• Sonuç bulunamadı

YÖNTEMLERĐNĐN ÖĞRENCĐLERĐN SAHĐP OLDUĞU ÖĞRENME STĐLLERĐYLE UYGUNLUĞU

2.6. ĐLGĐLĐ ARAŞTIRMALAR

2.6.2. Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Araştırmanın bu kısmında yurt dışında öğrenme stilleri ile ilgili yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalar üç kategoride ele alınmıştır. Bu kategoriler sırasıyla; “öğrenme stillerinin cinsiyetle ilişkisini inceleyen araştırmalar”, “öğrenme stillerinin öğrencilerin akademik başarısına etkisini inceleyen yurt dışı araştırmalar” ve “öğretim sürecinde öğrencilerin öğrenme stillerine uygun öğretim yöntemlerinin kullanılmasının öğrenci başarısına etkisini araştıran yurt dışı araştırmalar” şeklinde sunulmaktadır.

Öğrenme stillerinin öğrencilerin cinsiyetleriyle ilişkisinin belirlendiği yurt dışı araştırmalar bulunmaktadır. Bu konuda Murphy ve Casey (1997), bilgi yönetimi alanındaki bir lisans programında öğrenim gören öğrencilerin öğrenme biçimleriyle, cinsiyeti ve akademik başarısı arasındaki ilişkileri incelemiştir. Araştırmada öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlenmesinde Asch ve Witkin tarafından geliştirilen öğrenme stili sınıflandırmasından yararlanılmıştır. Genel olarak bu programdaki öğrenciler alan bağımsız olma eğilimi göstermişlerdir. Öğrencilerin alan bağımlı ya da bağımsız olma puanları cinsiyetlerine göre değişmemiş olup alan bağımsız öğrenciler alan bağımlılara oranla daha yüksek başarı göstermişlerdir. Yine Cezair (1999) üniversitede okuyan muhasebe bölümü öğrencilerinin öğrenme stilleri, cinsiyet ve başarı düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlenmesinde LSI kullanılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre

öğrencilerin öğrenme stilleri ile cinsiyetleri ve akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ancak cinsiyetle akademik başarı arasında bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuca göre bayan öğrencilerin erkek öğrencilerden başarı anlamında daha iyi performans gösterdikleri bulunmuştur. Bayan öğrenciler somut yaşantı öğrenme biçimini tercih ederken, erkek öğrenciler soyut kavramsallaştırma öğrenme biçimini kullanmaktadır.

Öğrenme stillerinin öğrencilerin akademik başarılarına etkisini inceleyen yurt dışı araştırmalar da çok sayıda bulunmaktadır. Örneğin; Cook (1997), üniversiteye yeni giren öğrencilerin liseden üniversiteye giriş problemlerinin üstesinden gelebilmelerine yardım etmek için, öğrencilerin öğrenme stilleri ile üniversitede ilk yarıyıldaki akademik başarıları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmada öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlenmesi amacıyla LSI’dan yararlanılmıştır. Akademik başarıyı ölçmek için de öğrencilerin ssınavlardan aldıkları puanların ortalaması alınmıştır. Araştırma sonuçlarına göre üniversiteye yeni giren öğrencilerin öğrenme stilleri büyük bir farklılık göstermektedir. Akademik başarı açısından kızların erkeklere göre daha yüksek notlar aldığı ve yansıtıcı öğrencilerin akademik olarak aktif öğrencilerden daha büyük zorluklara sahip olduğu bulunmuştur. Bu nedenle yansıtıcı öğrencilerin aktif öğrencilerden daha fazla şartlı olarak geçtiği tespit edilmiştir. Benzer şekilde Murphy ve Casey’nin (1997), bilgi yönetimi alanındaki bir lisans programında öğrenim gören öğrencilerin öğrenme biçimleriyle, cinsiyeti ve akademik başarısı arasındaki ilişkileri incelediği araştırmada da başarı değişkeni yer almaktadır. Araştırmada öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlenmesinde Asch ve Witkin tarafından geliştirilen öğrenme stili sınıflandırmasından yararlanılmıştır. Genel olarak bu programdaki öğrenciler alan bağımsız olma eğilimi göstermişlerdir. Öğrencilerin alan bağımlı ya da bağımsız olma puanları cinsiyetlerine göre değişmemiş olup alan bağımsız öğrenciler alan bağımlılara oranla daha yüksek başarı göstermişlerdir. Cezair (1999) de üniversitede okuyan muhasebe bölümü öğrencilerinin öğrenme stilleri, cinsiyet ve başarı düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlenmesinde LSI kullanılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre öğrencilerin öğrenme stilleri ile cinsiyetleri ve akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ancak cinsiyetle akademik başarı arasında bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuca göre bayan öğrencilerin erkek öğrencilerden başarı anlamında

