• Sonuç bulunamadı

3.2. Yerelleşmenin Kolluğa Etkileri

3.2.2. Yerinden Yönetim Kolluk Uygulamaları

Bu başlık altında ele alınmış yerinden yönetim kolluk uygulamalarından kasıt aynı zamanda ülke örnekleri incelenirken karşılaşılmış olan belediye kolluğu, belediyeler arası kolluk, özerk topluluk kolluğudur. Bu kapsamda öncelikle yerinden yönetim kolluğunun tanımı yapıldıktan sonra, yerelleşme kapsamında ortaya çıkışı ve genişlemesi, neden ihtiyaç duyulduğu, dünyada karşılaşılan uygulamalar ve adlandırılmaları, Türkiye’deki durum ve muhtemel sakıncalarından bahsedilmiştir10.

Yerinden yönetim kolluğu en genel tanımıyla, suç önleyici ve devriye gezilmesi gibi kolluk görevlerinin, yerinden yönetim biriminin bütçesiyle maaşı ödenen ve yerinden yönetim biriminin seçilmiş temsilcisi altında görevli yerel kolluk birimlerince yerine getirilmesidir (Donnelly, 2013:4).

AB’nin kurucu anlaşmasında da geçtiği şekliyle kamu hizmetlerinin en yakın mahalli idari birimler tarafından yerine getirilmesi ilkesi AB’ye üye ülkeler tarafından güvenlik hizmetleri konusunda benimsenmektedir. Dünya çapında kolluğa yön veren Anglo-Sakson ve Kıta Avrupası kolluk sistemlerinin kurucusu Birleşik Krallık ve Fransa olmak üzere birçok AB ülkesi tarafından güvenlik hizmeti yerel düzeyde teşkilatlanmış kolluk birimleri tarafından yerine getirilmektedir (Donnelly, 2013:36-37).

İç güvenlik hizmetinin devletin asli görevlerinden birisi olarak görülmesi sonucu merkeziyetçi eğilime sahip devletler, kolluğu merkezin güdümünde tutmuşlardır. Ancak 20. Yy. boyunca liberal demokrasi anlayışının geliştiği ve yerelleşme felsefesinden etkilenen Avrupa’da halk, nasıl korunduğu konusunda daha çok yorum yapmak istemiş ve yerel düzeyde kolluk stratejileri ve hedeflerinin ortaya koyulmasında daha çok rol almak istemiştir. Bu durum hali hazırda yerel demokrasi anlayışı gelişmiş ülkelerde kolayca başarılabilmiştir (Donnely, 2013:32).

10 Fransa, Birleşik Krallık, İspanya ve Türkiye, seçilmiş ülkeler kapsamında bir sonraki bölümde detaylı bir şekilde incelenmiştir.

70 Başta güvensizlik hissi olmak üzere, toplumda meydana gelen sosyo-ekonomik değişimler, artan kentsel düzensizlikler ve suçlar, devletin kişilerin ve malların güvenliğinin sağlanmasındaki garantörlüğünü tehlikeye düşürmüştür. İlk önce özel güvenlik pazarında gerçekleşen büyük genişleme, sonrasında kamu güvenliğinin işbirliği içerisinde yürütülmesi ve yerel yaklaşımlar güvenlik sektörü konularında artan bir şekilde yer almaya başlamıştır (Malochet, 2010:1). Örneğin Fransa’da, özellikle 1980’lerden itibaren halkta artan güvensizlik algısına çözüm arayan Belediye Başkanları, kamusal alanda caydırıcılık etkisi sağlayacak ve halkın artan güvenlik talebine cevap verecek belediye polisini işe almaya başlamıştır (Le Goff, 2009:8).

Devletin güvenliği sağlamakta yeterli olamaması ve suç ve suçlularla mücadelede yerinden yönetimlerin daha etkili suçla mücadelede daha etkili olacağına ilişkin görüşler genel olarak şu şekildedir;

 Suç yerelden yerele göre değişmektedir ve suçun azaltılması için farklı çözüm önerileri gerekmektedir,

 Merkez he ne kadar suçun önlenmesi için destek ve teşvik verse de uygulama doğası gereği yerelde olmalıdır,

 Yerinden yönetim temsilcisi hangi bölgede hangi suç önleme stratejisinin uygulanacağını en iyi bilen kişidir,

 Her ne kadar suç önleme girişimlerinde yerele artık daha çok rol verilse de, yerel yöneticinin kendi kolluk birimini kurabilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır (Shaw, 1998:4-7).

