• Sonuç bulunamadı

20. yüzyılın sonlarına doğru ekonomik ve teknolojik geliĢmeler sonucunda kamu ve özel sektörde üretilen mal ve hizmetlerin sunulmasına iliĢkin yeni yaklaĢımlara yönelim söz konusu olmuĢtur. Bu yaklaĢımlardan biri de sanayi ötesi dönüĢüm sürecine bağlı olarak kamu yönetiminde meydana gelen yerelleĢme çabalarıdır. Bu çabalar, merkezi yönetimlerde olduğu gibi yerel yönetimlerde de geliĢerek devam etmektedir. YKĠ ve YKH anlayıĢına paralel bu süreçler içinde yerelleĢen “yerel hizmet” kavramı ön plana çıkmaktadır (Aydınlı, 2004: 90). Söz konusu süreçte yerel yönetimler, devletin bir parçası değil sivil toplumun bir parçası olarak faaliyet göstermek için yerelleĢme dönüĢümünün bir parçası olmuĢlardır. Bu dönemde yerel yönetimler yerel halkın ihtiyacını karĢılayıp ve aynı zamanda demokratik geliĢmelerin hızlanmasına yardımcı olan kuruluĢlar olarak varlığını sürdürmüĢtür. 20. yüzyıldan sonra ise “yerel yönetim, merkezi yönetimin bir parçası olarak gereklidir” görüĢü yerini “yerel yönetim, yerel hizmet sunumunda yerel özerkliğe sahip, yerel halkın katılımını destekleyen demokratik bir kurumdur” görüĢüne bırakmıĢtır (Görmez, 1993: 31).

Yerel hizmet, bir ülkede yer, yöre, mahalle veya bölgeye verilen kamu hizmetlerine denilmektedir. Yerel hizmetler, özü itibariyle yerel halkın günlük yaĢamını sürdürebilmesinde önemli bir yeri olan hizmet türüdür. Genel olarak yerel

85

hizmetlerin tamamı yerel yönetimler tarafından verilmekte olsa da merkezi yönetim tarafından verilen yerel hizmetler de bulunmaktadır (Aydın, 2002: 408).

Kamu hizmetlerinin merkezi yönetim birimlerinden ya da yerel yönetim birimlerinden hangisinin sunacağı konusunda tek bir kriterden söz edilebilir. Bu da Anayasa’nın yerel yönetimler için öngördüğü halkın müĢterek ihtiyaçlarına iliĢkin hizmetler kriteridir. Mahalli müĢterek ihtiyaçların, diğer ihtiyaçlardan ayrılmasında iki farklı ölçüt bulunmaktadır. Bu ölçütlerden birincisi hizmet faydasının yayıldığı alan, ikincisi ise ekonomik ölçektir. Mahalli müĢterek ihtiyaç olarak kabul edilen söz konusu kamusal hizmetin, o yörenin yerel yönetim birimlerince yürütülmesi sağlanabilecektir. Ancak Anayasa’da belirtilen mahalli müĢterek ihtiyaçlar kavramıyla, ekonomik ölçekten çok, kamusal hizmetin mekansal dağılımı ölçütüne dikkat çektiği anlaĢılabilir (Eryılmaz, 2007: 137-138). Söz konusu yerel yönetimler, Anayasanın 127. maddesinde “il, belediye veya köy halkının mahalli müĢterek ihtiyaçlarını karĢılamak üzere kuruluĢ esasları kanunla belirtilen ve karar organları, yine kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluĢturulan kamu tüzel kiĢileri” olarak tanımlanmaktadır (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982).

