• Sonuç bulunamadı

Avrupalılaşma olgusu demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi normatif konular kadar Birliğin tarım, sağlık, güvenlik, ulaşım ve enerji gibi teknik alanlardaki politikalarında da gözlemlenmektedir.Birlik, Avrupalılaştırma yoluyla

266Christian Egenhofer, Anna Dimitrova ve Julian Popov, “A Proposal for Effective Regional Energy Policy Cooperation in South East Europe”,CEPS Energy Climate House Background Briefing Paper, 2015.

77

kendi içerisinde olduğu gibi komşu ülkelerdeki enerji piyasalarının da modernizasyonunu hedeflemektedir.267

Giriş bölümünde bahsedildiği üzere enerjinin Avrupalılaşması arz güvenliği, rekabet ve sürdürülebilirlik olmak üzere üç kriter etrafında şekillenmektedir. Birlik, bu kriterler etrafında enerji politikasını Avrupalılaştırmak hedefiyle içeride ve dışarıda girişimlerde bulunmaktadır. Söz konusu girişimleri ise içeride yasama tasarrufları aracılığıyla, dışarıda ise kurumsal ortaklıklar yoluyla gerçekleştirmektedir. Birliğin dış enerji politikalarını yürüttüğü çerçeveler Avrupa Komşuluk Politikası, Doğu Ortaklığı, Karadeniz Sinerjisi, Orta Asya Stratejisi, Akdeniz için Birlik girişimleri şeklinde sıralanabilir.

Söz konusu kurumsal oluşumlar temelinde gerçekleşen enerji alanındaki Avrupalılaşmayı ise Avrupa bütünleşme teorileri arasından en kapsamlı biçimde Yeni Kurumsalcılık teorisi açıklayabilmektedir. Ancak tamamen stratejik çıkarlar ile şekillenen Birlik enerji politikasını açıklamada Yeni Kurumsalcığın bir alt türü olan Sosyolojik Kurumsalcılık herhangi bir inceleme alanı sağlamamaktadır. Nitekim Sosyolojik Kurumsalcılık adından da anlaşılacağı üzere sosyoloji biliminin inceleme alanları olan normlar, değerler ve semboller gibi kültürel öğelere odaklanmaktadır ve bu öğelerin bireyler ve kurumlar arasındaki ilişkiyi karşılıklı belirleyici karakterine vurgu yapmaktadır. Kurumların etki doğurmalarını toplumsal meşruiyete dayandırması sebebiyle de söz konusu enerji politikalarının belirlenmesinde tüm dünyada toplumların değil devletlerin stratejik akıllarının şekillendirici rolünü

267 Gonzalo Escribano Francés, “Market or Geopolitics? The Europeanization of EU’S Energy Corridors”, International Journal of Energy Sector Management, C.5, S.1, 201, s.48.

78

açıklayamamaktadır. Rasyonel Tercihli Kurumsalcılık ve Tarihsel Kurumsalcılık ise enerjinin Avrupalılaşmasına tatmin edici bir analiz çerçevesi sunabilmektedir.

İlk olarak Birliğin enerji politikasını 3 kriter etrafında Avrupalılaştırma hedefinin bu kriterlerin yalnızca isimlerinden anlaşılabileceği üzere tamamen stratejik çıkarlara dayandığı söylenebilir. Esasen arz güvenliği, rekabet ve sürdürülebilirlik kriterlerinin hepsinin geldiği nihai nokta ise enerji iç pazarıdır.

Enerji İç Pazarı, 1985’de imzalanan Tek Avrupa Senedi’nden mantık olarak bir farklılık arz etmemektedir. O gün olduğu gibi bugün de Üye Devletler tehdit edici olarak gördüğü uluslararası gelişmelere cevaben ortak bir enerji politikası belirleme hedefine odaklanmışlardır. Enerji iç pazarının oluşturulması zaten arz güvenliği, rekabet ve sürdürülebilirlik kriterini tüm üyeler için ortak hâle getireceğinden bunu bu kriterlerin somutlaştırılması olarak okumak mümkündür.

Üye Devletlerin enerji bütünleşmesini bir hedef olarak belirlemesinde stratejik hesaplar belirleyici olagelmiştir. Enerjinin Avrupalılaştırılabilmesi için en yalın ifadeyle enerjide bütünleşmenin sağlanabilmesi için Birlik tarihinde sürekli girişimlerin olduğu görülmektedir. Söz konusu girişimlerden bazıları Uluslararası Enerji Ajansı ve Enerji Şartı Antlaşması gibi geniş kapsamlı kurumsal oluşumlar ile neticelenmiştir. Kurumsal yönetişimin bugün vardığı son nokta olarak değerlendirilebilecek olan AB, enerjiyi de kendisinin en iyi biçimde meydana getirip ve sürdürdüğü kurumsal faaliyetler ile Avrupalılaştırma hedefini gütmektedir.

