• Sonuç bulunamadı

birbirine bitişik 48 eyalette Batı Nil Ateşine rastlandığı bildirilmiştir

BATI NİL ATEŞİ

BOĞMACA (PERTUSSİS)

Tanı: Gram boyama, PCR ve ELISA ile teşhis mevcuttur.

Tedavi: Tedavinin amaçları paroksizmaların sayısını azaltmak, öksürüğün ciddiyetini gözlemek ve gereğinde destek sağlamak,

beslenmeyi, dinlenmeyi ve sekelsiz iyileşmeyi sağlamaktır. Günümüzde profilaksi ve

tedavide ilk seçenek Klaritromisin ve Azitromisindir.

Coğrafi Dağılım: Tüm dünyada endemik olan hastalık kış sonu, ilkbahar başında gözlenir.

Dünya çapında en az 20 milyon boğmaca vakası olmuştur, bunların %90’ı gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmektedir.

Etken: Bordetella pertussis. Hareketsiz, sporsuz, aerob, fimbrialı gram negatif küçük basillerdir.

Hastalığın Özellikleri: Boğmaca, kontrol edilemeyen, nefes almayı zorlaştıran şiddetli

öksürük ile karakterize bir hastalıktır. Önlenebilir bir hastalıktır.

Bulaşma Yolu: Enfekte olmuş insanların solunum yoluyla havaya attıkları salgılarla doğrudan temasla bulaşır. Hastanın solunum yolu sekresyonlarıyla bulaşmış giysi ve çarşaf gibi cansız yüzeylerden debulaşma söz konusudur.

Hastalığın Seyri: Kuluçka süresi 7-10 gündür.

Karakteristik bir boğmaca sıklıkla kusma ile birlikte haftalarca süren ciddi bir öksürük şeklinde görülür.

Küçük çocuklarda öksürük görülmeyebilir ve hastalık nefes alamama nöbetleri ile ortaya çıkar. Her yaşta ortaya çıkabilme özelliğine karşın, çok ciddi ve ölümlü vakaların bebeklik döneminde ve daha çok gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıktığı görülmüştür.

En önemli komplikasyonları arasında, zatürre, ensefalit ve yetersiz beslenme (sürekli kusma

nedeniyle) sayılabilir. Boğmaca kontrolünde aşılama en uygun yaklaşımdır.

Yolcular İçin Risk: Her yaş grubunda

görülebilmekle birlikte, 1 yaş altı çocuklarda daha şiddetli seyretmektedir. Korunmayan küçük çocuklar büyük risk altındadır. Ancak tam olarak bağışıklık kazanmamış tüm çocuk ve genç yetişkinler de risk altındadır.

Aşı: Boğmacaya yakalanma oranı gelişmekte olan ülkelerde daha çoktur. 7 yaşına kadar çocuklar aşılama ile korunmalıdır. Boğmaca aşısı 5’li karma aşı (DaBT-İPA-Hib) şeklinde 2,4,6. aylarda ve 18. ayda uygulanmaktadır.

Koruma-Önlem: Gidilen ülkelerde kalabalık ve sağlıksız ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Çocukların aşıları mutlaka

yaptırılmalıdır. Hastalıktan korunmanın tek yolu aşılamadır. Her seyahatte aşı yapılmış olsa bile hijyen ve temizliğe dikkat edilmeli, eller sık sık yıkanmalı eğer sabun ve su yoksa en az % 60 alkol içeren el dezenfektanıyla eller temizlenmeli, gözlere, burna veya ağza kirli ellerle dokunulmamalı, öksürürken ve hapşırırken ağız ve burun mendille ya da kolla

kapatılmalı, hasta olan kişilerle öpüşmekten, sarılmaktan, aynı tabaktan yemekten ve aynı bardaktan içmekten kaçınılmalıdır.

BOĞMACA (PERTUSSİS)

BOTULİZM

Hastalığın Seyri: Başlangıç belirtileri, toksinli gıdanın tüketiminden yaklaşık 18-36 saat sonra ortaya

çıkmaktadır. Zehirlenmenin erken belirtileri, belirgin halsizlik, zayıflık ve baş dönmesidir. Bu belirtiler çift görme, konuşma ve yutkunmada zorluk çekme ile devam etmektedir. Nefes alıp vermede zorluk, diğer kasların zayıflığı ve kabızlık da genel belirtileri arasında yer almaktadır. Tedavi edilmezse yüksek ölüm oranına sahiptir.

Tanı: Tanısı büyük ölçüde hastanın öyküsü, klinik ve epidemiyolojik özelliklere ve diğer olası durumların ayırıcı tanı ile saptanmasına dayanmaktadır.