1992 yılında Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Konferansında kabul edilen AKŞ ile daha önceden de belirtildiği şekilde “Güvenlik” ve “Kent Güvenliği ve Suçların Önlenmesi” başlıkları ideal bir kent yaşamı için olmazsa olmaz nitelikler olarak belirtilmiştir. Bu kapsamda “olabildiğince suç, yasa dışı olay ve şiddetten arınmış emin ve güvenli bir kent” için sadece merkez değil toplumun her kesimine özellikle de yerel yönetimlere önemli görevler düşmektedir (Avrupa Kentsel Şartı). Çalı (2012:24-27)’ya göre terk edilmiş evler, metruk alanlar, toplu taşıma durakları, alt ve üst geçitler gibi çoğu zaman güvenlik görevlisinin bulunmadığı yerler vatandaşı suça karşı uygun hedef haline getirmekte olup, belediye kolluğunun caydırıcılık ve önleyicilik niteliği kazanması halinde yerelde etkili ve verimli bir güvenlik hizmeti sağlanabilecektir. Nitekim Birleşmiş

71 Milletlerin İnsan Yerleşmeleri Merkezi HABİTAT tarafından yapılan araştırma neticesinde suçun önlenmesi, azaltılması ya da sonlandırılması için yerel kolluğun güçlendirilmesi savunulmaktadır (Geray, 2007:51).

Ansiklopedi ya da araştırmalarda, genellikle yerel yönetimler tarafından yürütülen düşük seviye kolluk görevleri olarak nitelendirilen kolluk uygulamalarına dünyanın birçok ülkesinde rastlamak mümkündür. Ülkeler tarafından farklı seviyede yetkiler tanımlanan yerinden yönetim kolluğuna kimi ülkeler sadece suç önleyici devriye görevi verirken, kimi ülkeler ise tutuklama hatta silah taşıma yetkisi de verebilmektedir (Donnelly, 2013:4). Örneğin Belçika’da görülen yerel kolluk; belediye kolluğu ve kır kolluğu olmak üzere iki ayrı kolluk biriminden oluşmaktadır ve yerel kolluk birimleri Yerel Kolluk Şefi’nin emir komutası altında görev yapmaktadır. Bunlardan, belediye kolluğu, büyük şehirleri de kapsayan elli bölgede, kır kolluğu ise küçük köy ve yerleşim yerlerinden oluşan 146 adet bölgede emniyet ve asayişi sağlamaktadır. Kolluk şefi yerel kolluk konularıyla ilgilenirken, yerel güvenlik planları çerçevesinde görevini yerine getirmektedir (Sadykiewicz ve Haberfeld, 2005:967). Slovakya’da, belediye kolluğu sokakta yaya devriye atarak yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmek ve basit sokak kavgalarına müdahale etmek gibi görevleri yerine getirmektedirler. Trafik kurallarına riayet etmeyenlere ceza yazmak, şehirlerdeki araç parklarını denetlemek gibi yetkileri vardır (Lacina vd.,2006:824). Kanada’da ise nüfusu on bin ve üzerinde olan mahalli birimlerde belediyeye veya merkeze bağlı bir kolluk unsuru bulunması zorunludur.

Bununla beraber nüfusu on binin altındaki yerlerde yerinden yönetim birimi isterse kolluk unsuru örgütleyebilmektedir. Belediyeler yasal gereksinimlere sahip olması kaydıyla kolluğu kendi bünyelerinde oluşturabilmektedir (Clarke, 2005:994-995). Son olarak, 1993 yılında Çekoslovakya’nın dağılmasından sonra kurulan Çekya’da da genel kolluk güçlerinin yanında belediye kolluğuna rastlamak mümkündür. Kısıtlı yetkileri bulunan ve yerinden yönetimlere karşı doğrudan sorumlu olan bu birimler, belediyede kamu düzeninin sağlanmasıyla görevlidirler (Walek, 2005:1037).

Artan güvenlik ihtiyaçları, demokrasi için yönetişim çağrıları, yerel ve yerelleşmenin önem kazanması (Malochet, 2007:121) gibi konular temelinde dünya ülkeleri tarafından artan bir şekilde yerinden yönetim kolluk uygulamalarına başvurulmuştur. Bununla birlikte dünya ülkelerinde uygulanan kolluk sistemleri ve yapılarının farklılık arz etmesi onların belirli bir isim altında toplanmasını da

72 zorlaştırmaktadır. Örneğin bu tez çalışmasında toplum destekli kolluk uygulamaları iç güvenlik yönetişimi altında incelenirken, kimi ülkelerde tek işi toplum destek polisi olan kolluk yapısı hem belediye bünyesinde örgütlenmekte hem de iç güvenlik yönetişimine dâhil olmaktadır. Donnely (2013:4) tarafından AB ülkelerinde yapılan çalışmada bu durumu görmek mümkündür. Bu kapsamda, Tablo 3.2’de AB’de yerinden yönetim kolluğu bulunan bazı ülkeler ve kolluklarına verdikleri isimleri gösterilmektedir.

Tablo 3.2. AB’de Çeşitli Ülkelerde Yerinden Yönetim Kolluğu

Ülke İsimlendirme Ülke İsimlendirme

Birleşik Krallık

Toplum Bekçisi

Mahalle Bekçisi Çekya Şehir ve Köy Polisi

Avusturya Toplum Güvenlik

Koruyucusu Almanya Şehir Polisi

Slovakya, Polonya

Şehir ve Köy

Koruyucusu İtalya Bölgesel Polis,

Belediye Polisi Romanya Toplumsal Polis Belçika Yerel Polis

Hollanda Şehir Bekçileri

İspanya, Fransa, Yunanistan,

Estonya, Portekiz

Belediye Polisi

Kaynak: Donnelly (2013:4).

Türkiye açısından detaylı değerlendirme ülke örneklerinin incelendiği bölümde yapılmış olup, yerinden yönetimlere (belediye özelinde) kolluk yetkisinin verilmesi neredeyse akademik anlamda bile ele alınmaktan çekinilen bir konu olmayı sürdürmektedir. Türkiye’de yerel yönetimlerin iç güvenlik alanında yetkilendirilerek güçlendirilmesine dair tartışmalar bulunmaktadır (Kaya, 2016:161). Türkiye’de kolluğun yerel niteliğini tartışırken bahsedilmiş olan zabıta ve köy korucusu yerinden yönetim birimlerinin kolluk uygulamaları olarak göze çarpmaktadır. Emniyet ve asayişin sağlanmasına dair yetkileri bulunmayan zabıtaya bu görevin verilmemesinin iç güvenliğin yerel niteliği olup olmamasından ziyade, Türkiye’de belediyelere güvenliği sağlama görevinin verilmek istenmemesi11 olduğu değerlendirilmektedir. Çalı

11 Dördüncü bölümde ülke örnekleri incelemesinde, Türkiye’de bu iddiaya destek olabilecek güncel örnekler verilmiştir.

73 (2012:26)’ya göre iç güvenlik hizmetlerinde yerinden yönetimlere yetki devir kolluk hizmetinin politikleştirilmesi ve yandaş kişilere hizmet edebilecek olması gibi nedenlerle Türkiye açısından uygulanabilir görünmemektedir. Bu kapsamda yerinden yönetimlere kolluk yetkisinin verilmesindense genel kollukla işbirliği içerisinde hareket eden yerinden yönetim uygulaması kent güvenliğinin sağlanmasında önemli katkılarda bulunabilecektir.

Kısa ve orta vadede genel kolluğun bazı görevlerinin devredilmesi mümkün olsa bile güvenliğin tamamıyla belediye kolluğu tarafından sağlanması uzun vadede Türkiye açısından zor görünmektedir. Bununla beraber güvenliğin seçilmiş karar organı tarafından maaşı ödenen köy korucusu tarafından yerine getirilmesi Türkiye’nin dönemsel şartlar uygun olduğunda ya da gerektirdiğinde böyle bir yetki devri yapabildiğini ve yapabileceğini de göstermektedir. Kolluğun yerinden yönetimlere devredilmesi hususunda tartışılması gereken bir diğer husus Arap (2009, 45)’a göre kolluğun yerelleşmesinin kapsadığı diğer anlamlardır. Kolluk yerelleşerek aynı zamanda güvenlik hizmetlerinde maliyet, verimlilik ve sorumluluğu da yerelde bulunan aktörlerle paylaşacaktır. Bu kapsamda yerinden yönetimlerin yetkilerinin genişletilmesi tartışmalarındansa, güvenlik politikalarının yürütülen diğer kentsel politikalara entegrasyonunu sağlayacak konulara yoğunlaşmak gerekmektedir.

Merkezi yönetimden yerinden yönetimlere gerçekleştirilen yetki devriyle birlikte, kamusal hizmette kırtasiyeciliğin azalması, hizmeti ihtiyaçlara daha çok cevap verebilir hale getirmesi ve demokratik katılımın sağlanması gibi yararlar beklenmektedir. Bunların yanında ise mali denetimde sıkıntıların yaşanabilmesi, partizan uygulamalara yol açabilmesi, yöreler arasında hizmet dengesinin sağlanamaması ve en önemlisi de ülkenin birlik ve beraberliğini sarsabilmesi gibi sakıncaları bulunmaktadır (Günday, 2011:76).

Kolluk hizmetlerinin yerinden yönetimlerce yerine getirilmesi hususu değerlendirilirken potansiyel son sakıncası, üzerinde hassasiyetle durulması gereken noktalardan birisini teşkil etmektedir. Bu kapsamda demokratik değerler ve katılımcılığın sınırsızca desteklenmesi, devletin üniter yapısında çok ciddi bozulmalara sebebiyet verebilecektir.

Seçilmiş ülke örneklerinin analizinin yapıldığı dördüncü bölümde, özellikle bu uygulamaya sahip ülkelerde söz konusu tehlikenin varlığı da araştırılmıştır.

74