daha iyi performans gösterdikleri bulunmuştur. Bayan öğrenciler somut yaşantı öğrenme biçimini tercih ederken, erkek öğrenciler soyut kavramsallaştırma öğrenme biçimini kullanmaktadır. Elfant (2002) ise öğrencilerin öğrenme stilleri ile akademik başarıları ve öğretmenlerin öğrenme stilleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmada öğrencilerin ve öğretmenlerin öğrenme stillerini belirlemek için LSI kullanılmıştır. Öğrencilerin akademik başarılarını tespit etmek için ise, üniversiteye yeni giren 128 kişilik bir öğrencisi grubu iki yarıyıl boyunca iki kursa tabi tutulmuştur. Öğrenciler, ilk yarıyıl sosyal bilimler üzerine, ikinci yarıyıl doğal bilimler ve matematik üzerine kurs görmüşler ve bu kurslardan sınava girmişlerdir. Öğrencilerin bu sınavlardan elde ettikleri puanlar akademik başarı derecesi olarak belirlenmiştir. Her kurs 8 kişilik bir öğretmen grubu tarafından verilmiştir. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin öğrenme stilleri ile sosyal bilimler kursundan aldıkları puanlar arasında anlamlı bir ilişki bulunmamışken, doğal bilimler ve matematik kursundan aldıkları puanlar arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Atkinson (1998) bu konuda, öğrenme stilleri ile başarı, öğretim stratejisi ve güdülenme arasındaki ilişkileri incelemiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla “Bilişsel Biçimler Çözümlemesi” adlı ölçek kullanılmıştır. Elde edilen verilere göre en düşük başarıyı imgeci ve bütüncü öğrenme biçimine sahip öğrenciler gösterirken analitik öğrenciler, imgeci ve bütüncü öğrencilere göre daha yüksek başarı göstermişlerdir. Araştırılan öğretim stratejilerinden en çok yararlanan öğrenciler, esnek öğrenme alışkanlığına sahip olan ve öğrenme stilleri tercihi kesin olarak belirlenemeyen öğrencilerdir. Bunlardan sonra analitik öğrenciler gelmektedir. Bütüncü öğrencilerin öğretim stratejilerinden en az yararlandığı tespit edilmiştir. Güdülenme ile akademik başarı arasındaki ilişki incelendiğinde başarısı düşük olan öğrencilerin çoğunun, güdülenme düzeyi düşük olan öğretmenlerin öğrencileri oldukları tespit edilmiştir.

Öğretim sürecinde öğrencilerin öğrenme stillerine uygun öğretim yöntemlerinin kullanılmasının öğrenci başarısına etkisini araştıran bazı yurt dışı araştırmalar da mevcuttur. Örneğin; Riding ve Aschmore (1980), “Sözelci-görsel öğrenme stili ve okul ders performansındaki bilişsel beceriler” isimli araştırmalarında, sözel ve görsel sunuş yöntemlerinin farklı öğrenme stillerine sahip öğrencilerin başarısı üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Yapılan araştırmada, sözelci ve imgeci öğrencilere aynı içerik sözlü ya da resimli olarak sunulmuştur.

