• Sonuç bulunamadı

YönetiĢim kavramı yönetim sürecinde bir tarafın bir tarafı yönettiği bir iliĢkiden karĢılıklı etkileĢimlerin öne çıktığı iliĢkiler bütününe doğru değiĢimi ifade etmektedir. Ayrıca yönetiĢim, toplumların faaliyetlerini yönetmek için kullandığı politik, iktisadi ve yönetsel irade olarak tanımlanmaktadır (Akatay ve Harman, 2014: 3). YönetiĢim, önceden belirlenen bir ortak amacı gerçekleĢtirmek için, tek özneli, merkezi, hiyerarĢik bir iĢbölümü içinde üretim yapan, kaynak ve yetkileri kendinde toplayan yönetimden, önceden belirlenen bir amaca doğru değil, insan haklarına dayalı performans ölçütlerini gerçekleĢtirerek, çok aktörlü, yerinden yönetimci, karĢılıklı etkileĢimler içinde, kendisi yapmaktan çok toplumdaki aktörleri yapılabilir kılan, yönlendiren ve kaynakların yönlendirilmesini kolaylaĢtıran yönetim anlayıĢını ifade etmektedir (Göymen, 2010: 88).

1990’larda YKĠ anlayıĢının tamamen güçlenmesini takiben yönetim ile ilgili birçok yeni kavram geleneksel/klasik anlayıĢtaki kavramların yerini almıĢtır. YKĠ içerisindeki kavramlar ele alındığında en ön plana çıkan yönetiĢimdir. Bunun nedeni weberyen rasyonaliteye bağlı bürokratik iĢleyiĢin yavaĢlığı, kaynakların rasyonel

62

değerlendirilememesi, merkezi yöneticilerin yönetimde Ģahsi avantaj sağlamaları ve kamu görevlilerini küçük görmeleri, esnek yönetimde uzak hiyerarĢik yapıya bağlı kalarak yeniliklere kapalı olunması gibi birçok olumsuzluk karĢısında bürokrasiyi azaltacak tedbirler getirmesinden kaynaklanmaktadır. YönetiĢim kavramının YKĠ’deki en önemli araçları özelleĢtirme ve STK’lardır. YönetiĢim bağlamında bu araçlar ile kamu hizmet sunumunda etkinlik sağlanmasıyla birlikte devlet ikamesi yoluyla (yönetiĢim ile) çözülebileceği öngörülmüĢtür (Arap ve Yılmaz, 2006: 56).

1980 ve 1990’lı yıllarda YKĠ anlayıĢı ile beraber küresel ölçekte devlet, piyasa temelli politikaları ve özel sektöre özgün yönetim tekniklerini kamu sektörüne uyarlamıĢlardır. YKĠ’nin temelinde yatan özelleĢtirme, deregülasyon ve piyasalaĢtırma giriĢimleri ile devletin kamu hizmet sunumundan tek taraf olmaktan çıkması ile kamu hizmet sunumunun özel sektör aracılığı ile gerçekleĢtirilmesi ve yönetimin bir iĢletme gibi kamusal hizmetleri gördürmesi öngörülmüĢtür. Bu açıdan Yeni Kamu ĠĢletmeciliği (YKĠ) olarak da adlandırılan neoliberal YKĠ anlayıĢı eleĢtirilere konu olmaya baĢlamıĢtır. Bu bağlamda YKĠ’nde özel sektöre önem verilmesi devlet ile toplumsal ve ekonomik kurumlar arasındaki iliĢkileri ihmal ettiği vurgulanmıĢ olup, devlet-piyasa karĢıtlığı söyleminin yerine yönetiĢim modeli altında devlet-piyasa-sivil toplum ortaklık iliĢkileri üzerinden bir söylem yükselmeye baĢlamıĢtır (Güzelsarı, 2004: 11). BaĢka bir bakıĢ açısıyla yönetiĢimin, aslında YKĠ anlayıĢının karĢısında olmayıp destekleyici bir kavram olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü yönetiĢim yaklaĢımı ile amaçlanan, kamu iĢletmeciliği ile devlet içinde baĢlatılan piyasalaĢtırma faaliyetleri, rekabet, etkinlik ve verimlilik gibi iktisadi kriterlere göre tanımlanan toplumsal iliĢkiler alanına doğru geniĢlemedir. YönetiĢim, kamu-özel, devlet-devlet dıĢı, ulusal-uluslararası aktörler ve özellikle kamu-özel STK tarafından gerçekleĢtirilen bir iĢlev olarak tanımlanmaktadır (Çapar vd., 2015: 378).

Kamu özel STK sektör üçlüsünün karar alma mekanizması içinde ortaklaĢa hareket ettikleri anlayıĢ yönetiĢim kavramını ortaya koymaktadır. Her üç sektörün birlikte yönetme anlayıĢı ve aralarındaki devlet, toplum ve piyasa ayrımını ortadan kaldırarak sınıfsal ayrımın yerine ortaklık, iĢbirliği gibi kavramları yönetiĢim anlayıĢı ile birlikte daha önemli konuma gelmiĢtir (Çakır, 2014: 73; Bayramoğlu, 2002: 113).

