• Sonuç bulunamadı

Yerel medya, bulunduğu toplum ve çevre içerisinde toplumsal bir kurum ve çok önemli etkilere sahip etkin bir kitle iletişim aracı olmasına binaen görevlerini ve

işlevlerini yerine getirmeye çalışırken geçmişte yaşadığı ve etkilendiği ve günümüzde de varlığını sürdüren birtakım sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.

Yerel yayıncılığa ilişkin olumlu değerlendirmelerin yanı sıra, çeşitli araştırmalarda da yerel televizyon kanallarının karşı karşıya olduğu güçlüklere değinilmektedir. Nitelikli personel yetersizliği ve ekonomik güçlükler bu sıkıntıların başında sayılmaktadır (Kandemir’den akt. Balcı, 2008: 112).

Girgin, yerel basının gelişmesini engelleyen sorunlar olarak teknolojilerden akılcı bir şekilde yararlanılmaması, niteliksiz işçi çalıştırılması ve çalışanların eğitimine önem verilmemesi gibi temel etkenleri görmektedir. Girgin, bu sorunların yanında devlet kurum ve kuruluşların yerel basına yönelik ilgi eksikliği nedeniyle yerel basının yıllardır kendisine değer verilmeyen, ciddiye alınmayan, sorunlarına çözüm üretilmeyen bir konumda kaldığını belirtmektedir (2009: 246).

Bu bağlamda yerel medyanın sorunları 4 ana başlık altında incelenebilir. Yerel medyanın sorunlarının başında ekonomik sorunlar gelmektedir.

2.5.1. Ekonomik Sorunlar

Medya çalışanı olmak, bedavası en bol mesleğin sahibi olmaktır. Çünkü bu meslekte “kaymak tabakası” hariç, diğer çalışanların aldığı ücretlerin önemli bir bölümü gazete ve televizyon haberlerinde de duyduğumuz “açlık sınırı” seviyesinde ya da altında gezinir. Hatta mesleğin “hamaliyesini” yani kablo taşıma, getir-götür ya da basit görülen diğer işlerini yapan “stajyer” ya da “adayların” birçoğu, bu işi “gönüllü” yapan, çoğu zaman ücretsiz ve belki sosyal güvencesi olmayan kişilerdir. Günümüzde de iletişim fakültelerinden dereceyle mezun olmuş, İstanbul’da girmedik iş kalmamış, ancak hala sigortasız çalışan ya da iş arayan tanıdıklarım var (Yüksel, 2010: 146). ,

Yerel gazetecilerin çalışma koşulları ve çalışanların nitelikleri işgücü sorununun bir başka boyutunu oluşturmaktadır. Eğitim seminerlerinde yerel gazeteciler ve meslek örgütü yöneticileri sürekli olarak nitelikli eleman bulunamadığından veya nitelikli eleman istihdam edecek ekonomik şartlara sahip olunamadığından yakınmaktadırlar. Sorunun temeli ekonomik olmakla birlikte yerel gazetecilik kültürüyle ve hatta Türkiye’deki gazetecilik şartlarıyla ilintilidir (Güreli’den akt. Şeker, 2007: 92). Ekonomik kaynaklı yaşanan bu tür sorunlar medyanın yaptığı yayınların kalitesini doğrudan etkilemektedir.

2.5.2. Eğitim Sorunları

Medya sektörü, iletişim fakülteleri ile birlikte birçok alandan gelen çalışanı kabul eden bir yapıdadır. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunları, Siyasal Bilgiler, Hukuk, Güzel Sanatlar, Devlet Konservatuarları, yabancı diller gibi birçok alandan “yetenekli” ve “istekli” adaylar, medyada görev alabilmekte ve hatta üst kademelere çıkabilme şansını yakalayabilmektedir. Hatta iktisat mezunu birinin, iletişim fakültesi mezunundan daha iyi ekonomi muhabiri olabileceği ya da uluslar arası ilişkiler mezunu birinin dış haberler konusunda iletişim fakültesi mezunundan daha iyi haberler yazabileceği de görülmektedir. Öte yandan üniversitede öğrenim almadan da bu meslekte çalışabilmek mümkündür. (Yüksel, 2010: 146). Yerel televizyonlarda yaşanan bu sıkıntılar yayınların istenilen kalitede yapılmasına engel olmaktadır.

