Hastalığın Seyri: Enfeksiyonların çoğu belirtisiz seyreder. Belirti veren vakalarda hastalığın şiddeti çeşitlilik gösterir. Hafif enfeksiyonlar ateş, baş ağrısı veya aseptik menenjit ile kendini gösterir. Ağır
vakaların başlangıç ve ilerlemesi hızlı olur. Şiddetli baş ağrısı, yüksek ateş ve menenjit işaretleri ile kendisini gösterir. İyileşme gerçekleştikten sonra nörolojik hastalık oluşabilir. Ağır vakaların %50’si ölümle sonuçlanır.
• Tanı: Japon ensefaliti, örneğin IgM yakalama ELISA ile serum ve / veya BOS’da JE virüsüne özgü IgM antikorlarını saptayan testlerle teşhis edilir .JE virüsü IgM antikorları genellikle hastalığın
başlangıcından 3-8 gün sonra saptanabilir ve 30-90 gün boyunca kalıcıdır, ancak daha uzun süre kalıcı olduğu belgelenmiştir. Bu nedenle, pozitif IgM antikorları bazen geçmiş bir enfeksiyonu veya aşılamayı yansıtabilir. Hastalık başlangıcından sonraki 10 gün içinde toplanan serum, saptanabilir IgM'ye sahip olmayabilir ve test, iyileşme
döneminde olan bir numune üzerinde
tekrarlanmalıdır. JE virüsü IgM antikorları olan hastalar için, doğrulayıcı nötralize edici antikor testi yapılmalıdır.
• Etken: Japon Ensefaliti (JE) virüsü.
Flaviviridae ailesinden bir RNA virüsüdür.
• Hastalığın Özellikleri: Japon Ensefaliti (JE) virüsünün neden olduğu, sivrisinek ısırıklarıyla yayılan, beyin hasarı ve ölümle sonuçlanabilen akut beyin iltihabıdır. Asya'daki viral ensefalitin önde gelen nedenidir ve yılda 70.000'e kadar vaka bildirilmektedir. Vaka-ölüm oranları % 0,3-% 60 arasında değişir ve nüfus ve yaşa bağlıdır.
Bulaşma Yolu: Culex türü çeşitli sivrisineklerden
bulaşır. Sivrisinekler virüslü domuzlardan ve kuşlardan beslendikten sonra hastalık yayıcı özellik kazanır.
Sivrisinek beslenme esnasında hayvanlara ve insanlara Japon Ensefaliti virüsünü bulaştırır. Hastalık insandan insana (öpüşme, dokunma vb.) veya hayvanlardan insana direkt bulaşmaz.
• Tedavi: JE'li hastalarda antiviral tedavi yoktur ancak destekleyici bakım ve yakın gözlem için hastaneye yatış genellikle gereklidir. Tedavi semptomatiktir. Dinlenme, sıvılar ve ateşi
düşürmek için ağrı kesiciler ve ilaç kullanımı bazı semptomları hafifletebilir.
• Coğrafi Dağılım: Japon Ensefaliti, Asya’daki birçok ülkede ve nadiren de Avustralya’da Queensland’ ın kuzeyinde görülür.
• Yolcular İçin Risk: Güneydoğu Asya’ya gidecek yolcular için Japon Ensefaliti (JE) enfeksiyon riski düşüktür ancak mevsime (muson mevsimi
boyunca yüksektir), konaklama tipi ve maruz kalma süresine göre değişir. İyi otellerde ve
sivrisinek ısırıklarına az maruz kalan kimselerde risk oranı düşüktür. Ancak, kırsal kesimlerde kalan kampçılar yüksek risk altında olabilirler. Dünyada sivil yolcular arasında yılda ancak bir vaka
görülmüştür.
• Aşı: Japon Ensefaliti aşısının koruyuculuğu yüksektir. 0, 7 ve 28’inci günlerde birer doz olmak üzere toplam 3 doz deri altına yapılır. Aşı hastalığın yaygın olduğu kırsal bölgelerde en az 2 hafta kalacak olan ve 1 yaşın üzerindeki
yolcular için gereklidir. Japon Ensefaliti aşısının seyahate çıkmadan 10 gün önce en az 2 dozunun yapılmış olması gereklidir.
• Koruma-Önlem: Korunmada aşı kadar sivrisinek ısırıklarına karşı önlem almak da önemlidir. Bu amaçla: Uzun kollu gömlek, uzun pantolon, şapka gibi vücudu kapatacak giysiler giyilmeli, etken madde (örn:DEET) oranı yüksek sinek kovucu spreyler kullanılmalı, güneş
koruyucu kullanılacaksa ilk önce güneş
koruyucu, üzerine sinek kovucu uygulanmalı.
Klimalı ve korunaklı mekanlarda kalmaya özen gösterilmeli, dışarıda kalınacaksa uyku tulumu, cibinlik ile uyumalı.
JAPON ENSEFALİTİ
KABAKULAK (MUMPS)
• Hastalığın Seyri: Kabakulağın kuluçka süresi 2-4 haftadır. Ateş, baş ağrısı, kulak ağrısı şeklin-de belirtilerle kendisini gösterir. Tükürük
bezlerinin iltihaplanması nedeniyle kulak memesi hizasında yanaklarda tek veya çift taraflı ağrılı şişlik oluşur. Mikrop, vücuda
girdikten sonra kan yoluyla yayılır. Pankreasın, beyin ve omurilik zarlarının, erkek ve
kadınlarda yumurtalıkların iltihaplanmasına, kısırlığa neden olur. Gebeliğin ilk üç ayı
içerisinde düşüğe sebep olabilir. Kabakulak enfeksiyonu sırasında sağırlık ve hatta ölüm görülebilmektedir. Nadiren belirti vermeden kendiliğinden geçirilmesi de mümkündür.
Hafif ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, halsizlik,
yorgunluk, iştah kaybı, kulak, çene altındaki ya da yüzün her iki yanındaki tükürük bezlerinde ağrı ve şişlik, bazen bu semptomlara eşlik eden bulantı ve kusma başlıca belirtilerdir. Kabakulak geçiren çoğu kişi, yaklaşık iki hafta içinde tamamen iyileşir. Sık olmamakla beraber beyin, pankreas, testisler, yumurtalıklar ve göğüslerde iltihaplanma ve geçici ya da kalıcı sağırlık gibi
komplikasyonlara da yol açabilir. Belirtiler tipik olarak virüsün alınmasından 16-18 gün sonra başlar, ancak bu süre 12-25 gün arasında değişebilir. Ateş 3-4 gün, parotitis 7-10 gün sürebilir.
• Etken: Kabakulak virüsü. Paramyxoviridae virüs ailesindeki Orthorubulavirüs cinsine ait olan bir RNA virüsüdür, genom sarmal bir kapsid ile çevrelenmiştir;
kapsid, yüzeyinden çıkıntı yapan sivri uçlu bir viral zarfla çevrilidir Kabakulak virüsünün tek doğal konağı insandır.
• Hastalığın Özellikleri:
• Bulaşma Yolu: Hasta kişinin öksürmesi, hapşırması ile havaya dağılan virüs yüklü damlacıkların solunum
yolundan alınmasıyla bulaşmaktadır. Kabakulak
enfeksiyonu, hastanın öksürme, hapşırma ve konuşması ile havaya atılan virüslerin sağlam kişilerin solunum
yolundan girmesiyle bulaşır. Hasta kişilerin kullandığı bardak, çatal, kaşık gibi eşyaların paylaşılması ve öpüşme gibi yakın temasla virüs yayılabilir. Virüs havada, eşya ve yüzeyler üzerinde birkaç saat canlı kalabilir. Enfekte bir kişi, tükürük bezlerinin şişmeye başlamasından birkaç gün önce ve şişlik başladıktan sonra 5 güne kadar
bulaştırıcıdır.
• Tanı: Kabakulak hastalığının yaygın olduğu yerlerde, parotit gelişimi ve kabakulak hastasına maruz kalma öyküsüne göre tanı konulabilir. Kabakulak
hastalığının daha az görüldüğü yerlerde, parotitin başka nedenleri olduğundan, kabakulak
enfeksiyonunu doğrulamak için laboratuar teşhisi gerekebilir. Semptomları alerjik reaksiyon, mastoidit, kızamık ve pediatrik HIV enfeksiyonu ve
kızamıkçık gibi diğer hastalıklarla karşılaştırmak için ayırıcı tanı kullanılabilir . Tükürük, kan,
nazofarenks, tükrük kanallarından ve seminal sıvıdan semptomların başlamasından itibaren bir hafta içinde ve hücre kültürlerinden izole
edilebilir. Serum veya oral sıvı örneklerinde kabakulaklara özgü IgM antikorları kabakulak tanımlamak için kullanılabilir. IgM miktarları semptomların başlamasından sonra sekiz güne kadar zirve yapar.
• Tedavi: Kabakulak hastalığın tedavisinin esasını destek tedavisi (istirahat, sıvı tedavisi ve
komplikasyonlara yönelik müdahaleler) oluşturmaktadır. Hastaların belirtilerin
başlamasından itibaren bir hafta boyunca evden çıkmaması ve sağlam kişilerle temasının
kısıtlanması hastalığın yayılımını azaltacaktır.
• Coğrafi Dağılım: Kabakulak tüm dünyada görülebilen bir hastalık olup özellikle kış ve bahar aylarında yoğunluk kazanır.
• Aşı: Kabakulak aşısı, çocukluk dönemi aşı takviminde KKK (Kızamık- Kızamıkçık-Kabakulak) şeklinde, 12. ayda ve (1 Temmuz 2016 tarihinde doğanlardan başlamak üzere) 48.ayına girmiş olan tüm çocuklara iki doz olarak uygulanmaktadır.
• Koruma-Önlem: Özellikle kışın ve
baharda yapılacak seyahatlerde kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Çocukların ve aşılanmamış yetişkinlerin aşı yaptırması önemlidir.