63

Aslında iĢbirliği kavramını içeren yönetiĢim ile yönetim kavramları birbirinden farklı anlamları ifade etmektedir. Çünkü yönetiĢim, devlet yönetiminde toplumda ortaya çıkan yönetsel süreçlere önem vererek yönetim kavramı anlamında değiĢiklikler getirmiĢtir. Kamusal hizmet bakımından yönetiĢim ve yönetim kavramları arasında farklılık belirgin olmasa da asıl farklılık ilgili süreçlerde yaĢanmaktadır. YönetiĢim düzenleme, koordinasyon ve kontrol süreçleri olarak tanımlanırken yönetiĢim süreçleri analizinde devletin rolü tartıĢılmaktadır (Palabıyık, 2004: 67). Nitekim YKĠ anlayıĢında weberyen bürokrasi klasik yönetim modeline dıĢlanmıĢ olsa da bürokrasinin tam anlamıyla iĢlemediğini düĢünmek yanlıĢ olacaktır. Çünkü YKĠ’de de katılımcı bir anlayıĢa sahip olsa da yönetimin küçük de olsa bürokrasi vurgusu devam etmektedir. Yani kamu yönetimi YKĠ anlayıĢı ile yeniden yapılandırılmıĢ olsa da yönetimin ampirik gerçekliği sabit kalmıĢtır (Frederickson vd., 2012: 219- 221). Tablo 9’da yönetim ve yönetiĢim arasındaki farklılıklara değinilmiĢtir.

Tablo 9: Yönetim ve YönetiĢim KarĢılaĢtırılması

Yönetim YönetiĢim

Daha dar kapsamlıdır Kapsam bakımından gönüllü kuruluĢları da içermesi dolayısıyla daha geniĢtir.

Kesin emirlere iliĢkindir. Düzensizliği yönetmeye iliĢkindir. Basit sistemler hakkındadır. KarıĢık sistemleri yönlendirmeyi içerir. ĠĢlevsel karar alımı hakkındadır. UyumlaĢtırma sürecidir.

Kurgusal iĢlerin uygulanması hakkındadır. ĠĢbirliği yapma, değer biçme ve planlama hakkındadır.

Kaynak: Çukurçayır ve EĢki, 2001: 102.

YKĠ anlayıĢı 1980 ve 1990’lı yıllarda geniĢ yankı bulmuĢ ve yeni geliĢmelerle birlikte modern devlet fonksiyonlarını bu tarz bir etkinlik anlayıĢından çok daha fazla anlamlar içeren hesap verebilirlik, vatandaĢın isteklerine duyarlılık, devletin denetiminin sağlanması, Ģeffaflık ve katılım gibi geniĢ perspektiflerle ele alan yönetiĢim kavramı etrafında toplanmaktadır (Kılıç, 2015: 93). YKĠ anlayıĢında yönetiĢim üzerinde en çok alıntı yapılmıĢ olan tanımlama “yönetiĢimin altı ayrı kullanımı” ifadesini ortaya koyan Rhodes’e aittir (Tek Turan, 2013b: 70). Söz konusu bu altı ayrı kullanım Ģunlardır (Rhodes, 1996: 653);

64  ġirket yönetiĢimi olarak

 Yeni kamu yönetimi olarak  Ġyi yönetiĢim olarak

 Sosyo-sibernetik sistem olarak

 Kendiliğinden organize olan ağlar olarak

Devletin tek kamusal hizmet sunucusu olduğu önceki anlayıĢlara karĢın YKĠ ve yönetiĢim anlayıĢlarında toplumsal geliĢmelerle birlikte iĢbölümü çerçevesinde yeni aktörlerin devreye sokulması önemle vurgulanmaktadır. Hesap verebilirlik, demokratik katılım gibi kavramları barındıran yönetiĢim anlayıĢı, beraberinde kamu hizmet sunumunda kararların en alt düzeydeki yerel ve yerinden yönetim birimlerince alınmasını (subsidiarity) öne çıkarmıĢtır. YönetiĢim kavramındaki bu iĢbölümü, yeni aktörlerin ve araçların ortaya çıkmasına ve yeni hizmet gördürülme biçimleri ve bunların denetim türlerinin artmasına yol açmıĢtır. Bu bakımdan yönetiĢim kavramı özelleĢtirmenin içeriğini de değiĢtirmiĢtir. Çünkü seçimle iĢ baĢına gelen yönetim, kamu hizmetinin niteliğine, yaygınlığına ve kamu hizmetinden yararlanacak müĢterilerinin özelliğine göre kendi örgüt yapısına göre farklı araçlar kullanabilir. Özellikle yerel yönetimlerde görülen kiralama, hizmetlerin kuponla dağıtımı gibi uygulamalar buna örnek verilebilir (Göymen, 2010: 90-91). KüreselleĢmenin yerelleĢme olgusunu da içine alan yönetiĢim bu açıdan çoklu yönetim olarak da ifade edilmektedir. YKĠ’de merkezi yönetimin elinde bulunan yönetim fonksiyonlarını yerel birimlere aktaran anlayıĢ, yönetiĢim ile birlikte subsidiarity ilkesi gereğince yerel birimler dıĢında yarı özerk kurumlara, meslek kuruluĢlarına, gönüllü örgütlere ve Ģirketlere aktarılmasını öngörmektedir (GöküĢ, 2011: 43).