, Goutza ve Chatzopoulos (2007), yılında yapmış olduğu lise öğrencilerinde beden eğitimi yoluyla ahlaki akıl yürütmeyi geliştirme programı isimli çalışmasında beden eğitimine özgü olarak tasarlanmış altı haftalık karakter programını etkililiğini araştırmak istemiştir. Aynı zamanda kız ve erkek öğrenciler arasında ahlaki düşünmenin farklılık gösterip göstermediğini de belirlemeye çalışmıştır. Bu araştırma sonucunda deney grubunun kontrol grubundan uygulanan program sonrasında daha büyük ahlaki düşünme davranışı sergiledikleri sonucuna ulaşmıştır. Yine yapılan bu araştırmada cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık olmadığını belirtmiştir.

Gmitrova ve Gmitrov (2003) yapmış olduğu, anaokulu çocuklarının bilişsel gelişiminde öğretmen merkezli ve çocuk merkezli taklit oyunlarının etkisini isimli çalışmasında, 6 yaşın altındaki çocuklarda oyun temelli müfredatı destekleyen bilişsel gelişim ilkeleri ile uyumlu çıktığı sonucuna ulaşmışlardır. Ayrıca yapılan bu araştırmada deney gurupların da ki oyun organizasyonlarında öğretmen uyaranı ve bilişsel alanda çocuk davranışı arasında yüksek bir korelasyon bulmuştur.

Zapalska, Brozik ve Rudd (2012) yılında yapmış olduğu Aktif öğrenmenin oyunla ve simülasyonla gelişimi adlı çalışmada, simülasyon ve oyunların öğrencilere gerçek deneyimler sunduğunu ve kavramları daha anlamlı hale getirdiğini belirtmişlerdir. Oyunlar arasında aralar verilerek egzersizler yaptırılabileceğini, bu egzersizlerin de öğrenciler

arasında tartışma becerisi oluşturabileceğini ifade etmişlerdir. Rol oynama aktif öğrenmeyi olumlu yönde etki eder. Yeni kavramların edinimine izin verir ve öğrencinin ilgi, şevk ve motivasyonunu arttırır. Öğrencilerin yorumları simülasyon ve oyunların olumlu olduğunu göstermiştir. Çünkü bu oyunlar ve simülasyonlar öğrencilerin kendi öğrenme sürecinde olumlu bir katkı sağlar.

Charlton, Williams ve McLaughlin (2005) yılında yapmış oldukları Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuklarda Okuma Edinimini Hızlandıracak Bir teknik: Eğitsel Oyunlar isimli çalışmalarında eğitsel oyunların öğrenme üzerinde ki etkisini ortaya koymuşlardır. Bu çalışmada bütün öğrencilerin eğitsel oyun sayesinde okuma performanslarını yükselttiği görülmüştür. Oyunların entegrasyonundan sonra çocuklarda okuma ile ilgili çok önemli bir artışın olduğu tespit edilmiştir. Eğitsel oyunların derse entegrasyonundan sonra 6-14 gün arasında çocukların okuma düzeyleri üst seviyeye çıkmaya başlamıştır. Bu çalışma da oyunların, öğretmenlerin yönergesiyle birleştiğinde öğrenmeyi daha da hızlandırdığı tespit edilmiştir.

Hong, Hwang, Wang, Hsu, Chen ve Chan (2011) yılında yapmış olduğu Online Oyunlarla Ahlak Eğitimi isimli çalışmada oyunların ahlak gelişimine etkisini belirlemeye çalışmışlardır. Araştırmacılar geliştirdikleri “Olmak yada Olmamak” isimli online oyun ile çocukların kendilerini keşfetmelerini, kendine uygun ve ahlaki değerler oluşturmalarını sağlamışlardır. Bu çalışma sonucunda öğrenciler hazırlanmış online oyun sayesinde ahlaki değerler geliştirmişlerdir. Bu oyun ile çocuklar kendine değer verme ve öznel değerleri geliştirmişlerdir.

Mayer (2013) yılında yapmış olduğu Okul Öncesi Öğrencileri İçin Oyun Temelli Dil Öğrenimi isimli çalışmada dil öğreniminde oyunun etkisini belirlemeye çalışmıştır. Araştırmacı bu çalışma da oyunların formal eğitime entegre edilmesinin zor olduğunu fakat öğrenmenin dijitalleşmesi ile oyunların öğretmen ve öğrencilerin kullanabilecekleri imkanlar sunduğunun belirtmiştir. Eğitsel oyunlar hem eğlence amaçlı hemde öğretimsel amaçlı kullanılabilmektedir. Böylece eğitsel oyunların öğrenme ve eğitim arasında aracı olabileceğini belirlemiştir.

Noemi ve Maximo (2014) yılında yapmış olduğu Öğretim İçin Eğitsel Oyunlar isimli çalışmalarında eğitsel oyunların öğretim de ki önemini açıklamaya çalışmışlardır. Oyunların ister çocuk isterse yetişkin bir birey olsun kullanıcıların basit ve dinamik bir şekilde ilgilerini çektiğini ve onları kendi öğrenme sürecinin baş kahramanı haline getirir.