“Gazeteci olmak için kişide bazı yetilerin, bazı becerilerin bulunması yadsınamaz bir gerçektir. Yetenek her ne kadar teşvik edilebilirse de, sonradan kullanılamaz. Ancak bu yeterli değildir. Gazete kendini eğitmelidir. Bu da önce akademik bir eğitim almaktan geçer” (Girgin, 2005: 45-46). “Gazetecilik bilgi fakiri insanların yapabileceği bir meslek değildir. Hayatını YAZMAK fiiline odaklamış bir mesleğin önemli bir kaynağı vardır; OKUMAK…” (Dumanlı, 2011: 48).

Girgin, yerel basının artık gerçek anlamda yükseköğrenim kültüründen gelen, bu anlamda nitelikli, öğrenmeye ve gelişmeye açık, birikimli kişilerle çalışmak zorunluluğunun olduğunu belirtmektedir (Girgin, 2009: 257). Bu zorunluluk yapılan yayınların istenilen kalitede olmamasından kaynaklanmaktadır. Medyada çalışanların sadece yetenekli olmaları yeterli değildir. Bunun yanında eğitimlerini de en iyi şekilde tamamlamaları gerekmektedir.

2.5.3. Teknik Sorunlar

Yerel televizyon kanallarının en büyük sorunlarından bir tanesi de yayın ve görüntü kalitesinin düşük oluşudur. Bu sorunun temelinde ekonomik güçlükler yatmaktadır.

Alav’ın yaptığı bir araştırmada Isparta’da kamuoyunun büyük çoğunluğunun kentte mevcut yerel kitle iletişim araçlarının yeterli düzeyde donanım ve uzman bir ekibe sahip olduğuna inanmadığı sonucu ortaya çıkmıştır (2001: 213). Bu çalışma yerel medyanın teknik donanım açısından ne kadar yetersiz olduğunu göstermiştir.

Yerel televizyonlar ulusal televizyonlara göre teknolojiyi daha geriden takip edebilmektedir. Telefon bağlantıları yerel televizyonların bir anlamda can simidi olmakta, canlı yayın için ise Türkiye’de birçok kanal sıcak ve süregelen olaylara geç kalmaktan kurtulamamaktadır. Daha önceden programlı olan toplantı, miting gibi olayların canlı yayını yerel televizyonlar tarafından da aktarılabilmektedir. Bunun en önemli nedeni, yerel televizyonların pahalı bir teknoloji olan canlı yayın araçlarına sahip olamaması, yayınları daha çok kara linkleriyle yapmasıdır (Akyüz, 2010: 116). Ulusal televizyonlarda kullanılan canlı yayın araçlarının maliyeti oldukça fazladır. Bu nedenle yerel televizyonların canlı yayın araçlarına sahip olmaları çok zordur. Son zamanlarda gerek ulusal kanallarda gerekse bazı yerel televizyonlarda maliyeti düşük olmasından dolayı olay yerine ilişkin görüntülere 3G ile bağlanmak tercih edilmektedir. Özellikle ana haber bültenlerinde spiker 3G bağlantısıyla muhabirden gelişmelerle ilgili bilgi alabilmektedir. Haber bültenlerin yanı sıra çeşitli programlarda stüdyoya 3G bağlantısıyla birden fazla konuk alınabilmektedir.

Yerel televizyonların teknolojik donanım konusunda yaşadığı sıkıntıların en önemli kaynağı ise yine ekonomik sorunlar olarak görülmektedir.