Rasyonel Tercihli Kurumsalcılığın, aktörlerin fayda-maliyete dayalı stratejik çıkarlarının kurumsal oluşumlara zemin hazırladığı savı burada Üye Devletler’in ve Birliğin davranışlarını açıklayabilmektedir. Rasyonel Tercihli Kurumsalcılık, enerjide hedeflenen ortak hareketin ve uygulamalarınkendiliğinden ve meşruiyet

79

kaygısından değil tamamen stratejik hesaplardan doğduğunu savlamaktadır. Nitekim enerji konusunda Komisyon’un önerilerinin ve yol haritalarının stratejik etkileşimin oldukça yüksek olduğu Zirve toplantılarının ardından gerçekleştiğine bu bölümün önceki kısımlarında değinilmişti. AB üyesi devletlerin enerji konusunda ortak hareket etmelerinde uluslararası krizlerin belirleyici rolüne de tarihsel bağlam kısmında değinilmişti. Nitekim petrol krizlerinin bugüne kadar enerji konusunda Birliğin ortak hareket etme politikasının başlangıcını teşkil ettiği değerlendirmesi yapılabilir. Buna ek olarak 2006 ve 2009 Rusya-Belarus ve Rusya-Ukrayna gaz krizleri AB’yi derinden etkilemiş ve III. Enerji Paketi uygulamaya konulmuştur.

Birliğin enerji konusunda bütünleşme stratejisinin çıkış noktasını yeterince açıklayabilen Rasyonel Tercihli Kurumsalcılık söz konusu strateji doğrultusunda gerçekleşen kurumsal gelişmelerin yönelimini açıklamada yetersiz kalmaktadır.

Diğer bir ifadeyle enerji bütünleşmesi hedefiyle oluşturulan kurumsal yapının kendisini oluşturan aktörleri nasıl etkilediğine dair bir açıklama sunmamaktadır.Yeni Kurumsalcılık alt türlerinin karşılaştırıldığı kısımda değinildiği üzere Rasyonel Tercihli Kurumsalcılık tam da bu nedenle asıl vurgu noktası olan kurumları ihmal etmiş gözükmektedir. Bu sebeple Yeni Kurumsalcılığın diğer bir alt türü olan Tarihsel Kurumsalcılığın sunmuş olduğu analiz çerçevesi açıklayıcı olmaktadır.

Teori kısmında incelendiği üzere Tarihsel Kurumsalcılık yaklaşımı kurumların oluşumu konusunda Rasyonel Tercihli Kurumsalcılık yaklaşımından izler taşımaktadır, hatta aynı görüşü paylaşmaktadır. Bununla birlikte özellikle tarihsel geçmişin kurumsal gelişmeleri şekillendirdiği savı onu bir adım öne çıkarmaktadır.

Nitekim AB enerji politikasının gelişim seyrini ele alındığı bu bölümde görüleceği üzere enerji bütünleşmesi mevcut konjonktürlerden etkilenmekle birlikte geçmişteki

80

inisiyatiflerden de büyük izler taşımaktadır. Ancak burada Tarihsel Kurumsalcılığı Rasyonel Tercihli Kurumsalcılık’tan ayıran asıl önemli farka değinmek yerinde olacaktır. Tarihsel Kurumsalcılığın kurumların oluşturulmasında aktörler arasındaki güç asimetrisine vurgu yapması onu Rasyonel Tercihli Kurumsalcılık’tan daha rasyonel hale getirmektedir denebilir. Nitekim enerjinin Avrupalılaşması tüm devletlerin aynı çıkarlar ve güç göstergeleri etrafında oluşturdukları bir inisiyatif değildir. Birliğin de facto hegemonu konumundaki Almanya ile enerji ithalatına

%100 oranında bağımlı Birlik üyesi Malta’nın ortak enerji politikasını aynı oranda desteklemesi ve yönlendirmesi elbette beklenemez.

