• Sonuç bulunamadı

İkinci dünya savaşı sonrasında büyük kitlelere hitap etmeye başlayan televizyon yayıncılığı Türkiye’de oldukça geç başlamıştır. Türkiye’de ilk deneme televizyon yayını 1952’de İstanbul Teknik Üniversitesi kanalıyla gerçekleştirilmiştir. İTÜ’nün başlattığı yayınlar 1970 yılına yani TRT yayınlarının başladığı 1968 yılından iki yıl sonraya kadar sürmüştür. 1968 olaylarının bir sonucu olarak, İTÜ’de bir grup öğrencinin saldırılarıyla yayınlar kesilmiştir. Yayınların kesilmesinin ardından İTÜ, televizyon teknik donanımını TRT’ye devretmiştir. TRT ilk yayınlarını bu donanımla yapmıştır. TRT ilk televizyon yayınlarını 1968 yılının ocak ayında başlatmıştır. Ancak televizyon yayınları ile ilgili çalışmalar 1960 öncesine kadar dayanmaktadır (Tekinalp, 2003: 240).

Televizyonda söylem, büyük oranda görsel mesajla yansıtılır; yani televizyon konuşmayı bize sözcüklerle değil, görüntülerle aktarır. Politik sahnede yaratıcısı kişinin ortaya çıkması ve buna bağlı olarak söz yazarının geri plana düşmesi, televizyonun diğer iletişim araçlarından daha farklı bir içerik talep ettiğini kanıtlar. Televizyonda politik felsefe yapamazsınız. Televizyonun biçimi bu içeriğe ters düşmektedir (Postman, 1994: 12).

Televizyonda etkin ve kaşif ruhlu bir temas hissi ortaya çıkmaktadır ve bu his, sadece göze değil, aynı anda tüm duyulara hitap etmektedir (Agel, 2012: 125). Televizyonda görüntünün bulunması diğer kitle iletişim araçlarından daha etkili olmasını sağlamaktadır.

Radyo ve televizyon halkın eğitimi hangi düzeyde olursa olsun tüm kesimi kapsayarak etkileyebilmektedir. Bugün radyo ve televizyon kendilerine has özelliklerinden dolayı, hemen hemen bütün dünyaya yayılmış durumdadır. Bütün ülkeler ister “az gelişmiş” isterse “gelişmiş” olsun modern haberleşme teknolojisinden faydalanarak olanaklarından nasiplerini almaktadırlar (Tokgöz, 1972: 2). Televizyona olan ilginin günümüze kadar artarak devam ettiğini kaydeden uzmanlar, bu durumu çeşitli etkenlere bağlamaktadırlar. Televizyon yayınlarının renkli görüntü, uzaktan kumanda, uydu ve kablolu yayıncılık, üstün ses ve görüntü kalitesi gibi, teknolojik yeniliklerle sürekli iyileştirilmesi; serbestleşme döneminde çeşitlenen kanallar ve rekabet içindeki program endüstrilerinin geliştirdikleri değişik program formatları, bunların başlıcaları arasında sayılmaktadır (Ertürk ve Gül, 2006: 12).

Televizyonda haber yayınları 1940’ların sonunda başlamış, ilk akşam haberleri Amerikan CBS televizyonu tarafından 15 Ağustos 1948’de yayınlanmıştır. Bu yıllarda habercilik, televizyon yayıncılığının ayrılmaz bir parçası olarak değil de, programcılık içinin hoş bir yoldaşı olarak var olmuştur (Matelski, 1995: 30). Günümüzde artık haber tüm dünya için büyük bir öneme sahiptir.

Teknoloji, haber iletilerine çeşitli yollarla katkıda bulunur. Video, bant ve uydu yayınlarının elektronik haber toplama yoluyla haber merkezinde birleştirilme kolaylığı, güncel haber üzerindeki vurguyu arttırdı. Bu aynı zamanda televizyon örneğinde görüntülerin değeri üzerindeki vurgunun çoğalması anlamına gelmektedir (Burton, 1995: 144). Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanlar bilgiye anında ulaşabilmektedirler. İnsanlar aynı zamanda daha önce gerçekleşmiş ve yayınlanmış bir olaya ilişkin bilgiye istediği gün ve saatte ulaşabilme olanağına sahiptir.