Sonuca göre sözelci öğrencilerin sözlü sunumdan, imgeci öğrencilerin de resimli sunumdan daha çok yararlandıkları gözlenmiştir. Bu konuda Al-Saai ve Dwyer (1993), “Alan bağımlı ve alan bağımsız öğrencilerde görselleştirmenin etkisi” isimli araştırmalarında, alan bağımlı ve alan bağımsız öğrencilerin başarısının görsel nitelikli farklı öğretim yaklaşımlarından nasıl etkilendiğini araştırmışlardır. Araştırmada gerçekleştirilen öğretimin içeriği, insan biyolojisi alanında iki bin sözcükten oluşan bir ünitenin çevirisini yapmaya dayanmaktadır. Araştırma sonucunda, öğrenme biçimi açısından farklılık bulunmuş ve alan bağımsız öğrenciler, alan bağımlı öğrencilerden daha başarılı olmuşlardır. Khine’nin (1996) yapmış olduğu “çok ortamlı sunumda değişen seviyelerde geribildirimin bilişsel stile etkisi” isimli araştırmasında çok ortamlı sunuma dayalı öğrenme süreçlerinde üç tür geribildirimin, alan bağımlı ve alan bağımsız öğrencilerin son-test başarısı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Alan bağımsız öğrenciler açımlamalı geribildirim koşulları altında daha yüksek başarı gösterirken, buna karşılık alan bağımlı öğrenciler bilgilendirici geribildirimden daha çok yararlanmışlardır. Hein ve Budny (1999) tarafından yapılan araştırmada ise üniversitedeki fizik ve mühendislik bölümü öğrencilerine iki bağımsız öğrenme stili modelinden geliştirilmiş olan stratejiler başarılı yöntemlerle kullanarak öğretim yapılmıştır. Bu iki modelden ilki Dunn ve Dunn öğrenme stili modeli, ikincisi ise Kolb öğrenme stili modelidir. Dunn ve Dunn öğrenme stili modeli Amerikan Üniversitesi’nde tanıtıcı fizikte yazılı olan bilimsel olmayan branşlarda kullanılmıştır. Kolb öğrenme stili modeli ise, Purdue Üniversitesindeki mühendislik öğrencileri için tasarlanan kurslarla birleştirilmiştir. Araştırmada, bu iki öğrenme stili modelinin temel öğeleri kıyaslanmış ve öğrencilerin öğrenme stili tercihleriyle uyumlu olarak düzenlenen öğretim yöntemleri paylaşılmıştır. Bu yöntemler sınıf içinde ve sınıf dışında kullanılabilen öğretim ve öğrenme tekniklerini içermektedir. Araştırmada özellikle, kalabalık sınıflardaki öğrencilerin öğretiminde etkili olan bu öğrenme stili modellerinden yararlanılan teknikler vurgulanmıştır. Araştırma sonunda, iki farklı öğrenci topluluğuyla başarılı olunan fikirler ve yöntemler paylaşılmıştır. Atkinson’ın (1998), öğrenme stilleri ile başarı, öğretim stratejisi ve güdülenme arasındaki ilişkileri incelediği araştırmasında araştırılan öğretim stratejilerinden en çok yararlanan öğrencilerin, esnek öğrenme alışkanlığına sahip olan ve öğrenme stilleri tercihi kesin olarak belirlenemeyen

öğrenciler olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan sonra analitik öğrenciler gelmektedir. Bütüncü öğrencilerin öğretim stratejilerinden en az yararlandığı tespit edilmiştir.

Yurt dışında öğrenme stilleri ile ilgili yapılan bazı araştırmalar incelendiğinde, öğrenme stilleri ile akademik başarı arasında bir ilişki olduğu (Cook, 1997; Murphy ve Casey, 1997; Atkinson, 1998; Elfant, 2002), öğretimin, öğrenme stillerine göre düzenlenmesi halinde öğrencilerin daha başarılı oldukları (Riding ve Ashmore, 1980; Al-Saai ve Dwyer, 1993; Khine, 1996; Atkinson, 1998; Hein ve Budny, 1999), öğrencilerin kendi öğrenme tercihleri hakkında bilgi sahibi olmaları halinde kaygılarını azaltarak öğrenmeye karşı olumlu tutumlar sergiledikleri (Dunn, t.y.), öğrenme stillerinin cinsiyetle ilişkisi olmadığı (Murphy ve Casey, 1997; Cezair, 1999) tespit edilmiştir.

Yurt içinde ve yurt dışında öğrenme stilleri ile ilgili yapılan araştırmalar birlikte değerlendirildiğinde, öğrencilerin öğrenme stilleri ile akademik başarıları arasında bir ilişki olduğu, öğrenme stillerinin cinsiyete göre farklılık göstermediği ve öğretim süreci öğrencilerin öğrenme stilleri dikkate alınarak düzenlendiğinde öğrenci başarısında, okula karşı olumlu tutumlar sergilemesinde ve kaygı düzeyinin düşmesinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır.

Claxton ve Murell’a (1987) göre, eğer bireylerin öğrenme açısından bilgiyi açıklama ve yapılandırma konusunda kendi alıştıkları bir yol varsa, her öğrencinin öğrenme biçimini belirlemek ve bununla tutarlı bir öğretim yapmak daha etkili öğrenmeye katkıda bulunacaktır. Bu açıdan bakıldığında, yaptığımız araştırma öğrenciler arasındaki öğrenme stili farklılıklarının belirlenmesinin ve okullarımızda yapılan öğretimin bu öğrenme stillerine göre düzenlenmesinin eğitime yapacağı katkılar bakımından önem kazanmaktadır. Ayrıca bu araştırma yurt içinde bu alanda, bu yaş grubu öğrencilerle, bir özel okulda yapılan tek araştırma olması açısından önemli bir çalışmadır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM