• Sonuç bulunamadı

Yemenli Kabilelerin Hz Ali Yönetimine Etkileri

C. HZ ALİ'NİN İLK SİYASİ KARARLARI

2. Yemenli Kabilelerin Hz Ali Yönetimine Etkileri

Arab-ı âribe olarak bilinen ve Kahtanîler diye de isimlendirilen Yemenliler İslâm'dan önce çeşitli devletler kurmuşlardır. Dolayısıyla bedevi Arapların aksine geçmişten gelen bir kültür ve medeniyete sahip idiler. Adnanîler ve Kahtanîler arasında

El-Eşter bu kabilenin liderliğini yaparken, kendisinin ölümünden sonra oğlu İbrahim b. Malik liderliği eline almıştır. bk. M. Mahfuz Söylemez, Bedevîlikten Hadârîliğe Kûfe, Ankara Okulu yay. Ankara 2001, s. 116–118.

316 Taha Hüseyin, el-Fitnetü'l Kübra, II, 53.

317 Taha Hüseyin, el-Fitnetü'l Kübra, II, 147; Câbirî, Siyasal Akıl, s. 384; Bakır, Hz. Ali ve Dönemi, s.

600.

318 İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 375–387. 319 Apak, Asabiyet, s. 161.

çok eskilere dayanan bir düşmanlığın olduğu, savaşlarda birbirlerine benzememek amacı ile farklı alametler kullandıkları belirtilmektedir. Adnanilerden olan Mudarlılar kırmızı sarık ve bayraklar, Yemenliler ise sarı sarık kullanırlardı.320 Mudarlıların yakın akrabaları olan Rebia kabilesinin Yemenlilere karşı konumu ise Mudara göre biraz farklıdır. Mudar ve Rebia rekabeti Rebia ile Yemenliler ittifakını beraberinde getirmiş, Rebialılar onlara karşı savaşırken Yemenliler'in desteğini almıştır.321 Bu ittifakın etkilerinin Sıffîn Savaşı'nda yoğun bir şekilde yaşandığı görülecektir.

Yemenlilerin, Kureyş kabilesinin Arab-ı musta'ribe'den (Adnanî) oluşu, daha da önemlisi Mudarlı olmasının da etkisi ile Kureyş'i ticari ve kültürel olarak kendilerine rakip kabul ediyor olmaları muhtemeldir. Adnanî-Kahtanî mücadelesi burada da kendini göstermektedir.322 İslâm'dan önce Yemenliler, yine bu rekabet nedeniyle, Kureyş'in Araplar arasındaki saygınlığından ve Kutsal Mabed'in Mekke'de oluşundan rahatsızlık duymaktaydılar. Çünkü bu durum Kureyş'i diğer Araplar arasında itibarlı kılıyordu.323 Ayrıca birçok Arap kabilesini yılın belli zamanlarında Mekke'ye çekiyordu. Yemenlilerin kendi bölgelerinde Kâbe'ye rakip olarak Yemen Kâbesi ya da Zulhalasa adını verdikleri bir tapınak edinmiş olmaları,324 Kureyş'in Araplar arasındaki dini ve ticari merkez olma konumuna karşı duyulan rekabeti yansıtmaktadır. Birçok Yemenli kabile, Hz. Peygamber'in vefatına yakın bir dönemde ve daha çok siyasi nedenlerle Müslüman olmuştu. Hz. Peygamber'in vefatının ardından Araplar arasındaki siyasi ve dini misyonuna karşı yalancı peygamberler ortaya çıkmıştı ki bunların arasında Yemenlilerden Esved el-Ansî de bulunmaktaydı.325 Peygamber'in vefatının ardından irtidat eden birçok Yemenli kabile ise Hz. Ebû Bekir'in aldığı siyasi kararı neticesinde yapılan savaşlar ile tekrar devlete bağlı hale getirildiler.

Yemenliler'in ekonomik, dini ve siyasi nedenlerle Kureyş iktidarından kısmen rahatsız olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi Hz. Osman'a karşı isyanın çıkmasında

320 Emîn, Fecrü'l-İslâm, s. 6–7. 321 Emîn, Fecrü'l-İslâm, s. 6–7.

322 Emîn, Fecrü'l-İslâm, s. 6; Câbirî, Siyasal Akıl, s. 418. 323 Günaltay, Araplar ve Dinleri, s. 61.

324 İbn Al Kalbî, Putlar Kitabı, çev. Beyza (Düşüngen) Bilgin, Pınar yay., İstanbul 2003, s. 58-59;

Ezrakî, Mekke Tarihi, s. 122; Mustafa Fayda, İslâmiyet'in Güney Arabistan'a Yayılışı, AÜİF yay, Ankara 1982, s. 20.