Almanya’nın Rusya ile başlattığı Kuzey Akımı projesini de bu kapsamda değerlendirmek gerekmektedir. Bir yandan enerji bütünleşmesi hedeflenirken diğer yandan Almanya gibi iki büyük kurucu devletten birinin bu şekilde iki taraflı bir inisiyatif gerçekleştirmesi diğer devletlerin sert eleştirisine maruz kalmaktadır. Birlik Üye Devletleri arasındaki bu güç asimetrisi Birliğin dış enerji projelerinde kolayca fark edilebilir niteliktedir. Çalışmada incelenecek olan Enerji Topluluğu gibi uluslararası inisiyatiflerde Birlik ile Batı Balkan (veya Güneydoğu Avrupa) ülkelerinin enerji bütünleşmesinin kurumsal oluşumu ve seyrinde aynı oranda belirleyici olduklarını söylemek yanlış olacaktır. Her şeyden önce bölge ülkelerinin önünde bekletilen havuçlar olan teknik ve mali yardımlar ve tam üyelik bölge ülkelerini AB enerji mevzuatını aynen uygulama mecburiyetinde bırakmaktadır.

Tarihsel Kurumsalcılığın temel vurgu noktalarından olan güç asimetrisi enerji bütünleşmesinde söz konusu bölgede Birlik lehine olmak üzere oldukça ön plana çıkmaktadır. Bütünleşmenin gidişatı da bu denklem üzerinde şekillenmektedir.

81

Tarihsel Kurumsalcılığın bir diğer vurgu noktası olan patika bağımlılığı da enerjinin Avrupalılaşmasınının seyrini açıklar niteliktedir. Birlik içerisinde kabul edilen ve uygulanan Enerji Paketleri/Stratejileri patika bağımlı bir nitelik arz etmektedir. Üye Devletler söz konusu Paketleri uygulamamaları durumunda Komisyon’un ABAD’da kendileri aleyhine açmış olduğu ihlal davaları ile karşı karşıya kalmaktadırlar.268 Birliğin dışarıdaki enerjiyi Avrupalılaştırma faaliyetlerinde de patika bağımlılığını benimsediği görülmektedir. Yine çalışmanın konusu olması dolayısıyla Enerji Topluluğu’nu örnek vermek gerekirse mevzuatların uyumlaştırılması ve uygulanması Topluluğun hazırlamış olduğu raporlar ile resmi olarak analiz edilebilmektedir. Söz konusu tarafların hepsinin de nihai hedef olarak AB üyeliğini benimsemeleri onları patika bağımlı bir sürece daha da bağımlı hâle getirmektedir.

Birliğin enerji politikasının bugüne kadar olan gelişimi sürekli bir bağlayıcı çerçeve hazırlama çabasının var olduğunu ve bu yönde kurumsal inisiyatifler oluşturulduğunu göstermektedir. Yeni Kurumsalcılık bağlamında bu kısımda ele alınan enerjinin Avrupalılaşması meselesi rasyonel tercihler doğrultusunda sürece dayalı bir gelişim göstermektedir. Lizbon Antlaşması ile enerjinin Birliğin paylaşılan yetki alanına dahil edilmesi ve alınacak kararların nitelikli oy çokluğuna tabi olması kurumsal yapının aktörler üzerindeki etkisini en açık biçimde gösterir niteliktedir.

Avrupalılaşma bugüne kadar genellikle aday veya potansiyel aday ülkeler ile yan yana getirilen bir kavram olmuştur. Özellikle 2004 genişlemesindeki devletlerin Avrupalılaştırılması çabası, literatürde bu konuda birçok çalışmanın yapılmasına

268 European Commission, Latest Commission decisions on energy infringements, http://ec.europa.eu/energy/en/topics/enforcement-laws (Erişim Tarihi: 28.12.2015).

82

zemin hazırlamıştır. Ancak bu defa geçmiştekilerden farklı olarak Birlik hem kendi enerji politikasını hem de komşu ülkelerin enerji politikasını aynı anda Avrupalılaştırma hedefi doğrultusunda hareket etmektedir. Bu kapsamda Güneydoğu Avrupa bölgesinin enerji sektörünün Avrupalılaştırılması hedefi ile oluşturulmuş olan Enerji Topluluğu inisiyatifi Birlik tarafından sıkı biçimde takip edilmektedir.

Oluşturulan kurumsal ortaklığın Birlik için önemi hayli büyüktür. 2005 yılında bağlayıcı bir Antlaşma ile kurumsal yapıya kavuşturulan ortaklığın yani Enerji Topluluğu’nun oluşum süreci, işleyiş biçimi ve kurumsal etkinliği bir sonraki bölümde ele alınacaktır. Bölümün sonunda bu kısımda ele alınan Yeni Kurumsalcılık bağlamında enerjinin Avrupalılaşması Enerji Topluluğu özelinde değerlendirilecektir.

83

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: ENERJİ TOPLULUĞU: YENİ KURUMSALCI BİR DEĞERLENDİRME

3.1. Güneydoğu Avrupa’da Enerjinin Durumu ve Enerji Topluluğu’na