Televizyon ve radyo haber verme işlevini gerçekleştirmektedir. Özellikle televizyon ses ve görüntüyü birlikte kullanarak haberi kitlesine ulaştırmaktadır. Haberde etkin olan radyo ve televizyon bu çerçevede hareket etmektedir. Nitekim radyo ve televizyon kanalları günlük program akışı içerisinde haber bültenlerine yer vermekte, zaman zaman daha geniş haber programları hazırlamaktadır ( İspirli, 2000: 221).

Kars, televizyon haber metinlerini amaçlarına göre 5’e ayırmıştır.

“ 1- İzleyicinin İlgisini Çekmeye ve Etkilemeye Yönelik Metinler: Bu tür metinlerde izleyicinin dikkatini ve ilgisini kazanmak için özel yöntemler ve görsel araçlar kullanılmaktadır. Sansasyonel nitelikteki haberler ile magazin ve olumsuz olaylara giren, kaza, felaket, çatışma vb. nitelikteki haberler bu tarza girer.

2- Bilgi Ağırlıklı Metinler: Bilgi ağırlıklı metinlerde amaç, gerçeklerin aktarılması ve bir konu ya da genelde geride kalmış bir olay hakkında bilgi vermektir.

3- Fikir Ağırlıklı Metin: Bu metinde amaç bir konunun değerlendirilmesi, kişisel düşüncenin aktarılması ya da kişiler veya olaylar hakkındaki belirli duygusal tepkilerin ifade dilmesidir.

4- Yönlendirici Metin: Bu tür metinlerde “normalde” bir bakış açısının ya da görüşün kabul ettirilmesine çalışılır.

5- Talimat Verici Metinler: Bu metnin hedefi, alıcı açısından eksik ya da problemli bir durumun iyileştirilmesi ya da ortadan kaldırılmasıyla ilgili bilgiler sunmaktır” (2013: 182-183).

Televizyon haberlerinin izleyiciye dünyada olup biten gelişmelerle ilgili bilgileri ulaştırmaktadır. Bu durum televizyondaki haber bültenlerini farklı bir konuma getirmektedir. Demokratik toplumların varlığını sağlıklı bir biçimde sürdürebilmesi için bireylerin bilgilendirilmesinin son derece önemli olduğu varsayımından hareketle, haberin bilgilendirici özelliği ön plana çıkmaktadır (Çaplı, 2002: 77).

Televizyon haberlerinin izleyicileri bütün gazete okuyucularından daha fazladır ve bu fark dünyanın her tarafında her geçen yıl daha da artmaktadır (Turam, 1996: 128). Televizyon haberi izleyicilerinin daha fazla olmasının nedenlerinden biri olaylarla ilgili görüntülerin verilmesidir. Ayrıca okuma yazma bilmeyen insanların da televizyon haberlerini tercih etmeleri kanalların izleyici sayısını arttırmaktadır.

Televizyon haberinin yapısal özellikleri şunlardır:

“ 1- Televizyon haberi her şeyden önce gazete haberine göre aynı olayı daha erken iletebilme yeteneğine sahiptir. Gazete dünün olaylarını, en iyi ihtimalle gece geç saatlerin olaylarını okuyucusuna ulaştırabilirken, televizyon, bugünün, akşamın, az öncenin hatta canlı yayınlarla o anın haberini izleyiciye aktarır.

2- Televizyon haberleri bir tür özet haberdir.

3- Televizyon haber bültenini izleyen kitlenin kimi haber bültenlerini izlememe şansı yoktur. Kanal değiştirmediği sürece o bültendeki bütün haberleri izlemek durumundadır. Gazete okuyucusu ise, kendisine sunulan yüzlerce haber arasından ilgisini çekenleri okur, diğerlerini okumayabilir.

4- Televizyon haberi kalıcı değildir. Eğer özel bir amaçla kaydedilmiyorsa izlendiği anda yok olur. Oysa gazete haberi televizyona göre daha kalıcıdır.

5- Televizyonun hedef kitlesi teorik olarak tüm toplumdur. Gazetenin ise belli bir hedef kitlesi vardır.

6- Televizyon haberi görüntüye dayandığından kimi önemli haberler görüntü bulunmadığı için kullanılmamakta, zaman zaman da sadece iyi görüntü olduğu için gerçekte haber değeri taşımayan olaylar geniş bir şekilde yer alabilmektedir” (Uğurlu ve Öztürk, 2006: 54-55).

Televizyon yaptığı canlı yayınlarla gündemde meydana gelen önemli bir gelişmeyi anında izleyicisine ulaştırma gibi büyük bir avantaja sahiptir. Nitekim televizyon kanalları yayınları içerisinde haber bültenlerine ve haber programlarına büyük önem göstermektedir. Haber bir televizyon kanalının prestij program türü olarak tanımlanmaktadır. Bu yaklaşıma uygun olarak televizyon kanalları haber programlarına

ve haber merkezlerine ekstra bir önem atfetmektedirler (Kılıçcıoğlu, 2009: 20). Televizyon kanalları ana haber bültenlerinde yer alan gündemdeki konulara daha detaylı olarak haber programlarında yer vermektedirler. Haber programları gündemdeki olayları içermeleri nedeniyle insanlar tarafından izlenilmektedir.

“Televizyon, hem göze, hem kulağa yönelik bir kitle iletişim aracı olduğundan, ekranındaki görüntüye ses eşlik eder. Televizyon için haber yazmanın, diğer haber yazma türlerine göre özellikle dikkat ve yaratıcılık gerektirdiği düşünülmektedir. Televizyon haberi bir yandan üslubu önemserken, öte yandan muhabirin becerisini iyi bir şekilde kullanmasını, olayın özgeçmişini içinde bulunduğu şartlar içinde, iyi bir şekilde değerlendirmesini zorunlu kılar. Televizyon haberinin yapısı, radyo ve dergi haberciliğinde yapılana yakındır. Yine de bunlarla arasında farklılıklar bulunmaktadır. Yalnız televizyon haberinde görüntünün varlığı gösteri düzenini radyodan ayırır. Televizyon haberinin belki de en önemli özelliği, haberin son kelimesi söylenmeden, son resim karesi görülmeden olayı tam olarak algılamam mümkün olmaz. Zaten hiçbir şekilde gazete haberi gibi alttan önemsiz kısımları çıkarılarak kaleme alınmaz. Ayrıca televizyon stüdyosu hiçbir zaman gazetenin yazı işleri odasına benzemez. Televizyon haberleri bakımından zaman darlığı söz konusuysa haberin bir kısmı yayından çıkarılmaz. Hazırlanan haberin tümü haber akışından çıkarılabilir” (Kars, 2013: 181- 182).

Haber toplumun birçok farklı kesimine ulaştırılmaktadır. Toplumun sosyal durumunun yanı sıra eğitim düzeyi de değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle haber metinlerinde toplumun tüm kesimi tarafından anlaşılan cümleler kurulmalıdır. Özellikle televizyon ve radyo haberlerinde metinlerin anlaşılır olması oldukça önemlidir. Çünkü gazete haberleri genellikle eğitim düzeyi yüksek kişiler tarafından okunmaktadır. Ancak radyo ve televizyon için aynı şey söz konusu değildir. Radyo ve televizyon okuma yazma bilmeyenler tarafından da izlenilmektedir. Dolayısıyla okuma yazma oranının istenilen düzeyde olmadığı ülkemizde, haberde kullanılacak sözcükler de son derece dikkatli seçilmelidir. Ortaöğretim kültürü seviyesindeki kişilerin anlayacağı sözcükler, anlaşılır bir sadelik içinde kullanılmalıdır ki, haber geniş bir kitle tarafından anlaşılabilsin (MEGEP, 2011: 3).

Televizyon haberlerinde sadece yazılan metinler değil seçilen görüntüler de oldukça önemlidir. Muhabir, haberinde kullanacağı görüntüleri büyük bir titizlikle seçmelidir. Çünkü istenilmeyen bir görüntünün yayınlanması esnasında telafisi mümkün

olmamaktadır. Muhabirin yayınlanmasını istediği görüntüleri baştan sona mutlaka izlemesi gerekmektedir. Televizyon haberlerinde zaman çok önemlidir. Aniden gelişen önemli olayların ana haber bültenine yetiştirilmesi durumunda haberin hızlı bir şekilde hazırlanması gerekmektedir. Böyle bir durumda muhabir, haberin yazılması, seslendirilmesi ve montajının yapılması sürecini göz önünde bulundurarak çalışmalıdır. Yayına yetiştirilmesi gereken haberin tıpkı diğer haberler gibi itinayla hazırlanması gerekmektedir.