2.5.4. Hukuki Sorunlar

Bölgesel kanalların uydudan yayına başlamalarının ardından gözler yerel kanallara çevrilmiştir. Yerel kanalların yasaya göre uydu yayını yapmaları mümkün değildir. Bu kanalların uydu yayını yapmaları konusunda iki farklı görüş ortaya atılmaktadır. Birinci görüştekiler, uyduya çıkmaları halinde bu televizyonlardaki “yerellik” unsurunun ortadan kalkacağını savunmaktadırlar. İkinci görüşün savunucuları ise “yerel zenginliğin” uyduya taşınmasının yayıncılığı daha renkli kılacağını düşünmektedirler. Teknik alt yapısı sağlam, içerik bakımından yeterli yerel kanalların uyduya çıkmasında sakınca görülmemelidir. Yerel kanallardaki uydu yeterlilik oluru RTÜK tarafından verilmelidir. Türkiye’de yayın yapan yerel kanalların büyük bölümünün dünya standartlarında olmadıkları bilinen bir gerçektir. Yasakçı bir anlayıştan öte, yerel kanalların kalitesinin arttırılması yönünde çaba sarf edilmelidir (Bay’dan akt. Akyüz, 2010: 124-125).

”Ulusal ve uluslar arası birçok düzenlemelerle temel hak ve hürriyetler arasında sayılan “haber alma hakkı” güvence altına alınırken, özellikle rejimin devamı, devletin bütünlüğünü ve saygınlığını koruma başlığı altında haber alma hakkının yasalarla

sınırlandırılabildiği görülmektedir. Örneğin 1982 Anayasası’nın 13. maddesi genel sınırlamaların neler olduğunu belirtmekte ve öngörülen sınırlamalara ölçü getirmektedir. Bu durumda bazı haberlerin kamuya aktarımı yasalardaki hükümler çerçevesinde engellenebilmektedir” (Karabay, 2000: 117).

Türkiye’deki radyo ve televizyon yayıncılığı ortamını yeniden düzenleyen yasa hazırlanırken, yerel medya sadece bir “işletme” olarak varlığını sürdürme şansı bırakılmış, onun yaygın medyanın rekabeti karşısında varlığını sürdürmesini sağlayacak herhangi destekleyici düzenlemeye gidilmemiştir. Dahası, mevcut yasa, kar amacı gütmeyen kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin ya da vakıfların yerel medya sahipliğine ya da yerel medyaya yardım da bulunmasına izin vermediğinden, yerel medya bu tür maddi desteklerden de yararlanamamaktadır. Yerel medyanın bu durumdan kurtulabilmesi için özellikle yerel radyo ve televizyon yayıncılığı alanında kamusal yayıncılığı özendirecek yasal düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir (Bek, 2005: 137).

Telif hakları sorunu yerel televizyonların haber verme ve bilgilendirme işlevlerine zorunluluğun da etkisiyle daha fazla eğilmelerini sağlamıştır. Eğlendirme amaçlı yayınlanan filmler, diziler ve yarışmaların bir bölümünün yüz binlerce liralık yüksek maliyetlerini karşılaması söz konusu olmayan yerel kanallar, daha ucuz olan belgesellere yönelirken, kendi yapım ekipleriyle kültürel tanıtım programlarına ve yerel sorunların tartışıldığı açık oturumlara ağırlık vermektedirler (Akyüz, 2010: 125). Yerel televizyonların farklı içerikli programlara yönelik geniş stüdyoları dekore edip hazırlaması çok güçtür. Ayrıca eğlence ve yarışma gibi programlarda konuk sayısının fazla olmasından dolayı birden fazla kameraya ve çalışana ihtiyaç vardır. Bu nedenle yerel televizyonlarda daha çok birkaç konuğun bulunduğu programlar yapılmaktadır. Bu programlarda genellikle sağlık, eğitim, politik gibi konulara ve şehrin sorunlarına yer verilmektedir.