Yerel yönetimlerin yetki ve hizmet alanları kanunla belirlenmektedir. Mahalli ve müĢterek ihtiyaçların karĢılanmasında yerel yönetim birimleri olarak sayılan belediye, ĠÖĠ ve köylerin kuruluĢ kanunlarının yerel geliĢmelere uygun değiĢimler geçirmesi normaldir. Uygulamada hizmet ve görev arasında çok büyük farklılıklar bulunmamasına rağmen küçük bir ayrım göze çarpmaktadır. Buradaki fark, isteğe bağlı yerel görevlerin, kanunlarda zorunlu yapılması buyrulan yerel görevlere göre “daha güncel” olanı ele almasıdır. Örneğin; belediyelerde nikah, zabıta gibi hizmetleri kanunda belirtilen zorunlu görev olarak ele alınırken; okul öncesi eğitim kurumları açmak, sağlık tesisi açmak ve iĢletmek vb. hizmetleri isteğe bağlı görev olarak ele alınmaktadır. Bir baĢka yerel yönetim birimi olan köyler açısından ele alınırsa Köy Kanunu’nda köyün zorunu iĢlerinin sağlık, temizlik, bayındırlık, tarım ve eğitim konularıyla ilgili iken, köyün isteğe bağlı iĢleri daha çok köyün ekonomik ve sosyal yönden geliĢmesi ve güzelleĢmesi ile ilgili hizmetlerden oluĢmaktadır. Köyde çamaĢırlık, hamam, pazar yeri vb. yerleri açmak, sulama tesisi kurmak, köylünün bilgisini artıracak kitaplar temin etmek köy yönetiminin isteğe bağlı

86

görevlerindendir. Bu açıdan yerel hizmetlerde isteğe bağlı görevlerin yönetsel olarak daha esnek kararlarla Ģekillendiğini söylemek mümkündür. Yerel hizmet, anlam itibariyle yerel nitelikli kamu hizmeti olarak telaffuz edilse de genellikle kamu hizmeti ülke genelinde tek tip olarak uygulanırken, yerel hizmetler yöre ve bölgeye göre alternatif hizmet sunma seçeneklerine sahip olduğu aĢikardır (Narinoğlu, 2009: 159; Eryılmaz, 2007: 174).

Diğer bir yerel yönetim birimi olan ĠÖĠ’nin hizmetleri, yerleĢim alanı içi ve yerleĢim alanı dıĢı il sınırlarındaki bütün bölgeyi kapsamaktadır. Ayrıca il genel yönetiminin baĢı olan vali, ĠÖĠ’nin de yürütme organıdır. Bu benzerlik nedeniyle il genel yönetimi ile ĠÖĠ sürekli karıĢtırılıyor olsa da 5302 Sayılı Ġl Özel Ġdaresi Kanunu’nun 6. maddesinde hizmetlerin vatandaĢlara en yakın yerlerde en uygun yöntemlerle sunulacağı belirtilerek hizmetlere mahalli müĢterek nitelikte olma Ģartı getirilmiĢtir. Yani, merkezi yönetimin taĢra örgütü olan il ile yerel yönetim birimi olan ĠÖĠ’nin hizmet yürüttükleri alan aynıdır. Bu açıdan ĠÖĠ’ler, görevleri bakımından merkezi yönetim ile belediye/köy arasında “ara düzey” niteliğine sahip idari birimlerdir. Yerel yönetim birimi olarak ĠÖĠ’ler, özellikle yerleĢim alanı içinde ya da dıĢında çevre düzeni, ağaçlandırma, iskan, arsa kullanımı, binaların yapım bakım ve onarımı, yol, su kanalizasyon vb. altyapısal kamu hizmetlerinin yürütülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. (Gökçe ve Bayrakçı, 2006: 69; Eryılmaz, 2007: 140-141). ĠÖĠ’lerin yerel hizmet sunumunda diğer yerel yönetim birimleri olan belediye ve köy yönetimlerine nazaran kanunlar dıĢında alternatif yerel hizmet sunma düzeyi oldukça düĢüktür. Belediye yönetimi ya da köy yönetimi gibi ĠÖĠ’lerin isteğe bağlı görevleri yoktur. Bu bakıĢ açısıyla ĠÖĠ’ler, kanundaki görevleri bakımında yerel hizmet sunucusu olarak değerlendirilebilir.

VatandaĢların tümü için yatay ve düĢey hareketliliği kolaylaĢtırıcı, kendi kendini yönetim erkini geliĢtirici, katılım ve üretkenliği yaygınlaĢtırıcı önlemleri almak, bu gereksinimleri karĢılamak, bunların sağlanmasını ve sürekliliğini denetlemek, bireyin ve toplumsal kesimin bundan faydalanması için sosyal, kültürel, ekonomik, politik engel ve eksikliklerin aĢılmasını sağlamak yerel hizmet sunumunda önemlidir. Genel ilke olarak bütün vatandaĢları ilgilendiren hizmetlerin merkezi yönetim tarafından, bölgesel ve yerel hizmetlerin o bölgeye ait yerel

87

yönetim tarafından sunulması temel ilke olarak kabul edilmiĢtir. Ancak kamu hizmetlerinin merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında bölüĢtürülmesinde ekonomik etkinlik, mali adalet, siyasi sorumluluk ve idari etkinlik olarak ölçütler mevcuttur. Örnek vermek gerekirse, bir ildeki bağımlıkla mücadele için gerçekleĢtirilen yerel hizmet, valilik gibi merkezi yönetim organlarınca ilgili bakanlığa sunulmak üzere gerçekleĢtirilebilir. Yani yerel hizmet sunumu aktörü merkezi yönetim olabilir. Ġllaki yerel hizmetin yerel yönetim tarafından gerçekleĢtirildiği kanısı yanlıĢtır. Buradan yerel hizmetin kimin tarafından sunulacağına iliĢkin siyasi sorumluluk ön plana çıkmıĢtır (Öztürk, 1997: 39; DPT, 1994: 36-38). Kamusal hizmetlerin yerine getirilmesinde giderek önem kazanan temel ilke, bu hizmetlerin etkin kaynak kullanımı nedeniyle halka en yakın yönetim birimlerince yerine getirilmesidir. Bu nedenle günümüzde merkezi yönetimle birlikte yerel yönetimin de devlet teĢkilatlanmasının vazgeçilmez bir unsuru olduğundan yerel hizmetin önemi artmaktadır (Berk, 2003: 49). Yerel hizmetin önemi artıran bir diğer kavram yerelleĢmedir. Aslında yerelleĢme ile anlatılmak istenen temel amaç, merkezi yönetimin etkin ve verimli yapamadığı kamu hizmetlerini yerel yönetimlere devretmesidir. Küresel geliĢmeler ıĢığında bu eğilim, “yerel” kavramı ile birlikte daha olumlu sonuçlar verdiği yönündedir. Bu hususta yerelleĢme ile birlikte yerel hizmet sunumu aktörü olarak yerel yönetimlerin yetki alanını ve kaynaklarını geliĢtirmesi düĢüncesi ağır basmaktadır. YerelleĢme ile birlikte yerel yönetimlerin yerel hizmetlere daha fazla önem verebilmesi günümüzde yönetsel geliĢmelerden birisidir (Çevik, 2001: 82-83).

Ancak yerel hizmetin kalite ve standartlarının yükseltilmesi amacıyla merkezi yönetim, yerel hizmetlerin altyapısının sağlanmasıyla ilgili kararlar alabilir. Sosyoekonomik birtakım olumsuzluklar yerel hizmetin sunulma Ģartlarını elveriĢsiz hale getirebilir. Bu takdirde devlet, o bölgelerdeki kamusal faaliyetlerin sürekli ve düzenli olarak yürütülebilmesi için farklı uygulamalara gidebilecektir. 2005 yılında uygulanmaya konulan Belediyelerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi (BELDES) ve 2007 yılında uygulanmaya baĢlanan Köylerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi (KÖYDES) ile belediyelere ve köylere yerel hizmetler açısından genel bütçeden mali destek verilmesi yoluna gidilmiĢtir. KÖYDES, susuz veya suyu yetersiz köylerin

88

sağlıklı içme suyuna kavuĢturulması ile köy yollarının kalite ve standartlarının yükseltilmesi için uygulanmakta iken; BELDES, nüfusu 10.000’nin altında bulunan tüm belediyelerin altyapı ihtiyaçlarının giderilmesi ve bu belediyeler tarafından sunulan yerel hizmetlerin kalite ve standartlarının yükseltilmesi için uygulanmaktadır. BELDES ve KÖYDES, paralel yürütülen projeler olup CumhurbaĢkanı ve Bakanlardan oluĢan Yüksek Planlama Kurulu’nun kararları doğrultusunda, ĠçiĢleri Bakanlığı’nın koordinesinde merkezi yönetim tarafından gerçekleĢtirilmektedir (Atasayan, 2012: 96-97).

Yerel hizmet sunumunda yerel yönetimler arası iĢbirliği ve merkezi yönetim- yerel yönetim arası iĢbirliği de mevcuttur. Yerel yönetimler arasında bilgi ve deneyim alıĢveriĢi sağlamak, yerel yönetimlerin çalıĢma alanlarında eğitim ve araĢtırma yapmak, yerel yönetimlerinin yönetim yapılarının geliĢtirilmesi, yerel hizmetlere iliĢkin ortak plan proje ve ortaklıklar kurmak amacıyla yerel hizmetlerde iĢbirliği yapılmaktadır (Ünlü, 1993: 5-6). Yerel yönetim ile merkezi yönetimin ortaklaĢa gördüğü bazı yerel hizmetler de mevcut olup, bayındırlık ve imar hizmetleri, sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri ve sosyal yardım hizmetleri gibi hizmetler örnek olarak verilebilir. Ancak merkezi yönetim ile ortaklaĢa görülen kamu hizmetlerinde derece farklılıkları bulunmaktadır. Örneğin tali yoların yapım ve bakımı, küçük çeĢmelerin yapımı yerel yönetim birimi olarak belediyeler tarafından üstlenilen bir yerel hizmet iken; köprü, ana yol gibi alt yapı tesisi niteliğindeki hizmetler merkezi yönetim (Karayolları Genel Müdürlüğü) ile ortaklaĢa yapılabilir (Nadaroğlu, 2005: 71-72). Yerel yönetimlerin yerel hizmetlerin sunumunda aĢağıdaki temel konularda karar almaya yetkili olduğu söylenebilir (TOKĠ ve IULA- EMME, 1994: 18);

 Yerel hizmetlerin geliĢtirilmesi, yerel düzeydeki ihtiyaçları saptama ve karĢılayacak yönetim yapısının oluĢturulması,

 Yerel hizmet sunumunda etkinlik ve yerel demokrasinin geliĢtirilmesi,

 Yerel hizmet sunumu için mali kaynakların geliĢtirilmesi, “yerel” kimliğinin geliĢtirilmesine katkıda bulunmak,

 Yerel hizmet sunumu için gerekli insan gücü/kadrosunun geliĢtirilmesi, kendi kadro ve iç yönetim yapısını kurma,

89

 Yerel hizmetlerin sunumunda halkın genel saygı ve desteğinin kazanılması,  Yerel hizmetin sunumunda demokratik ve etkinlik için kararların sürekli

halka dönük olması,

 Yöre halkının geliĢime katkıda bulunacak her türlü ekonomik sosyal ve kültürel giriĢimlerde bulunma, sosyal geliĢmeyi sağlama,

 Ortak çıkarların savunulması, geliĢtirilmesi ve karĢılanması amacıyla birlikler kurma,

 Uluslararası yerel yönetim birimlerine katılma ve bu amaca uygun yerel hizmet üretmek için uluslararası iliĢkiler geliĢtirmek,

 BaĢka bir yönetim görev alanına girmekle birlikte sorumluluğun baĢka bir yerel yönetime aktarılması halinde bu alanı düzenleme, yerel hizmet alanlarında hizmet gücü ile orantılı hizmet sunmayı üstlenme ya da önermedir.

Klasik yönetim anlayıĢında kamu hizmetlerinde etkinlik ve verimlilik aynı anlama gelmektedir. YKĠ anlayıĢı ile birlikte kendini göstermeye baĢlayan etkililik ve verimlilik ilkesi özellikle 1970’li yılların sonrası küresel olarak toplumcu belediyecilik/sosyal yerel yönetim anlayıĢı ile kendisini daha da gösterdi. Daha demokratik, daha üretici, tüketimi düzenlemeye çalıĢan, kaynak yaratıcı belediye modeli kamu hizmetlerine bir nebze yerellik niteliği kazandırmıĢtır. Ancak yerel hizmetlerin verimliliğinin ölçütü girdi ve çıktıların belirlenmesi olarak düĢünüldüğünde yerel hizmet çıktılarını sonuca dönüĢtürmek zorlaĢmaktaydı. Yani yerel hizmetin etkinliğini belirlemeden verimlilik, yerel hizmeti sunan kamu kuruluĢlarınca temel bir ölçüt olmamaktaydı. Çünkü yerel hizmetlerde verimlilik, iĢlerin doğru yapılması iken; etkinlik ise doğru iĢlerin yapılmasını ifade etmektedir. Bu açından doğru iĢlerin doğru Ģekilde yapılması için belediyelerin halka yakın bir yönetim oluĢturması etkinlik ve verimlilik açısından günümüz koĢullarınca Ģart olmuĢtur. Toplumcu belediyecilik anlayıĢında yer alan demokratik belediye olgusuna ek olarak demokratiklik ve katılımcılık kavramları ön plana çıkmıĢtır (Adıgüzel, 2009: 416; Güllüpunar, 2009: 60-61). Bu açıdan değerlendirildiğinde yerel hizmet sunumunda belediyeler hizmet sundukları belde halkı ile yakın ve sürekli bir iliĢki içinde olmaya özen göstermektedirler. Yani yerel hizmet sunumunda doğru çıktıların