önemli bir isim olarak gündeme gelen ve Abdullah b. Sebe adı verilen kişinin de Yemen asıllı bir Yahudi olduğu rivayet edilmektedir.326

Hz. Ali'nin, gerek vali seçimleri ve gerekse siyasi tercihleri bakımından dikkat çekici olan önemli bir konu ise halifenin Yemenli kabileler ile iş birliği içerisinde olmasıdır. Bilindiği gibi Medineliler Yemen asıllıdırlar.327 Hz. Ali'nin atamalarında tercih ettiği kişilerden bazıları ise yukarıda belirttiğimiz gibi Medineliler'dendir. Hz. Ali'nin giriştiği mücadelelerde kendisine en çok destek verenler de Yemenli kabilelerdir. Kûfe valisi olarak atanan Umare b. Şihab Güney Araplarından'dı.328 Hz. Ali, Kûfe'ye yerleşen Yemen kabilelerinden önemli bir isim olan Malik el-Eşter'i ise önce Cezire,329 daha sonra gelişen olaylar nedeniyle de Mısır'a vali tayin etti.330 Çoğunluğu Yemenli kabilelerden oluşan Kûfeliler'in de özellikle Hz. Osman döneminden itibaren, kabileci yaklaşımları ile yönetime karşı direkt müdahalelerde bulundukları ve bu girişimleri sonucunda Hz. Ali'yi desteklemekle birlikte, halifeyi kendi siyasi hedefleri doğrultusunda yönlendirdikleri görülmektedir.331

Kureş'i kendilerine rakip olarak gören Yemenliler ile Hz. Ali arasında nasıl böyle bir münasebet oluşmuştur? Yukarıda ifade ettiğimiz gibi Haşimoğulları ile Yemenliler arasında kabile yönüyle bir bağlantının varlığından söz etmememiz mümkündür. Buna bağlı olarak bu yakınlığın temelinde asabiyet duygularının yer aldığını söyleyebiliriz. Tarihi kaynakların belirttiğine göre hicretin onuncu yılında Hz. Peygamber Halid b. Velid'i, Yemenlileri İslâm'a davet etmek göreviyle Yemen'e gönderdiğinde de olumlu bir sonuç elde edilememiş, onu geri çağırarak yerine Ali b. Ebî Talib'i göndermişti. Hz. Ali Yemen'e vardığında onlara Hz. Peygamber'in mektubunu okudu. Bütün Hemedan kabilesi bir günde Müslüman oldular. Ardından Yemen halkı peş peşe İslâm dinine girdi.332 Halid b. Velid Kureyş'in önemli kabilelerinden ve Haşimoğulları'nın rakiplerinden olan Mahzumoğulları'ndandı. Ali b. Ebî Talib ise Hz. Peygamber'in amcazadesiydi ve Haşimoğulları'ndandı. Bu durumda Yemenliler, kendilerine dayılık yönüyle akrabalığı bulunan, gerektiğinde ittifak

326 Abdullah b. Sebe hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Ethem Ruhi Fığlalı, "Abdullah İbn Sebe' Meselesi",

Çağımızda îtikadî İslâm Mezhepleri, Selçuk yay. Ankara 1990, s. 289–301.

327 Yıldız, "Arap", DİA, İstanbul 1991, III, 273. 328 Apak, Asabiyet, s. 160.

329 Halife b. Hayat, Halife Tarihi, s. 248.

330 Taberî, Tarih, III, 126; İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 352. 331 Câbirî, Siyasal Akıl, s. 419; Söylemez, Kûfe, s. 23. 332 bk. Câbirî, Siyasal Akıl, 424–425.

kurdukları ve ticari ilişkilerde bulundukları Haşimoğulları'nı kendilerine daha yakın bulmuşlardı. Bu münasebet Hz. Ali'nin iktidarı boyunca da devam etti.

Bununla birlikte, başta Yemenliler'in ve bir kısım Arap kabilelerinin haksız yönetime karşı bir baş kaldırı olmak üzere çeşitli bölgelerden Medine'ye gelerek, Hz. Osman'ın öldürülmesine neden olmalarının ardından, her şeye rağmen yine Kureyş'ten bir halife seçme zorunluluğunu hissetmeleri, her ne kadar bu kabilelerin Kureyş egemenliğinden rahatsızlık duyuyor olsalar bile, halifelerin Kureyş'ten seçilmesine alıştıklarını da göstermektedir.333 Temelde yönetime karşı gerçekleşen mücadelede özellikle Kûfe Yemenlileri ile diğer Arap kabilelerinin hareketi, Kureyş'e karşı Kureyş dışı Arapların mücadelesi gibi görünüyorsa da,334 bu kabilelerin siyasi tercihlerinin yine Kureyş ekseninde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bazı Arap kabileleri Cemel ashabını, bazıları Hz. Ali'yi, bazıları da Muaviye'yi taraf olarak seçmişler, hatta olayların seyrine göre taraf değiştirebilmişlerdir.335 Esasen birçok Arap kabilesi iktidara karşı yoğun bir muhalefet geliştirmekle birlikte, farklı bölgelerde yaşayan aynı kabile üyeleri dahi, farklı siyasi kararlar alarak, gerçekleşen iç savaşlarda karşı karşıya mücadele etmekten kaçınmamışlardır.336 Halifenin öldürülmesinden sonra Arap kabilelerinin ortaya koydukları bu siyasi tercihlere baktığımızda, onların bir merkezden yönlendirilmediklerini, dolayısıyla her kabilenin yine geçmişten gelen ilişkilerine göre hareket ettiklerini ve planlı bir isyan girişiminde bulunmadıklarını görmekteyiz.337

D. HALİFEYE KARŞI İLK MUHALEFET GİRİŞİMLERİNDE