• Yolcular İçin Risk: Dünya genelinde hemen her ülkede devam etmekte olan salgın nedeniyle, yurt dışına gidecek olan bütün yolcular risk altındadır.
Yurt dışında iken hasta insanlarla temastan ve kalabalık ortamlardan kaçınılmalı, maske
kullanılmalı ve sosyal mesafeyi korumaya dikkat edilmelidir. Öksürürken veya hapşırırken ağız ve burun bir mendille veya dirsek içi ile kapatılmalıdır.
Eller sık sık sabun ve suyla en az 20 saniye boyunca yıkanmalı veya en az % 60 alkol içeren el
dezenfektanı kullanılmalıdır.
• Aşı: COVID-19 için birkaç farklı aşı türü geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam etmektedir: İnaktif aşılar, canlı atenüe aşılar, protein bazlı aşılar, viral vektör aşılar, m-RNA ve DNA aşıları.
• Koruma-Önlem: Bazı basit önlemler alarak enfekte olma veya COVID-19'u bulaştırma riski azaltılabilir.
Eller düzenli olarak alkol bazlı bir el dezenfektanı ile ovarak temizlenmeli veya sabun ve su ile
yıkanmalı. Mutlaka maske takılmalı.
Başkaları ile araza en az 1 metre mesafe
bırakılmalı. Birisi öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda, burun veya ağzından virüs içerebilecek küçük sıvı damlacıkları havaya atılır.
Kalabalık yerlere gitmekten kaçınılmalı. İnsanların kalabalıklarda bir araya geldiği yerlerde, COVID-19 olan biriyle yakın temasa girme olasılığı daha
yüksektir ve en az 1 metrelik fiziksel
mesafeyi korumak daha zordur. Göz, burun ve ağza dokunmaktan kaçınılmalı. Eller birçok yüzeye
dokunur ve virüsleri alabilir.
Öksürüldüğünde veya hapşırıldığında ağız ve burun bükülmüş dirsek veya mendil ile
kapatılmalı. Ardından kullanılmış mendil hemen kapaklı bir çöp kutusuna atılmalı ve eller
yıkanmalı.
Karantina kurallarına uyulmalı ve resmi
kurumların uyarı ve açıklamaları takip edilmeli.
YENİ TİP KORONA VİRÜSÜ (SARS-COV-2)
HASTALIĞI (COVID-19)
KUDUZ (RABİES)
Hastalığın Seyri: Kesinlikle ölümcül olan viral bir
hastalıktır. Hastalığın kuluçka süresi 4 gün ile birkaç yıl arasında değişmektedir. Ancak vakaların %95’inde bu süre bir yıldan daha azdır ve ortalama olarak 20-90
gündür. Kuluçka süresi, beyine yakın, özellikle kafadan ve ağır ısırılmalarda kısalırken kol ve bacaklardan ve hafif ısırıklarda uzamaktadır. Başlangıçta iştahsızlık, kırgınlık, yorgunluk, ateş görülür. Hastaların yaklaşık % 50’sinde ısırık bölgesinde ağrı ve duyu kaybı görülür ki kuduza özgü ilk belirti budur. Daha sonra huzursuzluk, aşırı korku hali, saldırganlık, uykusuzluk, psikiyatrik
bozukluklar, depresyon ve bunlara eşlik eden öksürük, boğaz ağrısı, titreme, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal görülebilir Nörolojik semptomlar aşırı hareketlilik, zaman – mekan algısında bozukluk, hayal görmeler, sara krizleri, tuhaf davranışlar, ense sertliği, hızlı ve sık nefes alıp verme, salya artımı ve felçler olarak ortaya çıkar.
Hastaların yaklaşık olarak yarısında ataklar döneminde su içme teşebbüsü sırasında boğaz kaslarının kasılması nedeniyle boğulma hissi ortaya çıkmaktadır ve bu nedenle hidrofobi gelişmektedir. Ataklar arasındaki dönemde hasta genellikle kendindedir ve bilinci
yerindedir. Nörolojik belirtilerin gelişmesinden 4-10 gün sonra koma hali gelişir ve saatler ya da aylar sonra hasta yaşamını kaybeder.