90

alınmasında halka duyarlı bir yönetim, iliĢkilerin geliĢtirilmesi önemli rol oynamaktadır. Halka dönük bir yönetim anlayıĢı ile belediyeler, halkın isteklerini forumlar, toplantılar, yazıĢmalar, dilek ve Ģikayetler, kamuoyu yoklamaları ve anketlerden oluĢan sürekli iliĢki için bir sürece dönüĢtürmektedir. Yani, yerel hizmetlerde halka dönüklük; halkın saygı ve desteğini kazanmaya neden olmaktadır. Katılım ile birlikte etkin ve verimli bir yerel hizmetten bahsetmek mümkündür (Emrealp ve Yıldırım, 1993: 15-20).

Katılım ile birlikte halkın yönetilen olmaktan çıkarak, yönetime her aĢamada katılan, sorumluluk alabilen ve denetleyebilen bir konuma gelmesi yerel yönetiĢim olarak adlandırılmaktadır. Demokratikliği, katılımcılığı ve paydaĢlara daha çok söz hakkı veren model olarak ortaya çıkan yerel yönetiĢim kavramı ile yerel hizmetlerde etkinlik ve verimliliğin sağlanacağı bellidir (Özgökçeler, 2014: 72). Tablo 11’de klasik yerel yönetim ile yerel yönetiĢim arasındaki farklar açıklanmıĢtır.

Tablo 11: Klasik Yerel Yönetim-Yerel YönetiĢim

Klasik Yerel Yönetim Yerel YönetiĢim

Devlet odaklı Toplum odaklı

Yönetim kademeleri arasında hiyerarĢik iliĢki

EĢitler arası paydaĢlar arası gönüllülük esasına dayalı iĢ birliği

Emir kumdan zinciri buyurma itaat etme iliĢkisi

Birlikte karar oluĢturma demokratik katılım proje ve demokrasi

Merkeziyetçi Yerinden Yönetimci

Bizzat kendi yapan doğrudan üreten BaĢkalarını (paydaĢlarını) yapabilir kılan onlara yönlendirici destek veren

Genel kuralcı/ tek tipçi Farklılıklara yerel önceliklere duyarlı Gizlilik eğilimli sınırlı bilgi paylaĢımı Saydam bilgiyi eriĢilebilir kılan Genel üretim ve hizmet standartlarını katı,

tepeden inmeci belirleyen

Hizmet tüketicisinin ve yurttaĢın tercih ve önceliklerine duyarlı

ġekilci ve genel denetim Çok yönlü hesap verebilirlik Kaynak: Kaya, 2007: 45.

Yerel yönetiĢimin yerel hizmette etkinliği ve verimliliği artıran özellikleri aslında bu kavramı geleneksel kamu yönetiminden ve YKĠ anlayıĢından ayıran özellikleridir. Bu özellikler Tablo 12’de özetlenmiĢtir.

91

Tablo 12: Geleneksel Kamu Yönetimi, YKĠ AnlayıĢı ve Yerel YönetiĢimin Farkları Geleneksel Kamu

Yönetimi

YKĠ AnlayıĢı Yerel YönetiĢim VatandaĢ-Kamu

ĠliĢkisi Ġtaat Hak Verme Yetkilendirme

Üst Düzey

bürokratların hesap verebilirliği

Siyasetçiler MüĢteriler YurttaĢ ve PaydaĢlar

Yasal Dayanak Kanun ve

Yönetmelik

Etkin ve sonuç odaklı olma

Hesap verebilirlik Ģeffaflık ve katılım

BaĢarı Kriteri Çıktı Sonuç Süreç

Temel Özelliği Tarafsızlık Profesyonellik Duyarlılık Kaynak: Toksöz vd., 2010: 75.

DemokratikleĢme ve yerelleĢme ile beraber kamu hizmetleri yerele kaymakta yerelde kendisine bir anlam bulmaktadır. Artık belediyeler yerel hizmetlerde daha ön plana çıkarak yerel hizmetlerin farklılaĢmasında ve geliĢmesinde itici güç olarak kullanılmaktadır. Yerel hizmet olgusuyla beraber belediyelerin yetkileri artmakta; belediyeler, stratejik yönetim ve planlamayı daha kolay uygulayan organlar olmaktadırlar (Narinoğlu, 2009: 159).

Demokratik liberal sistemlerde genellikle merkeziyetçiliğe bir alternatif arayıĢın sonucu yerel demokrasi kavramı ortaya çıkmıĢtır. Aslında yerel demokrasi, merkezi yönetiminin hiyerarĢisinin artmasına tepki olarak kamu yönetiminde gündeme gelen bir kavram olup, demokrasi ve yerel yönetim iliĢkisini ifade etmektedir. Yerel demokrasi ile yerel toplulukların istek ve gereksinimlerinin daha etkili bir biçimde yerel yönetim karar süreçlerine yansıtmasına olanak veren yol ve yöntemlerin geliĢtiği söylenebilir. Dolayısıyla yerel demokrasi ile bireyin yerel hizmetlere katılımı sağlanarak, yetki ve sorumluluk yerel yönetim kuruluĢlarına bırakılmıĢtır. BaĢka bir deyiĢle, yerel demokrasi kamu yönetiminde reform hareketleri içerisinde kendine yer bulmuĢtur (Ökmen ve Parlak, 2008: 39; Yalçındağ, 1992: 17-18).

Türkiye’de gerçek manada varlığını sürdürebilen tek yerel yönetim çeĢidi olan belediyelerdir. Belediyeler, “kent niteliği taĢıyan bir yerleĢim yerinde yaĢayanların ortak yerel gereksinmelerini karĢılamakla görevli, kamu tüzel kiĢiliğine sahip ve karar organları halk tarafından seçimle oluĢturulmuĢ yerel yönetim birimi” Ģeklinde

92

ifade edilmektedir (Berk, 2003: 48). Yerinden yönetim anlayıĢının prensip olarak kabul edildiği sistemlerde, belediyelerin kamusal hizmet sunumunda, merkezi idarenin kontrolünden bağımsız hareket edebilmesi ve kendini merkezi idareye ihtiyaç duymadan yönetmesi anayasal hakkı olup, yasal düzeyde yerel yönetimlerin yerel hizmetler üzerinde uygulanabilir kararlar alma yetkisi de tanınmıĢtır. Yerel hizmetlerin yerel yönetim tarafından yürütülme ve sunulmaya bırakılmasındaki sınır, yerel yönetimlerin yerel hizmet sunumundaki gücünü belirleyen göstergelerden birisidir. Dolayısıyla merkezi yönetimin yerel hizmetler üzerinde denetiminin sadece salt hukuka uygunluk denetimi ile sınırlandırması gerekir. Yerel halkın refah düzeyini etkileme kapasitesine sahip yerel yönetimlerin sunacakları yerel hizmetleri belirleme ve yerel hizmetlere iliĢkin ücret, vergi vb. seçenekleri kendi kararları ile yapabilme hakkını içermelidir. Merkezi yönetimlerin yerel yönetimlere yetki devri ile sunulması planlanan yerel hizmetler üzerinde yerindelik denetimi yapması yerel hizmetin etkinliği açısından daha doğru olacaktır. Bu tam olarak yerel özerklik olarak adlandırılır ve yerel hizmet sunumunda yerel yönetimleri meĢrulaĢtıran temel bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır (Koyuncu, 2000: 98; Zengin, 1999: 15; Yalçındağ, 1992: 15). Açıklamalardan yola çıkarak, ġekil 3’de görüldüğü üzere yerel hizmet bileĢenlerinin yerel yönetiĢim, yerel özerklik ve yerel demokrasi olduğunu söylemek mümkündür.

ġekil 3: Yerel Hizmet BileĢenleri

93