Araştırmacılar oyunların saf eğlencenin ötesine geçerek öğrenmeyi dinamik, interaktif, motive edici ve eğlendirici bir şekilde pekiştiren bir mekanizme haline geldiğini belirtmişlerdir.

Butler (2013) Oyun Eğitiminde Etiği Entegre Etmek isimli çalışmasında oyunların içerisine etik ilkelerin entegre edilmesi üzerinde durmuştur. Araştırmacı oyunların uzun zamandan beri ahlak gelişimi için önemli olarak görüldüğünü belirtmektedir. Fakat çoğu öğretmene göre etik ilkeler öğretile bilirden ziyade rastlantısal olarak öğretildiğini belirtmektedir. Araştırmada çocukların oyunlar oluşturarak etik ilkelere ne kadar dikkat ettiklerine bakılmıştır. Bu ilkelere çocukların hem oyun yazımında hem de oynaması esnasında ne kadar dikkat ettiği gözlemlenmiştir. Bu araştırma sonunda çocukların oyunlarda kuralları oluştururken yaş, cinsiyet, ırk ve etik ilkeleri sorguladıkları görülmüştür.

Nabie (2015) Sınıf Öğretmenlerinin Sesi: Kültürel Oyunlar Nerelerde Geçerlidir isimli çalışmasında kültürel oyunların önemini açıklamaya çalışmıştır. Araştırmacı öğretmenlerin kültürel oyunların, Bilişsel, Sosyal, Eğitsel ve Kültürel olmak üzere dört bilge alanında sınıf içerisinde öğretimsel bir araç olarak kullanılabileceğini ifade ettiklerini belirtmiştir. Fakat öğretmenler bu oyunları pedagojik olarak nasıl kullanacaklarını bilmedikleri için etkili bir şekilde kullanamadıklarını ifade etmişledir. Aynı zamanda öğretmenler oyunları öğretimin sosyal bir alternatifi olarak da görmüşlerdir. Alternatif bir sosyal öğrenme olarak oyunlar, öğrencilerin yeni kavramlar keşfetmesini ve varolan kavramları da geliştirmesini sağlamaktadır. Oyunlar hem okulda hem evde hemde toplum içerisinde oynanabildiği için çocukların öğrendiği bilgiyi diğer yaşam alanlarında da kullanabilmesini sağlamaktadır. Çocuklar oyun oynamayı öğrenirken ve oynarken oyunu gözlemler, taklit eder, tartışır ve beraber çalışırlar. Bu da çocuğun oyun oynarken öğrenmesini sağlar.

Nicolopoulou’ nun (1993) yılında yapmış olduğu çalışmayı 2004 yılında çeviren ve yayınlayan Melike Türkan Bağlı; Oyun, Bilişsel Gelişim ve Toplumsal Dünya: Piaget, Vygostky ve Sonrası isimli çalışmada oyunu, etkileşimsel bir etkinliğin yanında kültürel ve imgesel yönleri ile de incelemiş ve oyunun zihnin oluşumundaki, benliğin biçimlenmesinde ki kültürün tanımlanması ve yeniden üretilmesi gibi konular üzerinde durmuş ve etkinliğini ortaya çıkarmıştır.

Duer, Parisi ve Valintis (2002) yılında yapmış olduğu çalışmada lise öğrencilerine karakter eğitimi programını uygulayarak, öğrencilerde davranış geliştirmek istemiştir. Özellikle

öğrencilerde saygı ve sorumlulukla ilgili davranışları geliştirmek ve uygun olmayan davranışları azaltmak istemiştir. Bu çalışma sonucunda öğrencilerin saygı ve sorumluluk gösterme düzeylerinde olumlu yönde gelişme olduğu belirlenmiştir. Yöneticiler tarafından tutulan kayıtlarda, kabul edilmeyen davranışlarda bir düşüş olduğu gözlemlenmiştir. Program, öğrencilerde karakter eğitiminin farkındalığını arttırmada etkili olmuş ve bundan dolayı okul ortamında öğrencilerin davranışları olumlu yönde gelişmiştir.

Fixler (2000) yılında yapmış olduğu çalışmada, saygı, sorumluluk ve İşbirliği merkezli karakter eğitimi programı hazırlamış, anaokulundaki çocukların karakter eğitimini incelemeye çalışmıştır. Yapmış olduğu çalışmada öğretmen ve aileler tarafından karakter eğitiminin gerekliliğini belirtmek ve gelişimi belgelemek için davranış kontrol listesi tutulmuştur. Bu çalışmanın içeriğini sınıf toplantıları ile demokratik ortamın oluşturulmasında öğretmenin rol model olması, işbirlikçi öğrenme etkinlikleri, çoklu zekânın kullanılması ve öğrenme sürecinde ve istenilen yaşam becerilerinin aktarımında aile katılımı oluşturmaktadır. Bu çalışma sonucunda, bazı çocuklarda karakter gelişiminde ilerleme gözlenmiştir, ancak arzu edilen sonuçlara ulaşmak için daha fazla süre gerektiği önerilmiştir.

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde araştırmada kullanılacak model, evren, örneklem, veri toplama araçları, verilerin analizi ve çalışma planına yer verilmiştir.