• Etken: Rabies virüsüdür. RNA'lı Lyssavirus genusundan bir rhabdovirus'tur, tek zincirlidir.
• Hastalığın Özellikleri: Merkezi sinir sistemini ağır şekilde tutan viral bir zoonozdur. Kuduz
hayvanlarının salyasında bulunur ve genellikle ısırma suretiyle bulaşır. Tabii konakçısı olan yarasanın, yağ dokusu ve tükürük bezinde bulunur. Bütün
memelilerde koruyucu tedbirler alınmazsa hemen daima öldürücüdür. Tüm sıcak kanlı hayvanlar kuduz virüsü ile enfekte olabilirler. Hayvanların hepsi kuduz virüsüne aynı oranda hassas değildir. Kurt, tilki, çakal ve yarasa en hassas grubu oluştururken köpekler orta hassas grupta yer alırlar. Kuduza bağlı ölümlerin
%99’unun kaynağı köpeklerdir.
Bulaşma Yolu: Kuduz hastalığı, birçok evcil ve yabani hayvanı (yarasalar da dahil) etkileyen zoonotik bir hastalıktır. Enfeksiyon; enfekte bir hayvanın insanı ısırmasıyla meydana gelir. Virüs tükürükte bulunur.
Kuduz virüsünün ciltten içeriye girdiği her temas çok dikkatli bir şekilde tedavi edilmelidir. Gelişmekte olan ülkelerde hastalık köpekler yoluyla bulaşır. İnsandan insana bulaşma henüz kayıtlara geçmemiştir.
• Tanı: Hastanın klinik bulgu vermesi halinde hikâyesinde kuduz yönünden şüpheli bir hayvan ısırığının bulunması teşhiste yardımcıdır. Ancak
mühim olan hasta klinik bulgu vermeden risk altında olup olmadığının tespit edilmesidir. Çünkü klinik bulguları takiben başlanan tedavinin başarılı olma ihtimali çok azdır. Hatta bu aşamada hastalığın tedavisi yok kabul edilir. Her virüs enfeksiyonunda olduğu gibi kesin teşhis şu metodlarla konabilir:
İltihaplı doku ve sıvılardan (beyin, tükürük, beyin-omurilik sıvısı vb.) virüsün izole edilmesi ve
gösterilmesi, aşısız kişide bir seri serum çalışması ile kuduz virüsüne karşı oluşmuş antikor miktarının dört kat arttığının gösterilmesi, virüs bulaşmış dokuda hassas bir metot olan Floresan Antikor Tekniği ile virüs antijeninin gösterilmesi.
• Tedavi: Kuduzda semptomlar başladıktan sonra ve semptomlar başlamadan önce aşı olmamış kişilerin hiçbiri hayatta kalamamıştır. Aşılanmamış kişide, semptomatik kuduzun tedavisi genellikle destekleyici tedavidir. Kuduz tanısı kesinleşen olgular yoğun
bakım ünitesine alınır. Karanlık, sessiz ortamda sedatize edilir. Semptomatik tedavi uygulanır
• Coğrafi Dağılım: Dünyadaki birçok ülkede
hayvanlarda kuduz bulunmaktadır. İnsan vakalarının çoğu gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir.
• Aşı: İlk dozun yapıldığı gün 0. gün olarak kabul edilir. Geri kalan dört doz ise 3, 7, 14 ve 28. günlerde yapılır. Erişkinlerde İM olarak deltoid bölgeye yapılır.
Çocuklarda ise uyluk anterolaterali aşı için uygun bir bölgedir. İnsanlarda kuduz aşısı yapmanın iki amacı vardır: Kuduz bulaşma riskine açık olan kişileri korumak ve kuduz virüsünün bulaştığı kişilerde, kuduz hastalığının gelişimine engel olmak.
Bulaşma öncesi aşılama: DSÖ tarafından risk altında olan kişilere rutin olarak önerilir. Bunlar: Veteriner hekimler, Kuduz vakalarına bakmakla görevli özel bölümlerde çalışan hastane personeli, Kuduza hassas evcil hayvanlar ile devamlı teması olanlar, Doğa
bilimcileri, Orman işçileri, Mezbaha ve hayvan derileri ile uğraşan personel, Çok sık ava gidenler, Endemik alanlara (özellikle Asya, Afrika ve Amerika’daki tropikal ve subtropi- kal ülkeler) sık seyahat eden kişiler.
Bulaşma öncesi 0, 7, 28. günlerde toplam üç doz aşı uygulanması yeterlidir.
Bulaşma sonrası aşılama: Bulaşma sonrası aşılama 0., 3., 7., 14., ve 28. günlerde toplam 5 doz yapılır.
• Koruma-Önlem: Kuduzun yaygın olduğu bölgelerde, yabani hayvanlarla, özellikle de köpekler ve kedilerle temastan kaçınılmalı. Kişi kuduz ihtimali olan bir hayvan tarafından ısırıldıysa, yarayı dezenfektan, sa-bun ve su ile hemen temizlemeli ve acilen sağlık kuruluşuna başvurmalı.
KUDUZ (RABİES)
KUŞ GRİBİ (AVİAN İNFLUENZA)
Bulaşma Yolu: Hastalık yaptığı hayvan grupları kuşlar, domuzlar, atlardır. Bunların içerisinde en önemlisi
kuşlardır. Enfekte kuşlar virüsü tükürüklerinde, burun salgılarında ve dışkılarında bulundururlar. İnsanlara bulaş, enfekte kuşlarla veya çıkartılarıyla direkt ya da indirekt temasla olur. İnsanda bu virüse karşı oluşmuş bir immün mekanizma ya çok azdır ya da hiç yoktur.
Kuş Gribi virüslerinin insandan insana bulaşma yeteneği az görülür. Ancak bütün influenza virüsleri hızla değişebilir. Kuş Gribi virüsü de bu değişikliği gösterirse insanları enfekte edebilir ve kolaylıkla
insanlar arasında yayılabilir. İnsanlarda bu virüse karşı bağışıklık olmadığı da düşünülürse büyük bir salgının görülme olasılığı her zaman vardır.
Hastalığın Seyri: Kuş Gribi insanda tipik grip benzeri semptomlar yapar (ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrısı). Göz enfeksiyonları, pnömoni, akut solunum yetmezliği gibi şiddetli ve hayatı tehdit eden
komplikasyonlar da gelişebilir. İnsan influenza virüsü-ne karşı etkili olduğu gösterilmiş olan antiviral ajanlar kuş gribi enfeksiyonlarını önlemede de kullanılabilir.
Bazı virüs tipleri bu ilaçlara dirençli olduğundan etkili olmazlar.
• Etken: Kuş gribi kuşlarda enfeksiyon hastalığına neden olan bir influenza virüsüdür. Zarflı tek zincirli RNA virusları olan Orthomyxoviridae ailesindeki influenzavirus A, B ve C tipleridir. İnfluenzavirus A ve influenzavirus B her yıl salgın yapabilir; influenza virus C ise yalnız hafif hastalıklara neden olur.
İnfluenzavirus A, ayrıca pandemilere de neden olabilir. İnfluenzavirus A ile doğal infeksiyon,
insanların yanı sıra, domuzlar, atlar, deniz memelileri, sansargiller ve kuşlarda da görülebilir. Virüs, kuşlar, domuzlar, atlar, denizayısı ve balinalarda hastalık oluşturur. H5N1, H7N9 gibi farklı tiplerde kuş gribi alt tipleri mevcuttur.
• Hastalığın Özellikleri: İnsanlarda grip etkeni olarak gözlenen influenza virüslerinden A tipinin neden olduğu, Çoğu kuş gribi virüsleri insanlarda hastalığa neden olmaz. Ancak, bazı alt tipleri insanlara
bulaşabilir ve hastalık yapabilirler. İnsanlarda görülen enfeksiyon, hafif göz enfeksiyonu ve grip benzeri hastalıktan zatürre ve ölüme kadar
değişebilir. Bu virüsler dünya çapında vahşi su
kuşları arasında doğal olarak bulunur ve evcil kümes hayvanlarına ve diğer kuş ve hayvan türlerine
bulaşabilir.
Kemoprofilaksi için Oseltamivir, standart influenza profilaksisi yerine, tedavi dozunda temas kısa süreli ve devam etmiyorsa 5 gün, yoğun ve sürekliliği olan temaslarda 10 gün süre ile verilmelidir.
Erişkin hastalar gibi çocuk hastaların da tedavisinde antiviraller (Nöraminidaz inhibitörleri: Oseltamivir ve Zanamivir) kullanılmaktadır. Bu ilaçların, belirtiler başladıktan sonra ilk 48 saat içinde başlanması gerekmektedir. Oksijen ve ventilatör desteği ile destekleyici bakım, tedavinin temelini
oluşturmaktadır.
• Coğrafi Dağılım: Sadece kümes hayvanlarında kuş gribi virüsüne bağlı salgın görülen ülkeler: Güney Kore, Vietnam, Japonya, Tayland, Kamboçya, Hong Kong, Laos, Endonezya, ABD Delaware, Malezya, Moğolistan, Rusya.
• Yolcular İçin Risk: Hastalığın yoğun görüldüğü bölgelere gidecek yolcular, kalacakları ortam, süre ve şartlara bağlı olarak risk altında olabilirler.
• Aşı: Henüz etkin bir aşı mevcut değildir.
• Koruma-Önlem: Eller sık sık su ve sabun ile yıkanmalı veya gözle görülür şekilde kirli değilse alkol bazlı temizleyicilerle temizlenmelidir. Yolcular öksürürken mümkün olduğu kadar ağız ve
burunlarını kapatmalıdırlar. Hastayken yolculuk edilmemelidir.
• Tanı: Laboratuvar tanısında altın standart, virüs izolasyonudur. Şüpheli insan vakalarının hızlı
laboratuvar doğrulaması genellikle influenza virüs antijenlerinin immünokromatografik veya
immünfloresan tespiti ya da solunum örneklerinde H5 spesifik RNA’sının real-time-polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) ile tespit edilmesi ile
yapılmaktadır. Ek olarak nükleoprotein gibi viral antijenlere karşı oluşan antikorları tespit eden
ticari ELISA kitleri mevcuttur. Tanı İçin Laboratuvar Kriterlerinden en az birinin pozitif olması gerekir:
Klinik bir numuneden avian influenza A izole edilmesi, klinik bir numunede avian influenza A nükleik asit tespit edilmesi, avian influenza A spesifik antikor yanıtı (dört katı veya daha fazla artış veya tek bir yüksek titre).
• Tedavi: Hastalığın tedavisinde antiviraller (Nöraminidaz inhibitörleri: Oseltamivir ve
Zanamivir) kullanılmaktadır. Bu ilaçların, belirtiler başladıktan sonra ilk 48 saat içinde başlanması gerekmektedir. Oksijen ve ventilatör desteği ile destekleyici bakım, tedavinin temelini
oluşturmaktadır. Korunmasız riskli teması olan kişiler profilaksi alacaktır. Korunmasız temaslılar var ise enfeksiyon hastalıkları uzmanı ile birlikte koordineli olarak profilaksi başlanır. Profilaksi temaslının kayıtlı olduğu Toplum Sağlığı Merkezi tarafından başlanarak 10 gün takip edilecektir.
Profilaksi doğrulanmış veya olası vaka ile ilk
temastan sonra mümkün olduğu kadar çabuk, ilk 48 saat içinde başlanmalıdır. Bu mümkün değil ise son temastan sonraki 7 gün içerisinde profilaksi başlanabilir.