• Sonuç bulunamadı

83

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: ENERJİ TOPLULUĞU: YENİ KURUMSALCI BİR DEĞERLENDİRME

3.1. Güneydoğu Avrupa’da Enerjinin Durumu ve Enerji Topluluğu’na

84

Güneydoğu Avrupa bölgesindeki en büyük enerji tüketicisi konumundaki Romanya, aynı zamanda doğal gaz, kömür ve petrol alanında önemli üretici konumundadır. Romanya haricindeki tüm bölge ülkelerinde enerji tüketiminin birinci kaynağı kömürdür. Bununla birlikte Bosna Hersek, Hırvatistan ve Karadağ önemli hidroelektrik gücüne sahipken Arnavutluk elektrik ihtiyacının çoğunu hidroelektrik santrallerinden karşılamaktadır.

AB ile Güneydoğu Avrupa ülkeleri arasındaki karşılıklı bağımlılık enerji alt sektörleri arasında oldukça farklılık arz etmektedir. Elektrik sektörü yapısal karşılıklı bağımlılık göstermektedir. Bölge, net ihracatçılar ile (Bosna-Hersek, Bulgaristan, Romanya ve Sırbistan) net ithalatçılardan oluşmaktadır. Bu ithalatçılar arasında ise ithalat oranı oldukça düşüktür, yalnızca Karadağ %20’den fazla bir ithalat oranına sahiptir.274

Doğal gaz piyasasının yapısı ise daha karmaşıktır ve devletler arasında büyük çapta piyasa gelişimi ve kaynak sağlama farklılıkları mevcuttur. Romanya ve o kadar olmasa da Bulgaristan olgunlaşmış doğal gaz piyasalarına sahipken Hırvatistan ve Sırbistan’da doğal gaz piyasaları hızla gelişmektedir. Bölgedeki diğer ülkeler ise iletim ve dağıtım alt yapısından yoksundurlar ve enerji arzlarında gazın payı oldukça düşüktür.275 Sadece Romanya ve Hırvatistan önemli yerli kaynak sağlama kapasitesine sahiptir. Diğer tüm ülkeler ise ithal Rus gazına bağımlıdırlar.276

274 Stephen Padgett, “Multilateral Institutions, Accession Conditionality and Rule Transfer in the European Union: the Energy Community in South East Europe”, Journal of Public Policy, 2012, C.32, S.3, s.270.

275 Economic Consulting Associates, South East Europe Gasification Study: Final Report, 2009, London.

276 Padgett, op. cit.

85

AB’nin oluşturmak istediği Ortak Enerji Politikası çerçevesindeki kaynak ve güzergahçeşitlendirmesi Güneydoğu Avrupa’yı AB için önemli bir transit bölge haline getirmiştir. AB’nin bölgedeki henüz tam olarak istikrara kavuşmayan yapı nedeniyle güvenlik odaklı politikaları enerjinin giderek artan boyutta Birliğin çıkarlarında önemli yer teşkil etmesine zemin hazırlamıştır.277

Avrupa Komisyonu Yetkilileri,kendileriile gerçekleştirilen bir röportajda278 1990’larda daha NATO bombalamaları olmadan önce Komisyon içerisinde Ulaştırma ve Enerji Genel Müdürlüğü’nden bir kısım yetkililerin Güneydoğu Avrupa Bölgesel Enerji Pazarı (SEEREM) kurma fikrini geliştirdiklerini ifade etmişlerdir.

Nitekim Atina Süreci’nin (2002 ve 2003 Atina Memorandumları) 279 başlangıcında yetkililerin bu niyeti etkili olmuştur.280

Enerji Topluluğu Forumlarından olan Elektrik Forumu – eski adıyla Güneydoğu Avrupa Elektrik Düzenleme Forumu (SEERF)- Topluluk kurumlarından en eski olanıdır. Forum’un toplantıları 2002 Atina Memorandumları’nın oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. Forum, ilk toplantısını 13-14 Haziran 2002’de Atina’da yapmış ve 22 Haziran 2002 tarihli Forum Bildirgesi’nde281 tüm tarafların ortak amacını “Güneydoğu Avrupa’da Avrupa Birliği’nin İç Elektrik Piyasası ile bütünleşik ve Birlik içerisinde uygulanan ve geliştirilen kurallara dayalı rekabetçi bir

277 Renner,op. cit., s. 5.

278 Stephan Renner,Interview EU13, 12 Nisan 2005, Brussels.

27910 Kasım 2002 tarihli Güneydoğu Avrupa Bölgesel Elektrik Pazarı ve Avrupa Birliği Elektrik İç Pazarı İle Bütünleştirilmesine Dair Memorandum ve 8 Aralık 2003 tarihli Güneydoğu Avrupa Bölgesel Enerji Pazarı ve Avrupa Topluluğu Enerji İç Pazarı ile Bütünleştirilmesine Dair Memorandum kast edilmektedir.

280 Renner,op. cit., s.7.

281European Commission, Conclusions of the First South East Europe Electricity Regulation Forum [SEEERF], Athens, 13-14 June 2002,

http://ec.europa.eu/enlargement/archives/seerecon/infrastructure/sectors/energy/documents/first_seeer f_conclusions.pdf (Erişim Tarihi: 26.12.2015).

86

bölgesel elektrik piyasası oluşturmak” şeklinde belirlemiştir.282 Atina Süreci olarak adlandırılan süreç de Komisyon’un 2002 yılındaki Güneydoğu Avrupa’da bölgesel elektrik pazarının oluşturulmasına yönelik önerileri ve söz konusu bildirgenin zeminini oluşturduğu 2002 Atina Memorandumu ile başlayacaktır.283

10 Kasım 2002 tarihli Atina Memorandumu284 belgenin girişinde de ifade edildiği üzere o tarihte uygulamada olan Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı’nın bölgesel işbirliğini, barışı, istikrarı ve ekonomik büyümeyi güçlendirme amacına istinaden oluşturulmuştu.285 Belgedeki imzacı devletler Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, Romanya, Türkiye, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti (Sırbistan-Karadağ) ve Makedonya iken Kosova (UNMIK), Avusturya, Macaristan, Moldova, Slovenya gözlemci olarak yer almıştır. Memorandumun hazırlanmasında Avrupa Komisyonu ve İstikrar Paktı Özel Koordinatörü de yer almıştır.

2005 itibarıyla bölgesel elektrik enerji pazarı oluşturmayı ve bu pazarı AB Elektrik İç pazarı ile bütünleştirmeyi hedefleyen 2002 Atina Memorandumu’nu İstikrar ve Ortaklık Süreci kapsamında bölge ülkeleri ile AB arasındaki işbirliği kapsamında değerlendirmek gerekir. Belgede bölgenin kalkınması için yatırımın artırılması gerekliliği bunun için de düzenleyici bir yaklaşımın benimsenmesi

282 Ibid., s.1.

283Avrupa Komisyonu Enerji ve Ulaşım Genel Müdürlüğü’nün 31 Ocak 2006 tarihinde yayınladığı 34 Avrupa Ülkesinde Bütünleşmiş Bir Elektrik ve Doğal Gaz Pazarı başlıklı Basın Açıklaması/Bilgi

Notu,

https://www.energy-community.org/portal/page/portal/ENC_HOME/DOCS/57810/051018_MEMO.PDF (Erişim Tarihi:

05.12.2015).

284 Bu Memorandum 10 Eylül 1999 tarihli Selanik Deklarasyonu ve 2 Haziran 2000 tarihli Atina Memorandumunun oluşturduğu kurumsal yapıyı değiştirerek yerini almıştır. (Memorandum Md. 1)

285The Athens Memorandum–2002,

https://www.energy-community.org/portal/page/portal/ENC_HOME/DOCS/36296/0633975AA0A27B9CE053C92FA8C0 6338.PDF (Erişim Tarihi: 20.04.2016).

87

gerekliliğinin altı çizilmiştir. Böylece enerji ticaretinde monopollerin oluşmasının engellenmesi ve arz-talep dengesizliklerinin bölge çapında çözüme kavuşturulması hedeflenmiştir.

Memorandumda Tarafların kendi ülkelerinde Devlet Enerji Kurumu, Elektrik Düzenleme Kurumu, İletim Sistem Operatörleri ve Dağıtım Sistem Operatörleri kurumlarını oluşturmaları talep edilmektedir. Enerji pazarı yönetişimi içinse Bakanlar Konseyi, Daimi Yüksek Düzey Grubu, Güneydoğu Avrupa Elektrik Düzenleme Forumu (Atina Forumu) ve bir de Sekreterlik kurulması kararlaştırılmıştır. Çalışmanın ilerleyen bölümünde görüleceği üzere bu kurumsal yapı Enerji Topluluğu’nda kendini koruyacaktır.

Atina Süreci’nin diğer Memorandumu 8 Aralık 2003 tarihli Atina Memorandumu’dur. Bu belge ile birlikte bir öncekindeki elektrik sektörüne ilişkin düzenleme ve bütünleşme hedefleri doğal gaza da uygulanmıştır. Diğer bir deyişle elektrik sektöründe hedeflenen bütünleşme Komisyon’un önerdiği plan doğrultusunda286 doğal gazda da hedeflenmiş ve bu nedenle de örneğin elektrik pazarı bütünleşmesi değil enerji pazarı bütünleşmesi ifadelerine yer verilmiştir.

Belgenin 2005 yılında kurulacak olan Enerji Topluluğu açısından taşıdığı asıl önem ise 9. Başlıkta değinilen söz konusu belgenin gelecekteki hukuki durumunun “yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma” ile netliğe kavuşturulması talebidir. Nitekim 2002 ve 2003 Atina Memorandumları iki yıl sonraAtina Sürecini sonlandıran Enerji Topluluğunu Kuran Antlaşma olarak 25 Ekim 2005 tarihinde “bağlayıcı” hale

286 Commission of the European Communities, Communication from the Commission to the Council and the European Parliament on the Development of Energy Policy for the Enlarged European Union,

Its Neighbours and Partner Countries, 26.05.2003, Brussels,

http://ec.europa.eu/dgs/energy_transport/international/doc/2003_communication_en.pdf (Erişim Tarihi: 20.04.2016).

88

getirilecektir. Diğer bir deyişle Memorandumlar ile Tarafların bulunmuş oldukları siyasi taahhütler bağlayıcı bir Antlaşma ile hukuki taahhütler haline gelmişlerdir.287

2006 yılında Dünya Bankası (DB) tarafından Atina Memorandumları ve Enerji Topluluğu’nu Kuran Antlaşma’dan hareketle hazırlanan çalışmada288 bölgede verimli bir enerji pazarının oluşturulması için ülkeleri bekleyen zorluklar ve bu zorlukları aşmak için belirlenen önlemler sıralanmıştır. Belgede Atina Süreci ile birlikte düzenleyici alanda kaydedilen gelişmeler (düzenleyici makamların oluşturulması ve görev icra etmeleri) memnuniyetle karşılanmış, Banka’nın bölgede gerçekleştirilecek olan enerji üretimi yatırımlarına enerji pazarı oluşturulması, tarife reformu, düzenleyici reformlar ve ayrıştırma gibi konularda teknik ve mali destek vereceği belirtilmiştir. Bölgede işleyen bir enerji pazarı oluşturulabilmesi için alınması gereken önlemler söz konusu belgede şu şekilde yer almıştır:

- Enerji üretimi için yatırımın önemli oranda artırılması

- Pazar oluşumunun bir Yatırım Destek Mekanizması ile tamamlanması - Düzenleyici çerçevenin geliştirilmesi

- Bazı ülkelerdeki mevcut enerji şirketlerinin etkin biçimde ayrıştırılması AB’nin özellikle doğal gaz hususunda son yıllarda yaşadığı problem şüphesiz sınırları ötesinde gerçekleşen ancak kendisini derinden etkileyen gaz kesintileridir.

İşte tam da bu nedenle AB yalnız kendi iç enerji piyasasını bütünleştirmekle

287 “34 Avrupa Ülkesinde Bütünleşmiş Bir Elektrik ve Doğal Gaz Pazarı” başlıklı Basın

Açıklaması/Bilgi Notu, s.3,

https://www.energy-community.org/portal/page/portal/ENC_HOME/DOCS/57810/051018_MEMO.PDF (Erişim Tarihi:

05.12.2015).

288 David Kennedy, World Bank Framework for Development of a Power Market in South East Europe, Energy and Mining Sector Board Discussion Paper No.15, March 2006, http://documents.worldbank.org/curated/en/2006/03/7087342/world-bank-framework-development-power-market-south-east-europe (Erişim Tarihi: 05.12.2015).

89

kalmayıp aynı zamanda kendisine enerji arzını güvenli ve sürdürülebilir şekilde sağlayacak yeni piyasaları da iç enerji piyasası ile bütünleştirme arzusundadır.

Güneydoğu Avrupa’da oluşturulan Enerji Topluluğu ise bu bağlamda Avrupa’ya enerji aktarımında ve etkin rekabetin sağlanmasında eksik halkayı tamamlamak üzere inşa edilmiştir.