Hastalığın akla getirilmesinde bazı klinik bulgular:

Görme bulanıklığı, çift görme, güçsüzlük ve simetrik paralizidir. Rutin laboratuvar testlerinin tanıdaki yeri sınırlıdır. Tanı, serum, dışkı, kusmuk, mide içeriğinde ya da hastanın yediği yemekte botulinum toksininin tespiti, veya dışkı veya yara kültürlerinden C.

botulinumun izole edilmesiyle konulur.

Etken: Clostridium botulinum bakterisidir.

Toprak altında oksijensiz ortamda yaşar ve ısıya dayanıklı sporlar üretir. Sporların tamamen yok edilmesi için, gıdaların en az 120 °C sıcaklıkta kaynatılması gerekir ki bu sıcaklığa ancak düdüklü tencerede veya endüstriyel ocaklarda ulaşılır. Normal tencerede kaynatma yeterince güvenli değildir.

Hastalığın Özellikleri: Hemen ve yeterli tedavi edilmezse yüksek ölüm oranına sahiptir.

Bulaşma Yolu: Gıda kaynaklı botulizm,

mikroorganizma tarafından üretilen nörotoksin taşıyan gıdanın tüketilmesi ile oluşur. Ciddi bir besin zehirlenmesidir. Yıllık olarak kaydedilen

birçok salgının yetersiz işlenmiş gıdalarla, ev yapımı konservelerle alakalı olduğu görülmüştür. Fakat bazen ticari üretilen gıdalarda da rastlanmıştır.

Sosisler, et ürünleri, konserve sebzeler ve deniz ürünleri insan botulizmi için en sık karşılaşılan bulaşma vasıtalarıdır. Balda da bulunabilir.

Tedavi: Botulizmde yakın bir solunum takip ve desteği başta olmak üzere destekleyici tedavi yöntemleri hayat kurtarıcıdır. Tedavide antitoksik botilinum serumu uygulanmalıdır. Botulizm

şüpheli hasta birkaç saat içinde başvurmuş ise kusturularak veya mide lavajı ile kalan toksinin atılmasına yardımcı olunabilir. Diğer yandan hastanın ağır ileus tablosu olmadıkça bağırsaklar pürgatifle veya lavmanla boşaltılmalıdır.

Yolcular İçin Risk: Toksin içeren gıdalar tüm dünyada bulunabilir. Risk tamamen gıda üretim standartları ve gıdanın tüketilme şekline bağlıdır.

Bu nedenle bütün yolcular risk altındadır.

Aşı: Mevcut değildir.

Koruma-Önlem: Tamamen önlemek mümkün değildir. Bütün ticari olarak konservelenmiş ve muhafaza edilmiş gıdalar normal şartlarda tüketim için güvenlidir. Taze ürünler tehlike içermezler. Toksin, 75-80 °C’de 10 dakika kaynatılarak yok edilebilir. Bu yüzden yeterli ısıtılmış ve pişirilmiş gıdalar güvenlidir. Ev konservelerinin hazırlanması sırasında yeterli ısı ve basınç uygulamak ve tüketilmeden önce 10 dakika kaynatmak gerekir. Şişmiş konservelerin açılmaması, kokuşmuş besinlerin yenilmemesi gerekir.

Mikrodalga fırınlar ne sporu öldürür ne de toksini etkisiz hale getirir. Bir yaşın altındaki bebeklere bal verilmemelidir. Uygun koşullarda konserve

edilmemiş, saklanmamış , şüpheli ve ambalajı bozulmuş gıdaları tüketen herkes risk altındadır.

BOTULİZM

BRUSELLOZ

Hastalığın Seyri: Kuluçka süresi 5-21 gündür.

Bakteriler; dalağa, karaciğere, lenf bezlerine, kemik iliğine, salgı bezlerine, sinirlere yerleşir. Yüksek olmayan, zaman zaman titreme şeklinde gelen ateş yapar. Geceleri terleme ile ateş normale düşer.

Hastalık süresi uzarsa ateş bazen yükselen, bazen alçalan fakat normale düşmeyen bir tablo gösterir.

Çabuk yorulma, terleme ve yaygın eklem ağrıları vardır. İştahsızlık ve buna bağlı olarak zayıflama görülür. Hastalık çoğu zaman romatizma ile

karıştırılır. Başka hastalıkların oluşmasına zemin hazırlayabilir.

Tanı: Dünyada en çok kullanılan brusella tanı

tetkiki, serum (Wright) aglütinasyon testidir. Kliniği brusella enfeksiyonu ile uyumlu olan vakalarda 1:160'lık titreler, brusellozu gösterir. Tanı için laboratuar kriterleri: Destekleyici: Serum örneklerinden Rose-Bengal testi ile antikor

pozitifliği. Doğrulayıcı: Klinik örneklerden Brusella spp’nin izolasyonu, Daha önce tedavi almamış bir olguda tek serum örneğinde STA ile antikor

titresinin ≥1:160 olması, En az iki hafta ara ile alınan çift serum örneğinde brusella STA titresinin

≥4 kat artışı.

Etken: Brusella gram-negatif, fakültatif intraselüler bir kokobasildir. Brusellanın 6 türü mevcuttur. İnsanlarda hastalık etkeni olarak en sık karşılaşılan tür B.

melitensis, en nadir olanı ise B. Canis’tir. Bartonellae ve Rickettsiae ile birlikte proteobakteriler içinde

değerlendirilmektedir. Spor, flajel ve kapsül içermez.

Karaciğer, dalak, kemik iliği gibi RES hücrelerinde çoğalır.

Hastalığın Özellikleri: Malta Humması, Akdeniz Humması da denilen Brusella, bakterilerin neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. En sık enfekte olan hayvanlar arasında sığır, domuz, keçi, koyun, deve, köpek vardır ve bu hayvanlardan insanlara bulaşır.

Dünyada en yaygın görülen zoonozdur.

Bulaşma Yolu: Brusella enfeksiyonlarında bulaşma, mikroorganizmanın inokulum büyüklüğünün çok düşük (10 bakteri) olması yüzünden kolaylıkla gerçekleşir.

Bulaşma hayvandan insana, insandan insana (kan ve eksudadan, cinsel temasla, plasenta aracılığıyla, doğum kanalından geçiş sırasında, anne sütüyle), kontamine yiyecek ve içeceklerin tüketilmesiyle (süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri), doğrudan temasla (cillteki kesiklerden ve sıyrıklardan, mukoza veya konjonktivadan), inhalasyon yoluyla (kontamine aerosollerle) olabilir.

Basil sütte 87 gün; tereyağı, yumuşak peynir ve

dondurmada haftalar-aylar boyu; yoğurtta bir haftadan az; suda 60 gün canlı kalabilmektedir.

Tedavi: Kendi kendine iyileşmekte olanlar da dahil olmak üzere, brusellozlu bütün

hastalara, antibiyotik tedavisi verilmelidir.

Ana hedef, tedavide brusellaya en etkili antibiyotik olan tetrasikline (özellikle

Doksisiklin ve Minosiklin) yer verebilmektir.

Tetrasiklin monoterapisiyle yüksek oranda rölaps gözlendiği için bu antibiyotikler, ikinci bir antibiyotikle desteklenmelidir. Kinolonlar ve Trimetoprim/Sülfametoksazol

(kotrimoksazol), ikinci tercih ilaçlardır;

bunlar da ikinci bir antibiyotikle birlikte kullanılır.

Coğrafi Dağılım: Dünyanın her yerinde görülebilmektedir. Ancak Asya, Ortadoğu ve Güney Amerika’da daha yaygındır.

Yolcular İçin Risk: Hastalığın yaygın

görüldüğü ülkelere gidecek yolcular, kalma süresi ve şartlarına bağlı olarak risk

altındadırlar. Hayvanlarla uğraşanlar,

veteriner hekimler, mezbaha ve et sanayiinde çalışanlar ve laboratuvar çalışanlarında risk daha fazladır.

Aşı: Sığır, koyun ve keçiler için etkili aşılar geliştirilmiştir, insanlarda kullanılabilecek herhangi bir aşı yoktur.

Koruma-Önlem: Pastörize olmamış veya iyice kaynatılmamış süt ve böyle sütlerden yapılan peynir, krema, dondurma gibi süt ürünleri

tüketilmemelidir. İyi pişmemiş etler ve yeterince yıkanmamış çiğ gıdalardan uzak durulmalıdır.

Koruyucu olarak genç hayvanların aşılatılmasına önem verilmelidir. Çünkü insanlarda

brusellozisin önlenmesi hastalığın hayvanlarda kontrolüne bağlıdır. Hayvanların kitle halinde aşılanması, insanları da brusellozdan korur.

Mesleği bruselloz bulaştırabilen hayvanlarla teması gerektiren kişiler, temasları sırasında eldiven, maske giymeli, önlük takmalıdırlar.

BRUSELLOZ